• Sonuç bulunamadı

Gerek ticarî düşüncelerle, gerekse mevcut fcir tasarruf akçesinin mülke tahvili için girişilen inşaat teşebbüslerinde bir çok defalar millî servet muayyen bir varidat getirmek üzere taşınmaz mal haline kalbolmaktadır

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gerek ticarî düşüncelerle, gerekse mevcut fcir tasarruf akçesinin mülke tahvili için girişilen inşaat teşebbüslerinde bir çok defalar millî servet muayyen bir varidat getirmek üzere taşınmaz mal haline kalbolmaktadır"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K Ö Y L Ü M Ü Z Ü S I H H İ E V L E R E N A S I L K A V U Ş T U R A C A Ğ I Z ?

Y, MİMAR NACİ MELTEM

Millî servetin bir istihalesi sayılabilecek olan gerek resmî gerek hususî mesken inşaatı işlerine memleketimizin her bölgesinde arzu edilen şekilde bir veçhe verilemediği ve bunların kontroluna ge- niş ölçüde imkân bulunamadığı malûmdur.

Meskenler kadar hiç bir şey içinde oturanla- rın içtimaî hayat tarzını, sahibinin malî kudretini bariz bir surette ifade edemez. İklim şartları ika- metgâhların taksimat ve şekillerine nasıl doğrudan doğruya müessir olmuşsa halkın refah derecesi de - ticaret merkezi şehirlerden ziyade - köylerin üm- ran seviyesinde kendini gösterir.

Şehirlerin geçici düşman istilâsına maruz kalarak yıkılması neticesinde bunların sırf bu se- bepten bir daha kalkınmamış olduklarına tarih bo- yunca ender tesadüf edilmiştir. Bu yüzden harap olduktan sonra tekrar kurulmuş olan köy ve ka- sabaların ümran derecesi ise içtimaî bünyesini kuvvetlendirmemiş olmak yüzünden uzun seneler- den beri iptidaî tarzda kalmış olanların çok fev- kinde bulunduğu malûmdur.

Devlet teşkilâtı bir kadro ile tahdit edilmiş olup iş başında olan ve mevzuumuzla alâkalı ele- manların vâsi malûmat ve tecrübelerine rağmen malî ve idarî imkânsızlıklar ve bazı işlerin muay- yen bir zamanda ikmali talepleri karşısında yapı- lan işlerde, tabiî şartlar dahilinde aranan ihtimam- dan feragat zarureti hasıl olmaktadır.

Halkın yaptırdığı inşaata gelince bunlar üzerindeki tesir ve âmiller o kadar çoktur ki umumiyete şamil bir tasnife tâbi tutmak hemen imkânsızdır.

Ferdler tasarruflarında bulunan servet ve malları diledikleri gibi kullanmakta - kanunun ba- zı kayıtlarına uymak şartiyle - Serbesttirler. Fakat- bu bağımsızlığın bilerek veya bilmiyerek umumî menfaate ve memlekete zarar yerecek tarzda kul- lanılması da gene kanunlarla tahdit edilmiş bulun- maktadır .

Gerek ticarî düşüncelerle, gerekse mevcut fcir tasarruf akçesinin mülke tahvili için girişilen

inşaat teşebbüslerinde bir çok defalar millî servet muayyen bir varidat getirmek üzere taşınmaz mal haline kalbolmaktadır.

Ancak bu tahavvül sırasında alınması lâzım gelen bir çok takayyüdatm gözönünde bulundurul- mamış okluğu, bir zaman sonra zuhur edebilen yan- gın, deprem, su basması neticesi zemininin yumu- şaması gibi vakalar sırasında acı surette kendini göstermektedir.

Belediye teşkilâtı olan şehirler meskenlerin sıhhî şartlara uygun olması için bunlarda bir ta- kım şartların bulunmasını aramaktadırlar. Fakat köylerimizin hemen kısmı azanımda eski görenek devam edip gitmektedir. Kendine bir mesken yap- tıranın vakur evi kendine aittir. Bunu dilediği şe- kilde ve büyüklükte yapmasına mâni olacak bir se- bep düşünülemez. Ancak ev sahibinin ise, camisi, çeşmesi, meydanı ve evleri ile köy de bir Türk kö- yüdür. Köylerimizin regional hususiyetlerine ha- lel getirmeden hattâ bunları son zamanlarda gö- .rülen köksüz üslûpların tesirinden de uzak tut- mak üzere, köylerde yeni kurulacak meskenlerin inşasında köylü ailesini aydınlatmak ve yeni yapı- lacak meskenlerin inşasında köylü ailesini aydınla- tarak meskenleri muvakkat inşaat sınıfından kur- tarmak için tedbirler aramakta gecikmememiz lâ- zımdır.

Mevzuumuzu gözden geçirmek için köyleri- mizi:

a — Vilâyet veya kaza merkezlerine çok u- zak köyler

b — Vilâyet veya kaza merkezlerine nisbs- ten yakın köyler,

c — Başkent ve birinci sınıf vilâyet merkez- leri ve kazaları civarındaki köyler.

d —• Şark vilâyetleri ve kazalarına çok uzak köyler olarak dört sınıfa ayırıyoruz.

Yüzlerce senelik âdet ve geleneğe dayanan köylerin kısa bir zamanda bir sihirbaz değneği dey- miş giıbi derhal bir istihaleye uğrayarak basma ka-

(2)

Iıp bir kolonizatör sitesi halini alacağım kimse dü- şünmez ve temenni de etmez.

Bu işlerin devlet tarafından yapılması lâzım gelen bir iş olduğunu tasavvur etmek de pek sathî bir düşünce mahsulü olur.

Şu halde köyün bulunduğu saha sellere ma- ruz ve bataklıklı bir arazi olmayıp da olduğu mevkide kalması mutasavver ise burada yeniden yapılacak veyahut mevcudun tevsi ve tadilî sure- tiyle ihya edilecek meskenin kurulmasında köylü- yü yalnız kendi şahsî bilgisi ile baş başa bırakmı- 5 arak onu aydınlatmak ve bu suretle şekil değiş- tirecek olan millî servet ve el emeğinden - gerek kendi, gerek kollektif menfaat bakımından - aza- mî istifade etmesini temin edecek kolaylıklar dü- şünmek lâzım gelmektedir.

Müşahedelerimiz, daha bir çok seneler köy- lerde hususî inşaatın mal sahibinin bulacağı us- talarla belki kendisi, çocukları da çalışmak üzere mahallî 'âdetlere ve göreneğe göre devam edeceği- ni göstermektedir. Köylü ailenin, eskiye nazaran son on sone zarfındaki kalkınması, demir yolunun ulaştığı yerden ticaret merkezlerine gelmek im- kânlarım kolaylaştırmasından sonra bir çok kasa- ba ve köylerimizde bu mahallî âdet ve görenek de kısmen değişmeğe başlamış, şimdiye kadar kerpiç, kireç ve ahşap ile yapılan işlerde malî kudreti ye- tenlerin çimento ve demir kullanmayı tercih ci- hetine gittikleri görülmüştür.

Ormandan kesilen ağacın tulüne göre yapılan açıklıklar, çimento istimali sayesinde ziyadeleş- miş, evvelce Devlet taahhüt işlerinde ve köy mek- tepleri inşaatında çalışmış olanların göreneğe is- tinat eden bilgileri ile bazı köylerimizde döşeme, lento gibi betonarme imalât meydana getirilmiş- tir. Köy halkının bulunduğu muhitte yaptıracağı bir yapı için serbest çalışan mimar veya mühen- disin bulunduğu yere gelip bunlarla temasa geç- mesi daha uzun zaman bir temenni mahiyetini aş- rnıyacaktır. Bu itibarla, gayri mekul haline gele- cek millî servetin cüzü'lerinin bugünkü ve gele- cekteki mutasarrıfına en iyi bir tarzda hizmet et- mesi mal sahibi ile sanatkârın birbirine lüzumlu olduklarını anlayıncaya kadar gecikecektir.

İnkılâptan evvel uzun seneler mahrumiyet içinde yaşamış olanlardan şehir merkezlerine uzak bulunanlar hükümetin her sahada gösterdiği gay- retlerle yakın bir zamanda kendi menfaatlerini da- ha yakından görür hale gelecek, sanat okullarının yetiştirdiği gençler bu ilerlemeyi geniş ölçüde takvi'ye edecektir.

Olacak hâdiseleri kendi haline bırakmaktan

ziyade Bunları yurttaşların ııef'ine olarak kabil ol- duğu kadar - mevcut imkânlar nisbetinde - tacil etmek zorundayız.

Şu halde Yapı Yollar Kanununun mer'î olduğu şehirlerde belediyeler bu kanunun bir maddesine göre «müracaat sahiplerinin fennî müşküllerine çalışma saati içinde şifahen cevap vermekle mü- kellef» tutuldukları gibi belediye teşkilâtı olmıyan veyahut Yapı Yollar Kanununun tatbik edilmediği yerlerde de kendileri için mesken ve ziraate lüzumlu tesisat yaptıracak olanların da gö- reneklerine bırakılmıyarak partiler, halkevleri ve odaları mensuplarının bu işlerde bilgili olanları arasından teşkil edilecek gruplar vastasiyle aydın- latılmaları cihetine gidilmesi meseleyi kökünden lıâlle k'âf bir çare olmamakla beraber tecrübeye değer bir teşebbüs mahiyetinde addedilebilir.

Bu grupların yapacağı iş, kendi düşünce ve görüşünü kabul ettirmeğe çalışmaktan ziyade mü- racaat sahibinin tasavvur ettiği sureti hallin evvel emirde sıhhî şartlara uyması ve bunların sel -ve depreme dayanıklı olarak yapılmasını sağlamak olabilir. Ahenkli nisbetleri ile yüze gülen evleri ile köylerimizi görmek hepimizin tehalük ile ta- savvur ettiğimiz bir manzaradır. Ancak buna ilk merhalede vasıl olunanuyacağma göre hiç değil- se yapilahın metanetini sağlamak cihetini tutma- lıyız.

Bundan sonra bir köyü ziyaret eden bir va- tandaş elli sene evvel ayni köyün şimdikinden baş- ka yerde olduğunu duymamak ve o yerde zaman ile silinmiş toprak yığınları içinde gömülü bir çeşmeden başka bir şey görememekle de yüreği parçalanmamalıdır.

b — Vilâyet ve kaza merkezlerine nisbeten yakın köylerin şehirden uzaktakilere nazaran daha müsait olmamakla beraber bunlar içinde malî va- ziyeti iyi olanların girişecekleri teşebbüslerinde bir fen adamının malumatı lüzumuna kani olanlar serbest olarak çalışan mimarlara veya müessesatta hizmet gören fen adamlarına resmî vazifeleri ha- ricindeki zamanlarda müracaat ile müşküllerini halletmek için daha müsait durumdadırlar.

Bu gibi müracaat karşısında kalacak mcslek- daşlarm istişarî mahiyeti geçmemek ve kendileri- ne bu yüzden ayrıca bir külfet yüklenmemek şar- tiyle bu vazifeden kaçmmıyacakları tabiîdir.

Burada aranılan gaye, yurddaşı irşat etmek ve kendisini zararlı ve külfetli masraflardan ko- ruyarak millî sermaye ve emeğin kabil olduğu ka- dar mahalline sarfedilmesini müracaat hakkını aramak için bir avukata danışmak lüzumunu his-

(3)

settiği kadar bu gibi işlerde de bir müracaat yeri olabileceği kanaatini kökleştirmektedir.

Şükran ile kaydetmek gerektir ki bir çok köy- lerimizde köy halkının radyoları vardır.

Bu yeniliği kabul etmiş olanların, yeniden kurulacak meskenlerin inşasında da mahallî zevk ve gelenekten ayrılmamak şartiyle daha sıhhî ve sağlam esaslara dayanarak hareket etmiyeceklerini gösteren hiç bir menfî işaret yoktur.

İlkmektep sıralarında öğretmenlerin mes- ken zevkini aşıladıkları genç dimağlar nasıl olsa kemale ererken doğduğu muhitin bağlılığım mu- hafaza etmekle beraber evini kendisine aşıla- nan şekilde görmek arzusuna kaçılacaktır.

Nasıl ki, yirmi beş seneden beri sıtma, tra- hom gibi nüfusumuzu azaltmak istidadını göste- ren âfetlerin merkezlere kadar gelmesini bekleme- den en uzak köylere kadar sıhhat ekipleri gönde- rerek bunları imha etmek lâzım geldiğine kani ol- muş bulunarak bu yolda yürüyorsak, tesiri bu müs- tevli âfetler gibi ferdler üzerinde maddî olarak görülmemekle beraber, içtimaî zararlarına şahit olduğumuz köydeki sakin Türk ailesini gayri sıh- hî meskenden kurtarmak davasında da irşad' ve uyandırma propagandasını da tâ köylere kadar gö- türmek mecburiyetindeyiz.

c — Başkent ve birinci sınıf vilâyet merkez- leri civarındaki köylere gelince - bilâ istisna denil- mez ise de - bunların mesken bakımından en ip- tidaî şekilden oldukça kurtulmuş vaziyetlerine rağmen kalkınmaya muhtaçtırlar.

Mahallî iktisadî vaziyet ve imkânlar göz ö- nünde bulundurularak iç işleri teşkilâtının köy muhtarlıklarına dağıtılmak üzere hazırlıyacağı broşürlerle bu köylerde yapılacak yeni meskenle- re bir istikamet verilmesi de üzerinde durulacak bir mevzu teşkil eder. Ancak bunların, müracaat sahibine munzam hiç bir külfet tahmil etmiyerek geniş bir müzaheret mahiyetinde olması lâzımdır.

d — Şark vilâyetleri ve kazaları merkezlerine çok uzak köyler.

Adedi kırk bine varan köylerimiz meyanmda diğer bölgelere nazaran adetleri az olmakla bera- ber bu havalideki köyler için diğer maddelerde

bahsolunan tedbirlerin hepsine baş vurulmakla ik- tifa edilmiyerek, Koruyucu Devlet elinin yardımını sağlaması bir çok bakımdan faydalı olacaktır. Esa- sen bu havalide memurlar için yaptırılan mesken- ler bu mmtakaya ne kadar ehemmiyet verildiğini göstermektedir.

Bu mıntakadaki köy meskenleri meselesi ayrı bir mevzu teşkil edecek kadar geniştir. Büyük merkezlerden başlıyan imar hareketlerinin köyle- re kadar uzanmasını beklemek iyi bir temenni ma- hiyetini şimdiye kadar geçmediği ve bundan böy- le de geçemiyeceği için köylerimizin mesken bakı- mından kalkınması, hamlesine köyden başla- mak mümkün olacağına kanaat getirmemek elden gelmemektedir. Mevzuumuz köy olduğuna göre, burada, başkent ve birinci derecedeki vilâ- yetlerdeki mesken şartlarının tahliline girmiyece- ğiz. Ancak büyük merkezlerden civarlarmdaki köylere varmadan evvel şehrin etraf fakir mahal- lelerinin durumunu gözden kaçırmamak faydalı

olur.

Umumiyet itibariyle işçi ve küçük sanayi fab- rikalarında çalışan bu mahalle sakinleri mesken- lerinin sıhhî şartları çok iptidaî kalmıştır. Kısmı âzam kiracı vaziyetinde olan bu gurupların iskân durumu sanayi mmtakasınm tayini ile şehircilik programının tahakkukuna kadar ayni tarzda de- vam edecektir.

Köylerimizde mesken meselesi netice itiba- riyle köylü ailenin malî kudreti, umumî bilgisi muhitin tabiî kaynakları ile yakînen alâkadar ol- ması itibariyle bunların tedricen yükselme ve in- kişafı nisbetinde bu işin de müsbet bir istikamet tutacağı tabiî ise de uzun seneler bakımsız kalmış bu ülkede en fazla iztirap duymuş olan köylü ai- lenin namzet olduğu refah derecesine bir an ev- vel ulaşması için köy evleri meselesinin bütün aydınlanmızca ilk plânda tutulduğuna şüphe yok- tur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kültür ve sanat alanında çalışan, üreten aktörlerin soyut ya da somut olarak ortaya koyduğu hemen her şeyin müdahale olduğu tezinden yola çıkarsak, bu yıl

1943 yılında muhtelif vilâyet belediyelerinin inşaat fasılları ancak şu küçük yekûnlara inhisar et- mekte idi.. den canlı renklerde serpilmesini

Ancak belirtilen haller çocuğun bülûğa ve rüşde ermesinden sonra ortaya çıkmış ise İmam Muhammed’e göre, çocuk bülûğa erdiği sırada kim velî ise vilâyet

Tâcuddîn es-Sübkî, babasından (Takıyyüddîn es-Sübkî’den) Dâvûd’un kıyâs-ı celîyi reddetmediğini işittiğini, ancak Müzenî’nin eleştirilerine ce-

Ahlak Önces Dönem (0-5 Yaş): P aget, ahlak önces dönemde çocukların “Ben merkezc l k” eğ l mler neden yle ahlak perspekt fler n n olmadığını bel rt r.. Bu

Türk Sanatı, gerek İslamiyet öncesinde, gerekse İslamiyet sonrasında; motif, malzeme, teknik, kompozisyon açısından oldukça zengindir.. Çini, Seramik, Kalemişi, Hat,

O zaman Mersin Üniversitesi rektör yardımcısı olan, bugün ise Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Mersin milletvekili olarak TBMM’de insan haklar ı inceleme komisyonu

a) Taşınmazların muhammen satış bedeli ve geçici teminat miktarı 1.maddede belirtilmiş olup, ihaleye katılacak istekliler ihale muhammen bedelinin en az %3’ü