• Sonuç bulunamadı

["Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni" Ocak 1961 - Aralık 1961 tarihleri arasında yayımlanmış 228 - 239 sayıları]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "["Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni" Ocak 1961 - Aralık 1961 tarihleri arasında yayımlanmış 228 - 239 sayıları]"

Copied!
506
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

T Ü R K İ Y E

TURİNG

ve

OTOMOBİL KURUMU

B E L L E T E N İ

1923 de tesis edilen T.T.O.K.

İcra Vakitleri Heyetinin 214/1930 tarih v t 9069 aayılı kararita umumun menfaatine yardımcı Cemiyet olarak tanınmıştır.

(Beynelmilel Turizm İttifakına, Beynelmilel Otomobil Federasyonuna, Dünya Turizm ve Otomobil Teşkilâtına Milletlerarası Otelcilik Birliğine ve Milletlerarası Şatolar ve Hisarlar Enstitüsüne mensubdur.)

Ankara da yeni binasında çalışm alarına başlayan Türkiye K urucular M eclisinin tarihî açılış celsesi Inauguration solennelle de l’Assem blée Constituante de Turquie à Ankara

B u lle tin O ffic ie l

du Touring et Automobile Club de Turquie

Association nationale fon dée en 1923 et reconnue d'utilité publique par D écret N o. 9069 du 2 A vril 1930 A ffiliée à l’Alliance Internationale de Tourism e, à la Fédération Internationale de l’Autom obile,

et à l’Organisation M ondiale du Tourism e et de l’A utom obile

Aşmalı Mesçit ve Gönül sokakları, Nil Pasajı, Kat 2 — Beyoğlu - Istanbul Tel.: 44 31 66

(3)

N o.

2 2 8

O c a k

1 9 6 1 Jan v ier

F İ H R İ S T

S O M M A I R E

Sahife Page

D evlet ve H üküm et B aşkanı M uhterem Orgeneral E xcu rsion sur la Côte Turquoise —

H üsnü Sadık Durukal 21

G ürsel’in turizm e dair tam im leri ... 3

E ine R u n dfah rt durch das zentrale Anatolien — T.T.O.K. İdare H eyetinin 5 A ralık Pazartesi günü P rof. Dr. F riedrich K arl K ienitz 23 toplanan 1960 yılı 11. içtim ai zabtı ... 4 L ’A cco rd Citroën - Sim ca ... 26

Le voya ge en R ussie d ’A lexandre Dum as ... 27

Tü rk turistleri — D r .Fazlı A yverdi ... 12

L ’A rt T u rc et la F ran ce — N urullah B erk ... 28

İlk tra fik m ahkem esi ... 13 Bibliographie: Publications allem andes sur la Turquie L ivio Am édée M issir 30 T arihim izde kadınlarım ızın örtüsü — La Turquie doit profiter des touristes que pourraient Ord. P rof. Süheyl tînver 14 lui apporter la G rèce et l’Italie — Antoine J. N egroponte 31 E dirnede sivil m im arim iz — H alûk Şehsuvaroğlu 15 Le R a lly de M onte Carlo a cinquante ans — G eorges R aym ond 32 B elgrad Orm anları ve B entler — K erim Yuııd ___ 17 Le Carnet du Conducteur ... 33

F ran sız karayolları şebekesi — Chronique de .Turquie ... 34

Av. H akkı Nezihi Savran 19 Les M usées d ’Istanbul ... 38

T.T.O .K. a z a l ı : Senelik aldat 120 L ira d ır: .Sene başında peşin verilir Y eni aza bir defaya m ahsus ay rıca 50 lira duhuliye verir.

A za: Bilâ bedel aylık belletenim izi aldığı gibi, seyahatlerinde bir çok kolaylıklardan faydalanır.

— La Cotisation annuelle des m em bres du T.T.O .K. est de Ltqs. 120, payable chaque année par anticipation. — Le droit d ’entrée est de 50 Ltqs., payable une seule fois.

(4)

Devlet ve Hükümet Başkanı Muhterem Orgeneral

Gürsel'in Turizm Politikamız hakkmdaki Tamimleri

Sayın Devlet ve Hükümet Başkanımız Or­

general Gürsel’in, turizm işlerinin yeni ve ilmi

bir zihniyet ve muhtacı olduğumuz bir azim ile

Hükümetçe ele alındığını gösteren bir tamim­

leri ilgili devlet dairelerine gönderilmiştir. Bu

konudaki çalışmaların başlangıcı olarak, okul­

lara turizm derslerinin konulması ve otelcilik

meslek okullarının açılması teşebbüslerinden

başka, turizme engel olan mevzuat ve tatbikatı

incelemek ve hal suretlerini bulmak üzere Ba-

kanlıklararası bir heyet de kurulmuştur. Bu yeni

devreyi açan tarihî tamimi aynen dere ediyoruz:

«Türkiyemizin Turizm bakımından ehemmi­

yetini izaha lüzum görmüyorum. Turizm teşki-

lâtlanmasiyle beraber turizmin ehemmiyetini ve

turistlere davranışı, millete ve öğrencilere telkin

edip fikirlerine yerleştirmekte fayda görüyoruz.

Hu itibarla her türlü okullarımızda ve üniversite­

lerimizde ders programları içinde veya konfe­

rans şeklinde öğrencilere, turizmin ehemmiyeti,

turistlere yardım, iyi muamele ve iyi arkadaşlık

Mevzuları üzerinde bilgi verilmelidir.

Bu bilgilerin hedefi, yurdumuzun kalkınma-

sinı ve yarının müreffeh Türkiye’sini tahakkuk

ettirmek hususunda turizmin ehemmiyetli rolü

bacağına gençliği inandırmak ve her vatandaşa,

bu dâvaya yardımcı olmayı millî bir vazife ola­

rak benimsetmek olmalıdır. Bunu bütün memle- ,

*îete teşmilde müşkülât bahis mevzuu olduğu

takdirde ilk plânda bilhassa turistik bölgeler

Ilk ın a ve öğrencilerine tatbik etmek yerinde

olur.

Turistik bölgeler olarak, İzmir, Bergama, Çanakkale, Manisa, Aydın, İstanbul, Antalya, ibreme, Kayseri, Nevşehir, Konya, Trabzon ve ^fikara gibi birinci derecede turistik sayılan böl­ gelerimizden işe başlamalıdır.

Mevzuun lâyık olduğu ehemmiyetle ele alına-

rak

Basın

- Yayın ve Turizm ve Millî Eğitim

Ba-Devlet ve H üküm et Başkanı M uhterem Org. Cemal Gürsel

Le Général d ’Arm ée Cem al Gürsel, Président de l’E tat et du G ouvernem ent de Turquie

kanlıklarınca işbirliği halinde hazırlanacak bir

plân dairesinde tatbikine geçilmesini ve icra saf­

halarından Başbakanlığa malûmat verilmesini

rica ederim.

İcabının ifası ricasile Millî Eğitim ve Basın -

Yayın ve Turizm Bakanlıklarına ve gerekli yar­

dımların yapılması rieasiyle diğer Bakanlıklara

yazılmıştır.»

Devlet Başkanı ve Başbakan

Orgeneral

(5)

T. T. O. K. İdare H eyetin in 5 A ralık P a z a rte s i g ü n ü

T o p la n a n 1960 Yılı (11) nci İçtim ai Z ap tıd ır

M illî E ğitim B akanı P rof. Turhan Feyzioğlu M inistre de l’Education Nationale

UMUMÎ İŞLER :

1.

— a) Kurumumuzun büyük hâmisi çok

muhterem Orgeneral Cemal Gürsel’in geçici ra­

hatsızlığı münasebetile sık sık hatırını istifsar

etmekteyiz.

Devlet Başkanlığı Umumî Kâtibi K. Alb. Os­

man Göksal’dan aldığımız telgraflarda hâmî

Reisimizin iltifatlarile millet için kıymetli sih-

hatleri hakkında endişemizi gideren haberler ve­

rilmektedir.

b) Geniş ve medenî anlayışile Kurumumuzun

bütün projelerini kavramış ve hayret verici bir

sür’atle tatbik ettirmiş olan İstanbul Belediye

Reisi Sayın

General

Şefik Erensii’nün müessif

rahatsızlığı neticesinde görevinden ayrılması

hepimizi çok üzdü. Kendisini daimâ en samimî

minnettarlıkla düşüneceğiz.

Belediye Muavini bulunan Sayın K. Alb.

Adnan Çeliksoy’un aynı derecede itimadına maz-

har olacağımızı umuyoruz.

c) Basm - Yayın Turizm İstanbul Mümessili

K. Yarb. Şevket Sakarya ile Trafik Mümessili

K. Yarb. Orhan Oral'm askeri vazifelerine dön­

Ulaştırm a Bakanı Orhan Cemal M ersinli M inistre des Com m unications

melerinin de aylardan beri alışdığımız

kıymetli

ve semereli iş birliğinden Kurumu muzu mahram

bıraktığım teessürle kaydederken,

kendilerine

burada muhabbet ve şükranlarımızı bir defa da­

ha yâdetmek isteriz.

Resmî Turizm Dairesi İstanbul Temsilciliğine

yeni tayin olunan Nail Mutlugil ve Askeri Mü­

messil K. Yarb. Zarif Çetindağ ile yakında Ku­

rumda bir toplantı hazırlayacağını Basm - Yayın

ve Turizm İstanbul Mümessili aziz arkadaşımı^

Memduh Tezel Reisimize bildirmiştir.

f)

Daimâ Kurumumuza teveccüh ve itimad-

larını ibzal buyuran çok muhterem Devlet ve

Hükümet Reisimizin turizm’e verdiği önemin ye­

ni yeni tecellilerine şükranla şahid olmaktayız.

Bu hususta Devaire ve Gençliğe yapılan beya­

nattan başka, Amerikadan getirilen bir mütehas­

sısın bu defa Anadolu’da yapacağı tetkik seya­

hatlerine Resmî Turizm Dairesi Müdürü arka­

daşımız Selahattin Çoruh’un refakat edeceğini

kendisinden memnuniyetle öğrendik.

Bu mütehassısların raporlarından istifade

edileceğini ümit ederiz.

(6)

B a s ın -Y a y ın ve Turizm Bakanı

. Cihad Baban

Ministre de la Presse, de la R adiodiffu sion et du Tourism e

Türkiye T u rin s ve O tom obil Kurum u Başkam R eşit Saffet Atabinen

Président du Touringr et Autom obile Club de Turquie

Fakat daima söylediğimiz gibi bu sahada mu­

vaffakiyet, turizm işlerinin Başbakanlığa doğru-

dan doğruya bağlı müstakil bir teşkilât ihdâsma,

değerli elemanlar toplanmasına, aortod ve pro­

vamla çalışmasına ve 37 senelik tecrübeli Ku­

lplumuzla sıkı temas tesisine bağlıdır.

hakikatlere kanaat getirmiş olan Basm -

ayin

ve Turizm Umum Müdürü Muhterem K.

Ahmet Yıldız ile Turizm Dairesi Müdürü

aziz arkadaşımız Selâhattin Çoruh bu bahtla ha­

klanan Kanun Tasarılarının Knrıımumuza so-

Pll*apağnn resmen bildirmişlerdir.

H

Yeni Umum Müdür Sayın K. Alb. Gök-

, eniz’in medenî ve Avrupai görüş ve düşünüş-

Flare olunmasına başlanan DenizyoHarı-

,l,n Akdeniz’in yeni turistik durumunu gozönüne

> ^ra,k Silecek kampanyadan itibaren faydalı

birler alacağına kaniiz. Kurumumuz, tecrübe

Ve ^ünya ölçüsünde münasebetlerde Denizyolla-

rına hizmet etmeğe amadedir.

2.

— İdare Heyeti Azasından kıymetli arka­

cım ız Hulki Alisbah, Koç Müessesesinin tu-

..2,11 *e ilgili bazı yeni teşebbüsleri hakkında

neıbli malûmat verdi.

.

a> Koç Şirketi Türkiyedeki Ford bayilerinin

'■ raklerile Haydarpaşa-Ankara asfaltı üzerin­

de, Haydarpaşa’dan 3 V 2 kilometre mesafede,

bir Ford Montaj ve İmalât fabrikasmi kurmuş­

tur. Sermaye 10 milyon liradır. Pek yakında

2400 kamyon ve 1200 otomobil satılığa çıkarı­

lacaktır. Şimdiden 250 araba satılmıştır.

Otomobil ve Trafik Komisyonumuz Başkanı

Y. M. İhsan Bâli, Hulki Beyfendi ile gidip fabri­

kayı gezecektir.

b)

İzmit ile Sapanca arasında İzmitten (6)

nci kilometro’da meşhur İtalyan Pirelli Müesse-

sesinin yüzde 51 iştirakile 5 milyon dolar, yani

45 milyon hra sermayeli, bir Lastik Fabrikasının

inşasına başlanmış olup 1962 martında bitecek­

tir. Sermayenin yüzde 49 u Kurumumuz üyele­

rinden İş Bankası, Koç Müessesesi, Burla ve İz­

zet Akosman tarafından temin edilmiştir.

3.

— Başkan Vekili Mahmud Nedim Gündüz-

alp, Kurumun 1 Aralık 1960 tarihinde malî du­

rumu hakkında malûmat verdi.

Haricî seyahatlerin tenkisi dolâyısile varida­

tımız azalmış ise de masrafların da nisbeten kı­

sılması, İktisadî ahvalden dolâyı tabiatile mü­

teessir olan Kurumumuzun vaziyetini bir dere­

ceye kadar kurtarmaktadır.

Hükümetin bir kaç aya kadar tatbikine gide­

ceği yeni Trafik Kanununa Y. M. İhsan Bâli ar­

(7)

kadaşımız tarafından, Kurumumuza varidat te­

min edecek maddeler konulduğu bildirilmiştir.

Bunlar değiştirilmez de, Kurumun geliri haki­

katen beklendiği derecede artarsa, bütün otomo­

bil sahiplerine mühim faydalar verici tedbirlere

tevessül olunacağı tabüdir.

4. — Merkezi Berne’de olan İsviçre Otomobil

Klöbü hususî arabalarile azası arasmda Türkiye

ve Lübnan’a bir seyahat tertip etmiş ve progra­

mını göndererek Hükümetimizin ve Kurumumu-

nun yardımını ve mütealeasmı istemiştir. Türki-

yede 19-22 Mayısta ve avdette 30 Mayıs - 4 Ha­

ziran 1961 de bulunacaklardır. Lübnan Hüküme­

tinin yaptığı gibi bunların İstanbul Belediyesi

tarafından davet edilmesi ve Kurumumuzun da

bir kabul resmi tertip etmesi pek tabiidir.

Güzergâh, yollar ve ziyaret edilecek yerler

hakkında gönderilen programın tetkiki ve mü-

taleasımn bildirilmesi için mektupla ilişiğinin

Otomobil Komisyonumuza havalesi münasip gö­

rüldü.

5. — Amerikalıların Türkiyede İki Örnek

Köy kurmak için Hükümetimize müracaatta bu­

lunduklarım, bunun için İzmirde bir Komite ku­

rulduğunu ve bu köylerin turistik evsafı haiz

Muğlanın Köyceğiz civarında inşası muvafık gö­

rüldüğü öğrenilmiştir. Buna mümasil Örnek

Köylerin her vilâyetimizde ve mümkün olduğu

kadar büyük yollarm yakınında bulunmaları ar­

zu edilir.

KONGRELER ve MİLLETLERARASI MÜ­

NASEBETLERİMİZ :

1. — O.M.T.A.’dan aldığımız 30 Kasım tarihli

mektupta: bilhassa « Yakın Şark havalisindeki

yollaruı otomobilli turizm bakımından durumla­

rım » tetkik etmek üzere, 1961 Nisanında Bey-

mt’da O.M.T.A. Delegelerinin toplanacakları bil­

dirilmekte ve bu Kongreye lüzûmlu malûmatı

hâvi bir raporun haritalarile 1961 Şubatından

êw el yetiştirilmesi istenmektedir. İlgili Komis­

yonumuza havale edildi.

2. — A.l.T. Umumi Kâtipliği, A.t.T. Yıllık

Umumî Kongresinin 3-8 Temmuz 1961 arasında

İngiltere Automobile Association’un daveti üze­

rine İrlanda Dublin’de toplanacağım bildiriyor.

Bilhassa Londra-Kalkütta yolu merkezi bulun­

mamız itibarile raporumuzun hazırlanması icap

etmektedir. Mümessilimizi tayin için zaman var.

3. — F.Í.A. Umumî Kâtipliği: 18 Ekimde,

Fransa Otomobil Klöbünde toplanmış olan

«Ba-sm ile Münasebetler» Komisyonun mesaisi ara­

sında tavsiye olunan tedbirlerden bazılarını Ku-

rumumuz, şimdiden Belleteninde tatbik etmek­

tedir.

Müşterek dünya propagandası için (Yolcu­

ların emniyeti, havanın kirletilmemesi ve gürül­

tüye karşı tedbirlerle dair mevzular üzerinde

durulmuştur.

4. — a) (F.I.A.) 28 Ekim toplantısında: Mil­

letlerarası Camping karnesi hakkında ileri sürü­

len yeni teklifler üzerinde ittifak hasıl olmadı­

ğından (F.Î.A. - F.İ.C.C.) modellerinin 1961 d«

ipkası kararlaşmıştır.

b)

1961 Camping Milletlerarası rehberlerine

18 memleket dahil olduğu halde Türkiyeden he­

nüz malûmat gönderilememiştir.

5. — Merkezi İsviçre’de Rapperswill’de olan

ve azasından bulunduğumuz (Tarihî Şatolar ve

Hisarlar Milletlerarası Enstitüsü) 10 Eylül I960

Umumî İçtimaında kabul edilen yeni Nizamna­

me ve mesai programını Kurumumuza gönder­

miştir.

Eğitim Bakanlığı Abideler Müdürlüğünün hu

Enstitü’ye girmesi pek muvafık olur.

6. — a) A.İ.H. Milletlerarası Oteller Birliği

(Yunanistan ve Tunus dahil) 21 memleketin i§'

tirakile, 11 Ekim 1960 da Porto Rico’da San

Juan’da yaptığı (mensup olduğumuz) İdare He'

yeti toplantısında, Dünya Otelleri arasında Caf'

te de Crédit’lerin kullanılması üzerinde durulnü^

ve Fransa Hükümetinin 11 Temmuz 1960 da ai'

dığı karar veçhile bu Kart sahiplerinin döviz

takyidatına tabi olmıyacakları ve 21 Eylül I960

da Fransa Otel Endüstrisi Federasyonunun tat'

bika başladıkları bildirilmektedir.

b) Bu ve buna mümasil otel işlerini A.1.H-

Hellenic-American Liııe kumpanyasının «Que#1

Frederica» gemisini kiralayarak Akdenizde 1°

günlük Croisière esnasında tetkik etmeğe karar

vermiştir.

Bu Croisière’e katılacak üyeler adam başih9

200.000 üret ödeyeceklerdir. Seyahate iştira^

edecek Heyeti, Israël Oteller Birliği Hayfa’d3

üç gün, ve Lübnan Millî Oteller Birliği de Bey'

rut’da bir gün misafir edeceklerdir.

c) Bu münasebetle idare Heyetimizde cer#

yan eden müzakerelere de Merkezi Ankara’da

bulunup Milletlerarası hiç bir faaliyet göster­

meyen Türkiye Turistik Oteller Cemiyetinin 1#

(8)

kün olmazsa, Hilton ve Divan Otellerinin teşeb-

büsile Istanbulda bir Cemiyet kurularak Millet­

lerarası Birlikle münasebet temini fikri ileri sü­

rm ü ştü r. Bu hususta Divan Oteli yeni Müdür­

leri isviçreli Mr. Fahrni ve Halûk Çatırcı ile gö-

riişmemizi Sayın Hulki Alisbah faydalı görmüş­

tür.

d)

Turizm’le ilgili bir çok Milletlerarası Kon­

grelerin 1961 de Yakın Şark’da toplanacağına

&ore, bilhassa Yunanistan ve Lübnan’ın Turizm

Endüstrisine ve propagandasına ne kadar önem

verdikleri ve Türkiyenin bu rakib komşularına

ayak uydurmak ihtiyacı ve müstaceliyeti anla­

tmaktadır.

TURİZM, OTELLER vs.

U — Geçende Atina’da toplanan Seyahat

Acenteleri Milletlerarası Kongresine Türkiye ta-

rafından kendi hesabına iştirak etmiş olan Mo-

[ls Seyahat Acentesi Sahibi ne Türkiye Acente-

er Erliğine, ne de Kurumumuza bir rapor

ver-memiştir.

Kongre müzakeratını ve kararlarını Yunan S ite le r in d e n takip edebildik.

Bu münasebetle Türkiye Seyahat Acente-

(^ lnin faaliyet göstermemesi sebeplerini Turist

‘ yahat

Şirketi

Müdürü Tevfik

Sencerle

S°riişüierek bu Cemiyetin kontrol ve islâhı için

6smî Turizm Müdürlüğünün ve Belediyemizin

Yalanması düşünülmüştür. Türk Ekspres,

'acılık ve Turizm Ltd. Şirketi de temasımızın

ydalı olacağını Yapı ve Kredi Bankası Umum

^hürlerinden Sayın üyemiz Nuri Pere ilâve bu-

^rinuştur.

2. — içişleri Bakanlığı, Okullarda turizm ko-

Hunda konferans verilmesini ve bütün memur-

rmıiz tarafmdan yerh ve yabancı turistlere iyi

amele, hatta yardım edilmesini bir tamimle

V8İye etmiştir.

Tamimin

resmî metni Kurumumuza gelme­

k t i r .

O

rip Müteaddit müracaat ve şikâyetler üze- ^ e Belediye şehrimizde mevcut 6 bin kadar lo- ' a > muhallebici, otel, bar, pavyon ve kokteyl

°nunun yeniden sınıflandırılmasına karar ver-

rak F'

iktidar tarafmdan gelişi güzel

ola-^üesseselere verilen bu birinci ve lüks Tu-

tÜr ^ Arifelerin kaldırılması uygun görülmüş-

• Kira bir çok müessese ikinci sınıfa dahil edil-

rifg Ce^

halde olmasına rağmen Turistik ta-

e tatbik ettiği ve buna göre vatandaşlardan

para aldığı tesbit edilmiştir. Bu itibarla halen

mevcut bulunan bütün müesseseler sınıflandırı­

lacak ve bunlara bir komisyon tarafmdan yeni­

den Birinci sınıfa kadar tarife verilecektir. Lüks

ve Turistik tarife tamamen kaldırılacaktır.

Diğer taraftan müşterilere çift fatura ver-

miyen müesseseler hakkında şiddetli cezalarm

tatbiki kararlaştırılmıştır. Bilhassa ruhsatsız

kadın çalıştıran bar ve pavyon sahipleri ile müş­

terilerinden fazla para koparan müesseseler

derhal üç ay müddetle kapatılacaktır.

4.

— Dolara prim ödenerek 9 liraya çıkarıl­

masından sonra memleketimizi ziyaret eden tu­

ristlerin adedi ile memleketimizde bıraktıkları

döviz miktarı göze çarpacak derecede artmıştır.

Nitekim 1958 de 2.141.000 dolar olan turizm

gelirimiz 1959 da 4.736.000 dolara yükselmiş bu­

lunmaktadır.

Tutulan istatistiklerden anlaşıldığına göre,

memleketimize en fazla Amerika’dan turist gel­

mekte, bunları Ingiliz, Alman, Fransız, Italyan

ve diğer komşu memleketler turistleri takip et­

mektedir.

Geçen bir yıl içinde memleketimize gelen

Amerikalıların sayısı 60.000 civarındadır.

Memleketimize gelen turistlerin yüzde 64’nün

uçakla geldiği tesbit edilmiştir. Geçen yıl 148.633

kişiden 85.422’si uçakla, 35.840’ı deniz yolu ile,

23.119’u tren ve 4.249’u da kara vasıtaları ile

yurdumuza gelmişlerdir. Gelenlerin ekseriyetini

110.145 ile erkekler, 55.658 ini de kadm turistler

teşkil etmiştir. Bunlardan 17.000 i bir hafta,

5.000 i 15 gün, 4.500 ü 30 gün, 22.926 sı 6 ay­

dan fazla ve diğerleri daha uzun bir süre kal­

mışlardır.

5.

— Türkiye’nin iç ve dış turizmini geliştir­

mek için İCA ile yapılan temaslar müsbet sonuç­

lanmış ve gereken yardım sağlanmıştır. Bir

müddet evvel kurulan Bakanlıklararası Turizm

komisyonu tarafından ilk plânda İzmir, Denizli,

İstanbul, Uşak, Afyon ve Îstanbul-Kütahya yol

güzergâhındaki tesislerin turistleri tatmin ede­

cek seviyeye getirilmesi için lüzumlu tetkikler

yapılacak ve gereken kredi sağlanacaktır. Bu

maksatla ICA’dan bir heyet memleketimize gel­

miştir. Amerikalı yüksek mimar Chutter ile Tu­

r iz m

Dairesi Enformasyon ve Neşriyat şefi Edvin

Rezi ile turizm komisyonu üyesi Recai Akçay

Ankara ve Istanbuldaki temaslarını müteakip

îzmire gitmişlerdir.

(9)

6.

— a) Avrupadaki Yunan Seyahat Acente­

lerinin bir çoğu Türkiye aleyhinde propaganda

yaptıkları gibi, Atina Hava alanında resmen

Haut-Parleur’le «Türkiyeye gidip zahmet çekece­

ğinize Rodos’a gidiniz» diye söylendiğini müte­

addit şahitler tekrar etmektedirler.

b)

Esasen Yunanistanı ecnebilere gezdiren bü­

tün Yunanlı rehberlerin zamanın ve yer sarsın­

tılarının bile yaptığı tahribatı Türklere atfettik­

lerini, sonra Türkiyeye gelen turistlerden öğ­

renmekteyiz. Asırlarca Türk hakimiyeti altında

yaşamış unsurların bu kompleks tezahürlerine

nihayet verdirilmesi muvafık olur.

YOLLAR, TRAFİK, RALLY vs.

1. — a) Nis’de toplanan Trafik Emniyeti

Kongresinden dönen üyemiz Y. M. İhsan Bâli

Kongre mukarreratı hakkında idare Heyetine

raporlarile mufassal malûmat verdi. Kendisi şü­

kranla, hararetle tebrik edildi.

Bilhassa garajlara, trafik tıkantılarına ve

ehliyet imtihanlarına ait olmak üzere Kongre

tavsiyelerinin ilgili Devlet Makamlarma bildir­

ilmesi için rapor Otomobil Komisyonuna havale

edildi.

b)

Aynı zamanda tetkik edilmek ve mütaleası

idare Heyetimize bildirilmek üzere A.I.T. Millet­

lerarası Komisyonunun Kurumumuza gönderdiği

Yol Flmniyeti Kontroluııa dair mukarreratı da

Ihsan Bâli beye tevdi olundu.

2. — Ihsan Bâli bey Trafik Kanunu Tasarısı­

nın Eylül’de M. B. K. ’ine tevdi olunduğunu, ya­

kında müzakeresine başlanacağı ve bu Tasarıda

Kurumumuza mevki ve vazife verilmiş olduğunu

söyledi. Bu Tasarıdan bir nüsha Kurumumuzda

bulunması arzu olunurdu.

3.

— İngiltere Otomobil Assosiasyonu: Millet­

lerarası çapında hazırlanmakta olan dünya üze­

rindeki tasdikli, ehliyetli garajlar listesine geçi­

rilmek üzere Türkiyedeki bu gibi garajların lis­

tesini istiyor. Elde edilebilecek malumat gönde-

rilecekdir.

4. —• Otomobillerin mensup oldukları mem­

leketleri ve eyaletleri gösterir plâka işaretlerini

havi kitapçelerden getirttik.

5. — a) Fransa’da Trafik hukukuna dair

staj yapmış olan Avukat Hakkı Savran Kuru­

mumuza dış memleketlerde Trafik Mevzuatı

hakkında bir rapor vereceğini vaid etmiştir.

b)

Türkiyede Trafik kazaları gün geçtikçe

arttığından, polislerin ve şoförlerin ilk yardım

kursuna tabî tutulmaları için Kızılay Umumî

Merkezi tarafından kararlaşmıştır.

c) Trafik kazaları hakkmda Son Havadis’m

11 Kasım’da çıkan nüshasında Ay ten Uygur im­

zasını taşıyan makalenin Belleten’e derci muva­

fık görüldü.

d) İsviçre Otomobil Klöbü Resmî Organı olan

AUTO Risalesinin 1960 Ekim nüshasında Bienııe

Kantonu Polis Müdürlüğü Müşaviri M. Marcel

Kuenzi’nin «.Şehirlerde îstasyonman» şartlarına

dair yazısının tercümesini neşredeceğiz.

6. — a) Büyük şehirlerimizde olsun, bir çok

işlek sokak isimlerinin, sokakların iki ucunda ol­

sun, yazılı bulunmamak sokak arayan turistleri

hattâ şehirlileri zor duruma düşürüyor. BunıU*

ehemmiyetle ele alınmasını Belediyelerimizden

rica ederiz.

b)

Yaya geçitleri bazı yerlerde işaretlendiril­

miş ise de, bu sahada yapılacak daha çok iş ol­

duğu söyleniyor. Bu işaretlerin işlek yerlerde bu­

lunmaması bilhassa geniş caddelerde bir çok ka­

zaya sebebiyet vermektedir.

7. — 1960 yılı içinde iyi idareleri ve nezaket­

lerde bazı azalanınızın dikkatini çeken İ.E.T.T-

mensuplarile taksi şoförleri şunlardır:

I.E.T.T. :

Planton Kadri Bahşi, No. 234

Planton Selim Ay, No. 248

Planton Faik Gagın, No. 1582

Planton Kemal, No. 151

Vatman Mehmet Okçu, No. 1117

Bekir Aydoğan, No. 1949

.

Cemal Yılmaz, No. 1164

Otobüs Şoförü Osman Ocaklı

Tünel Gişesinde Mehmet Şahin, No. 366

Kontrolör Ziya Altaş, No. 83

Otobüs Biletçisi Bahaeddin Vatan Sever,

No. 2166

Planton Halit Üçel, No. 238.

Şoförler :

Ekrem Kayabaş, Sicil No. 51187

Halit Duman, Sicil No. 70656, Taksi No. 56190

Erol Erarpad, Sicil No.42740, Taksi No.55l94

Kemal izli, Sicil No. 1823, Taksi No. 55027

Ahmet Hilmi Duran, Sicil No. 24721, Taksi

No. 50626

Sabri Ünlü, Sicil No. 1276, Taksi No. 53255

Nihat Dizici, Taksi No. 52992

Ömer Aymgüç, Taksi No. 25782

Hüseyin Özkorkmaz, Sicil No. 11932

(10)

Mustafa Sezer, Sicil No. 578, Taksi No. 50464

Hüseyin

Akpolat, Sicil No. 30205, Taksi No.

51222

Hamdi Gürsen, Sicil No. 128, Taksi No. 51668.

t ı Un^arı> İ.E.T.T. ve Trafik Müdürlüklerinin

takdirine arzeyleriz.

olaıf ‘T” *ran *a Türkiye’yi birbirine bağlayacak

in , ^

kilometrelik demiryolu güzergâhım

^ ce emek üzere seyahat eden İran, Türkiye ve

Mün fl^an

mütehassıslan etüdlerini bitirerek

^uuakâlat Bakanlığına raporlarını vermişler-

■ ran la Türkiye arasında inşa edilecek olan

^emiryolu 375 kilometredir ve mezkûr heyet bu

m inşası programını tanzime memur edil-

erdir. Ray döşenecek kısım Doğu Türkiyede

de Batı İranda Şerefhane arasındadır.

Şiuıdiye kadar Türkiyedeki kısmın yüzde

^ sinin ve Van gölünün batısındaki Tatvan ile

tesv' arasinc^a ^13 kilometredeki tünelin toprak

kuze^eSI S° na erm^ ve ^anda Hizaiye gölünün

k n ^ ^lsmının toprak tesviyesi de gelecek yıla

ç p ar tamamlanacaktır. İran-Türkiye demiryolu

T0 nezareti altında inşa edilmektedir.

Hritish Petroleum Türkiye Umum Mii-

Sh li***

M*-- Rcad, Mersinde Mobil Oil ve

£e

beraber B. P. bir Raffinerie inşa etmek-

0 uklarını ve ayrıca İzmit’de bir ’Türk tas­

fiyehanesinin mevcut olduğunu ve bunlarda ev­

vel be evvel bizde çıkan petrollerin tasfiye edil­

diğini ve yerli petrollerin yakında memleketimiz

ihtiyacına kâfi geleceğini ümid ettiğini Kuru-

mumuza bildirmiştir. İran-Türkiye pipe-line pro­

jesi suya düşmüştür.

10. — British Petroleum, memleketimizde

Camping tesisi mevzuunda ön-ayak olarak Kü­

çük Çekmece’de, Ömür Yolu kavşağında ve Ba­

kırköy’de (Birincisi bitmiş olan) üç Camping

yeri hazırlamış ve ikisini daha yapmak üzere

hazırlıkta bulunmaktadır.

Bunların her biri 50 arabayı istiab edecek ve

bütün tesisatı haiz olacaktır.

Camping’e gireceklerin eşya sigortasını Do­

ğan Sigorta Şirketi taahhüt edecek.

Küçük Çekmecedeki Camping’iıı yanına ya­

pılmakta olan 18 yataklı MotePin inşası 1961

Haziranında bitecektir. Yapılması mutasavver

4 ve 5 inci Camping yerlerinin Belediyece T.T.

O.K. na verildiği halde, tesisat ve işletmesini

B P. der’uhte etmektedir.

ESKİ ESERLER :

1.

— OsmanlIlar tarafından zaptının (600)

üncü yıldönümü geçen sene kutlanan Edirne’de

Eski Eserleri tetkik eden arkadaşımız bilhassa

Ceyhan-Adana asfaltı

(11)

Rüstem Paşa Kervansarayı ile Beyazıt külliye-

sînin esefli halinden şikâyet etmektedir.

2. — îstanbulda yol açılması münasebetile

yıkılmış ve parçaları henüz dağılmamış ise de

gayıp tehlikesi aitmda bulunan bir çok çeşme­

ler arasında:

a) İngiliz Sefareti arkasındaki Sultan Ahmed

devrine ait Aynalı Çeşme ile

b) Sultan Mecid zamanında Beşiktaş Kara­

kolu yanındaki iki yekpare sütunlu mermer Çeş­

menin ihyasmı

c) Fındıklı’da Cami önündeki Çeşmenin Ka­

bataş Duvarı kenarına rekzi, bir zaman münasip

görüimeyip sonra tasvip olunan Sebil’in kurul­

masına hemen başlanmasını

İstanbul Vakıflar idaresinden ehemmiyetle

rica ederiz.

3. — Turistler tarafmdan bazen gezilmekte

olan Yedikule Camiasinin tamiri bitinceye kadar,

hiç olmazsa iptidaî bir manzaradan kurtarılması

için Müzeler Umum Müdürlüğünden temenni

ederiz.

4. — Gülhane Parkmda Arkeoloji Müzesi ile

Fatilı Müzesi arasındaki sahanın pek az zaman­

da Mozaik taşlarile döşenme ameliyesi bitmiş

olup, İstanbul Belediye Reisliğine şükranlarımızı

arzederiz.

5. — Eski Eserler Komisyonumuz azasmdan

Saym Doçent Semavi Eyice ile Belediye İmar

Müdürlüğü Eski Eserler Mütehassıslarından Me­

sut Koman’m yerlerinde tetkikleri neticesinde

hasıl olan kanaate göre:

Haydarpaşa-Kadıköy arasında İstanbul ta­

rihinde zengin hatıralaıı olan ve Anadolu’da va­

zife alan Vezirlerin halka alay gösterdikleri ma­

halde bulunan maruf Ayrılık Çeşmesi ile yanın­

da bir çok ricaün gömülü bulunduğu Araplar

Mezarlığı halen hazin bir manzara arzetmekte-

dir.

Çeşmenin pervaz taşları sökülmüş, hem tarih

ve hem de taşçılık tezyinatı bakmamdan mühim

mezar taşları da mezarlık dışına atılarak kırıl­

mıştır.

Mezarlığın içine de tecavüz edilerek bir çek

gecekondu yapünuştır.

Burada oturanların mezarlıkta yapılan tah­

riplerde alâkaları aşikâr olup, Hattat Rakım’m

imzasını taşıyan mezar taşlarının da bulunduğu

bu mezarlıktaki tahriplerin önlenmesi için biran

önce gerekli tedbirlerin alınması hususunda Me­

zarlıklar Müdürlüğü ile Kadıköy Belediyesine

yazılmıştır.

îstanbulda Tophanede kâin olup, Malül Gazi­

ler Yurdu olarak kullanılan Tarihî Tophane Kas­

rının caddeye bakan cephesinde toprak

seviyesi

alt kat pencereleri hizasına kadar yükseltilerek

çimlendirilmiştir.

Bııhal, binanın caddeye karşı olan

cephesini

kapatmış ve mimarî ahengini bozmuştur.

Bu halin islâhı için Belediye Bahçeler Müdür­

lüğüne yazılmıştır.

Divan yolunda Firuzağa eamiinin caddeye ba­

kan haziresinde cami banisi Fatih ve II.ci Beya­

zıt devri ileri gelenlerinden Firuz Ağanın mer­

merden sandukası üzerindeki kavuğun kırılıp ye­

re düşmüş olduğu görülmüştür.

Bu taşın çalınmasına mahal bırakılmadan

tezelden yerine konulması hususunda

İstanbul

Vakıflar Başmüdürlüğüne yazılmıştır.

— «Dünya» gazetesinin 23 Kasım nüshasın­

da Falih Rıfkı Atay, yeni Belediye Sarayının çir­

kinliğini pek haklı tenkid ederek İstanbul’un ru­

hunu korumak ve binaların üslûbuna göre sem*

havasına uyması lüzûmunu, yeni inşaatın kültür­

süz mimarlara bırakılmamasını, Prof. Bonati ve

Prof. A. Gabriel ile temenni ediyor.

Bu temennilere Kurumumuz bütün mevcudi'

yetile katılır.

NEŞRİYAT VE HABERLER :

1. — «Vatan» gazetesinin bugünkü nüshasın­

da Prof. Dr. Süheyl Ünver’in Tıb Tarihi Ensti­

tüsünde (Tarihimizde Kadınların örtüsüne) dair

teşhir ettiği Kolleksiyona davet yazısında çar­

şafın millî libas ananemizde olmadığını pek doğ

ruolarak ileri sürüyor.

Kara çarşaf hususunda Kurumumuzun yap'

tığı araştırmalar arasında siyah çarşafın

bizde-

ki halile, İspanyada Calix Eyaletinde

On beşi nd

asırdan kalma bir folklor oyununda hâlâ

giyildi­

ği görülmektedir ki, bu nevi siyah örtünün En'

diîlüs hakimiyeti zamanında islâmlardan ayıf'

inak için hıristiyan kadınlarının giymeye mei"

bur edildikleri bir libas olduğu anlaşılmaktadır'

Buna dair bir fotoğrafı Belletenimizin gelece^

nüshasında neşredeceğiz.

2. — Kıymetü muhabir azamızdan Mme

3

Laroche 28 Kasımda Strasburg’da Türldyeje

dair projeksiyoıılu büyük ilgi çeken bir koni®'

raııs vermiştir.

3. — Kurumumuzun Mürakabe Heyeti Az»'

sından Dr. Fazıl Ayverdi Ankara’da

İk tisa t

Araştırmalar Enstitüsünde «Tiirkiyede Turizm»

mevzuuna dair bir Konferans vermeye dâvet

edilmiştir.

(12)

4- -

Atina’da çıkan «Le Messager d’Athe-

nes»deAmiralAlexandris imzasileOsmanlIlar za­

manında Yunan Bahriyesinin inkişafına dair bir

Seri yazı çıkmıştır ki, Türklerin ekalliyetler eko­

nomisine baskı yaptıkları hakkında garezkâr it-

amlara karşı en kuvvetli delil addolunabilir.

)ncı asırdan beri Osmanlı Sancağmm hinıa-

yes' abında Rumlar, Akdeniz’in en zengin tica-

reti hah riy esine sahip oldukları anlaşılıyor.

Kurumumuzun çok kıymetli ve eski üye­

lin d e n Habib Edip Törehanı, Yeni İstanbul

azetesini tesisinin 12 nci yıldönümü münase-

etile candan tebrik ve muvaffakiyetinin deva-

mını temenni eyleriz.

(<^eni İstanbıd» Gazetesi, Millî Turizm poli-

1 amızm en hararetli müdafilerindendir.

_

^ ~~

İstanbul Ticaret Odası Gazetesinin

Kasım I960 tarihli nüshasında Turizm’in İtal­

yan Ekonomisinde Rolü’ne dair güzel bir etüd

neşrolundu.

k)

İtalyan Hükümetinin resmî neşriyatında

(Dahilî ve Haricî Münakalât) serlevhalı güzel

blr yazı çıktı.

o)

Nurullah Berk’in Fransızca «İstanbul»

nzetesinde (Anadolu Seyahat N otları); (Ulu-

nay)m «Milliyet»te (Bizi Bilmeyenler); «Cum-

j Urİyet’te Dr. Feridun Ergin ve Ecvet Güresin’-

n> Izmirde «Yeni Asır»da Suat Yurtkoru’nun

rizm hakkında yazılan istifadeli görülmüştür.

7.

. Milletlerarası Otelcilik Mecmuasının

- - 4^60 nüshasında Jean Armleder’in (Otel-

, 1' Ve Seyahat Acenteleri) serlevhalı bir ma-

esinden Türkiye Otelcilerinin ve Seyahat

k a k t ^ er*n*n

^titada edecekleri

muhak-'D llABKRAT, ZİYARET VE DAVETLER:

A 1-

Almanya Turing Klöbü Reisi Dr. Jur.

Knirlberger, Frau Sigrid Appel, General

1 ^Uat Cebesoy, İngiliz Muharrir Lord Kin-

Pjf8! büyükelçi Abdül Ahad Akşın, İtalyan Prof.

amcesco Borgognone, Lübnan Başkonsolosu

^ n Cebbara ve kırk kadar ecnebi meslektaş ve

•"istin Kurum Reisimizi ziyaret ettikleri gibi,

a

'(lg„general Şefik Erensü, Lübnan Başkonsolosu

A tlf Cfthhov.„

Cebbara, M. Baillou, İstanbul Polis Müdürü

T ,-,,

i .

, , T,

Vzat Emrealp, Fransa Akademisi azasından

^oorae rv,,ı____ _ ^

^ergeron, İtalyan Otomobil Klöp mecmuasından

Ba, ı

^ancovaichia ve İstanbul Türk Ocağı

s ı ! am Muzaffer İrdem, Alman-Türk ve Fran-

tu

Kültür Cemiyetlerinden samimî

mek-P Ve davetler alınmıştır.

rge Duhamel,

Fransız

tarihçilerinden

Dr.

2. — Ayrıca Kurumumuza 150 yi mütecaviz

ecnebi seyyah ve otomobil sahipleri geçen ay

müracaat etmiştir.

3. — 1960 Kasım ayı zarfında Kuruma

239 mektup gelmiştir.

1959 Kasım ayı zarfında. Kuruma

326 mektup gelmişdi.

4. — 1960 Kasım ayı zaıfında Kurumdan

220 mektup gitmiştir.

1959 Kasım ayı zarfında Kurumdan

363 mektup gitmişti.

5. — 1960 Kasım ayında verilen Karneler

39 adettir.

1959 Kasım ayında verilen Karneler

35 adet idi.

İlk Trafik Mahkemesi faaliyete geçti

İlk Trafik Mahkemesi Ankarada faaliye­

te başlamıştır. Mahkeme, her yıl Ankara

Adliyesine intikal eden 14 bin dosyayı inceleye­

cektir. Trafik Mahkemesinin verdiği kararların

infazı mahkemeden direkt olarak cezaevine in­

tikal ettirilecek, para cezalan ise, yine bu Mah­

kemece infaz ettirilecektir. İlk Trafik Mahkeme­

si, Ankara Adliyesinde yer bulunamaması do-

layısıyle Altındağ Adliye binasında faaliyete

başlamış bulunmaktadır.

YENİ ORTA DOĞU ANA YOLUNUN

HARİTASI HAZIRLANIYOR

Türkiye ile İran arasında inşaedilmesi mu­

tasavver 270 millik yolun haritasını hazırlamak

üzere vazifelendirilen British Fairoy Air Sur-

veys Lt. şirketinin bir uzmanlar gurubu İrana

vasıl olmuştur.

Bu yol Avrupa, Hindistan ve Uzak Doğu

memleket başşehirlerini birleştirmek üzere gi­

rişilen büyük bir inşaat programının bir kıs­

mını teşkil etmektedir. .

Bir İran inşaat şirketi tarafından Fairoy

Air Survey şirketine verilen bir kontrat gere­

ğince, Kuzey Doğu İrlanda Zondcan ile Maran

arasındaki yolun 1/2,000 nispetindde bir harita

hazırlanacaktır.

Havadan çekilecek fotoğraflara İran milli

harita merkezi yardım edecektir. Nitekim bu

şirrketle Fairoy Air Survey şirketi arasında ev­

velce de bir eğitim anlaşması imza edilmiştir.

(13)

Türk Turistleri

Memleketimize turist celbi için gayretlerimizi

arttırırken, vatandaşlarımızda yabancı ülkeleri

tanımaları ve oraları görmelerini sağlayacak

tedbirleri ittihaz etmekte istical gösterildiği id­

dia edilemez. Bugünkü nakil vasıtalarındaki sür­

at, rahat ve konfor mesafe mefhumunu ortadan

kaldırmıştır. İnsanların birikişini görme ve tanı­

ma arzusu da gün geçtikçe artmaktadır. Fakat

döviz imkânlarının mahdut olması yüzünden

memleketimizde bu ihtiyaca gereği şekilde cevap

verilememektedir.

Yurt Dışında Çıkanların Adedi

1953 yılında yurt dışına çıkan vatandaşların

sayısı 80.149 iken bu rakam kuvvetli seyahat

tahditleri neticesinde 1954 de 50.431 e ve 1955

de de 34.000 e düşmüştür. Müteakip yıllarda gi­

denlerin miktarmda tedricî bir artma müşahade

edilmektedir. 1959 yılında 49.357 vatandaş yurt

dışına çıkmışlardır. Giden vatandaşlar içinde

umumî pasaport hamilleri başta gelmekte

ve bunu sıra'siyle hizmet, diplomatik ve hususî

pasaportlular takip etmektedir. Diplomatik pa­

saport hamillerinin kabarıklığı milletvekillerine

tanınan haktan ileri gelmektedir. Hususî pasa­

portları da sabık ve sakıt iktidarca kayrılan bir

takım kimseler kullanmışlardır. Umumî pasa­

port hamilleri içinde tüccarları, hastaları, tahsil

ve staj maksadı ile diş memleketlere gidenleri

zikretmek hatalı olmaz.

Türk turistleri de, yabancı turistler gibi, se­

yahat için bilhassa Temmuz, Ağustos ve Eylül

aylarını tercih etmektedirler. Paskalya ve yortu

aylarında da yurt dışına çıkanların sayısı art­

maktadır.

Seyahat edenlerin ekseriyetini erkekler- teş­

kil etmektedir. 1954 de 35.000 erkek 15.000 ka­

dın Türk vatandaşı dış memleketlere gitmişler­

dir. 1958 de 27.417 erkeğe mukabil 15.529 kadın,

1959 da da 31.113 erkeğe karşılık 18.244 kadm

yıırt haricine çıkmışlardır. Yurt dışına çıkan va­

tandaşlarımızdan üçte birinden fazlasını kadın­

lar teşkil etmektedir. Bu durumu yaratan sebep­

ler nelerdir?

Seyahat Sebepleri

Elimizdeki enson istatistik! donelere göre dış

memleketlere giden vatandaşların seyahat se­

beplerini şöylece tasnif etmek mümkündür:

Dış memleketlere giden vatandaşların seya­

hat sebeplerine göre ayrılışı:

1955 - 1959 S e y a h a t s e b e b i 1955 Seneler 1958 1959

Ticarî

4.138

4.333

4.6$

Devlet hizmetleri

3.076

4.307

5 . 3 9*

Gezi ve akraba ziyareti 18.159

19.113

28.756

Tedavi

510

1.368

1 .2 3 5

Muhaceret

41

144

11«

Beynelmilel bir devlet

dairesinde çalışma

21

255

183

Ecnebi müesseselerde

çalışma

162

427

765

Tahsii

1.044

2.380

1 . 5 6 1

Staj ve tetkik

3.020

2.674

3.855

Spor ve eğlence

706

645

1 . 5 1 0

Hac

1.571

13

3

Diğer maksatlar

1.164

903

1 . 3 0 Î

Meçhul

431

6.385

8

Yekûn

34.043

42.947

49.357

Seyahat sebeplerinin başında gezi ve akraba

ziyareti gelmektedir. Yurt dışına giden kadın­

ların ekseriyeti bu gaye ile seyabat etmektedir­

ler. Yurt dışında akrabası bulunan veTürk tab’aS*

olan kimseler oradan- dâvetname getirmekte v*

seyahat edebilmektedirler. Hanımlar bu kolay­

lıktan istifade ile Yunanistan ve Israile rahatça

gidebilmektedirler.

Devlet hizmetleri için gidenleri takiben, tüc­

carlar ve staj için yurt dışına çıkanlar fazladır-

Hacca 1957 den sonra izin verilmemesi yüzün'

den, 1959 da ancak 3 kişi gidebilmiştir. 1958 yı­

lında diğer maksatlarla 6.385 kişi dış memleket­

lere gitmişlerdir. Bunların kimler olduğu öğre-

nilememiştir.

Hangi Memleketler Tercih Ediliyor ?

Dış memleketlere giden Türk vatandaşlarının

ekseriya hangi memleketleri tercih ettikleri d«

cayi sualdir. 1959 yılında Türk turistlerinin zi­

yaret ettikleri memleketlerin başında Yunanis­

tan gelmektedir. Bunu takiben B. Almanya, İtal­

ya, Ingiltere, Fransa, A.B.D., Suriye, İsrail, İs­

viçre, Lübnan ve Mısır yer almaktadır. Bu sıra­

lanmanın, vatandaşın pasaportundaki bilgiye gö­

re tanzim edildiği âşikârdır.

(14)

Pasaportunda İngiltereye gideceği yazılı va­

tandaşın geçerken İtalya, Almanya ve Fransa-

ya da uğramış olması mümkündür.

Tercih Edilen Vasıtalar

1959

yılında pasaport almış 49.357 vatandaşı­

mızdan 24.335 i yurt dışına çıkarken uçağı ter-

cih etmiştir. Türk parası ile bilet alma kolaylığı

sayesinde uçakla seyahatin tercih edildiği anla­

tmaktadır.

Vapur ve tren, uçağa nazaran daha az rağ-

et görmektedir. Hususî otomobil ve otobüsler-

*e seyahat edenler de mevcuttur. Bunların kat’î

sayısı hakkında bilgi bulunmamaktadır.

■^u kısa izahat Türk vatandaşının seyahat

Ariyetinden malî imkânsızlıklar sebebi lâyikiy-

'e istifade edemediğini göstermektedir. Yirmi

yedi milyon nüfuslu Türkiyede senede 50 bin va­

tandaş yurt dışına çıkabilmektedir. Bu miktar

umum nüfusa nisbetle çok cüz’î bir orandır.

Yabancı turistlerden temin edilen dövizlerin

yüzde doksan nispetinde, dış memleketlere git­

mek isteyenlere tahsisi yerinde olur kanaatinde­

yiz.

Dr. Fazlı AYVERDÎ

İstanbul — Fenerbahçe

YUNAN VELİAHTİ İÇİN PUL

Her vesile ile turizm propagandası yapması­

nı bilen Yunanistan, Yunan Veliahtı Konstan-

tinin Roma Olimpiyat oyunlarında Şampiyon ol­

ması münasebetiyle 2.50 drahmilik bir hatıra

pulunu 18 Ocaktan itibaren tedavüle çıkaracak­

tır.

Adı geçen pul 26 X 42 milimetre ebadında

olacak ve 2 milyon basılacaktır.

İSTANBUL İÇİN DOKUZ YENİ

BOĞAZ VAPURU

Geniş bir «kış bahçesi», alüminyumdan ma­

mul tente ile örtülü açık güverteler ve en mü­

tekamil seyrüsefer teçhizatı, tanınmış İngiliz ge­

mi inşaiye kumpanyası Fairfield Shipbuilding

and Engineering Co. Ltd. tarafından Denizcilik

Bankası namma inşa edilmekte olan dokuz Bo­

ğaz vapurundan «Kuzguncuk» ve «Kanlıca» adlı

ilk ikisinin bariz hususiyetlerinden olacaktır.

Boğazda ve Marmara Denizinde sefere konacak

olan bu vapurların istiab haddi yazın 2,100 ve

kışın 1,600 olacak ve 1,200 oturma yeri buluna­

caktır. Vapurlarda ayrıca 178 kişilik iki birinci

mevki salon ve 91 kişilik bir ikinci mevki salon,

diğer lüks birinci ve ikinci mevki salonlar, ve

169 oturma yeri olan «Kış Bahçesi» ile 134 kişi­

lik birinci sıuıf bir salon üst güvertede buluna­

caktır. Bütün salonların duvarları son derece

cazip bir şekilde kaplanmış olacak ve lüks möble

bulunacaktır. Alüminyum tenteyle kaplı açık gü­

verteler gerek birinci gerek ikinci mevkilerde

bulunacaktır. Bu gemilere yerleştirilecek olan

seyrüsefer teçhizatı arasında radar ve radyo­

telefon bulunacak ve vapurların dar yerlerde

manevra kabiliyetini artırmak için çift dümeni

olacaktır. Sür’atleri de 15 derfiz mili olacaktır.

LİKAVİTOS DAĞINDA TELEFERİK

Yunan Turizm İdaresi tarafından bildirildi­

ğine göre, Likavitos tepesine kadar teleferik

yaptırılacaktır. Gereken çalışmalara pek yakın-

başlanacaktır.

Likavitos’un tepesine aynı zamanda bir tu­

ristik lokanta ve bir bar açılacaktır.

Teleferik, bir yabancı şirket tarafından yap­

tırılacaktır. Adı geçen turistik tesisler ise 1961

senesi içerisinde bitmiş olacaktır.

(15)

Tarihimizde kadınlarımızın örtüsü

Memleketimizin bir sanat mazisi vardır. Hiç­

bir Şark milletinden geri olmayan bir varlığımız

var. Kimse bu nokta ile meşgul olmamış, adetâ

meçhul kalmıştır. Sanatımız üzerinde çalışanlar

da birşeyin menşeini aramıyarak, uydurma yo­

luna sapmışlardır. Fakat eski ve hakikî sanat­

kârlarımız bu noktada çok titiz davranmışlar ve

zamanlarına aid herşeyi tesbite gayret etmişler­

dir. Bunlardan biri de kadınlarımızın geçmiş

asırlarımızda örtünmelerine aiddir. Bu hususta

pek çok resim yapılmıştır. Bunlar arandığı nis-

bette bulunduğuna göre malzemenin azlığından

değil, çokluğundan müşteki

bulunmaktayız.

Amma bizde bu cihetlere merak edenler yoktur.

Önce bu maksadla Tıp Tarihi Enstitümüzde ha­

zırladığımız bir kolleksiyonu kimse görmek iste­

memiştir. Denecek ki ne bilsinler. Hayatta bize

lüzumlu olmayan nelere merak eder öğreniriz de,

böyle kolleksiyonun mevcudiyetini bilmeğe heves

etmeyiz. Bu meraksızlığımız bizlere çok şeyler

kaybettirmiştir.

Bizde mevcud olan resimlerden bir tanesini

koyarak özet olarak Türk kadınının ev içinde

sade ve bazen şahane giyinişini şimdilik bir ta­

rafa bırakırsak, görürüz ki kadınlarımızın tari­

himiz boyunca dışta örtünmelerinde asla çarşaf

yoktur. Bu geçmiş asrın sonlarında gerilik sem­

bollerinden biri olarak Suriye yoliyle içimize gir­

miştir. Bu bir dinî mecburiyet ve kanun icabı de­

ğildir. Selçuklulardan çarşaf bid’atine gelinceye

kadar, Türk kadınının dışda asil örtüsü manto­

dur. Başka bir İkincisi yoktur.

Bunun, manto çevresi içinde bugün moda

prensipleri uyarınca kolları genişler ve bazen

daralır. Daima erkek cübbesinden farklı olması

için yakası vardır. Bunun da geniş ve darları gö­

rülür. Boyu halkın süpür süpür dediği şekilde er­

kek binişlerinde ve latalarında olduğu gibi yer­

den ancak beş santim kısadır. Önü iyi kavuşacak

kadar boldur. Bir kısmı cübbe gibidir. Bir kısmı

da belinden büzgülüdür. İşte bu farklarla kadın­

larımız sekiz buçuk asır bunu kullanmış ve baş­

larını da gayet şık, zarif ve saçlarını göstermiye-

cek derecede edibâne sarmışlardır. Bugün bütün

dünyada olduğu gibi, alelâde kısa bir baş örtü­

sünü lâübalî bir tarzda ve bazan bayağıca bağ­

lamamışlardır. Tarihde kadın mantolarımızdan

görebildiğimiz 40 kadarı bugün yeniden moda­

mıza girebilecek asalettedir.

Biz tarihimizde acaba dışarda başka türlü ör­

tünmedik mi? Ben şimdiye kadar bulamadım..

Amma denecek ki ferace var. Ferace de bir nevi

mantodur. Bunun da yazlığı ve kışlığından Ana-

dolumuzun yakın ve uzak köylerinde ihtiyar ni­

nelerimizin hâlâ sırtında görülebilir. Bunun İkin­

ci Sultan Hamid zamanında hotoz denen başlık

tuvaletinde açık ve saçıklığa yol açacak ifratlar

göstermesi çirkin çarşafı başımıza musallat et­

miştir.

Gelelim tarihimizde biricik kadın örtüsüne

yarayan kılığa: O da manto dediğimiz libastır.

Mantonun uzun olmasının kadın yürüyüşü ve

asaletiyle nasıl bir ahenk teşkil ettiği eski ve

üzerlerinde bu noktadan da durmadığımız min­

yatürlerimiz göstermektedir.

Bundan sonra geriliğin ve cehaletin bir tim­

sâli olan çarşaf üzerine XX.nci asırda nasıl inad

ve münakaşa yapılır, benim havsalam almıyor.

9 asırdır Türk kadını en müteassıb zamanları­

mızda bile manto giymiştir. Bu Garp Hıristiyan

âleminin icadı değildir.

Ord. Prof. A. Süheyl ÜNVER

Tip Tarihi Enstitüsü Md.

İspanyada Endülüs medeniyetinden kalm a âdetlerden olup hâlâ Cadix şehrinde her yıl yapılan folk lor gösterilerinde oynanan danslarda siyah çarşaflı İspanyol dansözleri- Bilindiği gibi Türkiyede de 18. A sra kadar siyah çarşaf.

hıristiyanlara mahsus libaslardandı.

Les costum es de ces danseuses de Cadix, vus parmi les danseuses espagnoles, rappellent étrangem ent le «Çarşaf»

(16)

Edirnede sivil mimarimiz

Aııkarada E tnografya Müzesinde, Edirne isi dolap Arm oire du style «Edirne», exposée au Musée

Ethnographique à Ankara

Edirne büyük medeniyet merkezlerimizden diridir. Bursa devrinden sonra, ikinci payitaht °lan Edirnede mimarinin ve bütün güzel sanat kollarının ne kadar gelişmiş olduğu kolaylıkla görülür.

XVI

ncı asırda bu güzel şehri görmüş olan

Avusturya elçisi Busbeag, onu şöyle tarif etmek­

tedir: «Bu şehre, Hadrian adını almadan evvel,

Eresta denilirdi. Maritza yahut Herbus nehri ile

daha küçük Tunca ve Arda nehirlerinin birleş­

ikleri noktada kâindir. Edirne şehrinin eski sur-

lar içinde bulunan parçası çok büyük değildir.

Fakat geniş varoşları vardır. Türkler tarafın­

dan ilâve edilen binalar şehrin büyüklüğünü çok

artırmışdır.»

T rakya topraklarına feyiz ve bereket getiren

u nehirlerin kavşağı üstünde kurulan Edirne

■'ichri, asırlarca Türk medeniyetinin bütün ince-

kğini, güzelliğini temsil etmiştin Dinî şaheser-

erin, büyük kervansarayların, çeşmelerin, han-

arın süslediği bu müstesna şehirde bilhassa

si-mimarimiz çok gelişmiş, burada yapılan ve is-

rn' ne Edirnekâri denilen tahta işçiliği bu evlerin

E tezyinatında geniş ölçüde kullanılmış, suyu

ötedenberi çok seven Türkler, Edirnedeki evleri-

ne yaptırdıkları havuzlar, selsebillerle su mede­

niyetini en yüksek seviyesine çıkarmışlardır.

Istanbulun fethinden sonra da Osmanlı hü­

kümdarları ve vezirleri Edirneyi tamamen terk

ötmemişler ve zamanlarının bir kısmını bu güzel

Şehirde geçirmişlerdir.

Fakat Edirnenin en şa’şaalı devri XVII nci

asir olmuş, bilhassa Avcı Sultan Mehmet, uzun

saltanat yıllarının büyük bir kısmım bu şehirde

Edirnede Rüstern Paşa Kervansarayı Le Caravansérail Rüstem paşa à Edirne

geçirmiş ve buradan sürek avlarına çıkmıştı.

XVII

nci asırda Edime sarayı yeni ve güzel

binalarla genişlemiş, şehirde vezirlere mahsus

yeni saraylar yaptırılmıştı. Bu devirde Edirnede

Eski Saray mukabilinde Musahip Paşa Sarayı

bulunuyordu. Bu sarayın divanhanesi olmadığın­

dan Edirneli Ali Ağaya divanhane yaptırılmıştı.

Edirnede Üç Şerefeli camiin arkasında Sokullu

Mehmet Paşanm Sarayı vardı. XVII nci asırda bu

saray Köprülüzade Mustafa Paşaya verilmişti.

Sultaniye camimin arkasında Defterdar Ahmet

Paşanm aynı cami yanında Veziriâzam maktul

Kara Mustafa Paşanın, Sarıcapaşa çarşısında

Veziriâzam merhum Kara İbrahim Paşanın ve

Şıkkıevvel Defterdarı Yusuf Efendinin konakları

vardı. Veziriâzam Kara İbrahim Paşa konağı

sonradan Rikâbı Hümayun Kaymakamı Ali Pa­

şanm mülkü olmuştu.

Kara Mustafa Paşanm sarayı Edirne ayanın­

dan Sikke Emini Mustafa Ağa tarafından yap­

tırılmıştı, ve bu bina eskidenberi «Sikke Emim

Mustafa Ağa hanesi» demekle meşhurdu. Bu ha­

neyi Kara Mustafa Paşa satın aldıktan sonra

«İlmi hendesesi, fikir ve feraseti ile tabı mima­

rına ve tar ve icat ile müceddeden bina ve ihdas

eylediği» yeni bir saray vücude getirmişti. Halk

arasında bu saray, mimarisinin güzelliği ile meş­

hurdu. «Müteaddit mülûkâne odaları ve karşı

sofaları, benzersiz hamamları vardı. Divanhane­

lerinin kubbe tavanları altın nakışlarla tezyin

edilmişti. Emsali nadir olan şadırvan, sebil ve

büyük bir havuz ile süslenmişti. Padişah, bu sa­

rayın dillere destan olan güzelliğini duymuş ve

bir gün burayı gezmek istemişti. Fakat binada

Iran Elçisi maiyeti ile oturduğundan görememiş,

(17)

elçi ve maiyeti gittikten sonra temizlenen

Saray

Padişah

tarafından

gezilip

beğe­

nilmişti. Bu sarayın hamamlarından birini Kara

Mustafa Paşa veresesi binadan ifraz edip Sulta­

niye sokağına yeni bir kapı açarak şehir hama­

mı olarak kiraya vermişti.»

O

devri görmüş müverrihlerimizden birisi bu

hamamı şöyle anlatmaktadır: «Bu hamam, mü­

zeyyen, ruşen ve lânazir olan hamamlardan olup

camekânmda müteaddit revzenler ve münakkaş

camlar ve altın ile münakkaş camekânı ve yanın­

da şadırvanı, selsebiü olup biri büyük, biri kü­

çük iki halveti vardır. Dört kubbe ile areste beş

kumalı kısımlar mutedil şirin ve ruşendir ve

makbuli nâs olan bir hamamdır.»

Bu devirde Edirne Bostancıbaşısı Receb Ağa

Mamaktepe demekle meşhur olan mahalde na-

zirî olmıyan bir kasır inşa ettirmişti. Edirne’nin

en yüksek yeri olan bu tepede yapılan Mamak

köşkü benzersiz bir güzellikte idi ve etrafı bağ­

larla bostanlarla çevrilmişti.

Yine bu devirde, Tunca kenarında kasrı ima-

dî denmekle meşhur bir başka bina daha yapü-

mıştı.

Sultan İbrahim’in kızları Gevherhan Sultan

ile Beyhan Sultan İstanbul’dan Edirne’ye koşu

arabaları ile gelmişler ve Bıçıktepede Padişah

tarafından karşılanmışlardı. Gevher Sultan, Ve-

ziriâzam Ah Paşanın Sarıcapaşa çarşısmdaki sa­

rayına inmiş, Muradiye Küçükpazarı kurbünde-

ki Veziriâzam Makbul Sarı Süleyman Paşanın

sarayı da Beyhan Sultana tahsis edilmişti.

Veziriâzam Ali Paşanın sarayı, kaymakam­

lara mahsus bir mesken haline sokulmuştu. Bu

devirde Edirne’nin meşhur binalarından biri de

Şeyhülislâm Feyzullah Efendi konağı idi. Sarıca-

paşa çarşısı yakininde de Osman Paşazade Mus­

tafa Efendi konağı vardı.

XVIII

inci asnn ilk yansında Edirne’ye ge­

len, burada Türk medeniyeti ile yakından temasa

geçen bir seyyah da İngiliz Sefiresi Lady Monte-

gü’dür. Lady Montegü, Türk şehirlerine, muaşe­

retine, kıyafetlere, yemeklere hayran olmuş ve

dostlarına yazdığı mektuplarda Türk medeniye­

tinin her cephesini tafsilâtı ile anlatmıştır. Ken­

disi Tunca kenarında bir evde oturmuştu. Mek­

tuplarında bu evi şöyle anlatmaktadır: «Nehir

odanın pencerelerinin altında akıyor. Bahçem

yüksek servilerle örtülü. Üzerleri sabahtan ak­

şamlara kadar birbirlerine bin türlü cilveler ya­

pan sayısız güvercinlerle dolu. Bütün Edime

toprağı bahçelerle süslü. Nehir kenarlarına

hep meyva ağaçları dikilmiş. Altlarında her ak­

şam kibar takımları eğleniyor. Böyle, sulaflî

zemzemesini dinliyen ufak ufak meclisler her ta

rafta görülüyor. Türkiyede bu zevk o kaçla1

umumî ki bahçevanlara kadar sirayet etmiş.»

Lady Montegü, Edirne’de oturduğu bir

s?-'

raydan ve bu münasebetle Edirnedeki sivil rtf’

mariden de sitayişle behsetmektedir: <

«Türkiyedeki evlerin hepsi, büyük küçül'

umumen iki kısımdan ibaret. Aralarında gayet

dar bir geçitle ittisal peyda ediyor. Birinci kıs"

mm önünde geniş bir avlu, onun etrafında üst11

örtülü galeriler var: bu galerilerin bütün od9"

lara ittisali var. Odalar alelûmum büyükçe, pe*1'

cereleri iki sıra, camları renkü. İki kattan fazl®

ev yapıldığı nadir. Her evin galerisi var. Merd1'

venler geniş ve otuz basamaktan fazla değil.»

«Odalar hep alçak, tavan ahşap, üzerine of

ma veya boyama çiçek yapılmış, duvarlarda t»r

çok dolaplar var. Bunlar bana bizimkilerden d*'

ha kullanışlı geliyor. Her iki pencere araşıl*9

ufak raflar yapılmış, üzerine kokular veya çiç^

sepetleri konuyor. Fakat harem tezyinatından

f"

ziyade hoşuma giden, oda ortasındaki merini

fiskiyeler, bunlarda bir çok borulardan sul&r

fışkırıyor, lâtif bir serinlik hasıl ediyor.

Bir havuzdan öbürüne dökülürken şırıltıl^

peyda ediyor. BÎı fiskiyelerden bazıları gayet za'

rif. Her evde bir hamam, alelâde üzeri kurşuni9

örtülü, mermer döşeli, kurnalı ve çeşmeü, iki V«-

ya üç odadan mürekkep. Hülâsa, bunlarda soğul1

ve sıcak hamamlara mahsus her türlü kolayl^

var.»

Leydi Montegü, Edimede misafir olduğu

evi de şöyle anlatmaktadır:

«Biraz sonra da bir odaya, daha cfoğrus11'

hepsi de kalkık, yaldızlı kafeslerle muhat t#

pavyona girdim. Yanındaki ağaçlann lâtif göl'

geleri, burayı güneşin ışığından muhafaza ed>'

yordu. Ağaçlann gövdelerine sarılıp çıkan yâs^

minlerve hanımelleri, tatlı bir koku saçıyordu.

&

letafetlere beyaz mermerden bir fıskiye görnı^

zevki de inzimam ile üç dört havuza dökülüyo1"

du. Tavana, yaldızlı sepetlerden taşmış, hem^

düşecek gibi zannolunan her nevi çiçek resimle11

yapılmıştı.»

Gerileme devirlerimizde, Doksanüç ve Balk^

Harblerinde Edirnemiz talihsizliklere uğrarı^

ve büyük bir medeniyet dağılıp bitmiştir. Edifl*c

medeniyetinin son kalan eserlerini titizlikle

rflV

hafaza etmek ve bu şehrin kendine hâs bazı s®'

natlarmm yeniden canlanmasına çalışmak, mi$

vazifelerimizden biri olmalıdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

-Eyice, S., Son Devir Bizans Mimarisi; İstanbul’da Palailogoslar Devri Anıtları, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayınları, İstanbul 1980. S., İstanbul'un

 1923 yılında kurulan Türkiye Seyyahin Cemiyeti (şimdiki Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu ) Cumhuriyet tarihinde kurulan ilk turizm örgütüdür.. Kurum kruvaziyer ile gelen

Bilindiği gibi, memlekete gelen her turist, bir taraftan turizm hizmetlerini, bir taraftan da is­ tihlâk mallarını temin için, önce millî para talep etmek

Golo Henseke 2017 focus on remote working associated with higher organisational commitment, job satisfaction and job‐related well‐being, these benefits come at the

İlk olarak geleneksel dünyanın insanlarına seslenen İslâm dini, gelenekselliğin doğurduğu bir bakış açısıyla şekillendiğinde, sabık bütün anlayışlar

Bu çalışmada akut bakteriyel ve tüberküloz menenjiti olgularında ateş yüksekliği ve baş ağrısı en sık görülen başvuru yakınmasıyken, aseptik menenjit ol-

Yapılan antibiyotik duyarlılık testinde kolistine karşı diren- ce rastlanmamış olup diğer antibiyotiklere karşı tespit edi- len ortalama beş yılın direnç oranı şu

Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi Nüfus Defterleri Fonu’nda yer alan Bozok Sancağı’na tabi Akdağ Kazası’na ait 2058 numaralı nüfus defterine göre,