AİLE İÇİ İLETİŞİM
“Hayattan ne isteriz”? Sorusuna çok çeşitli cevaplar
verilebilir ancak “bireyin mutlu bir ailesinin olması”
dileği belki de en iyi bilinenidir. Mutlu bir ailenin sağlanabilmesi için aile kurumunun da temel
gereksinimleri bulunmaktadır
Ailenin Temel Gereksinimleri Nelerdir?
1.Değerli olma duygusu:
Aile içindeki etkileşim çocukları “ben değerliyim” ya da “değersizim”
duygusuna götürür. Ben değerliyim”
duygusunu aile içinde elde eden birey kendisini kanıtlamak için aşırı
davranışlarda bulunmaya gerek
duymayacaktır.
2.Güven ortamı:
Aile içindeki bireyler kendilerinin aile içinde emniyette olduğunu, dışarıdaki tehlikeli olayların aile içine girmeyeceği duygusunu sağlamak ister. Bu duygu da aile içinde kazanılması gereken bir
duygudur. Unutulmaması gereken bir konu da çocuğun ev içinde ne kadar güven
altında olduğudur. Kendisini güven içinde bulmayan çocuk ailenin dışında bir yere
yönelerek aile ile olan bağlarını koparabilir.
3.Yakınlık ve dayanışma duygusu:
• Aile içinde temel güven ve dayanışma varsa aile dışında bireyin karşılaştığı stres
oluşturan olumsuz olaylar çok da yıkıcı olmaz. Güven
duygusunun yaşandığı aile dış dünyanın yaratmış olduğu
sıkıntı ve kaygılarından kendisini koruyabilir. Bu tür aile içinde olan bireyler kendilerine olduğu gibi çevresine de güvenirler.
4.Sorumluluk duygusu:
• Sorumluluk duygusu, aile sistemi içindeki
gelişmeyle başlar. Anne ve babalar davranış ve sözleri ile sorumluluk duygusunu ifade ederler.
Aile içinde sadece anne baba değil herkes sorumluluk duygusunu paylaşır. Elbette ki çocuklara yaşları oranında sorumluluk
verilmelidir.
5.Zorluklarla mücadele ederek onların üstesinden gelmeyi öğrenme:
• Çocuğa her şey hazır verilmemelidir. Sorumluluk duygusunun gelişimi ile ilgili anlatılanlar
zorluklarla mücadele etme ile ilgilidir. Çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel dönem göz önünde bulundurularak çocuk kendi sorunları ile baş
başa bırakılabilmelidir.
6.Mutluluk ve kendisini gerçekleştirme ortamı:
• Aile ortamı bir mutluluk ortamıdır. Evde değerli olduğu duygusunu tadan birey
mutlu olur ve yaptığı şeylerden doyum alır,
kendini gerçekleştirme olanağı bulur.
Etkili İletişim İçin Neler Gereklidir?
1- Saygı Duymak: Karşımızdaki kişilere saygı duymak onların varlığını kabul etmek, önemli ve değerli olduklarını
hissettirmek, olduğu gibi benimsemek anlamını taşır.
2- Doğal Davranabilmek: Abartıdan uzak, olduğu gibi davranmaktır.
3-Empati: İletişimin belki de en önemli öğesidir. Bir anlamda, dış dünyayı karşımızdaki kişinin penceresinden görmeye
çalışmaktır. Kurulan bu duygu ortaklığı, iletişimi güçlü kılar.
4-Etkin Dinleme:Çocuğunuz yaşı kaç olursa olsun, sizin onu dinlediğinizi anladığında şöyle düşünür:
• Beni dikkate alıyor.
• Ben annem babam için önemli ve değerliyim.
• Benim konuşmamı engellemiyor ve dinliyor. Bu da beni mutlu ediyor.
• Bazen annemin babamın sözlerini dinlemiyorum ama artık bende onu dinleyeceğim.
• Beni büyük insan yerine koyuyor, küçük muamelesi yapmıyor.
Bu çok hoşuma gidiyor.
• Fikirlerim onun için önemli.
• Duygularıma değer veriyor ve duygularımı anlamaya çalışıyor.
• Annem-babam beni dinledikçe ve benimle ilgilendikçe, kendime olan güvenim artıyor.
Ben Dili Sen Dili
İletişim Engelleri
Etkin Dinleme Kabul
Dili
İLETİŞİM
İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMAK İÇİN
Göz teması
Gülümseme
Beden duruşu Pozitif
ifadeler
İletişim Engelleri Nelerdir?
Sıklıkla Emir Cümleleri Kurmak
• Yaşantımızı gözden geçirerek kurduğumuz emir cümlelerini yakalamaya çalışalım. “Kalk, yüzünü yıka, sütünü bitir, dişlerini fırçala, ağzın doluyken konuşma, ödevini bitir, televizyonu kapat,
büyüklerinle konuşurken sesini yükseltme, öğretmenini dinle…….” gibi uzayan emir
sözcüklerini yakalamamız zor olmayacaktır.
Çocuklarımızın kendisi için gerekli olanı
düşünmesine ve bulmasına yardımcı olmalıyız.
Sürekli Öğüt Verme, Çözüm Önerileri Getirme
• “Senin yerinde olsam plan yaparak çalışırdım”,
“sütünü bitirdiğinde boyun uzayacak”,”bak sana bir öneri vereyim” gibi cümleler kurabiliriz ve bu konuşma biçiminin çok yararlı yapıcı olduğuna inanırız. Aslında bu yaklaşım, anneye babaya bağımlı çocuklar yaratabilmektedir.
Çocuğu Sürekli Övmek
• İstendik davranışı yapması durumunda çocuk yerli yersiz her ortamda övülebilir. “Çok
güzel...”, “Bence harika bir iş
yapıyorsun...”Bu durumda çocuk ailesinin
beklentilerinin çok yüksek olduğunu düşünebilir ya da kaygı hissedebilir.
Ad takmak, alay etmek
• “Koca bebek....”, “Hadi bakalım Süpermen”, “Geri zekalı”, “Hadi sende sulu göz”, gibi cümleler
kurmak çocuğun gelişiminde değerli
hissetmesine yol açmaz. Sevilmediği kanısının oluşmasına yol açabilir, kendilik gelişiminde olumsuz etkileri olabilir.
Sürekli Soru Sormak, Sınamak, Sorgulamak
• “Neden?....Kim?...Sen ne
yaptın?...Nasıl?...”Soruları cevaplama genellikle eleştiri veya zorunlu çözüm
getirdiğinden çocuklar genellikle hayır demeye, yarı doğru cevap vermeye, kaçmaya yönelir veya yalan söyler. Ailenin endişelerinden doğan
sorulara cevap vermeye çalışan çocuk kendi
sorununu, gözden kaçırabilir. Çocuk sorgulanıyor hissine kapıldığında bu durum onda güvensizlik, kuşku oluşturur.
İLETİŞİM ENGELLERİ
• Suçlama
• Emir verme ve yönetme
• Tehdit etme
• Eleştirme
• Uyarma-gözdağı verme
• Güven verme-Fikir verme
• Utandırma
• Öğüt verme
• Yargılama
• Aşağılama
• Alay etme
• Teşhis koyma
• İnceleme, araştırma soruşturma
• Konu değiştirme
• Tartışma ve mantık yolu ile inandırma
Çocuğunuzla, bunlara benzer diyaloglar kurduğunuzda, kendini nasıl hissedecek ve sizin için neler düşünecek:
• Suçluyum
• Annem-babam bana haksızlık ediyor…
• Beni kimse anlamıyor…
• Annem-babam artık beni sevmiyor…
• Hiç iyi şeyler yapamıyorum…
• Başarısızım…
• Kimse beni dinlemiyor…
• Annem-babam beni sonuna kadar hiç dinlemez…
• Konuşmama bile izin yok…
• Eskiden bana böyle davranmazlardı…
• Çok mutsuzum…
• Ya da;
• Hırçınlaşıp bağıracak…
• Üzülüp ağlayacak…
• Duyduğu sözlere karşı çıkacak
• Kendisini yetersiz
hissedecek(özsaygısını yitirecek)
• İçine kapanacak…
İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMAK İÇİN
Göz teması
Gülümseme
Beden duruşu Pozitif
ifadeler
ANNE-BABA TUTUMLARI
Çocuğun kendi kendini yöneten, yüksek benlik saygısına sahip, doyumlu bir birey olarak gelişmesi, büyük ölçüde ona
sağlanan fırsatlara ve anne babanın
yaklaşımına bağlıdır
.ANNE BABA TUTUMLARI
Aşırı Baskıcı ve Otoriter Tutum
Aşırı Hoşgörülü, Serbest Tutum
Aşırı Koruyucu Tutum
Tutarsız ve Kararsız Tutum
İlgisiz ve Duyarsız Tutum
Demokratik Tutum
AŞIRI BASKICI VE OTORİTER
TUTUM
Aşırı Baskıcı ve Otoriter Tutum
Çocuğun ilgi ve istekleri dikkate alınmaz.
Çocuğu anlama onun seviyesine inme çabası gösterilmez.
Çocuğa nedenleri açıklanmayan kurallar konur, bu kurallara uymadığı takdirde ceza verilir.
Kurallara sorgulamadan uyması beklenir.
Aşırı Baskıcı ve Otoriter Tutum
Sürekli eleştiren, yargılayan, suçlayan anne- babalardır.
Anne babalar çocukları kendi kalıplarına göre yetiştirirler.
“Çocuğumu eğitiyorum” mantığıyla şiddet uygulanabilir.
Çocuktan yaşının üzerinde bir olgunluk beklenir ve ona özgürlük tanınmaz.
Aşırı Baskıcı ve Otoriter Tutum
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Çocuk içine kapanık, çekingen, itaatkar olabileceği gibi aşırı saldırgan ve zorba da olabilir.
Çocukta daima güçlü olma ve kendinden zayıfları ezme isteği vardır.
Kendine güveni hemen hemen yok gibidir.
İleri yaşlarda sıkıntılar karşısında dayanıksız ve çaresiz kalır.
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Çocuk alacağı ağır cezalardan kaçmak için yalan söyleyebilir.
İnsanlar tarafından kolay kandırılabilir, yanlış hareketler yapmaya eğilimlidir.
Aşırı hassas, kırılgan ve hastalıklı bir kişilik yapısı görülebilir. Sürekli eleştirildiği için aşağılık
duygusuna kapılabilir.
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Bu çocuklar kötü muameleye maruz kalmaktan korktukları için anne ve babaya karşı uysal
olmaktadır, fakat içten içe anne babaya karşı düşmanlık duyguları geliştirirler.
Sürekli kusurları aranan çocuk streslidir, ve stresliyken hata yapma olasılığı artar.
Hata yapan kişilere hoşgörüsüzdürler.
Her şeyin anahtarı Sevgi, emek ve sabırdır.
Civcivi;
Kuluçkaya yatırarak Elde edersiniz
Yumurtaları kırarak değil
A.Glasow
AŞIRI HOŞGÖRÜLÜ/ SERBEST ANNE-BABA TUTUMU
Serbest Anne- Baba Tutumu
Çocuğa hiçbir zaman kesin kural konmaz. Konulan kurallar da uygulama ve denetimden uzaktır.
Bu tutum ev içerisinde geçerli olduğu gibi ev dışında da geçerlidir.
Çocukların her istedikleri sorgulanmadan yerine getirilir.
Serbest Anne- Baba Tutumu
Anne baba çocuğun davranışına karışmaz, sadece büyük problem olduğunda varlığını hissettirir.
Çocuğun aşırı hareket serbestliği vardır. Kendisine ve çevresine zarar verecek davranışlar da bile müdahale edilmez.
Aile doğruyu ve yanlışı çocuğunun yaparak yaşayarak öğrenmesini ister, çocuğa neyi yapması veya neyi yapmaması gerektiği konusunda bilgi verilmez.
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Gururlu, kibirli, kendini beğenen kişilik özelliği sergilerler.
Sabırsız, sorumsuz, bencil, çabuk darılan ve her an dilediğinin yapılmasını bekleyen çocuklardır
Her istediğini ailesine yaptırmayı alışkanlık haline getiren çocuk bu tavrı arkadaşlarından ve çevresinden görmeyince uyum sağlamada güçlük çeker.
Başkalarının haklarına saygı duymaz.
Kendi istediğinin olması için mücadele verir ve çevreden dışlanır.
Aşırı Koruyucu Tutum
Çocuklarına hayat tecrübesi yaşama fırsatı tanımazlar.
Geç kavuşulan, aşırı istenilen, tek çocuk, tek erkek veya kız çocuk gibi çocuklar genellikle abartılmış sevginin odak noktası olurlar.
Çocuklarının büyüdüğünü fark etmeyip bebekmiş gibi davranırlar.
Çocuklarına hiçbir iş ve sorumluluk vermezler, her şeyi kendileri yaparlar
Bu tür ailelerde çocuğu ilgilendiren kararlarda yaşı kaç olursa olsun fikri sorulmaz.
Çocuğunuzu giydirirken sürekli giyinmesine ve soyunmasına yardım ediyorsanız
Çocuğunuzu yedirirken yiyeceğinden fazla yemek veriyor, istemediği
yemekleri zorla yediriyorsanız, çatal-kaşık kullanabilen çocuğunuza beş–altı yaşlarına gelse de elinizle yemek yediriyorsanız.
Çocuğunuzun yanlış yapmasına müsaade etmiyorsanız
Çocuğunuzu aşırı kontrol ediyor, ne yaptığını, ne yediğini, ne konuştuğunu sürekli kontrol ediyorsanız.
Aşırı Koruyucu Birer Anne-Babasınız!
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Hayattan edinmeleri gereken deneyimleri edinmeden hayatla karşı karşıya kaldıklarında uyum sağlamakta güçlük çekmektedirler.
Kendi başına hiçbir şey yapamaz, yapacağına inanmaz. Dolayısıyla huzursuz ve kaygılı olur.
Çocuk ailesine olan bağımlılığını dış çevreye de
genelleyebilir. Onu himayesi altına alabilecek herkese karşı bağımlı olmaya başlarlar.
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Ailenin aşırı koruyucu yapısı, çocuğu bencil yapar.
Daima dikkat çekmeye, çevresindeki kişilerin ona hizmet etmesini beklemeye başlar.
Toplumsal yaşamda ayakta durma yarışında çocuk başarısız ve mutsuz olabilir.
Ailesinden gördüğü sevgi ve himayeyi ileride eşinden de bekler. Hiç büyümeyen “yetişkin çocuk” olarak kalır.
Davranış bozukluğu (tırnak yeme, kekemelik, alt ıslatma, okul fobisi, yalan, ...vb.) görülür.
TUTARSIZ VE KARARSIZ TUTUM
Eşinizle, çocuğunuzun yanında, çocuk konusunda birbirinizi eleştiriyorsanız
Eşinizin olumlu yaklaşımına sizin olumsuz tutumunuz oluyorsa yada taraflardan biri çocuğu kayırıyorsa
Çocuğunuza söz dinletmek için önce yumuşak tonda konuşup, ardından sesinizi yükseltip çocuğunuza vuruyorsanız sonrada diz çöküp özür
diliyorsanız
tutarsız bir anne- babasınız!
Tutarsız Anne Baba Tutumu
Tüm çocuklara eşit davranmama,
Eşit sorumluluklar vermeme,
Kız ve erkek çocuğa cinsiyetine göre farklı davranması,
Çocuğun yaptığı bir davranış bazen çok sert, bir tepki alabilirken, bazen de çok olumlu karşılanabilmektedir.
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Çocuk; hangi davranışı, nerede?, nasıl?, ne zaman?
yapacağı konusunda bocalar.
“Bu davranışı yaparak nasıl cezadan kurtulurum?”
şeklinde bir teknik geliştirir.
Çocuk nasıl davranacağını bilmez.
İç çatışmalar, huzursuzluk ve öncelikle anne babaya, sonra da insanlara karşı güvensizlik oluşur.
Doğru kararlar alamaz.
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Görüşlerini açıkça söyleyemez.
Kendini hiçbir ortamda rahat savunamaz.
Ürkek, herkesin söylediğini kabul eden biri olabilir.
Sinirli, kavgacı, çabuk kırılıp öfkelenen, yalan söyleyen tepkisel bir kişilik yapısı geliştirebilir.
Her zaman adımlarını diğer insanlardan geç atar.
Çocuğunuzu severken TUTARLI OLUN. Anne-Baba uyumu
önemli…
İLGİSİZ VE DUYARSIZ ANNE-
BABA TUTUMU
İlgisiz ve Duyarsız Tutum
Çocuğa karşı denetim, çocuğun ilgi ve gereksinimlerine verilen tepki çok düşüktür.
Sadece anne, sadece baba ya da anne- baba duyarsızdır.
Çocuklarına yeteri kadar zaman ayırmazlar.
Çocukları için hiçbir konuda gerekli çabayı harcamazlar.
Ruhsal durum ve okul başarısıyla ilgilenilmez.
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Okula ilgisizlik
Zamanı iyi değerlendirememe
Yanlış arkadaşlıklar kurma
Zararlı alışkanlıklara başlama eğilimi
Kural tanımama
Suç işlemeye eğilimli olma
Uzun vadeli planlar yapamama
Başına buyruk yaşama ve evden ayrılma
Yanlış davranışlara yönelme
Okulu bırakıp, erken yaşta çalışmaya başlama görülebilir.
DEMOKRATİK TUTUM
Demokratik Anne- Baba Tutumu
Çocuk ayrı bir birey olarak kabul edilir.
Çocuğun ilgileri göz önünde bulundurulur, yeteneklerini geliştirici ortam hazırlanır.
Kuralların uygulanmasında çocuğa etkin bir rol ve sorumluluk verilir.
Çocuğa öğüt verme yerine, yapması istenilen davranışlar açıkça belirtilir.
Problemlerle baş etme yolları demokratik yollarla yapılır.
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Yaratıcıdırlar.
Dengeli ve uyumludurlar.
Karar alma becerileri gelişmiştir.
Seçenekli düşünmeyi bilirler, yeni durumlara uymada zorluk yaşamazlar.
Kendilerine güvenirler.
Başkalarının özgürlüklerine saygılıdırlar, kendi özgürlüklerinin sınırlarını bilirler.
Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Kendi haklarını korurlar, başkalarının haklarına saygı gösterirler.
Arkadaş gruplarına rahatlıkla uyum sağlarlar.
Bir gruba dahil olma da, grup içinde aldıkları görev ve sorumlulukları yerine getirme de zorlanmazlar.
Çevrelerindeki akran ve yetişkinlerle sağlıklı iletişim kurarlar.
AİLELERE ÖNERİLER
• Çocuğunuza zaman ayırın. Çocuğunuzla geçen zaman asla boşa geçmiş zaman değildir. Çocuğu sevmek, ona bolca ve pahalı oyuncak almak değil onunla ortak faaliyetleri paylaşmak, ona zaman ayırmak, onunla oyun oynamaktır. Çocuğu sevmek
sözle sevgiyi ifade etmenin ötesinde, eylemle bu duyguyu ona yaşatmaktır.
• Çocuğunuzla birlikte olduğunuz zaman tüm dikkatinizi ona yoğunlaştırın. Bu nedenle de, başka bir işle meşgulken değil, kendinizi rahat hissettiğinizde çocuğunuzla ilgilenerek, anne ya da baba olmanın keyfini çıkarın.
AİLELERE ÖNERİLER
• Aşağılamak, suçlamak, çocuk adına karar vermek yerine, çocuğu dinleyin.
• Dinlendiğini düşünen çocuk kabul edildiğini, dolayısıyla sevildiğini düşünen çocuktur.
• Göz kontağı kurarak, gülümseyerek kabul belirtisini beden diliyle pekiştirin. Böylelikle çocuk “kişiliğine saygı duyulduğunu”
düşünerek iletişimini sürdürür.
• Anne ve babasının kendisini dinlediğini gören çocuk duygularını ifade etme olanağı bulur. Aldığı tepkilerle “anlaşıldım” duygusunu yaşar. Böylelikle rahatlar.
AİLELERE ÖNERİLER
• Çocuğunuza karşı davranışlarınızda tutarlı olun. Kendi içinizde çelişkili davranışlarda bulunmanız ya da anne ve babanın
birbiriyle çelişen biçimde davranması, çocuğu “doğruyu bulma” konusunda zorlar.
• Çocuğunuzu başka çocuklarla karşılaştırmayın. Çocuk, anne babası tarafından önemsenmek, değerli bir insan olarak kabul edilmek ihtiyacındadır. Onun diğer çocuklarla karşılaştırılması, kendini değerli bir insan olarak görmesini engeller. Çocuğun kendine özgü, bağımsız bir birey olarak kabul edilmesi, ruh sağlığının temelini oluşturur.