• Sonuç bulunamadı

Hayattan ne isteriz? Sorusuna çok çeşitli cevaplar. verilebilir ancak bireyin mutlu bir ailesinin olması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Hayattan ne isteriz? Sorusuna çok çeşitli cevaplar. verilebilir ancak bireyin mutlu bir ailesinin olması"

Copied!
59
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AİLE İÇİ İLETİŞİM

(2)

“Hayattan ne isteriz”? Sorusuna çok çeşitli cevaplar

verilebilir ancak “bireyin mutlu bir ailesinin olması”

dileği belki de en iyi bilinenidir. Mutlu bir ailenin sağlanabilmesi için aile kurumunun da temel

gereksinimleri bulunmaktadır

(3)

Ailenin Temel Gereksinimleri Nelerdir?

(4)

1.Değerli olma duygusu:

 Aile içindeki etkileşim çocukları “ben değerliyim” ya da “değersizim”

duygusuna götürür. Ben değerliyim”

duygusunu aile içinde elde eden birey kendisini kanıtlamak için aşırı

davranışlarda bulunmaya gerek

duymayacaktır.

(5)

2.Güven ortamı:

 Aile içindeki bireyler kendilerinin aile içinde emniyette olduğunu, dışarıdaki tehlikeli olayların aile içine girmeyeceği duygusunu sağlamak ister. Bu duygu da aile içinde kazanılması gereken bir

duygudur. Unutulmaması gereken bir konu da çocuğun ev içinde ne kadar güven

altında olduğudur. Kendisini güven içinde bulmayan çocuk ailenin dışında bir yere

yönelerek aile ile olan bağlarını koparabilir.

(6)

3.Yakınlık ve dayanışma duygusu:

Aile içinde temel güven ve dayanışma varsa aile dışında bireyin karşılaştığı stres

oluşturan olumsuz olaylar çok da yıkıcı olmaz. Güven

duygusunun yaşandığı aile dış dünyanın yaratmış olduğu

sıkıntı ve kaygılarından kendisini koruyabilir. Bu tür aile içinde olan bireyler kendilerine olduğu gibi çevresine de güvenirler.

(7)

4.Sorumluluk duygusu:

• Sorumluluk duygusu, aile sistemi içindeki

gelişmeyle başlar. Anne ve babalar davranış ve sözleri ile sorumluluk duygusunu ifade ederler.

Aile içinde sadece anne baba değil herkes sorumluluk duygusunu paylaşır. Elbette ki çocuklara yaşları oranında sorumluluk

verilmelidir.

(8)

5.Zorluklarla mücadele ederek onların üstesinden gelmeyi öğrenme:

• Çocuğa her şey hazır verilmemelidir. Sorumluluk duygusunun gelişimi ile ilgili anlatılanlar

zorluklarla mücadele etme ile ilgilidir. Çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel dönem göz önünde bulundurularak çocuk kendi sorunları ile baş

başa bırakılabilmelidir.

(9)

6.Mutluluk ve kendisini gerçekleştirme ortamı:

• Aile ortamı bir mutluluk ortamıdır. Evde değerli olduğu duygusunu tadan birey

mutlu olur ve yaptığı şeylerden doyum alır,

kendini gerçekleştirme olanağı bulur.

(10)

Etkili İletişim İçin Neler Gereklidir?

1- Saygı Duymak: Karşımızdaki kişilere saygı duymak onların varlığını kabul etmek, önemli ve değerli olduklarını

hissettirmek, olduğu gibi benimsemek anlamını taşır.

2- Doğal Davranabilmek: Abartıdan uzak, olduğu gibi davranmaktır.

3-Empati: İletişimin belki de en önemli öğesidir. Bir anlamda, dış dünyayı karşımızdaki kişinin penceresinden görmeye

çalışmaktır. Kurulan bu duygu ortaklığı, iletişimi güçlü kılar.

(11)

4-Etkin Dinleme:Çocuğunuz yaşı kaç olursa olsun, sizin onu dinlediğinizi anladığında şöyle düşünür:

Beni dikkate alıyor.

Ben annem babam için önemli ve değerliyim.

Benim konuşmamı engellemiyor ve dinliyor. Bu da beni mutlu ediyor.

Bazen annemin babamın sözlerini dinlemiyorum ama artık bende onu dinleyeceğim.

Beni büyük insan yerine koyuyor, küçük muamelesi yapmıyor.

Bu çok hoşuma gidiyor.

Fikirlerim onun için önemli.

Duygularıma değer veriyor ve duygularımı anlamaya çalışıyor.

Annem-babam beni dinledikçe ve benimle ilgilendikçe, kendime olan güvenim artıyor.

(12)

Ben Dili Sen Dili

İletişim Engelleri

Etkin Dinleme Kabul

Dili

İLETİŞİM

(13)

İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMAK İÇİN

Göz teması

Gülümseme

Beden duruşu Pozitif

ifadeler

(14)

İletişim Engelleri Nelerdir?

(15)

Sıklıkla Emir Cümleleri Kurmak

• Yaşantımızı gözden geçirerek kurduğumuz emir cümlelerini yakalamaya çalışalım. “Kalk, yüzünü yıka, sütünü bitir, dişlerini fırçala, ağzın doluyken konuşma, ödevini bitir, televizyonu kapat,

büyüklerinle konuşurken sesini yükseltme, öğretmenini dinle…….” gibi uzayan emir

sözcüklerini yakalamamız zor olmayacaktır.

Çocuklarımızın kendisi için gerekli olanı

düşünmesine ve bulmasına yardımcı olmalıyız.

(16)

Sürekli Öğüt Verme, Çözüm Önerileri Getirme

• “Senin yerinde olsam plan yaparak çalışırdım”,

“sütünü bitirdiğinde boyun uzayacak”,”bak sana bir öneri vereyim” gibi cümleler kurabiliriz ve bu konuşma biçiminin çok yararlı yapıcı olduğuna inanırız. Aslında bu yaklaşım, anneye babaya bağımlı çocuklar yaratabilmektedir.

(17)

Çocuğu Sürekli Övmek

• İstendik davranışı yapması durumunda çocuk yerli yersiz her ortamda övülebilir. “Çok

güzel...”, “Bence harika bir iş

yapıyorsun...”Bu durumda çocuk ailesinin

beklentilerinin çok yüksek olduğunu düşünebilir ya da kaygı hissedebilir.

(18)

Ad takmak, alay etmek

“Koca bebek....”, “Hadi bakalım Süpermen”, “Geri zekalı”, “Hadi sende sulu göz”, gibi cümleler

kurmak çocuğun gelişiminde değerli

hissetmesine yol açmaz. Sevilmediği kanısının oluşmasına yol açabilir, kendilik gelişiminde olumsuz etkileri olabilir.

(19)

Sürekli Soru Sormak, Sınamak, Sorgulamak

• “Neden?....Kim?...Sen ne

yaptın?...Nasıl?...”Soruları cevaplama genellikle eleştiri veya zorunlu çözüm

getirdiğinden çocuklar genellikle hayır demeye, yarı doğru cevap vermeye, kaçmaya yönelir veya yalan söyler. Ailenin endişelerinden doğan

sorulara cevap vermeye çalışan çocuk kendi

sorununu, gözden kaçırabilir. Çocuk sorgulanıyor hissine kapıldığında bu durum onda güvensizlik, kuşku oluşturur.

(20)

İLETİŞİM ENGELLERİ

Suçlama

Emir verme ve yönetme

Tehdit etme

Eleştirme

Uyarma-gözdağı verme

Güven verme-Fikir verme

Utandırma

Öğüt verme

Yargılama

Aşağılama

Alay etme

Teşhis koyma

İnceleme, araştırma soruşturma

Konu değiştirme

Tartışma ve mantık yolu ile inandırma

(21)

Çocuğunuzla, bunlara benzer diyaloglar kurduğunuzda, kendini nasıl hissedecek ve sizin için neler düşünecek:

Suçluyum

Annem-babam bana haksızlık ediyor…

Beni kimse anlamıyor…

Annem-babam artık beni sevmiyor…

Hiç iyi şeyler yapamıyorum…

Başarısızım…

Kimse beni dinlemiyor…

Annem-babam beni sonuna kadar hiç dinlemez…

Konuşmama bile izin yok…

Eskiden bana böyle davranmazlardı…

Çok mutsuzum…

Ya da;

Hırçınlaşıp bağıracak…

Üzülüp ağlayacak…

Duyduğu sözlere karşı çıkacak

Kendisini yetersiz

hissedecek(özsaygısını yitirecek)

İçine kapanacak…

(22)

İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMAK İÇİN

Göz teması

Gülümseme

Beden duruşu Pozitif

ifadeler

(23)

ANNE-BABA TUTUMLARI

Çocuğun kendi kendini yöneten, yüksek benlik saygısına sahip, doyumlu bir birey olarak gelişmesi, büyük ölçüde ona

sağlanan fırsatlara ve anne babanın

yaklaşımına bağlıdır

.

(24)

ANNE BABA TUTUMLARI

Aşırı Baskıcı ve Otoriter Tutum

Aşırı Hoşgörülü, Serbest Tutum

Aşırı Koruyucu Tutum

Tutarsız ve Kararsız Tutum

İlgisiz ve Duyarsız Tutum

Demokratik Tutum

(25)

AŞIRI BASKICI VE OTORİTER

TUTUM

(26)

Aşırı Baskıcı ve Otoriter Tutum

Çocuğun ilgi ve istekleri dikkate alınmaz.

Çocuğu anlama onun seviyesine inme çabası gösterilmez.

Çocuğa nedenleri açıklanmayan kurallar konur, bu kurallara uymadığı takdirde ceza verilir.

Kurallara sorgulamadan uyması beklenir.

(27)

Aşırı Baskıcı ve Otoriter Tutum

Sürekli eleştiren, yargılayan, suçlayan anne- babalardır.

Anne babalar çocukları kendi kalıplarına göre yetiştirirler.

“Çocuğumu eğitiyorum” mantığıyla şiddet uygulanabilir.

Çocuktan yaşının üzerinde bir olgunluk beklenir ve ona özgürlük tanınmaz.

(28)

Aşırı Baskıcı ve Otoriter Tutum

(29)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Çocuk içine kapanık, çekingen, itaatkar olabileceği gibi aşırı saldırgan ve zorba da olabilir.

Çocukta daima güçlü olma ve kendinden zayıfları ezme isteği vardır.

Kendine güveni hemen hemen yok gibidir.

İleri yaşlarda sıkıntılar karşısında dayanıksız ve çaresiz kalır.

(30)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Çocuk alacağı ağır cezalardan kaçmak için yalan söyleyebilir.

İnsanlar tarafından kolay kandırılabilir, yanlış hareketler yapmaya eğilimlidir.

Aşırı hassas, kırılgan ve hastalıklı bir kişilik yapısı görülebilir. Sürekli eleştirildiği için aşağılık

duygusuna kapılabilir.

(31)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Bu çocuklar kötü muameleye maruz kalmaktan korktukları için anne ve babaya karşı uysal

olmaktadır, fakat içten içe anne babaya karşı düşmanlık duyguları geliştirirler.

Sürekli kusurları aranan çocuk streslidir, ve stresliyken hata yapma olasılığı artar.

Hata yapan kişilere hoşgörüsüzdürler.

(32)

Her şeyin anahtarı Sevgi, emek ve sabırdır.

Civcivi;

Kuluçkaya yatırarak Elde edersiniz

Yumurtaları kırarak değil

A.Glasow

(33)

AŞIRI HOŞGÖRÜLÜ/ SERBEST ANNE-BABA TUTUMU

(34)

Serbest Anne- Baba Tutumu

Çocuğa hiçbir zaman kesin kural konmaz. Konulan kurallar da uygulama ve denetimden uzaktır.

Bu tutum ev içerisinde geçerli olduğu gibi ev dışında da geçerlidir.

Çocukların her istedikleri sorgulanmadan yerine getirilir.

(35)

Serbest Anne- Baba Tutumu

Anne baba çocuğun davranışına karışmaz, sadece büyük problem olduğunda varlığını hissettirir.

Çocuğun aşırı hareket serbestliği vardır. Kendisine ve çevresine zarar verecek davranışlar da bile müdahale edilmez.

Aile doğruyu ve yanlışı çocuğunun yaparak yaşayarak öğrenmesini ister, çocuğa neyi yapması veya neyi yapmaması gerektiği konusunda bilgi verilmez.

(36)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Gururlu, kibirli, kendini beğenen kişilik özelliği sergilerler.

Sabırsız, sorumsuz, bencil, çabuk darılan ve her an dilediğinin yapılmasını bekleyen çocuklardır

Her istediğini ailesine yaptırmayı alışkanlık haline getiren çocuk bu tavrı arkadaşlarından ve çevresinden görmeyince uyum sağlamada güçlük çeker.

Başkalarının haklarına saygı duymaz.

Kendi istediğinin olması için mücadele verir ve çevreden dışlanır.

(37)
(38)

Aşırı Koruyucu Tutum

Çocuklarına hayat tecrübesi yaşama fırsatı tanımazlar.

Geç kavuşulan, aşırı istenilen, tek çocuk, tek erkek veya kız çocuk gibi çocuklar genellikle abartılmış sevginin odak noktası olurlar.

Çocuklarının büyüdüğünü fark etmeyip bebekmiş gibi davranırlar.

Çocuklarına hiçbir iş ve sorumluluk vermezler, her şeyi kendileri yaparlar

Bu tür ailelerde çocuğu ilgilendiren kararlarda yaşı kaç olursa olsun fikri sorulmaz.

(39)

Çocuğunuzu giydirirken sürekli giyinmesine ve soyunmasına yardım ediyorsanız

Çocuğunuzu yedirirken yiyeceğinden fazla yemek veriyor, istemediği

yemekleri zorla yediriyorsanız, çatal-kaşık kullanabilen çocuğunuza beş–altı yaşlarına gelse de elinizle yemek yediriyorsanız.

Çocuğunuzun yanlış yapmasına müsaade etmiyorsanız

Çocuğunuzu aşırı kontrol ediyor, ne yaptığını, ne yediğini, ne konuştuğunu sürekli kontrol ediyorsanız.

Aşırı Koruyucu Birer Anne-Babasınız!

(40)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Hayattan edinmeleri gereken deneyimleri edinmeden hayatla karşı karşıya kaldıklarında uyum sağlamakta güçlük çekmektedirler.

Kendi başına hiçbir şey yapamaz, yapacağına inanmaz. Dolayısıyla huzursuz ve kaygılı olur.

Çocuk ailesine olan bağımlılığını dış çevreye de

genelleyebilir. Onu himayesi altına alabilecek herkese karşı bağımlı olmaya başlarlar.

(41)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Ailenin aşırı koruyucu yapısı, çocuğu bencil yapar.

Daima dikkat çekmeye, çevresindeki kişilerin ona hizmet etmesini beklemeye başlar.

Toplumsal yaşamda ayakta durma yarışında çocuk başarısız ve mutsuz olabilir.

Ailesinden gördüğü sevgi ve himayeyi ileride eşinden de bekler. Hiç büyümeyen “yetişkin çocuk” olarak kalır.

Davranış bozukluğu (tırnak yeme, kekemelik, alt ıslatma, okul fobisi, yalan, ...vb.) görülür.

(42)
(43)

TUTARSIZ VE KARARSIZ TUTUM

(44)

Eşinizle, çocuğunuzun yanında, çocuk konusunda birbirinizi eleştiriyorsanız

Eşinizin olumlu yaklaşımına sizin olumsuz tutumunuz oluyorsa yada taraflardan biri çocuğu kayırıyorsa

Çocuğunuza söz dinletmek için önce yumuşak tonda konuşup, ardından sesinizi yükseltip çocuğunuza vuruyorsanız sonrada diz çöküp özür

diliyorsanız

tutarsız bir anne- babasınız!

(45)

Tutarsız Anne Baba Tutumu

Tüm çocuklara eşit davranmama,

 Eşit sorumluluklar vermeme,

 Kız ve erkek çocuğa cinsiyetine göre farklı davranması,

Çocuğun yaptığı bir davranış bazen çok sert, bir tepki alabilirken, bazen de çok olumlu karşılanabilmektedir.

(46)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Çocuk; hangi davranışı, nerede?, nasıl?, ne zaman?

yapacağı konusunda bocalar.

“Bu davranışı yaparak nasıl cezadan kurtulurum?”

şeklinde bir teknik geliştirir.

Çocuk nasıl davranacağını bilmez.

İç çatışmalar, huzursuzluk ve öncelikle anne babaya, sonra da insanlara karşı güvensizlik oluşur.

Doğru kararlar alamaz.

(47)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Görüşlerini açıkça söyleyemez.

Kendini hiçbir ortamda rahat savunamaz.

Ürkek, herkesin söylediğini kabul eden biri olabilir.

Sinirli, kavgacı, çabuk kırılıp öfkelenen, yalan söyleyen tepkisel bir kişilik yapısı geliştirebilir.

Her zaman adımlarını diğer insanlardan geç atar.

(48)

Çocuğunuzu severken TUTARLI OLUN. Anne-Baba uyumu

önemli…

(49)

İLGİSİZ VE DUYARSIZ ANNE-

BABA TUTUMU

(50)

İlgisiz ve Duyarsız Tutum

Çocuğa karşı denetim, çocuğun ilgi ve gereksinimlerine verilen tepki çok düşüktür.

Sadece anne, sadece baba ya da anne- baba duyarsızdır.

Çocuklarına yeteri kadar zaman ayırmazlar.

Çocukları için hiçbir konuda gerekli çabayı harcamazlar.

 Ruhsal durum ve okul başarısıyla ilgilenilmez.

(51)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Okula ilgisizlik

Zamanı iyi değerlendirememe

Yanlış arkadaşlıklar kurma

 Zararlı alışkanlıklara başlama eğilimi

Kural tanımama

Suç işlemeye eğilimli olma

Uzun vadeli planlar yapamama

Başına buyruk yaşama ve evden ayrılma

Yanlış davranışlara yönelme

Okulu bırakıp, erken yaşta çalışmaya başlama görülebilir.

(52)

DEMOKRATİK TUTUM

(53)

Demokratik Anne- Baba Tutumu

Çocuk ayrı bir birey olarak kabul edilir.

Çocuğun ilgileri göz önünde bulundurulur, yeteneklerini geliştirici ortam hazırlanır.

Kuralların uygulanmasında çocuğa etkin bir rol ve sorumluluk verilir.

Çocuğa öğüt verme yerine, yapması istenilen davranışlar açıkça belirtilir.

Problemlerle baş etme yolları demokratik yollarla yapılır.

(54)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

 Yaratıcıdırlar.

 Dengeli ve uyumludurlar.

 Karar alma becerileri gelişmiştir.

 Seçenekli düşünmeyi bilirler, yeni durumlara uymada zorluk yaşamazlar.

 Kendilerine güvenirler.

 Başkalarının özgürlüklerine saygılıdırlar, kendi özgürlüklerinin sınırlarını bilirler.

(55)

Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

 Kendi haklarını korurlar, başkalarının haklarına saygı gösterirler.

 Arkadaş gruplarına rahatlıkla uyum sağlarlar.

 Bir gruba dahil olma da, grup içinde aldıkları görev ve sorumlulukları yerine getirme de zorlanmazlar.

 Çevrelerindeki akran ve yetişkinlerle sağlıklı iletişim kurarlar.

(56)

AİLELERE ÖNERİLER

Çocuğunuza zaman ayırın. Çocuğunuzla geçen zaman asla boşa geçmiş zaman değildir. Çocuğu sevmek, ona bolca ve pahalı oyuncak almak değil onunla ortak faaliyetleri paylaşmak, ona zaman ayırmak, onunla oyun oynamaktır. Çocuğu sevmek

sözle sevgiyi ifade etmenin ötesinde, eylemle bu duyguyu ona yaşatmaktır.

Çocuğunuzla birlikte olduğunuz zaman tüm dikkatinizi ona yoğunlaştırın. Bu nedenle de, başka bir işle meşgulken değil, kendinizi rahat hissettiğinizde çocuğunuzla ilgilenerek, anne ya da baba olmanın keyfini çıkarın.

(57)

AİLELERE ÖNERİLER

Aşağılamak, suçlamak, çocuk adına karar vermek yerine, çocuğu dinleyin.

Dinlendiğini düşünen çocuk kabul edildiğini, dolayısıyla sevildiğini düşünen çocuktur.

Göz kontağı kurarak, gülümseyerek kabul belirtisini beden diliyle pekiştirin. Böylelikle çocuk “kişiliğine saygı duyulduğunu”

düşünerek iletişimini sürdürür.

Anne ve babasının kendisini dinlediğini gören çocuk duygularını ifade etme olanağı bulur. Aldığı tepkilerle “anlaşıldım” duygusunu yaşar. Böylelikle rahatlar.

(58)

AİLELERE ÖNERİLER

Çocuğunuza karşı davranışlarınızda tutarlı olun. Kendi içinizde çelişkili davranışlarda bulunmanız ya da anne ve babanın

birbiriyle çelişen biçimde davranması, çocuğu “doğruyu bulma” konusunda zorlar.

Çocuğunuzu başka çocuklarla karşılaştırmayın. Çocuk, anne babası tarafından önemsenmek, değerli bir insan olarak kabul edilmek ihtiyacındadır. Onun diğer çocuklarla karşılaştırılması, kendini değerli bir insan olarak görmesini engeller. Çocuğun kendine özgü, bağımsız bir birey olarak kabul edilmesi, ruh sağlığının temelini oluşturur.

(59)

KARANFİL ANAOKULU

REHBERLİK

SERVİSİ

Referanslar

Benzer Belgeler

Anne-baba eğitimi programlarının amacı, anne-babaların öz-güvenini güçlendirmek ve küçük çocukların fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimini teşvik

Ancak Çocuğun anneden sonra en çok iletişim kurduğu birey olan baba ile kurulan iletişim de aynı şekilde anne ile kurulan iletişim gibi çocuğun gelişimi açısından

Aslında aile yapısını geliştirecek olan bu arzu, ortaya bir sorun olarak çıkar ama sonuçta aile olarak bir şekilde bir uzmanın karşısına çıkılır ve uzman sadece

– Korku kültürü İÇİNDE NE İNSAN NE ANNE NE KADIN olmak bir önem taşımaz...

Aile içi şiddet aile üyelerinden birinin diğerini duygusal, fiziksel ve cinsel istismara maruz bırakması, sosyal olarak dışlaması ve maddi yoksun bırakması gibi davranışları

Bir gün Hazreti İbrahim, yanındaki insanlara ders vermek için önce uzaktan çok küçük görünen bu yıldıza baktı?. Amacı, o insanları inandıkları

Davranıșsal yaklașım temelli anne-baba eğitimi programları Üç P (Positive Parenting Programme- Triple P), İnanılmaz Yıllar (Incredible Years), Suç Önleme Programı

Siparişi kargo ile gelen Ezgi Hanım, kargo ücreti 14 TL olmak üzere toplam 254 TL ödeme yapıyor.. İki karenin birer kenarlarının uzunlukları farkı 8