• Sonuç bulunamadı

Dermatolojide Ultrasonografi Kullan›m›

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dermatolojide Ultrasonografi Kullan›m›"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Derleme

Review

Dermatolojide Ultrasonografi Kullan›m›

The Use of Ultrasonography in Dermatology

‹jlal Erturan, Mehmet Y›ld›r›m

Süleyman Demirel Üniversitesi T›p Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dal›, Isparta, Türkiye

3

Tarihçe ve Girifl

‹lk kez iki ‹talyan zoolog 1794'te yarasalar›n ses dalga-lar› yard›m› ile yön tayini yapt›kdalga-lar›n› bulmufllar ve bu-radan yola ç›karak ultrasonografi (US) nin temel pren-siplerini oluflturmufllard›r1. US'nin pratik

uygulanma-s›nda ilk giriflimler 1912 y›l›nda batan Titanik yolcu ge-misinin bulunmas› için denenmifl, ancak baflar›s›zl›kla sonuçlanm›flt›r. ‹kinci Dünya Savafl› s›ras›nda ses yön-lendirme ve dereceyön-lendirme (SONAR) cihazlar› geliflti-rilerek bu cihazlarla denizalt›lar›n yerleri belirlenmifl ve ultrasonun yararl›l›¤› ispat edilmifltir2. T›p alan›nda

1950'li y›llarda, dermatolojide ilk kez 1979 y›l›nda kul-lan›lm›flt›r1,3,4.

Bu yaz›da deri US'nin temel prensipleri tart›fl›lm›fl ve yüksek çözünürlü ultrason (YÇU)’un gelecekteki po-tansiyel kullan›mlar› üzerinde durulmufltur.

Temel Prensipler

Diagnostik US'de insan kula¤›n›n iflitebilece¤i 16-20000 Hz'den daha yüksek, 2-10 MHz frekansl› sese ih-tiyaç vard›r. Sesin frekans› artt›kça dalga boyu k›sal-maktad›r. Ses frekans› ile görüntü rezolüsyonu aras›n-da do¤ru, penetrasyon ile ters orant›l› bir iliflki söz ko-nusudur. Günümüzde mükemmel çözünürlük sa¤la-yan yüksek frekansl› problar gelifltirilmifltir2,3.

US'nin temeli, dokular›n sesleri farkl› derecelerde yans›t-ma özelli¤ine dayan›r. Tan›sal radyolojide inceleme alan›-na gönderilen ses dalgalar›n›n, dokulardan yans›yan eko-lar› görüntü monitörüne üç de¤iflik biçimde yans›t›lmak-tad›r; “A (amplitüd) mode”: dokulardan yans›yan ses amplitüdler fleklinde grafik olarak monitöre aktar›lmak-tad›r. “B (brightness) mode”: incelenen dokular›n yo¤un-luklar› do¤rultusunda parlakl›k olarak monitöre yans›t›l-mas› tekni¤idir. Günümüzde tan›sal radyolojide

kullan›-Y

Yaazz››flflmmaa AAddrreessii:: Dr. ‹jlal Erturan, ‹stiklal mahallesi 105. cadde No:56 Ersu apartman› Kat:5 Daire:10 Isparta, Türkiye Tel.: 0246 223 32 82 Fax: 0246 237 17 62 E-mail: ijlal32@mynet.com AAll››nndd››¤¤›› ttaarriihh:: 15.07.2004 KKaabbuull ttaarriihhii:: 01.11.2004

Özet

Ultrason kelime anlam› itibar› ile insan kula¤›n›n iflitebilece¤i frekans›n üzerindeki ses dalgalar› demektir. Ultrasonografi t›pta pek çok alanda tan› arac› olarak kullan›lmaktad›r. Öncelikle iç organ incelemeleri için gelifltirilmifl olup günümüzde de-ri incelemelede-ri de yap›labilmektedir. Dede-ri incelemelede-ri ilk kez 1979'da kal›nl›k ölçümlede-ri ile bafllam›flt›r. Günümüzde ultra-sonografi ile deri neoplazmlar› ve deri hastal›klar› görüntülenebilmektedir. Bu görüntüleme yönteminin en önemli avantaj-lar› non-invaziv, güvenilir, hastalar taraf›ndan kolayl›kla tolere edilebilir ve di¤erlerine göre düflük maliyetli olmas›d›r.

(Turkderm 2007; 41: 3-6)

A

Annaahhttaarr KKeelliimmeelleerr:: Deri, ultrasonografi, deri hastal›klar›, deri tümörleri

Summary

The term ultrasound refers to sound waves of a frequency that is above the human hearing range. Ultrasonography has an established diagnostic role in many fields of medicine. Ultrasound imaging, while initially developed to visualize internal or-gans, is now being applied to image the skin. Skin imaging began with determination of skin thickness in 1979. Recently ult-rasound have been used to image cutaneous neoplasms and skin diseases. The main advantages of this method of imaging include its non-invasiveness, safety, high patient tolerability and relatively low cost. (Turkderm 2007; 41: 3-6)

K

Keeyy WWoorrddss:: Skin, ultrasonography, skin diseases, skin malignancies

(2)

lan B-mode'dur. “M (motion) mode”; ekokardiyografi ad› alt›n-da kardiyak fonksiyonlar›n izlenmesinde kullan›lmaktad›r1,2,5.

Dermatolojide deri kal›nl›¤› ölçümleri, her türlü deri tümörü ile skleroderma, morfea, psoriasis gibi pek çok deri hastal›¤›n›n US ile incelemesi mümkün olmufltur1,5,6.

Normal Derinin US ile ‹ncelenmesi

Deri in-vivo incelendi¤inde üç katmandan oluflmaktad›r; epi-dermis (0.006-0.6mm); epi-dermis (1-4mm); subkutan doku (5-20mm)3,7.

Özellikle papiller dermis, ekojen özelli¤e sahip olup, aralarda k›l foliküllerinin oluflturdu¤u hipoekoik alanlar görülür. Subku-tan doku zemini hipoekoik olup, aralarda hiperekojen dallan-malar gösterir. Ya¤ lobüllerini ay›ran bu dallandallan-malar konnektif dokunun oluflturdu¤u septalard›r. Biraz daha derine inildi¤inde ise kas dokusu yüzeyini çizgi fleklinde örten hipoekoik yüzeyel fasya göze çarpar3,7,8.

Ses dalgalar›n›n epidermis ve dermisten yans›mas›, derinin gerginli¤i ve elastikiyetine göre de¤iflir. Deri kal›nl›¤› vücu-dun çeflitli yerlerinde farkl›d›r. US görüntülemesinin en önemli belirleyicilerinin kollajen lifler (kollajen içeri¤i, tipi, yerleflimi), keratin ve dermal su içeri¤i gibi doku karakterle-rinin oldu¤u bildirilmifltir1,3,8.

Dermisin sonografik incelemesi yafla ba¤l› de¤ifliklikler gös-termektedir.Yeni do¤an döneminde hipoekoik iken, eriflkin yafla kadar yavafl yavafl ekojenite art›fl› saptan›r. Ancak yafl ilerledikçe fotoyafllanman›n etkisiyle dermis hipoekoik bir görünüm al›r3.

Dermal Kal›nl›k Ölçümleri

Dermal kal›nl›k ölçümleri önceleri biyopsi ve kseroradyografi ile yap›lmakta iken, son y›llarda US ile de yap›lmaktad›r9. ‹lk kez

1979'da Alexander ve Miller, yapt›klar› bir çal›flmada A mod US'yi dermal kal›nl›¤› ölçmek için kullanm›fllar ve elde ettikleri de¤erlerin kseroradyografi ile korele oldu¤unu gözlemifller-dir1,3,4. Dermal kal›nl›k ölçümünün ilk uygulama alanlar›ndan

bi-risi topikal steroidlerle oluflan deri atrofisini tespit etmek ol-mufltur. Bu amaçla normal ve kortikosteroidlerle tedavi edilmifl deri üzerinde her iki yöntem ile ölçümler yap›lm›fl ve sonuçlar aras›nda fark gözlenmemifltir. Daha sonralar› Capawell ve arka-dafllar› inhale ve oral steroid kullanan ast›ml› hastalarda US ile dermal incelmeyi tespit etmifllerdir1.

Cinsiyet, yafl, vücut postürü ve menapozun dermal kal›nl›k ve US ekojenitesini etkiledi¤i bilinmektedir10. YÇU ile tüm bu

fak-törlerin deri üzerine etkisi non-invaziv olarak ölçülebilmekte-dir11. Çeflitli çal›flmalarda fotoyafllanman›n etkisiyle deride

subepidermal hipoekoik bir alana rastlanm›fl ve bu alan›n kal›n-l›¤›n›n yafl ile birlikte artt›¤› tespit edilmifltir1,5,12,13,14. Manyetik

görüntüleme çal›flmalar› bunun subepidermal s›v› art›fl›na ba¤-l› oldu¤unu ortaya ç›karm›flt›r1,5,12. Yap›lan di¤er çal›flmalarla da

postüre ba¤l› olarak dermal s›v›n›n gün içerisinde yer de¤ifltire-rek deri kal›nl›¤›n›n diürnal de¤iflim gösterdi¤i bildirilmifltir1,15,16.

Baz› Deri Hastal›klar›nda US Kullan›m›

Venöz Ülser

Venöz ülser oluflum mekanizmas› henüz tam anlam›yla aç›kl›¤a kavuflmamakla birlikte venöz yetmezli¤in sebep oldu¤u dermal ödemin en önemli patojenik faktör oldu¤u düflünülmekte-dir17,18. Venöz ülserli hastalar üzerinde yap›lan bir çal›flmada,

YÇU yard›m› ile ülserden dermis ekojenitesi ve kal›nl›k ölçümle-ri yap›l›p sa¤l›kl› kontrollerle k›yasland›¤›nda, papiller dermis ekojenitesinin dermal ödeme ba¤l› olarak azald›¤› ve deri ka-l›nl›¤›n›n artt›¤› tespit edilmifltir17. ‹yileflmifl venöz ülserlerle

kar-fl›laflt›r›ld›¤›nda ise dermal ekojenitenin sa¤l›kl› kontrollerden farkl› olmad›¤› saptanm›flt›r18. Bu çal›flmalar venöz ülser

patoge-nezine ›fl›k tutarak, papiller dermisteki ödemin en önemli rolü oynad›¤›n› düflündürmektedir.

Psoriasis

‹nflamatuvar hastal›klar›n ve tedavi rejimlerinin artmas›, bu hastal›klar›n aktivitesinin ve tedaviye al›nan yan›t›n objektif olarak de¤erlendirilmesi için çeflitli non-invaziv yöntemlerin ge-lifltirilmesini zorunlu k›lm›flt›r. YÇU psoriasis lezyonlar›n›n mor-folojik incelemesinde önemli de¤ere sahiptir. Lezyonlarda yap›-lan incelemelerde epidermisin kal›nlaflt›¤›, hiperekojenik bir görünüm ald›¤› ve bu ekojenitenin kal›nlaflm›fl stratum korne-uma ve üst dermise ait oldu¤u belirlenmifltir. Hastal›¤›n akut fa-z›nda yap›lan incelemelerde ise papiller dermiste hipoekoik bir alan izlenmifl ve antipsoriatik tedavi sonras› bu alanlarda incel-me oldu¤u gözlenmifltir3,7,19-23.

Skleroderma ve Morfea

Skleroderma sebebi tam olarak belli olmayan sistemik ve loka-lize formlar› olan bir konnektif doku hastal›¤›d›r24. Deri

tutulu-munun h›zl› seyri prognozun kötülü¤üne iflarettir. Hastal›k prognozunu belirlemek için çeflitli skorlama teknikleri gelifltiril-mifltir. Bu hastalarda US ile dermis, subkutan doku rahatl›kla in-celenmifl ve deri kal›nl›¤› ölçülmüfltür. US ile inceleme yap›ld›-¤›nda akut fazda; subepidermal hipoekoik alan, dermiste hipo-ekoik zeminde yer yer ekojenite art›fllar›n› gösteren kald›r›m ta-fl› benzeri heterojen bir görünüm elde edilmifl, subakut dönem-de ise bu alanda gerileme tespit edilmifltir3,7,8,20,24,25.

Skleroderma el ve önkol derisinde kal›nlaflma ile seyredip, özel-likle metakarpofalangial eklemin proksimalindeki deri kal›nl›¤› önem arzeder. Bir çal›flmada, hastalar›n önkol derisi US ile ince-lenmifl ve hastalarda kontrol gurubuna oranla hastal›¤›n süresi-ne ba¤l› olarak derinin kal›nlaflt›¤› ve US'de ekojenitenin azal-d›¤› gözlenmifltir25. Skleroderma hastalar›nda uygulanan

teda-vilere derinin cevab› da US ile takip edilebilmektedir. Örne¤in steroidlerle tedavi sonras› deride meydana gelen de¤ifliklikler saptan›p, tedaviye cevap de¤erlendirilebilmektedir26.

Morfea, skleroderman›n deriye lokalize formu olup deri sklero-zu en göze çarpan bulgusudur. Morfea hastalar›nda US ile deri kal›nl›¤› ölçümleri, hastal›¤›n seyri ve tedaviye yan›t de¤erlen-dirilebilmektedir27,28.

Derinin Neoplazmlar›

“B-mode” US'nin gelifltirilmesi ile deri neoplazmlar› maksimum tümör kal›nl›¤› ve eni ölçülerek en do¤ru flekilde de¤erlendiri-lebilmifltir. Histopatolojik incelemelerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda tü-mör kal›nl›¤›n›n her ikisinde de ayn› oldu¤u, ancak tütü-mör ge-niflli¤inin ço¤unlukla ayn› olmakla birlikte baz› çal›flmalarda US ile histopatolojik incelemeye göre daha fazla bulundu¤u göz-lenmifltir. Lezyon incelemelerinde baz› lezyonlar›n arkas›nda ekojenitenin ses demetinin doku içindeki ilerleyifli s›ras›nda za-y›flayarak azald›¤› gözlenir. Bu durum kendini akustik gölge-lenme yani ekojenite azalmas› fleklinde gösterir. Bazen de lez-yon arkas›nda ekojenitenin azalma yerine güçlendi¤i dikkati çekmektedir3,8,20,29.

Benin Deri Tümörleri

Derinin benin tümörlerini klinik olarak tan›mak oldukça kolay-d›r. US'ye flüpheli durumlarda baflvurulur. En çok karfl›lafl›lan

Erturan ve ark.

Dermatolojide Ultrasonografi Kullan›m›

Türkderm 2007; 41: 3-6

4

(3)

kistler ve epitelyal tümörlerdir. Kistler içi s›v› dolu keskin s›n›rl›, anekoik yap›lar olarak gözükürler. Kist içeri¤ine keratin, ya¤ dokusu ve küçük kalsifikasyonlar›n dahil oldu¤u baz› durumlar-da kistin ekojenite gösterdi¤i izlenmifltir. Epitelyal tümörlerde tümörün içeri¤ine göre görüntü anekoik formdan hiperekojen forma kadar de¤iflik flekillerde olabilir. Epitelyal tümörler keskin s›n›rl›d›rlar ve arka planda akustik güçlenme (posterior ekojeni-te) gösterirler3,7.

Lipomlar, US ile anekoik yap›lar olarak gözlenir ancak fibrotik içeri¤in yükseldi¤i durumlarda ekojenite art›fl› göze çarpmakta-d›r. US ile lezyonun boyutu, geniflli¤i ve çevresindeki kapsül ra-hatl›kla ay›rtedilebilir3.

Dermatofibromlar, US'de düzensiz kenarl›, homojen, hipoekoik olarak görünürler3,8.

Hemanjiomlar, US'de genel olarak anekoik ve iyi s›n›rl› gözü-kürler. Kistler kaviteli, iyi s›n›rl› ve anekoik yap›lar olmalar› do-lay›s› ile ay›r›c› tan›da düflünülmelidirler. E¤er internal septum mevcut ise, septumun oluflturdu¤u eko solid neoplazmlar ile kar›flabilir3,7,8.

Lenfanjiomlar, genellikle iyi s›n›rl›, anekoik, homojen ve multi-kistik yap›lar olarak görülürler3,8.

Nevuslar, dermisten köken alan, iyi s›n›rl›, hipoekoik, ancak ba-zen içindeki stromal yap›lara ba¤l› olarak internal ekojenite gösterebilen yap›lard›r. Posteriorda ince bir akustik gölgelenme olufltururlar. Ancak US ile displastik nevüsleri daha benin karak-terli türlerinden ay›rmak mümkün de¤ildir3,7.

Seboreik keratoz, ekojenik bir yap› olup genellikle posteriorda ekojenitenin azalmas› ile karakterizedir. Aktinik keratoza oran-la daha iyi s›n›rl›d›r7,8,26.

Aktinik keratoz, ince, düzensiz s›n›rl›, yüzeyel hipoekoik band fleklinde gözükür7.

Pilomatriksomalar, oval ya da yuvarlak, düzensiz kenarl›, ekoje-nik yap›lar olarak görülürler29.

Malin Deri Tümörleri

Malin tümörler, histolojik yap› farkl›l›klar›na ba¤l› olmaks›z›n, US'de hipoekoik fokal lezyonlar olarak gözlenirler. YÇU, deri neoplazmlar›n›n operasyon öncesi de¤erlendirilmesinde önem-lidir. Bu hipoekoik lezyonlar›n, fizyolojik olarak hiperekojenik ortamlar olan epidermis ve dermis içinde tan›nmas› oldukça ko-layd›r. Son y›llarda deri tümörlerinin incelemesinde non-invaziv metodlar›n kullan›lmas› konusundaki çal›flmalar giderek önem kazanm›fl ve tümör kal›nl›¤›n›n invivo olarak ölçülebilmesi üze-rinde yo¤unlaflm›flt›r3,7,8,19.

Bazal Hücreli Karsinom: Hipoekoik yap›dad›r ve genellikle

düz-gün s›n›rl›d›r. Tümör dokusu hipoekoik-anekoik aras›nda de¤i-flen özellik gösterir. Yaklafl›k %70 olguda tümör posterior duva-r›ndaki akustik güçlenme göze çarpar8,30,31,33. Aktinik keratoz

ze-mininde geliflen BCC'de sonografik olarak tümör s›n›rlar›n› be-lirlemek oldukça zor olmaktad›r. Yap›lan çal›flmalarda, BCC has-talar›nda tedavi öncesi tümör derinli¤i, s›n›rlar› ve tedavi sonra-s› rezidüel tümör dokusu kal›p kalmad›¤› US ile ve histopatolo-jik olarak karfl›laflt›r›lm›fl, her iki yöntemle elde edilen sonuçlar birbiriyle son derece uyumlu bulunmufltur7,8,30-32.

Skuamöz Hücreli Karsinom: US'de lezyon s›n›rlar› düzensiz,

ho-mojen ve hipoekoik yap› olarak gözükürler3.

Malin Melanom: YÇU ile incelemede rahatl›kla görülebilen,

so-lid, homojen, hipoekoik, s›n›rlar› düzensiz lezyonlar olarak gö-ze çarpar. Bagö-zen tümör periferinde daha belirgin hipoekoik alan gözlenir. Bu alan›n incelendi¤inde tümör etraf›ndaki infla-matuvar infiltrat› temsil etti¤i gözlenmifltir3,33.

Yap›lan çal›flmalarda sonografik ölçümler, histopatolojik ölçüm-ler ile büyük ölçüde korelasyon göstermifltir26,34-37. Operasyon

öncesinde US incelemesi yap›larak tümör kal›nl›¤› ölçülmüfl ve en uygun tedavi belirlenmifltir38. Tümör s›n›rlar› tam olarak

be-lirlenerek eksizyon yap›ld›¤› için hastalar tekrar tekrar opere ol-maktan kurtulmufltur39.

US melanomlar›n postoperatif olarak takip edilmesinde de kul-lan›lmaktad›r3,33. Primer melanomun Breslow kal›nl›¤›na göre,

3-12 ayda bir lenfatik direnaj ve rejiyonal lenfatik alanlar› US ile muayene edilerek lenfatik tutulum takip edilebilmektedir40.

Kaposi Sarkomu: US ile yap›lan çal›flmalarda Kaposi sarkomu

görüntülerinin çok spesifik olmad›¤› ve heterojen eko paterni-ne sahip oldu¤u bildirilmifltir3,7,8.

Metastatik Tümörler: Derin dermiste yerleflimli, yüzeyel dermis

ve epidermis ile örtülmüfl hipoekoik yap›lar olarak gözlenirler7.

US’nin Dermatolojide Di¤er Kullan›m Alanlar›

Radyasyon fibrozisi, dokular›n iyonizan radyasyona maruz kal-malar› sonucu oluflur. Kutanöz radyasyon fibrozisi, kutanöz rad-yasyon sendromunun kronik semptomlar›ndan biri olup, doku-larda kollajen art›fl›na ba¤l›d›r. Çernobil nükleer enerji kazas›n-dan sonra, kazazedeler üzerinde “B-mode” US incelemeleri so-nucunda stratum korneumun kal›nlaflt›¤›, dansitesinin artt›¤› ve subkutan doku içinde yer yer adac›klar halinde ekojenite art›fl-lar› gözlenmifltir44.

T›rnak incelemeleri klinikte pek çok hastal›¤›n tan›s›nda önem-lidir. Son y›llarda US incelemeleri ile t›rnak volümü hesaplama-lar› yap›lm›flt›r. Pek çok deri hastal›¤›nda t›rnak kal›nl›¤›, t›rnak volümü ve matriks volümünde de¤ifliklikler olmaktad›r. SLE has-talar›nda matriks inflamasyonuna ra¤men matrikste kal›nlaflma saptanmam›flken, skleroderma hastalar›nda matriks volümü ve t›rnak volümü artm›fl bulunmufltur. Günümüzde 20 MHz US ile non-invaziv olarak t›rnak kal›nl›¤›, t›rnak ve matriks volümünü ölçmek ve çeflitli deri hastal›klar›nda t›rnakta meydana gelen de¤ifliklikleri saptamak mümkündür42.

Ultraviyole ›fl›nlar›n›n indükledi¤i kutanöz hücresel immünsüp-resyon, fotokarsinogenezde rol oynamaktad›r. Hücresel immü-nite ise topikal olarak uygulanan allerjenlere karfl› derinin gös-terdi¤i kontakt hipersensitivite cevab› ile ölçülebilmektedir. Kontakt hipersensitivite için pek çok subjektif skorlama sistemi gelifltirilmifltir. Bu yöntemlerden sadece US ile dermal kal›nl›k ölçümü anlaml› bulunmufl ve istatistiksel analizlerde kullan›la-bilmifltir43.

K›l follikülleri US ile incelendi¤inde dermiste birbirine paralel yerleflimli hipoekoik yap›lar olarak gözlenmekte, hidradenitis süpürativa lezyonlar›ndaki follikül yap›lar› kolayca tan›mlana-bilmektedir. Hidradenitis süpüratival› hastalar›n normal deri bölgelerinde k›l folliküllerinin çaplar› ölçmeye imkan tan›ya-cak kadar genifllemifltir. Yap›lan pek çok çal›flmayla k›l follikül-lerinin morfolojik karakterfollikül-lerinin US ile ay›rtedilebilece¤i gös-terilmifltir44.

Görüldü¤ü gibi dermatolojide US kullan›m› deri kal›nl›k öl-çümleri ile bafllam›fl ve daha sonra pek çok deri hastal›¤›n›n te-daviye yan›t›n› de¤erlendirme ve etyopatogenezini tespit et-meye yönelik çal›flmalarda kullan›lm›flt›r. Deri tümörleri non-invaziv olarak büyük bir baflar› ile malin ya da benin olarak de¤erlendirilip maksimum tümör kal›nl›¤› ölçülebilmifltir. Gü-nümüzde dermatolojik US kullan›m› yayg›n olmamakla birlik-te non-invaziv ve uygulamas› kolay bir yönbirlik-tem olmas› nede-niyle pek çok invaziv yönteme üstünlük sa¤layabilmektedir. Geliflen teknoloji ile birlikte invaziv yöntemlere göre avantaj-lar› nedeniyle dermatolojik US'nin daha yayg›n kullan›labile-ce¤ini düflünmekteyiz.

Erturan ve ark. Dermatolojide Ultrasonografi Kullan›m› Türkderm

2007; 41: 3-6

5

(4)

Kaynaklar

1. Rallan D, Harland CC: Ultrasound in dermatology-basic principles and applications.Clin Exp Dermatol 2003; 28: 632-8.

2. Oyar O: Radyolojide Temel Fizik Kavramlar. Birinci bask›. ‹stanbul, Nobel T›p Kitabevi, 1998; 213-43.

3. Cammarota T, Pinto F, Magliaro A, Sarno A: Current uses of diag-nostic high-frequency US in dermatology. Eur J Radiol 1998: 27: 215-23.

4. Szymanska E, Nowicki A, Mlosek K, Litniewski J, Lewandovski M, Secomski W, Tymkiewicz R: Skin imaging with high frequency ult-rasound-preliminary results. Eur J Ultrasound 2000; 12: 9-16. 5. Aspres N, Egerton IB, Lim AC, Shumack SP: Imaging the skin.

Australas J Dermatol 2003; 44: 19-27.

6. Raju BI, Srinivasan MA: Statistics of envelope of high frequency ultrasonic backscatter from human skin in vivo. IEEE Trans Ultra-son Ferroelectr Freq Control 2002; 49: 871-82.

7. Fornage BD, McGavran MH, Duvic M, Waldron CA: Imaging of the skin with 20-MHz US. Radiology 1993; 189: 69-76.

8. Harland CC., Bamber JC, Gusterson BA, Mortimer PS: High frequ-ency, high resolution B- scan ultrasound in the assessement of skin tumors. Br J Dermatol 1993; 128: 525-32.

9. Diridollou S, Maillet A, Traon AP, Louisy F, Black D, Berson M, Gre-goire JM, Gall Y, Arbeille P: Use of thigh pressure cuffs to modu-late simumodu-lated microgravity induced changes in the skin measu-red with high resolution B-scan ultrasound. Eur J Ultrasound 2001; 13: 215-26.

10. Eisenbeiss C, Welzel J, Schmeller W: The influence of female sex hormones on skin thickness:evaluation using 20 MHz sonog-raphy. Br J Dermatol 1998; 139: 462-7.

11. Diridollou S, Berson M, Varre V, Black D, Karlsson B, Auriol F, Gre-goire M, Yvon C, Vaillant L, Gall Y, Patat F: An in vivo method for measuring the mechanical properties of the skin using ultraso-und. Ultrasound Med Biol 1998; 24: 215-24.

12. Gniadecka M, Quistorff B: Assessment of dermal water by high-frequency ultrasound. Comparative studies with nuclear magne-tic resonance. Br J Dermatol 1996; 135: 218-24.

13. Batisse D, Bazin R, Baldeweck T, Querleux B, Leveque JL: Influen-ce of age on the wrinkling capacities of skin. Skin Res Tech 2002; 8: 2487-154.

14. Sator PG, Schmidt JB, Honigsmann H: Objective assessement of photoaging effects using high-frequency ultrasound in PUVA treated psoriasis patients. Br J Dermatol 2002; 147: 291-8. 15. Eisenbeiss C, Welzel J, Eichler W, Klotz K: Influence of body

wa-ter distribution on skin thickness: mesaurements using high-fre-quency ultrasound. Br J Dermatol 2001; 144: 947-51.

16. Gniadecka M, Gniadecki R, Serup J, Sondergaard J: Ultrasound structure and digital image analysis of the subepidermal low ec-hogenic band in aged human skin: diurnal changes and interin-dividual variability. J Invest Dermatol 1994; 102: 362-5.

17. HU D, Phan TT, Cherry GW, Ryan TJ: Dermal oedema assessed by high frequency ultrasound in venous leg ulcers: Br J Dermatol 1998; 138: 815.

18. Yang Y, Jia C, Cherry GW, FU X, Li J: Long -term mortality of ult-rasound structure in patients with venous leg ulcers-healed from one week to twenty years. Chin Med J 2002; 115: 1819-23. 19. Turnbull D, Starkoski BG, Harasiewicz KA, Semple JL, From L,

Gupta AK, Sauder DN, Foster FS: A 40-100 MHz B-scan ultrasound backscatter microscope for skin imaging. Ultrasound Med Biol 1995; 21:79-88.

20. Raju B, Srinivasan MA: High frequency ultrasonic attenuation and backscatter coefficients of in vivo normal human dermis and subcutaneous fat. Ultrasound Med Biol 2001; 27: 1543-56. 21. Hoffmann K, Drischka T, Schwarze H, Gammal S, Matthes U,

Hoff-mann A, Altyemer P: 20 MHz sonography, colorimetry and ima-ge analysis in the evaluation of psoriasis vulgaris. J Dermatol Sci 1995; 9: 103-10.

22. Olsen LO, Serup J: High frequency ultrasound scan for non-inva-sive cross-sectional imaging of psoriasis. Acta Derm Venereol 1993; 73: 185-7.

23. Gupta AK, Turnbull DH, Harasiewicz KA, Shum DT, Watteel GN, Foster FS, Sauder DN: The use of high-frequency ultrasound as a method of assesing the severity of a plaque of psoriasis. Arch Dermatol 1996; 132: 658-62.

24. Scheja A, Akesson A: Comparison of high frequency(20MHz)

ult-rasound and palpation for the assessment of skin involvement in systemic sclerosis(scleroderma). Clin Exp Rheumatol 1997; 15: 283-8.

25. Hesselstrand R, Westergren-Thorson G, Scheja A, Wildt M, Akes-son A: The association between changes in skin echogenicity and fibroblast production of biglycan and versican in systemic sclero-sis. Clin Exp Rheumatol 2002; 20: 301-8.

26. Dummer W, Blaheta HJ, Bastian BC, Schenk T, Bröcker EB, Remy W: Preoperative characterization of pigmented skin lesions by epiluminescence microscopy and high-frequency ultrasound. Arch Dermatol 1995; 131: 279-85.

27. Kreuter A, Gambichler T, Avermaete A, Jansen T, Hoffmann M, Hoffmann K, Altmayer P, Kobyletzki G, Bacharach-Buhles M: Combined treatment with calcipotiol ointment and low dose ult-raviolet phototherapy in chidhood morphea. Pediatr Dermatol 2001; 18: 241-5.

28. Mhrenschlager M, Jung C, Ring J, Abeck D: Effect of penicilin G on corium thickness in linear morphea of childhood: an analysis using ultrasound technique. Pediatr Dermatol 1999; 16: 314. 29. Ulrich J, Wesarg I: High frequency ultrasound in the diagnosis of

pilomatrixoma. Pediatr Dermatol 18; 163.

30. Gupta AK, Turnbull DH, Foster FS, Harasiewicz KA, Shum DT, Prussick R, Watteel GN, Hurst L.N, Sauder DN: A possible nonin-vasive method for the assessement of the boundary of basal cell carcinomas. Dermatol Surg 1996; 22: 131-6.

31. Moore JV, Allan E: Pulsed ultrasound mesaurements of depth and regression of basal cell carcinomas after photodynamic ther-apy: relationship to probability of 1-year local control. Br J Der-matol 2003; 149: 1035-40.

32. Hoffmann K, Winkler K, El-Gammal S, Altmeyer P: A wound heal-ing model with sonographic monitorheal-ing. Clin Exp Dermatol 1993; 18: 217-25.

33. Weichental M, Mohr P, Breitbart EW: The velocity of ultrasound in human primary melanoma tissue-implications for the clinical use of high resolution sonography. BMC Dermatology 2001; 1:1. 34. Lassau N, Koscielny S, Avril M, Margulis A, Duvillard P, Baere T, Roche A, Leclere J: Prognostic value of angiogenesis evaluated with high-frequency and color doppler sonography for preoper-ative assessement of melanomas. AJR 2002; 178: 1547-51. 35. Lassau N, Koscielny S, Avril M, Margulis A, Duvillard P, Baere T,

Roche A, Leclere J: Prognostic value of high-frequency and color doppler sonography for preoperative assessement of melanomas. AJR 1999; 172: 457-61.

36. Serrone L, Solivetti FM, Thorel MF, Eibenschutz L, Donati P, Cat-ricella C: High frequency ultrasound in the preoperative staging of primary melanoma: a statistical analysis. Melanoma Res 2002; 12: 287-90.

37. Shafir R: Re: Does high frequency (40-60 MHz) ultrasound imag-ing play a role in clinical management of cutaneous melanoma?. Ann Plast Surg 1996; 36: 559-60.

38. Semple JL, Gupta AK, From L, Harasiewicz KA, Sauder DN, Foster FS, Turnbull DH: Does high-frequency (40-60 MHz) ultrasound imaging play a role in the clinical management of cutaneous melanoma?. Ann Plast Surg 1995; 34:599-606.

39. Bessound B, Lassau N, Koscielny S, Longvert C, Avril MF, Duvillard P, Rouffiac V, Leclere J, Roche A: High-frequency sonography and color doopler in the management of pigmented skin lesions. Ult-rasound Med Biol 2003; 29: 875-9.

40. Schmid-Wendtner MH, Baumert J, Wendetner CM, Plewig G, Vol-kenandt M: Risk of second malignancies in patients with cuta-neous melanoma. Br J dermatol 2001; 145: 981-5.

41. Gottlöber P, Kerscher MJ, Korting HC, Peter RU: Sonographic deter-mination of cutaneous and subcutaneous fibrosis after accidental exposure to ionising radiation in the course of the chernobyl nuc-lear power plant accident. Ultrasound Med Biol 1997; 23: 9-13. 42. Wollina U, Berger M, Karta K: Calculation of nail plate and nail

matrix parameters by 20 MHz ultrasound in healty volunteers and patients with skin disease. Skin Res Technol 2001; 7: 60-4. 43. Kelly DA, Walker SL, McGregor JM, Young AR: A single exposure

of solar simulated radiation suppress contact hypersensitivity res-ponses both locally and systemically in humans: Quantitative studies with high-frequency ultrasound. Photochem photobiol 1998; 44: 130-42.

44. Jemec GEB, Gniadecha M: Ultrasound examination of hair follic-les in hidradenitis suppurativa. Arch Dermatol 1997; 133: 967-70.

www.turkderm.org.tr

Erturan ve ark.

Dermatolojide Ultrasonografi Kullan›m›

Türkderm 2007; 41: 3-6

Referanslar

Benzer Belgeler

fiekerli su içildikten sonra yap›lan yükleme testi s›ras›nda al›nan kan örneklerinde insulin de¤erlerinin çok yüksek, geç saatlerde fleker de¤erlerinin düflük

Okul korkusu, okul ça¤›ndaki çocuklarda birdenbire okula karfl› beliren yo¤un direnç du- rumu ve okula gitme isteksizli¤i olarak tan›mla- n›yor.. ‹lk olarak 1913

Topuk dikeni denilen bu durum uzun süre ayakta kalan ve kilo fazlas› olan kiflilerde daha s›k görülüyor.. Uzun süreli yürüyüfl veya baz› sporlar da topuk dikeni

Besin alerjisiyle ortaya ç›kan önemli bir sorunsa, kimi zaman al›nan besine ba¤l› baflka rahats›zl›klarla kar›flt›r›lmas›. Mount Sinai araflt›rmac›lar›ysa ilk

Bafl a¤r›s›, al›n ve burun çevresin- de a¤r›lar, burun t›kan›kl›¤›, öksürük, halsizlik ve burun ak›nt›s› gibi belirtiler görülüyor.. Sar›-yeflil burun ve

Ayakkab›n›n ba¤c›kl› olmas›, parmak ucunda bir miktar boflluk bulunmas›, tarak k›sm›- n›n geniflli¤inin aya¤a uygun olmas› ve aya¤› s›k- mamas› ideal bir

Kolera, afl›r› su ve tuz kayb›na ba¤l› olarak 5-6 saat içinde ölüme yol açabilece¤i için, tedavisindeki en önemli nokta erken tan›.. Bu nedenle tedavideki temel

Burada amaç; bu plânlarla kaynakların korunması kadar, ziyaretçile- rin de doğa içinde rekreasyonel faaliyet lerden nasıl yararlanacağının saptanma- Yukarıda