• Sonuç bulunamadı

Sosyal Düşünceler Tarihi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sosyal Düşünceler Tarihi"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sosyal Düşünceler Tarihi

3. Hafta: Antik Yunan’da Sosyal Düşünce

Kaynak: Şenel, A. (1997) Siyasal Düşünceler Tarihi, Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları, s. 113-184.

Tanilli, S. (2013) Uygarlık Tarihi, İstanbul: Cumhuriyet Kitapları

(2)

Batı Uygarlığının Kaynakları Nelerdir?

• Antik Yunan Uygarlığı, (sanat, felsefe, geometri…)

• Roma Uygarlığı, (askeri yapı, devlet düzeni, hukuk)

• Hıristiyanlık ( Orta Çağ kilisesinin güçlü yapısı ile

Batı'nın inanç dünyasına damgasını vurur)

(Tanilli, 2013:33)

(3)

POLİS- KENT DEVLETLERİ

• Polis (Yunanca) (Latincesi ise civitas): 8-7.yyda şekillenmiştir.

Kent devletlerine verilen ad.

• Günümüzde de bazı kentlerin isimlerinde –polis ekini görmek mümkündür: Örneğin Minneapolis (Minnesota), Annapolis (Maryland), Indianapolis (Indiana)… Sivastopol (Kırım), Persepolis (İran), Konstantinopolis-Konstantinopol- İstanbul

• Poliste tarımsal üretim ve ticaret temel ekonomik faaliyetler olarak ortaya çıkarken, savaşçılar, zanaatkârlar ise farklı ihtiyaçları karşılayan toplum kesimleri olarak yerlerini alıyorlar.

• Bu çağ çok tanrılı dinsel anlayışın egemen olduğu bir zaman dilimini oluşturmaktadır.

(4)

• Savaşlarda elde edilen insan gücü kölelik sistemini besliyor.

Polise yığılan yoksul kesimler de eşitsizliğin aşırı artışı ile borç esareti çerçevesinde köle olarak kullanılabiliyorlar.

• Polislerde demokrasi geliştikçe köleliğin artıp önem kazandığı görülmektedir (paradoksal olarak).

• (Toplumsal artı) Artık ürün fazlalaştıkça, plastik sanatlar, belagat (retorik), felsefe, müzik ve edebiyat alanlarına yatırım yapılmaya başlanıyor ve zamanla polisler en görkemli hallerine kavuşuyorlar.

• Okullar, gimnasyumlar [(gymnos=çıplak) beden eğitimine yönelik, entelektüel faaliyetlerin yürütüldüğü bir kurum] önem kazanıyor.

• Heykel sanatı, tapınaklar, amfi tiyatrolar, agoralar (ticaret meydanları), hamamlar, kitaplıklar sosyal ve ekonomik faaliyetlerin merkezleri olarak ortaya çıkıyor.

(5)

Kaynak: http://www.rangevoting.org/SpartaBury.html

(6)

Sparta

• Lakonya’da Dor’lar tarafından kurulmuş bir polistir.

• İ.Ö. 1200-1000 civarlarında Trakya yönünden gelerek Akhaların Mykene uygarlığını yıkan Dor’lar demir silahlar kullanan, ilkel, sosyal farklılaşmaya uğramamış, eşitlikçi kabilelerdi (Şenel, 1970: 173).

• Yerleşik hayata geçerek sosyal tabakalaşmaya uğramışlardır. Bu yeni toplumsal düzende üç ayrı sınıf göze çarpmaktadır:

a. Spartalılar b. Perioikoslar

c. Helotlar

(7)

Sparta: sınıflar

• A. Spartalılar: Soy bağı ile birbirlerine bağlı üst sosyal sınıflardır. Ellerindeki toprakları sadece tasarruf ederler, ne toprakları ne de üzerinde yaşayanları satamazlardı.

Bu topraklar ve üzerindekiler kolektifin ortak malıydı.

• Çalışmazlar, ziraat ve ticaretle uğraşmazlar sadece askerlik yaparlardı (asker devlet). Bu sınıfın üyeleri yaşlılar konseyinin yöneticilik yaptığı karargahlarda yaşarlardı.

Yönetimde Gerusia (ihtiyarlar meclisi) ve Apella (halk meclisi) olarak danışmanlık yapan iki konsey bulunurdu.

Hoplitler=

piyade askeri. Yanaşık düzen

savaşıyorlar. Kalkan, kılıç ve mızrak taşıyorlar. Kalkanın

bütün falanksı koruduğuna inanırlardı. Kalkanını

kaybeden hoplit onursuz sayılırdı. ÖZGÜRDÜRLER.

(8)

Sparta: sınıflar

B. Perioikoslar: Bu bağımsız sınıf, toprak ve taşınır mala sahip olup, Spartalılara vergi öderlerdi. Siyasal hakları olmamakla birlikte savaşlarda kendilerinden asker olarak yararlanılırdı. ÖZGÜRDÜRLER.

C. Helotlar: Toprakla beraber üzerinde yaşayan insanlar ortak mülk kabul ediliyorlar. Toprağa bağlı bu köle tipine Helot denirdi. Helotlar 10.000 aileye paylaştırılmışlardı.

Ürün elde eder ve hizmet sunarlardı. Ürünün %60’ı

Spartiatlara giderdi. Savaş durumunda, sahipleriyle

birlikte savaşa giderler, silah ve zırh, kalkan gibi diğer

ağırlıkları taşır, efendilere hizmet ederlerdi. (Ortaçağ

serf sisteminin önceli) ÖZGÜR DEĞİLDİR.

(9)

• Sparta lüks ve tüketimden uzak duran nispeten kendi içine kapalı bir toplumdu.

• Sanat, felsefe ve müziği yozlaştırıcı bulup aşağılamışlardır.

• Zihinsel ve bedensel eğitime, özellikle savaş oyunları ve hünerlerine çok önem verilirdi.

• Çocuklar toplumun/devletin malı olup, zayıf ve özürlü çocukların yaşamalarına izin verilmezdi.

Cinsiyete göre farklı eğitim verilmemekle birlikte amaç farklılığı vardı:

• Erkekler güçlü savaşçılar olmaları için acımasızca eğitilir

ve zorlanırken (sürü eğitimi), kadınların sağlıklı ve güçlü

bedenler edinerek sağlıklı erkek çocuklar doğurmaları

hedeflenirdi.

(10)

• Erkekler 20 yaşında orduya katılır evlerinin olmasına izin verilse de karargahta yaşamayı tercih ederlerdi.

• Lykurgus yasaları: Adil yönetime, bir nevi sosyalizme, geçiş için hükümranlığı bırakan kral.

• Yaptığı yasalarla ütopik sosyalizmin öncüsü olduğu iddia edilmiştir. (Aristokratik komünizm biçiminde nitelendiriyor A.Şenel (1997:114).

• Para ve lüksün toplumun sonunu getireceği düşüncesiyle taşınamaz büyüklükte demir para bastırdığı söylenir.

• Altın para yerine demir çubuk kullanımına geçildiği de ifade edilmektedir.

• Savaşçı ve aşırı disiplinli bir toplum olarak Yunan filozoflarını (Platon ve Aristo) etkilemiştir.

• Sparta MÖ. 192’de Makedonlar tarafından yıkılmıştır.

(11)

ATİNA KENT DEVLETİ

• Sparta’nın aksine Atina deniz kenarına kurulmuştu. Ticaret ve deniz taşımacılığı ve askeri deniz gücü bakımından güçlü bir devletti. Toplum üç ana sınıftan oluşuyordu.

• A. Özgür vatandaşlar (eupatridea): En üstte aristokrasiyi ifade eden soylular yer alıyordu. Toplumun ve ekonominin yönetimi, hukuk ve tüm denetim etkinlikleri bu sınıfın elindeydi.

İkinci sırada savaşçılar yer almaktaydı. Bunlar soylu sınıfla iç içe bulunmakta, hem iktidardakileri koruyor hem de dışarıdan gelen yabancılara karşı savunma gücü oluşturuyorlardı.

Üçüncü sırada çiftçiler ve zanaatkarlar gelirdi.

• B.Yabancılar (metoikos): Atinalı olmayan herkes yabancı kabul edilirdi. Vatandaş olmadıkları için hakları sınırlıydı.

Ticaret yapmalarına izin verilir ve yüksek vergi öderlerdi.

• C.Köleler: Özgür vatandaş olmadıkları için ekonomik anlamda çok önemli olmalarına karşın toplumsal önemleri yoktu. Kölelik daha çok dış kavimlerle yapılan savaşların ganimeti olarak düşünülmüş ve insanlara mal olarak el konulmuştur.

(12)

Antik Yunan Uygarlığı Nasıl Etkiler Batı’yı?

• 1. Roma uygarlığı üzerindeki etki

• 2. Rönesans (yeniden doğuş) aracılığı ile etki (12.YY Araplar aracılığı ile Avrupa Yunan düşünürlerle yeniden tanışıyor)

• Edebiyat, sanat, felsefe önemli unsurlar.

• DEMOKRASİ

(13)

DEMOKRASİ İDEALİ

• Yunanlılar, "Doğu despotizmi"ne karşı demokratik yönetimin ilk uygulayıcıları olmuşlardır.

• Rejimin yalnız biçimi değil, kelimenin kendisi de onlara aittir.

• Yunanca "demos“ (halk) ve "kratos" (iktidar) kelimelerinden oluşuyor demokrasi: "Halkın iktidarı" anlamına gelmektedir (Tanilli, 2006:36).

• Diğer kavramlar: Monarşi, aristokrasi, oligarşi,

demagoji, tirani... gibi

(14)

Atina demokrasisi

• Atina demokrasisi, bir tek kişinin egemenliği demek olan hükümdarlığı reddetmekte; site işleriyle ilgili her çeşit düşünce ve görüşün tartışmasında özgürlük ilkesini tanımakta, çoğunluğun oylarını, alınan kararların meşruluğu için yeterli görmekteydi.

• Atina demokrasisi yurttaşların özgürlüklerinin gerçek güvencelerinden biri olan kanunlara saygı esasına dayanırdı.

Demokrasi düşüncesi gibi, kanun ve kanunlara saygı düşüncesini de Yunanlılarda görmekteyiz. (Benzer biçimde Sparta’da da yasalara uyan halka vurgu yapılmıştır.)

• Azınlıklar demokrasisidir: Halkın ancak bir bölümü demokratik haklardan yararlanabiliyordu. "Metek" denilen yabancılar ile

"köleler" bu haklardan yararlanamazlardı; kadınlar da öyle.

• Doğudaki despotik hükümdarlıklara göre -sınırlı bir demokrasi de olsa- insanlık için önemli bir ilerleme olarak görülür.

(15)

FELSEFE NEDİR?

• Felsefe, gerçeğin düşünce yoluyla araştırılmasıdır. Terim bilgiyi ve bilgiyi aramayı sevmek olarak kavramlaştırılabilir.

• Philia  sevgi Sophia  bilgi

• Sözcük ilk kez Pthyagoras tarafından kullanılmıştır. Felsefe İyonya’da (Batı Anadolu)’da doğmuş, felsefenin sistematik çağını hazırlayan ilk filozoflar bu bölgede yetişmişlerdir.

• Felsefe, tiyatro, plastik sanatlar gibi düşünsel ve sanatsal etkinliklerin ortaya çıkması üretim fazlası yani artık ürün ile ilgilidir. Artık ürünün belirli ellerde toplanması, bu tür işlerle uğraşan insanların faaliyetlerini destekleyen varsıl bir sınıfı güçlendirmiştir.

• Felsefe yaşamın sorgulanmasını sağlayan bazı temel sorulardan hareketle ortaya çıkmış, insanın yaşama dair çözümlemelerinde kullandığı dil, yöntem ve söylemlerle gerçeğin bilgisini edinmek amaçlanmıştır.

(16)

DÖRT TARTIŞMA ALANI

• a. Varlık sorunu (ontoloji): Var olan nedir? Varlığın nitelikleri nelerdir? İnsanın varlık amacı nedir) evren neden vardır? Başı-sonu bilinebilir mi? Bu soruların yanıtları faklı bakış açılarıyla verilmeye çalışılmıştır. Bu sorulara zaman içinde sadece felsefe yapılarak değil, bilimsel araştırmalar yoluyla da yanıt aranmıştır.

• b. Bilgi sorunu (episteme-epistemoloji): Bilgi nedir? Bilgiyi nasıl ediniriz? Bilgi mutlak mıdır göreli midir? Bilginin kaynağı akıl mıdır yoksa dışımızdaki dünya mıdır? bu soruların yanıtları sadece felsefe alanıyla sınırlı kalmamış, pozitif bilimler tarafından da karşılanmıştır.

• c. Ahlak ve değer problemi (etik): İnsan davranışları ve etkinliklerinin dayandığı ilkeleri konu edinir. Erdemli olmak, vicdanlı olmak nedir? İyi-kötü, mutluluk gibi kavramlar üzerine sorulara yanıt aranır.

• d. Güzel ve iyi gibi kavramsallaştırmalar (estetik): Güzel olan üzerine odaklanılır. Doğada ve insanda güzel olanın ne olduğu ve ideal olanın nitelikleri üzerine düşünceleri kapsar.

(17)

FELSEFE OKULLARI*

• STOA OKULU ve HERAKLITOS (MÖ. 540-480): «Değişim her şeydir. Varlık ve devamlılık bir vehimdir. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Evrenin temel maddesi (arke) ateştir. “Aynı ırmakta ikinci kez yıkanılmaz. Yıkandığımızda o ırmak eski ırmak değildir”

• ELEA OKULU ve PARMENİDES (M.Ö. 540?) “varlık her şeydir.

Değişim görünüşten ibarettir”. Temsilcisi Parmenides (540-?), diğer filozofların doğa açıklaşmalarını gözlem ve deneye dayandırmalarından farklı olarak ilk kez sadece düşünerek varlığın özelliklerini ortaya koymaya çalışmıştır. Varlığın bir olduğunu, özü gereği türetilmemiş, değişmez ve bölünmez olduğu sonucuna varmıştır.

• SOFİZM ve PROTOGORAS ( M.Ö. 490-420) Sofist “bilen kişi”

demektir. Temsilcilerinden birisi Protogoras’dır (Gerçeğin ölçüsü insandır sözü ile tanınmıştır). Sofistler daha sonraları “retorik (söz söyleme sanatı)nı kullanan kişi” olarak anlaşılmıştır. Sokrates, Platon ve Aristoteles sofistlere karşı bir yaklaşım sergilemişlerdir (sofistleri para karşılığı ders verdikleri için eleştiriyorlar)

Referanslar

Benzer Belgeler

uygulanmasına bağlıdır. -~ Tarımsal girdilerin herbirinin üretim üzerinde belli oranlarda etkileri olmakla beraber, verimin maksimize edi lmesi; kullanıldıkları

 EZE değeri mevsim ve yıllara göre değişir. Çünkü aynı EZE değeri mevsim ve yıllara göre değişir. Çünkü aynı kültür bitkisi üzerinde aynı zararlı mevsim ve

•Platon toplumu organları beden için işlevsel bir bütün olarak düşünmüştür.. •İdeal devlet

• Siyasal otorite olarak Kilise güçlüydü bu da yeni düzen içinde çok arzu edilen bir durum değildir. • Kilise feodal düzenin toprak sisteminin koruyucusu

• Siyasal düşünce (devlet düşüncesi) Ulus devletler (mutlak monarşiler, Fransa, İngilitere, İspanya...).. • Ekonomik düşünce

•Doğa durumu: İnsanlar toplum olmadan önce güvenlik gereksinimi içinde olan ve bu nedenle iktidar olma isteğine sahip varlıklardı.. •Devlet ve toplumdan önce doğa

• Savaş durumuna devletin kurulmasıyla son verildiğini ama devletin varlığının savaş olasılığını bitirmediğini belirtir. Hatta her an devlet durumundan savaş

Dolaylı enerji girdileri; kimyasal gübreler, tarım ilaçları, tarım alet ve makinaları, sera ve hayvan barınakları gibi tarımsal yapıların yanı sıra, tohum ve yem