• Sonuç bulunamadı

Sosyal Düşünceler Tarihi 1. Hafta: GİRİŞ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sosyal Düşünceler Tarihi 1. Hafta: GİRİŞ"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sosyal Düşünceler Tarihi 1. Hafta: GİRİŞ

Dr. Öğr. Üyesi Elif Tuğba DOĞAN edogan@politics.ankara.edu.tr

(2)

• Sosyal Düşünceler Tarihi nedir?

• Başlarken iki kavrama dikkat ediyoruz:

• «sosyal (toplumsal) düşünce» ve «tarih»

• Sosyal düşünce: Toplumların eylemlerine, kurumlarına, var olan düzene, onu oluşturan nedenlere ve ideal olana dair düşüncelerdir.

• Hayatta kalma ve türü devam ettirme amacıyla “insan

grubunun, sorunlarını ortak olarak çözmek için toplanmasını sağlayan tasarılara denir (Schilling, 1971: 12).

• Grubun her üyesini korumayı amaçlayan bu düşünce, bireyi aşan bir yaşamı da amaçlar(s.12). Sorunlar yaratan duruma toplumsal yaşamın verdiği cevaplardır toplumsal düşünce.

(3)

• Bu da kültürün önemini bize gösterir.

• Sorunun çözümüne yönelik basit bir plan değildir toplumsal düşünce.

• (Bir başka deyişle, bir baraj inşası ya da 5 yıllık kalkınma planı değil, daha kapsamlıdır.)

• TDK’ya göre tarih, «toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı

etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyeti inceleyen bilim.»

• Tarih, şimdiyi ve geleceği geçmişin kopyası olmaktan kurtarmaya yarar (Schilling, 1971:6). Bu nedenle tarihe bakıyoruz ve insanın geçmişini incelemeye başlıyoruz.

(4)

Geçmişten günümüze «insanı diğer canlılardan ayıran nedir» üzerine

düşünülmüştür.

•Zoon politicon (Aristo’nun kavramı) toplumsal

hayvan (politik, poliste yaşayan insan) (siyaset yapan insan)

•Topluluk halinde yaşam karıncalarda arılarda, fil ya da aslan sürülerinde de gözlenebilir. Bizi ayıran nedir o zaman?

• İçgüdülerden farklı olarak insan kültür yoluyla öğrenir grubun içinde hayatta kalmayı.

•Ayırıcı özelliği, kültürün aktarım aracı olan dildir.

(5)

•Marx’ın İnsan Doğası Kuramı:

“Hayvanların da ürettiği doğrudur. Arı, kunduz, karınca yuvalar, barınaklar inşa ederler. Fakat yalnızca kendi dolaysız ihtiyaçlarını ya da yavrularının ihtiyaçlarını giderirler. Halbuki insan fiziki ihtiyaç olmaksızın da üretir ve böyle bir ihtiyaçtan bağımsız olarak gerçekten üretir.

•Bir örümcek dokumacıya benzer işlemler yürütür, bir arı kovanlarını yaparken pek çok mimarı utandırabilir. Fakat en kötü mimarı arıların en iyisinden ayıran mimarın gerçekte yapısını inşa etmeden önce hayalinde kurmasıdır. Bütün emek süreçlerinin sonunda başlangıçta emekçinin hayalinde olan bir sonuç elde edilir. Sadece üstünde çalıştığı malzemenin biçiminde değişiklik uygulamaz, aynı zamanda çalışma tarzının yasasını veren ve isteğini tabi kılması gereken kendi amacını da gerçekleştirir. Ve bu tabi kılma önemsiz bir anlık eylem değildir.

(6)

İnsanı ayıran nedir?

(7)

•Emek, alet meydana getirmekle başlar.

•Bulabildiğimiz en eski aletler nelerdir?

•2.6 milyon yıl önce ilk basit taş aletler.

•Bunlar, avcılık ve balıkçılık aletleridir; birinciler aynı zamanda silah yerine geçerler. Avlanma ve balıkçılık ise, salt bitkiyle beslenmeden, etin de birlikte

yenmesine geçişi öngörür.

•Et yemek (ateş 790 bin yıl İsrail Şeria’da kanıtlar bulunmaktadır)

(8)

Avcı Toplayıcılar

• Doğa koşullarında hayatta kalabilmek için önce toplayıcılık, ardından avcılık yapmışlardır. (İlkel sürüden, uzmanlaşmış avcı topluluklara geçiş söz konusu)

• Toprak üstüne çıkan maddi kalıntılardan da anlaşıldığı üzere

avcılıkta uzmanlaşmış, alet yapımında gelişmeler kaydedilmiştir.

Bunlar dünden bugüne kısa süreli gelişmeler değildir. Zaman algısı tarihin çok uzun dönemlerini anlatırken şaşırtıcı olabiliyor.

• Ancak sözünü ettiğimiz bu avcılıkta uzmanlaşma, araçların

gelişimi binlerce değil, yüzbinlerce hatta milyonlarca yıl almıştır (Şenel, 1995:108)

(9)

Uzman avcılık ve işbölümü

•İlkel sürü evresinde birey ile sürü arasında bir çatışmanın olmadığını, grup birey arasında çelişkili bir çıkar bulunmadığını söyler. Türün

devamı, hayatta kalma önemlidir. Burada düşünsel yapıya sahip değildir insan (Şenel, 1995: 105).

•Sürü bu anlamda yok olmaya da elverişlidir.

•Ancak avcılıkta uzmanlaşma ile toplulukta farklılaşma da başlamaktadır:

•işbölümü: erkek sürüyü dişi yavruyu korur. alet yapımı erkeğin savunmadan saldırıya geçmesini, avcılığı getirmiştir bu da insanın ekonomik yapısını etkilemiştir. Bu değişimin sonucunda erkek avcı, kadın toplayıcıdır ve birbirlerine daha çok ihtiyaç duyulmaktadır bütün topluluk yaşamı açısından. Bu da grup içinde düzenlemeleri

getirmektedir ardından.

•ORTAK ÇALIŞMA, ORTAK BÖLÜŞÜM. Av ekonomisi (erkek) ev

ekonomisi (dişi) ayrışan ekonomik yapı var. Ortak bölüşüm grubu topluluğu dağıtmıyor bu dönemde ayrışma yok. Eşitlikçi.

(10)

Avcılıkta ilerleme

•Düşünsel yapı bu ikinci aşamada vardır: (Kültür) yapılan aletlere kutsal anlamlar yükleme, gelişimi de engelleyen unsur olabiliyor (s. 107) Büyü/sihir düşünsel yapının

kaynağıdır bu dönemde. Ekonominin verimliliğini artırıcı

olmaktan çok koruyucu, toplumsal yapıyı değiştirici olmaktan çok sürdürücüdür. (Büyülerle var olan korunmaya çalışılır

burada).

•İnsanlar bu dönemde yalnızca kültürel ekonomik yapılarının gelişimi ile değil çevre koşullarının verimliliği ile de gelişim sağlamışlardır (s. 108).

•Verimli çevre koşulları artı besini sunmuştur ama artı besin artı ürün değildir. Ticaret ve üretim söz konusu değil bu da

onların ilkel toplum dışına çıkmasının önünde engel olmuştur.

Göçebelerdir.

(11)

Engels’e göre avcı toplayıcı topluluk

• “Yoksullar ve muhtaçlar diye bir şey olamaz –

komünist ev halkı ve genç, yaşlılara, hastalara ve savaşta sakat düşenlere karşı olan sorumluluğunun farkındadır.

• Kadınlar da dahil herkes özgür ve eşittir. Henüz kölelere veya, bir kural olarak, yabancı kabilelere boyun eğişe yer yoktur. İnsanoğlunun ve insan toplumunun sınıflara bölünmesinden önceki durumu budur...”

(12)

Cinsler arasında işbölümü

•Cinsler arasında bir işbölümünün ortaya çıkmış olmasına rağmen, bu hiç kuşkusuz, egemenliğe ve sömürüye dayalı bir işbölümü değil, karşılıklı saygı ve işbirliğine dayalı bir

işbölümüdür. (cinsiyete dayalı işbölümü)

•Tıpkı avcılık gibi toplayıcılık da muazzam bir beceri gerektirir.

• Toplayıcılık için verimli ve kapsamlı zihinsel haritalar gerekir;

mevsimlerin ve bitkilerin döngüsüne ait bilgi de son derece değerlidir. Avcılık ise hayvan davranışlarının temel bir

kavranışını gerektirir.

•Henüz yeniden üretim olarak görülmüyor çocuk doğurma.

Sadece soyun devamı, iktisadi bir unsur değil!

(13)

Kültür

•Kültür insanı hayvandan ayıran farktır. İnsanın hayatta kalması edindiği kültür ile mümkündür. Doğada uyumlanmanın aracıdır.

•Öğrenme ve dil yoluyla aktarılır ve bizler her seferinde baştan öğrenmeyiz.

•Edward B. Tylor: toplum üyesi olarak insanın kazandığı bilgi inanç gelenek sanatsal faaliyet, hukuk vs içeren karmaşık bir bütündür. (s.46)

•Kültür edindiğimiz ve aktardığımız yaşam bilgisidir.

•Herkes kültürlüdür.

•Kültür öğrenilir:

bireysel durumsal öğrenme: ateş yakma ve ateşten sakınmayı öğrenme

toplumsal durumsal öğrenme: toplumsal gruplarının diğer üyelerinden öğrenme kurtların avlanma stratejilerini diğerlerinden öğrenmesi gibi…

•Kültürel öğrenme: insana özgüdür, simgeler kullanılır. Nesneyle doğrudan ilişki gerektirmez.

•İnsanı insan yapan en kritik özelliktir denebilir kültürel öğrenme.

•Kültür düşünceyi de gösterir bize!

(14)

Kültür ve doğaya uyum

•Çevre koşulları, doğayı ve insan yaşamını değiştirip

dönüştürme gücüne sahiptir. (Biz zamanla göreceğiz ki, insan da yeri geldiğinde doğayı değiştirip dönüştürme gücünü

kazanacak) Ancak burada henüz insan değiştirmiyor doğayı ve onun değişen koşullarına uyum sağlamaya çalışıyor. İşte

uyum sağlama sürecinde kültür, insanı hayatta tutan mekanizmanın başı oluyor.

•Buzul çağından(*) sağ çıkıp günümüze kadar türün devamını sağlamasında öğrendiklerini, becerilerini bir sonraki nesle aktarabilmesinin etkisi büyüktür.

(*) Buzul çağı günümüzden 10-14 bin yıl önce bitmiştir. 2.5 milyar yıl önce başladığı düşünülmektedir.

(15)

Kültür nasıl aktarılır? Dil:

•Dil, insanı hayvandan ayıran özelliklerden biridir.

Hayvanların da iletişim için farklı sesler çıkardığını biliyoruz ancak dil bunun ötesinden gelişmiş bir sisteme dayalıdır.

•Dil, simgesel bir iletişimi bize sunar. Somut

nesnelere soyut isimler veririz, kodlarız ve bu kodlar sayesinde o nesnelere dokunmadan o nesneleri

görmeden de dil aracılığı ile o nesneleri var

edebiliriz. Bu da bize iletişimi, öğrenmeyi sunar.

•Anlaşmayı sağlayan bir araçtır.

• Seslerden örülmüş toplumsal bir kurumdur.

(16)

Animizm

• Latince, anima/animus: ruh… (canlıcılık, cancılık)

• Canlı gibi davranma ya da hayvanlarla doğadaki nesnelere insanmış gibi konuşmak.

• Edward Burnett Tylor ve Animizm (Ruhçuluk)

Tylor bizatihi “ruh” fikrini değil ama dinin kökeninde «ruhsal/tinsel varlıklara inancın» yattığını formüle eden ilk sosyal bilimci olmuştur.

• Tylor’a göre animizm (ruhçuluk) genel olarak sanıldığı üzere ilk(el) din değil, dini mümkün kılan bir bilgidir.

• Animizm idealist düşüncenin temel düsturunu oluşturur; yalnızca “vahşi”ler değil, günümüzde bir Hıristiyan da ruh inancı taşır.

• Sibel Özbudun, antropolojinin A. Comte’u diyor Tylor’a. [1] (1832-1917)

• Animistler hem hayatla ilgili olayları hem de psikolojik olayları tek bir sebebe, düşünen veya “akıllı” bir ruha bağlarlar. Animizm özellikle Afrika ülkelerinde (Kenya, Kongo, Benin, Botswana, Madagaskar, Guinee Bissau ...) yaygın olarak benimsenmektedir. [2]

(17)

İnsan aklının evrimi

•İnsan aklının evriminde ruh inancı önemlidir.

Topluluk halinde yaşam içerisinde ilk toplumsal düşüncelerin izine rastlıyoruz ancak çok temel bir düzeydedir (hayatta kalma).

•Ruh inancı başlangıçta kendini koruma kendine zarar verilmesini engelleme ve çevrede olanları

anlamlandırma çabasından gelmiştir. Bu daha sonraları dinin temelini oluşturmuştur. Cansız varlıklara tapınma, mağfiret dileme, korunma ve verimlilik/bereket talepleri…

(18)

Bogardus- ilkel toplumsal düşünce

•İlkel insan meraklıdır. Çevresindeki olayları anlamlandırma çabası içinde, açıklamalarda bulunur. Somut olaylara ilişkin batıl inançlara sahiptirler.

•Bogardus, farklı kültürlere ilişkin atasözleri üzerinden toplumsal bağların incelenebileceğini savunmuştur.

•1. İlkel düşünce son derece basit ve gelişmemiştir.

•2. Sistematik değildir ve yanlışlıklar vardır.

•3. Atasözlerine bakıldığında bunların %10 u toplumsaldır. Toplumsal düşüncenin sınırlılığını bu şekilde göstermeye çalışıyor yazar.

•4. Atasözlerinde doğadan benzetmelere sıklıkla rastlanır bu da pastoral/kırsal yaşamın izlerini sunar.

•5. Sorumluluklar daha sınırlı bir gruba ilişkin olarak tanımlanmıştır.

•6. Dünyayı tatmin edici bir şekilde açıklama çabası içinde birbirinden bağımsız bölgelerde bile benzerliklere rastlanmaktadır.

(19)

Bu haftanın okumaları için:

• Alaeddin Şenel (1995) «İlkel Topluluktan Uygar Topluma», Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları

• Schilling, Kurt (1971) Toplumsal Düşünce Tarihi, İstanbul: Varlık Yayınları

• Öneri: Carr, Edward Hallett (2018) Tarih nedir?, İstanbul: İletişim Yayınları.

Referanslar

Benzer Belgeler

• İlkel toplulukta uzmanlaşma, işbölümü yoksa, toplumsal farklılaşmadan söz edilemiyorsa ve eşitlikçi bir yapı varsa nasıl oldu da uygar toplumlara geçiş gerçekleşti.

• Poliste tarımsal üretim ve ticaret temel ekonomik faaliyetler olarak ortaya çıkarken, savaşçılar, zanaatkârlar ise farklı ihtiyaçları karşılayan toplum

•Platon toplumu organları beden için işlevsel bir bütün olarak düşünmüştür.. •İdeal devlet

• Siyasal otorite olarak Kilise güçlüydü bu da yeni düzen içinde çok arzu edilen bir durum değildir. • Kilise feodal düzenin toprak sisteminin koruyucusu

• Siyasal düşünce (devlet düşüncesi) Ulus devletler (mutlak monarşiler, Fransa, İngilitere, İspanya...).. • Ekonomik düşünce

•Doğa durumu: İnsanlar toplum olmadan önce güvenlik gereksinimi içinde olan ve bu nedenle iktidar olma isteğine sahip varlıklardı.. •Devlet ve toplumdan önce doğa

• Savaş durumuna devletin kurulmasıyla son verildiğini ama devletin varlığının savaş olasılığını bitirmediğini belirtir. Hatta her an devlet durumundan savaş

öğrenmeye başlayacaksın. Genel kültür derslerin devam ederken, hazırladığımız seçmeli dersler sayesinde seninle farklı alanlarda çeviriler yapacağız. Böylece hangi alanda