• Sonuç bulunamadı

“Platon, Sokrat ve Hegel en önemli temsilcileridir”(akt. Boyacı, 2013, s.21)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "“Platon, Sokrat ve Hegel en önemli temsilcileridir”(akt. Boyacı, 2013, s.21)"

Copied!
27
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

2

EĞİTİM

“Bir ulusun varlıklı, yarınından emin ve her bakımdan müreffeh olması, o ulusu meydana getiren insanlara bağlıdır. Ulusal kalkınma, ulusça güçlü olmanın gerektirdiği görevleri yerine getirmek üzere eğitilmiş kişilerin çabası ile başarılır.

Ulusal kalkınmaya açılan kapının anahtarı eğitimdir”(Yağcı, 1998).

“Ertürk’de eğitimin bir süreç olduğunu, eğitimin bireylerin davranışlarında değişme yapmayı amaçladığı ve davranışlarda değişmenin yaşantılarla olabileceği sayıltılarından hareketle eğitimi şu şekilde tanımlamaktadır: “Eğitim, bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir”(akt. Yağcı, 1998).

(3)

EĞİTİM

“Bu tanıma göre birey bulunduğu durumda yeterli görülmüyor, ona istendik davranışlar kazandırmak isteniyor. Birey istendik davranışlarla donatılmak için belli bir sistem içine sokuluyor, sonra da bu davranışları kazanıp kazanmadığı, kazanamadıysa eksiklikleri ve yanlışlarının nerelerden kaynaklandığı araştırılıp saptanıyor, buradan hareketle sistem yeniden onarılıp işe koşuluyor”(akt. Yağcı, 1998).

“Bu eylem çemberse! bir biçimde sürüp gidiyor. Eğitim girdi, işlem, çıktı ve dönütle çevresiyle etkileşimde bulunuyor, çevresinden etkileniyor, aynı zamanda çevresini etkiliyor. İşte kendi hedeflerini koyabilen, dönütleriyle eksikliklerini tamamlayıp kendini yeniden düzenleyebilen, çıktıların bir kısmını girdi olarak alabilen, çevresiyle enerji ve bilgi alışverişinde bulunabilen eğitim, açık bir sistemdir”(Yağcı, 1998).

(4)

4

(5)

İDEALİZM

“İdealizm genel anlamda ülküyle belirlenmiş olan ve bu ülküye çıkar gütmeden bağlı kalan yaşam biçimi ve dünya görüşü anlamına gelir. Zihinsel ya da ruhsal gerçeğe önem veren düşünce sistemi ya da dünya görüşüdür” (Boyacı, 2013, s.21).

“Platon, Sokrat ve Hegel en önemli temsilcileridir”(akt. Boyacı, 2013, s.21)

“İdealist felsefede doğrudan bir eğitim tanımı bulunması oldukça güçtür. Bununla

birlikte, idealist felsefeye göre eğitim, genel bir yaklaşımla önceden varolan yani

apriori olan bilginin aktarılması değerler açısından da ideal varlığa ulaşmak için

idealin tekrarı biçiminde betimlenebilir”(akt. Boyacı, 2013, s.22).

(6)

6

İDEALİZM

“Eğitim, insanın zihinsel süreçlerinin geliştirilmesidir. Entelektüel eğitim önemlidir.” (Boyacı, 2013, s.22).

“Bu felsefeye göre insan, özgür iradelidir, kişi kendi düşüncelerini gözden geçirerek gerçeğe ulaşabilir. Eğitim, bireyi, iyi, doğru ve güzele teşvik etmeli;

insanın doğuştan getirmiş olduğu kimi yetenekleri ortaya çıkarmaya çaba

göstermelidir” (akt.Boyacı, 2013, s.22)

(7)

REALİZM

“Realizm, gerçeği insan zihninin dışında bağımsız olarak var olduğunu savunan felsefi görüştür” (Boyacı, 2013, s.23).

“Değişik dönemlerden realist felsefenin felsefenin kimi öncülleri, Fransa’da Descartes, Hollanda’da Spinoza, Almanya’da Leibniz sayılabilir” (akt. Boyacı, 2013, s.23).

“Realist eğitim felsefesine yön veren felsefi yaklaşım daimicilik ve esasiciliktir”

(Duman, 2008).

“Var olan her şeyin gerçek olduğunu asıl olanın maddede varlığını sürdürdüğünü

ortaya koyan Aristotales’in fikirleri çerçevesinde şekillenmiştir”(Duman, 2008).

(8)

8

REALİZM

“Nesnellik düşüncesini temel alarak bilginin kaynağının çevre olduğunu, bilgiyi

elde etmek için bilimsel yöntemin kullanılması gereğini benimser. Toplumsal

değerler korunur ve yeni kuşaklara aktarılır”(Duman, 2008).

(9)

PRAGMATİZM

“Pragmatizm 19.yy sonu ve 20.yy başlarında İngiltere ve Amerika'da ortaya çıkan ve daha sonra Amerika'nın milli felsefesi haline gelen bir felsefe akımıdır.

Kapitalizmin İngiltere'de filizlenmeye başladığı sıralarda ilk izleri Jeremy

Bentham'da görülen sonra John Stuart Mill tarafından biçimlendirilen bu düşünce daha sonra Amerika'da pragmatizm adı altında gelişme alanı bulmuştur”(akt.

Bakır, 2006).

“Pragmatizm etimolojik olarak pratik'ten türemiş, işe, eyleme dönük, uygulanması amaçlanmış olan düşünceyi karşılayan pragmatik'in düşünsel biçimini vurgular”

(akt. Bakır, 2006).

Pragmatik felsefi görüşte iki kuram ön plandadır. İlerlemecilik ve Yeniden

Kurmacılık

(10)

10

PRAGMATİZM

“İlerlemecilik, eğitimin, sürekli var olan gelişme ve değişmelere göre, bireyin çevresiyle münasebetini devam ettirdiği müddetçe, kendi deneyimlerinin gelişimi ve yenilenmesini mümkün kılacak şekilde, bilimsel bir mahiyette

yapılandırılmasını savunur” (akt. Bakır, 2006).

“Yeniden kurmacılığa göre, sürekli var olan gelişme ve değişmelere insanın ayak uydurabilmesi için var olma mücadelesinde bir seçim yaparak, eskiyen, yıkılan değerlerin yerine yenisinin inşa edilmesi gerekir. Bütün düşüncelerin ortak hedefi insanlığın mutluluğu olmasına rağmen amaca ulaşmada takip edilecek, bağlı

kalınacak yollar konusunda bu düşünceler arasında bir çatışma söz konusudur”

(Bakır, 2006).

(11)

VAROLUŞÇULUK

“İnsanı merkeze alan, insanın yabancılaşmasına karşı özgürleşmesini amaç edinen felsefi bir akımdır” (Boyacı, 2013, s. 26).

“En öne çıkan temsilcileri, Frietrick Nietzsche, Karl Jasper ve Jean Paul Sartre’dır”

(akt, Boyacı, 2013, s.26-27)

“Bu eğitim felsefesine göre, insan hangi yolu seçeceğine karar verebilir ve bu seçme özgürlüğü onu evrendeki diğer tüm varlıklardan ayırmaktadır. Herkes kendi doğru ve yanlışının yargıcıdır. Okulun temel işlevi bireysel otonomiyi

geliştirmektir. Eğitimde temel sorun, bilgiyi aktarma teknikleriyle değil, uygun

bilgiyi seçmede gerekli ölçütlerle ilgilidir”(akt. Doğanay ve Sarı, 2003).

(12)

12

VAROLUŞÇULUK

“Varoluşçulara göre, gerçek bilgi akıl ile elde edilmez, gerçekliği daha çok duyumsamak gerekir. Bu balamda eğitim programlarının bireyin yaşama bakış açısını zenginleştirecek ve seçimler yapmasını sağlayacak yaşantılara göre düzenlenmelidir. Öğrenci kendi yaşantılarını kendisi seçmeli ve düzenlemeli, bunların sonuçlarından da kendisi sorumlu olmalıdır”(akt. Doğanay ve Sarı, 2003).

“Varoluşçu bir yöntem bilimde öğretmen, yaşamın anlamına ilişkin sorularla kişisel doruyu aramaları için teşvik etme yoluyla örencilerin “farkına varma”

düzeylerini yoğunlaştırır. Bir öretmenin görevi, örencilerin bireyselliklerini ifade

ettikleri bu türden bir öğretim sağlamaktır”(akt. Doğanay ve Sarı, 2003).

(13)

LİBERALİZM

“Liberalizm, Ortaçağ feodalizminin parçalandığı son evreler olan ve meslek

sahipleri, bankacılar ve ticaretle uğraşanlardan orta sınıfın sosyal ve siyasal haklar için aristokrasiye karşı mücadeleye giriştikleri 16. yüzyılın sonlarıyla 17. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır” (Gutck, 1997)

“Bunun nedeni bu dönemde orta sınıfların siyasal, sosyal ve ekonomik kurumların üzerlerindeki engelleyici etkilerinden kurtulmasının yollarını aramalarıdır” (Gutck, 1997).

“Liberalizm, özgürlüğü birincil politik değer olarak ele alan bir ideoloji, politika

geleneği ve düşünce akımıdır” (Boyacı, 2013, s.28).

(14)

14

LİBERALİZM

“Liberal felsefeye göre eğitim sistemlerinin amacı özgür ve “ekonomik” bireyi yetiştirmek olmalıdır denilebilir. Liberal eğitimin genelinde Prens Sabahattin’in

“birey toplum için değil, toplum birey içindir” biçiminde açıkladığı anlayış

egemendir. Bu bağlamda bireyci sosyolojinin girişken, kendine yeten, özgür

davranan birey yetiştirmeyi amaçladığı açıktır” (akt. Boyacı, 2013, s.29).

(15)

MATERYALİZM

Her türlü gerçekliğin özünü ve temelini maddede gören,maddeden başka hiçbir tözün bulunmadığını öne süren dünya görüşüdür” (Boyacı, 2013, s.30).

“Materyalizm, madde ve maddenin hareketleri ile değişimleri haricinde hiçbir şeyin var olmadığına dair felsefî teori sistemidir. Bu görüşü benimseyene maddeci, özdekçi veya materyalist denir” (Boyacı, 2013, s.30).

“Materyalist felsefeye göre eğitim sistemlerinin amacı daha çok sosyo-ekonomik ve politik odaklıdır. Kuşkusuz, materyalist eğitim felsefesi temel desteğini

sosyolojik çatışma kuramından alır. Materyalist yaklaşımın eğitimi sosyolojik

olarak yorumladığı öne sürülebilir. Bu bağlamda eğitimi toplumsal bir üst kurum

olarak yorumlar. Eğitim amacı, egemen sınıfların istediği biçimde sistemi yeniden

üretme, sisteme uygun iş gücü ve istendik davranışlara sahip birey

(16)

16

NATÜRALİZM

“Realist felsefeden etkilenen natüralist felsefe doğayı tek gerçeklik, bilgi ve değer kaynağı olarak görmüştür. Natüralistler, insan zihnini doğal kavramlarla açıklayan, insanı doğal bir varlık olarak iyi olduğunu ifade ederler” (Boyacı, 2013, s.33).

“Natüralist felsefeye göre eğitimin amacı,insanları insan doğasının gerektirdiği şekilde ve bu doğaya uygun bir yaşam doğrultusunda yetiştirmektir. Birey doğal bir ortamda öğreneceklerini ilgi ve yeteneğine göre seçecektir”(akt. Boyacı, 2013, s.33).

“Natüralist eğitim anlayışına göre eğitimin amaçları belirlenirken şu düşünceler temel alınmalıdır. Program evrenin bir parçası olan doğaya ve insana uygun olmalıdır. Duyumlar doğanın anlaşılmasını kolaylaştırır; duyumsamalar

geliştirilmelidir. Doğadaki süreçler yavaş olduğu için eğitim süreçleri de yavaş

seyretmelidir” (akt. Boyacı, 2013, s.33).

(17)

NATÜRALİZM

“Natüralist felsefeye göre öğretim programlarında içerik ve konu bağlamında

işlenilecek ders ve konular insanın doğayı kavramasına ve insanın doğal gelişimine katkı odaklı olmalıdır. Çocuğa yetişkin olana kadar hiçbir inanç ve değer

benimsetilmemelidir. Öğretim programının odağına çocuğun duyguları

konulmalıdır” (akt. Boyacı, 2013, s.33-34).

(18)

18

POZİTİVİZM

“Pozitivizm, olguculuk modern bilimi temel alan batıl inançları ve metafiziksel spekülasyonları reddeden bir felsefi akımdır. Pozitivizm anlayışta sadece fiziksel veya maddi dünyanın gerçeklerine dayanan bilim anlayışı vardır. Pozitivizm Auguste Comte’un 19. yy. da ortaya attığı düşüncelerle yapılanır”(Boyacı 2013, s.34).

“Pozitivist felsefeye göre eğitimin amacı,insanları modern bilimi temel alan, batıl inançları ve metafiziksel spekülasyonları reddeden birey olarak yetiştirmektir.

Pozitivist felsefe ilkelere doğal olmayan karşısında doğal olana yönelmek, doğalın bilgisiyle yetinmek, despotik, köleci, özgürlük karşıtı irrasyonel durum ve

uygulamalar karşısında rasyonel olanın yanında olmak ilkelerine göre eğitimi

tanımlar” (akt. Boyacı, 2013, s.36).

(19)

POSTMODERNİZM

“Postmodernizm, modernizm sonrası ya da ötesi anlamında kullanılmaktadır.

Postmodernizm olumlu ya da olumsuz anlamda modernizmden farklılaşan tüm siyasal ve toplumsal değişimleri, düşünsel ve kuramsal ürünleri ve kültürel pratikleri kapsayan bir formülasyondur”(Boyacı, 2013, s.37).

“Postmodern felsefeye göre eğitim sistemlerinin amacı bir kesin oluştan çok göreceli bir oluşudur. Bireyin yaşamasını kolaylaştıracak, tüketimi düzenleyecek tüm düzenleme ve anlayışlar bir bakıma postmodern anlayışın onayladığı

anlayışlardır.Öncelikle toplum artık sanayi toplumu değildir ve buna bağlı olarak eğitim yapısal olarak kitle yığın eğitimi ve meslek kazandırma işlevi artık göreceli olarak işlevini yitirmektedir. Bireyin yaratıcılık ile eleştirel düşüncenin

geliştirilmesi, esneklik, özerklik, dinamizm, yüksek iletişim becerisi, empati, ikna

ve işbirliği geliştirilmesi gereken niteliklerdir”(akt. Boyacı, 2013, s.38).

(20)

20

(21)

DEMOKRASİ

“Sözlük tanımında demokrasi, “üstün iktidarın halkta bulunduğu veya halk tarafından doğrudan ya da özgür bir seçim sistemi içinde seçilmiş temsilcileri aracılığıyla kullanıldığı halk tarafından yönetimidir. Abraham Lincoln’ın deyişiyle, demokrasi, “halkın, halk tarafından ve halk için” yönetimidir” (akt. Yağcı, 1998).

“Demokrasinin ilk ortaya çıkışını belirlemek gayet kolaydır. İ.Ö. beşinci yüzyılda,

Atina kent devleti. Adını en görkemli önderinden alan Perikles döneminin Atina’sı,

sonraki kuramcı ve devlet adamı kuşaklarına esin kaynağı olmuştur” (Yağcı,

1998).

(22)

22

DEMOKRASİ

“Platon için “demokrasi” istenilmeyen bir yönetim şeklidir”(Topkaya ve Şahin, 2015).

“Demokrasiyi yasalı ve yasasız demokrasi olarak iki şekilde ele alan Platon’a göre, yasasız demokrasi sapkın bir rejimdir. Burada istediğiniz her tür insana

rastlarsınız” (Topakkaya ve Şahin, 2015).

“Siyaseti “idealist” bir çizgide ele alan Platon’a göre, öğrencisi Aristoteles daha

“realist” bir duruş sergiler” (Topakkaya ve Şahin, 2015).

Aristoteles siyasi alandaki düşüncelerini geçmişten kendi yaşadığı döneme kadar

gelen bütün anayasaları inceledikten sonra şekillendirir (Topakkaya ve Şahin,

2015).

(23)

DEMOKRASİ

“O, demokrasiye Platon’a göre daha ılımlı yaklaşır. Ancak bu demokrasiyi tasvip ettiği anlamına gelmez. Hem Platon hem de Aristoteles yönetimdeki “seçkinci aristokratik” tavırlarından vazgeçemezler” (Topakkaya ve Şahin, 2015).

Jean Jacques Rousseau demokrasi görüşünü 1754 yılında Chambery’de bütün yurttaşlara karşı yaptığı konuşmasında dile getirmiştir.

“ Doğacak yeri seçecek durumda olsaydım, insanların yetilerinin erimi yani iyi

yönetilmek olanağı ile sınırlanmış büyüklükte olan, herkes kendi yaptığı işe yettiği için kimsenin kendi yükümlü olduğu işi yapmak üzere başkalarını görevlendirmek zorunda olmadığı bir toplumu; herkes birbirini tanıdığı için karanlık manevraların ve erdemden doğan alçak gönüllülüğün halkın gözünden ve yargısından uzak kalamayacağı, birbirini bilip tanımak tatlı alışkanlığının yurt sevgisini kuru toprak sevgisi olmaktan çıkarıp yurttaş sevgisi haline getireceği bir Devlet’i seçerdim. Bütün hareketlerin ortak mutluluktan başka bir yere yönelmemesi için hükümdarın ve halkın sadece bir ve aynı çıkara sahip olduğu bir ülkede doğmak isterdim. Bu ise halk ile hükümdar aynı kişi olmadıkça gerçekleşmeyeceği için ben, bilgece ılımlı demokratik bir

(24)

24

DEMOKRASİ

“Montesquıeu’ya göre demokrasi; halkın hem yöneten hem de yönetilen durumunda olduğu bir yönetim biçimidir. Oyu ile iradesini açıklayan halk

yönetendir, egemen kişinin iradesi egemen gücün kendisidir. Düşünüre göre her yönetim çeşidi varlığını belirli ilkelere dayandırır. Tiranlıkların, monarşilerin, otoriter ve totaliter yönetimlerin varlıkları çoğu kez kaba güce, kuvvete, zora ve korkuya dayandığı halde, demokrasinin temel ilkesi siyasal erdeme dayanır”

(Öztekin, 2011, s.85).

(25)

DEMOKRASİ EĞİTİMİ

“Her politik düzen kendi varlığını sürdürme ihtiyacıııdadır. Yetiştireceği insanlarla gelişip korunmayan rejimler değişmeye mahkumdur. Rejimi yaşatmaya dönük çabaların en önemlisi eğitimdir. Bir Fransız düşünür “ya eğit, ya katlan” demiştir.

Toplumun eğitim düzeyi ve türü orada hangi rejimin başarılı şekilde

uygulanabileceğinin de bir göstergesidir. Yapılan bir incelemede, eğitim düzeyi yükseldikçe ülkede demokrasiyi koruma ve yaşatma şansının da arttığı

görülmektedir” (akt. Yağcı, 1998).

“Ülkemiz demokrasiyle yönetilen bir ülkedir. Eğitimin en önemli işlevlerinden biri, demokrasiye inanan, demokratik tutum ve davranışlar gösteren, kısaca

demokrasiyi bir yaşayış biçimi olarak benimseyen bireyler yetiştirmektir” (Yağcı,

1998).

(26)

26

KAYNAKÇA

Bakır, K.(2006). Pragmatizm ve Eğitime Yansımaları. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı:14

Boyacı, A.(Editör)(Ocak 2013). Eğitim Felsefesi. Eskişehir:Anadolu Üniversitesi Yayınları

Doğanay A. ve Sarı, M.(2003).İlköğretim Öğretmenlerinin Sahip Oldukları Eğitim Felsefelerine İlişkin Algılarının Değerlendirilmesi “Öğretmenlerin Eğitim Felsefeleri”. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/256443

Duman, B.(2008). Öğrencilerin Benimsedikleri Eğitim Felsefeleriyle

Kullandıkları Öğrenme Stratejisi ve Öğrenme Stillerinin Karşılaştırılması. Ç. Ü.

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:17, Sayı:1, 203-224

Gutck, Gerald L.(Yaz 1997). Liberalizm ve Eğitim.

http://www.libertedownload.com/LD/arsiv/07/05-gerald-gutck-liberalizm-ve- egitim.pdf

Rousseau, J. Jacques (Çeviren R. Nuri İleri)(2013).İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı. Say Yayınları, İstanbul

Öztekin, A. (2011).Siyaset Bilimine Giriş. Siyasal Kitabevi, Ankara

(27)

Topakkaya, A. ve Özyürek Şahin, B.(Güz 2015). Sakıncalı Rejim Demokrasi:

Platon-Aristoteles Örneği. FLSF(Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi), Sayı:20, s.

191-210

Yağcı, E.(1998). Demokrasi ve Eğitim.Eğitim ve Bilim, Cilt:22, Sayı:107,15-22

http://egitimvebilim.ted.org.tr/index.php/EB/article/view/5210

Referanslar

Benzer Belgeler

SGK verilerine göre Temmuz 2013’te sigortalı ücretli (4/a) kadın çalışan sayısı Türkiye genelinde yaklaşık 3 milyon 169 bin olurken Konya’da ise yaklaşık 45

Konya’da perakende sektörüne ekim ayında alt sektörler itibariyle bakıldığında geçen yılın aynı dönemine göre motorlu taşıtlar sektörü en iyi

Ocak-Ekim 2013 dönemine baktığımızda ise, geçen yılın aynı dönemine göre Türkiye’nin ihracatı ise yüzde 1 azalarak 126 milyar dolardan 124 milyar

Platon’un mimesise dair bu estetik kullanımları içerisinde ilk dikkat çekmemiz gereken şey mimesisi, kendi felsefi öğretisi temelinde “iyi” ve “kötü” anlamlar

İlkçağ felsefesinde Sofisler, her şeyin ölçüsü olarak insanı kabul etmek suretiyle ahlâk felsefesinde relativist bir anlayışı hakim kılmışlardır.. İlk defa Sokrat,

• Sosyal sorumluluk pazarlaması: pazarlama programlarının etik, çevresel, yasal ve sosyal boyutlarının

Ülkede kreş ve gündüz bakımevleri, anaokulları ve Kibbutz’lardaki anaokulları olmak üzere 3 farklı yapıda okul öncesi eğitim kurumu bulunmaktadır.. ÇEŞİTLİ

1998 yılında Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Yapı Eğitimi Bölümünde lisans; 2005 yılında Balıkesir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İnşaat Mühen-