• Sonuç bulunamadı

Beşeri Peyzaj: Kültür

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beşeri Peyzaj: Kültür"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Coğrafya Bölümü,

COG 446 Rusya

Beşeri Peyzaj:

Kültür

Ders Notları (Hafta 12)

(2)

Beşeri Peyzaj: Kültür

Rusya bölgesinin isimlendirilmesinde Rusların sahip olduğu hakim pozisyon etkili olsa da, söz konusu bölge esasında kültürel ve etnik olarak dünyanın çeşitlilik sergileyen yerlerinden biridir. Bu çeşitlilik içerisinde Ruslar çoğunluğu oluşturmaktadır, ancak ülkenin geniş bir kısmında, yalnızca ülke sınırı boyunca değil, ülke içerisinde de, Rus olmayan insanlar yaşamaktadır. Şekil 1’de de görüldüğü gibi Rusya bölgesi Fin, Türk, Ermeni ve daha düzinelerce farklı milleti içinde barındırmaktadır ve haritanın ölçeği tüm etnisite çeşitliliğini gösterebilecek bir çözünürlüğe (detaya) sahip değildir. Nitekim, Hazar Denizi civarında bulunan ve Dağıstan olarak bilinen küçük cumhuriyette 2.8 milyon insan yaşamakta ve yalnızca burada yaklaşık olarak 30 farklı millet kendi dilini konuşmaktadır.

Rusya’da yaşayan Slavlar toplu olarak Rus olarak bilinmektedir. Bu grup hem nüfusun büyük bir çoğunluğunu oluşturur hem de ülke içerisindeki en geniş yayılıma sahiptir. Ural Dağları’nın batısındaki Rusya Ovası Rus devletinin çekirdek bölgesi olmasına ve tarihsel olarak değerlendirildiğinde ülkenin kalbi olmasına rağmen, Rus yerleşimi Kuzey Okyanusu’nun kıyılarından Karadeniz’e, Finlandiya Körfezi’ndeki St. Petersburg’dan Japon Denizi kıyısındaki Vladivostok’a kadar uzanmaktadır. Sibirya bölgesindeki nüfus düzensiz bir şekilde dağılmış ve belirli merkezlerde toplanmıştır ve nüfus, Rus ve Rus olmayan olarak bölgenin güneyinde yoğunlaşmıştır.

Bununla birlikte Ruslar yalnızca Slav olan bir topluluk değildir. Bin yıldan daha uzun bir süre önce, birçok etnik grup Avrupa’da rekabet halindeyken, köken bölgesi Karpatların kuzeyindeki Kuzey Avrupa Ovası olan erken dönem Slavlar istikrarlı bir yapı kurmuş ve genişlemeye başlamıştır. Söz konusu genişleme yalnızca bugün Rusya olarak bilinen bölgeye, yani doğuya doğru değil; aynı zamanda Tuna nehrinin batısı ve güneybatısına doğru da gerçekleşmiştir. Bu nedenle Sırplar, Hırvatlar, Slovaklar, Çekler, Lehler, Ukraynalılar, Belaruslular Slav grubunda yer alırlar ve bu derin tarihselliği paylaşırlar. Öyle ki, söz konusu tarihsel bağ, yukarıda anılan Slav grupların dillerine de -dildeki ortaklıklara da- yansımıştır. Tarihsel gelişim bölümünde incelendiği gibi, erken dönem Rus devleti istakrarlı bir yapıya kavuştuğunda bile Kafkas Dağları’nda ve ötesinde Rus olmayan halklar mevcuttu. Bu bölgede yaşayan Ermeniler, Azeri Türkleri, Gürcüler ve daha birçokları bölgedeki kültürel mozaiği oluşturur.

(3)

Şekil 1. Rusya Bölgesinin etnik haritası (Kaynak: de Blij vd. 2011: 86).

Gerçekten, bu tarihsellik, örneğin, Nijniy Novgorod’dan Kazakistan sınırına kadar olan bölgede net olarak görülebilmektedir. Günümüzde Rusya’nın sahip olduğu müslüman nüfus, Batı Avrupa ülkelerinin sahip olduğundan oran olarak çok daha fazladır. Bu konudaki veriler kesin olmaktan uzak olsa da, Rusya nüfusunun yaklaşık olarak % 12’sinin müslüman olduğu bilinmektedir.

Rusya bölgesinde İslam etkisi belirmeden çok önce Slavlar sahip oldukları teritori boyunca Doğu Ortodoks Kilisesinin öğretisini kabul etmiş; Rusya bölgesindeki Rus kilisesi doğu ortodoksluğunun hakimiyeti altına girmişti. Bu kültürel bağ, Çarlık Rusyası’nda meydana gelen sosyalist devrime (1917) dek devam etmiştir. Devrimle birlikte çarlık sistemine ve de kilisenin hakimiyetine son verilmiştir. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin yaklaşık yetmiş yıllık tarihselliğinde ateizm partinin “resmi” dini olmuş ve bu durum özellikle Slav nüfusun dinsel tercihlerini etkilemiştir. SSCB’nin 1991 yılında çözülüşünden sonra Rus Ortodoks Kilisesi büyük bir geri dönüş yaşamıştır.

Post-komünist evredeki patrik II. Aleksi, vaazlarında sıklıkla, ortodoks inanışın ve Slav ruhunun bir ve aynı olduğunu; ortodoks inanışın Slav ruhunun ruhani ve kültürel temelini oluşturduğunu ileri sürmüştür. Bu türlü bir muhafazakar iklim, kuşkusuz, Rusya gibi kültürel çeşitlilikle karakterize olan; nüfusunda dikkat çekici oranlarda Müslüman, Budist ve diğer Hristiyan olmayan inanışa sahip insanların bulunan bir ülkenin iç istikrarı bakımından barışçıl bir gelecek imajı sunmamaktadır.

Yararlanılan Kaynak: De Blij, H. J., Muller, P. O., Nijman, J., WinklerPrins, A. M. G. A. 2011. The

Referanslar

Benzer Belgeler

Çevre Fiziksel Çevre Doğal Çevre Abiyotik İklim Toprak Su Doğal Yapı Biyotik Bitkiler Hayvanlar Yapay Çevre Yerleşim Alanları İş Yerleri Eğitim Kurumları Ulaşım

Türkiye’de Kültürel Peyzaj Alanı Olarak İncelenebilecek Bir Mekan: Mardin Örneği. Mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu

Kesişen özelliklerin bir arada olduğu kültürel peyzaj alanları: Kültürel peyzaj özelliklerini gösteren, fakat mevcut durumu ile hem kentsel, hem kırsal hem de tarihi

Örneğin, eski Sovyet bloğu ülkelerinden Ukrayna en hızlı (% -0.5) nüfus kaybı yaşayan ülkedir.. Bu karşın Orta Asya ülkeleri bu örüntüden farklı bir

2000 yılında, iktidara yeni gelen Putin yönetimi, tüm idari birimleri sadece yedi idari ünite içerisinde kombine ederek yeni bir coğrafi çerçeveyi yürürlüğe koymuş,

YÖK, 17 Kasım 2008 tarihinde yayımladığı genelgede üniversite öğretim elemanlarının kamu kuruluşları veya meslek kurulu şlarının yönetim veya denetim organlarından

Postmodernizmle beraber öne çıkan yerellik, etnik kimlik, kültürel çeşitlilik gibi kavramlar farklı malzeme, geliştirilen yeni bir dil ve disiplinler arası

Aleviler arasındaki ayrışmalar, Alevilerce çok kırılgan bir ayrışma olarak ifade edilmese de devlet tarafından yapılan çalıştaylar nihai raporunda, Aleviliğin kendi