• Sonuç bulunamadı

Gider-aylık

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gider-aylık"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

' ’ 1

î

K Ö S E M D E N

î

1

G İD ER

A Y A K

Galiba bu sene, leyleği ayakta gördüm. Dostum Doğan duymasın,

belki de uçarken... Kıbrıs, sonra

İsrael; hemen iki ay memleketten uzağım derken bir ay daha ayrıl­ ma. Şimdi İngiltere. OsmanlI ede­ biyatının benzersiz bir anıtı olan Seyahatnâmesile Evliyi- Çelebi, ar­ tık pîrim ve üstadım oldu. Yeni in­ tibah ettiğim bu tarikatin virdi «S e­ yahat ya Fesulellah» dır. Biz gene üslûbu bozmayıp «Şefaat ya Re- sulellah!» demeğe devam edelim.

Gezmek, görmek, öğrenmek, gü­ zelliğin« güzel!... Fakat yaz, İstan- bulda; deniz. Marır.aı adadır. Bu, bir hakikat!... Su sıkıntısı mı var, olsun; bulduğum kadarile yetinir:m. Kahve güç bulunuyormuş, bulduk­ ça içerim Hepsine «Eyvallah!». A - ma Orhantepeden geçemem. Onun mehtabdaki bir gecesi, maddi var­ lığımız ne olursa olsun insanı do­ yuran bir ruh cenneti... Aydan su­ lar tiıtüne dökülen gümüş ışıkltr, şampanya içmiş gibi sizi mestettik- ten sonra daha ne isters.niz? Baş

yavuklum İstanbul!... Seni sevdi­

ğim, ayrı iken seni özlediğim ka­ dar hiç bir yeri sevemiyorum, a- ramıyoruml...

Tesadüf; bu seyahatler ne de gü­ nün meseleleri ve memleketleri üs­ tüne düştü? Kıbrıs, önce. Sonra İs­ rael. (Kıbrıs mektublrrını okudu­ nuz. İsrael yazıları da yakında.) I-

klsinin de alâkalılarım tamamen

memnun ederek sulha, sükûna var­ ma görünüşte imkânsız. İngilizler birinciyi, Amerikalılar İkinciyi ele aldılar Hem de fynı zamanda. Bu diplomatik rastlaşma, gökte ve y ıl­ dızlar arasındaki astronomik kar­ şılaşmalar gibi olmasa gerek! Y a ­ kın Şark. Onu biz, Osmanb Türk­

lerine sorsunkr. Asırlarca, belki

lüzumsuz yere, bu ülkeleri idare e- deceğiz diye harab olmuşuzdur. Ge­ ne de kimse memnun değil!... Kendi

kendilerinden memnun olmıyanları başkaları nasıl memnun edebilir? Cebri keşfedenler, biraz da men­ faat muadelelerini hesablamağa a- lışsalrr ne İyi ederler? Menfaat, fa­ kat sâniyelik değil; sürekli ve öz­ lü!...

Bu seferki, İngiltereye gidişleri­ min dördüncüsü. Bu memleketi hep Avrupa kıtasında gösterirler. Niçin Amerika değil? Doğrusu Amerıka- ya da benzemez. Asya ile Afrikaya tabiî hiç! O halde? Bence İngiltere, biri aslan başı, öbürü tosbağı ka- fasile İki ¡dadan mürekkeb, ayrı bir kıt’adır. Bu kıt’ada ayrı ayrı mem­ leketler, milletler ve devletler var­ dır. Bununla yalnız İngilizi ve İr­

landalIyı kasd etmiyorum. Yalnız

İskoçu veya Galliyi düşünmüyo­

rum Sular, bu toprakları nasıl oır- birinden ayırmışsa; tarihî, ruhi ve İçtimaî sebebler de bu adalardaki ferdleri birbirinden öyle ayırmıştır- Sanki her İngiliz, muhtar bir mil­

let, hattâ müstakil bir devlet. Anglo-saksonun sosyal dehâsı, bu

M YA7AN*

A

HASAN

-

A YÜCEL

ayrılıklar içinde b.rliği yaratmada görülür Bar.an kınlı maceralar ha­ zan şeytanı hayrete düşürecek ter­ tibi er, fakat her zaman pratik ak­ lın hâdiselere uyan buluşlarda İn­

giliz, yaşadığı topraklar üstünde

devrine göre her zaman oir nizam

ve i henk kurabilmiştir- îngı mil­

leti, fakat Britanya halkı zardır ve İng.liz milletinin en büyük isen bu Britanya halkıdır. Commenweaith-. bunun yanında pek küçük, hattâ u- fak kalır!...

Bu kanaat, uzun yılların ve tec­

rübelerin bani kazandırdığı tıfr

görüştür. Onu önceden söylüyorum ki, gitti de üç beş günde çalıp al­ ma, oradan buradan toplama bir fi­ kir olarak bize sürüyor, demiyesi­ niz!...

Bunu da geçelim. Son haftalarda Köşemden yazdığım musiki maka­ leleri, müspet, menfî, htyli tepki uyandırdı. Onlar hakkında da b:r İki söz söylemeden yola çıkmaya­ cağım. Sayın Peyami Safa, bizde „bu mevzu münakaşa edilmez, u- sulünce tartışılmaz, diyor. Haklı! Zaten ben onları m ün ¡kaşa etmek için değil, peşin hükme şaplanma­ mış zihinlere nakşetmek, tartışmak tan ziyade bu ana kültür mesele­ sini, kudretimee, tartmak için yaz­ mıştım! «file böyledir!» ı önceden bir inad direği dikmiş olanlara ne denebilir ki, ben bir şey

duyara-bileyim? Fakat yetişen yeni nesil için uyarıcı, ve doğru yola çekici düşünce ihtiyacı muhakkaktır. E- sas milli meselelerimizin türlü cep­

helerini tanıyarak, çeşidli görüşleri öğrenerek kendi akü, muhakeme ve zevk meiekelerile doğruyu ve güzeli aramaları, medenî istikbali­ mizin başlıca şartıdır. Bu sadece bu konudaki vazifemi yapmak is­ tedim ve türlü yorumlara, gönül kı rlcı ithamlara dayanarak meseleyi bir kere daha ortaya attım.

Bu hususta hıyret edilecek nok­ ta, asıl mesleği musiki olanlarımı­ zın susmalarıdır. Darılmasınlar, on ların durumu da bir kısım politi­ kacılarımızın münferid temaslarda şikâyetçi görünüp de umumi ’«-va­ zifeli oldukları yerlerde ya tersini söylemelerine, ythud büsbütün sü­ kût etmelerine benziyor. Sanatkâr­ lar. eserlerde kanaatlerini açıklar­ lar. Bu, doğrudur! Fakat eser ver­ mek için umumiyetle fazla zaman sarfetmediklerine göre pekâlâ vakit bulup bu meseleyi görüşlerince or­ taya koyabilirler. Söylemek, konuş­ mak, fikir yürütmek ve yürütülen fikirleri karşılaştırmaktan daha gü­ zel, daha faydalı ne olabilir? Yeter ki, mesele zıvanasından çıkarılma­ sın, musiki münakaşası kulakları yırtan bir şamata halini almasın!...

Geçen gün kend; kendime otu­ rurken bu türlü şeyler düşünüyor­ dum. Çok zaman var ki, eski, yeni,

şiir yazdığım yok!... Birden bir be yit hatırıma geldi ve arkasını ta­ mamladım. bir «gazel» oldu. Gideı ayak onu da okuyuvereyim. Maka­

mı rasttır.

Rasttan gazel

Kulluğun zcvSdndeyim Mevlâ ile Dolmuşum ruhumca Mcvlâna Ue Yok hesabım halka hizmetten henin Geçti ömrüm Hak İçin kavga Ue Sevmişim sevdiklerim kâfi bana Derde girmem bir yeni sevdâ ile Silmişim mâkulü dilden aşk için Mecnun olmak şart mı Leylâ İle Bir taraftan yok sakıncam çok

şüküı

Tam banş halindeyim dünya Ue Hepsi Haktandır demişken Son-neb: Küs neden İsâ Ue Musâ Ue Bir avuç toprak bütün encamımız Yer öğünsün bir sürü mevta ile Boşladım candan yücelme!; şevkini Bir olup edııâ ile âlâ Ue

Varla var oldum nihayet yokla yo! Tartışılmaz «lâ » He «illâ » ile Ap acık sözler muamma beklenir Anlayan kim nükteyi imâ Ue RAsttandır söyledim ben bir gazel Denk dükmüş bestesi mânâ ile.

Makaralar ar ¡sırda en dnğrust rast, edebî şekiler içinde en yamğ "aze! ’’epi! raidir? Biz de onları ih­ tiyar ettik Tanrı gidenlere selâmet kalanlara âfiyet versen!...

Referanslar

Benzer Belgeler

Tarım alet ya da makinaları üreten bir fabrikada, seçilen teknoloji yada üretim yöntemi hangisi olursa olsun bazı temel üretim araçları bulunmaktadır. Bu

Öncelikle insan ve çevresini ele a- lan çalışma ikinci bölümde mimari çevre ile insan arasındaki vazgeçilmez bağı o- luşturan görsel algı'ya eğilmektedir..

Okul'a gelen öğrenciler, küçük, orta ve büyük olarak sıralandırılmış olup 600 M 2 olan zemin kat en küçük yaştakilere tahsis edilmiştir.. Bu kat iç avlu'ya

Türkiye ile İran arasında yalnız bir sınır meselesi değil aynı zamanda Ağrı Dağı’nın vaziyeti ve sınırda bulunan aşiretlerin çıkarmış olduğu

Aşağıdaki görselin hecelerini bulup

v.* tersine soğurma kuleleri arasındaki sıcaklık ve basınç farkına dayandığı için ek olarak ısı değiş- tiricilerine gereksinim duyulur; karbonatlı çözeltiler için

Güzel konuşma kadar belki de ondan daha da öncelikli olarak etkili dinleme becerilerini kullanmayı öğrenmek gere- kir. Dinlemeyi bilmeyen kimsenin sadece konuşma

Alt konumda bulunması gereken çerçeveler ise alt konumda bekleme hareketi yaparlar (Ağızlık açma yöntemlerini açıklayan diyagramlar Şekil 8’de gösterilen örnek