• Sonuç bulunamadı

Meşrutiyette saray ve babıali:Babıali, Balkan ittifakının akdinde çok gafil haraket etmiş, önleyecek hiç bir tedbir almamıştı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Meşrutiyette saray ve babıali:Babıali, Balkan ittifakının akdinde çok gafil haraket etmiş, önleyecek hiç bir tedbir almamıştı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I l Aguato* 193»

MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ

Yazan: SÜLEYMAN K Â N İ İRTEM —- Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur.

. Tefrika No. 93 __________________________

Babıâli, Balkan ittifakının akdinde çok gafil hareket

etmiş, önliyecek hiç bir tedbir almamıştı

İtilâf kolay olamıyacak gibi görü­ nüyordu.

Milovanoviç Sırp kralı Piyer ile bir­ likte Parise gidiyordu. Geşof, Rizof ile Bulgaristamn Viyana elçisi Stanci- offu arkalarına taktı.

İki devlet adamı Sırp kralı şere­ fine Pariste operada verilen gala esna­ sında görüştüler. Milovanoviç daha uzun bir mükâlemede bulunmak üze­ re ertesi günü (19 teşrinisani 1911) Bulgar sefaretine geleceğini bildirdi.

Operada bu görüşme esnasında Fransa Hariciye Nazırı Mösyö dö Selves Sırp ve Bulgar Nazırlarının yanından geçmişti. Bu sıkı, fıkı konuşmaları gö­ rünce dudaklarında tebessümle:

— Yanınızdan geçişim sizleri ayır­ mak için değildir! dedi.

Stancioff:

— Bizleri birleştirmek ve takdis etmek için!

Mukabelesinde bulundu. Selves de: — Evet, evet! Sizleri takdis için! İyi bir iş tasarlıyorsunuz! diyerek uzaklaştı.

Milovanoviç Fransız Hariciye Nazı­ rının bu sözleri hakkında Bulgar siya­ silerine izahat verdi; daha evvel bir Sırp - Bulgar ittifakı ihtimalinden ona bahsetmiş olduğunu anlattı.

Ertesi günü Bulgar sefaretinde mü­ zakere uzun sürdü. Nihayet Milova­ noviç Makedonya muhtariyeti halikın­ daki Bulgar teklifini kabule temayül gösterdi.

Bundan sonra Sofyada devam eden müzakerelere Rusyanın Sofya elçisi Nekludoff ile sefaret ataşemiliteri kay­ makam Romanowski de karıştılar.

Bu son müzakerelerde Makedonya muhtariyeti esası terkedildi; Make­ donya müttefikler arasında taksim edilecekti. Sofyada müsveddesi 1912 şubatının yirmi dokuzunda hazırla­ nan ittifak muahedesi ve bunun gizli lâhikası 13 mart 1912 de imzalandı. Nisanın yirmi dokuzunda da askerî mukavelename kabul ve imza edil­ di. (1 )

Bu muahedenin gizli tutulan en esaslı noktası - Matin gazetesi bu mua­ hedenin metnini neşretmiştir- payla­ şılacak yerlerin hududu idi. Bu hudud hakkında muahedeye bir harita leffedil­

miş, bu noktada Rus çarımn hakemli­ ği kabul olunmuştu. Muahede iki ta­ raf bir askerî harekete teşebbüs yolun­ da bir karar ittihaz edinceye kadar tedafüi olacaktı!

Bu hareket de Rusyanın muvafaka- tile yapılacaktı. Şimdi Çara hakemliği kabul ettirmek kalmıştı.

Rusya Çan Livadyaya gelmişti. Bul­ garistan hem Çara tazimat arzetmek, hem muahedeyi Rusya hükümetine kabıü ettirmek için Sobranya reisi Da- nefin riyasetinde bir heyet gönderdi.

Bu heyet mayısın yedisinde Çarın huzuruna kabul olundu.

Veda ziyafetinde Çarın ailesi efra­ dı da bulundu.

Çar Bulgaristan ile Sırbistan arasın­ daki itilâftan memnuniyet beyan edi­ yor, Yunanistan ile muhtemel anlaş­ mayı da tasvip ederek Bulgar ordu­ sunun havayicine Rusyaca yardımı vadeyliyordu.

Avusturya ile çıkabilecek ihtilâfları göz önüne getiren Sazonofun muahe­ de hakkmdaki telâkkisi bu kadar ha­ raretli olmamıştı. Sazonof ihtiyat tavsiyesile Danefin ateşi üstüne biraz soğuk su serpmişti. Danef Petersburg- ta da müzakerelere devam eylemiş, Rus hükümetinin müzahereti temin edil­ dikten sonra Viyanada kral Ferdinand ile Geşofa mülâki olmuştu.

Bugünlerde gerek Babıâlinin, ge­ rek ecnebi memleketlerdeki Osmanlı diplomatlarının Balkan ittifakının vücud bulmasına mâni olacak vakıfa- ne adımlar atmaları şöyle dursun, Bal­ kan diplomatlarının büyük devletler­ den bazılarının himayesi, bazılarının da hüsnünazarı altında geçen faali­ yetlerinden bihaber kalmış oldukları ve Balkan ricalinin böyle oraya, bu­ raya gidip gelmelerinin Osmanlı dip­ lomatlarını ikaz edemediği, şüphelen­ dirip bu hareketlerin hakikî sebeple­ rini araştırmağa sevk eyliyemediği gö­

rülüyor!

6 haziran 1912 tarihli Le Temps gar

zetesi Romadan aldığı şu telgrafna- meyi neşreylemişti: (2)

(Burada rusca Saprossy Gisny mec­ muasının ahiren neşrettiği bir maka­ le çok dikkati celbetmiştir.

Bu makalede Sırbistan ile Bulga- ristanın Makedonyayı taksim için iki ay evvel aralarında bir muahede akd- olunduğundan bahsediliyor. Bu mua­ hedeye göre Sırp - Bulgar hududunda bir noktadan Ohri gölüne müntehi bir hattın iki tarafındaki yerler iki dev­ let arasında taksim edilecektir.

Söylendiğine göre muahede iki hü­ kümdar tarafından da tasdik edilmiş­ tir.)

Pariste, Romada, Petersburgta bulu­ nan Osmanlı elçileri bu ifşaatı gör­ düler ve Babıâliyi bundan haberdar ettiler miydi? Babıâlinin 1912 hazira­ nında ittifaktan haberi olduğunu gös­ terecek bir vesikaya tesadüf edeme­ dim.

Ahvalin cereyan sureti değil Sırp - Bulgar, hattâ daha sonra akdolunan Yunan - Bulgar ittifakından da Babı- âlinin vaktinde haber ve malûmat ala­ mamış bulunduğuna delâlet etmekte­ dir.

Paris elçisi Rifat paşanın bu itti­ faklardan bir dost vasıtasile 1912 se­ nesinde haberdar edilmiş bulunduğu­ na ve derhal Babıâliye yazdığına dair bir ecnebi dostuna vaki olan ifadesini Lûtfi Simavî bey (Sarayda gördükle­ rim) eserine almıştır. Yalnız burada bu istihbarın 1912 senesinin hangi ayında olduğu gösterilmiyor!

Bunun ise mesuliyetleri tebarüz et­ tirmek noktasında ehemmiyeti vardır. Bulgar - Sırp ittifakı 1912 senesi mar­ tında ve Bulgar - Yunan ittifakı da mayıs 1912 de imzalandığına nazaran Rifat paşanın bahsedilen işarı -emri vakii istihbardan ibaret kalmakla be­ raber- bu tarihlerden çok sonra değilse diplomatlarımız arasında biraz açık gözlü davranmış olanın o olduğuna hükmetmek icap edecektir.

(Arkası var)

* * *

Not:

Dahiliye Nazırı Hacı Adil beyin seyaha­ tine müteferriğ olmak üzere yazdıklarıma ilâveten şu hadiseyi de gene erkânı harp Halil Recai beyden naklen emekli albay Tunçay ifadesile kaydediyorum:

(Hacı Adil bey Yakovadan hareketin­ den evvel Bayram Sûr Pizrenden şu tel­ grafı çekmişti:

(Ben gelmeden yola çıkmayın.)

Bu tavsiye Osmanlı Dahiliye Nazırına Arnavutlukta emniyet ve selâmetle dolaş­ mak istiyorsa Bayram Sûr’un himayesi altına girmesi lüzumunu ihtardan başka bir şey değildi!

Halil Recai bey, Bayram Sûr’un A rn a- vutlar nazarında kendilerini himayesi, besası altına almış gibi görünmek istedi­ ği hususuna Nazırın dikkatini celbeyli- yerek:

— Dinlemiyelim. Yola çıkalım!

Dedi. Hacı Adil bey de bunu muvafık gördü. Bayram Sûr’a cevap vermiyerek yola çıktılar. Yolda Yakova’ya gelmekte olan Bayram Sûr’a tesadüf ettiler. Bay­ ram Sûr kendisinin tavsiyesine böyle hiç ehemmiyet verilmeyişine hayret etti ve tutuldu.

Hacı Adil bey, Bayram Sûr’a hiç iltifat etmedi ve celâdetle:

— Sizin işiniz başka! Bizimki başka! Hitabında bulundu. Ayrıldılar. Nazır bey Pizrene, Bayram Sûr da Yakova’ya te­ veccüh ettiler.

Luma’da bir tabur nizamiye askeri var- di. Halil Recai beyin tavsiyesi üzerine bu tabur kumandanına bölüklerini fasıla ile Dahiliye Nazırının arkasından gönder­ mesi emredildi.

Vezir köprüsünde ateş başlayınca Hacı Adil beyin maiyetindeki jandarmaların bir kısmı Arnavutların arkasını kesmeğe sevk edildi. Ayni zamanda Luraa tabu­ rundan yola çıkarılan nizamiye bölüğü de tepeden göründü.

İngiliz Grevvs bir taşı siper alarak mü­ sademeyi seyrediyordu.

İki ateş arasmda kalmanın tehlikesini gören Arnavutlar hemeh savuştular. H a­ cı Adil bey, Bayram Sûr’a karşı tesirsiz bir celâdet göstereceğine onu Abdülha- midvari bir teşebbüsle tatyip ve calbeyle- meğe çalışmış olsaydı belki Arnavutluk vaziyetine göre daha musip bir tedblc ittihaz eylemiş olurdu!

Hacı Adil beyin Yakova - Pizren yolu üzerindeki karşılaşmadan sonra Arnavut­ lar tarafmdan ateşe tutulmasında Bay­ ram Sûr’un parmağı var mıdır? Bu cihet pek melhuz olmakla beraber bunu isbat edecek bir vesika ve kayıd görmedim.

(1) Geşof L ’Alliance Balkanique eserin­ de bunların Fransızca metinlerini neş­ retmiştir.

(2) Raymond Poincaré: Les Balkans eu feu.

Referanslar

Benzer Belgeler

Key words: Oper heart surgery, chronic renal failure, ultrafiltration T ürk Nefroloji Derneğinin yayınlarına göre ülkemizde düzenli hemodiyaliz programında olan kronik

Şu halde Türk dilinin tetkiki ve zen­ ginleştirilmesi mevzuları üzerinde ehemmiyetle uğraşıldığı bir sırada, bu memleketin en çalışkan bir şahsiyeti

Ama artık bu göç durdu, onarı­ lan, tertemiz olan hatta sabahları sokakları yı­ kanan Beyoğlu gittikçe daha güzelleşiyor!.. Ama bu, iş bitti

2 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı, Kahramanmaraş, Türkiye 3 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi,

While all user reviews about these facilities on TA were examined, all the assessments regarding six main dimensions (value, location, sleep quality, rooms, cleanliness and

Alacaks›n›z cep telefonunuzu veya video destekli kiflisel medya oynat›c›n›z›, içindeki bellek kart›n› ç›kar›p SanDisk V-Mate üzerine takacaks›n›z, televizyondan veya

İzmir ve Havalisinde her şeyin Sunan va Yunanlıların olduğunu İspat etmeleriyle geniş bir faaliyet sarfetmekte olan Yunan propagan­ dası, medeniyet ve kültür

Bu gibi törenler daima zevkle yaşanılan hâtıraların başında gelir, meselâ ben, İstiklâl Savaşının en buhranlı bir zamanın­ d a K o n y a Öğretmen