• Sonuç bulunamadı

Eski Trk Yaztlarnda Yabanc eler. (2)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eski Trk Yaztlarnda Yabanc eler. (2)"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk DilleriAraştırmaları7 (1997): 175-ı86

Eski Türk

Yazıtlarında Yabancı Öğeler.

(2)

Mehmet Ölmez

(Ankara)

apar l.I1

"kavimadı"(Avar): a. purum (KT D 4, BK K 4) OrhYaz 120.

Yazıtlardaiki kez geçen bu kavim adınıTürkçe kaynaklara göre'açıkla­ mak sanınm oldukça güç. Kavimadı da olsa (a)p(a)rsözcüğünü yabancı kökenli sözcükler listesinealıyorum.

azın

"kavim adi, etnik ad" olarak nitelenmiştir(OrhYaz 122, Tun 54 b). bodun(KT K 2,3), a. bodunug (KT D 19,BK D 16,26),

a. elteberig(KT K 3), a. totokug (KT D 38), a.kırkızbodunug(KT D 20, BK D 17) a.yagızin(KT K 5,8)

çölgi a. ari, a. yirylolı]24(aynntılıbilgi için bak.'IuıtAçıks. 39-40). Thomsen'in "Kögmen dağlan halkı, bağlı olduğu ulus bilinmiyor" şeklinde açıkladığı(a)zkavimadıdayabancıkökenli olsa gerek (AlttInschr. 171). Sözcük, kimi ünvanlar ve kavim adlanylayazıtlardaepeyce sıkgeçer.

baga .rVJ

"küçük (rütbe ve unvanlarda)" OrhYaz 122. "Tarkanunvanınıniteleyen birsıfat"Tun 54 b.

bagayazımıylabir kez Bilge Kağan Yazıtı'nda,bir kez de Tunyukuk Yazıtı'ndagörülür: b. tarkan (BK G 14, T 6). Eski TürkYazıtları'nda

yal-nızcatarkanünvanıylabir arada kullanılan sözcüğe araştırmacılargenelde "küçük, ufak" anlamınıvermektedir. Sonraki dönem Türkçe metinlerde baga'ylakarşılaşılmamasısözcüğün yabancıkökenli olmaolasılığını

(2)

güçlen-dirmektedir. Günümüz HalhaMoğolcasındabaga'ya "küçük, ufak" anla-mıyla rastlanırkeneski kültür dillerinden Sanskrit dilinde depôkabiçimiyle "hayvanın küçüğü,hayvan yavrusu" olarakrastlanır.Türkçeolmadığı sanı­ lan sözcüğü yazıtlardagörülenyabancı öğeler arasındasaymak yerinde ola-caktır.

Menges, ünvan nitelikliçoğusözün (kağan,yabgu, şadvb.) Orhon böl-gesi ve çevresinde eskiden beri Türklerindışındada kullanıldığını, ancak kökenlerinin açık olmadığınıbelirtir. Menges bağa'nında şadve beg ile birlikteİranibir kökegidebileceğinidüşünür(1968: 168).

Doerfer ise Moğolca olduğunu belirttiği sözcüğün eskiMoğol metin-lerindegörülmediğini-ancak günümüzMoğoldillerinde yaygınolarak gö- . rüldüğünübelirtir. SözcükMoğolcadanSanUygurcaya da boğavepaga biçimlerindegeçmiştir(TMENi § 91). Yine Doerfer Ramstedt'in sözcüğü Kalmückisches Wörterbuch'ta Sanskrit pôka "hayvan yavrusu", Studies in Korean Etymology'de ise Çince-Korece pak "küçük, ufak, önemsiz" ile bir-leştirdiğini kaydeder (TMEN i § 91). Ramstedt'in anılan çalışmasında Çince-Korece şeklin yanı sıraMo. baga "küçük, genç" sözüne de' yer ver-diğinibelirtelim (SKE s. 183).

bağa'yı Türkçeyebağlayan görüşiçin bak. S. Tezcan, TDAY-B 1977: 67-69.

Moğolcasözcük için bak. Lessing:bağa"küçük, dar; genç" (s. 67 b). Sanskritçe için bak. Böhtlingk: qj"CfSganz jung; das junge eines Thiers, Kind; einfaltig, redlich, schlicht, unkundig, unwissend (PW IV 621-22).

balbal

JJJJ

<

Mo. *barımal b.kıl-(EK G 7)

b. tik- (KT D 16,25; BK G 9, 19)

"balbal, öldürülendüşmanınheykeli"anlamıverilen sözcükyazıtlardabir kaç kez geçmektedir (OrhYaz 122). YeniseyYazıtlan'ndada görülenbalbal İslamidönem Türkçe metinlerde görülmez. Sözcükkıl-vetik- eylemleri ile birlikte görülmektedir.

Sözcüğün yapısını ilk açıklayanT. Tekin olmuştur.Orhon Türkçesi Dilbilgisi'ndebalbal'ı-bal

«

-mal) eki ile eylemden türemişbir ad kabul eden T. Tekin, eylem kökünü *bar- "yapmak, kurmak" olarak tasarlamış, söz konusu kökü de Türkçe ev bark ikilemesindeki bark ve Mo. bari-"yapmak, kurmak" eylemindentüremişbarimal "heykel" ilekarşılaştımuştır

(3)

ESK1TÜRK YAZITLARINDA YABANCI ÖGELER (2) 177

(GüT§ 3.1 13. 3°; Lessing 88 a). Tekin'in açıklamalannakatılanDoerfer sözcüğüneski birMoğoldilinden *barımal>"barmal yoluyla Eski Türkçeye geçtiğini düşünmektedir. Aynntı için bak,: G. Doerfer, TDA 3, s. 79. Sözcü~, aldığı...mal eki degözönünde bulundurulursa, Tekin ve Doerfer'in yerinde olarak tesbitettikleİigibiMoğolcadır.

bars~~J

"kişi adı"(KT D 20) OrhYaz 123

ET bars sözüyle ilgili tartışmalar, açıklamalarneredeyse yazıtlann

araştırmatarihi kadar eskidir. ETbars üzerine yapılan tartışmalarmtümü TMEN ll'de(§ 685) bulunabilir. Doerfer özetle, Clauson'un ET bars

<

Far. pôrs (Turkish and Mongolian Studies, 232) görüşünü. sözcüğününlüsünün Türkmencedekısa olmasından; Bang'ın görüşünü, sözcüğügünümüz Sibir Türk dillerine*par

+

üsbiçimindebağlayışınıparöğesinin Moğolca olma-.sından; Ramstedt'in Yunanca ıreXpc50çsözüne bağlayan görüşünüde böyle bir köken açıklamasının doğrudan değilde dolaylı olabileceği yönünden eleştirir.Sonuç olaraksasözcüğünkökeninin halakaranlık,ilk anlamınınsa "Felis panthera"olduğunubelirtir.

Yakın zamandasözcüğünkökenine Wangdeğinir.Wang, OrhTbars'ı

Hititçeparsanas"leopard'", Eski İngilizcebar"yaban domuzu", ET bars/ pars "leopard~", Klasik Moğolca bars, Dagur bar, Solon bar "kaplan" ile karşılaştırdıktansonrasözcüğünHititçebiçime kadar götürülmesigerektiğini düşünür. Eski İngilizcebiçimse Ana Cermen diline ait *bairaz'dan türe-miştir.Ancak*bairaz'ınnereden gelmiş olacağıkonusu açık değildir(Wang 1995: 197-98).

Türkçe sözcüklerde sözsonunda-rs ünsüz çiftininbulunmayışı bars'ın yabancıkökenli olduğunu düşündürüyorsada kökeni konusunda kesin bir yargıyavarmak yine de güçtür.

berçik, berçik er'r'tA'r~

"kavimadı(Fars)"b.er (KT K 12) OrYaz 126, Açık. s. 88.

Orkun "Berçeker [= Acemler]" (152, IV 153), Gabain ise "b(a)rc(i)k (Runen) ein Volksname (Perser) ii bir halk ismi" (ATG 328 b) olarak

Gerçektende bu sözcüğe TDK'nun çevirtip yayımladığı Eti Dili Sözlüğü'nde rastlanır:parsanas"pars", Eti Dili Sözlüğü,Edgar H. Sturtevant, çev. Münire B. Çelebi, TDK,İstanbul 1946: 140.

(4)

anlamlandınr.

Klyaştomıy'ın aktardığınagöre ise sözcüğe ilk değinenlerden birisi Marquart'tır (CAl, 3, 1957-58, s. 245). Marquart sözcüğü Parsıker "Zerdüşt Soğdlar"olarak tasarlar.

Yine bir başka görüşe,R. Frye'ın görüşünegöre de abar çeker okuyup "avar savaşçısı" olarak adlamlandırmakmümkündür. Bu görüşü de F. Altheimeleştirmiştir(Aus Spdtantike und Christentum,Tübingen 1951, s. 111-112, aktaran, Klyaştomıy,a.g.m. s. 245). Yalnız ön ünlülerle kulla-nılabilenburadaki ~ b2harfindendolayıart ünlülü abarokuyuşumümkün görünmemektedir. Aynca Avarlan gösteren p' li ~1aparsözcüğü yazıtlarda zaten geçmektedir."Savaşçı,asker"anlamınagelen çeker diye de bir sözcük ne yazıtlarda ne izleyen dönemlerdeki metinlerde ne de günümüz Türk dillerinde görülmez. Yazıtlann yazımdüzeninedeğinen Klyaştomıyda eski Türk runikyazısındapile b'nin ayırt edildiğiniaynca belirtir.Klyaştornıy

devamla Haussig'in berçeker yerine, Frye gibi, Abarolasılığınıgöz önünde bulundurmasınıda aynı gerekçelerle düzeltir (a.g.m. s. 246). Eski Türk yazıtlanndave Çin kaynaklannda Apar/Abarbiçiminleriningeçtiğine değinen Haussig arka-arkaya üç halkın, "Buhara halkı, Barçuklar (Farslar) ve Soğdlular"ın adlannın sayıldığını,bir başka sayımdaise Apar' a da yer ve-rildiğinibelirtir (CAl, 2, 1956,24~25).

Sözcüğün Soğdea olma olasılığı üzerinde duran Klyaştornıybunu Soğdeaprçh, prçi, pr'çk sözcükleriyle karşılaştıraraksondaki -kr bölü-münün (*prçikr) eyleyiciadıyapan, "yapan, eden"anlamındaki(= TT +CI, Far. +kar,krş.TT hizmetkar "hizmetçi") ekolduğunubelirtir

1968'de GOT'in sözlük bölümünde"bdrcikPersian: solfu)d b. ar KT N 12"karşılığn veren T. Tekin ise 1988'de ibareyi berçik er olarak okur ve berçik'i "Orta Farsça *Parsig, *Persig gibi bir addan bozulma bir şekil

olabilir." diyeaçıklar (OrYaz, Açık. 88).

Aalto sözcüğüBailey'nin yerverdiğiBarçukile(BSaSVIII, 1935: 37), yine Barçuk'ıi da Arapça kancôkl ile ilişkili görür. Söz konusu biçim de Hotanca kaiicake (- MK kençek) ilekarşılaştınlır(Aalto 1971: 34).

Kaynaklarınhemen ortak olarak birbirlerine yaklaştıklarınokta berçik er'in BatıTürkistan bölgesinde yaşayan, İranibirhalkın adı olduğudur.

İbareninilk öğesi olan berçik'in T. Tekin'in yer verdiğigibi *Parsig ile

ilişkiliolmaolasılığıyüksektir. Sondaki er ise GT er"kişi,insan" sözünden başkası değildir.

(5)

ESKİ TüRK YAZıTLARıNDAYABANCI ÖGELER (2) ı79

biçin (beçin ?)ıft

At

~

Yazıtlarda bir kez biçin yılka "maymun yılında" ibaresinde görülür (OrhYaz 122 Maymun(yıl adı),b.yılka(KT K-D).

Kaynakların çoğunluğubiçin'in Türkçe bir sözcükolmadığıkonusunda birleşirsede kaynak dil konusundaayrılırlar:

Clausonbiçin sözü~ün Hint-Avrupa kökenli olduğunu,bir ihtimalle de Farsçabüzlna sözünebağlanması gerektiğinibelirtir (Clauson 1972, s. 295). Bazin de Clauson'laaynı görüşü paylaşaraksözcüğeEski Türklerde tak-vimcilikle ilgili kitabınındizin bölümünde "iranien"(İrani) kaydıylayer ve-rir.

ET alınmasözlerin çoğunu Çineeye bağlayan Şervaşidze,Tü. biçin (baçin) sözününti-

>

çi- gelişiminden dolayı Moğolca olduğunu düşünür.

Bu nedenle de Moğolca biçimi daha eski olması gereken *betin şekline bağlar.Birbaşka olasılıkolarak da Far. büzlna, Afg[anca] bizü,Tac[ikçe] biizina, Hindi bozna, buzinaşekilleriyle karşılaştırır (Şervaşidzes. 78 ).

Konuya en son değinenlerden Choi ise olası bir Çincefei-shen j~$ birleşiğitasarlayarak ETbiçin'iÇineeyebağlar(1989: 221).

Şervaşidze'rıinMo. için yer verdiği*ti-

>

çi- gelişimi ne kadar eskiye gider bilemeyiz. Bu dilin yazılıilk verileri en erken 13. yüzyıl başlarına uzanır.Oysa Eski TürkYazıtları8. yy.başlarından kalmadır. Dolayısıylabu öneri uygundeğildir.

Son olarak Choi'nün görüşüise eski ya da yeni Çince sözlüklerde "maymun"karşılığıfei-shenj~$ birleşiğininbulunmamasındandolayıhayli

şüphelidir. DahasıÇince-ş-=ET'-ç-denkliği için~de başkaverilere ihtiyaç vardır.

Doerfer ise, maymunun MoğolistandaTürklerin eskiyurtlarında

bulun-madığınıbelirterek Barthold'un sözcüğü yabancıkökenli kabul ettiğini, Ramstedt' in de Soğdcaolarak düşündüğünü.belirterek Yunancanı8rıvile

karşılaştırdığınıkaydeder.Soğdcadaise Ramstedt'inandığıgibi "maymun" anlamınagelen ve ET biçime yakınolan bir sözcük bulamaz. Ancak İrani dillerden Afgancada (hangi Afgan dili olduğu belirtilmez!)bizôbiçiminin olduğunu,bunun da Tae, biizina ilekarşılaştırılması gerektiğini kaydeder, ancak Tae. biçimi (Doerfer' e göre) bôzlna olarak düzeltmek gerekmektedir. Sözcük Rusçaya daobez'ydna olarakgeçmiştir.Doerfer, ET biçimin -z-'nin -c-olduğu Doğu İrandiyalektlerindengeçmiş olması gerektiği düşüncesiyle TMEN'deki Farsça biçimekapalıeile yer verir (TMENın§ 821).

(6)

biçim, filolojik ve kültürel açılardanen uygun yorum olduğunu düşünü­ yoıı:ım.

biti- tht~, ht~

"yazmak, hakketmek" (KT G-D, G-D, GB, ve ötesi) OrhYaz 128

Başlangıçtan beri ETbiti- "yazmak, hakketmek" eylemi hepyabancı kökenli sayılagelmiştir.ETbiti- ileiİgilien çok taraf bulan açıklamaise Çincebi."fırça" sözünebağlayanıdır:EÇin.

*

*pjjet "yazı fırçası(deve tüyünden)"

+

ET +i-=:}biti-. Bu görüşeyer verenler için krş.Mengesİ968:

70-71, Gabain 329 b, 330 a(bir, biti-), Hamilton 1971: 112 b, L. Bazin 1995: 40, Şervaşidze 1'989: 59. .

Bir başka görüş ise ET biti- eyleminin kökünü İrani dillere bağla­ maktadır. ÖrneğinAalto'ya göre ETbiti- Hotancaplrve onun ortaç biçimi olanplda, pldaka "belge" sözüyle

<

İran.pati-kar- "istinsah etmek,

kopya-sını çıkarmak"eyleminden gelebilir (1971: 36). .

Doerfer'inaktardığınagöre Blochet Sanskrit~pitaka"kitapkutusu, sepet", Schmidt Yun. 1tt'taKlOv/pitakion/ ve Toh. pldaka "belge" ıplde "yazdı"sözünden) sözcüklerinebağlarlar. AnılankaynaklarolasıbirSoğdca

pôk "buyruk, emir, yasa, kural" sözünü de göz önünde bulundururlar (TMEN

n

§717, S.263).

Doerfer, Poucha'nın düşündüğüSüryanicepetqa, petqaolasılığını,söz konusu SüryanicesözcüğünYun. 1tt'taKlOv'dan türemesindendolayıkonu dışı bırakır(TMEN

n

§717, S. 263).

Yine Doerfer'in yer verdiğinegöre, Donner'in ET biti- eylemini Samoyedce püdii- "yazmak; süslemek" eylemine bağlamasınıda Joki eleştirmiştir(TMEN

n

§ 717, S.263).

Sonuç:ETbiti- eylemini Çince

*

br [EÇin. *pjjet] sözüne bağlayan görüşlerEÇin.-ı=ET -rdenkliğigözönündebulundurulursa bir kez daha düşünülmelidir.Ses gelişimi Çince-r'den ET -t'yedeğil tersine EÇin.-t'den ET -r'yedir, krş. Csongor 1952 § 169-176 (s. 118) ve yine Csongor

"n.

Finals" (s. 92), Csongor'ungörüşlerininözeti için bak. Ölmez 1994: 111. Eğersözcük mutlakaÇineeyebağlanacaksaEÇin.·-t=:}ET-rgelişiminden

önceki döneme ait biralıntı olduğu kanıtlanmalıdır.

Süryanice petqa, petqasözünebağlanan görüşise "belge"anlamıyla bel-ki'debiti- "yazmak (yani belgelemek)" eylemine daha uygundüşmektedir. Ancak burada şu sorular sorulmalıdır: 1.Buradaki -k-sesi hangi kurala'

(7)

ESKtTüRKYAZITLARINDA YABANCI ÖGELER (2) 181

göredüşmektedir?2.-aünlüsü hangidemkliğegöre -i'yedönüşmektedir?3.

AynıSüryanice kökten türeyen Uyg. bitkiiçi - betkiiçi(Sür.petqa+ ET +çı)

sözünasılolupda Süryanice biçimiyle,betkdolarak Eski Uygurca~abiti-ile birlikteyaşamaktadır?4. Süryanice bir addan ET bir eylemçıkıyorsa bura-daki addan eylem yapan ek nedir?

Bu sorulardan 2 ve 3.sü bir ölçüde yanıtlanabilir,ancak ilk soruyu, yanıtlamakgüçtür. Örneğin2. soru için şunu söyleyebiliriz: Sanskrit -a

sesleri de Eski Uygurcada-i olmuştur, tıpkı olasıSür. petqa>ET

"biti-gelişimigibi (krş.E. Moerloose, "Sanskrit Loan Words in Uighur", JTS 4, 1980: 61-78). 3. soruyu da her iki biçimin, biti- ve bitkiiçi' deki bitkii biçimlerininfarklıdönemlere aitalıntılar olmasıyla açıklayabilirz.bitkiiçi'nin yapısı için krş. üTWF s. 113: Süry. (peıqaı

+

ET +çi ve HT VI 1387 Açıklamalar.

bölünrfIy~~<Tib. blon

ET bdlün 'ün kökü tartışmasızTib. blon sözüdür; Tib. blon için bak. Jaschke "to give advice, to counsel; to make arrangements; the following" (385 b) ve Sarat Chandra Das "advice, counsel; to make arrangements" .(905 b).Sözcüğe değişik çalışmalarda aşağıdakianlamlarverilmiştir:

Thomsen: bölön

=

Tib. blon (heutige Aussprache lon) "hoher beamter" ("büyük bir memur" bugünkü söylenişi lon) (ZDMG, s. 171), ThomsenTDK ay. (s. 214/198)

Orkun:Bôtdnhas isim (IV 154) ATG<Tib. 331 a

Malov: "tibetskiy çin" 373 b

GüTböl(ü)n

«

Tib. blon) minister, high official KT N 12 (320 b) ürhYaz 130

«

Tib. blon) yüksek görevli, bakan (KT K 12)

Scharlipp, TibetKağanınınKül Tigin'egönderdiğiheyetinbaşındaolan kişinin adınınb2Öl2n2 biçimindeyazılışmabakaraksözcüğün başlangıçta

kişi adıolarak anlaşıldığını,bölen ya da be~zer biçimde de söylendiğini

kabul eder. Scharlipp'e göresözcüğün"yüksek bir ünvan", "bakan"

anlam-larıdaha sonrafarkedilmiştir(1995: 50). buqaraqtI}jtl>J «Skr.~vihôra

(8)

şehri" olarak anlaşılmıştır.·OrhYaz KT K 12, Açıklamalar s.. 88; ThomsenTDK "Buhara" (188/165;açık.64). Buharaşehrinin adıise genel-de Sanskritvihüra sözünebağlanmaktadır:

ET bukarak «Skr. ~vihüra ('Budist ya da Gaina Manastırı, manastırbenzeri yer' pw VI.141 b-c) ~ Buhara, bugün Özbekistan Cum-huriyeti'nde Buhara yönetim biriminin merkezi olan kent; krş.Uyg. vihar. Çaça

.t

AA <Çin.

Y9>ot

sha-zha

"kişi adı"

«

Çin.şa-ça)OrhYaz 131 ç. senün(BK D 26)

ç. senünke(KT D 32) OrhYaz 131

Yazıtlardasa1]ün"general" sözüyle geçen bu adın aslıÇincedeş-iledir. Thomsen Çinkaynaklarınagöre Çaça'mnTürklerce öldürülenŞa-çaÇong-i olduğunubelirtir (Thomsen, ZDMG, s. 172; ThomsenTDK, s. 181/155, Açık. 39). Benzer bilgilere Orkun (IV 155), Gabain (ATG 333 b), Malov (çaça sanün"Kitaysk. general" 375 b) ve Tekin'de de(cacapers. n.<Chin. Sha-chaGOT 322 b) yer verilir.çaçayazıtlardabirkaç kez geçer:

Liu Mau-Tsai'ninbelirttiğinegöre ŞaçaSa1]ünÇin kaynaklarında698 yılının olayları anlatılırkenkendisine yer verilenY9>otJ~. Şaça ÇU1]i'den tScha-tschaTschung-i)başkası olamaz (I: 162 ve ötesi, II: 883.açıklama).

Eski Türkyazıtlarındave Uygurcada görülen Çince sözcükleri en son bir araya getiren Kahar Barat bu ada shavezhamaddelerinde yer verir:

tpot

sha-zha(Barat 1996: 56, 44-45).

Söz konusuadınilköğesiolansha

tp

Uygurca metinlerdeşavejaolarak geçer, krş. BT III, XIII

Y9>5fi

şabi, *.~Y9>~ taybibajalun(Kahar Barat 1996: 56) ve HT VII

mu!:!>

liuşa(Ölmez 1994: 127).

ET ça

ot

zha ise bir kez yazıtiarda şu an üzerinde durduğumuzadda geçer.

Çan ~A

<

Çin.

5:R

chang

Yine birkişi adıolan

çan

da "general"anlamınagelensa1]ünile birlikte bir kez görülür: çan sdnün KT K 13. Ça1] adı ve ses değeri için bak. Kahar Barat 1996: 44. .

Tarihikişilikolarak

Çan

[Saıjün] Çin imparatorunun Kül Tigin'in cenaze törenine kendisini temsilen gönderdiğigeneraldir (Thomsen ve Liu Mau-Tsai'den aktaran T. Tekin OrhYaz s. 89). Liu Maıı-Tsaibu-tarihikişiliğin Çin kaynaklanndaki5:R"*~ Ça1]Hüy (chang-cntü-i) ile bir veaynı olduğu

(9)

ESKİTüRK YAZITLARINDA YABANCI ÖGELER (2) 183 görüşündedir(I: 179 ve ötesi, II: 995.açıklama).

çıntan)<:::>tA<Skr.~candana /çandana/ "sandal (ağacı)"OrhYaz 132 (BK G 11)

Sözcükıgaç "ağaç"sözüyle birlikteyazıtlardabir kez görülür.Yazıtınbu bölümü yıpranmış olduğu için sözcüğün tam olarak hangi bağlamda kullamldığı anlaşılamamaktadır.

Yazıtlardansonraki dönemde, Uygur metinlerindeçintan (veyaçıntan!) olarak görülen sözcük Buddhist rahiplerin giysilerini, daha doğrusu giysi-lerinin renginitanımlamak amacıylakraja sözüyle birlikte epecesıkgeçer:

Uyg.çintan kraja ton "sandalağacı kabuğurenkli giysi, kavuniçi renkli giysi-7rahip giysisi" HT VI 1233, HtLen V, VI(Tuguşeva1991: 327).

çintan içinkrş.ED (Clauson 1972: 425a);sözcüğünSanskritaslındakiilk hece ünlüsü -a- yerine i - ı oluşu, yeni örnekler ve diğer açıklamalariçin bak. Zieme 1984. kraja

<

Soğd. kr'z' -kh "giysi, elbise" (= skr. kaşaya) içinkrş. HT VI 1233'teanılankaynaklar.

ET çıntan<Skr.~candana /çandana/ "Sandelbaum, Sandelholz, pulverisirtes Sandelholz; rothes Sandelholz [Sandal ağacı, sandal ağacı talaşı; kızılsandal]" PW II 938.

çorıJ>A

"unvan" (KT K 13, BK G 13) OrhYaz 132

Yazıtlardabir çok kez geçen ve "bir ünvan" olduğuna değinilençor için Clauson Türkçe' metinlerde seyrek geçen bir Türkünvanı kaydını düşer. Clauson'un belirttiğinegöre Çin kaynaklarında-ünvan

ul

ço karakteriyle temsil edilir (ED 427 b).

Kökeni üzerinde fazla durulmayançor için Aalto Toharcayıkaynak dil olarakgöstermiştir. Aalto'ya göre bu ünvan Toharcadaçor olarak görülür ve bu Toharca sözcük de günümüz İrandillerinden Sariqoli'deçor "güçlü genç erkek" olarak karşımıza çıkar(Aalto 35). Elimdeki Toharca kaynakların böyle bir Toharcasözcüğeyer vermediklerini (E. Sieg ve W. Siegling 1949, W. Thomas 1964) Farsçaçor "çor mannliches Geschlechtsteil (bei Kindem) [erkeğin ut yeri (çocuklarda)]" sözünün de bu ünvana tam uygun düşme­ diğinibelirtmek isterim(çor içinkrş.Junker/Alavi s. 227 b).

Yakınzamandayapılanbir etimoloji önerisi ses ve anlambilimiaçısından ET çor ünvanına epeyce uygundur, ancak bu öneri henüz ET ve Çince üzerine çalışmalaryapan araştırmacılarcakabul edilmiş değildir, örneğin

(10)

ET'de bulunan 500'eyakınÇincesözcüğütoplayan, değerlendiren Barat'ın listesinde bu ünvana yer verilmez:

Çin. ~zu -7 Orh. çor: EÇin. tsuet >M[andarin] .. tsu, C[anton] tsüt "asker, hizmetli", Sino-Jap[onca] sotu (sotsu), Sino-Ko[rece] çor "asker, hizmetli" (Choi 1988: 164). Burada yer verilen EÇin.-ı=ET-rdenkliğiiçin EÇin. ~ *b'jjuat=ET bur(han) örneğiniverebiliriz (Csongor 1952: 92, 118169-176).

Çorünvanınınöteki ünvanlararasındakiyeri için bak. Sertkaya 1987: 213 ve ötesi.

çub

J>

A<Çin.

1+1

rhou:

"bölge,mıntıka"(KT D 31, BKD 24) OrhYaz 132 altıçub sogdak(KT D 31) OrhYaz,Açıks. 80

ET çub sözü, kökeni tartışmasızÇineeye bağlanan sözcüklerdendir. Yazıtlarda son sesi -b olarak görülen sözcük Uygurcada çeu (- çiu), Mahmudel-Kaşgari'de ju olarak görülür. Sözcük Miran yazıtında sugçu

birleşiğinde çu olarak görülür (Kahar Barat 1996: 52). Uygurca öteki. örnekler için bak. Ölmez 1994: 135 (62. dipnot) ve Ölmez 1996: 157.

Eski Çince sözsonu-wsesinin ET'ye-b - ya da-wolarakgeçişiiçin MK ktwtu - kıftu "makas"

<

Çin. ~7Jjiao-daosözünde görülen ~ıw - ~ıfile karşılaştınnız:ET~ıw - kıf

<

EÇin. "kaiw - *keew bak. Hamilton 1995: 31.

çugay DY> A

<

Çin.

E1ik

shi-hui

"yeradı":

ç.

yışOrhYaz 132 (KT G 6) -,

"yeradı ([~ıl.J] Yin-Shan dağlan)": ç. kuzin ... olurur ertimiz7 Tuny. 57 b.

Bugün ÇHÇ sınırlan içerisinde, İç Moğolistan'dakalan Yin Şan "Yin .Dağlan"nın yazıtlardaki karşılığıolan çugay için bak. Czegledy.

Çuğay'ı, kökenini uzun ve etraflı bir yazıyla ele alan S. Tezcan sonuç olarak Tuvacaçuğay"kireç", Klasik MoğolcasilJuy,şohu», çohu», Halha Moğolcası şolJoy, Buryatça şohoy, Kalmukça şilJü, sülJü ve şülJil biçimlerine bakarak sözcüğü-u-ile çugay okur.Anlamı"kireç" ya da "kireç taşı" olmasıgerekensözcükTezcan'a göre Çin.

E1ik

shi-huisözcüklerinden gelişmiştir, aynntılarilgiliyazıdadır(1995: 230-31).

ışbara .t~J~t

<

Skr.~~

lsvara

(11)

ESK1TüRK YAZITLARINDA YABANCI ÖGELER (2) 185

Wang, Clauson'un sözcüğü-Toharcaüzerinden Sanskrit diline

.götür-düğünü, ancak Toharca biçimeyervermediğinibelirtir. Wang'a göre Toharca biçim TohAşpar"serçe" olabilir. Wang, sözcüğüEski İngilizce spearwa, KlasikMoğolca şibagun "kuş", Dagurcaşowo/şogo"kartal", Mançucaşibehu "kırlangıç" ile karşılaştınr. Çin kaynaklanna göre Türkler cesur ve güçlükişileri şbaradiyeadlandırırlar (Wang 1995: 199).

Skr.~~

lsvara

için bak. PWi854: "~~ 2. Herr, Gebieter, Fürst, König [bey, efendi, emir, hükümdar, kral]"

işiyi Iikeg i~tY t~lt

<

Çin. ~

A §HfTI

she-ren lu-xiang

Liken adının son harfi Radloff'ta t i, Malov'ta doldurulmuş,Fin atlasındaiseşüpheliolarakkarşımıza çıkar:

Radloff:t~tY

Malov: [i]~tY

FinAtlası: ~~tY

işiyi "kişi adı":i.liketi

«

Çin.) (KT K 12) OrhYaz 140

Kül Tiginyazıtınınen son filolojik yayımını gerçekleştirenT. Tekin 121. açıklamada şu bilgilere yer verir: "KT K 12: işei)yi lik(e)ii. Çin impara-torunun Kül Tigin'in yoğtörenine katılmak ve imparatorun taziyederini BilgeKağan'abildirmek üzeregönderdiğitemsilcilerden LüHiarıg. Birinci kelime buşahsıngörevini belirten ve "vak'anüvis"anlamınagelenşe-yenile bir veaynıolabilir. (bkz. Liui: 179)."

Liu Mau-Tsai'ninçevirdiği,

m

Tangdönemitarihininanlatıldığı

wm.

jiu tang shu'da 732yılınınolaylanna yer verilirkenİmparatorunGeneral ÇaIj Hüi(Liu: TsehangK'ü-ijilebirliktebaşsağlığıdileklerini bildirmek üzere adaletbakanlığında "şef'olan (Çin.) LüHiang'ı gönderdiğikaydedilir (I: s. 179).İmparator,Kül Tigin için birmezartaşı diktirmiş, dahasıkendisi bir de kitabeyazmıştır.ILüHiang'dan 725yılınıolaylananlatılırkende bahsedilir. Burada gerçekten de Lü Hiang'ıngörevi, sıfatı adaletbakanlığında şeflik değil"tarihçilik, vak' anüvislik"tir (Liu Mau-Tsai I: s. 177).3

Konumuz olan işiyi sözcüğü Tang dönemi Çineesi~

A

she-ren(Giles: she-jen)sözünün Eski Türkçede aldığıbiçim olabilir. Çince~sheUygur dönemi metinlerindeşeolarak görülür (Kahar Barat 1996: 56).

2

3

Bukonuda Liu Mau-Tsai, U. cilt, 953. dipnota bak. Liu Mau-Tsai'ye göre söz konusu kitabenin yapılançevirileri arasında en iyisi E. H. Parker'ın 1896'da yayımlanançevirisidir (s. 613-614).

(12)

işiyi'nin olasıikinciöğesiAren (Giles: jen) ise Uygur dönemi metin-lerinden itibaren -yin/ışinolarak görülür. Bu da işiyi'nin son hecesi olan -yi'ye uygundüşebilir,Uygurca örnekler içinkrş.Kahar Barat 1996: 59.

Likenise

g

[tt]Lu Xiang' dan ( Liu Mau-Tsai: Lü Hiang)başkasıolamaz. ,Xiang sözünü Karlgren'de

x-

önsesiyle buluruz: xiang GSR 715 a. Karlgren'in

x-

ile yer verdiği sözcükler Uygurcadak- iledir, krş. Ölmez 1994, 130-31:

Çin.

ft

XL (Karlgren: XiaJx.ii~:)=Uyg. ki HT

vn

314,

Çin.

fF

xuôn (Karlgren: xianlxinn)=Uyg. ken ?T VII 433-34, Çin.

tm

xün (Karlgren: xiWgnlxiugn-)=Uyg)kün HT

vn

1158, ayncakrş.Kahar Barat 1996: 50, 7fl

Giles, 8. yy. başlannda yaşamış, şiire ve yazmaya yatkın,imparatorun himayesindebulunmuşolan bir Lu Xiang' da!1 (Giles: Lü Hsiang) bahseder. Yazıtlardabahsedilen Lu Xiang ileGiles'ın andığıLu Xiangaynı kişilerolsa gerek,krş,BioDic. §1443.

Liu Mau-Tsai'de yine 732 yılınınolaylan arasındavak'anüvis bir Li Jung'dan(~fi5'~

A*iIO

bahsedilirse de konumuzIa bir ilgisi yoktur. Liu Mau-Tsai'nin de yerinde olarakbelirttiğigibi buradaki tarih bir yanlışlık sonucuolmalıdır, doğru tarih 734'tür (II: §.998). Aynı bölümün,

lim.

jiu tang shu'nun Japonca çevirisinde bu yanlışlıkdüzeltilerekdoğrutarih 734 kullanılmıştır,bak. J~~~~1*!İ:2(Kibaminzokushi 2), 1974, s. 136.

Referanslar

Benzer Belgeler

dı, sentaks bakımından size iki kelime arasında değil de, daha sonra yer alması gerekirdi. Eğer böyle değil de size sadece oglanım kelime- sini karşılıyorsa, o halde ebçim

Metin, Sanskritpeden Uygur Tiirkpesine PrajiiEiri (Uygurca : Piraty-a-giri) tarafmdan terciime edilmig ve son iki dortliikte de goriilecegi gibi Asag Tutung

Bunu dorde indirerek kolay- lagtirmak, 'art' kavramin~ daha belirli kilmak ve r', tz benzerligini Fllllanmak ipin bu qekil, ortasindan sol ve sag agagiya 30&#34;

Âdem Aydemir, 2014 yılında yayımlanan “Divanü Lûgati’t- Türk’e Göre İnsanlar Arasındaki İlişkilerde Nezaket” adlı çalışmasında, DLT’de geçen ‘tegindi’

ESKİ TÜRK DESTANLARINDA VE TÜRK ŞİİRİNDE ÖNE ÇIKAN TİPLER Eski Türk Tarihinde olduğu gibi, Türk İslâm Tarihinde de Türkler; hak ve hukûk kurallarını yaşamak ve

ölen altmış kişinin karşılığında altı bin sicir gümüş suç (için) verecek) öldürülen altmış kişinin kan bedeli olarak altı bin sicir gümüş verilecek&#34;

tulursa sözcük Eski Türkçe için -ö- ile kör şeklinde okunmalıdır (Tezcan 1997: 159-160, tdv maddesi). Aynca yazıtlar dışında bu sözcüğün tarihi dö- nem Türkçe

e---.. bölümde Uygur şiirinin yapısı, manzum eserlerle mensur eserler arasında yer alan manzum eserler ele alımr. Budist metinler esas olarak a) mensur, b) manzum ve c)