Bir fikri, bir dâvayı karşısındakilere dil ustalığıyla açıklama hitabet sanatı; kalabalık önünde bu sözleri söyleyen kimseye hatip; bir insan topluluğuna bir fikir vermek, bir ülküyü aşılamak amacıyla söylenen sözlere
nutuk veya söylev adı verilir.
HİTABET
Hitabet;
Konuşmanın yapıldığı mekan, hatibin özellikleri, hitabetin tarzı ve sunuş
biçimi açısından çeşitli şekillerde
olabilir. Bunlar:
Konferans
Tören konuşmaları Nutuk
Sohbet
Açık oturum Münazara Panel
Sempozyum Monolog Diyalog
Radyo ve televizyon kanalıyla yapılan konuşmalar
a) Konferans
Herhangi bir konuyu, orijinal bir
fikri, bir tezi açıklamak için, büyük salonlarda,
kültür seviyesi yüksek dinleyici
grubuna karşı yapılan, bilimsel,
akademik, ilmi konuşmalardır.
Alanında uzmanlaşmış biri, bir konuyu ilmî açıdan enine boyuna ele alır, görüşünü belirtir. Konferansı sunacak kişi mutlaka yazılı belgeler hazırlamalıdır. Konferansta
asıl amaç, dinleyici kitlesini bir konu hakkında bilgilendirmek, yeni görüşleri ortaya koymak, problem olanlara çözüm
önerileri sunmaktır.
Konferansta;
Dinleyicileri aksiyona sürükleyip,
heyecanlandırıp harekete geçirmek amaç olarak tasarlanmaz. Konferans sonunda dinleyiciler
tarafından sorular sorulabilir, konu ile ilgili konuşmacıdan açıklamalar istenebilir. Bazen konuşmacı ile dinleyiciler arasında tartışma da çıkabilir. Bu tür konferanslara “Münakaşalı veya
tartışmalı konferans” da denilir.
Bir kişiyi anma, önemli bir günü veya olayı yâd etme amacıyla, bir işin başlaması veya bitmesi nedeniyle yapılan resmî içerikli konuşmalardır.
b) Tören konuşmaları
Tören Konuşmalarında;
Törenin içeriğinden, yapılış nedeninden ve öneminden bahsedilir. Genellikle yazılı bir metin etrafında, ciddî ve gayet resmî bir hava içerisinde
konuşmalar takdim edilir. Protokoldeki makamca en üst olanlar ya yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya
doğru konuşmalarını sunarlar.
http://www.youtube.com/watch?v=FzYMs0tkXEQ
Geniş halk kitlelerine, meydanlarda ve geniş mekanlarda konusu genelde siyasî veya millî içerikli olan, bir düşünceyi, bir
duyguyu anlatan konuşmalardır.
c) Nutuk:
Halka söz söylemek durumunda bulunan kişilerin yazılı bir metin etrafında yaptığı konuşmalardır. Bu tür konuşmalarda,
kendine güvenen vakur bir tonla, dinleyicilerde güven hissini uyandıran tarzda sunulur. Zaman zaman da
konuşmada belgeler gösterilebilir.
http://www.youtube.com/watch?v=hR693gS2GqY
(Atatürk’ün gerçek sesi ile meclis konuşması)
Musâhabe de denilen, daha çok gündelik bütün olaylarla ilgili olan, fazla detaya inilmeden önemli siyasî ve sosyal
konuları kısa ve zarif nüktelerle süslenerek herkesin anlayabileceği gayr-i resmî türdeki konuşmalardır.
d) Sohbet:
Araya fıkralar, hikayeler, nükteler serpiştirilebilir.
Az sayıdaki gruplara, küçük mekanlarda
gerçekleştirilir. Bu tür konuşmalar, sevgi-saygıya ve güvene dayalı olduğundan dini konularda
oldukça faydalıdır.
http://www.youtube.com/watch?v=URKE_PJkYA4
İLKELER
Etkili ve kalıcı bir sohbette dikkat
edilmesi gereken hususlar:
Sohbet, zahmetsiz olmalı, mekan sahibine külfet
yüklememelidir.
Sohbetlerde asıl amaç,
samimiyetle Allah Teala’nın rızasıdır.
Dinî sohbetlerde
öğrenilenler, imkan nispetinde
hayata aksettirilmelidir.
Bir konu etrafında, alanında uzmanlaşmış insanların ilmî olarak tartışmaları, konuyu değişik açılarıyla ele almaları, diğer
katılımcıların görüşlerini eleştiri ve tenkit yoluyla geniş halk kitleleri önünde işlemeleridir. Açık oturumu idare eden bir kişi
bulunur. Bu kişi, konuşmacılara sırasıyla söz verir. Zaman zaman kendi görüşlerini ya da konuşmacıların söylediklerini özet
mahiyette tekrarlar.
http://www.youtube.com/watch?v=eYa_KuSSfP8
(1989 yılındaki açıkoturum örneği)
e) Açık oturum:
Karşılıklı birkaç kişinin, herhangi bir konunun leh ve aleyhinde gruplaşmak
suretiyle, fikir alış verişinde bulunmaları ve tartışmalarıdır.
f) Münazara:
Gruplar konunun birbirine zıt iki
yönünü savunurlar.
Karşılıklı birbirlerinin görüşlerini eleştirirler.
Bir başkan
yönetiminde yapılır.
Savunulan tezlerin doğruluğunun ispatı önemlidir.
Yarış havası hakimdir.
Birer cümle halinde ifade edilebilecek kadar kısa, tez ve antitez şeklindeki iki ayrı fikrin, yine iki ayrı ekip tarafından bir jüri önünde tartışmalarıdır
Münazaralarda asıl amaç;
fikirlerinde üstün gelmek değil, gerekçe ve delilleriyle birlikte doğru olanın ortaya
çıkarılmasına aracı olmaktır. Düşünceleri düzenli, uyumlu ve belgeleriyle ortaya
sunmaktır. Karşı tarafın tezinin zayıflığı, delil ve belgelerinin yetersizliği ve çürütülmesi
için gayret sarf edilir.
Dinleyiciler önünde, bir konunun sohbet havası içerisinde, alanında birkaç kişinin tartıştığı, sonlarına doğru dinleyicilerin sorularından
oluşan tartışmalardır.
g) Panel:
Panelin amacı;
en sonunda bir karara vermek değildir. Daha çok bir konunun belirli yönleriyle konuşmacılar tarafından
ele alınarak, çeşitli görüş ve eğilimlerin dile getirilmesidir. Bir başkan etrafından tartışma
havasında değil, sohbet havasında icra edilir.
Konuşmacılar bir masa etrafına dizilirler ve sırasıyla konuşurlar. Bu tartışmalar genellikle küçük
salonlarda ve mikrofonsuz gerçekleştirilir. Eğer tartışmaya seyircilerin de aktif olarak katılımı
düşünülüyorsa, o zaman bu yapılan “Forum” denilir.
Bir konunun değişik açılardan, konu hakkında uzmanlaşmış insanların seri olarak konuşma
yapmalarıdır.
h) Sempozyum:
Sempozyumlarda toplantıların tartışmaya dönüşmemesine özen
gösterilir.
Büyük salonlarda, konu ile ilgili meslek grubu insanlara
hitap edilir.
Konuşmacılar belirlenmiş süre içinde görüşlerini beyan ederler.
Bütün konuşmalar tamamlandıktan sonra, konunun uzmanları
tarafından konu müzakere edilir.
Eleştiri ve fikirlerini ortaya koyarlar.
Sempozyumda işlenen konu yazılı belgeler etrafında ve bilimsel üslup
kullanılarak icra edilir.
i) Monolog:
Genellikle hayatın komik taraflarını yansıtan konularda, alaycı ve esprili üslupla, bir kişinin
sahnede dinleyicilere karşı yaptığı
eğlendirirken, güldürürken düşündüren
konuşmalara denir. Monologda ses, jest, mimik çok önemlidir. Taklitler yapılır, fıkralar anlatılır.
http://www.youtube.com/watch?v=j3pMLz4nC0s
(minik bir öğrenci monoloğu)
j) Diyalog:
Bir sahnede iki kişinin karşılıklı olarak esprili bir tarzda
konuşmalarıdır.
Herhangi bir konu etrafında belirli düzen içinde konuşurlar.
Hayatın kötü ve zor
taraflarını gösterebilmek için karikatürize eden ve çeşitli insan tiplemeleri yapan bir özelliği vardır.
Eğlendirme amaçlıdır.
Seminer
http://www.youtube.com/watch?v=wmms6p6q pic
http://www.ted.com/talks/john_hockenberry_w e_are_all_designers.html
(İngilizce bir seminer örneği)
Askeri Hitabet
Kumandanların, gayrete getirmek, heyecanlandırmak, moral vermek, güçlerini cepheye yöneltmek için askerlerine veya sivil halka karşı yaptıkları kısa, veciz ve emir niteliğini taşıyan konuşmalarıdır.
http://www.youtube.com/watch?v=Lf4nM7Ild0
A
Askerî hitabette gaye, özelikle savaşlarda askere moral vermek, manevi kuvvet
kazandırmak, kendilerine olan güveni artırmak, dikkatlerini cephe gerisinden
kopararak ileriye, düşmana ve göreve
yöneltmektir.
Gazilik ve şehitliğin kutsallığı anlatılır. Bu sebeple
askerlerin sevk ve idaresi
kumandanların biraz da hitabet gücüyle doğru orantılıdır.
Savaşlarda teknik gücün ve
maddî varlığın yanında, eğitilmiş ve kendine güvenen insan
unsurunun önemi açıktır. Silahlar ne kadar güçlü ve modern
olurlarsa olsun, neticede onu kullanacak olan yine insandır.
Vatan-bayrak ve hürriyetin
kıymeti, esaret ve sömürgenin dehşeti, bağımsız bir vatanda yaşamanın ehemmiyeti
hatırlatılarak, askerlerin
zihninden ölüm korkusu, can
kaygısı giderilir.
İLKELER
İyi bir askerî
hitabede şu özelliklerin bulunmasın a dikkat
edilmelidir:
İfade, cümle ve komutlar gayet kısa, net, açık ve o nispette tok ve kuvvetli
olmalıdır.
Cümleler yiğitçe, canlı, açık ve şiddetli söylenmelidir.
Komutlar, dikkat çekici ve en bilgisiz erin bile anlayabileceği kadar anlaşılır olmalı, yoruma ihtiyaç hissettirmemelidir.
Gerekiyorsa askerin manevî ve derûnî duyguları harekete geçirilmeli, onlara yuvalarını, çoluk-çocuğunu ve ailesini unutturacak kadar vatan, bayrak,
hürriyet ve bağımsızlık aşkı aşılanmalıdır.
Özellikle parlamenter rejimle idare edilen ülkelerde siyaset ve devlet adamlarının millet
meclislerinde, seçim zamanlarında
meydanlarda, kapalı salon toplantılarında, radyo ve televizyonlarda, parti propagandası yapmak
ve toplumun oyunu almak için yaptıkları konuşmalar siyasî hitabeti meydana getirir.
Siyasî Hitabet:
Hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı ülkelerde, insan hakları üzerine, hukukçular, hakimler ve avukatlar tarafından yapılan konuşmalar, yasa tasarı ve teklifleri üzerinde parlamentoda yapılan tartışmalar ve gerekçeli açıklamalar, mahkemelerde ileri sürülen iddialara karşı yetkililer tarafından yapılan savunmalar hukukî ve adlî
hitabeti meydana getirir.