• Sonuç bulunamadı

Pamuklu ev tekstil ürünlerinin üretim süreçleri ve nihai ürünlerin yaşam döngüsünün değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Pamuklu ev tekstil ürünlerinin üretim süreçleri ve nihai ürünlerin yaşam döngüsünün değerlendirilmesi"

Copied!
94
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NİĞDE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

PAMUKLU EV TEKSTİL ÜRÜNLERİNİN ÜRETİM SÜREÇLERİ VE NİHAİ ÜRÜNLERİN YAŞAM DÖNGÜSÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİ

SELCAN AYDIN

Ağustos 2016 YÜKSEK LİSANS TEZİ S.AYDIN, 2016İĞDE ÜNİVERSİTESİ BİLİMLERİ ENSTİTÜ

(2)
(3)

T.C.

NİĞDE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

PAMUKLU EV TEKSTİL ÜRÜNLERİNİN ÜRETİM SÜREÇLERİ VE NİHAİ ÜRÜNLERİN YAŞAM DÖNGÜSÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİ

SELCAN AYDIN

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Prof. Dr. Fehiman ÇİNER

Ağustos 2016

(4)
(5)
(6)

ÖZET

PAMUKLU EV TEKSTİL ÜRÜNLERİNİN ÜRETİM SÜREÇLERİ VE NİHAİ ÜRÜNLERİN YAŞAM DÖNGÜSÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİ

AYDIN, Selcan Niğde Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı

Danışman :Prof. Dr. Fehiman ÇİNER

Ağustos 2016, 77 Sayfa

Dünya'da hızla değişen tekstil trendleri beraberinde bu ürünlerin hızla tüketimine ve çevresel sorunların artmasına neden olmuştur. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi bu aşamada çevresel yükü belirlemede kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu çalışmada, pamuklu ev tekstil ürünlerinden %100 pamuklu tek kişilik boyalı çarşafın üretim süreçlerinden başlayıp nihai ürünün kullanıcıya ulaşıp atık olana kadar geçen süreç için Yaşam Döngü Değerlendirmesi SimaPro 8.0.4 adlı bir bilgisayar yazılımı içerisindeki CML-IA baseline metodu seçilerek yapılmıştır. Ürünün yaşam döngüsü süresince kullanım aşamasında en büyük çevresel etkiyi oluşturduğu ortaya konulmuştur. Üretim aşamasında ise en büyük çevresel etkiyi oluşturan boyalı çarşafın boya terbiye işlemi ile düz beyaz çarşafın terbiye işlemleri karşılaştırılmış olup boya prosesinin çevresel etki kategorilerindeki etkisi belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Pamuklu ev tekstil ürünleri, Pamuklu çarşaf, Yaşam döngüsü değerlendirmesi, SimaPro 8.0.4., CML-IA baseline metodu.

(7)

SUMMARY

COTTON HOME TEXTILE PRODUCTS MANUFACTURING PROCESSES AND LIFE CYCLE ASSESSMENT OF FINAL PRODUCTS

AYDIN, Selcan Nigde University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Environmental Engineering

Supervisor :Professor Dr. Fehiman ÇİNER

August 2016, 77 pages

Rapidly changing textile trends in the World has led to the fast consumption of these products and an increase in environmental problems. Life Cycle Assessment emerges as a method, which is used to determine the environmental burden at this stage.

In this study, from the production process of, cotton home textile products of 100%

cotton single dyed sheets to the final process of user’s end waste product’s inventory analysis, waste scenarios and impact assessment process are performed in a computer software called the SimaPro 8.0.4 by selecting the baseline method CML-IA. It was determined that product indicated the biggest environmental impact in the consumption phase of the life cycle.At the production stage, dyed sheets dye finishing process, which forms the biggest environmental impact, was compared with plain white sheets finishing processes then the effect of the dyeing process has been identified in the environmental impact categories.

Keywords: Cotton home textile products, Cotton sheets,Life cycle assessment, SimaPro 8.0.4., CML-IA baseline method

(8)

ÖN SÖZ

Bu yüksek lisans tezinde, pamuklu ev tekstil ürünlerinden %100 pamuklu tek kişilik boyalı çarşafın üretim süreçleri incelenmiş olup SimaPro yazılımı kullanılarak ürünün firmaya girişi ile başlayan yaşam döngüsü değerlendirmesi yapılmıştır. SimaPro yazılımı içerisindeki CML-IA baseline metodu ile Network akım şeması oluşturulan boyalı çarşafın üretim aşamasındaki etkisinden çok ürünün piyasaya sürülüp kullanıcı tarafından satın alınmasından sonra kullanılmaya başlanması ile çevresel sorunların artarak devam ettiği görülmüştür. Ayrıca üretim aşamasında en büyük çevresel etkiyi oluşturan boya terbiye prosesinin net etkisini görebilmek için düz beyaz çarşafın terbiye prosesi de SimaPro’da modellenmiş ve boyalı çarşaf ile çevresel etkileri karşılaştırılmıştır.

Tez konumun seçim aşamasından başlayıp, gerekli literatürlere ulaşmamda her türlü desteği sağlayan koyduğum son noktaya büyük emeği geçen değerli danışman hocam Prof. Dr. Fehiman ÇİNER’e,

Lisans ve yüksek lisans eğitim hayatımda ders aldığım Niğde Üniversitesi’ndeki tüm hocalarıma, Bursa ilinde verilerinden faydalandığım tekstil firmasındaki dokuma şefi dayım Sabri ÇAMLIDAĞ ve tüm firma çalışanlarına, SimaPro yazılım programının eğitimini veren Hüdai KARA ve bana vakit ayırıp her soruma büyük bir ilgi ve sabırla cevap veren Ekin YARDIMCI’ya (Metsims Danışmanlık),

Tez çalışmamda ve tüm eğitim öğretim hayatımda desteklerini her zaman kalbimde hissettiğim babam Sabri AYDIN, canım annem Bedriye AYDIN ve biricik abim Serkan AYDIN’a, kendinden her fırsatta güç aldığım ve manevi desteğini her zaman kalbimde hissettiğim arkadaşım Mehmet Andaç AKDAĞ’a en içten teşekkürlerimi sunarım.

Bu çalışmaya FEB2014/24-BAGEP numaralı proje ile finansal destek sağlayan Niğde Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimine katkılarından dolayı teşekkür ederim.

(9)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... iv

SUMMARY ... v

ÖN SÖZ ... vi

İÇİNDEKİLER DİZİNİ ... vii

ÇİZELGELER DİZİNİ ... x

ŞEKİLLER DİZİNİ ... xi

FOTOĞRAFLAR DİZİNİ ... xiii

SİMGE VE KISALTMALAR ... xiv

BÖLÜM I GİRİŞ ... 1

BÖLÜM II LİTERATÜR ÖZETİ ... 4

2.1 Genel Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi Çalışmaları ... 4

2.2 Tekstil ile İlgili Yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi Çalışmaları ... 7

BÖLÜM III TEKSTİL ENDÜSTRİSİ ... 9

3.1 Tekstil Endüstrisinin Tanımı ... 9

3.2 Pamuklu Tekstil Ürünlerinin Üretim Aşamaları ... 10

3.2.1 Pamuk üretimi ... 10

3.2.2 Çırçırlama ... 11

3.2.3 İplik üretimi ... 14

3.2.4 Dokuma hazırlık ve dokuma ... 16

3.2.5 Ön terbiye ve boyama ... 17

3.2.6 Konfeksiyon ... 21

BÖLÜM IV YAŞAM DÖNGÜSÜ DEĞERLENDİRMESİ ... 23

4.1 Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin Gelişimi ... 24

(10)

4.2 Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin Standardizasyonu ve Metodolojisi ... 25

4.2.1Amaç ve kapsam ... 28

4.2.2 Envanter analizi ... 29

4.2.3 Etki değerlendirmesi ... 30

4.2.4 Yorumlama ... 32

4.3 Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin Kullanım Alanları ... 32

4.3.1 Özel sektör uygulamaları ... 32

4.3.2 Kamu uygulamaları ... 33

4.3.3 Çevre etiketi ... 34

4.4 Yaşam Döngüsü Değerlendirmesine Yönelik Modeller ... 35

4.5 Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin Kısıtlamaları ... 36

BÖLÜM V MATERYAL VE METOT ... 38

5.1 Çalışmanın Yapıldığı Tekstil Firmasının Tanıtımı ... 38

5.2 Çalışmada Kullanılan SimaPro 8.0.4 Yazılımı ... 43

5.2.1 CML-IA metodu ... 47

5.2.1.1 Sınıflandırma ve karakterizasyon ... 48

5.2.1.2 Normalizasyon ... 50

5.3 %100 Pamuklu Çarşaf için YDD Uygulaması ... 51

5.3.1 Hedef ve kapsam ... 51

5.3.1.1 Hedef ... 51

5.3.1.2 Kapsam ... 51

5.3.2 Envanter analizi ... 52

5.3.2.1 Veri toplama ... 52

5.3.2.2 Varsayımlar ... 55

5.3.2.3 Atık senaryosu ... 57

(11)

5.3.2.4 Hesaplama prosedürü ... 58

5.3.3 Etki analizi ... 58

5.3.4 Yorumlama ... 58

BÖLÜM VI BULGULAR ... 59

BÖLÜM VII SONUÇLAR VE ÖNERİLER ... 67

KAYNAKLAR ... 69

ÖZ GEÇMİŞ ... 77

(12)

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 3.1. Boyama işlemlerinde oluşan atıksu ve olası kaynaklar ... 21

Çizelge 4.1.ISO 14040 ve TSE EN ISO 14040 standartları serisi ... 27

Çizelge 5.1. Dokuma hazırlık ve dokuma prosesleri için gerekli olan hammadde ve yardımcı maddeler ... 52

Çizelge 5.2. Boya terbiye ve boyama prosesleri için gerekli olan hammadde ve yardımcı maddeler ... 53

Çizelge 5.3. 1 kg’lık çarşaf için tüketilen enerji miktarları ... 53

Çizelge 5.4. 1 kg’lık ürünün üretimi sırasında oluşan emisyon değerleri ... 53

Çizelge 5.5. 1 kg ürün için oluşan ambalaj atıkları ... 54

Çizelge 5.6. Beyaz çarşafa ait terbiye prosesi verileri ... 55

Çizelge 5.7. Birim ürünün (1 kg) 7 yıl boyunca yıkanması sırasında harcadığı enerji,su, deterjan miktarları... 56

Çizelge 5.8. %100 Pamuklu çarşaf ve ambalaj atıkları için atık senaryosu ... 57

Çizelge 6.1. %100 pamuklu boyalı tek kişilik çarşafa ait etki değerleri ... 61

Çizelge 6.2. Beyaz çarşaf ve boya prosesi içeren çarşafın terbiye proseslerine ait etki değerleri ... 65

(13)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 3.1.Tekstil endüstrisinde nihai ürünün imalatı ... 9

Şekil 3.2. Pamuk lifi üretim prosesinde üretilen yan ürünlerin kullanım alanları ... 15

Şekil 3.3. Ring ve Open-End iplik yapıları ... 16

Şekil 4.1. YDD’nin aşamaları ... 23

Şekil 4.2. YDD yönteminin sonuçları ... 24

Şekil 4.3. YDD’nin yapısı ve bölümleri (Metodolojisi) ... 28

Şekil 4.4. Yaşam döngüsü etki değerlendirmesi adımları ... 31

Şekil 4.5. YDD’nin farklı kullanım alanları ... 33

Şekil 4.6. Çevre etiketinin uygulama adımları ... 35

Şekil 5.1. Örnek firmaya ait üretim akış şeması ... 38

Şekil 5.2. Programın ilk açılış görüntüsü ve proje oluşturma ... 43

Şekil 5.3. SimaPro 8.0.4. yazılımının yapısı ... 43

Şekil5.4. Envanter kısmından ürüne ait proses ve materyallerin oluşturulduğu ekran görüntüsü ... 44

Şekil 5.5. Pamuklu çarşaf için oluşturulan ürün aşamaları kısmına ait ekran görüntüsü………. 45

Şekil 5.6. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin yapıldığı bölüme ait ekran görüntüsü . 45 Şekil 5.7. % 100 pamuk çarşafın sistem sınırları ... 51

Şekil 6.1. Pamuklu boyalı çarşafın CML-IA baseline metodu ile oluşturulmuş ağaç diyagramı ... 59

Şekil6.2. % 100 pamuklu boyalı tek kişilik çarşaf ürününe ait CML-IA baseline metodu ile belirlenen etki kategorileri ... 60

Şekil6.3. Dokuma ve boya terbiye proseslerinin etki kategorilerinin CML-IA baseline metodu ile karşılaştırılması ... 62

Şekil6.4. %100 pamuklu boyalı tek kişilik çarşafın IPCC 2007 GWP 100a metodu ile hesaplanmış karbon ayakizi diyagramı ... 63

Şekil 6.5. Beyaz çarşaf ve boya prosesi içeren çarşafın terbiye proseslerinin etki kategorilerinin CML -IA baseline metodu ile karşılaştırılması ... 64

(14)

Şekil 6.6. % 100 pamuklu tek kişilik boyalı çarşaf ve ambalajların bertaraf senaryoları için IPCC 2007 GWP 100a metodu ile oluşturulmuş karbon ayakizi diyagramı ... 66

(15)

FOTOĞRAFLAR

Fotoğraf 5.1. Çözgü çekme işlemi için hazırlanan leventler ... 39

Fotoğraf 5.2. Haşıllama işlemine gönderilmek üzere hazırlanan leventler ... 39

Fotoğraf 5.3. Haşıllama işlemi ... 39

Fotoğraf 5.4. Otomatik havalı dokuma tezgahı, leventlerden ip çekilirken ... 40

Fotoğraf 5.5. Otomatik havalı dokuma tezgahı, dokunmuş kumaş çıkışı ... 40

Fotoğraf 5.6. Jet boya makineleri ... 41

Fotoğraf 5.7. Yaş (ıslak) açma makinesi ve ram makinesi (Ramöz) ... 42

Fotoğraf 5.8. Ram makinesi (Ramöz) ... 42

Fotoğraf 5.9. Pastal kesme ünitesi ... 43

(16)

SİMGE VE KISALTMALAR

Kısaltmalar Açıklamalar

AB Avrupa Birliği

ABD Amerika Birleşik Devleti

BEES Building for Environmental and Economic Sustainability (Yapılar için Çevresel ve Ekonomik Sürdürülebilirlik)

BRE Building Research Establishment

(Yapı Araştırma Kurumu)

BREEAM BRE Environmental Assessment Method

(Yapı Araştırma Kurumu Çevresel DeğerlendirmeYöntemi)

CFC Kloroflorokarbon

EDIP Endüstriyel Ürünlerin Çevre Tasarımı

(Environmental Design of Industrial Products)

EPD Çevresel Ürün Beyanları

(Environmental Product Decleration )

GWP Küresel Isınma Potansiyeli

(Global Warming Potentıal)

GÜSAB Gürsu Organize Sanayi Bölgesi

IMPACT Kimyasal Toksiklerin Etki Değerlendirmesi (Impact Assessment of Chemical Toxics) IPCC Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli

(Intergovernmental Panel on Climate Change)

ISO Uluslararası Standartlar Örgütü

(International Organization of Standardisation)

IVAM Modern Sanat Valencia Enstitüsü

(Instituto Valenciano de Arte Moderno)

KOSAB Kestel Organize Sanayi Bölgesi

LCA Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi

(Life Cycle Assessment)

(17)

LEED Enerji ve Çevre Tasarımında Lider Dizayn (Leadership in Energy and Environment Design)

REPA Kaynak ve Çevresel Profil Analizi

(Resource and Environmental Profile Analysis) SETAC Çevresel Toksikoloji ve Kimya Derneği

(Environmental Toxicology and Chemistry)

TEAM Çevresel Analiz ve Yönetim Aracı

(Tool for Environmental Analysis and Management)

TOK Toplam Organik Karbon

TSE Türk Standartları Enstitüsü

USEPA US ABD Çevre Koruma Ajansı

(US Environmental Protection Agency)

VOC Uçucu Organik Bileşikler

WHO Dünya Sağlık Örgütü

(Word Health Organization)

WMO Dünya Meteoroloji Örgütü

(World Meteorological Organization)

YDD Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi

YDEA Yaşam Döngüsü Envanter Analizi

YDED Yaşam Döngüsü Etki Değerlendirmesi

YDY Yaşam Döngüsü Yorumlama

(18)

BÖLÜM I GİRİŞ

Günümüzde çevre kirlenmesinde en büyük payı endüstriyel kirletici kaynaklar almaktadır. Endüstriyel faaliyetlerin artışı ile kendi içinde farklılaşması, oluşan atıklarda da miktar ve içerik olarak büyük değişimler yaratmıştır. Endüstrilerden kaynaklanan kirleticiler, diğer kirletici kaynaklara göre, zehirli ve biyolojik olarak ayrıştırılması güç kirleticilerdir. Doğanın atık arıtma kapasitesi son derece zorlanmış hatta aşılmıştır (Yılmaz, 2010).

Endüstriyel kirlenmede önemli paya sahip olan kaynaklardan birisi de tekstildir. Tekstil endüstrisi yalnız gelişmiş ülkelerde değil gelişmekte olan ülkelerde de ekonomik açıdan önemli rol almaktadır (Yılmaz, 2010). Tekstil sektörünün ülkemiz sanayisindeki payı (endüstriyel üretimin %16,3’ü ve sanayi istihdamının üçte biri) dikkate alındığında, yapılacak çalışmaların doğrudan ülkenin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunacağı çok nettir (Taşkın ve Güney, 2014).

Son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte pek çok sektörde olduğu gibi tekstil sektöründe meydana gelen gelişmeler de çevresel problemlerin artışında büyük rol oynamaktadır.

Tekstil endüstrisinde başlıca çevresel etki, kimyasal yükleri yüksek miktarlarda olan suyun alıcı ortamlara deşarj edilmesiyle kendini göstermektedir. Diğer önemli unsurlar, enerji tüketimi, hava kirliliği, katı atık ve koku oluşumudur. Tekstil ve hazır giyim sektörüyle ilişkili çevresel meseleler; doğal liflerin yetiştirilmesinde kullanılan ilaçlar ve sentetik liflerin üretimindeki emisyonlarla başlamaktadır. Bu andan itibaren, lifleri işleyerek nihai tekstil ürününe ulaşmak için binlerce farklı kimyasal kullanılarak bir dizi işlem uygulanmaktadır. Tekstil ve hazır giyim sektörüyle ilişkili çevre sorunları tipik olarak arıtılmamış sıvı atıkların boşaltılmasından kaynaklanan su kirliliğiyle bağlantılı olanlardır. Yıkama işlemlerinden kaynaklanan sıvı atıklar, lifler ve gres gibi azımsanmayacak düzeyde organik ve askıda kirlilik yükü barındırmaktadır. Sıvı atıklar genellikle sıcak, alkali ve keskin kokuludur ve boyama işlemlerinde kullanılan kimyasallar ile boyanmıştır. Boşaltılan kimyasalların bir kısmı zehirlidir ve sulardaki çözünmüş oksijen miktarını azaltabilir, su yaşamını tehdit edebilir ve akıntı yönündeki genel su kalitesini düşürebilir. Tekstil ve hazır giyim sektörü içerisinde eşitderecede

(19)

önemli ve ilgili diğer sorunlar arasında çalışma alanı güvenliğinin yanı sıra emisyonlar, özellikle Uçucu Organik Bileşikler (VOC) , aşırı gürültü ve koku bulunmaktadır (Çuvalcı, 2012)

Geri dönüşüm yoluyla yeniden kullanıma sunulan tekstil atıklarının miktarının olması gereken rakamların çok altında olduğu bilinmektedir. Örneğin, Almanya’da yıllık tüketilen evsel veya endüstriyel amaçlı tekstil ürünlerinin %8 kadarının kullanım sırasında kaybolduğu, geri kalan % 92 kadarının da, ikinci el (% 23), geri kazanım (%4) ve çöpe atma-yakma (%73) yolu ile değerlendirildiği ifade edilmektedir (Demir ve Torun, 2003).

Sürdürülebilirlik, bir yaşam döngüsü yaklaşımını gerektirir. Yaşam döngüsü düşüncesinin mantığı, çevre mühendisliğinin üretim sonu faaliyetlerine olan geleneksel odaklanmayı, çevresel açıdan üretim, tüketim, kullanım ve atık aşamalarını içeren zincirin tüm aşamalarına doğru genişletmektir. Bu, bütünsel ve analitik bir sistem anlamına gelmekte olup, ürünün yaşamı boyunca olan farklı paydaşları arasındaki işbirliğini zorunlu kılar (Sonnemann vd., 2004; Çokaygil, 2005).

Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) ürün ve hizmetlerin çevresel etkilerini detaylı olarak ortaya çıkarmaya çalışan bir yaklaşımdır. YDD uygulamasının Avrupa’da uygulama alanları ve uygulanma amacı incelendiğinde temizlik malzemelerinden, tekstil ürünlerine, ev ve bahçe malzemelerinden turizm-konaklama hizmetlerine kadar geniş bir uygulama alanı vardır. Ülkemizde YDD alanında yapılmış çalışmalar oldukça sınırlı düzeydedir. Konuyla ilgili çalışmalar 1990’lı yılların sonunda yapılmaya başlanmasına karşın dünyadaki eğilimin aksine geçen yıllar içerisinde Türkiye’de daha yavaş bir gelişme yaşanmıştır. 2000’li yıllarda daha çok akademik çalışmalar şeklinde sürmüştür. Ülkemizde henüz gündeme gelmeye başlayan bir konu olmasına karşın bazı ülkelerde YDD geniş bir alana yayılmış ve yapılan çalışma sonuçları pek çok direktifin yeniden gözden geçirilmesine ve yeni stratejik hedeflerin konulmasına sebep olmuştur (Alpaydın, 2014).

YDD, yaşam döngüsü boyunca kullanılan ve çevreye salınan enerji ve malzemelerin sistematik olarak açıklanması ve değerlendirilmesi yoluyla bir ürün yada faaliyetle

(20)

ilişkilendirilen çevresel yükleri ölçerek değerlendirmenin bilimsel bir yöntemidir (Polat, 2013).

Tekstil ürünlerinin üretimi sırasında ortaya çıkan atıklar ve oluşan ürünlerin yaşam döngüleri boyunca çevreyle olan etkileşimi çevre kirliliğini önlemede önemli unsurlardandır. YDD ürünün üretiminde, kullanımında ve kullanım sonrasında ne kadar hammaddenin ve enerjinin kullanıldığını, ne kadar atık yaratıldığını ve her aşamada çevre üzerinde yarattığı etkiyi belirlemek için kullanılmaktadır. Bu çalışmada, Bursa ilinde ev tekstil ürünleri üretimi yapan bir firmada üretimi yapılan pamuklu ev tekstil ürünlerinden % 100 pamuklu tek kişilik bir çarşafın üretim süreçleri anlatılmış ve bir YDD aracı olan Hollanda firmasının ürünü SimaPro 8.0.4 yazılımı CML-IA baseline metodu kullanılarak pamuk ipliğinin firmaya gelmesinden başlayarak, çarşafın atık senaryolarına kadar YDD yapılmıştır.

(21)

BÖLÜM II

LİTERATÜR ÖZETİ

2.1 Genel Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi Çalışmaları

Jönsson vd. (1997), muşamba, plastik ve tahta olmak üzere üç farklı yer döşemesinin YDD’sini ve karşılaştırmasını yapmışlardır. Çalışmanın ana amacı farklı yer döşemelerinin çevresel etkilerini üç farklı kantitatif yöntem kullanarak karşılaştırmak ve bina yapımında kullanılabilecek en iyi yer döşemesini bulmaktır.

Miettinen ve Hämäläinen (1997) çalışmalarında, karar analizi ve YDD yaklaşımlarını birleştirmeye çalışmışlar ve karar analizinde kullanılan çeşitli yaklaşımların YDD’de nasıl kullanılabileceğini tartışmışlardır. Bu sayede YDD’nin bir karar aracı olarak da kullanılabileceği düşüncesi ortaya atılmıştır. Önerilen bu yeni yaklaşımın uygulanabilirliği meşrubat paketleme sistemleri üzerinde yapılan bir uygulamayla gösterilmiştir (Güngör vd., 2009).

Aprili vd. (1999), tarafından yapılan bir çalışmada, YDD metodolojisi evsel katı atık için düzenli depolama alanına uygulanmıştır. HELP 3.07 ve LandGEM modelleri depolama alanının ilk 30 yılı boyunca 1 ton atık tarafından oluşturulan sızıntı suyu ve biyogaz miktarlarının tahmin edilmesinde kullanılmıştır. Daha sonra atık toplamadan başlayıp, arıtılmış sızıntı suyunun yüzeysel suya karışmasıyla biten yaşam döngüsüne dair envanter verisi belirlenmiş ve Sima Pro 3.1 kullanılarak bir YDD sistemi oluşturulmuştur. Eco- indikatör değerlendirme yönteminden elde edilen sonuçlara göre, toplam çevresel hasarın %30’unun taşımadan kaynaklandığı, küresel ısınma ve fotokimyasal duman gibi hasar kategorilerine biyogazın katılımının toplam hasarın % 46’sı, ağır metal ve ötrofikasyon gibi hasar kategorilerine ise sızıntı suyunun katılımının toplam hasarın % 14’ü olduğu belirlenmiştir.

Tillman (2000), çalışmasında YDD’de varolan metodolojik seçeneklerin hangi uygulamalarla ilgili olduğunu bulmayı amaçlamıştır. Yapılan uygulamada evlerden elde edilen atık suların işlenmesinin değiştirilmesinin ne gibi sonuçlar yaratacağı belirlenmeye çalışılmış, üç farklı senaryo altında elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır.

(22)

Arena vd. (2003), Kuzey İtalya’daki katı atık sorunun çözümü için önerilen üç farklı yöntemi YDD metodolojisi ile çevresel olarak değerlendirmiş ve karşılaştırmıştır.

Ermolaeva vd. (2004), teknolojik, ekonomik ve ekolojik perspektifinde otomobillerde uygun ürün geliştirmede konsept arabanın alt yapısı içinde zemin panelleri olarak kullanılması için alüminyum alaşım yüzey ile köpüklerin optimal seçimini göstermişlerdir. Kabul edilen yapının tüm yaşam döngüsü sırasında aday materyalin çevresel etkisi, köpüklerin seçimi için minimize edilmiş kütle ve malzemelerin fiyat analizini YDD yöntemi ile değerlendirmişlerdir.

Çokaygil (2006), meyve suyu ambalajı olarak kullanılan cam şişe ve bariyer katmanlı karton kutu olmak üzere iki farklı ambalaj tipi ile peynir ambalajı olarak kullanılan tamamen plastik, teneke-plastik ve karton-plastik olmak üzere üç farklı ambalaj tipinin yaşam döngüsü analizlerini yapmıştır.Sistemdeki envanter analizlerini, atık senaryolarını, değerlendirme ve karşılaştırma işlemlerini, Sima Pro 6.0.4 adlı bir yazılımla gerçekleştirmiştir.

Sünbül (2006), otomobil endüstrisinde geri dönüşüm ve ürün yaşam döngü değerlendirmesini incelemiştir. Otomobil endüstrisinde geri dönüşümün genel esasları vurgulanarak, otomobil endüstrisinde enerji tasarrufu, çevre politikaları doğrultusunda öne çıkan malzemeler, çevresel sorunlar ve etkilerinin en aza indirgenmesini sağlayan YDD irdelenerek sonuçları ortaya konmuştur.

Ün (2009) tarafından yapılan bir tez çalışmasında, YDD metodu ile farklı atıksu arıtma teknolojileri ve standartların çevresel masrafları ve yararları değerlendirilmiştir.

Atıksuların arıtıldığı tesislerin girdi (kullanılan kimyasal madde, elektrik enerjisi vb.) ve çıktılarının (havaya, suya ve toprağa verilen emisyonlar, oluşan çamur miktarı vb.) bir envanteri yapılmış, girdi ve çıktılarla ilgili muhtemel çevresel etkileri değerlendirilmiş ve elde edilen sonuçlar çalışmanın amaçları ile bağlantılı bir şekilde yorumlanmıştır.

Çamur (2010), binalar ile ilgili yapılan bir YDD tez çalışmasında, enerji korunumun da önemli bir yere sahip olan ve binalarda yaygın olarak kullanılan ısı yalıtım malzemelerinden ekspandepolistren (EPS) ile buna alternatif olarak kullanılacak taş

(23)

yününün beşikten kapıya olan süreçte hangisinin daha çevre dostu olduğunu ortaya koymuştur.

Rajendran vd. (2012), YDD yaklaşımını kullanarak cam elyaf ve keten elyaf dolgulu geri dönüşümlü plastik için kaynak tüketme potansiyeli ve küresel ısınma potansiyelini değerlendirmişlerdir. Sivil ve altyapı uygulamalarında geri dönüşümlü plastik takviye kullanımının kaynak tüketimi ve küresel ısınmayı önemli ölçüde azalttığını belirtmişlerdir.

Öztürk (2012), çalışmasında otomotiv endüstrisinin yan sanayilerinde, alüminyum alaşımından üretilen turbo emiş borusu ve plastik matrisli kompozit malzemeden üretilen tamponun yaşam döngüsü analizini yapmıştır. Turbo emiş borusu ve tampon için karakterizasyon ve zarar etki değerlendirmesini yapmış ağırlıklı olarak çevresel zarar etkisinin her iki ürün için üretim aşamasında olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca farklı oranlarda atık senaryoları oluşturularak hem turbo emiş borusu hem de tampon için çevreye daha az zarar veren en iyi atık senaryosunu saptamıştır. Sistemdeki envanter analizleri, atık senaryoları, etki değerlendirme işlemleri SimaPro 7.3.2 adlı bir yazılımda IMPACT 2002+ metodu seçilerek gerçekleştirilmiştir.

Özdemir (2013), çalışmasında Türkiye’de demiryolu ulaşımının Yaşam Döngüsü Analizini ve Yaşam Döngüsü Maliyet Yöntemleri ile Analizini yapmıştır. YDD, lisanslı Sima Pro 7.3.3 yazılımının CLM 2 baseline 2000 yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre yüksek hızlı tren demiryolu hattının çevresel etkilerinin % 58’i alt yapı % 42’ si işletme bileşenlerinden, konvansiyonel demiryolunun alt yapı bileşeni %39 işletme bileşeni% 61 çevresel etkiye neden olmaktadır. Konvansiyonel demiryolunun yük taşımasında oluşan çevresel etkilerin

%25’nin alt yapıdan % 75’inin işletmeden kaynaklandığını tespit edilmiştir.

Polat ve Bektaş (2015), farklı içeriklere sahip asfalt üretimlerinin yaşam döngüsü analizleri, karbon miktarları ve kaynaklarını, Impact2002+ veri tabanına sahip lisanslı SimaPro7.2. bilgisayar programını kullanarak hesaplamış ve üç farklı asfalt tipi arasında karşılaştırma yapmıştır. Bu karşılaştırmaya göre üç farklı asfalt tipi arasında bitümün az kullanıldığı asfalt tipinde çevresel etkinin %10 daha az olduğu belirlenmiştir.

(24)

2.2 Tekstil ile İlgili Yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi Çalışmaları

Müezzinoğlu vd. (1996), çalışmalarında yaşam döngü analizi tekniğini kullanarak pamuklu tekstil ürünlerinin tarladan başlayıp atık merkezine kadar geçen tüm süreçlerini incelemişlerdir. Çalışmada tekstil üretim yöntemleri ve ürün çeşitlerinin çevre kirliliğine neden olduğu ifade edilmekte, çevresel zararların azaltılması için alınması gereken önlemler hakkında bilgiler verilmektedir.

Kalliala ve Nousiainen (1999), otel tekstil ürünlerinin üretimi sırasında ortaya çıkan çevresel etkileri incelemek için yaptıkları çalışmada YDD’nin ana prensiplerinden yararlanmışlardır. Pamuk, organik pamuk ve polyester iplik için yapılmış YDD’lerden çıkan sonuca göre pamuk ipliklerin polyester ipliklere oranla daha az enerjiye gereksinim duyarken, üretimleri sırasında büyük oranda suya ihtiyaç duyduğu görülmüştür. Aynı zamanda pamuk üretimi için kullanılan böcek ilaçlarının ve gübrenin çevre üzerinde önemli etkileri bulunmakla birlikte, organik pamuk üretiminde bunlara alternatif olarak çevreye zararı olmayan farklı kimyasallar kullanılarak bu sorunun ortadan kaldırılabileceği açıklanmıştır.

Proto vd. (2000), bir çalışmasında pamuk bitkisini ele almışlardır. Pamuk bitkisinin gelişimi anlatıldıktan sonra bu yenilenebilir bitkiden elde edilebilen farklı alanlarda kullanılabilecek ürünler açıklanmıştır.

Ren (2000), çalışmasında yün kumaşlar için çevresel performans göstergeleri geliştirmiştir. Bu göstergeler sayesinde üretim için kullanılan teknoloji ve üretimdeki faaliyetlerin değerlendirilmesi yapılabilmekte, çevresel performans değerlendirme, çevreyle dost metotların seçilmesi ve bunlar arasında karşılaştırma yapabilmek mümkün olmaktadır. Örneğin boyanmış pamuklu bir t-shirt için geliştirilmiş çevresel performans göstergeleri yaşam döngüsü, yıkama haslığı, ışık haslığı, kolay bakım yapılabilirliği ve AB normlarına uygun çevresel etiket olarak belirtilmiştir.

Nieminen-Kalliala (2003), çalışmasında ISO Type III bildirisine göre tekstil ürünleri için çevresel göstergeler geliştirmiştir. Çalışmada, yatak çarşafları, baskılı kumaşlar, triko, tshirt ve havlu kumaşlar gibi seçilen bazı tekstil ürünlerinin Yaşam Döngüsü Envanter Analizi ile üretim süreçleri incelenmiş, farklı etiketleme standartları altında (AB ecolabelling ve Öko-tex standard) karşılaştırmaları yapılmıştır.

(25)

Woolridge (2005) çalışmasında, İngiltere’de tekstil geri dönüşüm sürecini incelemiştir.

Çalışmada, enerji tasarruf perspektifinden bakılarak yeni tekstil malzemesi kullanılarak üretilmiş tekstil ürünleri ve geri kazanılmış tekstil atığından elde edilen malzeme ile üretilmiş tekstil ürünleri karşılaştırılmıştır. Çalışmanın sonucunda geri kazanılmış tekstil atığından elde edilen ürünlerin daha az enerji gereksinimi duyduğu gösterilmiştir.

Güngör vd. ( 2009), çalışmalarında tekstil ürünlerinden örnek olarak seçilen bornozun YDD’sini (LCA - Life Cycle Assessment) yaparak, ürünün “doğumdan mezara” ortaya çıkardığı atık, fire ve telefleri incelemiş, çevreyle etkileşimini açığa çıkarmışlardır.

Tekstilde geri kazanım uygulamalarına da yer vererek çevreye duyarlı yaklaşımların ortaya çıkarılmasına katkı sağlanmışlardır.

Baydar vd. (2015), çalışmasında “konvansiyonel t-shirt” ile “Eco t-shirt” ‘ün toplam çevresel performansının değerlendirilmesini ürün, hizmet ve proseslerin meydana getireceği potansiyel çevresel etkileri değerlendirmekte kullanılan geniş kapsamlı bir değerlendirme metodu olan YDD ile gerçekleştirmiştir. Seçilen ürünlerin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi GaBi 4 paket programı ve EDIP2003 (Endüstriyel Ürünlerin Çevresel Değerlendirmesi) değerlendirme metodu ile yapılmıştır.

(26)

BÖLÜM III

TEKSTİL ENDÜSTRİSİ 3.1 Tekstil Endüstrisinin Tanımı

M.Ö. 5000 yıllarından kalma Mısırlılara ait mağaralarda bulunan keten giysi kalıntıları tekstilin dünyanın en eski endüstrilerinden biri olduğunu göstermektedir. 1500’li yılların başlarında kurulan ilk üretim tesisleri ile tekstil endüstrisi hız kazanmaya başlamıştır. Tekstil endüstrisi doğal ve sentetik elyafları kullanarak kumaş ve diğer tekstil ürünlerini üreten tesisleri içerir. Uygulanan işlemler doğal ve sentetik ipliklerin hazırlanması, dokuma, örme veya başka yöntemlerle kumaş, triko, halı gibi tekstil ürünleri haline getirilmesi, iplik ve kumaşlara boya, baskı, apre gibi terbiye işlemlerini içermektedir. Kullanılan elyafın özelliğine bağlı olarak bazı farklı üretim işlemlerine de rastlanmaktadır.Hacmi ve kompozisyonu göz önüne alındığında tekstil endüstrisi atıksuları diğer endüstriyel faaliyetlere oranla daha fazla kirletici özelliğe sahiptir (Vandervivere vd., 1998).

Tekstil prosesi, ham elyafın üretilmesi ya da hasadı ile başlar. Bu prosesin temel adımları Şekil 3.1’de şematik olarak gösterilmiştir (Gontek vd, 2012).

Şekil 3.1. Tekstil endüstrisinde nihai ürünün imalatı (Gontek vd., 2012)

(27)

Tekstil endüstrisi ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli gelişmektedir. Dünya’da tekstil endüstrisinde üretim artışı beklentisinin yanı sıra çevreye duyarlı üretim teknolojileri de dikkatleri üzerine çekmektedir. Bu kapsamda, yapılması gereken en önemli adım tekstilde temiz üretim/eko-verimlilik çalışmalarını geliştirmek ve öncelikli hale getirmektir. Avrupa ülkeleri bu konuyu yasal bir yaptırım yerine kalite standardı olarak uygulamaktadır. Bu kapsamda tekstil ve hazır giyim sektörünün geleceği için Avrupa Teknoloji Platformunun “Avrupa’da Tekstil Araştırmaları ve Yeniliğin Geleceğini Planlamak” başlıklı uluslararası sempozyumda tekstilin geleceği hakkında bir takım öngörülere varılmıştır (Türkant, 2013):

 AB ülkelerinin tekstil sektörünün geleceğe yönelik olarak araştırma ve yenilik alt yapısını güçlendirmek ve işbirliklerini artırmak suretiyle yeniden yapılandırma çabaları devam etmektedir. Bu yeni yapılanma ile yaşam kalitesini arttırmayı ve çevresel sorunları çözmeyi hedeflemektedir.

 Bu programda nanoteknoloji, mikro ve nanoelektronikler, gelişmiş materyaller, biyoteknoloji gibi gelişmiş üretim yöntemleri ve aynı zamanda üretilen ürünlerin tekrar kullanılabilirliği üzerinde durulmuştur.

 Doğal kaynakların hızla tükenmekte olduğu ve bundan dolayı sürdürülebilir hammadde kullanımının ön plana çıkması hedeflenmektedir.

 2030 yılında yeryüzünde daha iyi bir yaşam için tekstil materyalinin önemli bir rol oynayacağı düşünülmektedir. Gelecekteki tekstil sanayi açısından hammaddeler, üretim işlemleri ve iş modelleri anlamında “sürdürülebilirlik”

ve “geri dönüşüm” öne çıkmaktadır.

3.2 Pamuklu Tekstil Ürünlerinin Üretim Aşamaları

3.2.1 Pamuk üretimi

Pamuk, Dünya üzerinde başta Asya kıtası olmak üzere, Amerika ve Afrika kıtaları gibi coğrafi bölgelerde yetiştirilmektedir. Pamuk üretiminde Çin, Hindistan, ABD, Pakistan, Brezilya, Özbekistan ve Türkiye önde gelen ülkelerdir.Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Türkiye’nin en önemli pamuk üretim bölgesidir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, pamuk ekim alanları, 1980’li yıllardan sonra sulamaya açılan alanların artışı ile birlikte

(28)

hızlı bir artış trendine girmiş, 50.000 ha’dan 300.000 ha’a çıkmıştır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ülkemiz pamuk üretiminin yarısını, bazı yıllarda ise yarısından fazlasını karşılamaktadır (Mert, 2007). Pamukta yabancı madde sorunu, en önemli sorunlardan birisidir. Yabancı madde, pamukla ilgili yabancı madde (çepel, şif, yaprak vb. gibi) ve pamuk dışında yabancı madde (toprak, taş, naylon, jüt vb.) olarak iki kısımda tanımlanmaktadır. Pamuğun, tekstilde büyük sorun oluşturan yabancı maddelerden arındırılması, temiz toplanmasının yanında çiftçi ve çırçırcıların ve hatta iplikçilerin eğitilmesi ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle, taraflar, bu yönden eğitilmeli ve birlikte çalışabilmelerini sağlayabilecek bir düzen oluşturulmalıdır(Gençer vd., 2005).

Üretim sürecinde tarlanın ekimi, hasadın yapılması sırasında tohumluğun, gübrelerin ve haşere ilaçlarının nakliyesi ve işçi taşıma gibi ulaşım süreçleri sırasında mazot veya benzi tüketimi olmakta, bu taşıtların havaya verdiği egzoz gazları nedeni ile çeşitli oranlarda atıklar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca tarlada pamuğun sulanması için kullanılabilecek su pompaları genellikle elektrik ile çalışmakta ve pamuk tarımında gerekli olan girdilerden bir tanesi olarak görülmektedir. Tarlanın uzaklığı, işçi götürme sayısı, mevsimin yağış durumu gibi etkenlere bağlı olarak nakliye ile ilgili yakıt harcaması ve sulama için harcanan enerji miktarları farklılık gösterebilir.

Modern pamuk tarımında önemli ölçülerde kimyasal kullanılmaktadır. Bu durum doğalolması nedeni ile tercih edilir bir elyaf olan pamuğun, ekolojik olarak ağır bir fatura ilekarşımıza çıkmasına neden olmaktadır. Tüm dünyada toplam tarım alanları içinde % 3’lükbir paya sahip olan pamuk ekim alanları, bu alanlarda kullanılan sentetik ilaç ve gübrebakımından tüm dünyada tüketilen tarımsal amaçlı haşere ilaçlarının % 25’ini, bitkiselilaçlarında %10’unu oluşturmaktadır. Kullanılan kimyasalların % 25’i ABD, % 11’i de Hindistan tarafından tüketilmektedir (Güngör vd., 2007).

3.2.2 Çırçırlama

Tarlalardan hasat edilen ham pamuk işlenmeden önce içerisinde lif ve çekirdekleri bulunduran koza halindedir. Kütlü pamuk olarak adlandırılan bu hammaddenin iplik fabrikasınagönderilmeden önce çekirdeklerinden ve tarımsal artıklardan (toz, yaprak vb.) ayıklanması gerekmektedir. Çekirdek ve artıklardan temizlenmiş pamuk elyafı (lif)

(29)

elde etmek amacıyla tasarlanmış bu prosese çırçırlama adı verilir (Dikici ve Aydın, 2007).

Çırçırlama tesisinde ilk işlem kütlü pamuğun temizlenmesidir. Genellikle depolama alanından aspiratöre bağlantılı borular yoluyla vakumlu bir şekilde emilerek alınan kutlu pamuk, seperatör ve klineler yardımıyla tarladan gelebilecek yaprak, çöp, toprak vb. gibi yabancı maddelerden temizlenir. Bu aşamada %1,5 oranında elyaf ve bitki parçalarından oluşan fire verilmekte olup daha sonra helezondan geçen pamuk kaba temizlik işlemine maruz kalmaktadır. Helezonda da %1 civarında atık ayrılmaktadır (Güngör vd., 2007).

Çırçırlama prosesinde ana ürün olan pamuk elyafı çırçır makinelerince toplandıktan sonra balyalanmak üzere otomatik balyalama presine sevk edilir. Pamuk elyafları döner balyalama kafesleri içine doldurularak 250 şer kg’lık balyalar halinde jüt kanaviçe ve şeritlere balyalanır. Balyalanmış lif pamuk pazara sevk edilmek üzere depolanır (Alkaya, 2010).

Çırçır fabrikalarında ara ürün olarak pamuk tohumları ve çırçır atıkları oluşmaktadır.

Pamuk tohumları; pamuk yağı, küspe, kabuk ve linter olarak değerlendirilmektedir.

Pamuk yağı

Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de pamuk tohumu birincil olarak pamuk yağı üretiminde kullanılmaktadır. Yıllık bitkisel yağ üretiminin %40-45 civarını ayçiçeğinden sağlayan ve beslenme amaçlı kullanımının en büyük bölümünü bu kaynaktan elde eden ülkemizde pamuk yağının toplam yağ üretimine oranı %30 civarındadır (Kolsarıcı vd., 2006).

Dünyada pamuk ham yağı ve rafinasyon kalıntıları yağ asidi üretiminde kullanılabilmektedir. Yağ asitleri çok yaygın endüstriyel kullanım alanı bulunan kimyasallardır ve ilaç, sabun, pestisit, plastik, deri, tekstil üretimi gibi pek çok proseste hammadde olarak kullanılmaktadır(National Cottonseed Products Association, 2002 ; Alkaya, 2010).

(30)

Pamuk tohumu küspesi

Yağ üretim süreci sonunda arta kalan ve içerisinde ticari olarak işlenebilecek yağ kalmamış olan pamuk tohumu küspesi de belli bir ticari değer taşımaktadır. Yaklaşık

%41 seviyesindeki protein içeriği, yağ üretim prosesinin ara ürünü olan küspenin hayvan yemi olarak kullanılmasına imkan tanımaktadır (National Cottonseed Products Association, 2002).

Ülkemizde 1997 yılından bu yana yapılan ve uluslararası literatürde de yer bulmuş bilimsel çalışmalara göre piroliz yöntemiyle pamuk tohumu küspesinden biyo-yakıt üretimi de mümkündür (Pütün vd.,1997; Özbay vd., 2001a; Özbay vd., 2001b; Pütün vd., 2006).

Pamuk tohumu kabuğu

Pamuk yağı üretimi öncesi pamuk tohumunun çekirdeği kabuğundan ayrılmaktadır. Yağ üretimi için ayrılan çekirdeğin yanı sıra üretilen tohum kabuğu farklı şekillerde değerlendirilmektedir. Tohum kabuğu da küspe için olduğu gibi daha çok hayvan yemi olarak kullanılmaktadır(National Cottonseed Products Association, 2002; Alkaya, 2010).

Ülkemizde, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nde yapılan bir araştırma çalışmasında anaerobik biyolojik bozundurma yöntemiyle pamuk tohumu küspesi ve kabuğundan biyogaz üretimi gerçekleştirilmiştir (İşçi ve Demirer, 2007).

Pamuk tohumu kabuğu, petrol kuyusu açılırken sirkülasyon kaçağı önleyici madde olarak da kullanılabilmektedir ve bu inovatif uygulama ile ilgili patentler dahi bulunmaktadır (Cremeans, 1980; Cremeans ve Cremeans, 2003).

Linter

Kütlü (çekirdekli) pamuktan çırçırlama esnasında iplik yapımına elverişli uzun lifler ayrıldıktan sonra tohumların üzerinde çok kısa lifler kalır. Linter ismi verilen bu kalıntıların özel makinelerle temizlenmesi işlemine de linterleme denmektedir. Lif

(31)

pamuğu kalitesinde ve uzunluğunda liflere sahip olmayan linter pamuğu, daha çok yatak, koltuk ve yorgan gibi eşyaların dolgu maddesi olarak kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra linter kimyasal yapısı itibariyle yüksek oranlarda selüloz içerdiği için, selülozun hammadde olarak kullanıldığı pek çok endüstride kullanılabilmektedir. İlaç sanayi, kozmetik ürün üretimi, selüloz kimya endüstrisi, kağıt endüstrisi, fotografik film üretimi, linter pamuğunun pek çok kullanım alanlarından bazılarıdır (Natural Fibers, 1995 ; Alkaya, 2010).

Çırçır atığının kullanım alanları

Çırçırdan atık olarak gelen fire, temizleme işleminden geçirilerek her 5 kg’ından yaklaşık 1 kg pamuk elyafı elde edilebilecek şekilde ayıklanmaktadır (Güngör vd., 2009). Geriye kalan çepel kalıntıları, yaprak vb. artıklar ise çırçır tesisleri tarafından bertaraf edilmektedir. Çırçır tesislerinde üretilen her 224 kg’lık lif pamuk balyası için yaklaşık 34 kg atık üretildiği hesaplanmıştır (Holt vd., 2006).

Şekil 3.2.’de pamuk lifi üretim prosesinde üretilen yan ürünlerin kullanım alanları özetlenmiştir.

3.2.3 İplik üretimi

Ham pamuk ilk olarak temizleme ve açma işlemlerinden geçirilmektedir. Sentetik ve pamuk lifler için aynı olan daha sonraki işlem adımları ise şöyledir (Gontek vd, 2012):

taraklama,

tarama,

çekim,

fitil oluşturma,

eğirme

katlı büküm (eğer gerekiyorsa)

bobinleme

İplik üretiminde kullanılan ham maddenin özelliklerine ve eğirme teknolojisine bağlı olarak farklı prosesler geliştirilmiştir. Pamuk iplikçiliğinde yaygın olarak kullanılan 2

(32)

çeşit iplik eğirme tekniği bulunmaktadır. Bunlar ring iplik eğirme ve open-end iplik eğirme prosesidir (Şekil 3.3).

Şekil 3.2. Pamuk lifi üretim prosesinde üretilen yan ürünlerin kullanım alanları (Alkaya, 2010)

Ring iplik pamuğun uzun elyaflarından üretilmektedir. Ring iplik karde ve penye olarak ikiye ayrılmaktadır. İki iplik arasındaki fark ise penyeleme işleminden kaynaklanmaktadır. Penyeleme işlemi, makineyi besleyen hammaddenin (pamuk) makinede bulunan taraklar yardımıyla yoğun bir tarama işlemine tabi tutulması ve bu şekilde pamuğun kısa olan elyaflarının ayrılmasıdır. Yüksek kalitede üretilen, son derece düz bir yapıya sahip, daha yumuşak ve emiciliği yüksek olan bu iplik; gömlek, bayan kıyafetleri, yüksek kaliteli nevresim üretiminde kullanılmaktadır

http://liwelle.com/tech.aspx?dil=1&techID=2, 26.08.2016.

Open-End (açık uç) iplik eğirme sistemi ring ipliğe göre tamamen farklı bir üretim tekniğidir. Ring ipliğin aksine pamuğun kısa olan elyaflarından üretilmektedir. Kısa

(33)

elyaflar kullanılarak hazırlanan pamuk fitili ile çok yüksek devirde dönen bir rotor beslenir. Merkezkaç kuvveti sayesinde fitil ve rotor yüzeyine yayılarak yapışır. Rotor içerisine uzatılan bir iplik sürekli olarak çekilerek open-end iplik üretilmektedir.

Pamuğun en kısa elyaflarının dahi değerlendirilerek üretimi yapılan bu iplik oldukça ekonomiktir. Bütünlüğü sağlayabilmek için büküm sayısı ring sistemine göre daha yüksek olmak zorundadır. Bu da daha sert bir yapıya sahip olmasına sebebiyet vermektedir.

Karde ve penye iplik open-end ipliğe göre daha kalitelidir. Üretim aşamasında daha az büküm sayısı ile bütünlük sağlanabildiği için open-end ipliğe göre daha yumuşak ve daha düz dokuya sahiptir ve emiciliği daha yüksektir. Ayrıca mukavemeti de oldukça güçlü olan bu ipliklerle üretilen kumaşlarda tüylenme veya bitlenme diye tabir edilen deformasyon oranı çok düşüktür. Ancak bu ipliklerin maliyetinin open-end ipliğe göre

daha yüksek olduğunu belirtmek gerekmektedir

http://liwelle.com/tech.aspx?dil=1&techID=2,26.08.2016.

Şekil 3.3. Ring ve Open-End iplik yapıları

http://liwelle.com/tech.aspx?dil=1&techID=2, 26.08.2016

İplik üretimi sırasında oluşan çevresel sorunlar elektrik tüketimi ve oluşan katı atıklardır. Bu katı atıklarında bir çoğu geri dönüştürülebilen atıklar olduğundan çevreye çok fazla etkide bulunmazlar. Bunun dışında ise bazı bölümlerde kullanılan buharın oluşturduğu emisyon değerleri olabilir.

3.2.4 Dokuma hazırlık ve dokuma

En sade tanımıyla dokuma, ipliklerin tezgahlarda işlenmesi suretiyle kumaş haline sokulması sürecidir (Atik, 2001).

Dokuma işleminden önce çözgü iplikleri, çözgü çekme olarak isimlendirilen bir işlemle

(34)

leventlere sarılmaktadır. Bu işlem sırasında, daha sonra yapılacak terbiye işlemlerindeki emisyonlar üzerinde olumsuz etkisi olabilecek hiçbir yardımcı madde kullanılmamaktadır.

Dokuma işlemi sırasında çözgü ipliklerini kayganlaştırmak ve korumak için, çözgü çekme işleminden sonra bunlara haşıl maddeleri (sulu çözelti veya sulu dispersiyon halinde) aplike edilmektedir. Kullanılan haşıl maddesinin cinsi, işleme sokulan liflere, kullanılan dokuma tekniğine ve varsa haşıl maddelerinin geri dönüşümü için kullanılan sistemin gereksinimlerine göre farklılık göstermektedir.

Haşıl maddeleri, dokumayı gerçekleştiren işletmelerce eklenmektedir ancak terbiyeciler tarafından uzaklaştırılmaları gerekmektedir (haşıl sökme olarak isimlendirilen işlem ile). Haşıl sökme işlemi sonucunda yüksek miktarda atık su yükü oluşmaktadır.

Dokuma kumaşlarda haşıl maddeleri, atık sudaki toplam KOİ yükünün %30-70’ini oluşturabilmektedir (Gontek vd., 2012).

Pamuklu tekstil sektörünün, pamuk ipliği üretiminden sonra gelen ikinci alt dalını oluşturan pamuklu dokuma üretimi, birbirine dik, çözgü ve atkı olarak nitelendirilen iki grup ipliğin, kullanılan teknoloji vasıtasıyla birbiriyle kenetlenmesi işlemi olarak tanımlandırılmaktadır. Kumaş boyunca paralel biçimde uzanan iplikler çözgüyü, kumaş enince paralel biçimde uzanan iplikler de atkıyı oluşturmaktadır (Atik, 2001).Dokuma işlemi sırasında oluşan çevresel sorunlar ise yüksek elektrik tüketimi, oluşan 2. kalite kumaşlar, naylon atıkları, ahşap palet atıkları, plastik gavata atıkları, karton rolik atıkları gibi katı atıklardır.

3.2.5 Ön terbiye ve boyama

“Terbiye işlemleri” genellikle, tekstil ürünün üretimi esnasında kullanıcının isteklerine bağlı olarak uygulanan farklı proseslerin bileşimidir.

Pamuk ön terbiyesi çeşitli yaş işlemleri içermektedir (Gontek vd., 2012) :

Haşıl sökme:Haşıl sökme prosesi, daha önce çözgü işlemi sonrası uygulanmış olan haşıl maddelerinin dokunmuş kumaşlardan temizlenmesi için yapılmaktadır.Haşıl

(35)

sökme yöntemleri, uzaklaştırılacak olan haşıl maddesinin türüne bağlı olarak değişiklik gösterir.

Yıkama:Yıkama prosesi ile ham liflerin doğasında bulunan veya daha sonraki bir proseste liflere bulaşmış olan pektinler, yağ ve mumlar, proteinler; alkali metal tuzları, kalsiyum ve magnezyum fosfatlar, alüminyum ve demiroksitler gibi inorganik maddeler, haşıl maddeleri gibi yabancı maddelerin uzaklaştırılması hedeflenmiştir.

Merserizasyon (veya kostikleme):Merserizasyon, pamuğun kopma mukavemetini, boyut stabilitesini ve parlaklığını arttırmak amacıyla yapılmaktadır.

Ağartma: Liflerin açık tonlara boyanması gerekiyorsa, veya ardından bir baskı işlemi uygulanacaksa ağartma mecburi bir adımdır. Kumaşın koyu renklere boyanması gerekiyorsa ağartmaya yapılmadan doğrudan boyanabilir.

Bu işlemlerin bazıları sadece belirli kumaş tipleri için zorunlu adımlardır (örneğin haşıl sökme sadece dokuma kumaşlara uygulanmaktadır). Ayrıca üretim süresinin ve üretim alanının mümkün olduğunca azaltılmasıyla ilgili ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla, bu işlemlerden bazıları birçok durumda birleştirilerek tek bir adımda uygulanmaktadır.

Pamuk ön terbiyesiyle ilgili başlıca çevresel sorunlar, atıksu yükünden kaynaklanmaktadır. Emisyonların özellikleri bir dizi etmene göre değişebilmektedir:

materyalin formu, uygulanan işlem sırası, bazı işlemlerin tek adımda başka işlemlerle birleştirilerek uygulanması, vb etmenlere bağlı olarak farklılık göstermektedir.

Haşıl sökme genel proses içindeki en büyük atıksu kaynağını oluşturmaktadır. Daha öncede belirtildiği üzere özellikle doğal haşıl maddelerinin söküldüğü durumlarda, haşıl sökmeden gelen yıkama suları, nihai atık sulardaki toplam KOİ’nın %70’ini oluşturabilmektedirler.

Merserizasyon atık suya geçen ve nötralize edilmesi gereken büyük miktardaki kuvvetli alkaliden sorumludur. Nötralizasyon sonucu buna tekabül eden bir tuz oluşmaktadır.

Merserizasyon banyoları genellikle geri kazanılmakta ve tekrar kullanılmaktadır. Bu mümkün olmadığında da diğer ön terbiye işlemlerinde alkali olarak kullanılmaktadır.

(36)

Ağartma(kasar), kullanılan kimyasal maddeye bağlı olarak, atık su içerisinde çeşitli maddelerin çeşitli deşarjlarına sebep olabilir. Ağartma sırasında hidrojenperoksitin parçalanması yalnızca su ve oksijen oluşumuna neden olur.

Boyama, tekstil materyallerinde düzgün bir görünüm ile nihai kullanıma uygun performans ve dayanıklılığı sağlamak için, boyanın materyale yeknesak biçimde aplike edildiği bir renklendirme yöntemidir. Tekstil boyamacılığı, boyama prosesini destekleyen çok sayıda farklı kimyasal maddelerin ve yardımcı maddelerin kullanımını gerektirmektedir.

Boyama, kesikli veya kesiksiz/yarı kesiksiz şekilde yapılabilmektedir. Bu iki proses arasındaki seçim, mamulün bileşimine, seçilen boya sınıfına, makine donanımının uygunluğuna ve maliyet durumuna bağlıdır. Kesiksiz ve kesikli boyamaların her ikisi de aşağıdaki adımlardan oluşmaktadır:

- Boya flottesinin hazırlanması - Boyama

- Fiksaj

- Yıkama ve kurutma

Kesikli (çektirme) boyama yöntemi belirli miktarda tekstil materyali boyama makinesine yüklenmekte ve boya ve yardımcı maddeler içeren bir çözelti ile dakikalardan saatlere kadar varan bir süre içerisinde dengeye getirilmektedir.

Kesiksiz ve yarı kesikli boyama işlemlerinde, boyama flotteleri materyale ya emdirme ile (fulard vasıtasıyla), ya da diğer aplikasyon sistemleriyle aktarılmaktadırlar. En yaygın olan çalışma şeklinde, açık en formundaki materyal kesiksiz olarak boyama flottesiyle dolu banyo teknesi içinden geçirilmektedir. Kesiksiz ve yarı kesikli işlemler arasındaki tek fark, yarı kesikli boyamada boyanın emdirme yöntemiyle kesiksiz olarak uygulanması, fiksaj ve yıkamanın ise kesikli olarak yapılmasıdır.

Boyama işlemlerinde oluşan atıksu yükleri ve olası kaynakları Çizelge 3.1’de özetlenmektedir.

(37)

Boya banyosundaki maddelerin buhar basınçlarının düşük olmasından dolayı, havaya verilen emisyonların oluşumu önemli değildir ve bu yüzden de çoğu kirletici atıksu yükü oluşturur (Gontek vd., 2012).

Boyanan kumaşların üzerinde kalmış olan fazla boyarmadde ve diğer kimyasallardan arındırılmak için bir yıkama işlemine tabi tutulurlar. Kumaş üzerine uygulanacak bitimişleminin çeşidine göre gerekli kimyasallar ile işlem gören kumaş daha sonra kurutma işlemine tabi tutulur (Güngör vd., 2007).

Yıkama işlemi atıksu yükü oluştururken kurutma işlemi sırasında hava emisyonları oluşmaktadır. Aynı zamanda bu işlemler sırasında elektrik enerjisi tüketimi de oldukça fazladır.

(38)

Çizelge 3.1. Boyama işlemlerinde oluşan atıksu ve olası kaynaklar (Gontek vd., 2012)

İşlemler Emisyon kaynakları Emisyon türleri

Boya mutfağı işlemleri

Boya hazırlama Her parti sonunda, kesikli, düşük konsantrasyonlu atıksu (temizleme

adımı) Yardımcı kimyasal maddelerin

hazırlanması Her parti sonunda, kesikli, düşük konsantrasyonlu atıksu (temizleme

adımı) Boya ve yardımcı kimyasal

maddelerin dozajlanması (manuel) Hatalı kimyasal madde hazırlama ve dozajından kaynaklanan dolaylı kirlilik (dökülme, zor repete renkler,

vs.) Boya ve yardımcı kimyasal

maddelerin dozajlanması (otomatik)

Düzenli kalibrasyonu yapılan ve doğruluğu kanıtlanmış sistemlerde

emisyon oluşmaz Kesikli boyamalar Boyama Her parti sonunda, kesikli, düşük

konsantrasyonluatıksu Boyama sonrası yıkama ve

durulama işlemleri

Her parti sonunda kesikli, düşük konsantrasyonluatıksu Makine temizliği Kesikli, düşük konsantrasyonlu

atıksu Yarı kesiksiz ve

kesiksiz boyamalar

Boyar maddenin aplikasyonu Boya banyosu boşaltılmadığı sürece, işlemde atıksu oluşmaz Kuru ısı veya buharla fiksaj Havaya kesiksiz emisyon (örneğin,

termosolleme yöntemi, carrier ile boyanmış kumaşların kurutulması

vb. gibi özel durumlar dışında genellikle önemli değildir) Boyama sonrası yıkama ve

durulama işlemleri Kesiksiz, düşük konsantrasyonluatıksu Tekneler ve besleme

konteynırlarındaki flotte artıklarının boşaltılması

Her parti sonunda, kesikli, konsantre atıksu

Makine temizliği Kesikli, düşük konsantrasyonlu atıksu (indirgen maddeler ve hipoklorit kullanıldığında zararlı

maddeler içerebilir)

3.2.6 Konfeksiyon

Konfeksiyon üretiminin temel malzemesi kumaştır. Kumaşın türünü belirleyen gramaj, genişlik, desen, hammadde gibi özellikleri yanında sertlik, döküm, sıklık, sağlamlık gibi kalite özellikleri de, hem kalıp yapımında kullanılan bolluk ve dikiş paylarını, hem de dikiş ve ütü işlemlerini etkileme bakımından önemlidirler (Ömerbaş, 2006).

Konfeksiyon üretim aşamasında daha çok insana bağımlılık mevcuttur. Son yıllarda teknolojinin gelişmesi ile otomasyonun bu alanda da kendine yer bulmaya başlaması, bu bağımlılığı giderek azaltmaktadır (Özdemir,2007).

(39)

Konfeksiyon aşamasında oluşan çevresel sorunlar diğer aşamalara oranla oldukça azdır.

İplerden kaynaklı gavata atıkları, kumaş kırpıntıları, ambalaj atıkları gibi katı atıklar ve bunun dışında kullanılan elektrik enerjisidir.

Konfeksiyon aşamasında paketlenen ürünler konfeksiyon deposundan alıcı firmanın deposuna sevk edilir ve daha sonra alıcıya sunulmak üzere mağaza raflarında yerini alır.

Bu aşamalar sırasında ürünün taşınma yoluna bağlı olarak çevresel sorunlar değişmektedir. Ürünler hava yolu, deniz yolu veya kara yolu ile alıcı firmaya iletilmektedir. Bunun dışındaki çevresel sorunlar ise ürünün taşınması sırasında oluşan tahta palet atıkları, koliler ve kullanıcıya ulaşması ile ortaya çıkan ambalaj atıklarının oluşturduğu sorunlardır.

(40)

BÖLÜM IV

YAŞAM DÖNGÜSÜ DEĞERLENDİRMESİ

Yaşam döngüsü değerlendirmesi, tüm dünyada kullanılan, ISO 14040 serisinde ayrıntılı biçimde tanımlanmış ve standardize edilmiş bilimsel bir analiz metodudur.YDD bir ürünün hammaddesinin elde edilişi, üretimi, nakliyesi, kullanılması, bertarafı aşamalarında çevreye olacak etkilerini hesaplamakta, üretimin sorunlu noktalarını saptamakta sorunların kaynağına inmekte kullanılan bir araç niteliği taşımaktadır (Tatar,2013). Bir YDD çalışmasında tipik olarak yer alan Yaşam Döngüsü Aşamaları Şekil 4.1’de gösterilmiştir.

Şekil 4.1. YDD’nin aşamaları (USEPA, 2006; Demirer, 2011)

YDD 90’lı yılların başından bu yana karmaşık karar verme süreçlerinde gittikçe daha sık başvurulan ve sürekli geliştirilen bir yöntemdir. Şekil 4.2’de görüldüğü üzere YDD, ürün ve proses geliştirme, eko-verimlilik, eko-etiket, karbon ayakizi veya çevresel ürün deklarasyonları gibi birçok çalışmada şüphesiz önemli bir araçtır(Taşkın ve Güney, 2014).

Ürün veya teknolojilerin sürdürülebilir olarak değerlendirmesi sosyal, çevresel ve ekonomik olarak üç boyutunda ele alınmasını gerektirir (Elkington, 1998).

(41)

Şekil 4.2. YDD yönteminin sonuçları (Taşkın ve Güney, 2014)

YDD çalışmaları yaşam döngüsünün hangi kısmında yapıldığına göre olarak“beşikten mezara”, “beşikten kapıya”, “beşikten beşiğe” ve “kapıdan kapıya” olmak üzere gruplandırılabilir. “Beşikten mezara” bir ürün ya da sürecin tüm yaşam döngülerini içeren analiz çalışmaları için kullanılan bir tanımlama olup hammadde üretiminden (“beşik”) ortaya çıkan atıkların bertarafına (“mezar”) kadar geçilecek tüm süreçleri içine alır. “Beşikten kapıya” bir ürün ya da süreci, hammadde üretiminden (“beşik”) itibaren fabrikaya iletildiği aşamaya (“kapı”) kadar olan süreçleri yani yaşam döngüsünü kısmen kapsar. “Beşikten mezara” yaklaşımının en son yaşam döngüsü olan atık tasfiyesi aşamasında atıkların geri kazanımı söz konusu ise bu “beşikten beşiğe” yaklaşımı olarak anılmaktadır.“Kapıdan kapıya” bir ürün ya da sürecin tek bir aşamasına ait yaşam döngüsünün ele alındığı bir yaklaşımdır (Jiménez-González, 2000).

4.1 Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin Gelişimi

YDD’nin ortaya çıkış noktası altmışlı yılların sonlarına doğru ortaya çıkan ve endüstrileri, ürünlerine yönelik enerji etkin çözüm arayışına yönlendiren enerji krizine dayanmaktadır. Böylelikle, ürünün döngüsü olarak kastedilen, hammaddenin elde edilmesinden atık yönetimine kadar tüm aşamalarda enerji tüketiminin azaltılmasının gerekli olması nedeniyle ürünün yaşam döngüsü kavramı ortaya çıkmıştır. YDD olarak

(42)

kabul edilen ilk çalışma 1969 yılında Coca-Cola firması tarafından emisyon, materyal ve enerji tüketimi açısından farklı içecek kaplarının değerlendirilmesi amacıyla Midwest Araştırma Enstitüsü’ne yaptırılmıştır. Bu çalışma REPA (Resource and Environmental Profile Analysis) Kaynak ve Çevresel Profil Analizi olarak adlandırılmıştır (Milà i Canals, 2003; Kılıç, 2010). Bu çalışmaya benzer çalışmalar yetmişli yıllarda da gerçekleştirilmiş ancak yetmişli yılların sonlarından seksenli yılların ortasına kadar bu tür analizlere olan ilgi, ekonominin gelişmesi nedeniyle azalmıştır (Kılıç, 2010).

Seksenli yılların ortasından itibaren kaynak tüketimi ve emisyon minimizasyonuna olan ilginin artmasına paralel olarak Yaşam Döngüsü Envanteri çalışmalarına olan ilgi de artmıştır. Bununla beraber EMPA1, BUWAL2 ve CML3 gibi farklı kuruluşlar maddelerin “etki kategorileri” halinde bir araya getirilmesi amacıyla yöntemler geliştirmişlerdir(Milà i Canals, 2003; Kılıç, 2010).

1988 yılında, katı atıkların dünya çapında bir konu olmasıyla YDD yöntemi yine çevresel problemlerin analizinde ortaya çıkan bir araç olmuştur. Hammaddeyi ve çevrenin gelişimini ilgilendiren tüm alanlarda YDD yöntemi yeniden geliştirilmiştir (Çil, 2013).

1990 yılı ile birlikte YDD yönteminin standartları geliştirilmiştir. İlk kez olarak 1990’larda net enerji analizleri ile ortaya çıkan, bunun yeterli olmaması üzerine daha sonraları su ve hava emisyonları da eklenen bu çalışmalar ile, 1990'da Kimya ve Çevresel Toksikoloji Birliği (SETAC, Society for Environment Toxicology and Chemistry), 1996’da da Uluslararası Standart Organizasyonu (ISO), YDD için bir metodoloji geliştirmiştir. Yaşam Döngüsü Envanteri, Yaşam Döngüsü Etki Değerlendirme ve Yaşam Döngüsü Gelişme Analizi’nden oluşan ana hatları belirgin bir şekilde ortaya konulmuştur (Çil, 2013).

4.2 Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin Standardizasyonu ve Metodolojisi

ISO (International Organization for Standardization), 1946’da İsviçre’nin Cenova kentinde standart grupların birleşmesi amacıyla 111 ülkenin katılımıyla kurulan ve

(43)

yaptığı standardizasyon çalışmaları sonucu sanayiye, ticarete ve tüketicilere katkılar sağlayan Uluslararası Standartlar Teşkilatı’dır.

Standartlar ISO’da teknik komiteler yoluyla geliştirilmektedir. Teknik komiteler bu standarda ihtiyaç duyup onu talep eden sektörlerdeki uzmanlardan oluşmaktadır. Bunun yanında hükümet kuruluşları, tüketici örgütleri, çevreciler, vb. örgütlerden uzmanlar da teknik komitelere katılabilmektedirler. Bu uzmanlar, ulusal delegasyon olarak ISO’nun üyesi olan ulusal enstitü tarafından seçilirler. Teknik komiteler çoğunlukla alt gruplara, alt gruplar da standardın yazılımının gerçekleştiği çalışma gruplarına ayrılmaktadır (Turhan, 2010).

ISO 14000, 1996’da çevre yönetim sistemi oluşturmak isteyen gönüllü işletmelerin benimseyebileceği bir küresel standartlar serisi olarak ortaya koyulmuştur (Benito and Benito, 2008). ISO 14000 çevresel bilince sahip politikaların ve uygulamaların en iyisinin geliştirilmesinde yöneticilere rehberlik yapan standartlar bütünüdür. ISO 14000 standartları ailesi bir kuruluşun karşılaşacağı çevresel zorunlulukları yerine getirme sürecinde yardımcı olur ve işletmenin çevreye etkisini kontrol etmekte kullanılacak proseslerin tasarlanmasını sağlar (Turhan, 2010).

ISO, Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi üzerine ISO 14040 serisini yayımlamıştır (Çizelge 4.1).Bu standartlardan bazıları Türkçeye çevrilerek Türk Standartları Enstitüsü Standartlarında (TSE) yer almış, bazılarının da Türkçe çevirileri henüz tamamlanmamıştır. Tamamlanan çevirilerde ise önemli ölçüde kavram kargaşası bulunmaktadır (Gültekin, 2006).

(44)

Çizelge 4.1. ISO 14040 ve TSE EN ISO 14040 Standartları Serisi (Kılıç, 2010)

ISO 14040 Serisi Environmental Management

Life Cycle Assessment

TSE EN ISO 14040 Serisi Çevre Yönetimi Hayat Boyu Değerlendirme

ISO 14040:2006 Principles and Framework TS EN ISO 14040:2007 Prensipler ve Çerçeve

ISO14041:1998a Goal and Scope Definition and Inventory Analysis

TS EN ISO 14041:2003b Amaç ve Kapsam Tarifi ile Envanter Analizi

ISO 14042:2000a Life Cycle Impact Assessment TS EN ISO 14042:2002 b Hayat Boyu Etki Değerlendirmesi

ISO 14043:2000 a Life Cycle Interpretation TS EN ISO 14043:2003 bHayat Boyu Yorumu

ISO 14044:2006 Requirements and Guidelines TS EN ISO 14044:2007 Gerekler ve Kılavuz

ISO 14047:2003 Examples of Application of ISO 14042

ISO/TS 14048:2002 Data Documentation Format

ISO/TR 14049:2000 Examples of Application of ISO14041 to Goal and Scope

Definition and Inventory Analysis

a 2006’da yürürlükten kaldırılmış yerini ISO 14040:2006, ISO 14044:2006 almıştır.

b 2007’de yürürlükten kaldırılmış yerini TSE EN ISO 14040:2007, TSE EN ISO 14044:2007 almıştır.

ISO 14040 Standardın’da YDD’nin dört aşaması vardır.Bunlar;

 Amaç ve kapsam aşaması

 Envanter analizi aşaması

 Etki değerlendirmesi aşaması

 Yorumlama aşaması https://www.iso.org/obp/ui/#iso:std:iso:14040:ed-2:v1:en, 26.08.2016.

Her bölüm kendinden bir önceki bölümü izlemekte ve gerektiği durumlarda çalışılan bölümde yapılan eklemeler ve sonuçlar doğrultusunda geçmiş bölümlerde düzeltmeler

Referanslar

Benzer Belgeler

Although the frequency of the typical symptoms of acute respiratory infections including fever and cough was less reported in pediatric COVID-19 patients

Abstract Automatic text summarization is one of the applications of natural language processing that has been studied for a long time. The increase in the amount of

Akuatik türler için yem kaynakları; yapay yemler, doğal yemler (planktonik organizmalar), doğal ve yapay yemlerin kombinasyonu.olmak üzere üç kısma ayrılır..

Şekil 4.10 : Ultrases ve ısıl işlem uygulanmış yağsız sütlerden üretilen yoğurtlarda ikayma gerilimi taraması.ööööööööööööööööööööööööööööööööööööii

The application scans the medicine content side and uses the advanced technologies like Tesseract optical character recognition (OCR), Computer Vision, Text to

Boyarmaddeler organik yapıda olup, çözelti veya süspansiyon halinde çeşitli yöntemlerle cismin yüzeyi ile kimyasal veya fizikokimyasal bir reaksiyona girerek birleşirler ve

(Bu fiyat fabrikada bantta teslim net satış fiyatına, fon primlerinin yükleme ücretinin ve istihsal vergi- sinin eklenmesi ile bulunur.) Çimento standart v a) Portland

Gece soap operalan ile giindtz soap op€ralaflnm anlatl yaptlan ara_ smdaki dnemli farldlhklar Sunlardr: Her iki soap,ta da ailenin Onerrti Uir yoi olmasma raEmen,