3
Genel Değerlendirme:
Her yıl Aralık ayında gerçekleşen devlet bütçe görüşmeleri 2010 yılının son TkMM toplantılarının da ağırlıklı gündemiydi.
TkMM’ler bütçe alt komisyonunda görüşülen 2011 yılı bütçesini, TBMM genel kurulundan daha önce tartıştılar.
TkMM toplantıları tamamlandıktan sonra TBMM genel kuruluna sunulan 2011 bütçesi her yıl olduğu gibi, bu yıl da itirazlar, savunular arasında kabul edilmiş oldu.
TkMM’lerin Aralık ayı toplantılarına katılan veya katılamayacağını bildiren STK temsilcilerinin, “devlet bütçesi”
tartışmasını son derece “teknik ve uzmanlık isteyen” bir tartışma olarak algıladığını belirtmemiz gerekiyor.
Bütçenin hazırlanma sürecine, sivil toplumun; bu anlamda kamunun ilgisinin kısıtlılığı hissedilir derecede TkMM toplantılarına da yansımış oldu.
Bütçenin hazırlanmasının, hiçbir şekilde dahil olunabilecek ve etkiye açık bir süreç olarak görülmediği açık. Sivil toplumun bu algısı, sürecin hukuki ve teknik verili durumunda son derece anlaşılabilir olmakla birlikte; yine de her vatandaşı, belki de en yakından ilgilendiren bu konuya olan ileri derece ilgisizliği açıklamaya yeter gibi görünmüyor.
TkMM’ler toplantılarını bu ay 16 ilde gerçekleştirebildiler.
Çanakkale ve Van toplantıları katılım olmadığı için, Hakkari yoplantısı ildeki olaylar nedeniyle, Iğdır toplantısı ise salonda meydana gelen teknik bir aksaklık nedeniyle yapılamadı.
4 Tartışılan Konular:
Toplantılarda 15 il “2011 Bütçesi Hazırlanırken… Devlet bütçesi Türkiye’nin ihtiyaçlarını ne kadar karşılıyor?”
konusunu gündem olarak belirledi.
Adıyaman bütçe tartışmasının yanında “üç generalin görevlerinden alınmasını” da konuşarak Aralık ayı toplantılarını gerçekleştirdiler.
Elazığ ise “NATO füze kalkanı projesini” konuştu.
Adıyaman “Tütün Kotası”nı, Batman “Sivil toplum kuruluşlarının durumu”nu, Bitlis “Bitlis kalkınma platformu”nu, Eskişehir “Kent bütçesi”ni, Hatay “Bütçeden Hatay’a ayrılan pay”ı, İstanbul “İBB bütçesi””, Kocaeli
“Kocaeli afet merkezi”ni, Malatya “Şehrin kat yerleşimi”ni ve
“Çevre sorunları”nı, Muğla “Garajın eski yerinin konut olarak projelendirilmesi” tartışmalarını, Muş “Tarihi eseler, imar planı ve Muş’un çevre sorunları”nı, Ordu “İl özel idare bütçesi ve kivi üretiminin genel sorunları”nı, Sakarya
“Sakarya Üniversitesi”ni yerel konu başlıkları olarak gündemlerine aldılar.
Aralık 2010 TkMM toplantılarına belediye başkanlarından katılan olmadı.
Milletvekillerinden, Mehmet Emin Ekmen (Batman) ve Öznur Çalık (Malatya) illerindeki kMM toplantılarına katıldılar.
5
Ortak Paydalar:
* Devlet bütçesinin hazırlanma ve kullanılma sürecinde sivil toplum daha etkin hale gelmelidir.
* Bütçe dağılımındaki bölgesel ve sosyal adaletsizlikler giderilmelidir.
Hazırlayan Yakup Kadri Karabacak Türkiye küçük Millet Meclisleri
Koordinatörü 17.12.2010
“Raporda yer alan görüşler TkMM katılımcılarına aittir.”
6
I- 2011 Bütçesi Hazırlanırken… Devlet bütçesi Türkiye’nin ihtiyaçlarını ne kadar karşılıyor?
Değirmenin suyu nereden geliyor?
Devlet bütçesinin büyük bir oranının doğrudan ve dolaylı vergilerden oluştuğu, ama vergilendirmenin adaletsiz olduğu katılımcılar tarafından sıklıkla vurgulandı.
Vergilendirmede kişinin ya da iş insanının gelirinin esas alınmadığı ifade edildi. Yine vergilendirme başlığı altında gündemi değerlendirirken çok sayıda konuşmacı, kısa sürede çıkması planlanan “mali affı” da değerlendirdi. Bu afların özellikle vergi kaçıran büyük bütçeli firmaların ve sahiplerinin faydalandığı düzenlemeler olduğu, vergisi daha para eline geçmeden maaşından kesilen çalışanların bu aflardan istifade edeceği bir durumun zaten olmadığı belirtildi.
Vergi borcu olanlara çıkarılan affa karşılık, vergisini düzenli ödeyen vatandaşlara da “iyi niyet indirimi” uygulanması gelen öneriler arasındaydı.
Vergiler dışında devlet bütçesinin gelirlerinin hangi kaynaklarla arttırılabileceğine ilişkin bir öneri ifade edilmedi.
Aslan payı kimin?
Türkiye bütçesinden aslan payının “milli savunmaya”
ayrıldığı, 2011 bütçesinde bu payda azalma olsa da, durumun değişmediği algısı hâkim.
Özellikle eğitim ve sağlık harcamalarına bütçeden ayrılan payın artması gerektiği vurgulanıyor.
Bütçeden aslan payını da bölgesel anlamda, Marmara ve Ege gibi sanayisi ve nüfusu fazla bu bölgelerin aldığı belirtiliyor.
7
Özellikle doğu ve güneydoğu bölgesindeki toplantılarda konuşan katılımcılar, bölgeye pozitif ayrımcılık uygulanması gerektiği, bölge nüfusu göçle hızla düştüğünden mağduriyet yaşadıklarını ifade ediyorlar.
Milletvekillerinin Görüşleri:
Toplantılarına katılan her iki milletvekili de, Türkiye’nin genel ekonomik tablosunun iyiye gittiğine işaret ettiler. Global ekonomik krizden en az zararla çıkan ülkelerden birinin Türkiye olmasının önemine dikkat çekildi. Bütçenin geçtiğimiz yıl beklenen düzeyde açık verdiği, ülke ekonomisinin artık istikrara kavuştuğu özellikle belirtildi.
Öne çıkan bazı görüşler
I- GENEL Bütçe üstüne
● Sivil toplum ve kamuoyu devlet bütçesinin hazırlanması sürecine ilgisiz.
●Kamuoyu devlet bütçesi konusunda doğru enforrme edilmiyor. Süreç şeffaflaştırılmalıdır.
●Siyaset sivilleştiği ölçüde, savunma harcamaları azalarak bütçe de sivilleşmektedir.
●Merkezi devlet bütçesinden pay alan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yalnızca Müslüman-Suni- Hanefi mezhebe hizmet vermesi, vergi mükellefi diğer inançlara sahip vatandaşlar için adalet yoksunu bir uygulamadır.
● Bütçe açığı olduğu sürece özelleştirmeler devam edecektir;
ancak özelleştirmeler uzun vadede ülke çıkarına değildir.
II- NATO Füze Kalkanı Projesi
Elazığ kMM katılımcılarının tamamı, füze kalkanı projesinin İran’ı hedef aldığında hemfikir görünüyor.
8
NATO’nun bu girişimine ortak olmanın veya buna onay vermek zorunda bırakılmasının hükümetin dış politikada aczini gösterdiğini belirtenler olduğu gibi, artık bir dünya devleti olan Türkiye’nin bu sürecin dışında kalamayacağını, bu sebeple hükümeti eleştirmenin yersiz olduğunu ifade edenler de oldu.
Katılımcıların büyük kısmı, füze kalkanı projesinin bölge devletlerinin (İsrail dışında) aleyhinde bir adım olduğunu belirttiler.
Bu başlıkta “Türkiye’nin dış politikasının ekseni mi kaydı?”
tartışmaları da gündeme geldi. Bu tartışma da iki hakim fikir ön plana çıktı:
1- Türkiye’de eksen kayması söz konusu değildir; ufak kırılmalarla geleneksel politika devam ediyor. Füze kalkanı projesinin kabulü de bunun göstergesidir.
2- Yaşanana eksen kayması demek doğru bir
değerlendirme olmaz. Türkiye bölgesel bir güç haline gelmiş, uluslar arası bir aktör olarak dış politikası hareket kazanmıştır.
III- Üç Generalin Görevlerinden Alınması Hükümete karşı darbe planlarına ismi karışan ve son Yüksek Askeri Şura’da terfileri krize dönen üç generalin İç İşleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından görevlerin alınması hukuka uygun ve yerindedir. Yaşananlar askerin
“dokunulmaz” olmadığı algısını bir kez daha yıkmıştır.
Bir konuşmacı, TSK kademelerine karşı geliştirilen bu yaklaşımın, davalara konu olmuş tüm bürokratlar için uygulanması gerektiğinin önemine dikkat çekti.