• Sonuç bulunamadı

TÜRKÇE OKUYORUM. HAKAN YILMAZ Dilmer Yayınları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKÇE OKUYORUM. HAKAN YILMAZ Dilmer Yayınları"

Copied!
98
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

(2) TÜRKÇE OKUYORUM. HAKAN YILMAZ. Dilmer Yayınları.

(3) İÇİNDEKİLER I-Hollanda'danArkadaşlarımGeldi................................... 5. 2000. oa. J- bo. lak. d= Pazarda ANS VOUS. abi. 8. idam az aa. ə. malak klan aaa. 11. Ra. n A 14. 5-ÇocuklarımızNeOlacak?............................................. 17. 6- Аһ роКтога биләни. 21. илы Кал. 23. BZ. ИН. ın. Танк. a. eradan. HALİ on. əba. иД 29. Ал. ŞAN 32. aa ƏL. Il-Turkiye de:Geziyonuzuuona BD SS A. sha. ez aa вал. A. Desem a. İNE aed Aad. EN. s 36. EM. 39. .7. AA əbəkə. 43. лдә 46. 14-Hayvanat Bahçesinde............................................................ 49 15-1 aksi Şoförlü Ü einen. al. S. 53. aa. aaa. 56. MR RİNA ENAM. 60. 16-Tatile ETİL Ol NZ aaa 17-Mavi’nin. OL b b. meki. 18-Kafede Витали ee. 63. 19-Günlük Hayattan Kesitler ..................................................... 66 20- Neden Yemek” Yeriz” UL əya aa Rdelik. dadı 69. 21 SOZ КР Ad. a 72. 250501 100 mada ML ekl lada6 keten. di94.

(4) [1]. Ahmet-. (HOLLANDA'DAN ARKADAŞLARIM GELDİ. Merhaba Mehmet, nasılsın?. Mehmet- Sağol, iyiyim. Sen nasılsın? Ahmet-. Ben de iyiyim. Çay içiyoruz. Gel, çay iç!. Mehmet- Tamam. Merhaba arkadaşlar! Ooo.. çay çok güzel. Dün ne yaptın? Ahmet-. Dün Hollanda'dan arkadaşlarım geldi. Arkadaşlarla. Boğaz”a gittik, yemek yedik. Onlar yemekten sonra. Sultanahmet”e gitmek istediler, beraber gittik.. Mehmet- Beğendiler mi? Ahmet-. Evet, beğendiler. Topkapı Müzesi'ne, Sultanahmet Camisi”ne, Ayasofya'ya gittik. Sonra bir kahvehanede. nargile ve çay içtik. Onlar akşam saat yedide otele gittiler..

(5) Mehmet- Sonra buluştunuz mu? Ahmet-. Tabii, akşam Taksim'de buluştuk. Sonra güzel bir bara. gittik. Barda canlı müzik vardı. Sohbet ettik ve çok. güldük. Saat on buçukta canlı müzik başladı, dans ettik. Mehmet-. Ertesi gün saat kaçta buluştunuz?. Ahmet-. Sabah saat dokuz buçukta otelde buluştuk ve kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra arkadaşlarım alışveriş yapmak istediler.. Mehmet-. Nereye gittiniz?. Ahmet-. Kapalı Çarşı'ya gittik. Kapalı Çarşı'da alışveriş yaptı-. lar ve sonra otele döndüler. Mehmet-. Sen de Kapalı Çarşı'ya gittin mi?. Ahmet-. Gittim, sonra büroya gittim.. Mehmet-. Büroya niçin gittin?. Ahmet-. İşlere bakmak istedim. Problem yoktu. Sonra arkadaşlarımla havalimanına gittik, onları yolcu ettim. Arkadaşlarımı gördüm, bunun için çok mutlu oldum..

(6) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Çay nasıl?. 2- Ahmet'in arkadaşları nereden geldi?. 3- Onlar akşam barda ne yaptılar?. 4- Onlar ertesi gün saat kaçta buluştular?. 5- Ahmet niçin çok mutlu oldu?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 6- Onlar bir kahvehanede nargile içtiler. ( ) 7- Barda canlı müzik vardı. ( ) 8- Onlar Boğaz'da çay içtiler. ( 9- Arkadaşları kahvaltıdan sonra alışveriş yapmak istediler.( 10-Ahmet, Kapalı Çarşı”dan sonra büroya gitti. ( ——€.

(7) [2]. LOKANTADA. GarsonTekin-. Hoş bulduk!. Garson-. Kaç kişisiniz, efendim?. Tekin-. Yedi kişiyiz.. Garson-. Şu masa on kişilik, buyurun!. Ercan-. Pencerenin yanında bir masa yok mu?. Garson-. Şu masa boş, efendim.. Tekin-. Tamam, oraya oturalım.. Garson-. Buyurun!. Tekin-. Mönü var mı?. Garson-. Şimdi getiriyorum.. Leyla-. Burası çok güzel bir yer.. Tekin-. Evet, güzeldir. Ben buraya çok geldim. Her defasında çok güzel yemekler yedim. Yemekler gerçekten güzel.. Garson-. Buyurun, mönüler!. Tekin-. Evet, ne yemek istiyorsunuz?.

(8) Gamze-. Ben balık yiyeceğim.. Ercan-. Balıklar taze mi?. Garson-. Taze, efendim.. Gamze-. Tamam, ben bir palamut alayım.. Garson-. Palamutlarımız çok taze, dün geldi.. Gamze-. Çok açım!. Garson-. Servisimiz çok hızlıdır.. Tekin-. Bana kalkan.. Leyla-. Meze var mı?. Garson-. Tabii, var.. Leyla-. Meze ve kalkan istiyorum.. Ercan-. Bana da palamut lütfen!. Garson- Ne içmek istiyorsunuz?. Leyla-. Beyaz şarap.. Garson-. Yerli mi, yabancı mı?. Ercan-. Yerli.. Garson-. Sarımsaklı ekmek istiyor musunuz?. Leyla-. Hayır, teşekkürler. Sarımsak kokuyor.. Tekin-. Ben istiyorum.. Garson-. Kaç tane şarap istiyorsunuz?. Ercan-. İki şişe,. Garson-. Tamam, hemen getiriyorum.. Gamze-. Müzik çok güzel!. Garson- Buyurun, şarap ve mezeleriniz! Ercan-. Servis gerçekten çok hızlı..

(9) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Lokantadaki balıklar nasıl?. 2- Kim hangi balıktan yedi?. 3- Leyla niçin sarımsaklı ekmek yemek istemiyor?. 4- Bu lokantada nasıl servis yapıyorlar?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 5- Bu lokantada güzel yemekler var.. (. ). 6- Lokantanın servisi çok iyi değil.. (. ). 7- Onlar iki şişe şarap istedi.. (. ). 8- Tekin bu lokantada bazen iyi yemek yedi.. (. ). 9- Pencerenin yanında boş masa yok.. (. ). 10.

(10) (3). KUAFÖRDE (ae P +x. Emel Hanım. A. ЫЫ #. - Merhaba!. Kuaför Metin - Ooo.. merhaba, Emel Hanım! Hoş geldiniz! Buyurun, şöyle oturun! Maalesef biraz bekleyeceksiniz, çünkü bir müşterinin saçını boyuyorum.. Emel Hanım - Tabii tabii! Siz işinize bakin! Ben moda dergilerine biraz bakacağım.. Kuaför Metin - Tamam! Emel Hanım, işim bitti. Buyurun lütfen! Emel Hanım - Metin Bey, saçımı biraz değiştirmek istiyorum, ama henüz bir model seçmedim. Bunun için si-. zin fikrinizi sormak istiyorum. Kuaför Metin - Bence saçlarınız çok uzun. Uçlarında kırıklar var. Çatalları görüyor musunuz? Bence sağlıklı. değil, biraz keseceğim. Emel Hanım. - Ne? Saçlarımı mı keseceksiniz?. 11.

(11) Kuaför Metin - Evet. Saçınızı en son ne zaman boyadık?. Emel Hanım. - Üç ay önce. Bence boya zamanı geçti. Sizce?. Kuaför Metin - Hımm.. doğru!. Emel Hanım. - Tamam, zaten bu renkten sıkıldım. Metin Bey,. sizce perma yapalım mı? Kuaför Metin - Bence biraz bekleyin; şimdi saçınız sağlıklı de-. Sil. Üç dört ay sonra yapalım. Nasıl, saçınızın yeni modelini beğendiniz mi? Rengi nasıl sizce? Emel Hanım. - Bu ben miyim? Çok güzel oldu, elinize sağlık! Eşim, arkadaşlarım çok şaşıracaklar.. Kuaför Metin - Şimdi fön çekeceğim. Emel Hanım - Evet, ama lütfen biraz acele edin! Yeni Emeli. herkese göstermek istiyorum. Haa.. Metin Bey,. Lale bugün yok mu? Kuaför Metin - Bir saat sonra gelecek. Manikür mü yaptırmak istiyorsunuz?. Emel Hanım - Neyse, bugün zamanım yok. İki gün sonra geleyim. Borcum ne kadar?. Kuaför Metin - Boya ve kesim 80 lira. Emel Hanım - Buyurun. Görüşmek üzere. Kuaför Metin - Görüşmek üzere.. 12.

(12) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Kuaför, Emel'in saçını niçin kesecek?. 2- Kuaför, Emel'in saçlarını en son ne zaman boyadı?. 3- Emel saçının rengini niçin değiştirmek istiyor?. 4- Emel ne zaman manikür yaptıracak?. 5- Kuaför, Emel'in saçına niçin perma yapmıyor?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 6- Emel kuaförde çok bekliyor.. (. ). 7- Kuaför, Emel'in saçına fön çekiyor.. (. ). 8- Emel herkese yeni Emel'i göstermek istiyor.. (. ). 9- Emel saçını hem kestiriyor, hem boyatıyor.. (. ). 13.

(13) [4]. PAZARDA ALISVERIS. Pazarlar İstanbul'da önemlidir. Birçok semtte pazar var. Bu pazarlarda çok kaliteli şeyler var. Fiyatları çok ucuz değil, ama. uygun. Bayanlar böyle pazarları çok seviyorlar ve sık sık pazarlara gidiyorlar. Mutlaka bir şey alıyorlar; büyük veya küçük. Hem alışveriş yapıyorlar, hem de geziyorlar, sohbet ediyorlar.. Ayşe- Bugün hiç bir şey almayacağım. Geçen hafta çok şey aldım.. Mine- Tabii tabii! Göreceğiz! Bence yine bir şeyler alacaksın. Ayşe- Almak istemiyorum, ama emin değilim. Bakalım! Mine- Bakalım! Şimdi ne yapıyoruz?. Ayşe- Gel, şu bluzlara bakalım.. Mine- Hangilerine? Bu bluzlardan geçen hafta da aldın. Ayşe- Ama geçen hafta bu renkler yoktu. Bunlar çok güzel.. 14.

(14) Mine- Eh, tamam.. Ayşe- Bak, bu pembe bluz çok güzel! Sence fiyatı ne kadar? Mine- Hangisi, bu mu? Beyefendi, bunun fiyatı ne kadar? Satıcı- On iki lira, abla.. Ayşe- Geçen hafta bunların fiyatı on liraydı.. Satıcı-Bunların fiyatı değişti, abla. Ben de bu hafta biraz pahalı aldım. Mine- Tamam, almayacağız, gidiyoruz.. Ayşe- Mine, bunlar çok güzel; ben alacağım. On bir lira olur mu? Satıcı- Sizin için olur abla, çünkü siz geçen hafta da benden alış-. veriş yaptınız. Size bir lira indirim yapayım! Olur mu? Ayşe- Tamam, bir tane alıyorum.. Mine- Neden hepsini almadın? Hepsini beğenmedin mi? Ayşe- Hepsini ne yapayım? Ben sadece bunu beğendim. Buyurun! Satıcı- Sağol, abla. Buyurun paranızın üstü, iyi günlerde giyin!. Ayşe- Teşekkürler! İyi günler! Satıcı- İyi günler, abla! Mine- Neden aldın bunu, Ayşe?. Ayşe-. Pembe ayakkabılarım var, onlarla giyeceğim.. Mine- Ben biraz meyve alacağım, haydi şu tarafa gidelim! Ayşe-. Tamam, gidelim!. 15.

(15) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Niçin bu hafta bluzun fiyatı daha pahalı?. 2- Satıcı fiyatı niçin indirdi?. 3- Ayşe bu bluzu niçin aldı?. 4- Mine pazardan ne alacak?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 5- Pazarda çok kaliteli şeyler var.. (. ). 6- Ayşe üç bluz aldı.. (. ). 7- Bu pazarda her şey pahalı.. (. ). 8- Ayşe geçen hafta da aynı bluzdan aldı.. (. ). 9- Bayanlar pazarlardan çok küçük şeyler alıyor.. (. ). 16.

(16) [5]. COCUKLARIMIZ NE OLACAK?. Baba-. Merhabaaa! Biz geldik.. Anne-. Bune! Oğlum ne yaptın? Bütün elbiselerin ıslak!. Baba-. Futbol oynadık oğlumla, Sevda. Benim oğlum futbolcu olacak. Çok iyi futbol oynuyor.. Murat- Sağol, baba. İyi oynuyorum, değil mi? Anne-. Sus, hadi doğru banyoya! Bu yağmurlu havada futbol oynuyorlar! Neler öğretiyorsun çocuğa, Serkan? Niçin futbolcu olacak! Oğlumuz için başka meslek yok mu?. Baba-. Ne var? Çocuk yetenekli. O çok iyi futbolcu olacak, ço-. cuk futbolcu olmak istiyor. Niçin kızıyorsun, futbolculuk kötü bir iş mi?. 17.

(17) Anne-. Baba-. “Kötü iş” demedim. Başka çok iyi işler var. Hadi sen de banyoya, evi kirletmeyin! Tamam tamam.. Çiğdem- Ne oluyor anne, problem ne?. Anne-. Bir şey yok.. Murat-. Ben yıkandım, bakın temizim. Süper maçtı anne. Ba-. bam da çok güzel futbol oynuyor. Anne-. Oğlum, sen gerçekten futbolcu mu olmak istiyorsun?. Murat-. Belki, anne.. Anne-. Oğlum, başka bir iş düşünmüyor musun?. Murat-. Düşünüyorum; doktorluk, öğretmenlik, müzisyenlik. iyi meslekler. Baba-. Banyo bitti, şimdi çay zamanı. Çaylar nerede, kızım?. Çiğdem- Beş dakika sonra hazır, baba. Baba, ben de manken olmak. бә. да. istiyorum, tamam mı? Baba-. Nell? Ne olmak istiyorsun?. Çiğdem- Manken, babal Manken. olmak kötü mü?. —. |7. -. Baba-. Eee.. Hayır, kötü değil, ama... Anne-. Ama, ne?. Baba-. Mankenlik zor iş! Yemeyeceksin, içmeyeceksin, diyet. 18. AY. fl.

(18) yapacaksın, her gün spor yapacaksın, güzellik salonlarına gideceksin. Kızım, başka iş düşün!. Çiğdem- Başka işler de düşünüyorum, baba. Anne-. Futbolcu olmak çok mu kolay, Serkan? Her gün erken. kalkacak, her gün antrenman yapacak, bazen bir hafta kampta kalacak! Gençken sen de çok güzel futbol oynu-. yordun, profesyonel kulüpler seni istedi. Sen niçin futbolcu olmadın? Baba-. Tamam tamam, sen haklısın, Sevda! Ama ben hala iyi. futbol oynuyorum. Eee.. tatil için nereye gidelim? Çiğdem- Ne! Tatile mi gidiyoruz?. Anne-. Hafta sonu için iki günlük bir tatil düşündük. Sürpriz yapmak istedik, bunun için size söylemedik.. Baba-. Söyleyin bakalım, nereye gidelim?. Anne-. Yakın bir yere gidelim. Pazartesi günü çocukların okulu var.. 19.

(19) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Murat'ın elbiseleri niçin ıslak?. 2- Murat'ın babası nasıl futbol oynuyor?. 3- Baba ve oğul banyodan sonra ne yaptı?. 4- Babaya göre mankenlik niçin zor iş?. 5- Murat'a göre hangi işler iyi?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 6- Murat'ın annesi “Futbolculuk kötü bir 1ş.” dedi.. ( ). 7- Çiğdem manken olmak istiyor.. ( ). 8- Onlar hafta sonu tatile gidecekler.. ( ). 9- Murat”ın babası gençken profesyonel futbolcuydu.. ( ). 20.

(20) (6). ALİ DOKTORA GİTTİ. Ayşe- Ali, kötü görünüyorsun. İyi misin? Aliİyiyim iyiyim.. Ayşe- Yüzün çok beyaz, hasta mısın? AliYüzümü yıkadım, belki bunun için. Ayşe- Şaka yapma! Dur, ateşine bakayım. Ohoo.. sen yanıyorsun! Kalk, doktora gidiyoruz. AliBen doktora gitmek istemiyorum. Ayşe-. Niye gitmeyeceksin?. Ali-. Biraz üşüttüm, önemli bir şey değil. Sen bir limonlu çay yap, ben de bir duş alayım, yeter.. Ayşe-. Ali-. Hadi, hadi kalk! Doğru doktora gidiyoruz! Yahu, ben yirmi yılda sadece iki defa doktora gittim. Çünkü küçük hastalıklar için doktora hiç gitmedim.. Ayşe-. Bugün gideceksin! Çünkü ben istiyorum, tamam mı? 21.

(21) Küçük hastalık sonra büyük hastalık olacak, anladın mı?. Ali-. OTfİfi Tamam tamam, gidelim!. Doktor-Şikayetiniz ne? Ali- o Şikayetim yok. Ben iyiyim. Birazcık yorgunum.. Ayşe-. Ali, lütfen! İyi değilsin!. Doktor-Ali Bey, Ayşe Hanım haklı. Ben de sizi iyi görmüyorum. Sizi bir muayene edeyim! Ayşe- Doktor Bey, siz muayene edin lütfen! Doktor-Nefes alın, nefes verin! Tekrar, tekrar! Tamam, teşekAli-. kür ederim. Ağzınızı açın lütfen! Tamam. Problem yok, değil mi Doktor Bey?. Doktor- Maalesef hastasınız, Ali Bey. İyi ki bana geldiniz! Ba-. demciklerinizde iltihap var. Öksürüyorsunuz, bronşlarınız da iyi değil.. Ali-. Allah Allah! Doktor Bey, ölecek miyim? Tamam, biraz hastayım, ama kendimi çok hasta hissetmiyorum.. Doktor- Ölmeyeceksiniz, ama tedavi lazım. Bazı insanlar hasta oluyor, ama fazla hissetmiyor. Bazı insanlar da biraz hasta oluyor, yatağa düşüyor. Bu normal bir şey, çünkü. herkesin vücudu farklı.. Ali-. Gördün mü, Ayşe! Taş gibi adamım. Doktor- Ali Bey, bu ilaçları kullanın ve iki gün evde dinlenin, asla işe gitmeyinl AliNe! Ben iki gün evde ne yapacağım? Bu mümkün değil.. 22.

(22) Doktor- Daha çok hasta olmak ve hastanede daha uzun yatmak mı istiyorsunuz? Evet, cevabınız lütfen?. Ali-. Tamam tamam! En iyisi iki gün sabretmek.. Ayşe-. Haydı canım, eve gidelim! Sana ben bakacağım.. Ali-. Bana hemşirelik mi yapacaksın?. Ayşe-. Hastanede mi kalmak istiyorsun, benle mi?. Ali-. Tabu ki senle canım!. 23.

(23) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Ali niçin doktora gitmek istemiyor?. 2- Alı”nın hastalığı ne?. 3- Niçin bazı insanlar hastalığı daha çok, bazı insanlar daha az. hissediyor?. 4- Ali evde kalacak mı? Niçin?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 5- Ali'nin yüzü beyaz, çünkü yüzünü yıkadı.. (. 6- Ali doktora gitti, çünkü Ayşe istedi.. ( ). 7- Doktora göre Ali çok kötü hasta.. (. ). 8- Ali çok mutlu, çünkü iki gün evde dinlenecek.. (. ). 9- Ayşe, Alı'ye kızıyor, çünkü onu sevmiyor.. ( ). 24. ).

(24) [7]. Ayşe-. EV TEMİZLİĞİ. Ahmet, hadi kalk! Kahvaltı hazır! Kahvaltımızı yapalım,. sonra temizliğe başlayacağız. Ahmet- Ben yemeyeceğim, biraz daha uyuyacağım.. Ayşe-. Dün sen erken kalkmak istiyordun, şimdi fikir mi değiş-. tirdin? Dün iyi bir kahvaltı yapmak istiyordun, unuttun mu?. Ahmet- Hatırlamıyorum. Uyumak kahvaltıdan daha güzel. Ayşe-. Hadi hadı, kalk! Bak, sucuklu yumurta pişirdim. Nasıl kokusunu almadın? Hayret!. Ahmet- Ayşe, bugün hiçbir şey yemek istemiyorum, biraz daha uyuyayım lütfen!. Ayşe-. Tabii, bugün temizlik yapacağız ya! Bunun için sen. 25.

(25) uyumak istiyorsun, sucuklu yumurtayı çok seviyorsun, ama şimdi yemek istemiyorsun, ilginç!. Ahmet- Tamam tamam! On dakika sonra geliyorum. Ayşe-. Hoş geldinl Çay mı, süt mü istiyorsun?. Ahmet- Çay lütfen! Yok yok, süt! Yok, çay! Ayşe-. Karar ver! Çay mı, süt mü?. Ahmet-. Çay çay!. Ayşe-. Eveet, afiyet olsun! Kahvaltı nasıldı?. Ahmet- Harikaydı, eline sağlık canım!. Ayşe-. Şimdi bulaşıkları yıkayalım ve temizliğe başlayalım.. Ahmet-. Kolay gelsin!. Ayşe-. Ahmeetl. Ahmet-. Ama hayatım, bulaşık ve temizlik benim için çok zor.. Ayşe-. Hayır canım, sen çok iyi yemek pişiriyorsun, bulaşık-. ları çok temiz yıkıyorsun, çok iyi temizlik yapıyorsun,. ama istemiyorsun. Biz yeni evliyken her işi sen yapıyordun, ama şimdi yapmak istemiyorsun. Sanırım, ar-. tık sen yaşlandın. Ahmet-. Tamam tamam! Şimdi ne yapıyoruz?. Ayşe-. Önce bulaşıkları yıkayacağız! Sonra camları sileceğiz, pencerelerin çerçevelerini sileceğiz. perde ve tüller banyoya! Halıları kaldıracağız, parkeleri sileceğiz. koltuk-. 26.

(26) ları ve sonra halıları süpüreceğiz. Ahmet-. Ohh ohh! Başka?. Ayşe-. Tabii ki bitmedi! Sonra da eşyaların tozunu alacağız, sonra halıları sereceğiz ve tülleri, perdeleri ütüledikten sonra asacağız, canım!. Ahmet- Hımm! Bu iş zor, cumartesi günü ofiste çalışmak daha. iyi; gelecek hafta ofiste çalışacağım. Ayşe-. Ne dedin?. Ahmet-. Şeyy... hiç canım! Hadi hemen başlayalım; akşam TV'de maç var!. Ayşe-. Maç mı seyredeceksin? Geçen yıl hiç seyretmiyordun.. Ahmet- Geçen yıl bizim takım iyi değildi, çok kötüydü. Bunun için seyretmiyordum. Bu yıl çok iyi oynuyorlar. Galiba. şampiyon olacağız.. 27.

(27) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Ayşe'ye göre Ahmet niçin kalkmak istemiyor?. 2- Ayşe'ye göre Ahmet için temizlik ve bulaşık zor mu?. 3- Onlar kısa bir temizlik mi yapacak?. 4- Niçin Ahmet gelecek hafta ofiste çalışmak istiyor?. 5- Ahmet geçen yıl niçin maç seyretmiyordu?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 6- Ahmet on dakikada bütün evi temizliyor.. ( ). 7- Temizlik yapacaklar, bunun için Ahmet çok mutlu.. ( ). 8- Ahmet kahvaltıda süt içmek istedi.. ( ). 9- Ahmet”in takımı bu yıl da kötü oynuyor.. ( ). 28.

(28) [8]. SEZAİ TRAFİKTE. Geçen hafta Almanya'dan Sezai'nin çocukluk arkadaşı Selçuk geldi. Onlar çocukken aynı mahallede oturuyordu ve her. gün beraber okula gidiyorlardı. İkisi okuldayken aynı sınıftaydı,. bazen beraber ders çalışıyorlardı. Liseye başladıktan sonra ikisi de basketbol takımına okuldaki. seçildi. Beraber basketbol. arkadaşlarıyla. güzel. günler. arkadaşlarıyla iyı anlaşıyordu, bunun. maçları yaptılar,. geçirdiler.. Onlar. bütün. için onları arkadaşlarının. hepsi seviyordu.. Selçuk liseden sonra Almanya'ya gıttı. Çünkü babası, an-. nesi ve kız kardeşi oradaydı, bu yüzden üniversiteyi Almanya'da okumak istedi. Dört yıl Türkiye'ye hiç gelmedi. Üniversite bit-. tikten sonra İstanbul'a geldi ve Sezai”yle buluştular.. 29.

(29) Sezai-. Hoş geldin! Dört yıldan beri neredesin? İyisin, değil mi?. Selçuk- İyiyim iyiyim. Sen nasılsın? Arkadaşlar iyi mi? Sezai-. Hepimiz iyiyiz. Herkes seni özledi. Araba şurada, haydi Beyazıt'a gidelim! Arkadaşlar orada bizi bekliyor.. Selçuk- Tamam, gidelim. Sezai-. Yahu, bu havaalanının trafiği hiçbir zaman açık olmayacak mı!? Buradan çıkalım, sonra yol biraz daha açık. Bak. şu adama, bu trafikte durdu, bagaja valiz koyuyor. Bunun. gibi insanlar yüzünden yol kapanıyor. Selçuk- Nihayet çıktık, yol boş. Sezai-. Evet, biraz gaza basalım! Trafik biraz sonra yine sıkışacak, sağdaki yan yola gireyim, daha çabuk gideriz. Ana yolda trafık bazen açılıyor, bazen de sıkışıyor.. Selçuk- İnşallah yan yolda kaza olmaz! Sezai-. İnşallah! Hop, hoop! Ne yapıyor bu adam? Acemi şoför. galiba. Allah kahretmesin! Gördün mü? Biz kaza yaptık! Simdi polis bekleyeceğiz. Trafiği bu defa biz tıkayacağız, arkamızdaki arabalar da bizi bekleyecek. Çok kişi işine geç kalacak, bunun için bize çok kızacaklar. Selçuk- Bu adam niye birden durdu? Allah Allah! Sezai-. Bilmiyorum. İnelim, soralım! İşte polis de geliyor.. Selçuk- Kardeşim, neden aniden durdun?. Tarık-. Sormayın! Bir kedi aniden caddeye atladı. onu ezme-. 30.

(30) mek için fren yaptım.. Sezai-. Kedi kurtuldu, trafik öldü! Haydı anlaşalım da, trafik açılsın!. A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Lisedeyken Sezai mi, Selçuk mu basketbol oynuyordu?. 2- Onları hangi arkadaşları seviyordu?. 3- Selçuk neden üniversiteyi Almanya'da okumak istedi?. 4- Öndeki araba niçin durdu?. 5- Sezai niçin yan yola girdi?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI? 6- Selçuk”la Sezai üniversitede tanıştılar.. 7- Havaalanında trafık her zaman açık. 8- Polis kısa zaman sonra geldi.. 9- Caddede bir kedi geziyordu.. 31. Doğru / Yanlış.

(31) 19). DÖRT ARKADAŞ. Bir evde dört hayvan yaşıyordu: Kedi, köpek, fare ve güvercin. Köpek kediye çok kızıyordu, kedi fareye kızıyordu, güvercin de onları seyrediyordu ve “Köpek kediye, kedi farey e niçin kızıyor?” diyordu.. Bir gün fare mutfaktan çıkıyordu, kedi onu gördü, koştu. “Dur! Nereden geliyorsun?” diye sordu. Fare “Buzdolabından. geliyorum, peynir yok. Peynirler nerede?” diye sordu. Kedi çok kızdı ve saldırdı, fare kaçtı. Fare kaçtıktan sonra kedi biraz yürümek için bahçeye. çıktı, çünkü çok kızgındı. Bahçede biraz. yürüdü, bir ses duydu. Kafasını kaldırdı, baktı ve köpeği gördü. Köpek “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Kedi “Hiçbir yere, sadece yürüyorum.” dedi. Köpek çok kızdı. “Yürüyorsun, ama çiçeklere basıyorsun, bir daha buraya gelme!” dedi.. 32.

(32) Güvercin bir gün onlara “Lütfen bahçede buluşalım, konuşalım. Size bazı sorular soracağım, olur mu?” dedi. Hepsi kabul etti, çünkü onların güvercinle problemleri yoktu, onunla hiç. kavga etmediler. Ve bahçede buluştular:. Güvercin- Sen neden kediye kızıyorsun? Köpek-. Çünkü o bahçeye çıkıyor, çiçeklere basıyor, sonra. Ayla Hanım bana kızıyor ve o gün bana yemek vermiyor.. Kedi-. Ben bahçede yürümek istiyorum, ama sen oradasın ve bana kızıyorsun.. Köpek-. (Bahçede yürü, ama çiçeklere basma! Sen bir çiçeğe. basıyorsun, Ayla Hanım bana kızıyor ve yemek vermiyor. O gün aç kalıyorum.. Kedi-. Aynı problem bende de var. Fare dolaptan peynir çalı-. yor, yiyor, Ayla Hanım bana kızıyor ve yemek vermiyor. O gün ben de aç kalıyorum. Fare-. Çok acıkıyorum ve peynir yemek istiyorum. Dolaba gi-. diyorum, peynir almak istiyorum, ama kedi bazen orada ve bana saldırıyor. O gün aç uyuyorum. Güvercin- Allah Allah! Benzer bir problem bende de var. Bazen biraz gezmek için uçuyorum, başka güvercinlerle tanı-. şıyorum ve evime davet ediyorum. Balkonda sohbet. 33.

(33) ediyoruz. Ayla Hanım balkona çıkıyor, “Gürültü yapı-. yorsunuz.” diyor. İki üç gün bana yemek vermiyor. Kedi-. Eee.. ne yapacağız?. Köpek-. Haydı gidelim buradan! Hepsi evden ayrıldı ve farklı yerlere gittiler. Güver-. cin uçtu, uçtu ve bir camiye geldi. Caminin önünde bir gurup güvercin öğle yemeği yiyordu. Onların yanına gitti, o da yemeğe. katıldı. Yemekte yakışıklı bir güvercin beyle tanıştı, ona aşık oldu ve evlendiler.. Köpekle fare ayrılmadılar. Beraber bir çiftlik buldular. Çiftliğin sahibinin oğlu köpeği çok sevdi, babasına rica etti ve. onu aldı. Böylece fare ve köpek bu çiftlikte yaşamaya başladı. Kedi şehir parkında yürüyordu. Birden yağmur başladı.. Kedi çok ıslandı ve üşüdü. Yağmur bir saat sonra kesildi, ama. kedi hâlâ üşüyordu. Leyla oradan geçiyordu, onu gördü ve acıdı. Kediyi aldı, evine götürdü. O günden sonra Leyla'nın evinde yaşadı. Hayvanlar evinden ayrıldıktan sonra Ayla Hanım yalnız kaldı, ama mutlu olmadı. Yalnızlıktan sıkılmava başladı.. 34.

(34) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Fare kediye ne sordu?. 2- Fare kaçtıktan sonra kedi niçin bahçeye çıktı?. 3- Caminin önündeki güvercinler ne yapıyordu?. 4- Köpekle fare evden ayrıldıktan sonra nerede yaşamaya başladı?. 5- Leyla kediyi niçin evine götürdü?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 6- Hikayenin sonunda Ayşe Hanım mutlu oldu.. (. ). 7- Hayvanların hepsi güvercinden korkuyor.. (. ). 8- Fare peynir çalıyordu ve kedi ona kızıyordu.. (. ). (. ). 9- Kedi çıçeklere basıyordu, köpek bunun için. kediye kızıyordu.. 35.

(35) (10). Neslihan. Berna. TELEFONDA. - Alo, Berna! Ben Neslihan. NN. - Merhaba! Nasılsın canım?. Neslihan - İyiyim. Ne yapıyorsun? Sen iyi misin? Berna. -Eh işte! İyi diyelim, iyi olalım!. Neslihan- Niye, ne oldu ki? Berna-. Akşamdan beri başım ağrıyor.. Neslihan-. Ağrı kesici içtin mi?. Berna-. Hayır, ağrı kesici içmek istemiyorum.. Neslihan-. Neden?. Berna-. Eskiden çok ilaç içiyordum, ama geçenlerde bir doktor arkadaşımla bu konu hakkında konuştuk ve o ba-. na “Küçük rahatsızlıklar için ağrı kesici ilaçlar içme!” dedi.. 36.

(36) Neslihan-. Ciddi misin? Ben de çok ilaç içiyorum.. Berna-. Bence sen de içme!. Neslihan-. Ben küçükken annem bana hep doğal ilaçlar veriyordu, ama tadı genellikle kötüydü, bunun için ben iç-. mek istemiyordum. Şimdi biliyorum kı, annemin doğal ilaçları gerçekten çok faydalıydı. Mesela bazen. ben veya bir kardeşim soğuk alıyorduk, annem bize. limonlu çay veriyordu; nane, limon kabuğu ve zence-. fil ile bitki çayı yapıyordu. Biz de içiyorduk, böylece daha çabuk iyileşiyorduk. Berna-. Doğrul Eskiden ninelerimiz, annelerimiz bize doğal i-. laçlar yapıyordu. Sonra doktorlar kimyasal ilaçlar kullanmaya başladı, ama şimdi onlar da bazı küçük hasta-. lıklar için doğal ilaçları tavsiye ediyorlar. Neslihan- Peki, geçmiş olsun! Sen biraz dinlen şımdı! Şükran. Teyze'ye çok selam söyle! Berna-. Baş üstüne! Görüşürüz!. 37.

(37) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. l- Berna'nın başı ne zamandan beri ağrıyor?. 2- Berna neden ağrı kesici içmek istemiyor?. 3- Berna, Neslihan'a ilaç hakkında ne tavsiye etti?. 4- Neslihan küçükken niye doğal ilaç içmek istemiyordu?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 5- Berna hastaydı ve doktora gitti.. (. 6- Doktor arkadaşı Bema ya ilaç verdi.. (. 7- Neslihan çocukken doğal ilaçları sevmiyordu.. (. 38. —Ы — €.

(38) [11]. TÜRKİYE'DE GEZİYORUZ. Geçen hafta arkadaşlarımla küçük bir gezi yaptık. Benim adım Mark, arkadaşlarım John, Rosita ve Ahmet. Önce İstanbul”-. dan Çanakkale'ye gittik. Çanakkale çok güzel bir şehir. Marmara Denizi'nin ikinci boğazı Çanakkale Boğazı burada. Çanakkale. Boğazı'nın sahilinde de Boğaziçi'ndeki gibi kafeteryalar, restoranlar var.. Bir efsaneye göre Deniz Tanrısı Poseidon karayı böldü ve Çanakkale Boğazı'nı açtı. Çanakkale Boğazı'nın eski adı Dardanos'tur. Bu isim bir efsaneden geliyor: Burada çok güzel bir kız yaşıyordu. Birinci tanrı Zeus ona aşık oldu ve bir erkek ço-. cukları oldu. Çocuğun adını Dardanos koydular. Dardanos büyüdükten sonra şehrin kralının kızıyla evlendi ve Dardania adında. bir şehir kurdu. Boğazın adı da Dardanos oldu.. 39.

(39) Çanakkale, Anadolu tarihi için çok önemli bir şehirdir,. çünkü Çanakkale, Anadolu ve Ortadoğu için stratejik bir bölgeydi. Tarihteki önemli şehirlerden biri de burada. Bu şehir Truva”. dır. Çanakkale'den Truva'ya gitmek için otuz kilometre yol gideceksiniz. Truva 2000 yıl Anadolu'nun kültür merkezi oldu. Truva Savaşı çok ünlüdür. Bu savaşın sebebi bir aşktır.. Truva Kralı'nın oğlu Paris, Sparta'ya gitti ve orada Sparta Kralı Menelaos'un karısı Helena'yı gördü. Paris, Helena'ya aşık oldu,. Paris ve Helena beraber Truva'ya kaçtılar. Menelaos karısını istedi, ama Truvalılar vermedi. Savaş on yıl sürdü. On yılın sonunda Spartalılar Truva”yı alamadı. Bu yüzden bir hile düşündüler.. Spartalılar tahta bir at yaptılar ve tahta atı savaş alanına bıraktılar, sonra gittiler. Truvalılar kapıları açtılar, atı kaleye gö-. türdüler. Truvalılar “Spartalılar gitti ve savaş bitti.” diye düşündüler, parti yapmaya başladılar; eğlendiler, sarhoş oldular. Atın. içinde Spartalı askerler vardı. Gece geç saatte bu askerler attan çıktılar. Kapıları açtılar ve Sparta ordusu kaleye girdi, Truva'yı aldı. Çanakkale'den sonra İzmir'e gittik. İzmir de çok güzel bir. şehir. İzmir, Türkiye'nin üçüncü büyük şehri. İzmir için de bazı efsaneler vardır. Bu efsanelerden biri Anadolu'daki kadın savaşçılar hakkında. Onların adı Amazonlar'dı. Amazonlar, Karade-. 40.

(40) niz”de, Ordu'da yaşıyorlardı. Pek çok tarihçi ve efsane derleyicisine göre İzmir'i, Efes'i, Sinop'u Amazonlar kurdu. Platon ve. Sokrates de Anadolu'daki çok kuvvetli ve cesur kadın savaşçılar-. dan bahsediyorlar. Bu savaşçı kadınlar İzmir'e geldiler ve burayı. beğendiler. Burada bir şehir kurdular. Amazonların liderinin adı. Zmirna'ydı ve şehrin adı şimdi İzmir.. İzmir için başka bir efsane de Büyük İskender”le ilgili. İskender bir gece rüyasında bir yer gördü. Sabah kalktı ve rüyasındaki bu yeri bulmak için yola çıktı. Atı koştu, koştu ve İzmir”. de durdu. İzmir at başı gibiydi. İskender “İşte! Rüyamdaki şehir burası!” dedi ve buraya bir şehir kurdu.. İzmir”in tarihi çok ilginçtir. Araplar, Selçuklu Türkleri, Cenevizliler, Persler bu şehri almak için savaştılar. Çünkü İzmir. hem bir ticaret şehriydi, hem de kültür şehriydi.. İzmir”den sonra İstanbul”a döndük. Sonra başka şehirlere gideceğiz.. 41.

(41) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Çanakkale'nin eski adı nereden geliyor?. 2- Dardanos ne zaman şehrin kralının kızıyla evlendi?. 3- Truva Savaşı'nın sebebi nedir?. 4- Atın içindeki Spartalı askerler ne yaptı?. 5- Araplar, Türkler, Cenevizliler, Persler neden İzmir'i almak. için savaştılar?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 6- Dardanos, Dardania adında bir şehir kurdu.. (. ). 7- Çanakkale, Anadolu tarihi için önemlidir.. (. ). 8- Spartalılar, Truva”yı kısa zamanda aldılar.. (. ). 9- İskender'in atı İzmir'e geldi.. (. ). 42.

(42) (12). SARI. Ben lisede öğrenciyken bir köpeğim vardı. Adı Sarı'ydı.. Sarı. çok. akıllı. bir. köpekti.. Okulumuzda. dersler. öğleyin. bitiyordu, ben dersten çıkıyordum ve eve gidiyordum. Sarı beni hissediyordu ve havlamaya başlıyordu. Bahçede onunla biraz oy-. nadıktan sonra eve giriyordum. Öğleden sonra onunla evimizin karşısındaki tepeye gidiyorduk, biraz geziyorduk. О, bu tepeyi çok seviyordu. Durmadan koşuyordu. Bazen kuşları ve kedileri kovalıyordu, ama o kötü niyetli değildi; onlarla oynuyordu. Belki. kedilere biraz kızıyordu. Sarı'yı küçücükken babamın bir arkadaşı bize getirdi. Babam önce onu istemedi; kardeşlerim, ben ve annem çok iste-. dik, bunun için Sarı'yı almayı kabul etti. Ama babam bazen çok kızıyordu, çünkü Sarı evimizin balkonunda kalıyordu ve gece. 43.

(43) ağlıyordu. Bence annesini özlüyordu. Babam gece uyanıyordu, ona bakıyordu ve her sabah “Bu köpeği geri vereceğim.” diyordu. İki hafta sonra Sarı ağlamayı bıraktı ve sorun bitti. Sarı büyüdükten sonra oyuncu bir köpek oldu ve babam da Sarı'yı sevme-. ye ve onunla sık sık oynamaya başladı. Sarı'yı belirli aralıklarla veterinere götürüyorduk. Veteriner ona bazı aşılar yapıyordu. Veteriner “Köpeğinizi köpe k. şampuanıyla yıkayın, ama kulaklarını vazelinli pamukla kapatın, kulaklarına su kaçmasın. Sonra iyice kurulayın ve tüylerini fırçalayın. Günde üç öğün yemek verin, altı aydan sonra iki öğün verebilirsiniz. Bir yaşından önce kemik vermeyin, özellikle tavuk. kemiği vermeyin.” dedi. Biz bunları yaptık.. Sarı bir yaşına girdi. Veteriner “Bir yaşından sonra köpege bir öğün yemek verebilirsiniz. Günde iki kez dışarı çıkarın, gezdirin.” dedi. Biz Sarı'yı günde iki kez dışarı çıkarmadık, çünkü bahçemiz büyüktü ve Sarı bütün gün bahçede geziyordu veya bazen beraber evimizin karşısındaki tepeye gidiyorduk, koşuyor-. duk, oynuyorduk. Veteriner “Yılda en az bir defa veterinere götürün.” dedi. Tabii ki bu çok önemli, çünkü onun sağlığı çok önemli. Kö-. peklerimiz ailemizin bir bireyidir. “Bilgiler için www.kopeksitesi.cjb.net web sitesinden taydalanılmıştır.. 44.

(44) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Sarı kuşları ve kedileri niçin kovalıyordu?. 2- Zafer'in babası niçin bazen kızıyordu?. 3- Veteriner, Sarı'nın yemeği hakkında ne dedi?. 4- Zafer, Sarı'yı günde iki kez dışarı çıkardı mı? Niçin?. 5- Köpeği veterinere götürmek niçin önemli?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 6- Sarı, Zafer’1 görüyordu ve havlıyordu. 7- Tepe evin karşısında. 8- Veteriner “Köpeğinizin kulaklarına su kaçmasın.” dedi. 9- Zafer'in babası kızdı ve Sarı'yı geri verdi. 10- Zafer, Sarı'yı sık sık veterinere götürüyordu.. 45. ( ) ( ) ( ) () ().

(45) [13]. SEMT PAZARINDA. Pazarcı - Gel abla, gel! Taze bunlar, tarladan yeni geldi! Taze taze, gel!. Ayşe. - Merhaba, domatesin kilosu ne kadar?. Pazarcı - Domates. Ayşe. iki lira, abla!. - Peki, iki kilo verir misin?. Pazarcı - Abla, domatesten dört-beş kilo al! İnan bana, çok taze.. Ayşe. - Yok yok. İki kilo ver, yeter!. Pazarcı. Peki abla! Marul, biber, soğan, maydanoz ister misin?. Ayşe. Bir demet maydanoz, iki marul. bir kilo acı biber ve bir de şu fasulyelerden iki kilo verir misin?. Pazarcı - Tamam abla! *. *. 46. ә.

(46) Balıkçı - Gel, gel, gel! Derya kuzusu bunlar! Denizden bu sa-. bah çıktı! Gel, gel! Ayşe. - Palamutlar taze mi?. Balıkçı - “Taze mi?” ne demek, hanımefendi! Denizden sabah çıktı. Palamut, çıpura, hamsı, levrek.... Hangisinden vereyim? Ayşe. - Tamam, palamuttan iki tane alayım.. Balıkçı. - Tamam abla, buyurun!. Ayşe. - Sağ ol! Roka var mı?. Balıkçı. - Tabii abla! Ne kadar istersiniz?. Ayşe. - İki demet yeter. Hepsi kaç lira?. Balıkçı. - On bes lira.. Ayşe. - İyi günlerl. Balıkçı. - İyi günlerl Yine bekleriz, hanımefendil. 47. hepsi taze..

(47) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Pazarcı niçin “Domatesten dört-beş kilo al!” dedi.. 2- Hangi balıklar taze?. 3- Ayşe ne kadar roka aldı?. 4- Ayşe çıpura mı, palamut mu aldı?. 5- Ayşe hangi sebzelerden aldı?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI? 6- Ayşe maydanoz almadı, çünkü taze değildi. 7- Balıklar bu sabah denizden pazara geldi. 8- Pazarcı ve balıkçı hiç kibar değil.. 9- Ayşe iki kilo roka aldı.. 48. Doğru / Yanlış.

(48) (14). HAYVANAT BAHÇESİNDE. Can-. Baba, daha çok yol var mı? Gelmedik mi?. Baba-. Biraz daha var, oğlum! Hayvanat bahçesi şehir dışında. Bak, burası Darıca.. Can-. Baba, hayvanlar hayvanat bahçesinde birbirlerini yemezler mi?. Baba-. Hayır, oğlum. Orada aslanlar kapalı bir bahçede, balıklar. ayrı ayrı akvaryumlarda, kuşlar da kocaman kafeslerde yaşıyor. Can-. Baba, fillerle zürafaları da görecek miyiz?. Baba-. İşte geldik! Oğlum, otobüsten inelim, bilet alalım.. Can-. Baba, burada atlar da var mı?. Ваһа-. Sabırlı ol! Yavaş yavaş hayvanat bahçesini dolaşacağız.. 49.

(49) Can-. Aaa... bakl Burada yavru bir at var.. Baba-. O at değil, zebra. Ayrıca atın yavrusuna “tay” diyoruz.. Can-. Ne komik, zebra pijamalı eşek gibi.. Baba-. Zebraların hepsi pijamalı, oğlum! Bak, burada geyikler ve karacalar var.. Can-. Hangisi karaca?. Baba-. Şuradaki karaca, oradaki büyük boynuzlu hayvan da. geyık. Can-. Baba, aslanlar nerede?. Baba- İşte burada! Bak, burada bir de kaplan var.. Can-. Baba, kaplanlar her şeyi yer mi?. Baba- Hayır, her şeyi yiyemez, sadece et yerler.. Can-. Aaa.. baba, bak! Bu kuşların gagası torba gibi.. Baba- Onlar pelikan.. Can-. Çok büyükler; uçabilirler mi?. Baba- Evet, uçabilirler, ama bütün kuşlar uçamaz.. Can-. Hangileri uçamaz?. Baba- Meselâ, penguenler, tavuklar uçamaz.. Can-. Baba, burada bir yılan uyuyor.. Baba- Dinleniyor, uyumuyor. Hayvanlardan hangisini beğendin?. Can-. Bunu beğendim.. Baba-. Bu yılanın adı kobra. Evet, güzel bir havvan. ama çok. 50.

(50) tehlikeli! Sen yılanlardan korkmuyor musun?. Can-. Şimdi korkmuyorum, çünkü şimdi buraya gelemez, değil mı? Balıklara bakalım mı?. Baba- Akılı çocuk! Haydı gel! Belki timsahları da görürüz.. Can-. Timsahlar beni yiyebilir mı?. Baba- Timsahlar her canlıyı yiyebilir, ama insanlar hayvanlardan. daha güçlü, oğlum. Çünkü biz akıllıyız. Ama maalesef vah-. şi hayvanları boynuzları, dişleri, kürkleri için öldürüyoruz. Can-. Biliyorum baba, okulda da öğreniyoruz. Bunun için ben hayvanlara kötü bir şey yapmıyorum.. Baba- Ne yapmıyorsun, meselâ?. Can-. Meselâ bazı çocuklar gibi köpeklere taş atmıyorum, kedi-. lerin kuyruğuna basmıyorum. Baba- Aferin aslan oğluma!. 51.

(51) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Hayvanat bahçesi nerede?. 2- Zebra nasıl bir hayvan?. 3- Kaplanlar her şeyi yer mi?. 4- Hangı kuşlar uçamaz?. 5- Timsahlar insanları yer mi?. 6- Vahşi hayvanları ne için öldürüyoruz?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI? 7- Can kobradan çok korkuyor. 8- Kobra uyuyordu. 9- Çocuk filleri ve zürafaları görmek istiyor. 10- Can her zaman köpeklere taş atıyor. 52. Doğru / Yanlış ( ( ( (. ) ) ) ).

(52) [15]. TAKSI SOFORLUGU. 5. E. Taksi şoförlerinin işi çok zor,. çünkü onların arabalarına. çok insan biniyor. Bu insanlar farklı farklı. Meselâ, taksiye bir kışı biniyor ve hiç konuşmuyor: Şoför. -Buyurun, nereye gidiyoruz?. Ahmet. -Yeşilköy'e.. Şoför. -Acele mı?. Ahmet. -Hayır, acelem yok.. Şoför. -Trafik bütün gün sıkışık.. Ahmet. Şoför. -Öndeki adama bak, kırmızı ışıkta geçti. Kaza yapacak.. Ahmet. -.... Şoför. -Ne Is yapıyorsunuz?. Ahmet. -... *. *. *. Bazı ınsanlar da çok konuşuyor, ama boş konuşuyor: Şoför. -.... 53.

(53) Mustafa- Merhaba, Sarıyer'e gidiyoruz. Şoför. - Tamam.. Mustafa- İstanbul harika. Sen hafta sonu İstanbul”un güzel yer-. lerini geziyor musun? Şoför. - Bazen.. Mustafa- Nasıl bazen? İstanbul çok büyük, harika yerleri var. Şoför. - Evet, var.. Mustafa- Tamam, biliyorsun, ama niçin gezmiyorsun? Şoför. -.... Mustafa- Git, gez, gör! Her hafta sonu bir yere git! Şoför. - Ev kiramı sen mi ödeyeceksin?. Mustafa- !!!. *. *. *. Bazı insanlar da çok ilginç şeyler anlatırlar. Onlar her. şeyı bilirler, her konunun uzmanı gibidirler:. Cihan. -Kadıköy'e gidelim, kaptan.. Şoför. -Tabıı.. Cihan. -Kaptan, işler nasıl? Petrole zam geldi.. Şoför. -Ehh.. iste!. Cihan. -Yok abı, bu hükümert işi bilmiyor. Bence döviz çok düştü.. Şoför. -Ama eğer döviz çıkarsa, enflasyon artıyor.. 54.

(54) Cihan. -Enflasyon hiç önemli değil. Enflasyon varsa, ekonomik hareket olur.. Şoför. -Enflasyon iyi olur mu?. Cihan. -Sen bilmezsin kaptan, sen bilmezsin!. A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Ahmet şoförün sorularına ne cevap veriyor?. 2- Şoföre göre öndeki adam neden kaza yapacak?. 3- Ne olursa, enflasyon artıyor?. 4- Cihan'a göre enflasyon varsa, ne olur?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 5- Şoförlerin işi kolay, çünkü çok farklı insanlarla. tanışıyorlar. 6- Taksilerde hiç kimse şoförlerle konuşmuyor.. 7- Mustafa'ya göre İstanbul harika. 8- Mustafa”nın taksi şoförü İstanbul”u gezmek istemiyor.. 55. yi. m $” ë— 5.

(55) (16). TATİLE GİDİYORUZ. var mı?. Halit-. Pek düşünmedim, ama güneye gidebiliriz. Hu.. ne dersin? Antalya, Alanya, Side, Anamur... pek çok seçenek var.. Zübeyde- Evet, Akdeniz güzel, ama Ege ve Karadeniz de Akde-. niz kadar güzel. Ben Karadeniz'i görmeyi çok istiyorum. Daha önce hiç gitmedim. Türkan Hanımlar ge-. çen yaz turla Karadeniz'e gittiler. Neden biz de Karadeniz turu yapmıyoruz? Halit-. Tur mu? Yoo.. hayır! Karadeniz'e gidelim, tamam.. Ama turla değil. Hem bir sürü para vereceğim, hem de. 56.

(56) koşturacağım, sonra yorulacağım. Ben yorulmak değil,. dinlenmek istiyorum.. Zübeyde- Tamam, haklısın. Öyleyse bir hafta için güzel bir otel bulalım, ama çok pahalı olmasın. Biliyorsun, arabanın. taksitleri henüz bitmedi. Eylül'e kadar ödemeye devam edeceğiz. Halit-. Biliyorum, hayatım; merak etme! Hem güzel, hem u-. cuz bir otel bulabiliriz. Gel, önce gazetedeki ılanlara bakalım, sonra da birkaç arkadaşımıza sorarız.. Zübeyde- Peki! Ben gazeteyi getireyim, bakmaya başlayalım. Halit-. Aaa.. bak canım, şu ilanı gördün mü?. Zübeyde- Hangisini? Halit-. Şu sağdaki ilani! Sabah kahvaltısı dahil ıkı kişilik oda altmış lira.. Zübeyde- Bence çok iyı. Halit-. Doğru. Hemen arayalım, rezervasyon için görüşelim. * * *. Halit-. Alo, iyı günler! Güneş Oteli mi?. Görevli-. Evet, buyurun!. Halit-. Otelinizde boş oda var mi acaba? Eşim ve ben bir hafta i¢in gelmek istiyoruz.. Görevli-. Tabii, efendiml İki kişilik bir oda mı istiyorsunuz?. 57.

(57) Halit-. Evet. Otelinizde 24 saat sıcak su var, değil mi?. Görevli-. Elbette! Bütün odalarda 24 saat sıcak su var. Hangi gün gelmeyi düşünüyorsunuz?. Halit-. Bu cumartesi günü.. Görevli-. İsminizi alabilir miyim lütfen?. Halit-. Halit Şenocak.. Görevli-. İşleminiz tamam, Halit Bey. Cumartesi günü sizleri. otelimizde ağırlamaktan mutlu olacağız. Görüşmek üzere, efendim! Halit-. Teşekkürler! İyi çalışmalar!. Görevli-. Biz teşekkür ederiz. İyi günler, efendim! *. Halit-. x. *. Zübeyde, hayatım, valizleri hazırlamaya başla; tatile. gidiyoruz! Bu tatil çok iyi olacak. Zübeyde-. Haklısın, hemen hazırlanmaya başlayayım. Önce alisveris yapayım. Bikinim eskidi, yeni bir tane alayım, sonra yeni plaj havluları, güneş kremi, güneş gözlüğü. Geçen gün çok güzel plaj terlikleri gördüm.. Ayy.. hangi dükkandaydı acaba? Halit-. Mahvolduml. 58.

(58) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Zübeyde tatilde niçin Karadeniz'e gitmek istiyor?. 2- Halıt neden turla gitmek istemiyor?. 3- Pahalı bir otel onlar için uygun mu? Niçin?. 4- Zübeyde alışverişte neler almak istiyor?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 5- Karadeniz; Ege ve Akdeniz kadar güzel değil.. (. ). 6- Onlar otel bulmak için gazete ilanlarına baktılar.. (. ). 7- Sabah kahvaltısı fiyata dahil değil.. (. ). 8- Onlar on gün tatil yapacaklar.. (. ). 9- Eylül'e kadar araba taksidi ödeyecekler,. ( ). 59.

(59) [17]. MAVİNİN YOLCULUĞU. Martılar genellikle deniz kenarlarında yaşarlar. Bütün gün uçar ve balık yemek için denize dalarlar, Martılar yaz kış hiç başka denizlere gitmezler. Onlar balıkçıların arkadaşıdır. Bazen kötü havalarda balıkçılar onlara balık verir. Onlar da balıkçılar la beraber her yere giderler. Balıkçılara göre martılar uğur getiri r. Çünkü onlara göre eğer havada çok martı varsa, denizde çok. balık olur.. Martılardan biri arkadaşlarından ayrılır ve farklı bir tarafa uçar. Onun adı “Mavi”dir. Mavi meraklı bir martıdır, başka yerler görmek ister. Birinci gün bir dağa gider. Orada bir gece kalır , ama çok korkar. Sonraki gün bir köye gider, ama o köyde hem deniz, hem de balık yoktur. Yeni yerler görmek Mavi'yi çok mutlu eder. Daha sonraki gün başka bir köyü ziyaret eder. Orad a başka kuşlarla tanışır. Diğer kuşlar için Mavi çok farklı bir kuştur. Onun tüyleri beyaz, ayakları portakal rengi ve kanatları çok. 60.

(60) büyüktür. Ona su ve pirinç verirler, ama Mavi pirinç yiyemez, sadece su içer.. Mavı bütün gece onlara denizi, balıkçıları ve arkadaşlarını anlatır. Onu görmek için yanına çok kuş gelir. Kuşlar bu ilginç. yabancıyı merakla dinlerler. Sonra yeni arkadaşlarını bir nehrin kenarına götürürler. Mavi buna çok sevinir ve bütün gün onlara. balık tutmayı gösterir. Orada balık yer, ama tadını pek sevmez, çünkü bu balıklar deniz balığı değildir. Sonra diğer kuşlar onu meyve ağaçlarına, pirinç bahçelerine ve eski köylere götürürler.. Bir hafta sonra Mavi, bütün kuşlarla bir toplantı yapar ve onlara “Ben denizi, arkadaşlarımı ve güzel deniz balıklarını çok. özledim.” der. Sonra da denize doğru uçmaya başlar.. Şimdi o çok sevinçlidir. Önce balıkçılara “Merhaba!” der, sonra da arkadaşlarının yanına uçar. Arkadaşlarına farklı köyleri, başka kuşları anlatır. Ama diğer martılar ona inanmaz ve güler-. ler. Siz de bazen onların gülüşünü duyabilirsiniz.. 61.

(61) A) LÜFEN CEVAP VERİNİZ 1- Balıkçılara göre martılar niçin uğur getirir?. 2- Diğer kuşlar için Mavi niçin farklıdır?. 3- Diğer kuşlar ona yemek için ne verirler?. 4- Diğer kuşlar onu nerelere götürürler?. 5- Mavi niçin toplantı yapar?. 6- Arkadaşları Mavi’yi dinledikten sonra ne yaparlar?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI? 7- Martılar her kış sıcak yerlere giderler. 8-Martılar balıkçıları sevmezler. 9-Mavı yeni yerler görmeyi sever. 10-Mavı nehirdeki balıkları çok sever.. 62. Doğru / Yanlış ( ). ) ( ) ( ).

(62) [18]. KAFEDE BULUSMA. Nazlı- Çok affedersin, canım! Beklettim mi?. Seda- Yok, önemli değil, ben de on dakika önce geldim. Nazlı- Ne kadar sıkışık bir trafik vardı, inanamazsın!. Seda- Tahmin ediyorum. Ben de biraz geç kaldım zaten. Ofisten çıkıyordum, bir dosya daha getirdiler. Hemen ona şöyle. bir göz attım ve çıktım. Nazlı- Eee.. anlat bakalım, haberler sende! Neler yaptın en son görüşmemizden sonra? Seda- Açıkçası pek bir şey yapmadım. İşe gittim, geldim. İşler çok yoğundu. Birkaç hafta sonu lisedeki arkadaşlarımla. buluştum, beraber yemek yedik. Onlarla da çok uzun süreden beri görüşmüyordum. Hafta içi işten çıktıktan sonra. 63.

(63) dışarı çıkmayı ve sinemaya gitmeyi çok istedim, ama üşendim. Çünkü genellikle hafta içi yorgun oluyorum. İş-. ten sonra hemen eve gidiyorum. Biraz okuduktan sonra uyuyorum. Nazlı-. Seni anlıyorum. Ben de hafta içi akşamları yorgun oluyorum. Gün boyu çalışmaktan enerjim tükeniyor. Akşam. evde hiçbir şey yapmak istemiyorum. Bazen eve iş getiriyorum, yani bazen evde de çalışıyorum. Bu iyi bir şey. değil tabii, ama ne yapabilirim, bazı haftalar çok fazla iş oluyor. Seda-. Ben asla eve iş getirmem. Bu benim prensibim. Eğer çok iş varsa, ertesi gün ofise bir saat erken giderim ve işimi ofiste bitirim.. Nazlı-. Evet, sen daha doğru yapıyorsun. Böylece evde dinlene-. bilir veya özel işlerini yapabilirsin, ertesi gün de ofisteki işlerine daha iyi konsantre olabilirsin. Bundan sonra ben. de böyle yapayım. Seda-. Tavsiye ederim. Bu hafta sonu dört beş arkadaş sahilde. kahvaltı yapacağız. Kahvaltıdan sonra da yürüyüş yapmayı düşünüyoruz. Sen de gel! Nazlı-. Çok isterim, ama ne yazık ki gelemem. kardeşlerim gelecek. Biz de sahile gitmeyi düşünüyoruz.. 64.

(64) Seda-. Belki karşılaşırız.. Nazlı-. Belki. Kim bilir!. A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Nazlı neden geç kaldı?. 2- Seda çok çalışıyor mu?. 3- Seda sık sık arkadaşlarıyla buluşabiliyor mu?. 4- Seda hafta içi neden dışarı çıkmadı?. 5- Seda işten sonra ne yapıyor?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 6- Nazlı da hafta içi yorgun oluyor.. (. ). 7- Nazlı hafta içi akşamları gezmeyi seviyor.. (. ). 8- Seda ofisten çıkmadan önce bir dosyaya daha baktı.(. 65. ).

(65) 119). Salim. GÜNLÜK HAYATTAN KESİTLER. - Affedersiniz, on dakikadan beri bekliyorum, Eminönü. otobüsü gelmedi. Otobüsler her zaman böyle geç mi gelir?. Süheyla - Bu duraktan Eminönü otobüsü geçmez. Siz yanlış tarafta bekliyorsunuz. Caddenin karşısına geçin, oradaki. durakta bekleyin. Salim. - Tamam, teşekkür ederim. Boşuna on dakıka bekledim.. Ben karşıya geçeyim. Süheyla - Bir dakıka bakar mısınız?. Salim. - Buyurun.. Süheyla - Karşıdaki durağa otobüs hemen de gelebilir, geç de. gelebilir. İstanbul trafiğinde belli olmaz. Bunun için beklemeye devam edin.. 66.

(66) Salim. - Trafik her gün böyle mi?. Süheyla. - Özellikle pazartesi ve cuma günleri daha sıkışık.. Salim. - Neden?. Süheyla. - Çünkü pazartesi ilk iş günü. Herkes hafta sonunda. dinlenir ve enerjik olur. Erkenden işe gitmek isterler ve trafik erken saatlerde sıkışır. Cuma günü de son iş. günü, Insanlar saat altıda sokağa fırlar. Bazı insanlar yorgundur ve hemen evine gitmek ister. Bazıları da. arkadaşlarıyla buluşmak, yemeğe veya eğlenceye git-. mek ister. Bunun için cuma günleri trafik geç saatlere kadar sıkışık olur.. Salim Süheyla Salim. - İstanbul çok güzel, ama biraz stresli bir şehir. - Siz nerelisiniz? - Manısalıyım. Neyse, yardımınız için tekrar teşekkür ederim, hoşça kalın!. Süheyla. - Güle güle!. 67.

(67) A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. l- Salim, Süheyla”ya Eminönü otobüsü hakkında ne sordu?. 2- Süheyla, Salim'e ne cevap verdi?. 3- Niçin pazartesi günü trafik daha çok sıkışır?. 4- Karşıdaki durağa otobüs hemen geliyor mu?. 5- Salim nereli?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru / Yanlış. 6- Salim yarım saatten beri otobüs bekliyor.. (. ). 7- İstanbul hem çok güzel, hem sakin.. (. ). 8- Salım boşuna on dakika bekledi.. (. ). 68.

(68) [20]. NEDEN YEMEK YERIZ?. Hayatta bazı şeyler önemli, bazı şeyler de çok önemlidir. Örneğin yaşamak için nefes alırız, uyuruz, yemek yeriz, içe-. riz. Bu dört aksiyon yaşamak için en önemli dört aksiyondur. Ama yemeğin başka fonksiyonları da vardır. Yaşamaktan başka ne için yemek yeriz ve bir şeyler içeriz? Mesela bir arkadaşımızla buluşuruz ve yemek yeriz, iş konuşmak için iş yemeği yeriz. İki firmadan iki yetkili bazen iş. konuşmak için restorana gider; hem yemek yerler, hem de iş. konuşurlar. Düğünlerde, doğum günlerinde ve başka özel günler-. de misafirlere yiyecek ve içecek ikram ederiz. Bazen evimize arkadaşlarımız gelir, onlara çay, kahve, kek veya yemek ikram. ederiz. Hem yeriz içeriz, hem de sohbet ederiz. Bazı insanlar da yemek yemekten zevk alırlar, ye-. mek yemek onlara mutluluk verir. Onlar yemeğin tadını tam al-. 69.

(69) mak isterler, bunun için yavaş yavaş yerler. Onlar için yemek yemek bir hobisini yapmak gibidir. Onlar her yemeği yemezler, genellikle özel yemekler isterler. Özel bir yemeği yemek için üç saat uzaklıktaki bir şehre gidebilirler.. Her ülkenin çok güzel ve özel yemekleri vardır. Bu-. günkü Türk mutfağı, Osmanlı mutfağından geliyor, bu yüzden Türk yemekleri çok güzeldir. Osmanlı mutfağı çok zengindi, çünkü aşçılar, Sultanlar için her gün yeni bir yemek yapıyorlardı. Sarayda üç yüz, dört yüz aşçı vardı, bazı aşçılar Avrupa'dan,. Asya'dan, Afrika'dan, yani dünyanın her yerinden geldi, ülkelerinin en güzel yemeklerini Sultanlar için pişirdiler. Ülkelerinin. güzel yemeklerini yapmaktan başka her gün yeni bir yemek icat etmek için mutfakta çalıştılar. Hem kendi ülkelerinin yemekleri,. hem Anadolu yemekleri, hem de yeni yemekler Türk mutfağını. çok zenginleştirdi. Yemek belki bazı insanlar için rutin bir şey, ama fakir insanlar için yemek en önemli şeydir. Bazı dinlerde insanlar ibadet için oruç tutar. Müslümanlar, Hıristiyanlar, Museviler ve başka dinlerden insanlar ibadet için bir süre yemek yemezler, içmez-. ler veya bazı yemekleri yemezler. Böylece fakir insanları daha iyi anlayabilirler, onları hatırlarlar ve yardım ederler.. 70.

(70) Bazı insanlar da sağlık için veya güzellik için diyet va-. parlar, yani bir çeşit güzellik orucu tutarlar.. A) LÜTFEN CEVAP VERİNİZ. 1- Yaşamak için neler yaparız?. 2- Firma yetkilileri bazen restoranda ne yaparlar?. 3- Bazı insanlar neden yavaş yavaş yemek yer?. 4- Bazı insanlar niçin diyet yapıyor?. B) DOĞRU MU, YANLIŞ MI?. Doğru/Yanlış. 5- Misafirlerimize sadece kahve ikram ederiz.. (. ). 6- Yemeğin sosyal fonksiyonu da var.. (. ). 7- Bazı ülkelerde çok güzel yemekler var.. (. ). 9 -Bazı dinlerde insanlar kilo vermek için oruç tutuyor.. (. ). 10-Saraydakı aşçıların bazısı başka ülkelerden geldi.. (. ). 71.

(71) SOZLUK abla : elder sister acele etmek: to hurry (up). acelem yok: “1 am not in a hurry” acemi şoför: inexperienced (untrained) driver acı biber : hot pepper aç : hungry aç kalmak: to be left hungry açıkçası: frankly, straightly acilmak: to be opened affedersiniz: “excuse me”, “I am sorry” afiyet olsun : “good appetite”, “enjoy your meal” ağaç: tree. ağaç dikmek : to plant a tree ağırlamak: to host, to show hospitality ağız : mouth ağlamak : to cry ağrı kesici: pain killer ailenin bireyi: member of the family akciğer : lung akıllı : intelligent, clever akvaryum : aquarium Allah : god Allah Allah! : “my goodnessl”, “good god!” Allah kahretmesin! : “god damn it!” altın : gold altın top : gold ball amca : uncle ana yol: main road, highvvay anadolu : anatolia aniden: suddenly anlaşmak: to agree, to come to an agreement. anlatmak : to tell antrenman : training, exercising. Arap: arabian arasında : betvveen, among. arkadaş : friend arkamızdaki: (the one) behind us artık: anymore, no longer. 72.

(72) artmak: torise, to increase. asker : soldier asla : never aslan: lion asmak: to hang up/on aşı: vaccine aşı yapmak: to vaccinate aşık olmak: to fall in love aşk: love at: horse atlamak: to jump atmak : to throw away ayak: foot aynı : same ayrı ayrı : separately ayrıca: besides, also ayrılmak : to be separated ayrılmak (evden): to leave (home) Ayşe'ye göre: according to Ayşe bademcik : tonsil bagaj: baggage bağırmak : to shout, to cry bahçe : garden bakalım! : “we’ll see!” balık: fish balık tutmak: to fish balıkçı: fisher. balkon: balcony banyo : bathroom basmak(bir şeye): to step (on s.t.) baş : head baş üstüne! : “certainly aye aye!” (a formal answer used when someone vvants you to say hello to your friend or to your family/relatives) başım ağrıyor: “1 have a headache” başka: other başlamak : to start, to begin bayan: lady bazen : sometimes bazı : some 1” .... 46. |?? .. 73.

(73) beğenmek : to like beklemek : to wait belirli aralıklarla : periodicly belki: maybe belli olmaz: “it depends” bence : in my opinlon, according to me benim için : for me benzemek : to look like, to be like benzer: sımılar, like. beraber: together (with) beyaz : white beyefendi: gentleman bırakmak (koymak) : to leave, to put (on) biber :pepper bikini: bikini bilet : ticket bina : building binmek(arabaya): to get on/into (a car) bir daha: once more bir dakika : one minute bir defa : once bir süre sonra : aftera while bir sürü: a lot of bir şeyden bahsetmek: to mention s.t. bir tane : one (piece) bir yaşına girmek: to be one year old biraz: a little, some. birbirlerini: each other birden: suddenly/at once birey : individual biri :someone, one of them. birinci: first birkaç :some, a fevv bitirmek : to finish bitki çayı: herbal tea bluz : blouse boğaz : bosphorus Boğaziçi'ndeki gibi: like the one on the Bosphorus borç :owe, debt. 74.

(74) bornoz : bathrobe bos konusmak: to chatter, to talk nonsense bos ver : never mind boş yer açmak : to make a space/room(for) boşuna: in vain, for nothing boya : paint boyamak : to paint boyamak (saç): to dye (hair) boyatmak: to have s.t. dyed boynuz : horn bölmek: to divide, to separate böyle: like this, such böylece : thus, so bronş : bronchus bu konu hakkında: about this subject/issue bu yüzden: for this reason, therefore bulaşık : (dirty) dishes bulmak : to find bulmak için: for finding buluşmak : to meet. bunun: of this bunun gibi: like this, similarly bunun için: for this buradan: from here buraya: here, to this place buyurun! : “here you are!” buzdolabı : refrigerator büfe : buffet büro: office bütün all, entire, whole. bütün gece: all night (long) bütün gün: all day büyü yapmak : to cast a spell (on) büyücü : witch, magician Büyük İskender”le ilgili: about Alexander the Great cam : glass. cam (pencere): vvindovv cami: mosque canım : my dear. 75.

(75) canlı müzik: live music Cenevizli: genoese cevap: answer, response ciddi: serious çağırmak :to call, to invite çalışmak : to work, to study , to try çamur : mud çarşaf : sheet çatal : fork çerçeve : İrame çeşit : kınd, sort çıkmak: to go/come (out) çiçek: flower çiftlik: farm çipura: (gilt head) bream (fish). çocuğu olmak: to have a child çocuk: child çocukluk arkadaşı: childhood friend çok fazla: very much, to many çözüm : solution dağ: mountain daha çok: much more daha iyi : better daha sonra : later daha uzun: longer dahil: including. Dardania adında: named Dardania davet etmek : to invite dede : grandfather defa : time, turn. değerli: valuable değiştirmek : to change demek: to say deniz : sea deniz kenarı: seaside denize dalmak: to dive into the sea dergi: magazıne derleyici: anthologist ders: lesson. 76.

(76) ders çalışmak: to study. derya kuzusu : a phrase used by fishers for very fresh and big fishes (sea lamb) devam etmek: to continue, to go(keep) on dışarı : out(side) dışarı çıkarmak: to take out dinlemek : to listen dinlenmek: to (take a) rest diş : tooth diyet : diet. doğal: natural doğru : right, correct, true doğum günü : birthday dolaşmak : to go around, to walk about dolaşmak(bahçeyi): to walk around (the garden) dolu : full, filled(vvith) domates : tomato dosya: file, folder dönmek: to come (go) back döviz çıktı: foreign exchanges increased döviz düştü: foreign exchanges decreased dua etmek : to pray durak: stop durmadan: nonstop, on and on durmak: fo stop duş almak: to take a shovver duymak : to hear düğün : vvedding dükkan: shop, store düşünmek : to think düzen : order, regularity efendim: sir/madam efsane: myth, legend efsanelerden biri: one of the myths efsaneye gére: according to legend eğlenmek: to have fun eh işte! : “so so!”, “not bad!” ekonomik hareket: economic movement. el sallamak : to wave hand elbette: sure, of course. 77.

(77) eline sağlık : an expression used after meals to state that it was delicious emin değilim : “I’m not sure” en az: at least, minimum. en iyisi : the best en önemli : most important en son : final, latest. en sonunda : finally enerji: energy enerjik: energetic enflasyon: inflation enflasyon artıyor: “inflation rises” erken: early ertesi gün: next day eski zaman : old times(days) eskiden: in old times, in the past eskimek: to become old, to wear out. eş : husband/wife, one of a pair eşek: donkey eşya : object, things et: meat. eve iş getirmek: to bring vvork home evimizin karşısındaki tepeye: to the hill across our house evlenmek: to marry ezmek: to crush, to squash fabrika : factory fare: mouse farklı : different farklı faklı: various, separately fasulye: bean faydalı: useful fazla: too much(many), extra fircalamak : to brush fırlamak(sokağa): to hurtle (into somewhere). fikir: idea fikir değiştirmek: to change (one’s) mind fikrini sormak: to ask someone for advice fil : elephant firma : firm fiyat değiştirmek : to change price. 78.

(78) fiyatı indirmek : to reduce the price fön çekmek: to blow dry fren yapmak: to (put on the) brake gapa : beak galiba : probably gaza basmak: to step on the gas, to speed up gazete: newspaper. gece: night geç kalmak: to be late geç saat: late (in the night) geçen yıl: last year geçenlerde: the other day, recentiy geçirmek (gün): to spend (a day) seçmek : to pass (by), to cross geçmiş olsun! : “get well soon!” gelecek : future gençken: while young genellikle: generally gerçekten : really geri vermek: to give back getirmek : to bring geyik : deer gezdirmek : to take someone for a walk, to show around gezi yapmak : to travel gezmek: to walk around gibi: like, as girmek: to enter, to come (go) in giyecek : clothes, dress giymek: to vvear gömlek : shirt göndermek : to send görünmek: to appear, to be seen görüşme: meeting, conversation görüşmek üzere! : “see you later!” görüşmek(sormak): to discuss göstermek : to shovv götürmek : to take with, to bring away göz atmak: to have a look gözlük: eyeglasses. 79.

(79) gurup: group güçlü : strong, powerful güle güle!: “good bye!” gülüş: laugh(ter), smile günde iki kez: twice a day güneş kremi: sun cream güney: south gürültü: noise gürültü yapmak : to make a noise güvercin: pigeon güzellik salonu : beauty center haber : news, information. hadi (haydı) : “come on!” hafta içi: vveekdays hakkında : about, concerning haklı: right, justified haklısın : “you are right” hâlâ : still, yet halı : carpet, rug halı sermek: to lay rug halk hikayeleri : folk stories hamsi : anchovy hangi: which hangisi: which one hanım: wife, mrs.. hanımefendi: lady, madame harika : wonderful hasta hissetmek: to feel sick hasta olmak : to get sick hastalık: illness hastane: hospital hatırlamak: to remember havai fişek : fireworks havalimanı: airport havlamak: to bark havlu : towel hayatım: “my dear” hayret! : amazement, “how amazing!” hayvan : anımal. 80.

(80) hayvanat bahçesi : zoo hazır : ready, prepared hazırlamak: to make (get)s.t ready, to prepare hemşirelik: nursing henüz : yet, still hep (her zaman): always hep birlikte : all together hepimiz: all of us hepsi : all of (them/1t) her canlı: every living being her defasında : always, each time herkes : everybody hıristiyan : christian hızlı : fast hiç kimse : anybody hikâye : story hile: trick, cheat. hile düşünmek: to think cheating hissetmek : to feel hos bulduk! : reply to “hos geldiniz(welcome)” hos geldiniz! : welcome hükümet: government isirmak : to bite ıslanmak: to get wet ibadet : worship, prayers içecek : drink içeri : in(side) ihtiyar : old iki defa: twice iki kişilik: for two person, double ikinci: second ikisi: the two (of them) ikram etmek : to offer ilâç : medicine, drug ilân: ad. notice ilân etmek : to announce, to declare. ilginç : interesting ilkokul : primary school iltihap : inflammation, infection. $1.

(81) inanmak : to believe indirim: discount indirim yapmak: to give a discount inmek : to go(come)down, to get off inşallah: hopefully, “if god wills” isim: name islamiyet : islamism iş: work, job isi bilmek: to know the job, to be good at work işine bakmak: to be busy with work işlem: procedure, operation işte : “here!”, “there!” işte burada: “here it 1s!” iyi : good iyi anlaşmak: to get along(vvith) iyi günlerde giyin!: “enjoy your dressl”(an expression used when someone buys a new dress) iyice: widely iyice kurulamak: to dry properly iyileşmek: to get better izin vermek : to permit, to allow kabul : acceptance, admission kabul etmek : to accept, to agree kaçmak: to escape kadar: as (much as) / until kadın savaşçı: woman warrior. kafasını kaldırmak: to lift up (one's) head kafes : cage kahvaltı: breakfast kahvehane: café kaldırmak : to lift, to remove. kale : castle kaliteli : qualified, of good quality kalkan : turbot kalmak: to stay kamp: camp kanat: wing kapatmak : to close, to shut, to turn off kaplan : tiger. 82.

(82) kaptan(şoför): driver kara: land karaca : roc deer Karadeniz: black sea karar : decision karar vermek : to decide karayı bölmek: to divide the land kardeş: brother/sister karı (eş) : vvife. karşı : opposite, against, contrary karşıdaki: the one across karşılaşmak: to come across/ to encounter katkı: contribution, additive kavga etmek: kaza: accıdent. kaza yapmak: to have an accident kazan : boiler kebap : roast (meat) kedi : cat kek : cake kemik : bone. kendim: myself kesim : cutting (haircut) kesmek : to cut kırık : broken kız kardeş: sister kızgın : angry kızmak : to get angry kilim : rug kilo : kilo, kilogramme kim bilir: “who knows?” kira: rent. hire kirletmek : to make dirty kişi : person kobra : cobra kocaman : big. huge, giant kokmak : to smell koku : smell, scent koku(sunu) almak: to have the scent of s.t.. 83.

(83) kolay gelsin : “take it casy!”, “may it be easy!” koltuk : armchair kolye : necklace komik : funny konsantre olmak: to concentrate konu: subject, issue korkmak: to be afraid (of) korumak : to protect, to defend, to watch over kosmak: to run. kosturmak: to run, to be in a hurry kovalamak : to run after, to chase koymak: to put. koyu kızıl : dark red köpek : dog köprü : bridge kötü : bad kötü görünüm : bad appearance (view) kötü niyetli : bad intentioned köy: village kral : king kulağına su kaçtı: water got in his car kulak : car kullanmak : to use. kulüp: club kurtulmak: to get away kurulamak : to diy kuş: bird. kutlama : celebration kutlama yapmak : to celebrate kuvvetli: strong kuyruk : tail küçük rahatsizhk(hastalik): minor illness küçük şeyler: small things küçükken: while child küçülmek : to become small kültür : culture | kültür merkezi: cultural center kürk : fur(coat) lazım: necessary, needed. 84.

(84) levrek : sea bass lider : leader limon kabuğu: lemon peel limonlu: lemony lise: high school lokanta : restaurant maalesef: unfortunately maç : match, game maç yapmak: to hold a match mağaza : store mahalle; neighbourhood mahvolmak: to be destroyed manikür : manıcure manken : model martı: sea gull martilardan biri: one of the seagulls marul : lettuce maydanoz : parsley merak etmek: to wonder, to be curious (about) merakla dinlemek: to listen curiously meraklı: curious mesela : for example meslek : profession meyve : fruit mezarlik : cemetery, graveyard meze: snack, appetizer model : model mönü : menu muayene : consultation, (medical) examination muayene etmek: to examine mutfak : kitchen mutlaka: absolutely, certainly mutlu etmek: to make happy mutlu olmak: to be happy müdür : manager, director mümkün: possible müslüman : muslim müşteri : customer, client müze: museum. 85.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yukarıdaki oyunu oynamaktan çok keyif alan Yukarıdaki oyunu oynamaktan çok keyif alan iki arkadaşın hangi eğitsel kulübe katılmaları iki arkadaşın hangi eğitsel

Aşağıdaki cümlelerdeki büyük harflerin kullanıldığı yerler ile ilgili yazım yanlışlarını düzeltip cümle- Aşağıdaki cümlelerdeki büyük harflerin kullanıldığı

Geometrik Cisimler MATEMATİK Aşağıdaki geometrik cisimlerin özelliklerini verilen tablolara

Yukarıdaki ifadelerden doğru olan- lara ‘‘D’’, yanlış olanlara ‘‘Y’’ yazılır- sa aşağıdakilerden hangisi oluşur1. Araç

Denizdeki dalgaların çok yüksek olduğu gün balığa çıkmak isteyen Cengiz Kaptan’ı insanlar alkışlamışlar.. Cengiz Kaptan’ın güvertede düştüğü gün onu Veli

Tanesi 1 lira 25 kuruş olan çikolata- lardan 4 tane alan Mert, satıcıya ne kadar para vermelidir.. 3 tanesi 90 lira olan kazaklardan 5 tane alırsam satıcıya kaç

Hece ve harf sayısını yaza- Aşağıdaki tablolarda verilen sözcükleri örnekteki gibi hecelerine ayıralım.. Hece ve harf sayısını

Üç Basamaklı Doğal Sayıların Okunuşu ve Yazılışı MATEMATİK Aşağıdaki sayıların okunuşlarını yazalımA. Aşağıdaki okunuşu verilen