• Sonuç bulunamadı

1970'lerin "Kardelenleri"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "1970'lerin "Kardelenleri""

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BÜYÜK YAPITLARIMIZ

Konur Ertop

Yeni bir dünyanın eşiğinde

1970'lerin

"Kardelenleri"

Füruzan'›n 1971'de ç›kan ilk kitab› "Paras›z Yat›l›", yazar›na Sait Faik Abas›yan›k Öykü ödülüyle birlikte büyük ün de kazand›rd›. Edebiyat dünyas›

ondan övgüyle söz etmeye bafllad›. Genç öykücünün baflar›l› yap›tlar› daha sonra birbirini izledi. »

"‹nsan halleri”nin

yazar›,

Füruzan

(2)

üruzan'›n baflar›s›nda güçlü gözlemcili¤iyle zengin ay- r›nt›lara yer vermesinin önemli yeri vard›. Öyküle- rinde toplumun alt kesimin- den ezilmifl insanlar, yaln›zl›¤a, yok- sullu¤a itilmifl genç annelerle küçük k›zlar›, yerinden yurdundan uzaklara göçmek zorunda kalanlar, mutlulu¤u tatmadan uzun y›llar› geride b›rak›ver- mifl yafll›lar görülüyordu. Füruzan olaylar› s›ralamaktan hofllanm›yordu.

Onun kayg›s› yaflamdan "kesit"leri,

"durum"lar› canland›rmakt›.

"Durum anlatmak bence önemli.

Olaylar beni çekmiyor pek... Olayla- r› yaflam›fl olan insanlar›n, yaflad›ktan sonraki halleri beni çekiyor." demiflti.

Ele ald›¤› izleklere -gelifltirip de- rinlefltirerek- zaman zaman yeniden

döndü¤ü olur. Bunun nedeni aç›klar- ken de flunlar› söylemifltir:

"Epeyce bir zamand›r 's›radan insanlar', 'küçük insanlar' diye nite- lenen, sanki baflka tan›mlama yap›la- mazm›fl gibi hep böyle nitelenenleri anlatmaya karar verdim ve hâlâ o ka- rar› sürdürüyorum. Üstelik 3. biny›l›n de¤er karmaflas› içinde kalabal›klar ac› çektiklerinin ayr›m›na varamaya- cak denli örselenmekteler. ‹flte böyle bir yolday›m. ‹lginç konularla de¤il, tarihin ilk ça¤lardan beri kayda düfl- tü¤ü ac›larla ilgileniyorum."

Dünyay› haks›zl›klar, anlay›fls›z- l›klar sarm›flt›r. Öykülerde s›ralanan durum ve kesitler do¤up büyüdükleri topraklardan kopar›lanlar›, da¤›lan ai- leleri, sevgisizlik, yoksulluk çekenleri, hak etmedikleri yaflamlar› sürdürmek zorundaa kalanlar› gösterirler. Füru- zan'›n öykü kiflileri aras›na ön s›ray›

alan k›z çocuklar› küçük yaflta babas›z kalm›flt›r. Annelerini yaflama yenilme- mek için ç›rp›n›rken görürüz. Yazar›n kendisi de ilkokula bafllad›¤› y›l baba- s›n› yitirmiflti. Annesiyle birlikte uzun süre s›k›nt›l› yaflamlar› oldu; bu yüz- den e¤itimini de sürdüremedi.

"Paras›z Yat›l›"daki birçok öyküde babas›z kalm›fl küçük k›zlar›n anne- leri, çocuklar›yla birlikte yeni bir ya- flama tutunmak için ç›rp›n›r.

"‹skele Parklar›nda" öyküsündeki genç kad›n›n efli, ifl kazas›nda ölmüfl- tür. Küçük k›z› bir yandan onu yaflama ba¤lar, onunla birlikte ayakta durmaya çal›fl›r. Ancak bir yandan da çocu¤unu bir ayak ba¤› sayar.

F

(3)

Ana k›z› a¤ustos s›ca¤›nda hava almak için gittikleri parkta görürüz.

Kad›n, sürdürdürdükleri elveriflsiz yaflama koflullar›ndan tedirgindir:

Do¤ru dürüst beslenemezler, kal- d›klar› odada y›kan›p temizlenemez- ler. Kiralar›n› ödeyemezler. Art›k sa- tacak eflyalar› da kalmam›flt›r. Yeniden evlenmeyi olanaks›z görür. Kendini öldürmeyi bile geçirir akl›ndan. Bü- tün kap›lar›n kendisine kapal› oldu¤u- nu düflünür. Bir ablas› vard›r, ancak o da ona destek olmaktan uzakt›r:

"Kap› aral›¤›nda on lira s›k›flt›rd›

elime ablam. 'Vah benim can›m kar- deflim,' dedi. Keflke almasayd›m o pa- ray›. O parayla üzüntüsünü, ablal›¤›n›

savd›. Yok gidemem onlara. Ama ifl bulup çal›flmak için bunu okula yazd›r- mal›. Nas›l?"

Bir öyküdeki küçük k›z okula ta- kunya ile gönderildi¤i için utanç için- dedir. Baflka bir öyküde ilkokulu biti- ren küçük k›z, umudunu paras›z yat›l›

s›nav›na ba¤lam›flt›r. Ancak üvey ba- bas›, "Kazanmana bu kadar sevinme.

Kal›rsan paralar› ben ödeyece¤im,"

diyerek umudunu k›rar...

Kitaba ad›n› veren öyküdeki ba- bas›z, yoksul k›z›, okulda K›z›lay Ko-

lu'ndan yemek yemesi utand›rmakta- d›r. Giysileri uygun olmad›¤› için u l u s a l b a y r a m l a r d a o n a fl i i r okutmazlar. Beden e¤itimi derslerine kat›lamaz. Annesi, hastanede çal›flmaya bafllam›flt›r; k›z okula gidip gelecek, evde yaln›z bafl›na yaflaya- cakt›r. Annesi yaflam›n› evde tek ba- fl›na nas›l sürdürece¤ini anlat›r:

"Her sabah helvayla ekmek yer- sin. Çay zaten sevmiyorsun. Elim ya- n›yor, diyorsun. Okuldan gelince man- gal›m›z› yakar s›cac›k oturursun, Gece

kapa¤› ört atefle. Ha benim k›z›m, sa- k›n unutma. Benim akl›m› evde b›rak- ma. Sen ak›ll› k›zs›n."

›z okuyup ö¤retmen olacak, anne hastane- den ayr›lacakt›r. S›na- va giderlerken anne, gelece¤e iliflkin düflle- rini k›z›na aktar›r. Art›k, okulun önün- dedirler:

"‹çerden u¤ultular geliyordu. Ya¤- mur tafl duvarlar›n aras›ndan ç›kan ayk›r› yeflillikleri parlatm›flt›.

'Bizden de erken gelenler olmufl.

Geç meç kalm›fl olmayal›m?' Hademe giyimli bir kad›n onlara do¤ru yürüdü, tafll› yoldan. Bezgin,

Bir öyküdeki küçük k›z okula takunya ile gönderildi¤i için utanç içindedir. Baflka bir öyküde ilkokulu bitiren küçük k›z, umudunu paras›z yat›l› s›nav›na ba¤lam›flt›r.

K

(4)

al›fl›k bak›fllar›yla anne, k›z›n üstünden d›flarda bir fleye bak›yordu. Anne, say- g›l› sordu:

'Geciktik mi acaba? Çocuklar›n ço¤u gelmifl.'

Hademe kad›n ilgisiz: 'Paras›z yat›l› imtihan›n›n çocuklar› hep erken gelir. Hiç gecikmezler.",

"Özgürlük Atlar›"nda ilkokulu bitiren k›z çocu¤u, ö¤renimini sürdür- mek için "paras›z yat›l›" s›nav›n› ka- zanmaktan baska ç›k›fl yolu görmez:

"S›nav› kazanmal›yd›m. Hiç yolu yoktu baflka okuman›n."

"Su Ustas› Miraç"ta ise varl›kl›

ailenin ilerici görüflleri olan çocu¤u Vedat, kimseye muhtaç olmadan ken- dini yetifltirmek için s›navla paras›z yat›l› okula girer. Kat›ld›¤› eylemler yüzünden cezaevine de düflecektir.

Davran›lar›na, s›n›rs›z mal›n mülkün bafl›ndaki dul annesi ak›l erdiremez:

"Bu o¤lan deli. Deli ki hem nas›l.

Yedi köye duyurulacak deli. Tarlalar at sürmecesine, konaklar kervan dur- macas›na... Ama gelin görün, bu be- nim o¤lum, bu benim üçüncü göza¤- r›m, sürünmek ister. Hükümet paras›y- la okumak ister. Muhtaçl›¤› m› var?"

Vedat'›n tutuklanmas›n›, aileye sürülmüfl bir leke sayan kardeflleri, onu kurtarmak için ak›l dengesinin yerinde olmad›¤›n› gösteren bir ra- por almay› tasarlar!

"Taflral›" öyküsünde babas›n› çok küçükken yitirmifl genç k›z, yüksek ö¤renim için büyük kentteki varl›kl›

teyzesinin yan›na gelmifltir. "Titiz, eli s›k›" teyze, k›z›n annesinin yanl›fl bir evlilik yapt›¤›, yoksul birinin okumas›-

n›n güç, üstelik de gereksiz oldu¤u görüflündedir. Kendi k›z›n› okuttukla- r›n›, ancak evlenip çoluk çocu¤a kar›- fl›nca diplomas›n›n süs olarak kald›¤›n›

anlat›r. Taflradan umutlarla gelmifl k›z ise koca kenti, teyzesini, bu yepyeni dünyay› yad›rgam›flt›r. Onun düflledi¤i bambaflka bir yaflamd›r, bunu gerçek- lefltiremeyece¤ini anlam›flt›r:

"(Saçlar›m›) kesece¤im. Hem de en k›sa. Ders kitaplar›m› de¤il, en sevdi¤im yazarlar› al›p elime, bir dolu yeri gezece¤im. Dostoyevski'yi okudu¤um kireç badanal› ç›kmadaki kay›s›lar›n sessiz karanl›klar›n› ve hep su kokusunu arayaca¤›m."

ak›fl›n› kendi çocuklu-

¤unun "kardelenler"ine yöneltmifl Füruzan'›n ifllemekten hoflland›¤›

konulardan biri de Bal- kan göçmenlerinin anayurda geldikten sonraki çileli yaflam›d›r. Bu ilk kita- b›nda yer alan "Edirne'nin Köprüleri", öyküsüne daha sonralar› baflkalar› da eklenecektir.

"Edirne'nin Köprüleri" nde Balkan göçmeni bir ailenin ‹stanbul'daki ya- flam› anlat›l›r. Varl›kl› bir ortamdan kopup gelmifl aile, ‹stanbul'da geçim s›k›nt›s›na gömülmüfltür. Ancak yetim ve öksüz küçük k›z› babaannesi, amca- s›, kuzeni, yengesiyle yoksul ama yine de özverili, mutlu bir aile ortam›nda buluruz. Babaanne dirençli, bask›c›

ama sevgi dolu davran›fllar›yla dikkati çeker. Yoksullukta kendilerinden fark- s›z komflular›n›n, onlar› "Pis göçmen, Edirne Çingenesi!" diye afla¤›lama- s›na, torununun upuzun saçlar›yla alay

B

(5)

edilmesine bile, görmüfl geçirmifl ba- baannenin hoflgörülü, sevecen tepkisi insanl›k dersi doludur:

"Edirne köprülerini görmüfl mü de bu yalak a¤›zl›lar›n k›zanlar›. Der- ler Sabahat'a 'Edirne Çingenesi...' Benim ak›ls›z gelinim de, keser onun alt›n saçlar›n›. Bak! Ben ç›karm›fl m›- y›m ak örtümü kafamdan? Ba¤›r›rlar bana sokak uçlar›na kadar, 'Gâvur nine! Gâvur nine!' diye. Belli ki bunlar gâvuru san›rlar bir baflka fenal›k. Ca- hil olmas›n kimse, bilmez o zaman baflkalar› da insand›r."

Güngörmüfl yafll› kad›nlar, ucuz al›fl-verifl için pazar yerlerinde akflam- üstü, geç saatlerde dolafl›rlar. Tezgâh- larda ise art›k elbette sebzenin, meyve- nin en kötüsü kalm›flt›r:

"Sat›c›, nineme gülerek bakard›.

'Be anac›¤›m. Sen de gelirsin pazar›n bitimine. Sabahtan gelsen iyisini al›r- s›n. Hem ucuz istersin hem de iyi.' Ninem gereksiz bir acele içinde, 'Niçin ucuz, kötü olacak, derdi. Benim gül kokulu memleketimde her bir fley hem ucuz hem iyiydi. Biz zaten yapar- d›k kendimiz bostanc›l›k. Yetifltirirdik her fleyi ellerimizle."

Küçük yaflta yoksulluk nedeniyle kendi çevrelerinden kopar›larak var- l›kl› ailelerin yan›na verilmifl besleme- lerin yazg›s›yla da öykücü yak›ndan ilgilenmifltir. "Nehir", "Su Ustas› Mi- raç" öykülerinde onlar›n yazg›lar›na tan›k oluruz.

"Haraç" öyküsündeki Servet de, böyle biridir. Yaflam› boyunca yüzü- nün gülmedi¤ine tan›k oluruz. Hizmet etti¤i aile yan›nda savrulup giden y›l-

lar›, bir yük gibi tafl›d›¤› Fatin Bey'le sevgisiz evlili¤i, yafllan›p tükenifli, afl›r› gerçekçi çizgileriyle anlat›lm›flt›r:

"Fatin Bey sedirin üstüne k›vr›l- m›fl yatan Servet Han›m› gördü. Unut- tu¤u öfkenin yeniden s›cak s›cak fla- kaklar›na yay›ld›¤›n› duydu. Bir sürü paçavraya bürülü yatan bu kad›ndan i¤rendi. Sanki karlarla doluydu oda.

Giyimlerle, paçavralarla sar›nd›¤›

yetmiyormufl gibi, üstüne tozlu denk çuvallar›n› da örtmüfltü. (...)

'Servet Han›m öldün mü? Servet Han›m öldün mü? diye ba¤›rma¤a bafllad›."

yr›nt›lar› seven, göz- lemlerini zengin ay- r›nt›larla dile getiren Füruzan,"Yazarl›¤›m- da uygulamak istedi-

¤im yöntemlerden ilki diyebilirim ki anlafl›l›r olmakt›r. ‹kincisi ülkemin sorunlar›na do¤ru bir aç›dan bakabil- mek" demiflti. "Paras›z Yat›l›" bunu eksiksiz uygulayan bir ç›k›fl noktas›

olmufltur. •

konurertop@butundunya.com.tr

A

Referanslar

Benzer Belgeler

maddesi uyarınca halihazırdaki nominal değeri 19.488.000,-- Avro tutarında olan esas sermayeyi, gözetim kurulunun onayı ile nakit ve/veya ayni sermaye karşılığında

Uyarıları etkinleştirmek “Açik” veya devre dışı bırakmak için “Kapat” üzerine basın. Her zaman görünür

[r]

Kesitte'de görülece- ği gibi dairelerin dar ve uzun oluşları, ışık sisteminde bir araştırmayı gerektir- miş, ve Mimar Blok'u ortadan ikiye bö- lerek, Deniz tarafına

W języku polskim nie występują połączenia k+y oraz g+y, dlatego jeżeli temat rzeczownika lub przymiotnika kończy się na k lub g, to w narzędniku końcówka -ym zmienia się na

Anne turna, baba turnadan bir zurna almasını istedi.. Baba turna

Bu yönteme alternatif olarak, kali- teli ve ayarlanabilir beyaz ›fl›k üret- mek için araflt›rma grubumuzda na- nokristal katk›l› renk dönüflüm tekni-.. ¤i

10 kadar veya blraz daha fazla yukset... hidrokarbonten