• Sonuç bulunamadı

Yıldızların Tozu 400 Milyon Yılda Atılıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yıldızların Tozu 400 Milyon Yılda Atılıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bilim ve Teknik

8

Avrupalı gökbilimciler, yıldızları oluşum evrelerinde çevreleyen toz disklerinin ortalama 400 milyon yıl içinde yok olduğunu belirlediler. Bulgular, Güneş Sistemi’nin sınırla-rında asteroid ve kuyruklu yıldızlar-dan oluşan Kuiper Kuşağı’nda bu-günkü toz miktarıyla da uyum göste-riyor.

Güneş’e yakın birçok yıldızın çevresinde toz diskleri olduğu ilk kez 1984’de saptandı. Hollandalı gökbilimci H.J. Habing ve ekibinin çeşitli yaştaki yıldızlar üzerinde yap-tıkları yeni gözlemlerse, Güneş’in geçirdiği bir sürece benzer biçimde bu toz disklerinin, merkezdeki yıldı-zın oluşmasından 300-400 milyon yıl sonra dağıldıklarını ortaya koydu.

Toz diskleri, ilk kez Çalgı Takım-yıldızı’nın en parlak üyesi Vega’nın yaydığı aşırı kı-zılötesi ışınımla belirlendi. Bu, yıldızdan gelen ışınımı soğuran ve sonra güç-lendirerek ye-niden yayan bir toz bulutunun varlığına işaret ediyordu. Daha sonra böyle bir

disk, Beta Pictoris yıldızının çevre-sinde görsel olarak saptandı. Daha sonraki yıllarda da en az 100 kadar yıldızın çevresinde görüldü. Diskle-rin yıldızlarına olan uzaklığı, Güneş-Neptün uzaklığından daha fazla. Gözlemler, bir paradoksu da birlikte getirdi. Geçerli modellere göre ön yıldızı çevreleyen diskteki tozun, bir milyon yıl içinde ya ışınım basıncıyla uzaya saçılarak dağılması, ya da yıldı-za yaklaşıp buharlaşarak yok olması gerekiyordu. Oysa Vega yaklaşık 350 milyon yaşında. Bu durumda, yok olan tozun, disk içinde kümeleşmiş topakların ve gezegen adayı parça-cıkların çarpışmalarıyla ya da kuy-ruklu yıldızların buharlaşmasıyla ye-niden ortaya çıktığı düşünülüyor. Araştırmacılara göre yıldıza 150 mil-yon km kadar sokulan kuyruklu yıl-dızlar buharlaşıyor. Saçılan tozlar da daha sonra yıldızın ışınım basıncıyla dış bölgelere doğru itiliyor.

Toplam 84 yıldızı Kızılötesi Uzay Gözlemevi (ISO) uydusuyla gözle-yen Habing ve araştırma grubu, bun-ların en genç 14’ünün çevresinde toz diskleri saptamış. Görece yaşlı 70’in-deyse disk belirlenememiş. Varılan sonuç, 300 milyon yıldan genç yıldız-ların çoğunda toz diskleri olmasına karşılık, yaş 400 milyonu aştığında diskler kayboluyor. ISO gözlemlerin-de belirlenen tozun miktarıysa, Dün-ya kütlesinin ortalama %1’i kadar. Bu kadar tozun 100 000 yılda yok olabi-leceği ve 400 milyon yıl süreyle de yeniden oluşabileceğinden yola çı-kan araştırmacılar, başlangıçtaki toz miktarını 40 Dünya kütlesi olarak hesaplıyorlar. Habing , başlangıçta diskteki gazın miktarınınsa, tozun 100 katı olduğunu düşünüyor. Böyle olunca, diskin başlangıçta %1 Güneş kütlesinde ol-ması gerekiyor. Bu da, tipik bir ön yıldız çevre-sindeki diskin kuramsal mik-tarına uyuyor. Araştırmacılar, Güneş’in de ç e v r e s i n d e k i toz diskini 400-800 milyon yıl içinde yitirdiğini düşünüyorlar. Ku-iper Kuşağı’nın da, başlangıçta 30-50 Dünya kütlesinde olması gerekiyor. Ayrıca kuyruklu yıldızların, Güneş Sistemi çevresindeki küresel Oort Bulutu’nu, dev gaz gezegenlerin or-taya çıkmasından çok kısa süre sonra oluşturdukları sanılıyor. Bu gezegen-ler, disk içindeki buzlu madde to-pakçıklarını sistemin dış bölgelerine savurmuş olmalı. İç Güneş Siste-mi’ndeki gezegen.lerin uğradığı "Son Ağır Bombardıman"ın da, dış bölge-lerdeki bu temizlenmeye hem süre, hem de tarih olarak koşut olduğu ve bu iki süreç arasında dinamik bir iliş-ki bulunabileceği, araştırmacılarca vurgulanıyor.

Sonuçta Habing ve ekibi, gözle-dikleri yıldızların Güneş sisteminin oluşmasında yaşanana benzer bir sü-reç içinde bulundukları görüşünü sa-vunuyor.

Nature, 30 Eylül 1999

Yıldızların Tozu 400 Milyon Yılda Atılıyor

COBE uydusunun 1992’de Büyük Patlama’dan kalma mikrodalga fon ışı-nımında "topaklar" bulması büyük he-yecan yaratmıştı. Büyük Patlama’dan 300 000 yıl sonra, ışınımın maddeden bağımsızlaşmasıyla yayılan ve Ev-ren’in genişlemesiyle günümüzde tay-fın mikrodalga bölümünde saptanabi-len bu ışınım, Evren’in o günkü yapı-sının bir tablosu. Madde ve ışınımdaki düzgün dağılımda, kütleçekim nede-niyle ortaya çıkan çok küçük yoğunluk dalgalanmaları, Evren’in bugünkü to-paklı yapısının tohumları anlamına ge-liyor, Büyük Patlama kuramını doğru-luyordu. Bu dalgalanmalar, daha sonra dev gökada kümelerini oluşturdu.

COBE’nin bir başka buluşuysa fazla dikkat çekmemişti. Görüntüler-de, gece ufkun ötesindeki bir kentin yaydığına benzer bir ışıma vardı. Bu, Evren’in ilk kuşak yıldız ve gökadala-rının yaydığı kızılötesi ışınımdı. COBE’nin kızılötesi teleskopları, gö-kada kümelerine karşılık gelecek bir topaklanma saptayacak duyarlıkta de-ğildi. Ama şimdi Kızılötesi Uzay Göz-lemevi (ISO) tarafından sağlanan veri-leri inceleyen Fransız gökbilimciler Jean-Loup Puget ve Guilaine Lagac-he, fonda belirledikleri topakların, kı-zılötesi dalgaboylarında ışınım yayan bir "gökadalar denizi"nden kaynaklan-dığını savundular. Öteki gökbilimciler de, bu ışınımın, Evren’in ilk 1 milyar yılı içinde ortaya çıkmış, genç yıldız-larla dolu "süperparlak" gökadalardan geldiğini düşünüyorlar. Bunlar, kalın toz bulutlarıyla çevrili olduklarından ışınımları toz tarafından soğuruluyor ve kızılötesi ışınım halinde yeniden yayımlanıyor. Şimdiye kadar optik gözlemler, gökadaların çok daha geç oluştuğu yolundaki savları destekli-yordu. Ne yazık ki, ISO’nun CO-BE’den 25 kez daha duyarlı telesko-punu aynı bölgeye çevirtmek olanağı yok. Çünkü teleskop, soğutucu sıvı helyumun tükenmesiyle geçen yıl ya-şamını noktaladı. Şimdi gökbilimciler, ilk gökadalar konusundaki bilgilerini derinleştirmek için NASA’nın 2002 yı-lında fırlatacağı Kızılötesi Uzay Teles-kopu’nu (SIRTF) bekliyorlar.

Science, 19 Kasım 1999

Referanslar

Benzer Belgeler

VLT’nin saptadığı ve TWA-5 B diye adlandırılan kahve- rengi cüce, TWA-5 A diye tanımla- nan bir ikili yıldız sisteminin çevre- sinde dolanıyor.. Sistemdeki kahve- rengi

Ancak 1997 Şubatında Kızılötesi Uzay Gözlemevi (ISO) uydusu tarafından çekilen görüntüler, Andromeda’nın ileride sarmal- dan daha çok halkalı bir gökada-

Günün önemli bir kısmını trafikte geçiren birçoğumuz için sıradan olan bu vakayı ilginç kılan ise tartışmanın Av- rupa Uzay Ajansı (ESA) ve SpaceX arasında, uzayda

Yo¤un bir y›ld›z oluflturma sürecinde bulunan ve merkezinde büyük bir karadelik bulunan gökaday› çevreleyen so¤uk bulut, Günefl büyüklü¤ünde 100 milyar

istasyonlarına varacak ve böylece banli- BÜYÜK PARİS HACMİ : yölerden otomobil ve otobüslerle geten- Bilhassa üç özel organizasyon Paris ler, metroyu kullanarak

Yumurtalık kıyılarında, denize sıfır noktada kurulan Sugözü Termik Santralı'nda kullanılan kömürün İskenderun Körfezi'nin ortas ında gemilerden yüzer platforma

 Dramatik, içinde çatışma ve eylem gibi iki önemli öğeyi gerektirir ve yaratıcı drama alanındaki bir katılımcının eylemi,.. canlandıracağı bir rol içerisinde ortaya

Bir tohumun ya da meyvenin şekline bakarak nasıl yolculuk yaptığını yani nasıl dağıtıldığını tahmin