• Sonuç bulunamadı

Glokom Erken teşhis Doğru tedavi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Glokom Erken teşhis Doğru tedavi"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Glokom

Erken teşhis – Doğru tedavi

Karasu hastalığı (Glokom) ile yaşamak

(2)

Glokom

Erken teşhis – Doğru tedavi

Yayımcı: BUNDESVERBAND AUGE e.V. (FEDERAL GÖZ DERNEĞİ) Crellestraße 21

10827 Berlin Tel: 0 30 / 8 23 24 44 Faks: 0 30 / 8 23 24 22

E-posta: info@bundesverband-auge.de Yazar: Dr. Ingolf Dürr / Dieter W. Staubitzer Baskı: Bresler Medien GmbH, Erlangen, Mart 2013 Nazik desteklerini sunan:

(3)

Önsöz

Göz insanın en değerli duyu organıdır. Çevremizin büyük bir kısmını gözlerimizle algılarız, gözlerimiz olmasa etrafta güvenli bir şekilde hareket etmekte ve yönümüzü bulmakta oldukça zorlanırdık ve bu durum sadece dışarısı için geçerli değildir. Bu sebepten dolayı görme yeteneğimizi kaybetme düşüncesi birçoğumuz için oldukça ürkütücüdür.

Bununla birlikte göz sağlığıyla ilgilenen insan sayısının ne kadar az olduğunu görmek çok şaşırtıcıdır. Diş doktoruna gitmek günümüzde çok doğal bir alışkanlık haline gelirken, düzenli olarak bir göz doktoruna gitmek daha çok istisnai olarak görülmektedir. Hâlbuki gözlerimizi yıllık aralıklarla bir göz doktoruna muayene ettirmek için oldukça geçerli sebep- ler mevcuttur. En geç 40 yaşından sonra, tedavi edilmemesi halinde körlüğe yol açabilen en tehlikeli göz hastalıklarından biri olan glokom hastalığına yakalanma riski çok artmaktadır.

Uzun süre ağrısız seyreden, sinsi bir hastalık olan glokomun endemik bir hastalık olarak tanımlanabilmesine ve pren- sip olarak herkesin bu hastalığa yakalanma riski mevcut olmasına rağmen bu hastalık hakkında bilgi sahibi olan in- san sayısı çok azdır.

Bu broşür ile sizleri glokomun sebeplerine ilişkin günü- müzde edinilen bilgiler, gözleri sık sık muayene ettirmenin neden önemli olduğu ve glokomun başarılı bir şekilde nasıl tedavi edilebileceği hakkında bilgilendirmek istiyoruz.

(4)

Göz

Glokom hastalığını daha iyi anlayabilmek için öncelikle insan gözünün yapısını daha yakından incelemek faydalı olacaktır.

Göz yuvarı çok katmanlı bir duvarı olan neredeyse yuvarlak bir yapıdır. En dışta, önde şeffaf korneaya uzanan sert taba- ka bulunmaktadır. Bunun altında gözün besin tedariki için önemli kan damarlarının yer aldığı damar tabaka vardır.

Göz kesiti Kamara sıvısı

Kornea

İris Mercek Camsı cisim Retina

Görme siniri

(5)

Bu tabaka ön tarafta göz bebeğini çevreleyen irisi oluşturur.

Gözün iç kısmı, içinde ışığa karşı hassas görme hücrelerinin bulunduğu ağ tabakayla kaplıdır. Işık uyarıları saydam taba- ka tarafından alınır, mercekte ışık demeti haline gelir ve ağ tabakaya aktarılır. Görüntü bilgileri burada sinir uyaranlarına dönüştürülür ve görme siniri üzerinden beynin görme mer- kezine iletilir.

Gözün şeklini koruyabilmesi ve işlevini en iyi şekilde yeri- ne getirebilmesi için iç kısımda belli bir basınç korunmalıdır.

Gözün sağlamlığından, iris ve mercek arasından gözün ön kısmında devridaim yapan, berrak kamara sıvısı ve gözün en büyük kısmını kaplayan ve jelatinimsi, elastik bir maddeden oluşan camsı cisim sorumludur.

Merceğin ve korneanın besin maddelerini tedarik eden kamara sıvısının üretimi kesintisiz olarak devam eder. Bu sıvı belli bir süre sonra ince kanallardan oluşan özel bir sis- temle (schlemm kanalı-lenfatikovenöz bir kanal) tekrar boşaltılmalıdır. Normal şartlarda kamara sıvısı üretimi ile boşaltımı arasında göz içi basıncını sabit tutan bir denge hâkimdir. Ancak bu dengenin bozulması halinde gözdeki basınç artar. Bunun doğurabileceği sonuçları size bir sonraki bölümde anlatmak istiyoruz.

(6)

Kamara sıvısı korna ve mercek için besin maddelerini teda- rik eder ve siliyer cisimde üretilir. Bu sıvı arka kamaradan göz bebeğinden geçerek ön kamaraya ulaşır ve kamara açısından dışarı atılır. Hastalanan gözde kamara sıvısının dışarı atılması kısıtlanmıştır.

Gözün arka kamarası

Gözün ön kamarası Bozulmuş anöz hümör akışı

Normal anöz

hümör akışı Anöz hümör

üretimi Mercek Siliyer cisim

(7)

Glokom hastalığı

Glokom en tehlikeli göz hastalıklarından biridir ve gelişmiş ülkelerde körlüğün en yaygın ikinci sebebidir. Birçok kişi bu hastalığı göz tansiyonu veya karasu adı altında tanımaktadır.

Ancak bu durum maalesef hastalığın sıklıkla tamamen başka bir hastalık olan ve merceği etkileyen katarakt ile karıştırılmasına sebep olmaktadır. İsim benzerliğine rağmen bu iki hastalık hem sebepleri hem de tedavileri bakımından birbirinden farklılık göstermektedir. Bu sebeple ilerleyen sayfalarda da glokom ismini kullanmaya devam edeceğiz.

Glokomun en önemli nedeni göz içi basıncının yükselme- sidir. Bu basınç yükselmesi, kamara sıvısının dışarı akışının herhangi bir şekilde engellenmesi halinde oluşmaktadır.

Kamara sıvısı kesintisiz bir şekilde üretildiği için zamanla bir basınç oluşur ve bu basınç camsı cisme iletilir. Bunun sonu- cunda camsı cisim ağ tabakaya baskı yapar ve görme siniri- nin hassas sinir lifl erini ezmeye başlar. Böylece glokomun için ilk adım atılmış olur. Basınç uzun süre devam ederse, sonucunda görme sinirinde “onarılması” mümkün olmayan hasarlar oluşur.

Demek oluyor ki, göz içi basıncı yüksekliğinin zamanında farkına varılıp tedavi edilmesi büyük önem arz etmektedir.

Fakat sorun tam da bu noktadadır. Glokom ağrısız seyreden bir hastalık olduğu için sadece nadir durumlarda hastalar bunun farkına varabilmektedir. Hasar gören görme sinirine bağlı olarak görüş alanında oluşan kısıtlanmalar da başlarda

(8)

fark edilemeyecek kadar yavaş ilerlerler. Görüş alanının merkezindeki görüş netliği ileri evrelere kadar korunabilir fakat kenarlar neredeyse hiç algılanmaz. Bu vaziyet özellikle trafi kte kritik durumlara sebebiyet verebilir.

Yükselen göz içi basıncı görme sinirine baskı yapar ve sinir lifl erinde kan dolaşımını engeller. Görme siniri zaman için- de onarılamaz şekilde hasar görür.

Ezilen görme siniri

Yüksek basınç

(9)

Hastalığın süresi uzadıkça görüş alanı daha da kısıtlanmaktadır.

Tedavi edilmezse körlük tehlikesi mevcuttur.

Hafi f dereceli glokom

Ağır dereceli glokom Normal görüş alanı

(10)

İşlerin bu raddeye gelmesine müsaade edilmemelidir. En geç 40 yaşından itibaren yılda bir kere göz doktoruna git- mek rutin hale gelmelidir. Sadece erken tanı muayenesi kişide glokom hastalığı bulunup bulunmadığını güvenilir bir şekilde aydınlatabilir. Bu muayenede doktor sadece göz içi basıncını ölçmekle kalmayacaktır. Tek başına bu değer glokomu kesin bir şekilde teşhis etmek için yeterli değildir.

Zira glokom hastalarının üçte birinde göz basıncı normal düzeydedir. Ancak buna rağmen, muhtemelen söz konusu kişilerde görme siniri başı çok hassas olduğu ve çok düşük basınçlara bile tepki verdiği için hasarlar meydana gelmek- tedir. Yani sadece göz içi basıncı ölçümüne güvenilmemeli, tecrübeli bir göz doktorunda eksiksiz bir erken teşhis mua- yenesi yaptırılmalıdır.

Doktor böyle bir düşük basınç glokomunu tespit etmek için ilaveten gözünüzün arkasını da inceleyecek ve burada tüm dikkatini özellikle görme siniri başına, yani herhangi bir hasarın mevcut olup olmadığını en açık şekilde tespit edebileceği yer olan, görme sinirinin gözden çıkış noktasına yoğunlaştıracaktır. Doktorunuz şüpheli durumlarda görme kabiliyetinin ne derece kısıtlanmış olduğu hakkında bilgi veren bir görüş alanı ölçümü yapacaktır.

Tüm bu erken teşhis muayenelerinden korkmanıza gerek yoktur, bu muayenelerin hepsi tamamen ağrısız bir şekilde gerçekleştirilmektedir.

(11)

Glokom hangi sıklıkla görülür?

Elimizde kesin rakamlar bulunmamakla birlikte yaklaşık üç milyon Alman’da glokomun ön evresi olan yüksek göz içi basıncı olduğunu tahmin ediyoruz. Yaklaşık bir milyon Fe- deral vatandaş glokom hastasıdır ve yine bunlardan 50.000 kişi uygun tedavi uygulanmadığı takdirde kör olacak kadar kötü durumdadır. Ancak göz doktorları büyük bir karanlık sayı olduğundan söz etmektedirler. Muhtemelen teşhis edi- len her glokom vakası için henüz hastalığından habersiz olan bir kişi söz konusudur.

Esas itibarıyla herkesin glokom hastalığına yakalanma riski mevcuttur. Faka günümüzde bazı faktörlerin hastalanma riskini önemli ölçüde artırabildiğini bilmekteyiz. Bu anlam- da ilk sırada yaş gelmektedir. Edinilen tecrübeler 40 yaşın üzerindekilerde glokom görülme oranının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu sebeple göz doktorları, en geç 40 yaşından itibaren senede bir kere göz muayenesi yapılmasını önermektedirler.

Ailevi yükün de önemi vardır. Glokom hastalığına yatkınlığın kalıtımsal olabileceğini gösteren birçok bilgi mevcuttur.

Yani ailede bir veya birkaç kişide glokom hastalığı görülmesi halinde mutlaka erken ve düzenli aralıklarla bir göz doktoru tarafından gözlerin kontrol edilmesi sağlanmalıdır.

Ayrıca bazı temel hastalıklara sahip olan kişiler için de ortalamanın üzerinde bir risk söz konusudur.

(12)

Bu anlamda öncelikle genel olarak şeker hastalığı olarak bili- nen diabetes mellitus ve miyop hastalığından söz edilebilir.

Bunun ötesinde başka nelerin glokoma sebep olabileceğine dair birçok söylenti mevcuttur. Bu konuda kesin bir şekilde ifade edilmelidir ki: Ne fazla veya yetersiz ışıkta oku- mak ne de yanlış beslenme veya kontak lens kullanımı glokom oluşmasına sebep olan faktörler değildir. Buna karşın hastalığın seyrini olumsuz etkileyebildiği için siga- ra kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Glokom teşhisi konulduğunda kesinlikle sigara içmemeye özen gösterilme- lidir.

Kural bozan istisna:

Glokom Krizi

Şimdiye kadar glokom hastalığının, eğer hasta tesadüfen görüş alanının daraldığının bilincine varmaz ise, hastanın kendisi tarafından fark edilemeyeceğini dile getirdik. Ancak görüş alanında daralma genellikle glokomun oldukça ileri bir evresinde oluşmaktadır.

(13)

Glokom krizi olarak adlandırılan vakada durum çok daha farklıdır. Glokom krizi kendini şiddetli ve akut ağrılarla bel- li eder. Böyle bir krizde göz içi basıncı birkaç dakika içinde normal değerin çok üzerine fırlayabilir ve göz yuvarı hissedi- lebilir şekilde taş gibi sertleşir. Gözde ağrılar ve kızarıklıklar oluşur, görüş bulanıklaşır. Buna neredeyse dayanılmayacak kadar kuvvetli baş ağrısı ve bulantı eklenir. Ağrılar, göğüs, omuz ve kollara kadar yayılabilir.

Bu semptomların görüldüğü bir hasta derhal bir göz dok- toruna veya göz kliniğine götürülmelidir. Zira glokom krizine karşı derhal cerrahi müdahalede bulunulmalıdır, aksi halde çok hızlı körleşme tehlikesi bulunmaktadır. Cerrahi müdaha- lede basıncın düşürülebilmesi için iriste küçük bir delik açılır.

Bu bir neşter ya da lazer ile gerçekleştirilebilmektedir. İleriki yıllarda diğer gözde de glokom krizi görülme olasılığı yüksek olduğu için burada önleyici bir müdahale yapılması öneril- mektedir.

(14)

Basınç düşürülmelidir

Glokom kronik bir hastalıktır. Tam olarak ifade etmek ge- rekirse tedavisi yoktur. Görme sinirinin zedelenmesinden kaynaklanan görme kaybı geri kazandırılamaz. Bu sebeple erken tanının ve hızlı bir şekilde etkili ilaçlarla etkin bir te- daviye başlamanın ne kadar önemli olduğuna ne kadar çok dikkat çekilse azdır.

Tedavinin amacı hastalığı kontrol altına almak ve yeni hasarların oluşmasını mümkün olduğunca önlemektir.

Diğer tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi tedavi bir ömür boyu sürdürülmelidir ve tedavinin başarısı önemli ölçüde hastanın sergilediği iş birliğine bağlıdır.

İlaçla glokom tedavisinin en öncelikli görevi göz içi basıncını düşürmektir. Bu düşük basınçlı glokomu olan hastalar için de geçerlidir. Bu kişiler için doğru basınç ayarını doktoru bulacaktır.

Basıncı düşürmek için doktorun hizmetinde, genellikle göz damlası olarak kullanılan bir dizi farklı preparat mev- cuttur. İlerleyen sayfalarda bazı önemli ilaçların etki mekanizmalarına kısaca değinmek istiyoruz.

(15)

İstikrarlı damla tedavisi fayda sağlar

En uzun zamandan beri bilinen araç miotiklerdir. Bunlar göz bebeğini küçülterek aynı zamanda kamara sıvısının gözden atıldığı ince kanalcıkları genişletirler. Bu etki sadece birkaç saat kalıcı olduğu için bu damlaların günde dört kereye kadar damlatılması gerekmektedir. Diğer bir dezavantajı ise, gözün değişen ışık durumuna uyum sağlayamamasıdır. Hastaların birçoğu görme yetisinin olumsuz etkilendiğini düşünmekte, özellikle geceleyin araç kullanımı kısıtlanmaktadır

Uzun yıllar önce glokom tedavisinde beta blokerler de kullanılmaya başlanmıştır. Bu maddeler esasen kalp dolaşım hastalıklarında kullanılmaktadır. Beta blokerler günümüzde en sık kullanılan etken maddeler arasında yer almaktadır ve en bilineni Timolol’dur. Günde iki kere kullanıldıklarında kamara sıvısının üretimini azaltarak göz içi basıncın düşürülmesini sağlarlar. Ancak bunun nasıl gerçekleştiği halen tam olarak araştırılmamıştır. Yaşı ilerlemiş olan hasta- larda güvenlik için öncelikle aile hekimine danışılmalıdır, zira beta blokerlerin kullanılması halinde ağır yan etkilerin oluşabileceği iki hastalık vardır; bunlar astım ve ağır kalp rit- mi bozukluklarıdır.

Kamara sıvısının üretimi Asetazolamid gibi karbonik ahidraz inhibitörleri tarafından da baskılanabilmektedir. Bu etken madde hap olarak alınabilmektedir.

(16)

Ancak bu ilacın kullanımı sırasında böbrek taşı oluşumu ve hatta böbrek yetmezliği gibi ağır yan etkiler hesaba katılmak zorunda olduğu için, bunların kullanımı az sayıdaki özel du- rumlarla sınırlıdır. İlacın göz damlası olarak (örn. Dorzola- mid) kullanılması durumunda böyle ağır yan etkiler söz ko- nusu değildir. Sadece böbrek ve karaciğer fonksiyonu kısıtlı olan glokom hastaları dikkatli olmak zorundadırlar.

Alfa 2 agonisti olan Brimonidin de basıncın düşürülmesini sağlayabilmektedir. Aynı şekilde burada da kamara sıvısının üretimi azaltılacaktır. Klonidin ve Aproklonidin gibi akraba maddelerin aksine Brimodin’in kan basıncı üzerinde çok faz- la yan etkisi yoktur. Ancak en son yapılan araştırmalarda Brimonidin tedavisindeki hastaların yüzde ondan daha fazla bir kısmında alerjik reaksiyonlar, münferit durumlarda uvea iltihaplanması (üveit) gözlemlenmiştir.

Latanoprost maddesinin etki mekanizması ise daha farklıdır.

Mercek ve korneanın beslenmesi için çok önemli olan kamara sıvısının üretimini frenlemek yerine fi zyolojik ola- rak kamara sıvısının gözden atılımını kolaylaştırmaktadır.

Böylece göz içi basınç yüzde 35 oranında düşürülmektedir.

Böylece, göz doktorlarının glokom hastalarının sürekli teda- vileri için talep ettikleri standart değere ulaşılmış olur. Ayrıca Latanoprost görme sinirinin kan dolaşımını hızlandırır ve muhtemelen, hem görüş alanının hem de görme sinirinin sağlamlaştırılmasına katkı sağlayan sinir koruyucu özellikle- re sahiptir.

(17)

Latanoprostun vurgulanması gereken diğer bir avantajı ise, etkisinin 24 saat boyunca kalıcı olmasıdır. Yani bu damlayı günde sadece bir kere damlatmak yeterlidir. Hastaların birçoğunun damlaların göze uygulanması esnasında ortaya çıkan sorunlardan şikâyet ettiği göz önüne alınırsa günlük bir defaya mahsus Latanoprost uygulaması oldukça büyük bir tedavi kolaylığı sunmaktadır. Bundan dolayı doktorlar hastaların damlalarını düzenli kullanmaya daha büyük özen göstereceklerini ummaktadırlar. Ve bu husus başarılı tüm glokom tedavilerinin vazgeçilmez bir şartıdır.

Ayrıca yeni araştırmalar, Latanoprost ile gün akışı için- de oldukça istikrarlı kalan bir basınç azalması sağlandığını göstermiştir. Yani diğer ilaçlarla kıyaslandığında gün içinde veya geceleri büyük basınç dalgalanmalarıyla daha nadir karşılaşılmaktadır ve tabii ki bu da tedaviyi olumlu etkile- mektedir.

Koruyucu madde içermeyen göz damlalarının bir avantajı uzun süreli kullanımlarda korneaya zarar vermiyor olmalarıdır.

(18)

Açıklama bk. sayfa 17

Göz damlasını nasıl damlatmalıyım?

Glokom hastalarının yaklaşık yarısı göz damlalarının uygulanmasında hatalar yapmaktadır. Bazıları damlayı tama- men unutmakta veya damlanın en iyi şekilde etki etmesine olanak verecek şekilde gözün yüzeyine uygulamamaktadır.

Diğerleri ise çok kısa veya çok uzun zaman aralıklarıyla damlatmakta veya hatalı bir şekilde fazla damlanın daha çok fayda sağlayacağını düşündükleri için çok fazla dam- la kullanmaktadırlar. Bütün bu hatalar glokomun tedaviye

rağmen ilerleme- sine sebep olabi- lirler. Bunu engel- lemek için belli bir saat belirleyip şaşmamak gere- kir. Şüphesiz bunu uygulamak için en kolay yol et- ken maddesi daha önce bahsedilen L a t a n o p r o s t ’ d a olduğu gibi gün- de sadece bir uygulamanın ye-

(19)

terli olduğu preparatlar kullanmaktır. Burada uygulamanın daima yatmadan kısa bir süre önce gerçekleştirilmesi öne- rilmektedir.

Damlatma esnasında da sıklıkla hatalar yapılmaktadır.

Birkaç küçük ipucu size mümkün olduğunca yardımcı olacaktır:

• Damlatma işlemi mümkünse yatarak gerçekleştirilmelidir.

Eğer bu mümkün değilse başınızı geriye yaslayınız ve yukarı bakınız.

• Alt göz kapağınızı hafi fçe aşağı çekerek damlayı içine ala- bilecek küçük bir kese oluşmasını sağlayınız.

• İlacı damlattıktan sonra gözünüzü yaklaşık iki dakika boy- unca kapalı tutunuz ancak göz kapaklarınızı sıkı bir şekilde bastırmayınız ve gözlerinizi kırpıştırmayınız, aksi halde damla tekrar gözünüzden dışarı akabilir.

• Göz kapaklarınız kapalı durumdayken işaret parmağınızla gözün iç köşesinden hafi fçe bastırarak gözyaşı kanalını bloke ediniz. Böylece damlanın burnunuzdan akmasını önlemiş olursunuz.

• Birden fazla preparat kullanmanız gerekiyorsa bir sonraki ilacı damlatmadan önce beş dakika beklemeniz gerekmek- tedir.

(20)

Eğer damlatma konusunda sorun yaşıyorsanız bunu dok- torunuza danışmaktan çekinmeyiniz. Kesinlikle kendi başınıza tedaviye ara vermemeli veya tedaviyi kesmemeli- siniz. Glokomun ilerlemesini durdurabilmek için ilaçlara ke- sinlikle ihtiyaç vardır.

Cerrahi önlemler ve lazer tedavisi

Glokom hastalarının büyük bir çoğunluğunda hastalığı başarılı bir şekilde kontrol altına almak için tanımlanan basınç düşürücü göz damlaları tamamen yeterlidir. Fakat bu önlem- lerin yetersiz kalması halinde bir göz ameliyatı ile kamara sıvısı için suni bir akış kanalı oluşturmak mümkündür. Günü- müzde bu tür müdahaleler oldukça hassas bir şekilde, hatta sıklıkla ayakta cerrahi yöntemiyle gerçekleştirilebilmektedir.

Tüm cerrahi müdahalelerde olduğu gibi kanamalar veya il- tihaplanma ihtimalinden dolayı küçük bir risk mevcuttur, bazı durumlarda yara oluşumu sebebiyle çıkış kanalının tekrar kapanması da söz konusu olabilir. Nadiren görülen bir diğer komplikasyon ise müdahale sonrasında, gözdeki basıncın çok düşük bir seviyede kalmasıdır, bu durumun da olumsuz etkileri olabilir.

(21)

Cerrahi müdahaleye alternatif olarak lazer tedavisi de mev- cuttur. Mecazi olarak ifade edersek, kamara sıvısının daha iyi dışarı akışını sağlamak için lazer ışınları ile dokuya küçük delikler açılması söz konusudur. Lazer yöntemi hasta hiçbir sıkıntı vermez ancak başarı oranı henüz tam anlamıyla tat- min edici değildir. Genellikle bu müdahalenin sonrasında da glokoma karşı ilave ilaçlar kullanılması gerekmektedir.

Sizin için cerrahi müdahalenin mi yoksa lazer tedavisinin mi daha uygun olduğunu göz doktorunuzla ayrıntılı bir şekilde görüşmeniz önerilir.

Bu hastalığa sahip olan kişiler birbirlerine destek olabilirler

Glokom teşhisi ilk önce oldukça ürkütücü olabilir, zira bu- rada tehlikesiz olarak nitelendirilemeyecek ve dahası kronik bir hastalık söz konusudur. Bu sebeple endişelenmeniz çok doğaldır.

Fakat göz doktorunuzun tedaviye ilişkin talimatlarını sıkı bir şekilde uygularsanız, günlük faaliyetlerinizi daha önceki gibi devam ettirme şansınız oldukça yüksek olacaktır. Glokom hastalarının büyük bir çoğunluğu yaşam kaliteleri olumsuz etkilenmeyecek şekilde hastalıkla baş etmeyi öğrenmiştir.

(22)

Bu anlamda diğer hastalarla fi kir alışverişinde bulunmak ve karşılıklı bilgi aktarımı oldukça faydalı olabilir.

Böylece tüm tarafl ar bu durumdan yararlanabilirler. Glo- kom hastaları bu amaçla şimdi Bundesverband-Auge e.V.

(Federal Göz Derneği) adı altında faaliyet gösteren ve mer- kezi Berlin’de bulunan Auge e.V. (Göz) İnisiyatifi ni hayata geçirmişlerdir.

Bu derneğin hedefl eri:

• Hastalara ve yakınlarına kendi kendine yardım konusun- da danışmanlık hizmeti sunmak.

• Üyeleri göz tedavisi alanındaki güncel gelişmeler ve alter- natif tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmek.

• Federal eyaletlerin hepsinde yerel ve bölgesel kendi ken- dine yardım grupları kurarak devam etmesini sağlamak.

• Halkı medya aracılığıyla kronik göz hastalıkları ile ilgili olarak aydınlatmak.

Üyeler bu sayede düzenli olarak ilk elden bilgilere ulaşırlar, deneyimlerini paylaşarak birbirlerine yardım edebilirler. Bi- limsel Danışma Kurulu kendi üyelerimize tıbbi konularda danışmanlık hizmeti sunmaktadır.

(23)

ÜYELİK BEYANI

Evet,

üye olmak istiyorum.

Soyadı Adı

Doğum tarihi Cadde/No.

Posta kodu/Şehir Telefon

E-posta

Finans kuruluşu Hesap No.

Banka kodu Tarih

Hesap sahibinin imzası

Şu anda yıllık 40,- EUR olan üyelik ücretini, tarafımca feshedilene kadar yıllık olarak ödeme talimatı ile ödeyeceğim. Para çekiminin mas- rafl ar ve idari sebeplerden dolayı sadece banka hesabından yapılması gerekmektedir.

Bitte hier abtrennen und einsenden

(24)

Adı

Soyadı

Cd./No.

Posta kodu/Şehir BUNDESVERBAND AUGE e.V.

Crellestraße 21

10827 Berlin GONDEREN

CEVAP KARTI Lütfen boş bırakın

Referanslar

Benzer Belgeler

Ocak 2000-Ocak 2002 tarihleri arasında künt toraks travması, delici-kesici alet yaralanması ve ateşli silah yaralanması nedeniyle acil servise başvuran ve çekilen akciğer

McNamara JA, Jr, Brudon WL: Orthodontic and Orthopedic Treatment In The Mixed Dentition, Ann Arbor, Mich, 1993, Needham Press Patti A, D'arc GP: Erken Ortodontik Tedavi, Ankara,

Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Açık Ders Malzemeleri. Çalışma Planı (Çalışma

Ağız sağlığı problemlerinin önlenmesinde ileriye yönelik rehberlik risk değerlendirmesinin tanımlayıcısıdır;belirtilen koruyucu faktörler hedeflenir.İleriye

3- Çalışma saatleri dışındaki diş çekimi, kanal tedavisi, apse drenajı, düşmüş kuron ve köprü simantasyonu (tek sabit üye ....için), tamir (akrilik protezler, kırık

2) ÇAÐI OKUMAK VE METODU BÝLMEK Islahçý olmak, Kur’an talebesinin þiarý ve vazifesi- dir; fakat, en az bu vazife kadar onu eda ederken uygulanacak metodlarýn ve öncelikli

İkinci olarak nörologların çoğu kabul edilmiş testlerle beyin ölümü tanısı konulan hastalarda EEG aktivitesi, uyarılmış potansiyel aktivitesi ve hipotalamik

I. Sivas’ta kongre toplandı. Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a çıktı. Cumhuriyet ilan edildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.. 20) Damla’nın dedesi çocukluğunda