• Sonuç bulunamadı

TÜRK ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA DERGİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRK ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA DERGİSİ"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İstanbul F atih İlçesi M ille t Caddesi üzerinde imam M esut Sokağı’nın köşesinde yer alan Selçuk S u lta n Camii, 1 9 5 6 yılında M ille t C addesi’ni genişletmek için yapılan yol çalışmaları sırasında, İstanbul Belediyesi ta ra fın d a n yıktırılan Selçuk H atun-Abbas Ağa Camii’nin yerine inşa edilm iştir.

Yapının mihrabı Selçuk H atun Camii Sokağı’na bakm aktadır1 (Plân: 1).

Saniyesi, I. Mehmed’in (Çelebi) kızı Selçuk Hatun2 olan Selçuk H a tun Camii, A k s a ra y ile Topkapı arasında Millet Caddesi üzerinde kendi adını taşıyan sokağın köşesinde yer almakta idi. Selçuk Hatunun asıl vakıfları ve h a y ra tı, v e fa t e ttiğ i ve gömülü olduğu B ursa ’dadır. B ursa’da Kayan sem tindeki mescidi, aynı isimli sokağın başındadır. Kitabesinde Çelebi S u lta n M ehm ed’in kızı S elçuk H a tu n

ta ra fın d a n 1450 yılında yaptırıldığı kayıtlıdır. Bu ta rih e bakarak İsta n b u l’daki eski Selçuk H atun Camii’ni XV. yüzyılın ikinci yarısına tarihleyebiliriz.

XVII. yüzyılda bu yapı yandığından Kızlarağası3 Abbas Ağa tarafından yeniden bina edilerek minber konmuş, vakfı da A yasofya’ya dahil edilm iştir. Bu ta r ih te n itib a re n yapı Abbas Ağa Camii olarak anılmıştır. Eski yapı dikdörtgen plânlı, kâgir duvarlı, ahşap çatılı idi. Giriş kapısı mihrabın ta m karşısında yer alan yapının minaresi son cem aat yeri ile cami mekânının birleştiği batı köşesinde ta ş ta n ve geniş gövdeli idi (Resim: 1; Plân: 2).

M im arı A li Saim Ülgen4 olan Selçuk S u lta n Cam ii’nin te m e li 1 9 5 6 yılında A n ıtla r Derneği tarafından atılm ış, fa k a ty a rım bırakılmıştır. 1959 yılında V a k ıfla r ta r a fın d a n yeniden inşasına

Plân 1: Selçuklu Hatun Camii vaziyet plânı (Behçet Ünsal, “İstanbul’un İman ve Kski Eser Kaybı”, Türk Sanatı Araştırmalan ve İncelemeleri, C. II, İstanbul 1969)

(2)

başlanmış, halk arasında “ Bitmeyen Cami” olarak adlandırılan yapı 1 9 6 4 yılında ibadete açılm ıştır.

Tek kubbeli harim ve üç bölümlü son cem aat yeri olan caminin ana mekânı iki paye ile kuzeye doğru üç birim halinde genişletilmiştir. Minare cami mekânı ile son cem aat yerinin birleştiği batı tarafındadır.

Aynı eksen üzerinde, yapının doğu ta r a fın d a minarenin kaidesi ile s im e tri o lu ş tu ra n kadınlar mahfiline g iriş kısmı bulunm aktadır (Plan: 3). Tek şerefeli olan minare kaidesinin, a lt ta ra fı ta ş , ü s t ta r a f ı ise, ta ş - tu ğ la şeklinde inşa e d ilm iş tir.

G övdesi yine t a ş t ı r . Ş e refe nin a l t kısım ları mukarnaslıdır. Külâh kısmı kurşunla kaplıdır. Aynı eksende ve üzeri kubbeyle örtülü kadınlar mahfiline giriş kısmı da, minare kaidesiyle aynı düzende inşa e d ilm iş tir. Minareye ve kadınlar m ahfiline g iriş kapıları ahşaptır, üstlerinde dikdörtgen levhalardan oluşan mermer kitabeler bulunm aktadır. Caminin doğu, batı ve kuzeyde olmak üzere üç girişi vardır.

Son cem aatyeri sokak tarafına baktığı için, camiye g iriş doğu ve b a tı ta r a fla rın d a bulunan sekiz basamaklı merdivenlerle sağlanm aktadır. Doğu ve b atıd aki ahşap kapılar üzerinde de dikd örtg e n levhalardan oluşan mermer kitabeler bulunmaktadır.

Esas giriş kısmının kapısı da ahşaptır. Aynı şekilde üzerinde kitabe bulunm aktadır. Son c e m a a ty e ri sonradan camekânla kapatılmıştır. Güney cephede m ihrap kısmı dışarı ta şkın olarak yapılmış ve a lt kısımda bulunan ko nso lla r ile d e s te k le n m iş tir.

Plân 2: Selçuk Hatun Camii plânı (Behçet Ünsal, a.g.e)

Plân 4: Selçuk Sultan Camii kesiti Plân 3: Selçuk Sultan Camii plânı

Cepheler iki kademeli olarak, a lt kısım lar kesme ta ş , ü s t kısım lar ise bir sıra kesme ta ş , iki sıra tuğla olmak üzere, almaşık düzende inşa edilmiştir.

A lt kısımdaki pencereler doğuda ve batıda ikişer sıra lıdır, m ihrap duvarında m ihrap çıkıntısının yanlarında yer almaktadır. Bu pencereler boşaltma kemerleri ile açılmış, dikdörtgen çerçeveli ve lokmalı dem ir parmaklıklara sa h ip tir. Pencerelerin alınlık kısımları ise düzdür. Yapının ü s t kısmında yer alan iki sıralı, yuvarlak kemerli pencereler alçı şebekelidir

(3)

Resim 1: Selçuk Hatun Camii (Behçet Ünsal, a.g.e)

Resim 2: Selçuk Sultan Camii, genel görünüş

ve a lt kısım larda d ö rt, ü s t kısımlarda üç sıralı olarak, yapıtım doğu, batı ve güney cephelerinde aynı düzende inşa e d ilm iş tir. Kubbe kurşunla kaplanmıştır. Sekizgen olan kubbe kasnağı ise, ta ş , tu ğ la örgülüdür (Resim: 2).

Caminin kuzeyinde yer alan son cem aat yeri üç bölümlü olup sivri kemerlere s a h ip tir. Kemerleri ta ş ıy a n s ü tu n la r m erm erdir. S ü tu n başlıkları baklava dilimi biçiminde eğik düzlemlerle verilm iştir.

Son cem aat yerinin bölümlerini, pandantifle geçilen birer kubbe ö rtm e kte d ir. Son ce m a at yeri ile ana mekânın arasında bulunan, iki paye ile genişletilmiş kısım iki katlıdır. Ü s t k a t kadınlar m ahfilidir. Üç bölümlü olan bu mekân yine p a n d a n tifle geçilen beş kubbeyle ö rtü lm ü ş tü r. Kare plânlı te k kubbeli ana mekânda da kubbeye geçiş p a n d a n tifle rle sağlanm ıştır. Mermer mihrap, oldukça sade olup m ukarnaslı bir nişe s a h ip tir. Taç kısmı bitkisel m o tifle r le s ü s le n m iş tir . M in b e r m erm erden yapılm ıştır. Korkuluk kısmı ajurlu, aynalık kısımları ise düzdür. Süpürgelik bölümü Sursa kemerleri ile açılmıştır. Yine mermerden olan vaaz kürsüsü, sivri kemerlerle açılan üç ayağa o tu rm a k ta d ır (Resim:

3, 4).

(4)

Kadınlar mahfilinin mermerden basık kemerle açılmış kısmı dışarı taşkın konsollarla desteklen­

m iş tir. Korkuluk kısımları a ju rlu d u r (Resim: 5).

Yukarı pencere vitraylarında, mavi, yeşil, lacivert, kırmızı sarı renklerden oluşan süslemeler mevcuttur.

Caminin içerisinde zengin kalemişi süslemeler vardır.

Kubbe madalyonunda geom etrik m o tifle r s tiliz e edilerek v e rilm iş tir. Salbekli şem seler y a ğ m u r dam laları gibi kubbenin eteklerine kadar in m iş tir (Resim: 6 ). Kubbe kasnağında iki sıra halinde rumi - p a lm e t d izile ri ve bunların a ra sın d a a ltıg e n zencerek m o tifle rin d e n oluşan b ir fr iz d o la n ­ m a k ta d ır. P a n d a n tifle rd e ce lî s ü lü s b ir yazı kompozisyonu yer alır. H arf uçları ile ortada yıldızlı, düğümlü geçmeli bir rozet oluşturulm uştur (Resim:

7). A lt kısımlarda pencere alınlıklarında yine rumi- palmetlerden oluşmuş süslemeler vardır. Kadınlar m a h filin d e k i k u b b e le rde ve p a n d a n tifle rd e rum ilerden oluşm uş b itkise l süslem e m o tifle ri tekrarlanm ıştır. Ayrıca caminin ana mekânı yerden yaklaşık 150 cm. yükseklikte mavi fa y a n s la rla

kaplanm ıştır.

Erken dönem Osmanlı mimarîsinde tek kubbeli camilerin en başarılı örneklerinden birini oluşturan İznik Yeşil Camn’nde (137Ö-1391) plân, kuzeye doğru üç bölümlü k a n a tla rla g e n iş le tilm iş tir (Plân: 4).

Edirne Darülhadis Camii (1435)’nde bu plân şeması te k ra rla n m ış tır (Plân: 5). Kırım’da yapılan kazılar sonunda o rta y a çıkarılan Kurşunlu Camii (XV.

yüzyılın ikinci yarısı) plânı da bu şemayı devam e ttir m iş tir 5.

Edirne’deki daha erken ta rih li bir yapı olan Şah Melek Paşa Camii (1429)’nde de bu plân biraz farklı

O 1 1 3 *■ 5m F J OARÛLHAOIS

<5.

l/<00

Plân 5: İznik Yeşil Camii plânı (Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mimarisinin İlk Devri, İstanbul 1966)

Plân 6: Edime Darülhadis Camii (İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Türk ve İslâm Sanatı Arşivi)

(5)

Resim 4: Selçuk Sultan Camii minberi

olarak ele alınmış, te k kubbeli ana mekân, kuzeye doğru iki birim halinde g e n iş le tilm iş tir (Plân: 6 ).

Erken Osmanlı mimarîsinde birkaç sayılı örneğini gördüğümüz bu plân şeması çok tercih edilmemiş, günümüze ulaşan örneklerde de görüldüğü gibi sınırlı sayıda kalm ıştır. Selçuk S ulta n Camii’nde, erken dönemde kullanılan bu plân tipinde, iki paye ile kuzeye d oğ ru üç birim halinde genişlem e görülm ektedir. Ayrıca İznik Yeşil Camii’nde ikinci bir son cem aat yeri gibi görülen bu bölüm, bu yapıda iki k a t halinde düzenlenmiş, ü s t bölüm kadınlar mahfilini o lu ştu rm u ştu r.

Osmanlı m im arîsinde ta ş - tu ğ la duvar biçimi, malzeme farklılığına dayanan en fazla kullanılan d uvar tekn iğ i olm uş, XIV. yüzyılın başlarında ilk ürünlerini vermeye başlam ıştır. Taş ve tuğlanın kullanılması ta rih ve coğrafya koşullarından da k a y n a k la n m a k ta d ır. Ö zellikle Erken O sm anlı mim arîsinde ta ş - tu ğ la yapım tekniğinin kaynağı Geç Dönem Sizans yapılarıdır6.

Taş - Tuğla d uvar örgüsü değişik şekillerde Osmanlı mimarîsinde pek çok yapıda görülmektedir.

Selçuk S ulta n Camii’nde 1/2 sistem inde (bir sıra ta ş , iki sıra tuğla) duvar örgüsü kullanılmıştır. Aynı plân özelliğini gösteren Edirne’deki Şah Melek Paşa Camii’nde de (1429) bu duvar tekniği bulunmaktadır.

İstanbul’da ise bu tekniği gösteren camilere M urat Paşa Camii (1471), Lâleli Camii (1763), Zeynep S ultan Camii’ni (1769) örnek gösterebiliriz.

Selçuk S ulta n Camii, a lt k a t pencere şekilleri, M u ra t Paşa Camii (1471), Firuz Ağa Camii (1491) örneklerinde olduğu gibi Osmanlı mimarîsindeki pek çok cami ile benzerlik göstermektedir.Yapının ü s t k a t pen ce re leri, O sm anlı m im a rîsin d e sıkça k u lla n ıla n ço k p e n c e re li ce ph e d ü z e n in e benzemektedir. Ayrıca bu pencereler kaydırılmış eksenler üzerinde yerleştirilm iş olması ile Eyüp Zal M a h m u d P aşa C a m ii ( 1 5 6 6 / 6 6 ) m ih ra p cephesindeki pencereleri hatırlatır. Caminin mihrabı ve vaaz kürsüsü klâsik dönem özelliklerini ya n s ıt-

Plân 7: Edirne Şah Melek Paşa Camii (Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mimarisinde Fatih Devri, İstanbul

Resim 5: Selçuk Sultan Camii, kadınlar mahfili

(6)

Resim 6: Selçuk Sultan Camii, kubbe

maktadır. Minber klâsik dönem ölçülerine uygun olmakla birlikte, külâh kısmının daha kısa olması ile benzerlerinden ayrılm aktadır. Cami içinde ikinci bir k a t halinde bulunan kadınlar m ahfili, basık kemerleri ile daha çok klâsik dönem Osmanlı mimarî u n s u rla rın ın kullanıldığı bu ya pıd a, fa rk lı b ir görünüme sahiptir. Cami içini süsleyen kalem işleri, klâsik dönem Osmanlı kalem işi süslemelerinin genel özelliklerini y a n s ıtm a k ta d ır. Yine Selçuk S u lta n Camii ile benzer m im arî özellikler gösteren Firuz Ağa Camiinde de (1491) benzer kalem işi süslemeler bulunmaktadır. Fakat Firuz Ağa Camii’nin yukarıda sözü geçen kalem işi süslemeleri orijinal değildir.

Aslına uygun olarak sonradan yenilenmiştir. Ayrıca pandan tifle rd e yer alan kalemişi celî sülüs örgü kitabe süslemeleri, XVI. yüzyılın ikinci yarısında inşa

edilen önemli camilerin kubbelerinde kalemişi, mihrap duvarlarında çini kita be le r olarak yaygın olarak kullanılm ıştır7.

1 9 5 6 yılınd a İs ta n b u l’ un im arı ç a lış m a s ı sırasında yıkılan Selçuk Hatun Camii’ni ihya etmek için yapılan Selçuk S u lta n Camii plân ve m im arî özellikleri bakımından eski yapıdan farklıdır. Aslına sadık kalınmamasına rağmen bu yapı, M im ar Ali Saim Ülgen’in eski eserlerin restorasyonunda ve rölövesindeki çalışm alarından edindiği birikimin, kendi yorum ları ile birleşmesinden o rta y a çıkan güzel b ir e s e rd ir. M im arın İznik Y eşil Camii restorasyonunda bizzat çalışmış olması, Osmanlı m im a rîs in d e çok az örneği bulunan bu plân şemasının nereden esinlendiğini açıklam aktadır6.

Günümüzde e s te tik kaygıdan uzak bir şekilde yapılan ca m ile re bakıldığı zam an, bu yapının onlardan ayrı bir yeri olduğu görülm ektedir.

Son cem aat yerine 1 9 6 6 yılında yapılan demir camekânlar Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafın da n y ık tır ılm a y a ç a lış ılm ış s a d a , b ir s o n u c a u la ş ıla m a m ış tır. 6u durum camının e s te tik görünümünü bozmaktadır. Yine sonradan yapıldığını düşündüğüm, cami içindeki duvarların a lt kısımlarını kaplayan mavi fa y a n s la r, renkli v itra y la r, güzel kalemişleri ile süslenmiş bu yapının iç görüntüsüne te z a t oluştu rm akta dır.

Resim 7: Selçuk Sultan Camii, pandantif

(7)

Sonuç olarak: Klâsik Osmanlı mimarî unsurlarını bünyesinde to p la y a ra k , d eğ e rli b ir m im arın yorumları ile güzel bir sentez o luşturm uş bu yapı, gerek süslemeleri gerek mimarî elemanları ile güzel bir uyum içerisindedir.

NOTLAR

* Dr. E. Em ine N A ZA DÖNMEZ, İs ta n b u l Ü niversitesi E debiyat Fakültesi, Arkeoloji ve S a n a t Tarihi Dölümü, Türk ve Islâm S a n a tı Anabilim Dalı İstanbul / TÜRKİYE.

1 D. Ünsal, “ İstanbul’un İmarı ve Eski Eser Kaybı” , Türk S a n a tı A ra ş tırm a ve İncelemeleri, C. II, İstanbul 1969, s.15; F. Ayanoğlu, “ İstanbul’da Yola Kaybedilen Cami Vesaire” , Vakıflar Dergisi, VIII, İs ta n b u l 1 9 6 9 , s.3 2 9 - 3 3 4 ; N. Pamak, Topkapı Beyazıt Güzergahında Yıkılmış Eserler (İs ta n b u l Ü n iv e rs ite s i E d e b iy a t F a k ü lte s i Y ayın la nm am ış S a n a t T arihi L isa ns Tezi) İstanbul 1976, s.97; E. Naza,” Selçuk S ulta n Camii” , Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.6., İstanbul 1994, s.4 9 7 (Plân 1).

2 Selçuk H atun, Çelebi S u lta n Mehmed’in kızı, F a tih ’in halasıdır. S ultan Bayezid ile Şehzade Cem S u lta n arasındaki bozukluğu düzeltm ek için İstanbul’a Bayezid ile görüşmeye gelm iştir.

Türk kadınları arasında ilk elçi bu sultandır. F.

Ayanoğlu, “ İs ta n b u l’da Yola Kaybedilen Cami Vesaire” , Vakıflar Dergisi, VIII, İstanbul 1969, s.329; E.H. Ayverdi, Osmanlı Mimarisinde Fatih Devri (1451-1461) III, İstanbul 1973, s.497; E.H.

A yverdi, F a tih Devri S o n la rın d a İs ta n b u l Mahalleleri, Şehrin Iskanı ve Nüfusu, Ankara 1956. 6. Yalman, Dursa, İstanbul 1977, s.30 .

3 1666-1671 yılları arasında kızlarağalığı görevini yapm ış Abbas Ağa, Osmanlı sarayının zenci harem ağaları içerisinde en tanınm ış olanıdır.

Görevden alındıktan sonra Mısır’a gitm iş, orada ölm üş ve İmam Ş a fi civarına göm ülm üştü r.

Abbas Ağa İsta n b u l’u birçok hayır yapılarıyla süslem iş; iki cami, iki hamam, bir m ektep ve o n d ö r t ç e şm e y a p t ı r m ı ş t ı r . Y a p tır d ığ ı camilerden diğeri Beşiktaş’ta kendi adını taşıyan sokaktadır. İstanbul’daki büyük ç ifte hamamlar

arasında birinci sınıf eserlerden sayılabilecek olan Abbas Ağa Hamamı Laleli’den Aksaray’a inen Ordu Caddesi’nin sol ta ra fın d a , Bodrum veya Mesih Paşa Camii olan eski Bizans kilisesi ile A k s a ra y Caddesi a ra sın d a ki yapı adası üzerinde yer alm akta idi. Bu eser de günümüzde o rta d a n ka ld ırılm ış y a p ıla rd a n b irid ir. H.

Ayvansarayı, Hadikatül Cevami, C I, s.152; R.E.

Koçu, “ Abbas Ağa” , İstanbul Ansiklopedisi, C.

I, İstan b ul 1956, s.9; 5 . Eyice, “ İs ta n b u l’un Ortadan Kalkan Bazı Tarihi E serle ri” , Tarih Dergisi 27, İstanbul 1973, s.143; T. Okçuoğlu,

“ Abbas Ağa Camii” , Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.1, İstanbul 1993, s.7.

4 6 Şubat 1963 yılında vefat eden Ali Saim Ülgen, Güzel S a n a tla r Akadem isi M im arlık Bölümü mezunudur. Güzel S a n a tla r A kadem isi’nde, m im arlık ta r ih i ve şehircilik a s is ta n ı olarak göreve başladı. Aynı zamanda İstanbul Arkeoloji Müzeleri mimarlığı yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel M üdürlüğü’nün A n ı t la r Ş u b e s i’ ni k u rd u . Bu k u ru m u n m ü d ü r lü ğ ü n ü y a p t ı . V a k ı f la r G e n e l Müdürlüğü’nde, yüksek m im ar ve m ütehassıs müşavirliği yaptı. Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya F akültesi’nde, s a n a t ta r ih i ö ğretim görevlisi olarak ç a lış tı. B irçok t a r ih i a n ıt ve m im arî eserlerim izin korunması ve restorasyonunda ç a lış m ış tır . A y rıc a y u r td ış ın a g id e re k , sınırlarımızın dışında bulunan Türk eserlerinin restorasyonunda da bulunm uştur. Yüzelliden fazla anıtın onarımında görev alm ıştır. M im ar Sinan’ın bütün eserlerinin rölövelerini yapm ıştır.

B irçok bilim sel çalışm a ve k ita p la r kaleme alm ıştır. “ İstanbul ve Eski Eserleri” , “ Anıtların Korunm ası ve Onarımı” adlı k ita p halindeki eserlerinden başka, İslâm Ansiklopedisi, Vakıflar Dergisi, A r tik e t Dergisi, İstan b ul E n s titü s ü Dergisi ve bazı dergilerde yayınlanm ış yirm i kadar çalışm aları ve incelemeleri m e vcu ttu r.

Ayrıca, yayınlama fırsatı bulamadığı eserlerinden bazıları şu nlard ır: “ M im ar S inan” , “ M im arlık Tarihi (2 c ilt ) ” , “ Türk Evi” , “ Türk M im arisi (2 c ilt ) ” , “ K ayb e ttikle rim iz” , Türk S a n a tı Tarihi A ra ş tırm a ve İncelemeleri 1, İstan b ul 1963, s .7 6 7 -7 6 6 .

5 N. Kançal - F errari, “ Eski Kırım’da Kurşunlu Camii” , S a n a t Tarihi A ra ştırm a la rı Dergisi, 13, İstanbul 1996, s.16-20.

(8)

A. B a tu r “ Osmanlı Camilerinde Almaşık Duvar Üzerine”, Anadolu Sanatı Araştırm aları, İstanbul 1 9 7 0 , s .1 0 6 -1 0 7 ; Y. S. S a yka l, O sm anlı Döneminde İsta n b u l’da İnşa Edilen Taş Tuğla Eserlerde Duvar Tekniğinin incelenmesi, (İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınlanmamış S a n a t Tarihi Lisans Tezi), İstanbul 1901, s. 3.

E. Dönmez,’’Geyve II. Bayezid K öprüsü’nün Kanuni Dönemi Kitabesi” , I. Sakarya ve Çevresi Tarih ve K ü ltü r Sempozyumu (Adapazarı 2 2 - 2 3 Haziran 1990), Adapazarı 1999, s. 215-216.

A.S. Ülgen, “ İznik’te Türk E serleri” , V akıflar Dergisi, 1.1930, 5 3 - 6 9 .

KAYNAKÇA

AYANOĞLU, F. “ İstanbul’da Yola Kaybedilen Cami Vesaire” , Vakıflar Dergisi, VIII, İstanbul 1969, s. 3 2 9 -3 3 4 .

AYVANSARAYİ, H. H adikatül Cevami, C. I, s.152.

AYVERDİ, E. H. F a tih Devri Sonlarında İstanbul Mahalleleri, Şehrin Iskanı ve Nüfusu, Ankara 1950.

AYVERDİ, E. H. Osmanlı M im arisinde Fatih Devri (1451-1401) III, İstanbul 1973, s. 497.

BATUR A. “ Osmanlı Camilerinde Almaşık Duvar Ü z e r in e ” , A n a d o l u S a n a t ı A ra ştırm a la rı, İstanbul 1970, s.106- 107.

BAYKAL, Y. S. Osmanlı Döneminde İsta n b u l’da İnşa Edilen Taş Tuğla Eserlerde Duvar T ekniğinin İncelenm esi, (İs ta n b u l Ü n iv e rs ite s i E d e b iy a t F a k ü lte s i Yayınlanm am ış S a n a t Tarihi Lisans Tezi), İstanbul 1901, s. 3.

DÖNMEZ, E. “ Geyve II. Bayezid Köprüsü’nün Kanuni Dönemi Kitabesi”, I. Sakarya ve Çevresi T a rih ve K ü l t ü r S e m p o z y u m u (A dapazarı 22 - 2 3 Haziran 1990), Adapazarı 1999, s. 215-216.

EYİCE, S. “ İstanbul’un Ortadan Kalkan Bazı Tarihi E serleri” , Tarih Dergisi 27, İstanbul 1973, s.143.

KANÇAL - FERRARI, N. “ Eski Kırım’da Kurşunlu Camii” , S a n a t Tarihi A ra ş tırm a la rı Dergisi, 13, İstanbul 1996, s.10-20.

KOÇU. R.E. “ Abbas A ğa”, İstanbul Ansiklopedisi, C. I, İstanbul 1950, s. 9.

NAZA, E. “ Selçuk S ulta n Camii” , Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C. 6 , İstanbul 1994, s. 497.

OKÇUOGLU, T, “ Abbas Ağa Camii”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.1, İstanbul 1993, s. 7.

PAMAK, N. Topkapı Beyazıt Güzergahında Yıkılmış Eserler (İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınlanmamış S a n a t Tarihi Lisans Tezi) İstanbul 1976, s. 97.

ÜLGEN, A .S. “ İznik’t e Türk E se rle ri” , V akıfla r Dergisi, 1.1930, s. 5 3 -6 9 .

ÜLGEN, A.S. “ Kaybettiklerimiz”, Türk S anatı Tarihi A ra ş tırm a ve İncelemeleri 1, İstanbul 1963, s .7 0 7 -7 0 0 .

ÜNSAL, B. “ İstanbul’un imarı ve Eski Eser Kaybı” , Türk Sanatı A raştırm a ve İncelemeleri, C. II, İstanbul 1969, s. 15.

YALMAN, B. Bursa, İstanbul 1977, s. 3 0 .

Referanslar

Benzer Belgeler

Yalvaç Ahinizin kitapları: Zip Zop Zup, Mega Zıpır Bilme­ celer, Yeni Zıpır Bilmeceler, Göz­ lüklü Zıpır Bilmeceler, Dinozopor.. Bilmeceler, Problemli

本研究的目的乃在探討金銀花中具有之免疫調節活性物質,分析有效成分之化學

gi yerden yetişmiş veya yetişmek­ te olan bir gencin büyük şehirde­ ki görgü ve edindiği bilgilerden hemşerilerini faydalandırması o çevre halkı için ne

Bu çalışmada aşılı ve aşısız kestane yapraklarının fraktal boyutu kutu-sayma yöntemini kullanarak hesaplanmış ve bu değerlerin aşılı kestane yaprakları için 1.741

Kırılan bir kemiğin birleş- tirilmesi için kullanılan plaka ve vidalar canlı bir do- ku olan kemiğe uygulanır.. Kemiklerimiz mühendis- lik malzemeleri gibi homojen ve

Fakat piya­ noda onu, virtiioz, orkestra şefi, lıoca ve gittikçe mükemmelleşen bir koro’nun yaratıcısı olmak gibi vasıflarına ayrı ayrı hayran oldu­ ğum

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha

Havle’nin 20 Sehmed çakıllarında bıraktığı eski yurdun izleri, onun dişlerindeki dövme 21 kalıntılarını andırıyor. Bana orada arkadaşlarım hayvanlarını