• Sonuç bulunamadı

ÜNİTE AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER AVRUPA BİRLİĞİ NİN ASLİ YAPISAL KURUMLARI. Yrd. Doç. Dr. Emine Demet EKİNCİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÜNİTE AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER AVRUPA BİRLİĞİ NİN ASLİ YAPISAL KURUMLARI. Yrd. Doç. Dr. Emine Demet EKİNCİ"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İÇ İNDEK İLER

• Avrupa Parlamentosu

• Avrupa Birliği Zirvesi

• Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi

• Avrupa Komisyonu

• Avrupa Adalet Divanı

• Avrupa Sayıştayı 

HEDEFLER

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; 

• Avrupa Birliği'nin asli kurumlarını  sınflandırabilecek,

• Avrupa Parlamentosu'nun temel  işlevlerini açıklayabilecek,

• Avrupa Zirvesi ve Avrupa Bakanlar  Konseyi'ni tanımlayarak 

görevlerini belirtebilecek,

• Avrupa Komisyonu'nun AB  içerisindeki yürütme görevlerini  tanımlayabilecek ,

• Avrupa Adalet Divanı ve 

Sayıştay'ın AB için önemini ifade  edebileceksiniz.

   

   

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ASLİ  YAPISAL KURUMLARI 

AVRUPA BİRLİĞİ VE  TÜRKİYE İLİŞKİLERİ 

 

Yrd. Doç. Dr. Emine Demet   EKİNCİ 

ÜNİTE 

6

(2)

GİRİŞ 

Avrupa Birliği (AB) günümüze kadar gerçekleştirilmiş en başarılı iktisadi  birleşme örneği olarak genel kabul görmektedir. AB başlangıçta diğer hedefler ile  birlikte baskın ekonomik hedefler ile yola çıkmış, ancak kısa zamanda hedeflerini  genişleterek tam bir siyasi bütünleşmeye yönelmiştir. Bu başarının altında ortaya  konulan hedeflerinin net olmasının yanı sıra hedefleri gerçekleştirmekte başarılı  bir role sahip kurumlarının varlığının da etkili olduğu ileri sürülebilir.   

Avrupa Birliği kurumları; güçler ayrılığı temelinde yargı, yasama ve yürütme  ile denetim yetkilerini ayrı olarak temsil etmektedirler. Kurumların yetki ve  sorumlulukları AB’nin temel antlaşmalarında yer almakta ve bu kurumlar  birbirinden bağımsız görev yapmaktadır. Ayrıca AB’nin uluslar üstü bir nitelik  taşıması Birliğe bağlı kurumlara da bu niteliği yüklemekte ve AB kurumları söz  konusu nitelik ile özgün bir yapı içinde eylemde bulunmaktadır. Böylece 

birbirinden bağımsız ülkelerin farklı çıkarları ortak bir amaç doğrultusunda dikkate  alınabilmektedir.  

AB’nin kurumsal yapısı işlevsel bir yaklaşımla ele alındığında, organları iki  grup altında sınıflandırmak mümkündür. Birinci grup, AB’nin asli yapısal kurumları,  başka bir ifade ile Birliği yöneten kurumlarıdır. Bu kurumlar; Avrupa Birliği 

Parlamentosu, Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi, Avrupa  Komisyonu ve Avrupa Birliği Adalet Divanı’nı içermektedir. Ayrıca bu gruba  Sayıştay’ı da eklemek mümkündür. İkinci grup ise, temel kurumlara yardımcı  niteliğinde ekonomik, sosyal ve bölgesel çıkarları temsil eden işlevsel kurumlardır. 

Söz konusu kurumlar, Ekonomik ve Sosyal Komite, Bölgeler Komitesi, Avrupa  Yatırım Bankası, Avrupa Ombudsmanı ve Avrupa Merkez Bankası olarak  sınıflandırılabilir. Yukarıdaki sınıflandırmaya ilave olarak AB içerisinde yer alan  çeşitli ajanslar da bulunmaktadır. 

Tablo 6.1. Avrupa Birliği Kurumlarının Sınıflandırılması 

  Kurumlar  Temel İşlevleri 

Asli Yapısal  Kurumlar 

Avrupa Parlamentosu  Doğrudan AB vatandaşlarını temsil eder.  

AB Zirvesi (Konseyi)  AB ülkelerinin en üst düzey temsilcisidir.  

AB Bakanlar Konseyi  Her bir üye ülkeyi temsil eder.  

Avrupa Komisyonu  Bir bütün olarak AB’nin çıkarlarını gözetir. 

AB Adalet Divanı  Avrupa Hukuku’nda son tahkim merkezidir. 

Sayıştay  Birlik faaliyetlerinin finansmanını kontrol eder. 

İşlevsel   Kurumlar 

Ekonomik ve Sosyal Komite  Örgütlü sivil toplumu temsil eder. 

Bölgeler Komitesi  Bölgesel ve yerel yönetimleri temsil eder. 

Avrupa Yatırım Bankası  Kalkınma projelerini yatırımlarını finanse eder. 

Avrupa Ombudsmanı  Kurumlar hakkındaki şikâyetleri soruşturur. 

Avrupa Merkez Bankası  Birliğin para politikalarından sorumludur. 

Veri Koruma Denetmeni   Kişisel verilerinizin mahremiyetini korur. 

 

(3)

Avrupa Parlamento’su   AB’nin seçimle iş başına 

gelen tek demokratik  kurumudur.  

Bu ünitede AB’nin asli yapısal kurumları incelenecek, diğer işlevsel kurumlar  ise takip eden ünitede aktarılmaya çalışılacaktır. 

AVRUPA PARLAMENTOSU 

 Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Birliği’nin seçimle beş yıllık süre için iş  başına gelen tek demokratik organı niteliğini taşımakta ve doğrudan AB 

vatandaşlarının siyasi iradesini temsil etmektedir. Parlamento’nun başlıca görevi  AB politikalarının hazırlanmasında siyasi güç olarak gereken inisiyatifleri 

üretmektir.  

Avrupa Parlamentosu’nun temelleri 1951’de kurulan Avrupa Kömür ve Çelik  Topluluğu’na kadar dayanmaktadır. Topluluk kapsamında ilk toplantı 78 temsilci  ile 1952 yılında gerçekleştirilmiştir. Roma Antlaşması ile Avrupa Ekonomi  Topluluğu ve EUROTOM kurulunca, 1958 yılında Parlamento’nun temsilci sayısı  142’ye yükselmiştir. Ayrıca aynı dönemde Parlamento, “Avrupa Toplulukları  Parlamenter Meclisi” olarak adlandırılmıştır. 1962 yılına gelindiğinde ise “Avrupa  Parlamentosu” olarak yeniden isimlendirilmiştir. 9‐10 Aralık 1974’te toplanılan  Paris Zirvesi’nde 1978’den itibaren doğrudan seçim yapılması kararlaştırılmıştır. 

Böylece 1979 yılında AP’nin ilk doğrudan seçimleri gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten  itibaren ise AB vatandaşlarının katılımı ile her beş yılda bir parlamento temsilcileri  yenilenmiştir.  

Avrupa Birliği Temel Haklar şartının 39. maddesine göre her AB vatandaşı  ikamet ettiği üye devlette o devlet vatandaşlarıyla aynı şartlarda AP seçimlerinde  seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Ancak, bütün üye ülkelerde asgari oy kullanma  yaşı 18 ve seçilebilme yaş sınırı da ülkelere göre değişmektedir.   

AP’nin en son seçimleri 2009 yılında gerçekleşmiştir. 7. Dönemi kapsayan  mevcut parlamento 2014 yılına kadar görevini sürdürecektir. Söz konusu seçim  sonuçlarına göre Avrupa Parlamentosu 736 temsilci ile dünyanın en büyük 

çokuluslu parlamentosu niteliğine sahiptir. Günümüzde Avrupa Parlamentosu’nda  Birliğe üye 28 üye devletin 500 milyondan fazla vatandaşı doğrudan temsil 

edilmektedir. Tablo 6. 2’de 2009 seçim sonuçlarına göre AP temsilcilerinin ülkelere  göre dağılımı verilmektedir.  

           

(4)

Tablo 6. 2. AB Üye Ülkelerinin AP’deki Temsilci Sayıları (2009‐2014 Dönemi)1 

Ülke   Üye Ülke  Üye Ülke  Üye 

Avusturya  17 Almanya 99 Hollanda  25 

Belçika  22 Yunanistan 22 Polonya  50 

Bulgaristan  17 Macaristan 22 Portekiz  22 

Güney Kıbrıs   6 İrlanda 12 Romanya  33 

Çek Cum.  22 İtalya 72 Slovakya  13 

Danimarka  13 Letonya 8 Slovenya  7 

Estonya  6 Litvanya 12 İspanya  50 

Finlandiya  13 Lüksemburg 6 İsveç 18 

Fransa  72 Malta 5 Birleşik Krallık  72 

TOPLAM  736  

 

Üye ülkelerin Avrupa Parlamentosu’ndaki sandalye sayıları nüfus 

yoğunluklarına göre belirlenmektedir. Bunun sonucunda küçük ülkeler kişi başına  düşen temsilci sayısı bakımından büyük ülkelerden daha avantajlı bir konuma  sahiplerdir. 

Avrupa Parlamentosu temsilcileri AB vatandaşlarını bir bütün olarak temsil  etmekte; ulusal çıkarları gözetmek yerine, Birliğin çıkarlarını gözetmektedirler. Bu  sebeple temsilciler mensup oldukları ülkelere göre değil, politik görüşlere göre  gruplaşmaktadırlar.  

Temsilciler genel siyasi yaklaşımlarına göre Yeşiller, Muhafazakârlar,  Hristiyan Demokratlar, İlerici Demokratlar, Liberaller, Sosyalistler ve Komünistler  gibi siyasal gruplara/partilere dâhil olmaktadırlar. Ancak, bir Avrupa partisinin  Parlamento tarafından tanınması için partinin en az üç üye ülkede varlığını  sürdürmesi gerekmektedir. Ayrıca bütçe olanaklarından yararlanabilmesi için de  Avrupa Parlamentosu’nda veya üye ülkelerin üçte birinin ulusal ya da yerel  parlamentolarında temsil ediliyor olması gerekmektedir. Tablo 6. 3’te 2009 seçim  sonuçları itibariyle Avrupa Parlamentosu’nun partilere göre dağılımı verilmektedir. 

Tablo 6. 3. 2009 AP Seçim Sonuçlarına Göre Siyasi Gruplar ve Üye Sayıları  

Siyasi Gruplar   Üye Siyasi Gruplar   Üye

EPP‐ED (Hristiyan Demokratlar) 265 S&D (Sosyalistler)  184

ALDE (Liberaller)  84 GREENS /EFA(Yeşiller)  55

GUE/NGL (Birleşik Sol/Kuzeyli Yeşiller) 35 ECR (Milliyetçiler)  54

EFD (Demokratlar)   32 Diğerleri 27

 

Avrupa Parlamentosu; Fransa (Strazburg), Belçika (Brüksel) ve  Lüksemburg’da olmak üzere üç çalışma merkezine sahiptir. Söz konusu  merkezlerden Strazburg’da olağan aylık genel kurulları yapılırken komite 

toplantıları ve diğer genel kurullar Brüksel’de gerçekleşmektedir. Lüksemburg’da  ise Parlamento’nun sekretaryası yer almaktadır.  

1 2009 seçimlerinde Birlik üye sayısı 27 idi. 2013’te Hırvatistan’ın Birliğe üye olmasıyla üye  sayısı 28’e çıkmıştır. Dolayısıyla 2014 seçimleri için 28 ülkeli bir dağılım ya da yeniden  yapılanma söz konusu olacaktır.  

AP’de en büyük siyasal   grubu Hristiyan  Demokratlar ile 

Sosyalistler  oluşturmaktadır. 

(5)

Her Avrupa devleti   AB’ye üyelik için  başvurma hakkına 

sahiptir.  

Avrupa Parlamentosu’nun yetki ve sorumlulukları AB’nin temel  antlaşmalarına dayanmaktadır. Bu antlaşmalardan 1992 Maastricht ve 1997  Amsterdam Antlaşmaları önemli bir yer tutmaktadır. Her iki antlaşma Avrupa  Parlamentosu’nun yetkilerini genişleterek yasama sürecindeki gücünü  artırmışlardır. 

Avrupa Parlamentosu’nun temel yetkisi demokratik bir siyasi güç olarak  topluluk politikalarının hazırlanması için gerekli oluşumu hazırlamaktır. Bu temel  işlevin yanı sıra Parlamento’nun üç temel yetkisi vardır: 

 Avrupa Toplulukları’nın yasama görevini yerine getirmesinde yardımcı  olmak ve bu göreve katılmak, 

 Bütçeyi görüşmek, kabul etmek ve denetlemek, 

 Komisyon ve Konseyi denetlemek 

Yasama Sürecine Katılma Yetkisi: Avrupa Parlamentosu Konsey ile birlikte  yasama yetkisini paylaşmakta ve Avrupa yasalarının oluşturulmasına dâhil  olmaktadır. Söz konusu iş birliği “ortak karar alma” prosedürüne dayanmaktadır. 

Ortak karar alma prosedürü ile AP ve Konsey eşit statüye ulaşmakta ve birçok  alandaki yasalara bu prosedür uygulanmaktadır. Özellikle AB’ye yeni bir üyenin  katılması sürecinde Konsey’in muhakkak Parlamento’nun desteğini alması 

gerekmektedir. Ancak, bu eşit statü birçok yasama alanını kapsamamakta, Konsey  tek başına karar vermektedir. Örneğin; dış politika ile ilgili kararlarda AP’nin yetkisi  daha sınırlıdır.  

Bütçeyi Oluşturma ve Denetleme Yetkisi: Konsey ile iş birliği hâlinde AB’nin  yıllık bütçesini kesinleştirmektedir. Parlamento’da bütçe iki oturumda 

tartışılmakta ve AP Başkanı tarafından imzalanmadıkça yürürlüğe girememektedir. 

Ayrıca AP’ye bağlı Bütçe Kontrolü Komitesi bütçenin nasıl harcandığını kontrol  etmektedir. Böylece AP hem bütçenin oluşturulması hem de denetlenmesinde  görev almaktadır.  

Komisyon ve Konseyi Denetlemek: AB’nin başlıca denetim organıdır. AB  içerisindeki yasama ve yürütme yetkilerinin kullanımını demokratik şeklide 

denetlemekte ve Birliğin işleyişini kontrol etmektedir. Örneğin; Avrupa Komisyonu  üyelerinin tayinini onaylama ve vereceği gensoru ile bütün olarak Komisyon’u  görevden alma yetkisine sahiptir. Ayrıca Komisyon ve Konsey’e yürüttüğü işleri  denetleme amacıyla yazılı ve sözlü sorular yönlendirebilmektedir. Bu sebeple  Konsey Başkanı düzenli olarak AP toplantılarına katılmak ve AP’nin yönlendirdiği  soruları cevaplandırmak mecburiyetindedir. Parlamento AB vatandaşlarının  dilekçelerini de incelemekte, şikâyetlerin giderilmesi için ombudsman  atayabilmektedir.  

Avrupa Parlamentosu yukarıda genel başlıkları ile belirtilen görev ve  yetkilere ilave olarak önemli bir sorumluluğu daha taşımaktadır. Bu sorumluluk  AB’nin genişlemesi ile ilgilidir. AP’nin AB genişleme sürecinde işlevi AB kurucu  antlaşmasının 49. maddesinde net bir şekilde özetlenmektedir. 49. maddeye göre 

“Her Avrupalı ülke Birlik üyesi olmayı talep edebilir. Süreç şu şekilde işler: Aday  ülke, başvurusunu Konsey’e yöneltir. Konsey de Komisyon’un ilgili ülke hakkındaki 

(6)

görüşünü ve AP üyelerinin salt çoğunluğu ile verilmiş olumlu oyunu aldıktan sonra,  oybirliği ile karar verir”. Başka bir ifade ile AP üyelerinin salt çoğunluğu ile destek  alamayan hiçbir ülke Birlik üyesi olamamaktadır. AP aday ülkeye dair nihai kararı  vermekle birlikte aday ülkeye ilişkin siyasi, ekonomik ve sosyal konularda bilgi  toplaması amacıyla bir raportör de belirlemektedir. Söz konusu raportör topladığı  bilgileri Parlamento’ya sunmakta ve güncellemektedir.  

 

Avrupa Parlamentosu Merkez Binası   

Parlamento’ya görüşülmek üzere gelen herhangi bir konu öncelikle konu  kapsamında görevli komitelerde (24 adet) tartışılmakta, daha sonra kararlaştırılan  sonuç Genel Kurula sunulmaktadır. Bu nihai sonuç çerçevesinde ise Genel Kurul  görüşmeleri yapılmaktadır. Bu bağlamda Parlamento’nun işleyişini iki ana başlığa  bölmek mümkündür. Birinci aşama genel kurul süreci öncesi yapılan hazırlığı  içerirken ikinci aşama Genel Kurul sürecini kapsamaktadır.  

Genel kurul öncesi hazırlık aşaması Komitelere dayanmaktadır. Söz konusu  komiteler ilgili konu üzerinde uzmanlaşmış üyelerden oluşmaktadır. Komitede  Komisyonun teklifleri raportör denen komite üyelerinden biri tarafından  hazırlanan bir rapora göre müzakere edilmektedir. Rapor söz konusu teklifin  olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya koymaktadır. Eğer rapora bağlı olarak  Komisyon teklifi kabul ederse, süreç Genel Kurula taşınmaktadır. Genel Kurul  toplantıları yılda 12 kez dört gün Strazburg’da ve iki günü kapsayacak şekilde altı  kez Brüksel’de gerçekleştirilmektedir. Kurullarda Parlamento’ya sunulan yasalar  incelenmekte ve metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmaması  oylanmaktadır.  

Parlamento’nun yetkileri son yıllarda genişletilmiş hatta birçok önemli  alandaki yönetmeliklerin ve yönergelerin kabulü konusunda Konsey ile eşit statüye  sahip olmuştur. Bununla birlikte Parlamento yetkileri konusunda bazı şikâyetlere  sahiptir. Parlamentonun başlıca şikâyet konusu topluluk düzeyinde karar alma  sürecine Komisyon ve Konsey arasında fiilen dâhil edilmemiş olmasıdır. Örneğin  Parlamento, Konsey’in nitelikli çoğunlukla aldığı kararları üç ay içerisinde;  

 Aynen kabul edebilir, 

 Hiçbir karar almayabilir, 

(7)

AB Zirvesi AB üye   ülkelerinin en üst düzey 

yetkililerinin katılımıyla  oluşan siyasi organıdır.  

 Veto edebilir, 

 Değişiklik önerisi getirebilir.  

Bu süreç ortak karar alma yöntemi olarak tanımlanmıştır. Süreç uyarınca 3. 

ve 4. durumda bir uzlaştırma süreci izlenecek olsa da son söz Konsey’e aittir. 

 

 

 

AVRUPA BİRLİĞİ ZİRVESİ (AB KONSEYİ) 

Avrupa Birliği Zirvesi (European Summit) ya da Avrupa Birliği Konseyi  (European Council), Birliğin en üst düzeyde yetkili siyasi organıdır. Avrupa 

Birliği’ne üye ülke devlet veya hükûmet başkanları ile Avrupa Birliği Zirvesi Başkanı  ve Avrupa Komisyon Başkanı’nın katılımı ile gerçekleşmektedir. Yılda dört defa  toplanan Zirve’de Birliğin genişlemesi ve ileriye dönük Birlik faaliyetlerinde iş  birliğinin güçlendirilmesine yönelik öncelikler ve temel politikalar belirlenmeye  çalışılmaktadır.  

Avrupa Birliği Zirvesi’nin herhangi bir yasama yetkisi yoktur. Ancak, üye  ülkelerin en üst düzey yetkililerini bir araya getirmesi sebebiyle siyasi bir ağırlığa  sahiptir ve zirvede alınan kararlar Birliğin uzun vadeli hedeflerinin biçimlenmesini  sağlamakta, bir nevi öncülük görevi üstlenmektedir. Zirve’nin görevleri 1983  yılında Stuttgart Zirvesi’nde yayımlanan bildiride tespit edilmiştir. Bu çerçevede  Zirve’nin görevleri şu şekilde ifade edilebilir: 

 Avrupa toplulukları ile ilgili politik ve ekonomik konularda yapıcı  uyarılarda bulunmak, 

 Yeni faaliyet alanlarında iş birliğini teşvik etmek, 

 Dış ilişkilerde topluluğun tavrını belirlemek, 

 Birliğin gelişimi ile ilgili olarak genel siyasi yönelimleri belirlemek.   

İlk Avrupa Birliği Zirve toplantısı 1961 yılında Paris’te gerçekleştirilmiştir. 

Bununla birlikte ilk yapılan toplantılar gayri resmî bir nitelik taşımakta ve düzensiz  periyotlarla gerçekleştirilmekteydi. 1969 yılında gerçek anlamda ilk Zirve 

gerçekleştirilerek AB’nin genişlemesine dair önemli kararlar alındı. 1974 yılına  gelindiğinde ise dönemin Fransız Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing’in  önerisi ile Avrupa Birliği Zirvesi resmiyete dökülmüş ve bu tarihten itibaren düzenli  olarak bir araya gelinmiştir. Başlangıçta yılda iki kez düzenlenen Zirve toplantıları,  günümüzde yılda dört kez gerçekleştirmektedir. Olağan zirvelerin yanı sıra özel ya 

Ta rt ış ma

• Avrupa Parlamentosu'nun AB'nin genişleme 

sürecindeki rolünü belirterek Türkiye'nin üyelik süreci  üzerindeki etkisini tartışınız. 

• Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer  alan “tartışma forumu” bölümünde paylaşabilirsiniz.

(8)

  AB Bakanlar Konseyi  AB’nin yasama koludur 

ve her bir AB  ülkesinden bir bakanın 

katılımıyla  oluşmaktadır. 

da olağanüstü zirveler de düzenlenebilmektedir. Tablo 6. 4’te Avrupa Birliği’nin  tarihî sürecinde önemli dönüm noktalarını inşa eden Zirve toplantılarından birkaç  örnek verilmektedir.  

 

Tablo 6. 4. Tarihi Avrupa Birliği Zirve Toplantıları  1969  Lahey: İlk genişleme kararı

1974  Paris: Liderler zirvesinin resmen oluşturulması 1985  Milan: Avrupa Tek Senedi'nin temellerinin atılması  1991  Maastricht: Maastricht Antlaşması üzerinde anlaşılması 

1998  Brüksel: Bazı üye ülkelerin avroyu ortak para olarak kabul etmesi  1999  Köln: Askerî birimlerin oluşturulması

2002  Kopenhag: Büyüme kararının alınması 2007  Lizbon: Lizbon Antlaşması'nın imzalanması

 

Zirve toplantıları sadece üye ülke başkanlarından oluşmamaktadır. Devlet ve  hükûmet başkanlarına Komisyon Başkanı da zirve toplantılarında eşlik etmektedir. 

Ancak, Komisyon Başkanı’nın herhangi bir oy kullanma yetkisi yoktur. Zirve, karar  aşamasında genellikle uzlaşıyı tercih etmekle birlikte, nitelikli çoğunlukla da karar  alabilmektedir. 

 

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLAR KONSEYİ  

Avrupa Birliği Konseyi (Council of European Union) AB üye ülkelerinin  hükûmetlerinde görev yapan bir bakanın katılımıyla oluşmaktadır. Bu sebeple  Bakanlar Konseyi olarak da adlandırılmaktadır. Genellikle Konsey toplantılarına  hükûmetleri temsil için Dışişleri Bakanları katılmaktadır. Ancak, Konsey 

gündeminin içeriğine göre farklı bakanlar da katılmaktadır. Örneğin, tarım  ürünlerinin fiyatlandırılması ile ilgili herhangi bir karar alınacağı zaman, Tarım  Bakanları Konsey toplantılarında yer alabilmektedir. Bununla birlikte genel politika  sorunları, dışişleri ve Birliğin bütününü ilgilendiren temel konularda Dışişleri  Bakanları toplantılara katılmaktadır.   

Konsey’in temelleri kurucu antlaşmalar ile 1950’lerde atılmış ve bu tarihten  itibaren Konsey, AB’nin ana karar alma mekanizması görevini sürdürmüştür. 

Konsey’deki bakanlar kendi ülkelerini temsilen görüş belirtmekte ve imzaladıkları  tüm antlaşmalar ile hükûmetlerini taahhüt altına sokmaktadırlar. Bu sebeple  Konsey çatışan ulusal çıkarları uzlaştırıcı bir nitelik taşımaktadır.  

Konsey başkanlığını her üye ülke altı aylık dönemler için sırasıyla  üstlenmektedir. Böylece her bir AB üye ülkesi sırasıyla Konsey gündemini  belirleyerek değişik konularda yasal ve politik kararları ön plana çıkarmakta ve  farklılıkların uzlaştırılmasına yardımcı olmaktadır.  

Konsey’in merkezi Brüksel’dedir. Ancak, bazı toplantılar Lüksemburg’da da  yapılmaktadır. Herhangi bir Konsey toplantısından önce söz konusu toplantının  başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için çalışan birçok komite ve çalışma grubu 

(9)

mevcuttur. Bu yardımcı komitelerden en önemlisi “Daimi Temsilciler Komitesi’dir  (Coreper)”.   

Daimi Temsilciler Komitesi’nde her AB üye ülkesinin kendi ulusal çıkarlarını  temsil etmek için görevlendirdiği AB büyükelçileri yer almaktadır. Brüksel’de  toplantılarını gerçekleştiren Komite tarımsal konular hariç, Konsey’in çalışmalarına  hazırlık yapmaktadır.  

Avrupa Birliği Konseyi’nin altı ana sorumluluğu vardır: 

1. Avrupa yasalarını onaylamak: Demokratik bir ülkede yer alan  parlamento ile eşdeğer yetkilere sahip olan AB Konseyi, Avrupa  Birliği’nin karar alma ve yasama organıdır. Konsey Avrupa Birliği  Komisyonu tarafından hazırlanan tasarıları ele almakta ve  yasalaştırmaktadır. Karar alma sürecinde Avrupa Birliği 

Parlamentosu’nun görüşlerini dikkate alarak “ortak karar alma” 

prosedürü ile teklifleri yasalaştırabilir. Ancak, ortak karar alma  prosedürünü uygulama mecburiyeti yoktur. Birçok alanda son söz  yetkisi Konsey’in kendisine aittir.    

2. Üye ülkelerin genel ekonomik ve sosyal politikalarını koordine  etmek: AB içerisinde uyumun sağlanması amacıyla daha fazla iş  olanağı yaratılmakta; eğitim, sağlık ve sosyal koruma sistemleri  geliştirilmektedir. Söz konusu iş birliği Ekonomi ve Finansal İlişkiler  Konseyi’ni oluşturan ekonomi ve maliye bakanları tarafından  yürütülmektedir.  

3. Avrupa Birliği ve diğer ülkeler veya uluslararası örgütler arasında  uluslararası anlaşmalar yapmak: Konsey her yıl AB üye ülkelerini  temsilen çeşitli uluslararası antlaşmalar yapabilmektedir. Bu 

antlaşmalar ekonomik ve sosyal alanlarda iş birliği gibi geniş konuları  kapsayabilmesinin yanı sıra ulaşım ya da bilim‐teknoloji gibi daha  spesifik konuları da kapsayabilmektedir.  

4. Avrupa Birliği bütçesini onaylamak: Avrupa Parlamentosu ile  beraber AB bütçesini onaylama yetkisine sahiptir.  

5. AB’nin ortak dış ve güvenlik politikasını tanımlamak ve uygulamak: 

Konsey söz konusu politikalar bağlamında tüm üye ülkeleri  kapsayacak şekilde ortak konumu tanımlamayı ve ortak kararları  almayı amaçlamaktadır. Bu görevi ifa ederken AB Zirvesi ile birlikte  yetkilidir. 

6. Suçla mücadele konularında ulusal mahkemeler ve polis güçleri  arasında iş birliğini koordine etmek: Konsey’in adalet ve içişleri  alanındaki işlevi üye ülkeler için ortak eylemleri belirlemek ve bu  ülkelerin onaylayacağı sözleşmeleri hazırlamaktır. AB Konseyi’nin  böyle bir sorumluluğa sahip olmasının altında yatan neden, tüm AB  vatandaşlarının AB içerisinde herhangi bir yerde eşit bir sivil adalete  erişim hakkını elde edebilmelerinin sağlanmasından ileri gelmektedir.   

(10)

Konsey, yukarıda belirtilen görevlerini ifa ederken üç değişik usul  çerçevesinde kararlarını almaktadır. Bu usuller; oybirliği, oy çokluğu ve nitelikli  çoğunluktur. Lizbon Antlaşması sonrasında Konsey’de esas oylama usulü nitelikli  oy çoğunluğu olarak düzenlenmiş; oybirliği ya da oy çokluğu ise istisnai 

durumlarda geçerliliğini korumuştur. Söz konusu istisnai durumlardan biri ortak  güvenlik ve dış politikasıdır. Bu konularda verilecek herhangi bir kararda üye  ülkelerin oybirliği aranmaktadır. Benzer şekilde yeni üye katılımı da oybirliğini  gerektirmektedir.  

Nitelikli oy çoğunluğu çerçevesinde her üye devletin nüfusuna, fiziki ve  ekonomik büyüklüğüne göre belirli oranda oyu bulunmakta ve sistem ağırlıklı oy  esasına dayanmaktadır. Bu yönteme göre karar alınabilmesi için toplam 345 oyun  255’inin olumlu olması ve üye ülkelerin yarıdan fazlasının da olumlu görüş 

bildirmesi gerekmektedir. Ayrıca herhangi bir üye ülke olumlu oyların Birliğin  toplam nüfusunun en az %62’sini temsil ettiğinin teyidini talep edebilmektedir. 

Tablo 6. 5 nitelikli oy çoğunluğuna göre üye ülkelerin oy dağılımını göstermektedir. 

 

Tablo 6. 5. Üye Ülkelerin AB Konseyi’ndeki Oy Dağılımı 

Ülkeler  Oy 

Almanya, Birleşik Krallık, Fransa ve İtalya 29 

İspanya ve Polonya 27 

Romanya 14 

Hollanda 13 

Belçika, Çek Cumh., Macaristan, Portekiz, Yunanistan  12 

Avusturya, Bulgaristan ve İsveç 10 

Danimarka, Finlandiya, İrlanda, Litvanya ve Slovakya  7  Estonya, Kıbrıs, Letonya, Lüksemburg ve Slovenya 4 

Malta  3 

Toplam  345 

 

Lizbon  Antlaşması  ile  getirilen  nitelikli  oy  çoğunluğuna  ilişkin  yöntemin  uygulanması 2014 yılına kadar ertelenmiştir. Ayrıca 2014‐2017 dönemi için de bir  geçiş  süreci  öngörülmüştür.  Dolayısıyla  1  Kasım  2014  tarihine  kadar  olan  sürede  ağırlıklı oy esasına dayanan sistem uygulanmaktadır.  

 

AVRUPA KOMİSYONU 

Avrupa Komisyonu; yasama sürecini başlatan, ayrıca Birliğin yürütme organı  olarak çeşitli görevleri ifa eden kurumdur. Komisyon, her bir üye devletten bir  kişinin yer aldığı 28 üyeden oluşmaktadır. “Komiser” olarak adlandırılan üyeler  kendi ülkelerinde genellikle üst düzey siyasi görevlerde yer almış bireylerdir. 

Ancak, Komisyon’daki sorumluluklarını yerine getirirken Birliğin ortak çıkarlarını  dikkate almaktadırlar. Bu sebeple kendi hükûmetlerinden herhangi bir talimat  almayarak bağımsız hareket etmektedirler.  

(11)

  Avrupa Komisyonu  Birlik politikalarının 

tasarlayıcısı ve  koordinatörüdür. 

Her bir komiser bir veya daha fazla AB politikasının yürütülmesinden  sorumlu olmakla birlikte, ortak sorumluluk ilkesi temelinde karar almaktadırlar. 

Söz konusu komiserler ancak Avrupa Parlamentosu tarafından onaylandıktan  sonra resmen göreve atanabilmektedirler. Beş yıllık görev süreleri boyunca hiçbir  komiser, üye ülke hükûmetlerince görevden alınamaz. Benzer şekilde Avrupa  Parlamentosu da komiserleri tek tek görevden alamaz, ancak güvensizlik oyu ile  Komisyon’u heyet hâlinde görevden alabilmektedir. Komisyon başkanının  belirlenmesi ise Avrupa Birliği Zirvesi tarafından nitelikli çoğunlukla 

gerçekleştirilmektedir. Daha sonra belirlenen kişi Avrupa Parlamentosu’nun  onayına sunulmakta ve burada Parlamento üyelerinin çoğunluğu tarafından  seçilmesi gerekmektedir.     

Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra altı ay içerisinde yenilenen  Komisyon’un atanma süreci şu şekilde özetlenebilir: 

1. Üye ülke hükûmetleri yeni Komisyon Başkanı adayı üzerinde  uzlaşmaya varır. 

2. Komisyon başkan adayı Parlamento tarafından onaylanır. 

3. Komisyon başkan adayı üye ülke hükûmetleri ile görüşerek  hükûmetlerin gösterdiği adaylar arasından Komisyon’un diğer  üyelerini seçer. 

4. AB Parlamentosu her Komisyon üyesi ile görüşür ve Komisyon  hakkında fikrini belirler. Bu süreçte Komisyon’un tamamı heyet  hâlinde AB Parlamentosu’nun onayına sunulmaktadır.  

5. Gerekli güvenoyunun temininden sonra yeni Komisyon AB Zirvesi’nin  nitelikli çoğunluğu ile atanarak resmen göreve başlar.  

1950’lerde AB kurucu antlaşmaları ile oluşturulan Avrupa Komisyonu’nun  merkezi Belçika‐Brüksel’dedir. Ayrıca Lüksemburg’da ofisleri ve bütün AB  ülkelerinde temsilcilikleri vardır. Komisyon’un dünyanın birçok başkentinde de  delegasyonları mevcuttur. Bununla birlikte Komisyon’un idari personelinin önemli  bir kısmı Brüksel’de görev yapmaktadır.  

Komisyon haftada bir defa genellikle Brüksel’de toplanmaktadır. 

Toplantılarda gündemdeki konular ilgili Komiser tarafından sunulmakta ve 

komisyon ortak kararı ile sonuca ulaştırılmaktadırlar. Hangi Komiser’in hangi konu  konulardan sorumlu olduğu Komisyon Başkanı’nın yetkisindedir.  

Komisyon çalışmalarında Komiserler’e yardımcı olmak için Genel 

Müdürlükler ve Servisler vardır. Her genel müdürlük belli bir politika alanından  sorumludur ve bir Komiser’e karşı sorumlu bir Genel Müdür tarafından 

yönetilmektedir. Genel müdürlükler müdürlüklere, müdürlükler bölümlere ya da  birimlere, birimler de masa şefliklerine ayrılmıştır. Her masada konu ile ilgili  uzmanlar bulunmaktadır. Söz konusu genel müdürlükler Komisyon’un yasama  tekliflerini planlamakta ve yasa taslaklarını hazırlamaktadır.  

Avrupa Birliği Komisyonu’nun yetkilerini iki ana başlıkta ele almak 

mümkündür. Bu yetkilerden birincisi yasama süreci ile ilgiliyken ikincisi yürütme ile  ilgilidir.  

(12)

1. AB’nin yasama sürecinin çıkış noktasıdır: Komisyon’un inisiyatif  hakkı, başka bir ifadeyle yasama sürecini başlatma hakkı vardır. Yeni  bir Avrupa yasasının kabul sürecinin her aşamasında yer alan  Komisyon hazırladığı yasa tekliflerini Avrupa Parlamentosu’nun ve  Bakanlar Konsey’inin onayına sunmaktadır. Söz konusu kurumların  onayı sonrası teklif yasalaşmaktadır. Bununla birlikte Komisyon  tarafından sunulan yasa tekliflerinin tüm Birliğin ve Birlik  vatandaşlarının ortak çıkarlarını temsil eder nitelikte olması  gerekmektedir.  

2. AB’nin yürütme organıdır: Parlamento’nun ve Konsey’in aldığı  kararların uygulanmasında yetkilidir. Başka bir ifadeyle politikaların  uygulanması, yürütülmesi ve fonların harcanması gibi tüm günlük  işlerin ifasından sorumludur. Söz konusu işlerden bazısı şöyledir: 

 Tüzükler, yönetmelikler ve kararlarda öngörülen hususların  uygulanıp uygulanmadığını izlemek, yerine getirilmediği  durumlarda Konseye bilgi vermek ve Adalet Divanı’nda  dava açmak 

 Yapılacak çok taraflı ve uluslararası antlaşmaları inceleyip  Konseye bilgi ve görüş sunmak 

 Yeni alınacak üyeler için yapılan başvuruları inceleyip  Konseye görüş (Avis) bildirmek 

 Topluluğun bütçesini hazırlamak 

 Topluluğu hukuken üçüncü kişilere karşı temsil etmek, hak  ve menfaatlerini korumak 

 Topluluk ortak politikalarını oluşturmak ve yürütmek, 

 Yapısal fonları oluşturan sosyal ve bölgesel fonların  yönetimini yürütmek 

 Toplulukta rekabet kurallarının işleyişini izlemek damping  ve sübvansiyon gibi tam rekabeti bozan unsurların varlığı  hâlinde tedbirler almak, karşı uygulamalara başvurmak, 

 Adalet Divanı tarafından alınan kararların uygulanmasını  izlemek, uygulanmadığı durumlarda ceza davaları açmak  Komisyon’un yürütme açısından en önemli görevi şüphesiz antlaşmaların  korunması ve gözetilmesiyle ilgilidir. Görevini yerine getirirken tarafsız davranan  Komisyon antlaşma hükümlerinin doğru biçimde uygulanmasını gözetmektedir. 

Eğer üye ülkelerden herhangi biri hükümleri ihlal ederse, Komisyon soruşturma  başlatma ve konuyu Avrupa Adalet Divanı’na taşıma yetkisine sahiptir.  

Komisyon’un yürütme sürecindeki diğer önemli bir yetkisi de AB bütçesini  yönetmek ve uygulamaktır. Fiilî harcamaların çoğu ulusal ve yerel yetkililer  tarafından yapılmaktadır. Ama Komisyon bunları Avrupa Sayıştayı’nın denetimi  altında gözetlemekle sorumludur.  

Komisyon tüm bu yetki ve sorumluluklarını açıklamak ve gerekirse  savunmak için Avrupa Parlamentosu toplantılarına bir temsilci göndermek 

(13)

  Adalet Divanı nihai 

yargı organı olup,  kararlarının temyizi  mümkün değildir. Söz 

konusu kararlar tüm  üye ülkeleri bağlayıcı 

niteliktedir. 

mecburiyetindedir. Temsilcinin Parlamento üyeleri tarafından yönlendirilecek tüm  soruları cevaplandırması gerekmektedir. Bu yönüyle Komisyon’un Parlamento’ya  karşı sorumlu olduğu belirtilebilir.  

 

AVRUPA ADALET DİVANI 

AB’nin bağımsız yargı organı olan Adalet Divanı üye ülkelerin ulusal  mahkeme kararları üstünde bulunmakta ve tüm üye ülkeleri bağlamaktadır. Her  bir AB ülkesinden bir yargıcın atanması ile oluşturulmakta ve Lüksemburg’da görev  yapmaktadır.  

Adalet Divanı 1952 yılında yapılan Avrupa Kömür ve Çelik Toplulukları  Antlaşması ile oluşturulmuş ve bu tarihten itibaren Birliğin en yüksek yargı merci  görevini yürütmüştür. Söz konusu divan her biçimde uygulanan bir birlik 

hukukunun yaratılmasına yardımcı olmakta ve AB’nin bütünleşme sürecini  hızlandırmaktadır.  

Adalet Divanı; Divan, Genel Mahkeme ve Uzmanlık Mahkemeleri şeklinde  üçlü bir yapıdan oluşmaktadır. Divan her üye devletten bir yargıçtan ve genel  mahkeme ise yine her üye devletten en az bir yargıç olmak üzere 28 yargıçtan  oluşmaktadır. Divan’a ve Genel Mahkeme’ye davalar hakkında görüş hazırlayarak  yardımcı olan 8 adet Hukuk sözcüsü de vardır. Adalet Divanı’nda yer alan yargıçlar  AB üye ülke hükûmetlerinin ortak kararı ile altı yıllık bir dönem için 

atanmaktadırlar. Hükûmetler isterse, aynı yargıçlar tekrar atanabilmektedir. Söz  konusu yargıçlar kendi ülkelerinde en yüksek hukuki pozisyona atanabilecek  yeteneklere sahip kişiler arasından seçilmektedirler.  

Adalet Divanı’nın temel amacı AB hukukunun AB içerisinde her yerde aynı  şekilde yorumlanmasını sağlamaktır. Böylece kanunlar önünde AB vatandaşları  eşit olabilecektir. Bu amaç doğrultusunda Adalet Divanı’nın görevlerini şu şekilde  belirtmek mümkündür: 

1. Adalet Divanı, antlaşmanın uygulanmasında ve yorumlanmasında  hukuka saygıyı sağlamaktadır: Üyelerden birinin Roma Anlaşması’nın  hükümlerine uygun hareket etmediği görülürse, Avrupa Komisyonu  önce ilgili devlete tavsiyelerini bildirir. Eğer üye devlet bu önerileri  tutmazsa, bu kez Adalet Divanı’nda aleyhine dava açtırır. Adalet  Divanı anlaşma hükümlerine aykırı davranıldığı sonucuna varırsa, bu  hükümlerin uygulanması için alınacak karar, üye devletler tarafından  yerine getirilir. Adalet Divanı, üye devletleri ve şirketleri ayrıca para  cezası ile cezalandırabilme yetkisine de sahiptir. 

2. Kararları temyiz edilemeyen ve bağlayıcı olan bir adli merci sıfatıyla,  Birlik hukuk düzeni dâhilinde meydana gelen hukuki ihtilafları, hukuk  kurallarına ve adalete uygun olarak çözmek işlevini de yüklenmiştir: 

Adalet Divanını görev alanına giren başlıca sorunlar şunlardır: 

 Üye devletlerin diğer üye devletlere karşı açtığı davalar  

 Komisyonun üye devletlere karşı açtığı davalar  

(14)

Sayıştay’ın temel   görevi: AB mali  kaynaklarının gereğince 

yönetildiğini kontrol  etmektir.  

 Birliğin kurumları aleyhine açılan davalar  

Adalet Divanı’nda açılan bir davada süreç şu şekilde işlemektedir. Öncelikle  dava dosyası kayıt birimine sunulmakta ve her davaya özel bir yargıç ve avukat  atanmaktadır. Daha sonra süreç iki aşamaya bölünmekte; önce yazılı ve sonra  sözlü safhaya geçilmektedir. Yazılı aşamada, taraflardan yazılı beyanları alınarak  davaya atanan hâkimin bu beyanların bir özetini oluşturması ve davanın hukuki  bağlamını içeren bir rapor hazırlaması sağlanmaktadır. İkinci yani sözlü aşamada  açık duruşma süreci başlamaktadır. Davanın önemine ve zorluğuna göre duruşma  üç, beş ya da on üç yargıçtan oluşan bir heyetin ya da bütün Divan’ın önünde  gerçekleşebilmektedir. Duruşmada tarafların savunmalarından sonra kanun  sözcüsü konuyla ilgili fikrini açıklamakta ve yargıçlar kendi kararlarını 

vermektedirler. Divan, kanun sözcüsünün fikrine bağlı kalmak zorunda değildir. 

Divan müzakereleri gizli olup açıklanmaz. Kararlar çoğunluk oyuna göre  oluşturulmaktadır. Ama tüm yargıçlar tarafından imzalanır ve karşı oylar  yayımlanmaz. Kararlar, alındığı gün açıklanır.  

 

SAYIŞTAY 

Sayıştay AB fonlarının kullanımını denetlemek amacıyla 1975 yılında  kurulmuştur. AB’nin genişleme sürecine girmesiyle birlikte, Topluluk düzeyinde  bağımsız bir denetleme mekanizmasının oluşturulması fikri ortaya atılmıştır. 

Yapılan tartışmalar sonucunda ise 1975 yılında Brüksel Antlaşması ile Sayıştay  kurulmuştur.  

Sayıştay AB ülkelerinden birer üye olmak üzere 28 üyeden oluşmaktadır. 

Üyeler, Konsey tarafından Avrupa Parlamentosu’nun onayı alındıktan sonra  oybirliği ile atanmaktadır. Sayıştay üyeleri altı yıllık bir dönem için görevlerini  sürdürmektedir. Bu üyeler kendi ülkelerinde denetim kurumlarında çalışmış ve  gerekli niteliğe sahip kişiler arasından seçilmektedir. Sayıştay’a başkanlık görevini  yapan kişi ise üyeler tarafından belirlenmektedir. Başkan eşitler arasında birinci  konumdadır.   

Bağımsızlığı ve tarafsızlığı güvence altına alınmış olan Sayıştay görevini  Lüksemburg’da sürdürmektedir. Sayıştay’ın amacı AB’nin tüm gelir ve giderlerinin  hukuka uygun yapılıp yapılmadığını ve maliye yönetiminin tutarlı olup olmadığını  denetlemektir. Bu amaç doğrultusunda AB fonlarını idare eden tüm kişi ve 

kuruluşları denetleme yetkisine sahiptir. En önemli denetimini şüphesiz AB bütçesi  üzerinde gerçekleştirmekte ve bu denetimlere ait çeşitli raporlar hazırlamaktadır. 

Daha sonra hazırladığı raporları Avrupa Parlamentosu’na sunmaktadır. 

Parlamento söz konusu rapora dayanarak Komisyon’un bütçe idaresini onaylayıp  onaylamayacağına karar vermektedir. Sayıştay, AB bütçe denetiminin yanı sıra  diğer AB kurumlarının talebi üzerine özel denetleme raporları da hazırlamakta ve  görüşlerini bildirmektedir.  

 

(15)

   

 

   

Öz et

•AB'nin asli yapısal kurumları; Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği  Zirvesi, Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Adalet  Divanı'nı içermektedir. Ayrıca Sayıştay da AB'nin önemli yapısal  kurumlarından biridir.

•Avrupa Parlamentosu (AP) AB’nin seçimle beş yıllık süre için iş  başına gelen tek demokratik organı niteliğini taşımakta ve doğrudan  AB vatandaşlarının siyasi iradesini temsil etmektedir. 

Parlamento’nun başlıca görevi AB politikalarının hazırlanmasında  siyasi güç olarak gereken inisiyatifleri üretmektir. 

•Avrupa Birliği Zirvesi AB üye ülkelerinin en üst düzey yetkililerinin  katılımıyla oluşan siyasi organıdır. Yılda dört defa toplanan Zirve'de  Birliğin genişlemesi ve ileriye dönük Birlik faaliyetlerinde iş birliğinin  güçlendirmesine yönelik öncelikler ve temel politikalar 

belirlenmeye çalışılmaktadır. Avrupa Birliği Zirvesi’nin herhangi bir  yasama yetkisi yoktur. Ancak, üye ülkelerin en üst düzey yetkililerini  bir araya getirmesi sebebiyle siyasi bir ağırlığa sahiptir.

•Avrupa Birliği Konseyi (Council of European Union) AB üye  ülkelerinin hükûmetlerinde görev yapan bir bakanın katılımıyla  oluşmaktadır. Bu sebeple Bakanlar Konseyi olarak da 

adlandırılmaktadır. 

•Avrupa Komisyonu yasama sürecini başlatan, ayrıca Birliğin  yürütme organı olarak çeşitli görevleri ifa eden kurumudur. 

Komisyon, her bir üye devletten bir kişinin yer aldığı 28 üyeden  oluşmaktadır. “Komiser” olarak adlandırılan üyeler kendi  ülkelerinde genellikle üst düzey siyasi görevlerde yer almış  bireylerdir.

•AB’nin bağımsız yargı organı olan Adalet Divanı; üye ülkelerin ulusal  mahkeme kararları üstünde bulunmakta ve tüm üye ülkeleri  bağlamaktadır. Her bir AB ülkesinden bir yargıcın atanması ile  oluşturulmakta ve Lüksemburg’da görev yapmaktadır. 

•Sayıştay AB fonlarının kullanımını denetlemek amacıyla 1975 yılında  kurulmuştur. Sayıştay AB ülkelerinden birer üye olmak üzere 28  üyeden oluşmaktadır.

(16)

   

 

             

Öde v

•AB'nin Asli Yapısal Kurumları'nın AB'nin istikrarı üzerindeki rolünü  200 kelimeyi geçmeyecek şekilde belirtiniz.

•Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan 

“ödev” bölümüne yükleyebilirsiniz.

(17)

     Değerlendirme  sorularını sistemde ilgili  ünite başlığı altında yer  alan “bölüm sonu testi” 

bölümünde etkileşimli  olarak 

cevaplayabilirsiniz. 

DEĞERLENDİRME SORULARI 

1. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa Birliği’nin asli yapısal kurumlarından biri  değildir? 

a) Avrupa Birliği Zirvesi  b) Avrupa Merkez Bankası   c) Avrupa Adalet Divanı  d) Avrupa Parlamentosu   e) Avrupa Komisyonu 

 

2. Aşağıdakilerden hangisi AB’nin seçimle iş başına gelen demokratik  kurumudur? 

a) Ekonomik ve Sosyal Komite   b) Avrupa Komisyonu 

c) Avrupa Yatırım Bankası   d) AB Zirvesi 

e) Avrupa Parlamentosu   

3. Avrupa Parlamentosu’nun ilk doğrudan seçimleri ne zaman  gerçekleştirilmiştir? 

a) 1951  b) 1961  c) 1974  d) 1979  e) 1991 

 

4. Aşağıdaki ülkelerden hangisi Avrupa Parlamentosu’nun 2009 seçim  sonuçlarına göre en fazla temsilci sayısına sahiptir? 

a) Almanya  b) İtalya 

c) Kıbrıs Rum Kesimi  d) Slovenya 

e) Fransa   

5. Avrupa Parlamentosu’nun sekretaryası hangi ülkede bulunmaktadır? 

a) Belçika  b) Fransa  c) Lüksemburg  d) Almanya  e) İngiltere 

       

(18)

6. Aşağıdakilerden hangisinin katılımıyla Avrupa Birliği Zirvesi  gerçekleştirilmektedir? 

a) Komiserlerin  b) AP temsilcilerinin 

c) Üye ülke devlet ve hükûmet başkanlarının  d) Üye ülke bakanlarının 

e) Adalet Divanı yargıçlarının    

7. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa Birliği Zirvesi’nin görevlerinden biri  değildir? 

a) Avrupa toplulukları ile ilgili politik ve ekonomik konularda yapıcı  uyarılarda bulunmak 

b) Yeni faaliyet alanlarında işbirliğini teşvik etmek  c) Dış ilişkilerde topluluğun tavrını belirlemek 

d) Birliğin gelişimi ile ilgili genel siyasi yönelimleri belirlemek  e) Birliğin mali kaynaklarını denetlemek 

 

8. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa Birliği Konseyi’nin ana  sorumluluklarından biri değildir? 

a) Avrupa yasalarını onaylamak 

b) AB’nin genel ekonomik ve sosyal politikalarını koordine etmek  c) AB bütçesini denetlemek 

d) Diğer ülkeler ile uluslararası antlaşmalar yapmak  e) AB’nin ortak dış politikasını tanımlamak 

 

9. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa Komisyonu’nun yürütme yetkilerinden  biri değildir? 

a) Yasama sürecini başlatmak 

b) Topluluk ortak politikalarını oluşturmak ve yürütmek 

c) Adalet Divanı tarafından alınan kararların uygulanmasını izlemek  d) Topluluğu hukuken üçüncü kişilere karşı temsil etmek 

e) Yapılacak çok taraflı ve uluslararası antlaşmaları incelemek   

10. Avrupa Adalet Divanı’nda görev yapan yargıçlar kaç yıllık bir dönem için  atanmaktadırlar? 

a) 5 yıl  b) 6 yıl  c) 2 yıl   d) 8 yıl  e) 1 yıl   

 

CEVAP ANAHTARI  1.B, 2.E, 3.D, 4.A, 5.C, 6.C, 7.E, 8.C, 9.A, 10.B 

(19)

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR  

Avrupa Birliği Bilgi Merkezi, (2007). Avrupa Birliği Nasıl Çalışır? AB Kurumları için  Rehberiniz, http://www.abbilgi.eu/web/Portals/0/docs/pdf/AB_nasil_calisir  _FULL.pdf 

Council of European Union, http://www.consilium.europa.eu/homepage?lang=en   Cour de Justice (CURIA), http://curia.europa.eu/jcms/jcms/j_6/  

Dura, C. ve Atik, H. (2007). Avrupa Birliği, Gümrük Birliği ve Türkiye, Nobel Yayın  Dağıtım, Genişletilmiş 3. Baskı, Ankara. 

El‐Agraa, A. M. (1998). The European Union: History, Institutions, Economics and  Politics, Prentice Hall Europe, 5.th Edition Great Britain.  

European Commission, http://ec.europa.eu/index_en.htm  European Council http://www.european‐council.europa.eu/the‐

institution.aspx?lang=en  

European Court of Auditors, http://www.eca.europa.eu/en/Pages/ecadefault.asp  European Parliament, http://www.europarl.europa.eu/news/en/news‐room/    

Karluk, S. R. (1996). Avrupa Birliği ve Türkiye, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, 4. 

Baskı, İstanbul.  

T.C. Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, http://www.abgm. 

adalet.gov.tr/ab_kurumlar.html  

T.C. Ankara Valiliği Avrupa Birliği ve Projeler Koordinasyon Merkezi,  http://www.ankara.gov.tr/Portal.asp?X=AB10 

T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=45641&l=1   

 

Referanslar

Benzer Belgeler

Frig dönemine ait literatür araştırması ve kaynak taraması yapılmış, mutfak gereci olarak kullanılan sofra seramiği formlarından esinlenilerek günümüz teknolojisine

INSA471 Betonarme Yapıların Tasarımı INSA211 Statik. INSA222 Cisimlerin

Bölgeler Komitesi’nin ana görevi AB mevzuatı konusunda yerel ve bölgesel 

Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkilerinin daha doğru ifade ile bütünleşmesinin önündeki en temel engel, Birlik ile Türkiye’nin ortak çıkarlarının büyük

KOKANALI DEMET,KOKANALI MAHMUT KUNTAY,AYHAN SEVGI,CENGAVER NAGIHAN,ÖZAKSIT MÜZEYYEN GÜLNUR,ÜSTÜN YAPRAK (2019).. Contraceptive choices of adolescents before and after the

Son olarak 27 Haziran 2002’de AKPM’de kabul edilen Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’daki Sığınmacılar ve Yurtsuz Kişilerin Durumuna İlişkin Tavsiye

çalışmalarında gümrük birliği uygulaması sonucu bölgesel ticaretin arttığını, ancak 

a)Açık ihale usulü veya belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan ihale sonucunda teklif çıkmaması. b)İhalenin, araştırma ve geliştirme sürecine ihtiyaç gösteren