İÇ İNDEK İLER
• Avrupa Parlamentosu
• Avrupa Birliği Zirvesi
• Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi
• Avrupa Komisyonu
• Avrupa Adalet Divanı
• Avrupa Sayıştayı
HEDEFLER
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
• Avrupa Birliği'nin asli kurumlarını sınflandırabilecek,
• Avrupa Parlamentosu'nun temel işlevlerini açıklayabilecek,
• Avrupa Zirvesi ve Avrupa Bakanlar Konseyi'ni tanımlayarak
görevlerini belirtebilecek,
• Avrupa Komisyonu'nun AB içerisindeki yürütme görevlerini tanımlayabilecek ,
• Avrupa Adalet Divanı ve
Sayıştay'ın AB için önemini ifade edebileceksiniz.
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ASLİ YAPISAL KURUMLARI
AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Yrd. Doç. Dr. Emine Demet EKİNCİ
ÜNİTE
6
GİRİŞ
Avrupa Birliği (AB) günümüze kadar gerçekleştirilmiş en başarılı iktisadi birleşme örneği olarak genel kabul görmektedir. AB başlangıçta diğer hedefler ile birlikte baskın ekonomik hedefler ile yola çıkmış, ancak kısa zamanda hedeflerini genişleterek tam bir siyasi bütünleşmeye yönelmiştir. Bu başarının altında ortaya konulan hedeflerinin net olmasının yanı sıra hedefleri gerçekleştirmekte başarılı bir role sahip kurumlarının varlığının da etkili olduğu ileri sürülebilir.
Avrupa Birliği kurumları; güçler ayrılığı temelinde yargı, yasama ve yürütme ile denetim yetkilerini ayrı olarak temsil etmektedirler. Kurumların yetki ve sorumlulukları AB’nin temel antlaşmalarında yer almakta ve bu kurumlar birbirinden bağımsız görev yapmaktadır. Ayrıca AB’nin uluslar üstü bir nitelik taşıması Birliğe bağlı kurumlara da bu niteliği yüklemekte ve AB kurumları söz konusu nitelik ile özgün bir yapı içinde eylemde bulunmaktadır. Böylece
birbirinden bağımsız ülkelerin farklı çıkarları ortak bir amaç doğrultusunda dikkate alınabilmektedir.
AB’nin kurumsal yapısı işlevsel bir yaklaşımla ele alındığında, organları iki grup altında sınıflandırmak mümkündür. Birinci grup, AB’nin asli yapısal kurumları, başka bir ifade ile Birliği yöneten kurumlarıdır. Bu kurumlar; Avrupa Birliği
Parlamentosu, Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği Adalet Divanı’nı içermektedir. Ayrıca bu gruba Sayıştay’ı da eklemek mümkündür. İkinci grup ise, temel kurumlara yardımcı niteliğinde ekonomik, sosyal ve bölgesel çıkarları temsil eden işlevsel kurumlardır.
Söz konusu kurumlar, Ekonomik ve Sosyal Komite, Bölgeler Komitesi, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Ombudsmanı ve Avrupa Merkez Bankası olarak sınıflandırılabilir. Yukarıdaki sınıflandırmaya ilave olarak AB içerisinde yer alan çeşitli ajanslar da bulunmaktadır.
Tablo 6.1. Avrupa Birliği Kurumlarının Sınıflandırılması
Kurumlar Temel İşlevleri
Asli Yapısal Kurumlar
Avrupa Parlamentosu Doğrudan AB vatandaşlarını temsil eder.
AB Zirvesi (Konseyi) AB ülkelerinin en üst düzey temsilcisidir.
AB Bakanlar Konseyi Her bir üye ülkeyi temsil eder.
Avrupa Komisyonu Bir bütün olarak AB’nin çıkarlarını gözetir.
AB Adalet Divanı Avrupa Hukuku’nda son tahkim merkezidir.
Sayıştay Birlik faaliyetlerinin finansmanını kontrol eder.
İşlevsel Kurumlar
Ekonomik ve Sosyal Komite Örgütlü sivil toplumu temsil eder.
Bölgeler Komitesi Bölgesel ve yerel yönetimleri temsil eder.
Avrupa Yatırım Bankası Kalkınma projelerini yatırımlarını finanse eder.
Avrupa Ombudsmanı Kurumlar hakkındaki şikâyetleri soruşturur.
Avrupa Merkez Bankası Birliğin para politikalarından sorumludur.
Veri Koruma Denetmeni Kişisel verilerinizin mahremiyetini korur.
Avrupa Parlamento’su AB’nin seçimle iş başına
gelen tek demokratik kurumudur.
Bu ünitede AB’nin asli yapısal kurumları incelenecek, diğer işlevsel kurumlar ise takip eden ünitede aktarılmaya çalışılacaktır.
AVRUPA PARLAMENTOSU
Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Birliği’nin seçimle beş yıllık süre için iş başına gelen tek demokratik organı niteliğini taşımakta ve doğrudan AB
vatandaşlarının siyasi iradesini temsil etmektedir. Parlamento’nun başlıca görevi AB politikalarının hazırlanmasında siyasi güç olarak gereken inisiyatifleri
üretmektir.
Avrupa Parlamentosu’nun temelleri 1951’de kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’na kadar dayanmaktadır. Topluluk kapsamında ilk toplantı 78 temsilci ile 1952 yılında gerçekleştirilmiştir. Roma Antlaşması ile Avrupa Ekonomi Topluluğu ve EUROTOM kurulunca, 1958 yılında Parlamento’nun temsilci sayısı 142’ye yükselmiştir. Ayrıca aynı dönemde Parlamento, “Avrupa Toplulukları Parlamenter Meclisi” olarak adlandırılmıştır. 1962 yılına gelindiğinde ise “Avrupa Parlamentosu” olarak yeniden isimlendirilmiştir. 9‐10 Aralık 1974’te toplanılan Paris Zirvesi’nde 1978’den itibaren doğrudan seçim yapılması kararlaştırılmıştır.
Böylece 1979 yılında AP’nin ilk doğrudan seçimleri gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten itibaren ise AB vatandaşlarının katılımı ile her beş yılda bir parlamento temsilcileri yenilenmiştir.
Avrupa Birliği Temel Haklar şartının 39. maddesine göre her AB vatandaşı ikamet ettiği üye devlette o devlet vatandaşlarıyla aynı şartlarda AP seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Ancak, bütün üye ülkelerde asgari oy kullanma yaşı 18 ve seçilebilme yaş sınırı da ülkelere göre değişmektedir.
AP’nin en son seçimleri 2009 yılında gerçekleşmiştir. 7. Dönemi kapsayan mevcut parlamento 2014 yılına kadar görevini sürdürecektir. Söz konusu seçim sonuçlarına göre Avrupa Parlamentosu 736 temsilci ile dünyanın en büyük
çokuluslu parlamentosu niteliğine sahiptir. Günümüzde Avrupa Parlamentosu’nda Birliğe üye 28 üye devletin 500 milyondan fazla vatandaşı doğrudan temsil
edilmektedir. Tablo 6. 2’de 2009 seçim sonuçlarına göre AP temsilcilerinin ülkelere göre dağılımı verilmektedir.
Tablo 6. 2. AB Üye Ülkelerinin AP’deki Temsilci Sayıları (2009‐2014 Dönemi)1
Ülke Üye Ülke Üye Ülke Üye
Avusturya 17 Almanya 99 Hollanda 25
Belçika 22 Yunanistan 22 Polonya 50
Bulgaristan 17 Macaristan 22 Portekiz 22
Güney Kıbrıs 6 İrlanda 12 Romanya 33
Çek Cum. 22 İtalya 72 Slovakya 13
Danimarka 13 Letonya 8 Slovenya 7
Estonya 6 Litvanya 12 İspanya 50
Finlandiya 13 Lüksemburg 6 İsveç 18
Fransa 72 Malta 5 Birleşik Krallık 72
TOPLAM 736
Üye ülkelerin Avrupa Parlamentosu’ndaki sandalye sayıları nüfus
yoğunluklarına göre belirlenmektedir. Bunun sonucunda küçük ülkeler kişi başına düşen temsilci sayısı bakımından büyük ülkelerden daha avantajlı bir konuma sahiplerdir.
Avrupa Parlamentosu temsilcileri AB vatandaşlarını bir bütün olarak temsil etmekte; ulusal çıkarları gözetmek yerine, Birliğin çıkarlarını gözetmektedirler. Bu sebeple temsilciler mensup oldukları ülkelere göre değil, politik görüşlere göre gruplaşmaktadırlar.
Temsilciler genel siyasi yaklaşımlarına göre Yeşiller, Muhafazakârlar, Hristiyan Demokratlar, İlerici Demokratlar, Liberaller, Sosyalistler ve Komünistler gibi siyasal gruplara/partilere dâhil olmaktadırlar. Ancak, bir Avrupa partisinin Parlamento tarafından tanınması için partinin en az üç üye ülkede varlığını sürdürmesi gerekmektedir. Ayrıca bütçe olanaklarından yararlanabilmesi için de Avrupa Parlamentosu’nda veya üye ülkelerin üçte birinin ulusal ya da yerel parlamentolarında temsil ediliyor olması gerekmektedir. Tablo 6. 3’te 2009 seçim sonuçları itibariyle Avrupa Parlamentosu’nun partilere göre dağılımı verilmektedir.
Tablo 6. 3. 2009 AP Seçim Sonuçlarına Göre Siyasi Gruplar ve Üye Sayıları
Siyasi Gruplar Üye Siyasi Gruplar Üye
EPP‐ED (Hristiyan Demokratlar) 265 S&D (Sosyalistler) 184
ALDE (Liberaller) 84 GREENS /EFA(Yeşiller) 55
GUE/NGL (Birleşik Sol/Kuzeyli Yeşiller) 35 ECR (Milliyetçiler) 54
EFD (Demokratlar) 32 Diğerleri 27
Avrupa Parlamentosu; Fransa (Strazburg), Belçika (Brüksel) ve Lüksemburg’da olmak üzere üç çalışma merkezine sahiptir. Söz konusu merkezlerden Strazburg’da olağan aylık genel kurulları yapılırken komite
toplantıları ve diğer genel kurullar Brüksel’de gerçekleşmektedir. Lüksemburg’da ise Parlamento’nun sekretaryası yer almaktadır.
1 2009 seçimlerinde Birlik üye sayısı 27 idi. 2013’te Hırvatistan’ın Birliğe üye olmasıyla üye sayısı 28’e çıkmıştır. Dolayısıyla 2014 seçimleri için 28 ülkeli bir dağılım ya da yeniden yapılanma söz konusu olacaktır.
AP’de en büyük siyasal grubu Hristiyan Demokratlar ile
Sosyalistler oluşturmaktadır.
Her Avrupa devleti AB’ye üyelik için başvurma hakkına
sahiptir.
Avrupa Parlamentosu’nun yetki ve sorumlulukları AB’nin temel antlaşmalarına dayanmaktadır. Bu antlaşmalardan 1992 Maastricht ve 1997 Amsterdam Antlaşmaları önemli bir yer tutmaktadır. Her iki antlaşma Avrupa Parlamentosu’nun yetkilerini genişleterek yasama sürecindeki gücünü artırmışlardır.
Avrupa Parlamentosu’nun temel yetkisi demokratik bir siyasi güç olarak topluluk politikalarının hazırlanması için gerekli oluşumu hazırlamaktır. Bu temel işlevin yanı sıra Parlamento’nun üç temel yetkisi vardır:
Avrupa Toplulukları’nın yasama görevini yerine getirmesinde yardımcı olmak ve bu göreve katılmak,
Bütçeyi görüşmek, kabul etmek ve denetlemek,
Komisyon ve Konseyi denetlemek
Yasama Sürecine Katılma Yetkisi: Avrupa Parlamentosu Konsey ile birlikte yasama yetkisini paylaşmakta ve Avrupa yasalarının oluşturulmasına dâhil olmaktadır. Söz konusu iş birliği “ortak karar alma” prosedürüne dayanmaktadır.
Ortak karar alma prosedürü ile AP ve Konsey eşit statüye ulaşmakta ve birçok alandaki yasalara bu prosedür uygulanmaktadır. Özellikle AB’ye yeni bir üyenin katılması sürecinde Konsey’in muhakkak Parlamento’nun desteğini alması
gerekmektedir. Ancak, bu eşit statü birçok yasama alanını kapsamamakta, Konsey tek başına karar vermektedir. Örneğin; dış politika ile ilgili kararlarda AP’nin yetkisi daha sınırlıdır.
Bütçeyi Oluşturma ve Denetleme Yetkisi: Konsey ile iş birliği hâlinde AB’nin yıllık bütçesini kesinleştirmektedir. Parlamento’da bütçe iki oturumda
tartışılmakta ve AP Başkanı tarafından imzalanmadıkça yürürlüğe girememektedir.
Ayrıca AP’ye bağlı Bütçe Kontrolü Komitesi bütçenin nasıl harcandığını kontrol etmektedir. Böylece AP hem bütçenin oluşturulması hem de denetlenmesinde görev almaktadır.
Komisyon ve Konseyi Denetlemek: AB’nin başlıca denetim organıdır. AB içerisindeki yasama ve yürütme yetkilerinin kullanımını demokratik şeklide
denetlemekte ve Birliğin işleyişini kontrol etmektedir. Örneğin; Avrupa Komisyonu üyelerinin tayinini onaylama ve vereceği gensoru ile bütün olarak Komisyon’u görevden alma yetkisine sahiptir. Ayrıca Komisyon ve Konsey’e yürüttüğü işleri denetleme amacıyla yazılı ve sözlü sorular yönlendirebilmektedir. Bu sebeple Konsey Başkanı düzenli olarak AP toplantılarına katılmak ve AP’nin yönlendirdiği soruları cevaplandırmak mecburiyetindedir. Parlamento AB vatandaşlarının dilekçelerini de incelemekte, şikâyetlerin giderilmesi için ombudsman atayabilmektedir.
Avrupa Parlamentosu yukarıda genel başlıkları ile belirtilen görev ve yetkilere ilave olarak önemli bir sorumluluğu daha taşımaktadır. Bu sorumluluk AB’nin genişlemesi ile ilgilidir. AP’nin AB genişleme sürecinde işlevi AB kurucu antlaşmasının 49. maddesinde net bir şekilde özetlenmektedir. 49. maddeye göre
“Her Avrupalı ülke Birlik üyesi olmayı talep edebilir. Süreç şu şekilde işler: Aday ülke, başvurusunu Konsey’e yöneltir. Konsey de Komisyon’un ilgili ülke hakkındaki
görüşünü ve AP üyelerinin salt çoğunluğu ile verilmiş olumlu oyunu aldıktan sonra, oybirliği ile karar verir”. Başka bir ifade ile AP üyelerinin salt çoğunluğu ile destek alamayan hiçbir ülke Birlik üyesi olamamaktadır. AP aday ülkeye dair nihai kararı vermekle birlikte aday ülkeye ilişkin siyasi, ekonomik ve sosyal konularda bilgi toplaması amacıyla bir raportör de belirlemektedir. Söz konusu raportör topladığı bilgileri Parlamento’ya sunmakta ve güncellemektedir.
Avrupa Parlamentosu Merkez Binası
Parlamento’ya görüşülmek üzere gelen herhangi bir konu öncelikle konu kapsamında görevli komitelerde (24 adet) tartışılmakta, daha sonra kararlaştırılan sonuç Genel Kurula sunulmaktadır. Bu nihai sonuç çerçevesinde ise Genel Kurul görüşmeleri yapılmaktadır. Bu bağlamda Parlamento’nun işleyişini iki ana başlığa bölmek mümkündür. Birinci aşama genel kurul süreci öncesi yapılan hazırlığı içerirken ikinci aşama Genel Kurul sürecini kapsamaktadır.
Genel kurul öncesi hazırlık aşaması Komitelere dayanmaktadır. Söz konusu komiteler ilgili konu üzerinde uzmanlaşmış üyelerden oluşmaktadır. Komitede Komisyonun teklifleri raportör denen komite üyelerinden biri tarafından hazırlanan bir rapora göre müzakere edilmektedir. Rapor söz konusu teklifin olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya koymaktadır. Eğer rapora bağlı olarak Komisyon teklifi kabul ederse, süreç Genel Kurula taşınmaktadır. Genel Kurul toplantıları yılda 12 kez dört gün Strazburg’da ve iki günü kapsayacak şekilde altı kez Brüksel’de gerçekleştirilmektedir. Kurullarda Parlamento’ya sunulan yasalar incelenmekte ve metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmaması oylanmaktadır.
Parlamento’nun yetkileri son yıllarda genişletilmiş hatta birçok önemli alandaki yönetmeliklerin ve yönergelerin kabulü konusunda Konsey ile eşit statüye sahip olmuştur. Bununla birlikte Parlamento yetkileri konusunda bazı şikâyetlere sahiptir. Parlamentonun başlıca şikâyet konusu topluluk düzeyinde karar alma sürecine Komisyon ve Konsey arasında fiilen dâhil edilmemiş olmasıdır. Örneğin Parlamento, Konsey’in nitelikli çoğunlukla aldığı kararları üç ay içerisinde;
Aynen kabul edebilir,
Hiçbir karar almayabilir,
AB Zirvesi AB üye ülkelerinin en üst düzey
yetkililerinin katılımıyla oluşan siyasi organıdır.
Veto edebilir,
Değişiklik önerisi getirebilir.
Bu süreç ortak karar alma yöntemi olarak tanımlanmıştır. Süreç uyarınca 3.
ve 4. durumda bir uzlaştırma süreci izlenecek olsa da son söz Konsey’e aittir.
AVRUPA BİRLİĞİ ZİRVESİ (AB KONSEYİ)
Avrupa Birliği Zirvesi (European Summit) ya da Avrupa Birliği Konseyi (European Council), Birliğin en üst düzeyde yetkili siyasi organıdır. Avrupa
Birliği’ne üye ülke devlet veya hükûmet başkanları ile Avrupa Birliği Zirvesi Başkanı ve Avrupa Komisyon Başkanı’nın katılımı ile gerçekleşmektedir. Yılda dört defa toplanan Zirve’de Birliğin genişlemesi ve ileriye dönük Birlik faaliyetlerinde iş birliğinin güçlendirilmesine yönelik öncelikler ve temel politikalar belirlenmeye çalışılmaktadır.
Avrupa Birliği Zirvesi’nin herhangi bir yasama yetkisi yoktur. Ancak, üye ülkelerin en üst düzey yetkililerini bir araya getirmesi sebebiyle siyasi bir ağırlığa sahiptir ve zirvede alınan kararlar Birliğin uzun vadeli hedeflerinin biçimlenmesini sağlamakta, bir nevi öncülük görevi üstlenmektedir. Zirve’nin görevleri 1983 yılında Stuttgart Zirvesi’nde yayımlanan bildiride tespit edilmiştir. Bu çerçevede Zirve’nin görevleri şu şekilde ifade edilebilir:
Avrupa toplulukları ile ilgili politik ve ekonomik konularda yapıcı uyarılarda bulunmak,
Yeni faaliyet alanlarında iş birliğini teşvik etmek,
Dış ilişkilerde topluluğun tavrını belirlemek,
Birliğin gelişimi ile ilgili olarak genel siyasi yönelimleri belirlemek.
İlk Avrupa Birliği Zirve toplantısı 1961 yılında Paris’te gerçekleştirilmiştir.
Bununla birlikte ilk yapılan toplantılar gayri resmî bir nitelik taşımakta ve düzensiz periyotlarla gerçekleştirilmekteydi. 1969 yılında gerçek anlamda ilk Zirve
gerçekleştirilerek AB’nin genişlemesine dair önemli kararlar alındı. 1974 yılına gelindiğinde ise dönemin Fransız Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing’in önerisi ile Avrupa Birliği Zirvesi resmiyete dökülmüş ve bu tarihten itibaren düzenli olarak bir araya gelinmiştir. Başlangıçta yılda iki kez düzenlenen Zirve toplantıları, günümüzde yılda dört kez gerçekleştirmektedir. Olağan zirvelerin yanı sıra özel ya
Ta rt ış ma
• Avrupa Parlamentosu'nun AB'nin genişlemesürecindeki rolünü belirterek Türkiye'nin üyelik süreci üzerindeki etkisini tartışınız.
• Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “tartışma forumu” bölümünde paylaşabilirsiniz.
AB Bakanlar Konseyi AB’nin yasama koludur
ve her bir AB ülkesinden bir bakanın
katılımıyla oluşmaktadır.
da olağanüstü zirveler de düzenlenebilmektedir. Tablo 6. 4’te Avrupa Birliği’nin tarihî sürecinde önemli dönüm noktalarını inşa eden Zirve toplantılarından birkaç örnek verilmektedir.
Tablo 6. 4. Tarihi Avrupa Birliği Zirve Toplantıları 1969 Lahey: İlk genişleme kararı
1974 Paris: Liderler zirvesinin resmen oluşturulması 1985 Milan: Avrupa Tek Senedi'nin temellerinin atılması 1991 Maastricht: Maastricht Antlaşması üzerinde anlaşılması
1998 Brüksel: Bazı üye ülkelerin avroyu ortak para olarak kabul etmesi 1999 Köln: Askerî birimlerin oluşturulması
2002 Kopenhag: Büyüme kararının alınması 2007 Lizbon: Lizbon Antlaşması'nın imzalanması
Zirve toplantıları sadece üye ülke başkanlarından oluşmamaktadır. Devlet ve hükûmet başkanlarına Komisyon Başkanı da zirve toplantılarında eşlik etmektedir.
Ancak, Komisyon Başkanı’nın herhangi bir oy kullanma yetkisi yoktur. Zirve, karar aşamasında genellikle uzlaşıyı tercih etmekle birlikte, nitelikli çoğunlukla da karar alabilmektedir.
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLAR KONSEYİ
Avrupa Birliği Konseyi (Council of European Union) AB üye ülkelerinin hükûmetlerinde görev yapan bir bakanın katılımıyla oluşmaktadır. Bu sebeple Bakanlar Konseyi olarak da adlandırılmaktadır. Genellikle Konsey toplantılarına hükûmetleri temsil için Dışişleri Bakanları katılmaktadır. Ancak, Konsey
gündeminin içeriğine göre farklı bakanlar da katılmaktadır. Örneğin, tarım ürünlerinin fiyatlandırılması ile ilgili herhangi bir karar alınacağı zaman, Tarım Bakanları Konsey toplantılarında yer alabilmektedir. Bununla birlikte genel politika sorunları, dışişleri ve Birliğin bütününü ilgilendiren temel konularda Dışişleri Bakanları toplantılara katılmaktadır.
Konsey’in temelleri kurucu antlaşmalar ile 1950’lerde atılmış ve bu tarihten itibaren Konsey, AB’nin ana karar alma mekanizması görevini sürdürmüştür.
Konsey’deki bakanlar kendi ülkelerini temsilen görüş belirtmekte ve imzaladıkları tüm antlaşmalar ile hükûmetlerini taahhüt altına sokmaktadırlar. Bu sebeple Konsey çatışan ulusal çıkarları uzlaştırıcı bir nitelik taşımaktadır.
Konsey başkanlığını her üye ülke altı aylık dönemler için sırasıyla üstlenmektedir. Böylece her bir AB üye ülkesi sırasıyla Konsey gündemini belirleyerek değişik konularda yasal ve politik kararları ön plana çıkarmakta ve farklılıkların uzlaştırılmasına yardımcı olmaktadır.
Konsey’in merkezi Brüksel’dedir. Ancak, bazı toplantılar Lüksemburg’da da yapılmaktadır. Herhangi bir Konsey toplantısından önce söz konusu toplantının başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için çalışan birçok komite ve çalışma grubu
mevcuttur. Bu yardımcı komitelerden en önemlisi “Daimi Temsilciler Komitesi’dir (Coreper)”.
Daimi Temsilciler Komitesi’nde her AB üye ülkesinin kendi ulusal çıkarlarını temsil etmek için görevlendirdiği AB büyükelçileri yer almaktadır. Brüksel’de toplantılarını gerçekleştiren Komite tarımsal konular hariç, Konsey’in çalışmalarına hazırlık yapmaktadır.
Avrupa Birliği Konseyi’nin altı ana sorumluluğu vardır:
1. Avrupa yasalarını onaylamak: Demokratik bir ülkede yer alan parlamento ile eşdeğer yetkilere sahip olan AB Konseyi, Avrupa Birliği’nin karar alma ve yasama organıdır. Konsey Avrupa Birliği Komisyonu tarafından hazırlanan tasarıları ele almakta ve yasalaştırmaktadır. Karar alma sürecinde Avrupa Birliği
Parlamentosu’nun görüşlerini dikkate alarak “ortak karar alma”
prosedürü ile teklifleri yasalaştırabilir. Ancak, ortak karar alma prosedürünü uygulama mecburiyeti yoktur. Birçok alanda son söz yetkisi Konsey’in kendisine aittir.
2. Üye ülkelerin genel ekonomik ve sosyal politikalarını koordine etmek: AB içerisinde uyumun sağlanması amacıyla daha fazla iş olanağı yaratılmakta; eğitim, sağlık ve sosyal koruma sistemleri geliştirilmektedir. Söz konusu iş birliği Ekonomi ve Finansal İlişkiler Konseyi’ni oluşturan ekonomi ve maliye bakanları tarafından yürütülmektedir.
3. Avrupa Birliği ve diğer ülkeler veya uluslararası örgütler arasında uluslararası anlaşmalar yapmak: Konsey her yıl AB üye ülkelerini temsilen çeşitli uluslararası antlaşmalar yapabilmektedir. Bu
antlaşmalar ekonomik ve sosyal alanlarda iş birliği gibi geniş konuları kapsayabilmesinin yanı sıra ulaşım ya da bilim‐teknoloji gibi daha spesifik konuları da kapsayabilmektedir.
4. Avrupa Birliği bütçesini onaylamak: Avrupa Parlamentosu ile beraber AB bütçesini onaylama yetkisine sahiptir.
5. AB’nin ortak dış ve güvenlik politikasını tanımlamak ve uygulamak:
Konsey söz konusu politikalar bağlamında tüm üye ülkeleri kapsayacak şekilde ortak konumu tanımlamayı ve ortak kararları almayı amaçlamaktadır. Bu görevi ifa ederken AB Zirvesi ile birlikte yetkilidir.
6. Suçla mücadele konularında ulusal mahkemeler ve polis güçleri arasında iş birliğini koordine etmek: Konsey’in adalet ve içişleri alanındaki işlevi üye ülkeler için ortak eylemleri belirlemek ve bu ülkelerin onaylayacağı sözleşmeleri hazırlamaktır. AB Konseyi’nin böyle bir sorumluluğa sahip olmasının altında yatan neden, tüm AB vatandaşlarının AB içerisinde herhangi bir yerde eşit bir sivil adalete erişim hakkını elde edebilmelerinin sağlanmasından ileri gelmektedir.
Konsey, yukarıda belirtilen görevlerini ifa ederken üç değişik usul çerçevesinde kararlarını almaktadır. Bu usuller; oybirliği, oy çokluğu ve nitelikli çoğunluktur. Lizbon Antlaşması sonrasında Konsey’de esas oylama usulü nitelikli oy çoğunluğu olarak düzenlenmiş; oybirliği ya da oy çokluğu ise istisnai
durumlarda geçerliliğini korumuştur. Söz konusu istisnai durumlardan biri ortak güvenlik ve dış politikasıdır. Bu konularda verilecek herhangi bir kararda üye ülkelerin oybirliği aranmaktadır. Benzer şekilde yeni üye katılımı da oybirliğini gerektirmektedir.
Nitelikli oy çoğunluğu çerçevesinde her üye devletin nüfusuna, fiziki ve ekonomik büyüklüğüne göre belirli oranda oyu bulunmakta ve sistem ağırlıklı oy esasına dayanmaktadır. Bu yönteme göre karar alınabilmesi için toplam 345 oyun 255’inin olumlu olması ve üye ülkelerin yarıdan fazlasının da olumlu görüş
bildirmesi gerekmektedir. Ayrıca herhangi bir üye ülke olumlu oyların Birliğin toplam nüfusunun en az %62’sini temsil ettiğinin teyidini talep edebilmektedir.
Tablo 6. 5 nitelikli oy çoğunluğuna göre üye ülkelerin oy dağılımını göstermektedir.
Tablo 6. 5. Üye Ülkelerin AB Konseyi’ndeki Oy Dağılımı
Ülkeler Oy
Almanya, Birleşik Krallık, Fransa ve İtalya 29
İspanya ve Polonya 27
Romanya 14
Hollanda 13
Belçika, Çek Cumh., Macaristan, Portekiz, Yunanistan 12
Avusturya, Bulgaristan ve İsveç 10
Danimarka, Finlandiya, İrlanda, Litvanya ve Slovakya 7 Estonya, Kıbrıs, Letonya, Lüksemburg ve Slovenya 4
Malta 3
Toplam 345
Lizbon Antlaşması ile getirilen nitelikli oy çoğunluğuna ilişkin yöntemin uygulanması 2014 yılına kadar ertelenmiştir. Ayrıca 2014‐2017 dönemi için de bir geçiş süreci öngörülmüştür. Dolayısıyla 1 Kasım 2014 tarihine kadar olan sürede ağırlıklı oy esasına dayanan sistem uygulanmaktadır.
AVRUPA KOMİSYONU
Avrupa Komisyonu; yasama sürecini başlatan, ayrıca Birliğin yürütme organı olarak çeşitli görevleri ifa eden kurumdur. Komisyon, her bir üye devletten bir kişinin yer aldığı 28 üyeden oluşmaktadır. “Komiser” olarak adlandırılan üyeler kendi ülkelerinde genellikle üst düzey siyasi görevlerde yer almış bireylerdir.
Ancak, Komisyon’daki sorumluluklarını yerine getirirken Birliğin ortak çıkarlarını dikkate almaktadırlar. Bu sebeple kendi hükûmetlerinden herhangi bir talimat almayarak bağımsız hareket etmektedirler.
Avrupa Komisyonu Birlik politikalarının
tasarlayıcısı ve koordinatörüdür.
Her bir komiser bir veya daha fazla AB politikasının yürütülmesinden sorumlu olmakla birlikte, ortak sorumluluk ilkesi temelinde karar almaktadırlar.
Söz konusu komiserler ancak Avrupa Parlamentosu tarafından onaylandıktan sonra resmen göreve atanabilmektedirler. Beş yıllık görev süreleri boyunca hiçbir komiser, üye ülke hükûmetlerince görevden alınamaz. Benzer şekilde Avrupa Parlamentosu da komiserleri tek tek görevden alamaz, ancak güvensizlik oyu ile Komisyon’u heyet hâlinde görevden alabilmektedir. Komisyon başkanının belirlenmesi ise Avrupa Birliği Zirvesi tarafından nitelikli çoğunlukla
gerçekleştirilmektedir. Daha sonra belirlenen kişi Avrupa Parlamentosu’nun onayına sunulmakta ve burada Parlamento üyelerinin çoğunluğu tarafından seçilmesi gerekmektedir.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra altı ay içerisinde yenilenen Komisyon’un atanma süreci şu şekilde özetlenebilir:
1. Üye ülke hükûmetleri yeni Komisyon Başkanı adayı üzerinde uzlaşmaya varır.
2. Komisyon başkan adayı Parlamento tarafından onaylanır.
3. Komisyon başkan adayı üye ülke hükûmetleri ile görüşerek hükûmetlerin gösterdiği adaylar arasından Komisyon’un diğer üyelerini seçer.
4. AB Parlamentosu her Komisyon üyesi ile görüşür ve Komisyon hakkında fikrini belirler. Bu süreçte Komisyon’un tamamı heyet hâlinde AB Parlamentosu’nun onayına sunulmaktadır.
5. Gerekli güvenoyunun temininden sonra yeni Komisyon AB Zirvesi’nin nitelikli çoğunluğu ile atanarak resmen göreve başlar.
1950’lerde AB kurucu antlaşmaları ile oluşturulan Avrupa Komisyonu’nun merkezi Belçika‐Brüksel’dedir. Ayrıca Lüksemburg’da ofisleri ve bütün AB ülkelerinde temsilcilikleri vardır. Komisyon’un dünyanın birçok başkentinde de delegasyonları mevcuttur. Bununla birlikte Komisyon’un idari personelinin önemli bir kısmı Brüksel’de görev yapmaktadır.
Komisyon haftada bir defa genellikle Brüksel’de toplanmaktadır.
Toplantılarda gündemdeki konular ilgili Komiser tarafından sunulmakta ve
komisyon ortak kararı ile sonuca ulaştırılmaktadırlar. Hangi Komiser’in hangi konu konulardan sorumlu olduğu Komisyon Başkanı’nın yetkisindedir.
Komisyon çalışmalarında Komiserler’e yardımcı olmak için Genel
Müdürlükler ve Servisler vardır. Her genel müdürlük belli bir politika alanından sorumludur ve bir Komiser’e karşı sorumlu bir Genel Müdür tarafından
yönetilmektedir. Genel müdürlükler müdürlüklere, müdürlükler bölümlere ya da birimlere, birimler de masa şefliklerine ayrılmıştır. Her masada konu ile ilgili uzmanlar bulunmaktadır. Söz konusu genel müdürlükler Komisyon’un yasama tekliflerini planlamakta ve yasa taslaklarını hazırlamaktadır.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun yetkilerini iki ana başlıkta ele almak
mümkündür. Bu yetkilerden birincisi yasama süreci ile ilgiliyken ikincisi yürütme ile ilgilidir.
1. AB’nin yasama sürecinin çıkış noktasıdır: Komisyon’un inisiyatif hakkı, başka bir ifadeyle yasama sürecini başlatma hakkı vardır. Yeni bir Avrupa yasasının kabul sürecinin her aşamasında yer alan Komisyon hazırladığı yasa tekliflerini Avrupa Parlamentosu’nun ve Bakanlar Konsey’inin onayına sunmaktadır. Söz konusu kurumların onayı sonrası teklif yasalaşmaktadır. Bununla birlikte Komisyon tarafından sunulan yasa tekliflerinin tüm Birliğin ve Birlik vatandaşlarının ortak çıkarlarını temsil eder nitelikte olması gerekmektedir.
2. AB’nin yürütme organıdır: Parlamento’nun ve Konsey’in aldığı kararların uygulanmasında yetkilidir. Başka bir ifadeyle politikaların uygulanması, yürütülmesi ve fonların harcanması gibi tüm günlük işlerin ifasından sorumludur. Söz konusu işlerden bazısı şöyledir:
Tüzükler, yönetmelikler ve kararlarda öngörülen hususların uygulanıp uygulanmadığını izlemek, yerine getirilmediği durumlarda Konseye bilgi vermek ve Adalet Divanı’nda dava açmak
Yapılacak çok taraflı ve uluslararası antlaşmaları inceleyip Konseye bilgi ve görüş sunmak
Yeni alınacak üyeler için yapılan başvuruları inceleyip Konseye görüş (Avis) bildirmek
Topluluğun bütçesini hazırlamak
Topluluğu hukuken üçüncü kişilere karşı temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak
Topluluk ortak politikalarını oluşturmak ve yürütmek,
Yapısal fonları oluşturan sosyal ve bölgesel fonların yönetimini yürütmek
Toplulukta rekabet kurallarının işleyişini izlemek damping ve sübvansiyon gibi tam rekabeti bozan unsurların varlığı hâlinde tedbirler almak, karşı uygulamalara başvurmak,
Adalet Divanı tarafından alınan kararların uygulanmasını izlemek, uygulanmadığı durumlarda ceza davaları açmak Komisyon’un yürütme açısından en önemli görevi şüphesiz antlaşmaların korunması ve gözetilmesiyle ilgilidir. Görevini yerine getirirken tarafsız davranan Komisyon antlaşma hükümlerinin doğru biçimde uygulanmasını gözetmektedir.
Eğer üye ülkelerden herhangi biri hükümleri ihlal ederse, Komisyon soruşturma başlatma ve konuyu Avrupa Adalet Divanı’na taşıma yetkisine sahiptir.
Komisyon’un yürütme sürecindeki diğer önemli bir yetkisi de AB bütçesini yönetmek ve uygulamaktır. Fiilî harcamaların çoğu ulusal ve yerel yetkililer tarafından yapılmaktadır. Ama Komisyon bunları Avrupa Sayıştayı’nın denetimi altında gözetlemekle sorumludur.
Komisyon tüm bu yetki ve sorumluluklarını açıklamak ve gerekirse savunmak için Avrupa Parlamentosu toplantılarına bir temsilci göndermek
Adalet Divanı nihai
yargı organı olup, kararlarının temyizi mümkün değildir. Söz
konusu kararlar tüm üye ülkeleri bağlayıcı
niteliktedir.
mecburiyetindedir. Temsilcinin Parlamento üyeleri tarafından yönlendirilecek tüm soruları cevaplandırması gerekmektedir. Bu yönüyle Komisyon’un Parlamento’ya karşı sorumlu olduğu belirtilebilir.
AVRUPA ADALET DİVANI
AB’nin bağımsız yargı organı olan Adalet Divanı üye ülkelerin ulusal mahkeme kararları üstünde bulunmakta ve tüm üye ülkeleri bağlamaktadır. Her bir AB ülkesinden bir yargıcın atanması ile oluşturulmakta ve Lüksemburg’da görev yapmaktadır.
Adalet Divanı 1952 yılında yapılan Avrupa Kömür ve Çelik Toplulukları Antlaşması ile oluşturulmuş ve bu tarihten itibaren Birliğin en yüksek yargı merci görevini yürütmüştür. Söz konusu divan her biçimde uygulanan bir birlik
hukukunun yaratılmasına yardımcı olmakta ve AB’nin bütünleşme sürecini hızlandırmaktadır.
Adalet Divanı; Divan, Genel Mahkeme ve Uzmanlık Mahkemeleri şeklinde üçlü bir yapıdan oluşmaktadır. Divan her üye devletten bir yargıçtan ve genel mahkeme ise yine her üye devletten en az bir yargıç olmak üzere 28 yargıçtan oluşmaktadır. Divan’a ve Genel Mahkeme’ye davalar hakkında görüş hazırlayarak yardımcı olan 8 adet Hukuk sözcüsü de vardır. Adalet Divanı’nda yer alan yargıçlar AB üye ülke hükûmetlerinin ortak kararı ile altı yıllık bir dönem için
atanmaktadırlar. Hükûmetler isterse, aynı yargıçlar tekrar atanabilmektedir. Söz konusu yargıçlar kendi ülkelerinde en yüksek hukuki pozisyona atanabilecek yeteneklere sahip kişiler arasından seçilmektedirler.
Adalet Divanı’nın temel amacı AB hukukunun AB içerisinde her yerde aynı şekilde yorumlanmasını sağlamaktır. Böylece kanunlar önünde AB vatandaşları eşit olabilecektir. Bu amaç doğrultusunda Adalet Divanı’nın görevlerini şu şekilde belirtmek mümkündür:
1. Adalet Divanı, antlaşmanın uygulanmasında ve yorumlanmasında hukuka saygıyı sağlamaktadır: Üyelerden birinin Roma Anlaşması’nın hükümlerine uygun hareket etmediği görülürse, Avrupa Komisyonu önce ilgili devlete tavsiyelerini bildirir. Eğer üye devlet bu önerileri tutmazsa, bu kez Adalet Divanı’nda aleyhine dava açtırır. Adalet Divanı anlaşma hükümlerine aykırı davranıldığı sonucuna varırsa, bu hükümlerin uygulanması için alınacak karar, üye devletler tarafından yerine getirilir. Adalet Divanı, üye devletleri ve şirketleri ayrıca para cezası ile cezalandırabilme yetkisine de sahiptir.
2. Kararları temyiz edilemeyen ve bağlayıcı olan bir adli merci sıfatıyla, Birlik hukuk düzeni dâhilinde meydana gelen hukuki ihtilafları, hukuk kurallarına ve adalete uygun olarak çözmek işlevini de yüklenmiştir:
Adalet Divanını görev alanına giren başlıca sorunlar şunlardır:
Üye devletlerin diğer üye devletlere karşı açtığı davalar
Komisyonun üye devletlere karşı açtığı davalar
Sayıştay’ın temel görevi: AB mali kaynaklarının gereğince
yönetildiğini kontrol etmektir.
Birliğin kurumları aleyhine açılan davalar
Adalet Divanı’nda açılan bir davada süreç şu şekilde işlemektedir. Öncelikle dava dosyası kayıt birimine sunulmakta ve her davaya özel bir yargıç ve avukat atanmaktadır. Daha sonra süreç iki aşamaya bölünmekte; önce yazılı ve sonra sözlü safhaya geçilmektedir. Yazılı aşamada, taraflardan yazılı beyanları alınarak davaya atanan hâkimin bu beyanların bir özetini oluşturması ve davanın hukuki bağlamını içeren bir rapor hazırlaması sağlanmaktadır. İkinci yani sözlü aşamada açık duruşma süreci başlamaktadır. Davanın önemine ve zorluğuna göre duruşma üç, beş ya da on üç yargıçtan oluşan bir heyetin ya da bütün Divan’ın önünde gerçekleşebilmektedir. Duruşmada tarafların savunmalarından sonra kanun sözcüsü konuyla ilgili fikrini açıklamakta ve yargıçlar kendi kararlarını
vermektedirler. Divan, kanun sözcüsünün fikrine bağlı kalmak zorunda değildir.
Divan müzakereleri gizli olup açıklanmaz. Kararlar çoğunluk oyuna göre oluşturulmaktadır. Ama tüm yargıçlar tarafından imzalanır ve karşı oylar yayımlanmaz. Kararlar, alındığı gün açıklanır.
SAYIŞTAY
Sayıştay AB fonlarının kullanımını denetlemek amacıyla 1975 yılında kurulmuştur. AB’nin genişleme sürecine girmesiyle birlikte, Topluluk düzeyinde bağımsız bir denetleme mekanizmasının oluşturulması fikri ortaya atılmıştır.
Yapılan tartışmalar sonucunda ise 1975 yılında Brüksel Antlaşması ile Sayıştay kurulmuştur.
Sayıştay AB ülkelerinden birer üye olmak üzere 28 üyeden oluşmaktadır.
Üyeler, Konsey tarafından Avrupa Parlamentosu’nun onayı alındıktan sonra oybirliği ile atanmaktadır. Sayıştay üyeleri altı yıllık bir dönem için görevlerini sürdürmektedir. Bu üyeler kendi ülkelerinde denetim kurumlarında çalışmış ve gerekli niteliğe sahip kişiler arasından seçilmektedir. Sayıştay’a başkanlık görevini yapan kişi ise üyeler tarafından belirlenmektedir. Başkan eşitler arasında birinci konumdadır.
Bağımsızlığı ve tarafsızlığı güvence altına alınmış olan Sayıştay görevini Lüksemburg’da sürdürmektedir. Sayıştay’ın amacı AB’nin tüm gelir ve giderlerinin hukuka uygun yapılıp yapılmadığını ve maliye yönetiminin tutarlı olup olmadığını denetlemektir. Bu amaç doğrultusunda AB fonlarını idare eden tüm kişi ve
kuruluşları denetleme yetkisine sahiptir. En önemli denetimini şüphesiz AB bütçesi üzerinde gerçekleştirmekte ve bu denetimlere ait çeşitli raporlar hazırlamaktadır.
Daha sonra hazırladığı raporları Avrupa Parlamentosu’na sunmaktadır.
Parlamento söz konusu rapora dayanarak Komisyon’un bütçe idaresini onaylayıp onaylamayacağına karar vermektedir. Sayıştay, AB bütçe denetiminin yanı sıra diğer AB kurumlarının talebi üzerine özel denetleme raporları da hazırlamakta ve görüşlerini bildirmektedir.
Öz et
•AB'nin asli yapısal kurumları; Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Adalet Divanı'nı içermektedir. Ayrıca Sayıştay da AB'nin önemli yapısal kurumlarından biridir.
•Avrupa Parlamentosu (AP) AB’nin seçimle beş yıllık süre için iş başına gelen tek demokratik organı niteliğini taşımakta ve doğrudan AB vatandaşlarının siyasi iradesini temsil etmektedir.
Parlamento’nun başlıca görevi AB politikalarının hazırlanmasında siyasi güç olarak gereken inisiyatifleri üretmektir.
•Avrupa Birliği Zirvesi AB üye ülkelerinin en üst düzey yetkililerinin katılımıyla oluşan siyasi organıdır. Yılda dört defa toplanan Zirve'de Birliğin genişlemesi ve ileriye dönük Birlik faaliyetlerinde iş birliğinin güçlendirmesine yönelik öncelikler ve temel politikalar
belirlenmeye çalışılmaktadır. Avrupa Birliği Zirvesi’nin herhangi bir yasama yetkisi yoktur. Ancak, üye ülkelerin en üst düzey yetkililerini bir araya getirmesi sebebiyle siyasi bir ağırlığa sahiptir.
•Avrupa Birliği Konseyi (Council of European Union) AB üye ülkelerinin hükûmetlerinde görev yapan bir bakanın katılımıyla oluşmaktadır. Bu sebeple Bakanlar Konseyi olarak da
adlandırılmaktadır.
•Avrupa Komisyonu yasama sürecini başlatan, ayrıca Birliğin yürütme organı olarak çeşitli görevleri ifa eden kurumudur.
Komisyon, her bir üye devletten bir kişinin yer aldığı 28 üyeden oluşmaktadır. “Komiser” olarak adlandırılan üyeler kendi ülkelerinde genellikle üst düzey siyasi görevlerde yer almış bireylerdir.
•AB’nin bağımsız yargı organı olan Adalet Divanı; üye ülkelerin ulusal mahkeme kararları üstünde bulunmakta ve tüm üye ülkeleri bağlamaktadır. Her bir AB ülkesinden bir yargıcın atanması ile oluşturulmakta ve Lüksemburg’da görev yapmaktadır.
•Sayıştay AB fonlarının kullanımını denetlemek amacıyla 1975 yılında kurulmuştur. Sayıştay AB ülkelerinden birer üye olmak üzere 28 üyeden oluşmaktadır.
Öde v
•AB'nin Asli Yapısal Kurumları'nın AB'nin istikrarı üzerindeki rolünü 200 kelimeyi geçmeyecek şekilde belirtiniz.
•Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan
“ödev” bölümüne yükleyebilirsiniz.
Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “bölüm sonu testi”
bölümünde etkileşimli olarak
cevaplayabilirsiniz.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa Birliği’nin asli yapısal kurumlarından biri değildir?
a) Avrupa Birliği Zirvesi b) Avrupa Merkez Bankası c) Avrupa Adalet Divanı d) Avrupa Parlamentosu e) Avrupa Komisyonu
2. Aşağıdakilerden hangisi AB’nin seçimle iş başına gelen demokratik kurumudur?
a) Ekonomik ve Sosyal Komite b) Avrupa Komisyonu
c) Avrupa Yatırım Bankası d) AB Zirvesi
e) Avrupa Parlamentosu
3. Avrupa Parlamentosu’nun ilk doğrudan seçimleri ne zaman gerçekleştirilmiştir?
a) 1951 b) 1961 c) 1974 d) 1979 e) 1991
4. Aşağıdaki ülkelerden hangisi Avrupa Parlamentosu’nun 2009 seçim sonuçlarına göre en fazla temsilci sayısına sahiptir?
a) Almanya b) İtalya
c) Kıbrıs Rum Kesimi d) Slovenya
e) Fransa
5. Avrupa Parlamentosu’nun sekretaryası hangi ülkede bulunmaktadır?
a) Belçika b) Fransa c) Lüksemburg d) Almanya e) İngiltere
6. Aşağıdakilerden hangisinin katılımıyla Avrupa Birliği Zirvesi gerçekleştirilmektedir?
a) Komiserlerin b) AP temsilcilerinin
c) Üye ülke devlet ve hükûmet başkanlarının d) Üye ülke bakanlarının
e) Adalet Divanı yargıçlarının
7. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa Birliği Zirvesi’nin görevlerinden biri değildir?
a) Avrupa toplulukları ile ilgili politik ve ekonomik konularda yapıcı uyarılarda bulunmak
b) Yeni faaliyet alanlarında işbirliğini teşvik etmek c) Dış ilişkilerde topluluğun tavrını belirlemek
d) Birliğin gelişimi ile ilgili genel siyasi yönelimleri belirlemek e) Birliğin mali kaynaklarını denetlemek
8. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa Birliği Konseyi’nin ana sorumluluklarından biri değildir?
a) Avrupa yasalarını onaylamak
b) AB’nin genel ekonomik ve sosyal politikalarını koordine etmek c) AB bütçesini denetlemek
d) Diğer ülkeler ile uluslararası antlaşmalar yapmak e) AB’nin ortak dış politikasını tanımlamak
9. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa Komisyonu’nun yürütme yetkilerinden biri değildir?
a) Yasama sürecini başlatmak
b) Topluluk ortak politikalarını oluşturmak ve yürütmek
c) Adalet Divanı tarafından alınan kararların uygulanmasını izlemek d) Topluluğu hukuken üçüncü kişilere karşı temsil etmek
e) Yapılacak çok taraflı ve uluslararası antlaşmaları incelemek
10. Avrupa Adalet Divanı’nda görev yapan yargıçlar kaç yıllık bir dönem için atanmaktadırlar?
a) 5 yıl b) 6 yıl c) 2 yıl d) 8 yıl e) 1 yıl
CEVAP ANAHTARI 1.B, 2.E, 3.D, 4.A, 5.C, 6.C, 7.E, 8.C, 9.A, 10.B
YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR
Avrupa Birliği Bilgi Merkezi, (2007). Avrupa Birliği Nasıl Çalışır? AB Kurumları için Rehberiniz, http://www.abbilgi.eu/web/Portals/0/docs/pdf/AB_nasil_calisir _FULL.pdf
Council of European Union, http://www.consilium.europa.eu/homepage?lang=en Cour de Justice (CURIA), http://curia.europa.eu/jcms/jcms/j_6/
Dura, C. ve Atik, H. (2007). Avrupa Birliği, Gümrük Birliği ve Türkiye, Nobel Yayın Dağıtım, Genişletilmiş 3. Baskı, Ankara.
El‐Agraa, A. M. (1998). The European Union: History, Institutions, Economics and Politics, Prentice Hall Europe, 5.th Edition Great Britain.
European Commission, http://ec.europa.eu/index_en.htm European Council http://www.european‐council.europa.eu/the‐
institution.aspx?lang=en
European Court of Auditors, http://www.eca.europa.eu/en/Pages/ecadefault.asp European Parliament, http://www.europarl.europa.eu/news/en/news‐room/
Karluk, S. R. (1996). Avrupa Birliği ve Türkiye, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, 4.
Baskı, İstanbul.
T.C. Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, http://www.abgm.
adalet.gov.tr/ab_kurumlar.html
T.C. Ankara Valiliği Avrupa Birliği ve Projeler Koordinasyon Merkezi, http://www.ankara.gov.tr/Portal.asp?X=AB10
T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=45641&l=1