• Sonuç bulunamadı

HOLLANDADA ŞEHİRCİLİK

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "HOLLANDADA ŞEHİRCİLİK"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HOLLANDADA ŞEHİRCİLİK

Yazan :

Dr. Linthoıst HOMAN Tercüme eden :

Mimar Halûk TOGAY G.SA

Hcllandada şehircilik üzerinde mer-kezî mahiyette iki hükümet servisi çalı-şır: (Merkez Plân Bürosu) ile millî arazî ve arsaların kullanılışı ve tevziî mevzuunda hükümete mütalealarım bil-dirmekle vazifelendirilmiş (Millî Plân servisi).

Bu servislerin millî koordinasyona ait tahrkkıık ettirecekleri çok ağır va-zife ve mes'ulivetleri vardır. Bugünler-de hakikaten halk selâhivetleri sahasın-da ihtisaslaşma çok ilerlemektedir.

Merkez plân bürosu iktisadî, içtimaî malî koordinasyonla alâkadar olur; Mil-lî plân servisi ise avnı çalışmayı arazi-nin tanzim ve tertibinde yapar.

— Prof. Tinbergen, iktisadî hayat-ta halk selâhivetlerini* ciddî kontrolü ve ileri müdahalesi anlayışının, yavaş yavaş «kullanma siyaseti» anlayışı lehi-ne terk edildiğini: doğrudan doğruya müdahalelerin umumî iktisat siyasetin-de umumî direktiflerin .kurulmasına, yeni «free planning» fikrine doğru in-kişaf ettiğini, ortaya koymuştur. Bu çe-şit plânlama İki safhada gerçekleştiri-lir: evvelâ umumî durum ile yatırımlar, ithalât ve ihracat, fiat ve yevmiyelerin umumî seviyesi, millî iradenin masraf-ları v.s... ifadesi olan topyekûn millî gelirin tahmini tetkik edilir. Ondan son-ra heyeti umumiyenin kısımlarına ge-çilir, misâl olarak sanayi, ziraat, tica-ret için bir esas veren neticeler istihsal

olunur. Bu şekilde, aynı ufuklar ve ümitler bütün sektörlere bir esas olmı-ya olmı-yarar ve birbirlerine muvazî olarak inkişaf edebilir. Böylece takip edilen direktif içinde bilhassa vazedilmiş kul-lanma politikasına karşılık bir istikrar temiıı edilebilir. Hükümet programın hususî teşebbüsler tarafından da tahak-kuk ettirilebilen ve hâdiselerin mecbu

riyetlerine göre tâdil edilebilen müm-kün olduğu kadar elâstikî bir plânlaş-mayı gerçekleştirmeğe gayret etmekte-dir. Fazla olarak Belçika ve Lüksenburg-la yapıLüksenburg-lan görüşmelerden beri, Benelux çerçevesi içinde Hollandanm iktisadî hayatında hürriyete doğru sabit bir dö-nüş kaydedilmektedir. Hollandanm her-hangi bir cgüdüm» tatbik ettiği söyle-nemez. Bununla beraber, millî imkân-lara olduğu kadar beynelmilel imkânla-ra da intibak eden bir progimkânla-ram olma-dıkça çalışılamıyacağını da kabul et-mek lâzımdır.

Arazinin plânlaşması sahasında da müşabih bir inkişafı müşahede etmekte-yiz. Mutlak hareket serbestiyetisi hiç-bir zaman mevcut olmamıştır — bilhassa topluluklar içindeki inşaatlar mevzuuba-his olunca — fakat tam serbestiyet öyle bir memnuniyetsizlik havası yaratmış-tır ki, muayyen bir inkişafa erişmiş hiç-bir memleket henüz bu serbestiyeti ver-mek riskine girmever-mektedir. Keza, ne yapılacağından giderek ne yapılması ge-rektiğinin kat'î olarak tespiti, plânlama düşüncesinin ağır bastığı devrenin ba-şında mümkün ve arzu edilir bir husus olarak kabul edilmişti. Ayniyle, millî arazinin kullanılmasında, daima dinamik kalacak, belirsiz ve devamlı inkişaf ha-linde bulunan diğer faktörlerin mevcut oluşu ile mülâyemeti bulunan küçük bir program zaruretini icap ettirmektedir. Bu tertip ve tanzim ile iktisadî plânla-ma arasında zaten üç esas fark mevcut-tur :

A. —Mıntıkaların tahdit edilmemesi ile arazinin tertip ve tanzimi işi selâhi-yetinin kime verileceğinin bilinememe-si sebebiyle, serbest teşebbüse bırakıla-maz. Her nekadar sanayi ve ziraî etüd, hususî sanayi ve ziraî teşkilâtlara

tev-di etev-dilebilirse de, arazinin tanzim ve tertibi çalışmaları gayrimütecanis bir topluluk teşkil eden ve karşılıklı men-faatleri zıd olan alâkalılara tevdi edile-mez.

B. — Hazırlanan plânlar ve yayınla-nan faaliyetler, birçok nesilleri alâka-dar ettiği cihetle, uzun bir hazırlık dev-resine ihtiyaç gösterir. Bir hata bazan mühim zararlar pahasına tamir edile-bilir, bazan da tamir edilemez.

C. — Aynı şekilde, arazinin, top-rağın, suların ve havanın tertip ve tan-ziminin de nihaî tesiri veren sentezin elde edilmesinde estetik unsurların cins-leri mütenevvî ve değişik olmakla bera-ber, bu senteze millî hassasiyete yabancı karakterler girmemelidir.

Ekonomik plân, sosyal plân ve ara-zinin planlanması arasında mevcut müna-sebet de avnı şekilde mühimdir.

Arazinin tertip ve tanziminde de-mografik (beşerî istatistik) problem tabiatiyle mesaimizin temelini teşkil kil eder. Bütün tertip ve tanzim plân-lama ve program çalışmalarımızın «umu-mî görünüş», «temel tuali» sadece ikâ-met edecek ve çalışacak toplulukların sâbit esaslarından neş'et etmemekte-dir.

Hollanda Avrupada nufus kesafeti-nin en çok olduğu memlekettir. Kilo-metre kareye düşen nufus kesafeti 1800 de 64, 1900 de 158, halifazırda ise 300 dür. Bu rakkamm 1970 de 350 civarın-da olacağı tahmin edilmektedir.

Arazinin teşkilâtlandırılması mev-zuunu ele alan çalışmalarımız noktai nazarından bu unsurlar bizi açık ver-miş bir durumda bırakmaktadır; eğer arazimizin kıymetlerindirilmesi güzel fa-kat güç bir vazife teşkil ederse bu hâ-dise bizim millî plânlamamızın geçici

(2)

muhaliflerimizi düşünceye sevk edecek-tir. Umumî olarak yayılmış kanaate gö-re bu mevzuu dış dünya ile münasebet peyda edemeden hal edemiyeceğimiz-dir ve hükümetin yeniden dikkatini muhacerete doğru yöneltmesi de bunu ispat etmektedir. Mahaza Benelux de bir sureti hal teşkil etmemektedir. Zi-ra Benelux'ün kilometre kare nufus ke-safeti yakın bir tarihte 266 ya baliğ ol-muştur ki bu rakkam Garbî Avrupa va-tîsinin çok fevkindedir.

Hollanda, asırdide an'anesine uygun olarak, sulhçu imkânlarla, kullanılabi-bilir arazî sathını büyültmek için müs-takar bir gayret sarfetmektedir.

Millî sahiller içinde ve dışında ya-pılan kurutmalar sayesinde yeni arazi-lerin fethi muvaffakiyetle gelişmekte-dir. Her sene takriben 2400 hektarlık arazi inşaatların genişlemesi ve seyrü-sefer ihtiyaçlarına ayrılmaktadır.

Toprağın muhtelif gayeler için kul-lanılma imkânı mevzuunda toprak etüdü bize, mahdut arazimizin hangi sahalara tahsis edilmesi gerektiği hakkında kıy-metli bilgiler vermektedir; istikbalde böyle jeolojik bir harita olmadan ara-zinin tanzim ve tertibi yapılmaması hakkında da bir karar verilebilir.

Bu tahlilin mahallî, bölge ve millî plânlar üzerinde yapılmış olduğu şekil-de kısımlara ayrılması faydalı olabilir.

Mahallî plân üzerinde çalışma bir asra teallûk eder. Büyük veya küçük Hollanda şehir ve kasabalarını tanıyan herkes, bunların ekserisinin muayyen bir plâna göre inşa edilmiş olduklarını bilir; güzelliklerini ileriyi gören ecdad-larımıza medyun olduğumuz bu mahal-lerin sokak ve yollarında aşkla geziyo-ruz. 1901 de Hollanda ilk iskân kanu-nunu (Woningwet) çıkardığı zaman, he-nüz ilerde «sokak ve meydanlar» plânı diye tesmi',ve edeceğimiz husus mev-zuubahis olmadan tertip ve tanzim plân-larında nazarı itibara alınacak itibarî tedbirler istikbal gözetilerek alınmıştır. Tıpkı başka memleketlerde mahallî plâ-nın, mahallî içtimaî bünye ve bunun perspektiflerinin daha önce yapılmış bulunan ciddî etüdü üzerine istinad et-mesine temayül etmesi gibi. Tahsis fik-ri daha sonra çıkmıştır.

O zaman bu plân sadece o mıntaka-da yerleşmiş komünlerin, basit olarak birleşimi üzerine kurulmuş, komünler arası teşrikimesainin bir muhassalası olarak kabul ediliyordu. Bununla bera-ber bir mıntıkanın menfaatlerinin, doğ-rudan doğruya, komünlerden bile hare-ket edilse, komünlerin topyekûn

men-faatlerinin daha mühim olduğunun an-latılmasında gecikilmemiştir. Diğer ta-raftan mıntıka işlerinin daha ziyade vi-lâyetleri alâkadar ettiği de nazarı iti-bare alınmıştır.

İmar kanununu revizyondan geçir-mekle mükellef ve 1938 de teşkil edil-miş bir Devlet Komisyonu mahallî plân-lar mevzuunda komünlerin ihtisasının vi-lâyetlere transferini teklif etmiştir. Ra-por 1940 da neşredilmiş bulunduğundan, efkârıumumiye buna lâyık olduğu ehem-miyeti vermemiştir.

Bu Devlet Komisyonu, millî plânın ilk fikrini ortaya atmıştır. Bazı cephe-lerden çalışmalar meselâ yollar plânın-da olduğu gibi zaten millî ölçüde olmuş-tur. Bu cins çalışmaların ehemmiyeti bakımından artması için, millî bir koor-dinasyon zarurî olacaktır. Komisyon müşahedelerini şu neticeye bağlamış-tır: «Millî plânın ihzari çalışmaları ola-rak, memleketimizin şehircilik çalışma-ları için daha umumî olan esasçalışma-ların etüd ve koordinasyonu ile mahallî plânları yapan muhtelif komisyon çalışmaları-nın koordinasyonunu, anlamak lâzımdır.

Bu esaslar merkezîleştirilirse, ma-hallî ve komünal veya şehircilik yönün-den ısrarlar neticeye bağlanabilir ve t e k t a s n i f yapmakla, kuvvetle-rin boşuna sarfı önlenmiş olur.»

1938 senesinin Millî Komisyonu bu teklifleriyle Komünal plân, Bölge plânı ve Millî plân üçlemini tamamlıyordu.

1940 hâdiseleri bu Millî Komisyo-nun vermiş olduğu raporun tahakku-nu durdurmuştur. Butahakku-nunla beraber Millî arazinin tanzim ve tertibi ile uğraş-mak için Harbin sonunu beklemenin icap etmediği takdir edilmiştir. 1941 de millî plân fikri gündemde olduğundan, Krallık arazisinin merkezî organizas-yonu ve plânoloji mevzuundaki koordi-nasyon olan Millî Plân Servisinin ihdası için Nezaretlerin kâtibi umumîlerini tavzif eden bir kararname çıkmıştır.

Bu servisin kendisi ile meriyette olan ahkâmları 1944 - 45 de Hükümet tarafından lâğvedilmistir. 1947 de, baş-ka sebeplerden lüzumu gereken yeni bir Millî Komisyon, mesken kanunu, re-vizyonu için kurulmuştur.

Millî plân servisi bir Reis, bir dai-mî Komisyon ve bir müdürün emrinde çalışan bir Bürodan müteşekkildir. Bu büro çalışmaları merkezîleştirir. Etüd-lerin şevki idaresi Reis'e tevdi edilmiş-tir. Reis aynı zamanda Daimî Komisyo-nun başkanıdır. 1941 tarihli nizamname gereğince Millî plân Servisinin Daimî Komisyonu, İmâr ve İskân Nezâretinin

mes'uliyeti altında birinci derecede şev-ki idare makamıdır.

Bu Daimî Komisyon alâkalı bütün Nezaretlerin temsilcilerinden ve ilmî otoriteye sahip bir mütehassıstan te-şekkül eder. Komisyo.na sevk edilen bütün alâkalı işler, aylık toplantılarda görüşülür.

Hazırlanmakta olan veya hazır mil-lî, bölge veya komünal plânların mü-dafaasında daha ziyade acaip bir metod takip edilmektedir. Eğer bu plânlara bazı çalışmalar sekte verecek bir du-rum gösterirse, Reis —eskiden doğru-dan doğruya şahsî selâhiyeti, şimdi ise imâr ve İskân Nazırının müsaadesiyle — projelendirilmiş çalışmaları durdurabi-lir. Alâkalının bundan sonraki kanunî hakkı Kralın nezdinde teşebbüste bu-lunmaktır.

Nihayet O'nbir Vilâyette de «Vilâ-yet plânolojik servisleri» mevcuttur, Vi-lâyet teşkilâtları muhtelif alâkalı ve servislerin geniş bir temsilci grubu ile bir müdürün idaresindeki, müstakil bir bürodan teşekkül eder.

Millî ve mahallî plânların tanzimin-de ise arazinin tertip ve tanzimi saha-sında umumî koordinasyonun teminin-de alınacak tedbirler için elimizteminin-de mev-cut bulunan teşkilât bundan ibarettir.

Bu koordinasyon iki cihetten olur, biri millî fizyonominin muhtelif cephe-lerinin koordinasyonu, diğeri mahallî ara-ziye ait muhtelif plânların koordinasyonu. Umumî olarak bu çalışma herhangi bir çatışma olmadan inkişaf etmektedir. Bu-nunla beraber çok müşkül bir devir içinde ve kısa bir zamanda, yalnız bazı hususiyetleri muhafaza etmekle bera-ber tamamiyle Hollanda tarzında olma-yan yeni servisin çok eski bir idarî me-kanizmaya intibak ettirilmesinin çok müşkül olduğu aşikârdır. Millî plân servisi, Hükümet gibi, normal olarak gelişmiş bir nizamnamenin gerçekleş-mesini görmek istemektedir.

Bu arzuya cevap vermek için «Van den Bergh» Devlet Komisyonu 15-4-1950 de mufassal teklifler yapmıştır. Mese-lenin heyeti umumiyesi üzerinde evvelâ gayrıresmî sonradan parlâmenter olmak üzere herkesin iştirâk edebileceği umu-mî ve dürüst münakaşaların yapılacağı bir devreye doğru yürümekteyiz. Böyle bir durumdan da sadece memnun oluruz.

1947 Millî Komisyonun raporu 15-4-1950 de Kraliyet makamına verilmiş-tir.

Bu raporda mevcut İskân Kanunun-daki arazinin tertip ve tanzimine müte-dair meselelerin ayrılmasını ve bunların

(3)

müstakil bir arazî tanzim ve tertibi (amenajman) kanununda tekrar ele alın-ması tavsiye edilmektedir. Bu mesele-leri, Mesken Kanununa bağlıyan tarihî bağlar zaten 1941 den beri kopmuş-tur. 1947 raporu şu şeraiti tayin etmek-tedir: «Arazî tanzim ve tertibinin gayesi, mevcut bütün menfaatlerin koordinasyo-nundan sonra Hollanda toprağının kul-lanılması ve tahsisin ayarlanmasıdır. Bu-rada bilhassa ziraî, sanayi, ikâmetgâh ve seyrüsefer gibi nazarı itibare alınması gereken birçok cephelerin menfaatleri mevzuubahistir. Bunun için kendisine has gayede arazi tanzim ve tertibinin prensibini ortaya çıkarmak tahsise bağlı bütün menfaatleri sağlıyabilmek ve top-rağı müsavî noktayı nazarlara göre kul-lanmak için, Komisyon mümtaz bir ka-nun lâyihasında bu meselelerin nizam-namesini tespit etmiştir. Bununla bera-ber rapor aksi kanaati de tebarüz ettire-rek, bunun da müdafileri olduğunu be-lirtmiştir.

Hollandada başlangıçta (ruimtelijke ordening) den yani arazî organizasyonu veya arazide organizasyondan bahsedi-liyordu. Aynı anlamda plânoloji kelime-si de kullanılmıştır. Komisyon kısmen Lâtin ve kısmen grek anlamlı ve kibar olmıyan (plânoloji) terkibini terketmiş-tir; (ruimtelijke ordening) tâbiri (ruim-tekundige ordening) tâbiriyle değişti-rilmiş ve bu son şekildeki (kunding) kelimesinin ilâvesi, mütehassıs çalışma-sının zaruretini tebarüz ettirmiştir.

Komisyon plânları aşağıdaki gibi tavsif etmektedir: «Aidiyeti millî olan plân», «Aidiyeti mahallî olan plân» ve «Aidiyeti komünal olan plân». Arazinin tanzim ve tertibi (amenajmanı) için Millî Servis'in (Rijks Ruimtekundige Dienst) ihdasını ve servisin konseyi ola-rak da (Ruimtekundige Raade) in, Vilâ-yetlerdeki arazî tertip ve tanzimi komis-yonları içinse (provinciale Ruimtekun-dige Commissies) in kurulmasını teklif etmektedir.

Arazi tertip ve tanzimi (amenaj-manı) Millî servisinin vazifesi:

a) Arazî tanzim ve tertip işinin nerede olduğunu tetkik etmek ve tekemmül et-tirmek için imkânları göstermek.

b) Millî tanzim ve tertip plânları-• nın hazırlanması ile alâkalı bütün

faali-yetleri takip etmek.

c) Bu kanun ve bunun selâhiye-tine dayanarak yazılmış bulunan tali-matnamelerin umumî kontrolünü yap-mak.

Sizin için halihazırda mühim olan üç prensibi inceliyelim :

1. — Üstünlük prensibi (priorite) 2. — Tertip ve tanzim (amenajman) müsaadesi.

3. — Zararlara müdahale

«Üstünlük prensibi» 1938 Millî Ko-misyonu raporunun belkemiğini teşkil ediyordu; buna göre inşaat ve tatbikat veya diğer yapıların tanzim ve tertibi müsaadesi ancak binalar veya diğer iş-ler için .kullanılacak toprağın evvelemir-de tahsisinin ayarlanmış olması ile mümkündü. 1947 Komisyonun artık bu imkâna ihtiyacı yoktur, zira rapor Ko-münal idarelere kurulmuş merkezlere şamil olmamak üzere bütün arazilerinin hey'eti umumiyesi için bir komünal tahsis plânı hazırlanmasını teklif etmek-tedir. Bu hususa riayet içinde muayyen intikâl devresi de tanınmaktadır.

1938 Millî Komisyonu bütün tat-bik edilecek çalışmalar için tertip ve tanzim yetkisini talep ederek çalışma-larına koruyucu kontrolü de ithal eder-ken, 1941 talimatı (durdurma) sistemi-ni yasistemi-ni müdahil kontrolü kabul etmiş-tir. Hakikatte 1941 Mayısı ile 1950 Martı arasındaki devre zarfında Komisyon 437 durum tetkik etmiş ve Vilâyet servisle-ri de bu devre zarfında talî derecede 2000 durumu tasfiye etmiş olmalarına rağmen, Reis durdurma yetkisini ancak 33 vak'ada tatbik etmiştir. Bununla be-raber iyi niyetle binalarını inşa edebi-leceklerini düşünen alâkalıları bu sis-tem ekseriya gafil yakalamaktadır. Bu-nun için 1947 KomisyoBu-nun talimata mu-vakkat müsaade sistemini ithal etmeyi istemesinden dolayı şahsen memnunum. Bu sistemin idarî makamlara munzam işler tahmil ettiği hakikatse de adlî em-niyeti de arttırdığı muhakkaktır.

Bu çalışmaların güç meselelerinden birisi de, işlerin malî cephesine teallûk etmektedir. Bulunduğumuz devrede ol-duğu gibi bir devrede, Medenî Kanun ile medenî hukukun bahşettiği dokunul-mazlığa dayanan mülkiyet anlamının mutlak kıymeti muhafaza edilemezse de, otoriteler birçokların bu prensibe bağ-lı olduklarını bilmeli ve bilhassa ma-kamların fazla müdahaleleriyle ferdin mühim bir sosyal mânası olan bu çok kıymetli hakkının mühim bir kısmının kaybolmasını küçümsememelidir. Bu-günkü yaşayış tarzımız hukukun en ufak bir inhirafına müsaade etmemektedir. Mukaddes ve tecavüzden masun olarak şöhret bulmuş hukukun inhirafına te-allûk eden zarar yaratılmamak ve para ile ifade edilmelidir. Bu imkânsızlık bazan arazî tanzim ve tertibinde alın-ması hakikaten zarurî olan tedbirlere

mâni olacak kadar tesir etmiştir. Bu mahzur bazan istimlâk yolu ile tedavi edilmiştir; fakat bu ekseriya çok uzağa gitmektedir.

Yeni proje, gayrimenkul sahipleri ile mülkte hak sahibi olanların tatbikat projelerinin hazırlanmasından veya tat-bikatından doğacak zararlarına müdaha-le (demek sadece zararı tam olarak öde-me değil) hakkı fikrinden hareket et-mekledir. Zarar olarak mevcut gayrimen-kulün kullanılışını tahdit eden ciddî za-rarlar anlaşılmaktadır. Mevcut durum kelimesini de biraz geniş mânada anla-şılmalıdır, zira bazı ahvalde istikbalde-ki kullanılışının da melhuz hakları na-zarı itibare alınabilir ve bu gerçekleş-me plân yapılmamış olsa kısa bir müddet içinde tahakkuk etmiş olabilir. Bu ba-kımdan kazançtan zarar hakkı seraha-ten çıkarılmamıştır. Diğer birçok mem-leketlerde de mevzuubahis olan bu me-sele, tatminkâr bir şekilde halledile-cektir.

«Millî tahsis plânı» tâbirinden ne anlıyoruz? Halihazırda tanzim ve tertip (amenajman) anlamı mazide olduğun-dan, daha az serttir. Bu aynı zamanda arazî amenajmanı için de varittir. 1938 Millî Komisyonu bir hamlede yapılmış ve daha sonra kat'î Bölge plânlarının kurulmasına yarıyacak bir millî plân düşünmüşse de, halihazırda meseleler daha munis şekilde ele alınmaktadır.

1947 Millî Komisyonu dosyalara başlangıcında su usulün tatbikini tek-lif etmektedir: Projeler, sonradan bir kanun ilâvesi lâyihası ile birlikte umu-mî idarî ölçülere uygun şekilde elden geçirilmek üzere herkes tarafından kon-sülte edilebilir. Eğer bu kanun lâyihası bir sene içinde red edilmez veya yeni-den ele alınmazsa, umumî idarî ölçüler otomatik olarak mer'iyete girer.

Heyeti umumiyesi tamam olarak düşünülmüş bir Millî tahsis plânının hazırlanmasına kısa bir zamanda vasıl olmamız mümkün değildir. Sarih olarak beliren muhtelif cihetlerde çalışılaca-ğını tebellüğ ettirmek lâzımdır: yön-ler plânı diyebileceğimiz plânların yaratılması arazi tertip ve tanzimi-nin muhtelif yönleri olan yol plânı, istirahat mahalleri plânı vs... ye bağ-lıdır. Halen Nezaretlerini alâkadar eden plânları bulunan muhtelif Nezaretlerin bu planlarında az değişiklik olacaktır, fakat halihazırda muhtelif sebeplerden dolayı şimdi millî koordinasyon çalışma-sına ithali zarurîdir. Plân servisi için, halen her cihetten menfaatlerin hangi ölçüde çatıştıkları ve millî hayatın

(4)

bü-tün yönleri ne şekilde intibak etmekte olduğu hususlarının bilinmesi aciliyeti bilhassa günlük pratik çalışmalarda ve halihazırda yapılmakta olan aylık Daimî Komisyon çalışmalarında kendini hisset-tirmektedir.

Başlangıçta Millî plân servisi, bü-tün çalışmaları kendisi hazırlamakla, umumiyetle bugünkü durumu alâkadar edenden fazlasını düşünmüştür.

Daha sonra çalışmaların evsafı ve ça-bukluğu bakımından her Nezaretin çalış-manın teknik kısmını hazırladıktan sonra koordinasyon çalışmalarına girişilmenin daha iyi olacağının farkına varılmıştır. Böylelikle Servisimizin Müdüriyeti muh-telif Nezaretlerde olan münakaşalara tak-dim edilmiş veya temsil ettirilmiştir.

1949 da ve 1950 başında Daimî Millî plân servisi Komisyonu — yani alâkalı Nezaret temsilcilerinden müteşekkil komisyon —- Hollânda da arazinin ame-na.imanı politikası için bir hayli sayıda direktifi kaleme almıştır. Bu direktif-leri tespit ederek, sahaların organizas-yonu mevzuundaki elimizdeki imkân ve ölçüler çerçevesinde memleketin sosyal ve iktisadi gelişmesine iştirâk etmeyi hedef tutmaktayız. Her kısım için or-taya çıkardığımız bir veya birkaç direk-tife talimatlar veya nazarı itibare alı-nacak hususlar diye isimlendirdiğimiz

bir izahname eklemekteyiz. Bu direkt-tiflerin münakaşası, umumî fizyonomi ile kısımları üzerindeki çatışmaların ehemmiyetini ve üzerimize aldığımız va-zifenin muğlaklığını da her daim teba-rüz ettirmektedir.

Direktiflerimizin yekûnu 57 ye ba-liğ olmuştur ve şu bölümlere ayrılmak-tadır: umumî bilgiler, nüfus kesafeti, ziraat, ticaret ve sanayî inkişafı, ikâ-metgâh, tedrisat, spor ve eğlence, şe-hirlerin bakımı, tabiat ve kültürün ko-runması, arazinin genişletilmesi, kum ve su iktisadiyatı, enerji tevziî, askerî, emniyet, idarî taksimat.

Hollandada, bu çalışmaya iktisadî hayatın nasıl intibak edeceği sorul-maktadır. Harp seneleri içinde, halk bu çalışmalara fazla dikkat etmediği için, bu sualin daha büyük bir ehemmiyeti vardır. Bu boşluk kendiliğini hâlâ çok hissettirmekte ve birçok şeyler, nüfu-sun geniş tabakalarında kâfi derecede yaşamadan gerçekleşmektedir.

1947 Millî Komisyonun teklifleriyle alâkalı münakaşalar sayesinde bu eksik-liklerin bir kısmı telâfi edilecektir. Bu mevzularda vatandaşlarımıza dokunan büyük menfaatler mevzubahistir. Bu bakımdan doğrudan doğruya yapılan iş-lerle alâkalı olan halkımızın çalışmaları-mıza daha yakın alâka göstermelerine sevineceğiz.

Aynı sual, iktisadî hayatın doğrudan doğruya Daimî Millî plân komisyonu içinde temsil ettirilmesinin düşünülüp düşünülmediği şeklinde Parlâmentoda bahismevzuu olmuş ve Hükümet suali hayır diye cevaplandırmıştır. Bu komis-yon Hükümetin resmî bir koordinaskomis-yon organını teşkil ettiği cihetle resmî hü-viyette kalması lâzımdır.

Diğer taraftan, İmar ve İskân Ne-zaretimizin âcil bir talebiyle, Servisimi-zi halka yakınlaştırmak için elimizden gelen gayreti göstermekteyiz. Mevzuu-bahis suallerde, Daimî Millî plân servisi Komisyonu, prensip itibariyle, zamanı-mızın anlayışına cevap veren, «Bölgeleş-tirme» arazinin ademimerkezileştirilme-si metodunu seçmiştir. Vilâyetler, vazi-feleri arttıkça ehemmiyetlerine müdrik olmıya başladıkları gibi aynı zamanda bu çalışma metodu Merkezî Servisimi vic-daniyet içinde kaybolmasını önlemek-tedir.

Ben şahsen müfrit (bölg'eleştirme) taratfarıyım. Bu taraftarlığımı, bilhassa ileri senelerde memleketin umumî fiz-yonomisinin millî karakterlerinin mem-leketin her bir kısmında avnı alâka ile amelî olarak tebarüz ettirmenin kolay olmıyacağını tebarüz ettirmek için ıs-rarla belirtiyorum.

BİBLİOGRAFYA :

FRANK LLOYD WRİGHT

(İnsana Dönüş) Yazan : Şevki VANLI Neşreden : Dost Yayınları Rüzgârlı Sok. Ove han 4 - Ankara

Şevki Vanlı Frank Lloyd Wright ve san'atı hakkında bir el kitabı yayınladı. Kitabın ön sözünü Turgut Cansever yaz-mıştır. Memleketimizde mimarlık fikir hareketlerinin pek az ve cılız olduğu dü-şünülürse, Vanlı'nm kitabı bu sahada öncü bir hareket sayılabilir.

Kitap, ünlü Amerikan mimarını her yönden tahlil etmekte, leh ve aleyhinde çok şeyler yazılmış olan Wright'in san'a-tını Türk mimarlarına daha iyi anlat-mak gayesiyle yazılmıştır.

İçindeki bahisler: F. L. Wright ya-pıları ve san'atı - Wright'da çevre ve malzeme - Wright'a mekân - organik mi-marî - Wright ve şehircilik - Wright'in hayatı Wright'in beynelmilel etkileri -Wright'in bir kaç sözü - eserlerine ait fotoğraflar Wright'in proje ve yazıları -Wright'in yazıları - Bibliografya - Wri-ght hakkında yazılanlar.

Kitabı hararetle tavsiye ederiz.

İSTANBUL MODA KOLEJİ PROJE MÜSABAKASI

Neşreden: Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Müsabakalar serisi No. 1 Memleketimizdeki mimarlık çalışma-larını devamlı ve muntazam bir şekil-de yayınlamak gayesi ile Mimarlar Oda-sı İst. Şubesi tarafından girişilen te-şebbüsün ilk semeresi olan Moda Kolle-ji proje müsabakasına ait projeler bir kitap halinde temiz ve itinalı bir şekil-de basılmış ve satışa arzedilmiştir. Tav-siye ederiz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Danışma Meclisi Genel Kurulunun 18 Mayıs 1983 tarihli 104 üncü Birleşiminde görüşülerek işaret oyu ile kabul edilen, 23 Temmuz 1970 Tarihli ve 1309 Sayılı Devlet Opera ve

MADDE 2. — 357 sayılı Askerî Hâkimler Kanununun 27.7.1972 tarihli ve 1611 sayılı Kanunla değişik 8 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki gibi değiştirilmiş tir.

leri, öğretim kurumlarına kabulleri ve öğrenimleri ile ilgili esasları, ilgili kurum ve kuruluşların ve yabancı uyruklu öğrencilerin yükümlülükleri, ile diğer

— Danışma (Meclisi metninin 2 nci maddesi aynen kabul edilmiştir. — Danışma Meclisi metninin 3 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir. — Danışma ıMeclisi metninin 4 üncü

HBYS üzerinden servislerden istemi yapılan hasta tabelalarındaki ilaçlar; hasta taburcu olduğunda, ex olduğunda, başka kuruma sevk edildiğinde veya lüzum

gili araştırma görevleri ve ödevler, Türkçeden başka hiçbir dille yaptırılamaz. c) Türkiye'de eğitimi ve öğretimi yapılacak yabancı diller, 'Millî Güvenlik

tirilmiştir. a) Müracaat ve petrol hakkı sahibi, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ittihaz olunan ve müracaat, müsaade, arama ruhsatnamesi, işletme ruhsatnamesi

d) Fonun son 3 aylık dönem itibariyle ortalama fon toplam değerinin, Tebliğ çerçevesinde Kurul’ca her yıl belirlenen asgari fon başlangıç tutarının ¼’ünün