Hermeneutik
(Yorumsamacılık)
Yorumbilim / Anlambilim
Antikçağ’da
Hermes (Tanrıların habercisi, mesajların açıklayıcısı/tercüme edicisi)
Ortaçağ’da
Özellikle dinsel metinlerin ve kutsal kitapların yorumlanması, açımlanması,
içlerindeki derin ve mistik mananın/hakikatin açığa çıkarılması, Tanrı mesajının anlaşılır kılınması çabası
Sonraları dilsel ve hukuksal metinlerin yorumlanması ve anlamlandırılması
Hermeneutik
(Yorumsamacılık)
Anlaşılmak istenen şeyi örtük anlamından kurtarıp asıl anlamını ortaya koyma amacı.
Metnin derin manasını açığa çıkarma, anlama teorisidir (Dilsel, tarihsel, felsefi)
Çağdaş felsefi ve yöntemsel kökeni ise 19. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır.
Schleiermacher, Dilthey, Heidegger, Gadamer
Hermeneutik
(Yorumsamacılık)
Schleiermacher (Hermeneutik Üzerine Dersler, 1805-1810)
Tüm metinlere uygulanabilecek bir anlama yöntemi olarak hermeneutik Evrensel bir anlama ve açımlama teorisi (evrensel hermeneutik)
Bir dilin bulunduğu yerde mutlaka anlam da vardır. Anlam, diyaloğa ilişkindir.
Diyalog sadece sözlü olmaz, metin aracılığı ile de olur. Bu diyalog sürecinde anlama
etkinliği temeldir. Anlamak, anlatının ortaya çıktığı düşünsel sürece ilişkindir.
Hermeneutik
(Yorumsamacılık)
Bu süreci anlamak için metnin yorumunun bütün-parça ilişkisi temelinde yapılması gerekir. Metinde cümleden kelimeye, kelimeden cümleye gidip gelen bir anlama süreci vardır: Hermeneutik Döngü
Her metinde iki boyut vardır:
-Diyalogun ortamı (gramer, dil) – Gramatik yorumlama -Diyalogun maddesi (konu) – Psikolojik yorumlama
Metni anlamak, yani metnin gizemine ulaşmak için yapılacak tek şey, metni yeniden kurmak, onun oluşumunu yeniden yaşamaktır.
Anlamak yorumlamakla olasıdır. Yorumlamak da Hermeneutik Döngü ile olur.
Hermeneutik (Yorumsamacılık)
Dilthey (1833-1911) (Hermeneutik ve Tin Bilimleri)
Tin bilimlerinin (insan ve kültür bilimlerinin) yöntemi olarak hermeneutik Toplumun doğa gibi incelenebileceği anlayışını şiddetle reddeder.
İnsana dair bilgi, insana dair özelliklerle kavranır.
Burada bilgi ve bilme edimi, arzu duyan, hisseden ve hayal kuran bir varlık olarak insan özelliklerine içkindir.
Bilimlerin ve yöntemlerin ayrılığı ilkesi diye ifade edilebilecek bir bakış açısı geliştirmiştir.
İnceleme nesnesinin doğa ya da insan olması, iki farklı bilgi ve bilme biçimi demektir.