• Sonuç bulunamadı

YÖK Başkanı Prof

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YÖK Başkanı Prof"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Çetiner, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye'nin tohumculukta istenilen seviyede olmadığını belirtti. Prof. Dr. Çetiner, "Ancak, atalarımızın tohumlarını kendilerinin üretip, bu üretimi yıllarca devam ettirdikleri saptaması son yıllarda ortaya çıkan "amatör tarımcılar kültünün' kulağa hoş gelen ancak günümüz gerçekleriyle örtüşmeyen masallarından birisi. Domatesin içine genetik program koyarak bir milleti yok etme iddiası da teknoloji karşıtlarının bu konularda bilgi sahibi olmayan insanlarımızı korkutarak, bu konudaki tartışmayı bilimden uzak tutma sloganlarından birisi" dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan'ın "ABD ve İsrail'in ürettiği GDO'lu ürünlerle 20 yıl içinde bir milleti yok edebileceği"

şeklindeki sözleri tepki çekti.

Sabancı Üniversitesi Öğretim Ü;yesi Prof. Dr. Selim Çetiner, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye'nin tohumculukta istenilen seviyede olmadığını belirtti. Prof. Dr. Çetiner, "Ancak, atalarımızın tohumlarını kendilerinin üretip, bu üretimi yıllarca devam ettirdikleri saptaması son yıllarda ortaya çıkan "amatör tarımcılar kültünün' kulağa hoş gelen ancak günümüz gerçekleriyle örtüşmeyen masallarından birisi. Domatesin içine genetik program koyarak bir milleti yok etme iddiası da teknoloji karşıtlarının bu konularda bilgi sahibi olmayan insanlarımızı korkutarak, bu konudaki tartışmayı bilimden uzak tutma sloganlarından birisi" dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan'ın açıklamasını eleştiren Prof. Dr. Çetiner, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Türkiye'de artan nüfusunun yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak, tarımsal üretimini artıracak modern

biyoteknoloji dahil her türlü teknolojiyi öncelikle araştırıp, AB ve dünya normlarını objektif olarak temel kıstaslar arasına alıp uygun olanları geliştirecek önlemler almak durumundadır. Bunun başında da 26 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe giren ve her zaman övündüğümüz gen kaynaklarımızı ekonomik faydaya çevirmede mutlak gerekli olan modern biyoteknolojik araştırmaları neredeyse yapılamaz hale getiren, AB müktesebatı ve dünya normlarıyla açıkça çelişen Biyogüvenlik Yasasının bir an önce değiştirilmesi gerekmektedir. Ancak, bu şekilde tohumda dışa bağımlı olmaktan kurtulabiliriz. Bilimi durduran, dünya biliminin kurumsal otoritelerinin ortak görüşünü hiçe sayan yasakçı bir yaklaşım rasyonel değildir ve Türkiye'yi ithal tarım ürünlerine esas bağımlı kılacak tutum da budur. Özetle, YÖK Başkanı olarak Sayın Özcan, komplo teorileriyle düşünmenin sefaletinden kurtulamayan grupların ürettiği teknoloji karşıtı söylemlere itibar etmemeli, onun yerine bilimsel verilerin ışığında araştırma yapacak üniversite ve enstitülerin çalışmalarına bir dizi engel getiren Biyogüvenlik Yasası'nın düzeltilmesine öncülük etmelidir. Bu konuda kamuoyu önünde bilimi esas alan tartışmaların gerçekleştirilmesine büyük ihtiyaç duyulmaktadır."

-TOHUMCULAR, YÖK BAŞKANINI HARRY POTER'A BENZETTİ-

Bu arada, YÖK Başkanı'nın GDO'lu domates uyarısına TÜRKTOB'dan da sert tepki geldi. TÜRKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Şafak Ses, hiçbir sebze ve tahılın GDO'lu olmadığını belirterek, YÖK Başkanı Prof. Dr.

Özcan'ın açıklamasını Harry Potter hikayesine benzetti. Ses, bir bilim adamının böyle kulaktan dolma yalan yanlış şeyler söylemesinin hayret verici olduğunu belirterek, "Türkiye buğday tohumunu dışarıdan hiç ithal etmedi. Domates salatalık biber gibi sebzelerde ise iki tür tohum verimi yöntemi kullandık" dedi.

Standart atadan gelme tohum yöntemi ve hibrit tohum kullandıklarını belirten Ses, Türkiye'de GDO'lu tohum olmadığını bunların ithalinin de yasak olduğunu söyledi. Başkan Ses, hiçbir sebze ve tahılın GDO'lu olmadığını da

belirterek, YÖK Başkanının açıklamasını Harry Potter hikayesine benzetti.

-YÖK BAŞKANI NE DEMİŞTİ?-

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın tartışma yaratan açıklaması şöyle:

"Ülkemizde yetiştirilen domates ve buğdayın tohumlarının büyük bir kısmı, yerli tohumumuz olmadığı için Amerika ve İsrail'den geliyor. Bir Türk aydını olarak bazen gerçekten kendimi çok küçük hissediyorum. Yani biz ihtiyacımız olan domates tohumunu bu ülkede üretemez miyiz? Evvelden atalarımız bu tohumları kendileri üretip, yıllarca bu üretimin devamını sağlamışlar. Biz niye yapmıyoruz? Tohumculukla ilgili bir araştırma enstitümüz olsa, buna birkaç üniversitemiz öncülük etse fena mı olur? Sonunun ne olacağı da belli değil. Bu domates tohumunu alıyorsunuz, artık

(2)

genetik programlama diye bir şey var, içine bir genetik mekanizma yerleştirirler. Hiç bilmediğimiz hastalıklara kapılabiliriz. Böyle şeylerle, zamanla bir milleti yok edebilirsiniz. Öyle bir şeyler yerleştirirler ki 20 yıl içerisinde o tohumdan yiyen insanlar ölür. Öyle tehlikeler de var."

ANKA-01-10-2010

Referanslar

Benzer Belgeler

üretim için fazla zaman ay ırmaması, fındık üretim alanlarının bir kısmının kadastro geçmeyen alanlarda veya orman ve orman vasf ını yitirmiş (2b) alanlar içinde

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

Ancak eskiden üretici herhangi bir prim ödemeden tarım ürünlerinin zararını tazmin ettiriyorken şimdi yalnızca prim ödeyen zararını tazmin ettirecek hale geldi..

edilmekle bu-konuda değerlendirilme yapmak iizere soruşnırma dosyası mükememize gelrniş olmakla; değişik iş esasına kayıt edildi.. Itiraz dilekçesi ve

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Ankara Büyükşehir Belediyesi, kendilerine verilmiş görevler konusunda Ankara'nın ve Ankaralı'nın karşılaşacağı sorunlar ı, kurumsal risk yönetimi anlayışını

Cumhurbaşkanı Sezer, Yakın Doğu Üniversitesi'nde devam eden, "çevre: Yaşam ve Sürdürülebilirlik" konulu konferans nedeniyle Rektör Prof.. Hassan'a gönderdi ği