Türkiye’nin Ekonomik Yapısı Ders Notları Enflasyon ve Türkiye’de Enflasyonun Gelişimi
Prof. Dr. Hasan Hüseyin Aksoy
Bu sunudan alıntı yapılamaz ve kaynak gösterilemez. İçerdiği tüm bilgiler kaynakçada verilen kaynaklardan alınmıştır ; ilgili bilgiler için kaynakçada yer alan kaynaklara erişilerek kaynak gösterilebilir.
Ankara , 2020
Tarihçe
Ekonomi tarihinden elde edilen bilgilere göre, ilk ciddi enflasyon olayı, onaltıncı yüzyıl Avrupasında ortaya çıkmıştır. Amerikanın bulunmasından sonra, Orta Amerikanın İnka ve Aztek uygarlıklarına son veren İspanyolların getirdikleri altınlar ile İspanyol Hindistanından Avrupaya gelen çok miktarda altın, fiyatları yükseltmiş ve enflasyon olayını yaratmıştır.
Türkiye’de 1939 yılında başladığı belirtilen enflasyon, halen ekonominin temel başlıklarından biri olmaya devam etmektedir. Enflasyon dinamik bir olgu olup, çeşitli öğelerin birbiriyle ilişkisine dayanır. Enflasyon;
para, talep, ücretler ve fiyatların birbiriyle olan
ilişkisinden etkilenir ve bu etkileşimler sonucu da
değişiklik gösterir.
Tanım
Ekonomistler için enflasyon tanımı temelde aynı olmakla birlikte, bu tanım çeşitli şekillerde
yapılmaktadır. Keynesyen kurama göre enflasyon, tam istihdam durumunda, toplam arza oranla, toplam
talepteki bir fazlalıktır. Fiyatlar genel düzeyinin artması ve para değerinin düşmesidir (Karakayal, 2002:s.334-335, akt. Aydoğan).Temelde aynı ancak anlatım biçimi farklı olan enflasyon tanmları öyledir:
Bir ekonomide para miktarındaki artışın üretilen mal ve hizmet miktarından daha fazla olması nedeniyle ortaya çıkan sürekli fiyat artışlarına enflasyon denir.
Yani fiyatlardaki artışın nedeni para miktarındaki sürekli artışlardır. Eğer üretilen mal ve hizmet miktarının parasal değeri kadar dolaşımda para
bulunuyorsa, fiyatlarda bir artış görülmeyecektir (Erol,
2002:s.52, akt. Aydoğan).
Türkiye’de Enflasyon ve Enflasyonla Mücadele
Enflasyon, câri fiyat düzeyi üzerinde toplam talebin toplam arzı aşmasından dolayı fiyatlar genel seviyesinin sürekli artmasıdır (Kılıçbay, 1984: s.3, akt. Aydoğan).Enflasyon,
fiyatlar genel seviyesinin hissedilir ölçüde ve sürekli olarak artmasıdır. Enflasyonda fiyat artışları genel kümülatif
niteliktedir. Başlangıçta bir takm mal ve hizmetlerin fiyatlar ı genel fiyat artış eğilimine uymasalar da bir süre sonra bu mallarn fiyatlar ı da artış eğilimine girerler. Fiyat artışının nedenleri şunlardır: - Toplam talebin toplam arzdan yüksek olması, - Yüksek faiz hadleri, - Bilinçsiz yapılan
devalüasyon,- Zarar eden kamu kuruluşlar,ı - Tasarrufların yatırmlardan az olması, - Dolanımdaki para miktarının hızla artması, - Yüksek tabanlı fiyat politikaları, - Yanlış
uygulanan ekonomi politikalarıdır.
Türkiye’de 1980 yılndan itibaren, enflasyonu önlemek, açıkları kapatmak ve ekonomiyi yeniden çalışır hale getirmek amacıyla olduğu söylenerek ekonomik istikrar programı uygulanmaya başlanmıştır.
İstikrar programı çerçevesinde fiyatların idari kararlarla tespiti esası terkedilmiş, temel mal ve hizmet kapsamı
daraltılmış, temel mal ve hizmet kapsamı dışında kalan ürün fiyatlarının serbestçe tespiti ilkesi getirilmiş, piyasada çift fiyatların oluşmasının önlenmiş olduğu iddia edilmiştir.
Ekonominin gerektirdiği ithalatın yapılabilmesi sonucunda
üretim arttırılmış, mal kıtlıkları giderilmiştir (DPT, 1990: s.12).
Ayrıca, esnek kur politikası uygulanmış ,yeni liberal ve esnek iktisadi politikalar yardmıyla yabancı sermaye girişi
özendirilmiştir.
Türkiyede Enflasyonun Gelişimi
Ülkemizde uzun bir süre yüksek oranlı
enflasyon yaşanmıştır. Buna göre; 1939-1949 döneminde ortalama yıllık enflasyon %14.3
iken 1950-1959 döneminde %8.8e gerilemiştir.
1939-1996 döneminde, en düşük ortalama enflasyon 1960-1969 yıllar arasnda %4.4 olarak gerçekleşmiştir. Bundan sonraki
dönemlerde enflasyon oran giderek yükselmiş ve 1980-1989 döneminde %50.7 ; 1990-1996 döneminde %78.7 düzeyinde olmuştur
(Kılıçbay, 1984: s.4-8, aktaran Aydoğan,).
Türk ekonomisinde 70’li yılların sonlarında
ekonomik koşullar güçleşmiş, bu dönemden
başlayarak artan enflasyon 1980’li yıllarda üç
rakamlı boyutlara yükselmiştir.
Ekonomide yaşanan olumsuzluklar ve bunalımdan kurtulmak amacıyla dönemin hükümeti, IMFnin temsil ettiği yabancı
sermaye çevrelerinin kredi desteğini arkasına
alarak ekonomide köklü değişiklikler yapmak
amacıyla 24 Ocak 1980’de IMF ile “istikrar
programı” imzalamıştır. Aslında bu program
Türkiye’yi küreselleşme sürecinin bir parçası
yapacak olan plandır.
24 Ocak istikrar program uygulamalarının ilk döneminde kısa vadeli amaçlara öncelik
verilmiştir. Enflasyon baskısının kırılması ve piyasaların düzene sokulması hedeflenmiştir.
1980 yılındaki %107.2lik enflasyon oranının 1981de %36.8e, 1982 yılında ise %27’ye
düştüğü görülmektedir. 1983de %30.5 olan enflasyon oranı, bir yıl aradan sonra %50’ye ulaşmıştır (DPT, 1990: s.10, akt.
kaynakçadan)
TÜRKİYE EKONOMİSİNDE 2008-2018
ENFLASYON ORANLARI(TÜFE)
Ekonomik Büyümenin Enflasyondan Pozitif Etkilendiğini Savunan Çalışmalar
(Karabulut, 2019)
Ekonomik Büyümenin Enflasyondan Negatif Etkilendiğini
Savunan Çalışmalar (Karabulut, 2019)
Ekonomik Büyüme Enflasyon İlişkisini Belirli
Bir Eşik Değere Göre İnceleyen Çalışmalar
(Karabulut, 2019)
--devamı
Ekonomik Büyüme ile Enflasyon Arasında İlişki
Olmadığını Savunan Çalışmalar (Aynı)
Kaynak
AYDOĞAN, Esenay (2004) 1980den Günümüze Türkiyede Enflasyon Serüveni Yönetim ve Ekonomi :Cilt:11 Say:1 , 91- 110.
BAL, O. (2019). Enflasyon ve Stagflasyon Olgularına Yönelik Çözüm Politikaları ve Türkiye Örneği. İnsan ve Toplum
Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 8 (1), 472-489. Retrieved from http://www.itobiad.com/issue/43055/505657
Berber, Metin; Artan, Seyfettin (2004) : Enflasyon ve
Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Örneği, Discussion Paper, No. 2004/21, Turkish Economic Association, Ankara Erişim http://hdl.handle.net/10419/83280
KARABULUT, Şahin (2019). Türkiye’de Ekonomik Büyüme ve Enflasyon İlişkisi. Optimum Ekonomi ve Yönetim Bilimleri Dergisi. 6(2),171-184.