• Sonuç bulunamadı

Güzel sanatlar ve spor liseleri resim bölümü öğrenci profilinin saptanmasına yönelik bir inceleme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Güzel sanatlar ve spor liseleri resim bölümü öğrenci profilinin saptanmasına yönelik bir inceleme"

Copied!
97
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÜZEL SANATLAR ANA BİLİM DALI

RESİM-İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

GÜZEL SANATLAR VE SPOR LİSELERİ RESİM BÖLÜMÜ

ÖĞRENCİ PROFİLİNİN SAPTANMASINA YÖNELİK

BİR İNCELEME

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Gökhan ERZİNCAN

Ankara Mayıs, 2011

(2)
(3)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÜZEL SANATLAR ANA BİLİM DALI

RESİM-İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

GÜZEL SANATLAR VE SPOR LİSELERİ RESİM BÖLÜMÜ

ÖĞRENCİ PROFİLİNİN SAPTANMASINA YÖNELİK

BİR İNCELEME

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Gökhan ERZİNCAN

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Sema BİLİCİ

Ankara Mayıs, 2011

(4)

i

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI

Gökhan Erzincan'ın Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Resim Bölümü Öğrenci Profilinin Saptanmasına Yönelik Bir Ġnceleme, baĢlıklı tezi …/…/……. tarihinde, jürimiz tarafından Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Dilim Dalı1 Resim-ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Adı Soyadı Ġmza

BaĢkan: ... ... Üye (Tez DanıĢmanı): Yrd. Doç, Dr. Sema BĠLĠCĠ ... Üye: ... ... Üye : ... ...

(5)

ii

Bu araĢtırmanın her aĢamasında değerli görüĢlerini, önerilerini, birikimlerini ve güvenini benden hiçbir zaman eksik etmeyen, çok değerli hocam ve tez danıĢmanım sayın Yrd. Doç. Dr. Sema BĠLĠCĠ’ye teĢekkürü bir borç bilirim.

Veri toplama aracı olan anketin oluĢmasında değerli zamanlarını ve görüĢlerini paylaĢan resim bölümü hocalarımdan sayın Yrd. Doç. Dr. Güzin ALTAN AYRANCIOĞLU’na ve eğitim bilimleri bölümü hocalarımdan sayın Doç. Dr. Necati CEMALOĞLU’na sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

Tezin uygulama boyutunda, yardımlarını esirgemeyen Kütahya ve UĢak Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi yöneticilerine ve öğretmenlerine, ankete katılarak verdikleri samimi cevaplarla tezin oluĢmasında büyük katkı sağlayan resim bölümü öğrencilerine Ģükranlarımı sunarım.

Beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan, bana olan inançlarını, güvenlerini, sevgilerini her zaman hissettiğim sevgili annem Nezahat ERZĠNCAN’a, bu mesleği seçmemde, en büyük etken olan resim öğretmeni sevgili babam Zafer ERZĠNCAN’a ve ağabeyim Mehmet’e ve Kenan’a teĢekkürü bir borç bilirim.

Her türlü sıkıntımızda danıĢtığımız, bizlere yardımlarını esirgemeyen, iĢlerinde ellerinden gelen özveriyi fazlasıyla gösteren ve hiçbir zaman güler yüzlülüklerini kaybetmeyen Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğrenci ĠĢleri Biriminin tüm personeline teĢekkürlerimi sunarım.

Son olarak Kütahya Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun olan biri olarak bu çalıĢmayı, mezun olduğum okullar üzerine yapmıĢ olmak benim için büyük bir mutluluk kaynağıdır. Hiç Ģüphe yoktur ki sanatın Türkiye’deki en büyük destekçisi Güzel Sanatlar Liseleri’dir. Ġsmi değiĢse de vizyonu ve misyonu asla değiĢmeyen bu okullardan mezun olan kiĢiler, Ģimdi sanata yön verenler olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedirler. Bende araĢtırmamı bu liselerde yaparak bu amaca bir nebze olsun katkı sağlayabildimse en büyük kazancım iĢte bu olmuĢtur.

(6)

iii

GÜZEL SANATLER VE SPOR LĠSELERĠ

RESĠM BÖLÜMÜ ÖĞRENCĠ PROFĠLĠNĠN SAPTANMASINAYÖNELĠK BĠR ĠNCELEME

ERZĠNCAN, Gökhan

Yüksek Lisans, Resim-ĠĢ Öğretmenliği Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Yrd.Doç. Dr. Sema BĠLĠCĠ

Mayıs – 2011, 93 sayfa.

Bu araĢtırmanın amacı, Ege Bölgesi’ndeki Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri, resim bölümünü tercih eden öğrencilerin, profillerini belirlemektir.

AraĢtırmada genel tarama modeli kullanılmıĢtır. Verilerin toplanması için uzman görüĢleri dâhilinde anket oluĢturulmuĢtur. Anketin çözümlenmesinde SPSS programı kullanılmıĢ, betimsel istatistik yöntemlerinden yüzde ve frekans değerleri alınarak anket verileri tablolaĢtırılmıĢtır.

AraĢtırmanın evreni, Ege Bölgesi’nde bulunan Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri’nin resim bölümlerindeki 9. sınıf öğrencileridir. Örneklemi ise, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında, Kütahya ve UĢak Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’ndeki, 9. Sınıfta okuyan 60 öğrencidir.

AraĢtırmanın sonucunda; Güzel sanatlar ve spor liselerinde, erkek öğrencilerin daha fazla olduğu, öğrencilerin en çok hoĢlandıkları resim türünün realist resimler olduğu, öğrencilerin sanatsal dergileri takip etmedikleri, öğrencilerin bulunduğu Ģehirlerde ara sıra sanatsal etkinlik düzenlendiği, öğrencilerin hiçbirinin opera ve baleye gitmedikleri ve öğrenci ailelerinin gelirlerinin TÜĠK’in verileri doğrultusunda, açlık sınırı civarında olduğu belirlenmiĢtir. Bunun yanında güzel sanatlar ve spor lisesine öğrenci yönlendirmede ilköğretimdeki görsel sanatlar öğretmenlerinin etkili olduğu, öğrencilerin bu okula girmek için büyük oranda özel resim kursu aldığı, öğrencilerin okullarının fiziki ortamından memnun oldukları ve az bir farkla en çok resim öğretmeni olmayı hedefledikleri tespit edilmiĢtir.

Anahtar kelimeler: Güzel sanatlar ve spor liseleri, resim bölümü, sanat eğitimi, profil belirleme.

(7)

iv

AN ANALYSIS TO DETERMINE THE STUDENT PROFILE IN THE FACULY OF FINE ARTS AND SPORT HIGH SCHOOLS PAINTING DEPARTMENT

ERZINCAN, Gökhan

Master Degree, Painting -works Teaching Field Thesis Advisor: Asst. Prof. Dr. Sema BĠLĠCĠ

May-2011, 93 pages.

The aim of this study is to determine the profiles of the students who preferred painting department in the Faculty of Fine Arts and Sports High Schools in the Aegean Region.

In the study general scanning model has been used. A survey through the views of experts has been formed to collect data. In the analyzing of the survey SPSS programme is used and dala from the survey is tabulated by taking percent and frequency values from descriptive statistics method.

The universe of the survey are 9th class students in the Painting Departments of the Faculty of Fine Arts and Sport High Schools existing in The Aegean Region. The sample is 60 students studying at 9th class at Kütahya and UĢak Fine Arts and Sport High Schools in the education year of 2010-2011.

In the end of the survey it has been determined that at Fine Arts And Sport High Schools male students are excessive, the type of painting students enjoy most is realist kind of paintings and the students do not follow art magazines, at times art activities are arranged in the cities they live and that none of the students go to opera or ballet and the incomes of the families of the students are on the edge of starvation according to the statistics of TUIK. In addition to this, it has been detected that in the fine arts and sport high school visual arts teachers at primary school are effective in guidance of the students and students gel painting course to attend this school to a large extend, students are pleased with the physical conditions of the schools and with a little difference they mostly aim to be a painting teacher.

Key words: Fine arts and sport high schools, painting department, education of art, determining the profile.

(8)

v

JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI ... i

ÖNSÖZ ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... iv

TABLOLAR LĠSTESĠ ... vii

KISALTMALAR LĠSTESĠ ... ix 1. GĠRĠġ 1.1. Problem Durumu ... 1 1.2. AraĢtırmanın Amacı ... 7 1.3. AraĢtırmanın Önemi ... 7 1.4. AraĢtırmanın Varsayımları ... 9 1.5. AraĢtırmanın Sınırlılıkları ... 9 1.6. Tanımlar ... 9 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1. Eğitim ... 10 2.1.1. Ortaöğretim ... 12

2.1.2. Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri ... 13

2.1.2.1. Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Amaçları ... 15

2.1.2.2. Güzel Sanatlar ve Spor Liselerinin Önemi ... 17

2.1.2.2.1. Meslek Edindirme ... 17

2.1.2.2.2. Estetik Bilinç Kazandırma ... 18

2.1.2.2.3. ÇağdaĢlaĢma ... 19

2.1.2.2.4. Yaratıcı Bireyler YetiĢtirme ... 20

2.1.2.3. Resim Bölümü ... 20

2.1.2.4. Kütahya Ahmet Yakupoğlu GSSL ... 21

2.1.2.5. UĢak GSSL ... 22

2.2. Sanat Eğitimi ... 23

(9)

vi 3. YÖNTEM 3.1. AraĢtırmanın Modeli ... 30 3.2. Evren ve Örneklem ... 31 3.3. Verilerin Toplanması ... 31 3.4. Verilerin Analizi ... 32 4. BULGULAR VE YORUM 4.1. Demografik Bilgiler ... 33 4.2. Sosyo-Kültürel Bilgiler ... 39

4.3. Sosyo Ekonomik Bilgiler ... 52

4.4. Genel GörüĢ ve Beklentiler ... 54

5. SONUÇ VE ÖNERĠLER 5.1. Sonuç ... 63

5.1.1. Öğrencilerin Demografik Özelliklerine ĠliĢkin Sonuçlar ... 64

5.1.2. Öğrencilerin Sosyo Kültürel Özelliklerine ĠliĢkin Sonuçlar ... 65

5.1.3. Öğrencilerin Sosyo Ekonomik Özelliklerine ĠliĢkin Sonuçlar ... 66

5.1.4. Öğrencilerin GSSL Hakkında Genel GörüĢlerine ve Beklentilerine ĠliĢkin Sonuçlar ... 66

5.2. Öneriler ... 68

KAYNAKÇA ... 71

EKLER ... 76

EK-1: Uygulama Anketi ... 76

EK-2: Türkiye’deki GSSL Resim Bölümleri Listesi 79

EK-3 GSSL Resim Bölümü Haftalık Ders Çizelgesi ... 81

EK-4: Uygulama Anketi Ġzin Belgeleri ... 82

(10)

vii

Tablo 1: Öğrencilerin Okudukları Okullara Göre Dağılımları ve Oranları …………....33

Tablo 2: Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Dağılımları ve Oranları ... 34

Tablo 3: Öğrenci Ailelerinin YaĢadıkları Yerlere Göre Dağılımları ve Oranları ... 34

Tablo 4: Öğrenci Anne ve Babalarının Beraberlik Durumları Dağılımı ve Oranları ... 35

Tablo 5: Öğrencilerin Okudukları Sürede Kaldıkları Yer Durumuna Göre Dağılımı ve Oranları ... 35

Tablo 6: Öğrencilerin Evinde Kendine Ait Bir ÇalıĢma Odası Olup Olmadığının Dağılımı ve Oranları ... 36

Tablo 7: Öğrenci Annelerinin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ve Oranları ... 36

Tablo 8: Öğrenci Babalarının Eğitim Durumuna Göre Dağılımı ve Oranları ... 37

Tablo 9: Öğrenci Annelerinin Mesleklerine Göre Dağılım ve Oranları ... 38

Tablo 10: Öğrenci Babalarının Mesleklerine Göre Dağılım ve Oranları ... 38

Tablo 11: Öğrencilerin Sanatla UğraĢmasını Ailelerinin Desteklemesine Göre Dağılım ve Oranları ... 39

Tablo 12: Öğrencilerin Ailelerinde Sanatla UğraĢan Diğer Fertlerin Dağılım ve Oranları ... 40

Tablo 12.1: Öğrencilerin Ailelerinde Sanatla UğraĢan Diğer Fertlerin Ġlgilendikleri Sanat Dallarına Göre Dağılım ve Oranlar ... 40

Tablo 13: Öğrencilerin Evlerinde Bir Sanat Eseri Bulunmasına Göre Dağılım ve Oranları ... 41

Tablo13.1: Öğrencilerin Evlerinde Olan Sanat Eserlerinin Türlerine Göre Dağılım ve Oranları ... 42

Tablo14: Öğrencilerin Sanatla Ġlgili Dergileri Takip Etme Durumuna Göre Dağılım ve Oranları ... 42

Tablo 15: Öğrencilerin En çok HoĢlandıkları Resim Türüne Göre Dağılım ve Oranları43 Tablo 16: Öğrencilerin Kitap Okuma Dağılımı ve Oranları ... 44

Tablo 16.1: Öğrencilerin En Çok Tercih Ettikleri Kitap Türünün Dağılımı ve Oranları 45 Tablo 17: Öğrencilerin Gazete Okuma Sıklığının Dağılımı ve Oranları ... 45

Tablo 18: Öğrencilerin Günlük Televizyon Ġzleme Sıklığının Dağılımı ve Oranları ... 46

Tablo 19: Öğrencilerin Bulundukları ġehirlerdeki Sanatsal Etkinliklerin Sıklığının Dağılımı ve Oranları ... 47

(11)

viii

Tablo 20.1: Öğrencilerin En Çok Takip Ettikleri Gösteri Sanatlarının Dağılımı ve

Oranları ... 48

Tablo 21: Öğrencilerin Yapmaktan En Çok HoĢlandıkları Hobilerinin Dağılımı ve Oranları ... 48

Tablo 22: Öğrencilerin Bilgisayar Kullanma Dağılımı ve Oranları ... 49

Tablo 22.1: Öğrencilerin Günlük Bilgisayar Kullanma Sıklığının Dağılımı ve Oranları ... 50

Tablo 23: Öğrencilerin Ġnternet Kullanma Dağılımı ve Oranları ... 50

Tablo 23.1: Öğrencilerin Ġnterneti Kullanma Amaçlarının Dağılımı ve Oranları ... 51

Tablo 24: Öğrencilerin Ailelerinin Aylık Gelirlerinin Dağılımı ve Oranları ... 52

Tablo 25: Öğrencilerin Aylık Harcama Miktarlarının Dağılımı ve Oranları ... 52

Tablo 26: Öğrencilerin Eğitim Masraflarını Nasıl KarĢıladıklarının Dağılımı ve Oranları ... 53

Tablo 27: Öğrencilerin Mezun Oldukları Ġlköğretim Okulunda Görsel Sanatlar Öğretmeni Bulunma Dağılımı ve Oranları ... 54

Tablo 27.1: Öğrencilerden Mezun Oldukları Ġlköğretim Okulunda Görsel Sanatlar Öğretmeni Bulunanların, GSSL’yi Tercihinde, Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Etkili Olma Dağılımı ve Oranları ... 55

Tablo 28: Öğrencilerin GSSL’ye Girmek Ġçin Resim Kursu Alma Oranları ve Dağılımları ... 55

Tablo 28.1: Öğrencilerin Aldıkları Resim Kursunun GSSL’ye GiriĢ Sınavlarında ĠĢlerine Yarama Oranları ve Dağılımları ... 56

Tablo 29: Öğrencileri GSSL’nin Varlığından Kimin Haberdar Ettiğine Göre Dağılımı ve Oranları ... 57

Tablo 30: Öğrencilerin GSSL’yi Tercihinde En Çok Etkili Olan ġeye Göre Dağılımı ve Oranları ... 58

Tablo 31: Öğrencilerin Okullarının Fiziki Ortamından Memnun Olma Oranları ve Dağılımları ... 58

Tablo 32: Öğrencilerin Okullarına Uyum Sağlamakta Zorlanma Oranları ve Dağılımları ... 59

Tablo 33: Öğrencilerin Okullarını Bitirdikten Sonra Seçmek Ġstedikleri Mesleklerin Dağılımı ve Oranları ………. 60

Tablo 34: Öğrencilerin Kendilerini Görsel Sanatlar Alanında Hangi Sanatçının Yerinde Görmek Ġstediklerine Göre Dağılımı ve Oranları ………...61

(12)

ix

GSSL: Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi AGSL: Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi TUİK: Türkiye Ġstatistik Kurumu MEB: Milli Eğitim Bakanlığı TDK: Türk Dil Kurumu

(13)

BÖLÜM I

GĠRĠġ

Araştırmanın bu bölümünde; problem durumuna, araştırmanın amacına, araştırmanın önemine, varsayımlara, sınırlılıklara ve tanımlara yer verilmiştir.

1.1. Problem Durumu

“Bir toplumda eğitimin en genel amacı o toplumun bireylerini topluma faydalı hale getirmektir. Bu amaca uygun olarak bireyin yetişmesine canlı-cansız elemanlarıyla tüm çevre etki yapar” (Küçükahmet ve diğerleri, 2003: 2). Bu bağlamda, “eğitim, bedence, ruhça sağlıklı, topluma etkin şekilde uyabilen insanlar yetiştirmeyi amaçlamaktadır” (Küçükahmet ve diğerleri, 2003: 80).

Eğitimin birinci derecede önemli saydığı bireyin, derinlemesine tanımlanması, eğitim öğretim hayatına önemli katkılar sağlayacaktır. “Çünkü öğrenecek olan odur, öğrenme onun işi onun sorumluluğudur” (Küçükahmet ve diğerleri, 2003: 81). Öğrencinin öğrenmesine rehber olacak kişiyse öğretmendir. Öğretmenin öğrenciye nasıl yaklaşacağı, öğrencinin özelliklerini bilmesiyle doğru orantılıdır. Bu yüzden öğretmenin öğrenci özelliklerini iyi bilmesi mesleki açıdan bir zorunluluktur. Çünkü “Karşımıza gelen öğrencilerin tipi, ilgileri, beklentileri, ekonomik ve kültürel çevreleri, sosyal yapıları zamana göre değişmektedir” (Gençaydın, 1993: 114). Zamana göre değişen bu öğrenci özelliklerinin bilinmesi, öğretmenin işini kolaylaştıracaktır. Çünkü işlediği

(14)

programı ve öğrenciye yaklaşımını bu sayede düzenleme şansı bulacaktır. Eğer öğrencinin bu tür özellikleri bilinmezse, öğretmen ve öğrenci arasında iletişim problemi yaşanacak ve bunların sonucundan, öğrencinin öğrenim hayatı olumsuz etkilenecektir.

İletişim problemi günümüzde en büyük sorunlardan bir tanesidir. Çünkü birey gelişen teknoloji sayesinde iletişim araçlarına daha hakim olsa da, aslında sanal olan bu dünyada giderek yalnızlaştığının farkına varamamaktadır. Bilgisayar başında hayali kahramanlara büründüğü zaman birey giderek kendine de yabancılaşmaktadır. Kişilik özelliklerindeki değişimin onu nereye sürüklediğini kestirememektedir. Fakat bireyin var olan özelliklerini tanımlayarak, bu özelliklerinin bireye sunulması halinde, birey eksik yönlerini görme imkânı bulur ve bu sayede yabancılaşmanın etkisi azaltılabilir.

İletişim, eğitimin önemli bir öğesidir. Çünkü “Etkili öğrenme, etkili ortamlarda, etkili iletişim ile gerçekleştirilebilir” (Özbay, 2004:5). Etkili ortamın sağlamasıyla eğitimin kalitesinin arttığını ve bu etkinin tüm bireylere pozitif yönde yansıdığını gözlemleyebiliriz. İletişimin yanında önemli olan diğer bir öğe de, öğretmenlerin öğrencilere olan yaklaşımlarıdır. Bu her alanda olduğu gibi sanat alanında da mevcuttur. Özsoy bu konu hakkında (2007a) “Sanat öğretmenlerinin büyük bir bölümünün öğrencilerle olan temaslarında ve onlar üzerindeki kontrollerinde etkili olamama endişesi hala varlığını sürdürmektedir” (s.196) şeklinde görüş belirtmiştir. Belirtilen bu sorunun bir nedeni de, öğretmen yaklaşımlarıdır. Öğretmen öğrenciye nasıl yaklaşacağı konusunda sıkıntı yaşayabilir. Çünkü her bireyin özelliği farklıdır. Bir bütün olarak bireyleri görmenin en iyi yolu ise ortak özelliklerinin belirlenip ona göre bir yol izlenmesidir.

Öğrencilerin genel yapılarını ortaya koymak için bu güne kadar birçok araştırma yapılmıştır. Bunlar arasında öğrenci profili çalışmaları, önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü profil çalışmaları geriyi besleme özelliğine sahip çalışmalar olma özelliği gösterdiklerinden dolayı, eğitimcilere öğrenciler üzerinden, öğrenciler hakkında objektif veriler aktarılmasını sağlamaktadır. Örneğin;

Erkan ve diğerleri 2002 yılında “Okul öncesi öğretmenliğine ait Türkiye profil araştırması” başlıklı makalelerinde “Üniversitelerimizin Eğitim Fakültelerinin yeniden yapılanması ile ilişkili olarak açılan okulöncesi öğretmenliği ana bilim dalına devam eden öğrencilerin kişisel bilgileri ile öğretmenlik mesleğini seçmelerini etkileyen

(15)

faktörleri inceleyerek, bu meslek grubu öğretmenlerinin profilini ortaya çıkarmak amacıyla” (s.1) bu araştırmayı yapmışlardır. Araştırmanın sonucunda ise öğrencilerin bölümle ilgili olumlu duygu ve düşünceler içinde olduklarını ve okullarını ilk beş tercih içinde yazdıklarını tespit etmişlerdir.

Fatih Temizyürek’in 2008 yılındaki makalesi “Türkçe Öğretmen Adaylarının Demografik Özellikleri” ismiyle yayınlanmış ve makalesinde, eğitim fakültelerinin Türkçe eğitimi bölümlerinde öğrenim gören son sınıf öğrencilerinin demografik özelliklerini ortaya koymuştur. Araştırma sonucunda öğrencilerin doğum yerleri ve ailelerinin yaşadıkları yerler bakımından farklı bölgelerden dengeli bir şekilde dağılım gösterdiğini tespit etmiştir. Erkan ve diğerlerinin (2002) uyguladığı okulöncesi öğretmenliği çalışmasında öğrenciler ilk 5 tercihinde bölüme girerken, Türkçe öğretmenliği adayları ise ilk 3 tercihinde okullarına girmişlerdir.

Osman Çevik ve Sema Yiğit (2009) “Eğitim fakültesi öğrencilerinin profillerinin belirlenmesi -Amasya Üniversitesi örneği-” isimli makaleleri, eğitim fakültelerinin bölümlerinden rastgele seçilmiş 300 öğrenciye uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin yarıdan fazlası almış oldukları eğitimden memnun olmadıklarını belirtmişlerdir. Bunun yanında öğretmenliği ise ilk üç tercihlerinde ve sevdikleri için tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Bu bakımdan Çevik ve Yiğit’in (2009) çalışması, Temizyürek’in (2008) çalışmasındaki okul tercih sırasıyla benzer özellikler göstermekte, Erkan ve diğerleri’nin (2002) çalışmasındaki okulla ilgili olumlu duygu ve düşüncelere sahip olan öğrenciler açısından ise farklılıklar göstermektedir.

Canan Dursun (2008) “Sınıf öğretmenliği aday öğretmenlerinin profili ( ankara örneği)” başlıklı tezini, Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Başkent Üniversitesi öğrencileriyle gerçekleştirmiştir. Araştırma sonucunda, öğrencilerin çoğunun kız olduğu, öğrenci ailelerinin çoğunun orta düzeyde gelire sahip oldukları, öğrencilerin sosyo-kültürel faaliyetlere katılımlarının düşük olduğu ve öğrencilerin okudukları bölümde verilen eğitimden memnun olduğu tespit edilmiştir. Bu anlamda Erkan ve diğerlerinin (2002) okul öncesi öğretmenliği bölümünde yaptıkları çalışma ile bölümde verilen eğitimden memnuniyet açısından benzer özellikler taşıdığı fakat Çevik ve Yiğit’in Amasya örneğine (2009) göre ise bunun bir faklılık olduğu söylenebilir.

(16)

Emine Bilgili, Oktay Uçan ve Funda Çetin’in 2003 yılında “ODTÜ iktisat, Erciyes Üniversitesi ve Niğde Üniversitesi iktisat ve işletme bölümü öğrencilerinin profillerinin karşılaştırılması” ismiyle, makalelerini yayınlamışlardır. Bu makalede Fikret Şenses’in 1999 yılında “ODTÜ iktisat bölümü öğrencilerinin profili” çalışmasından hareketle üç üniversitenin öğrenci profilindeki farklılıkları ortaya koymayı hedeflemişlerdir. Ve araştırma sonucunda öğrenciler arasında birçok alanda önemli farklılıkların olduğu görülmüştür. Bunlar arasında mezun olunan lise türü, dershaneye gitme, özel ders alma oranları, sosyal olanaklar ve kütüphaneden yararlanma gibi özellikleri sayabiliriz.

Fikret Şenses’in 2005 yılındaki çalışması ise “ODTÜ İktisat Bölümü öğrenci profili–yeniden” ismiyle yayınlanmıştır. Şenses çalışmasını şöyle açıklamaktadır:

Bu çalışma ODTÜ İktisat Bölümü öğrenci profilini belirlemek üzere 1995 ve 1996 yıllarında yapılan iki anket çalışmasına dayalı önceki (Şenses, 1999) çalışmamızın bir devamı niteliğindedir. İlk çalışmamızdan bu yana geçen sekiz yıllık süre içindeki değişiklikleri ve özellikle 1999 yılında uygulamaya konan yeni üniversiteye giriş sınav sisteminin öğrenci profilinde yarattığı değişiklikleri belirlemeyi amaçlamaktadır(s.185).

Şensen bu araştırmanın sonucunda “öğrencilerin lisede uzmanlaşma alanları, üniversite eğitiminden beklentileri, mezuniyet sonrası çalışmak istedikleri kesimler gibi konular başta olmak üzere” (s.185) yıllar arasında gözle görülür bir farklılaşmanın olduğunu belirtmiştir. Bilgili, Uçan ve Çetin’in (2003) çalışmasındaki üniversiteler arasındaki farklılıkların çok normal olduğunu, çünkü aynı üniversitenin faklı dönemlerinde bile öğrenci profillerinin ne kadar faklılaşabileceğini bizlere gösteriyor.

Sema Atasever ise, yüksek lisans tezini 2007 yılında “ Gazi Üniversitesi öğrenci profili” başlığıyla yayınlamıştır. Geniş kapsamlı bir araştırma olan bu çalışmada; öğrencilerin akademik başarılarını etkilediği düşünülen cinsiyet, yaş, öğrencilerin mezun oldukları lise türü, … öğrencilerin ailelerinin ikamet ettikleri il, …, ÖSS yüzdelik dilimi, ÖSS tercih sırası, ailenin sosyal güvencesinin olup olmaması gibi çeşitli değişkenler ile akademik başarı puanları arasındaki ilişki, üniversite öğrencilerinin bölüm tercihlerini etkilediği düşünülen cinsiyet, yaş ve ÖSS tercih sırası arasındaki ilişkiyi incelenmiştir. Ayrıca öğrencilerin demografik özelliklerini belirlemeye çalışmıştır. Araştırmanın sonucunda ise Atasever;

(17)

Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, öğrencilerin cinsiyetleri ile akademik birim tercihleri arasında, yaşları ile akademik birim tercihleri arasında, ceza aldıkları dönem ile ceza türü arasında, aldıkları ceza türleri ile akademik birim tercihleri arasında, aldıkları ceza türleri ile mezun oldukları lise türü arasında, öğrenci durumları ile alınan ceza türleri arasında, yaşları ile alınan ceza türü arasında, akademik birimleri ile ÖSS tercih sırası arasında, ailelerinin sosyal güvencesinin olup olmaması ile akademik birim tercihleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. (Atasever, 2007: iii) sonucuna ulaşmıştır.

Aslı Deniz İssi’nin 2008 yılında yayınladığı “Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı öğrenci profili” başlıklı tezinde 1. 2. 3. 4. sınıf öğrencilerinden ulaşılabilen 155 kişiye bu uygulamayı yapılmıştır. Uygulama sonucunda öğrencilerin genellikle kız oldukları, öğrenci ebeveynlerinin genelde fakülte mezunu kişiler oldukları, gelirlerinin orta ve ortalama üzeri olduğu ve öğrencilerin genelde aylık 300-500 TL arası masraflarının olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında, sinema, tiyatro ve konser gibi etkinliklere öğrenciler ara sıra veya sıksık gittiklerini ve öğrencilerin bölümlerini seçerken bilinçli davrandıklarını belirtmiştir.

Aynı sene içerisinde Veysel Şayli “Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı yetenek sınavlarını kazanan birinci sınıf öğrencilerinin profili” başlıklı yüksek lisans tezinde, resim alanında ilk kez bir profil çalışması uygulamıştır. Bu araştırmasının sonucunda ise öğrencilerin çoğunluğunun kız olduğu, annelerinin genellikle ilkokul mezunu, babalarının üniversite ve ya lise mezunu olduklarını, gösteri sanatlarını genelde ayda bir defa takip ettiklerini, aylık masraflarının 0-500 TL arasında olduğu ve bu mesleği seçmelerinde resim öğretmenlerin etkisi olduğu tespit edilmiştir.

Bu anlamda aynı zamanda aynı üniversitenin müzik ve resim öğretmenliği bölümlerinde yapılan bu araştırmada öğrenciler arasında benzerliklerin ve farklılıkların olduğu görülmektedir. Örneğin müzik bölümü ebeveynlerinin tahsil durumu, resim bölümü ebeveynlerinin tahsil durumundan daha yüksektir. Bunun yanında, öğrencilerin aylık masrafları ve sosyal etkinliklere katılım düzeyleri ise birbirine benzer düzeydedir.

Görülüyor ki profil çalışmaları üniversite gençliğinin mevcut durumu hakkında bizlere önemli bilgiler sunmaktadır. Bu bilgilerle, öğrencilerin ve üniversitelerin farklılıkları veya benzer özellikleri de gözler önüne serilmekte ve bu sayede bireylerin

(18)

ihtiyaçlarına daha bilinçli şekilde cevap verilebilmektedir. Ortaöğretim kurumlarını başarıyla bitiren gençlerin özellikleri, bu tür çalışmalarla belirlenebilmekte ve ortaöğretim kurumlarının alması gereken önlemlerde de etkili olabilmektedir.

Bunun yanında ortaöğretim kurumlarında profil çalışmaları fazla araştırma konusu da olmamıştır. Güzel sanatlar ve spor liselerinde ise profil çalışmaları sadece bir defa araştırma konusu olarak ele alınmıştır. O da Mehtap Alim’in 2007 yılında “Anadolu Güzel Sanatlar Liselerini Tercih Eden Öğrenci Profili” başlıklı tezidir. Bu tez Doğu Anadolu bölgesindeki Güzel Sanatlar Liseleri, müzik bölümlerinde okuyan 9. ve 10. sınıf öğrencilerinin profillerini ortaya koymuştur. Araştırmanın sonucunda, öğrenci ailelerinin gelir düzeylerinin Türk İş’in 4 kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırı hesaplamalarına göre belirlenen seviyenin altında olduğunu, güzel sanatlar liselerine öğrencilerin yönlendirilmesinde öğretmenlerin beklenen seviyede etkili olmadığını ve meslek olarak öğrencilerin üniversitede öğretmenlik bölümlerini tercih edeceklerini tespit etmiştir.

GSSL’ler bazında sadece müzik bölümlerinde uygulanan profil çalışmaları, resim bölümlerinde bu güne kadar bir araştırma konusu olmamıştır.

İlki 1989 yılında İstanbul’da kurulan Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri 2009 yılında MEB’in yayınladığı genelgeyle Spor Liseleriyle birleştirilmiş ve Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi ismini almıştır. “Bu liselere ilköğretim okullarını bitirmiş, resim veya müziğe yeteneği olan çalışkan öğrenciler kabul edilmektedir. Giriş sınavları üç aşamalı olarak yapılmakta … ve yetenekli öğrenciler seçilmektedir(Özsoy, 2007b: 82)." Seçilen bu öğrencilerin yetenekleri dışında birçok özelliği ise bilinmemektedir. Bilinmeyen bu özellikler arasında sosyal, kültürel ve ekonomik özellikler yer almaktadır.

Bu tür eksikliklerden hareket edilerek, bu araştırmada; Ege Bölgesinde bulunan Kütahya ve Uşak şehirlerindeki, GSSL’yi tercih eden resim bölümü öğrencilerinin demografik, sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik özellikleriyle, genel görüş ve beklentilerinin araştırılması konu olarak seçilmiştir.

Bu anlamda, bu araştırmada; Ege Bölgesi’ndeki Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri, resim bölümlerini tercih eden öğrencilerin profilleri nasıldır? sorusuna cevap aranmıştır.

(19)

1.2. AraĢtırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, Ege Bölgesi’ndeki Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri resim bölümlerini tercih eden öğrencilerin profillerini belirlemektir.

Bu amaç ışığında, Kütahya ve Uşak illerinde; 2010-2011 eğitim öğretim yılında, GSSL resim bölümü 9. sınıfta okuyan öğrencilerin kişisel, kültürel, sosyo-ekonomik ve mesleki yönden profillerinin belirlenmesi hedeflenmiştir.

Bu genel amaca dönük olarak, aşağıda sunulan alt amaçlara cevap aranmıştır. 1. Öğrencilerin demografik özellikleri nelerdir?

2. Öğrencilerin sosyo-kültürel özellikleri nelerdir? 3. Öğrencilerin sosyo-ekonomik özellikleri nelerdir?

4. Öğrencilerin GSSL’den beklentileri ve genel görüşleri nelerdir?

1.3. AraĢtırmanın Önemi

Bireyi tanımanın en iyi yolu onu gözlemlemektir. Fakat günümüz eğitim sisteminde öğrenci sayısının giderek artması, gözlem tekniğinin uygulanabilirliğini kısıtlamaktadır. Gözlem tekniğinin alternatifi olan anket tekniğiyle öğrenciler kısa zaman içinde birçok yönüyle araştırılabilmektedir. Bu araştırmalar sonucunda toplanan bilgiler eğitimciler için önemlidir. Çünkü öğrencinin neredeyse her görüşüyle ilgili bilgi alınabilmektedir. Bu bilgiler sayesinde genel özellikleri kısmen ortaya çıkan bireylere daha çabuk ve etkili ulaşılabilir.

Ülkemizde yüksek öğretime sanatçı, sanat eğitimcisi adayı yetiştiren en önemli kurum GSSL’lerdir. Diğer liselere kıyasla öğrenci sayılarının az olması GSSL’lerde ki öğrencilerin daha ayrıntılı tanımlanmasını kolaylaştırmaktadır. Çünkü eğitim neredeyse birebir yapılmaktadır. Birebir yapılan bu eğitimde önemli olan hem öğrenciyi tanımak, hem de öğrencinin kendini tanımasında öğrenciye yardımcı olmaktır. Çünkü, öğrenciyi tanımadan, isteklerini bilmeden hayallerini gerçekleştirmek, onu bir üst kurum olan üniversiteye hazırlamak zorlaşmaktadır.

(20)

Öğrenci profili çalışmaları kurumların genel yapılarının ortaya çıkarılmasında etkili olan ve bu sayede kurumlardaki eksikliklerin belirlenerek ona göre önlem alınmasında etkili olan araştırmalardır. Bu yüzden profil çalışmaları son zamanlarda birçok araştırmada kullanılmıştır. Çünkü günümüz eğitim sistemi öğrenci merkezli bir yapıya bürünmüş ve eskiden çok da önem verilmeyen öğrenci görüşleri şimdi birçok araştırmada yol gösterici veriler haline gelmiştir.

GSSL’lerin resim bölümlerinde bu güne kadar birçok araştırma yapılmış, öğrenci görüşlerine birçok kez başvurulmuş olsa da, genel anlamda bir profil çalışması yapılmamıştır. Bu türden çalışmalar yapılarak, bu eksiklikler giderilebilir. Çünkü profil çalışmaları önemlidir.

Bu alanda çalışmaları olan Şenses’e (2005) göre, “Öğrenci profiline yönelik çalışmalar öğrencilerin sosyoekonomik kökenlerinin, … sosyal yaşama ilişkin görüşlerinin ve geleceğe yönelik beklentilerinin belirlenmesi açısından önemlidir” (s.85).

Bir başka araştırmacı Atasever’e (2007) göreyse “Eğitim ve öğretimi olumsuz yönde etkileyen faktörlerin ortadan kaldırılması konusunda alınması gereken önlemler için bu tür araştırmalara gerek vardır. Bu konuların incelenmesi … eğitim öğretim kalitesinin arttırılması çalışmalarında dikkate değer görülmüştür” (s.18).

GSSL’lerde eğitim öğretim gören öğrencilerin demografik, sosyo kültürel, sosyo ekonomik özellikleri ve GSSL hakkındaki genel görüşleri ve beklentilerini ortaya çıkarmak için yapılan profil çalışmasının, GSSL’lerde öğrenci niteliğinin geliştirilmesine yönelik alınması gereken önlemlere, katkı sağlayacağı umut edilmektedir.

Kütahya ve Uşak şehirlerindeki GSSL resim bölümlerinde yapılan bu çalışma bu yönleriyle önemli görülmektedir. Bölgesel anlamda sınırlı olsa da diğer araştırmalara öncülük etmesi hedeflenmektedir.

(21)

1.4. AraĢtırmanın Varsayımları

1. Literatür taramaya ilişkin elde edilen bilgi ve bulguların gerçeği yansıttığı varsayılmıştır.

2. Seçilen örneklem grubunun evreni temsil etmede yeterli olduğu varsayılmıştır. 3. Ankete katılan öğrencilerin, verdikleri cevaplarda samimi ve güvenilir oldukları

varsayılmıştır.

1.5. AraĢtırmanın Sınırlılıkları

1. Araştırma 2010-2011 eğitim öğretim yılında, Kütahya ve Uşak GSSL Resim Bölümünde okuyan 60 tane 9. Sınıf öğrencileriyle sınırlıdır.

2. Araştırma, uzman görüşleri doğrultusunda hazırlanacak anket sorularından elde edilecek verilerle sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi: Güzel sanatlar ve spor liseleri, Anadolu lisesi statüsünde olup güzel sanatlar ve spor eğitimi alanında yatılı, gündüzlü ve karma olarak ilköğretim üzerine 4 yıl eğitim ve öğretim yapılan okullardır. Bu okullar, öncelikle güzel sanatlar ve sporla ilgili yükseköğretim kurumlarının bulunduğu yerlerde açılır.(GSSL Yönetmeliği, 2009: 1)

Profil: Bir kişi veya eşya için ayırt edici özelliklerin bütünü. (TDK, 2009) Bir bireyi, öğeyi, içsel ve dışsal etkenlere göre göz önüne alarak irdelemedir.(Gazi Üniversitesi Öğretim Elemanları Profili, 2003: 80).

(22)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Eğitim

Eğitim bilimciler, eğitimin kesin bir tanımında hemfikir olmuş değillerdir. Eğitimin çeşitli tanımlarından sözlük anlamına baktığımızda, Türk Dil Kurumu’nun internet sitesinde “Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme….” şeklinde tanımlanmaktadır.

Bunun yanında, “Türkiye’de eğitim bilimleri literatüründe kabul gören en yaygın tanım Selahattin Ertürk’e aittir. Ertürk’e göre; eğitim bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir (Arslan ve diğerleri, 2010: 2)”.

“Ancak kişilerin davranışlarında meydana getirilecek değişmeler doğrudan doğruya kendilerini ilgilendirdiği kadar içinde bulunduğu toplumun bütününü de etkilemektedir. Bu nedenledir ki verilmek istenen eğitimin amaçlarının belirlenmesi, belirlenen amaçlara varmak için isabetli ve ülke yararlarını hedef alan ilkelerin açık ve seçik olarak ortaya konulması zorunluluğudur (Sorguç, 1982: 15).

Bu hedef ve ilkelere değinen başöğretmen M K Atatürk şöyle demiştir: “Toplumsal yaşamda yapıcı, etkili ve verimli insanlar yetiştirmek gereklidir. Bu da ilk ve ortaöğretimin yaparak öğrenme ilkesine dayanması ile gerçekleşir” (Sorguç, 1982: 16).

(23)

Eğitim sistemimizdeki yapılanma sürecinde müfredatın 2005-2006 yılında değişerek yapılandırmacı eğitim anlayışınca düzenlendiği göz önüne alındığında Atatürk’ün Cumhuriyet’in ilk yıllarında söylediği yaparak öğrenme ilkesi ancak 2000’li yıllarda eğitim sistemimizce hayata geçirilmiştir.

“Bernard Shaw yaparak yaşayarak öğrenmenin önemini vurgulamak için şöyle demektedir. “Birisine bir şey öğretmeye kalkarsanız asla öğrenmeyecektir.” Shaw haklıdır. Çünkü öğrenme aktif bir süreçtir” ( Bağcı ve diğerleri, 2005:1).

Öğrencinin daha aktif, öğretmenin daha çok yol gösterici olduğu ve öğrencinin, öğrenmeyi öğrenmesini hedefleyen, öğrenci merkezli programlar günümüz eğitim sisteminin ana felsefesi olmuş durumdadır. Bu sistemde eğitim, yaşamın her anında devam eden etken bir süreçtir.

Toplumların özellikleri eğitim sayesinde geliştirilip, şekillendirilebilir. Çünkü insan, topluma sürekli uyum sağlamak için uğraş veren bir, beşerdir. Toplumun kurallarına “Bu süreçte birey toplumsal kuralları, pratikleri, ahlaki yargıları, içselleştirmekte, kişiliğini yapılandırmakta ya da kendi kişiliğine uyumlu hale getirmektedir” (Şayli, 2008: 9).

Yaşamımız boyunca eğitildiğimiz düşünülürse eğitimin bir diğer tanımı ise “…bireyin doğumundan ölümüne kadar geçirdiği yaşantısında planlı ya da plansız, olumlu veya olumsuz olarak kazandığı davranışlardır. Bu anlamda eğitim hem örgün, hem de yaygın olabilmektedir” (Buyurgan ve Mercin, 2005: 105).

Örgün eğitim ; “Belirli bir yaş gurubundaki bireylere, Milli Eğitimin amaçlarına göre hazırlanmış eğitim programlarıyla okul çatısı altında düzenli olarak verilen eğitime denir. Örgün eğitim okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimi kapsamaktadır”(Kıncal,1979, Kartal, 2006: 11).

(24)

2.1.1. Ortaöğretim

“Ortaöğretim, ilköğretime dayalı, en az dört yıllık genel, meslekî ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsar. İlköğretimini tamamlayan ve ortaöğretime girmeye hak kazanmış olan her öğrenci, ortaöğretime devam etmek ve ortaöğretim imkânlarından ilgi, istidat ve kabiliyet ölçüsünde yararlanmak hakkına sahiptir”(Arslan ve diğerleri, 2010).

2009 yılında yayınlanan ortaöğretim kurumları yönetmeliğince belirtilen ortaöğretim kurumlarının genel ilkelerinden bazıları şunlardır:

a) Okul veya kurumlar, Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkeleri doğrultusunda işlevlerini, evrensel hukuka, demokrasi ve insan haklarına uygun bir bütünlük içinde öğrenci merkezli, aktif öğrenme ve demokratik okul kültürü anlayışı ile yerine getirir.

b) Öğrenciler, Atatürk ilke ve inkılâplarını benimsemiş, temel demokratik değerler ile donanmış, araştırma, sorgulama, eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerileri gelişmiş; hayat boyu öğrenen, insan haklarına saygılı, mutlu bireyler olarak yetiştirilir.

c) Öğrencilerin; hayata ve yükseköğretime hazırlanması, kendisine, ailesine, çevresine, millî kültür değerleri ile milletine ve insanlığa saygısının geliştirilmesi sağlanır. ç) Eğitim ve öğretim sürecinde; bilimsel düşünce esas alınarak, üretkenlik, insan ve doğa sevgisi, estetik anlayışın geliştirilmesi sağlanır. (Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği, 2009)

Milli Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesindeki Türk Milli Eğitim Sistemi başlıklı araştırmaya baktığımızda Ortaöğretimin amaçları ise;

…öğrencilere asgarî ortak bir genel kültür vermek, birey ve toplum sorunlarını tanıtmak ve çözüm yolları aramak, ülkenin sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunacak bilinci kazandırarak öğrencileri ilgi, yeti ve yetenekleri doğrultusunda yükseköğretime, hem yükseköğretime hem mesleğe veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır

(http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular2006/takvim/e gitim_sistemi.html).

(25)

“Ortaöğretim; Genel ortaöğretim, Meslekî ve teknik ortaöğretim olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır” (MEB, 2006).

“Genel ortaöğretim; Genel liseler, Anadolu liseleri, Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri Anadolu öğretmen liseleri, spor liseleri, Anadolu güzel sanatlar liseleri ve Çok programlı liselerden oluşmaktadır” (MEB, 2006).

2.1.2. Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri

“Güzel Sanatlar Liselerinin kurulması fikri, Güzel Sanallar Fakülteleri ve Eğitim Fakültelerinin sanat eğitimi bölümlerinin öğrenci kaynağı olan liselerde sanat eğitiminin yeterli olmaması dikkate alınarak, daha önce denenmiş ve başarılı bir kurum olduğu düşünülen ortaöğretim düzeyindeki ilk öğretmen okulu seminerleri türünde bir okul düşüncesinden ortaya çıkmıştır” (Telli, 1999, Altınkurt, 2003, Yavuz, 2010: 12).

“Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri, toplumları yaşadığı çağ ile barışık kılan, geçmişiyle bağ kuran ve geleceğini yapılandıran sanatın yaşamdaki işlevinin, eğitimsel bazda ele alınması ve bireysel farklılıkların bu alanda değer görmesi adına kuruldu” (Çellek, 2003: 1).

Ortaöğretim alanında, sanat eğitimi denildiğinde akla gelen ilk kurum olan Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri, ilköğretimi bitiren öğrencilerden, resim veya müzik alanlarına yetenekli, ilgili bireylerin seçilerek 4 senelik bir eğitim sonunda, sanat eğitimcisi ve sanatçı adayı olacak şekilde yetiştiren kurumlardır. “AGSL’ de öğrenciler, sanat eğitimiyle yeni bir kimlik kazanmakta, sanat adına, ülkemizde ve dünyada yepyeni soluklar olma yolunda eğitilmektedir” (Öztürk, 2003, Güdek, 2009: 76-77).

Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri ile ilgili çalışmalara 1986 yılında rastlanmaktadır. Mimar Sinan Üniversitesi Rektörlüğünce 2 Eylül 1986 gün ve 2002.02 Yazı İşl. Md. 0.70/4449 sayılı yazısı gereği İstanbul’da Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı ile müştereken Güzel Sanatlar Lisesinin açılması için yapılacak çalışmalar ile ilgili Prof. Dr. Bülent ÖZER’in başkanlığında Prof. Dr. Murat ERİÇ, Prof. Ali Teoman GERMANER ve Süleyman Saim

(26)

TEKCAN’ın katılımıyla 15.9.1986 günü komisyon toplanmıştır. Komisyonda Türkiye’deki mevcut kültür ve sanat birikiminin ağırlık kazandırılması amacına yönelik sanat ağırlıklı mesleklerin gelişmesinde yardımcı olacağı görüşünden hareketle, geniş kapsamlı programlar yapılmasına karar verilmiştir. (Acil, 2008: 36-37)

2009 yılına kadar Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi adı altında eğitim-öğretim hayatını sürdüren bu liseler MEB’in AGSL yönetmeliğinde yaptığı bir değişiklikle Spor Liseleriyle birleştirilerek, Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri adını almıştır.

Milli Eğitim Temel Kanununun 33. maddesine dayandırılarak açılan Güzel sanatlar ve spor liseleri, “Anadolu lisesi statüsünde olup güzel sanatlar ve spor eğitimi alanında yatılı, gündüzlü ve karma olarak ilköğretim üzerine 4 yıl eğitim ve öğretim yapılan okullardır. Bu okullar, öncelikle güzel sanatlar ve sporla ilgili yükseköğretim kurumlarının bulunduğu yerlerde açılır” (Resmi Gazete, 16 Haziran 2009).

Daha önceleri sadece resim ve müzik alanlarına yetenekli öğrencilerin alındığı bu liselere yapılan bu değişiklikle spor alanı da eklenerek resim, müzik ve spor alanları bir bünyede toplanmıştır. Fazlasıyla bireysel çalışma gerektiren bu mesleklerin aynı çatı altında toplanması zaten yeterli derecede derslik ve atölye imkânı bulamayan bu liselerde kargaşaya sebebiyet vermiş olabilir. Çünkü yatılı olan bu okulların pansiyon kontenjanları müzik ve resim alanında eğitim-öğretim gören öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayacak kadardır. Bunun yanında bu liselerde sporla ilgilenecek olan öğrencilere sunulacak spor kompleksleri de, yok denecek kadar azdır.

Milli Eğitim temel kanununun 33. Maddesinde güzel sanatlar eğitimi için şöyle denilmektedir: “Güzel sanatlar alanında özel istidat ve kabiliyetleri beliren çocukları küçük yaşlardan itibaren yetiştirmek üzere temel eğitim ve ortaöğretim seviyesinde ayrı okullar açabilir veya yetiştirme tedbirleri alınabilir. Özellikleri dolayısıyla bunların kuruluş, işleyiş ve yetiştirme ile ilgili esasları ayrı bir yönetmelikle düzenlenir” (Milli Eğitim Temel Kanunu, 1973, Sayı: 1739).

Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinin ilki 16 Ekim 1989 yılında İstanbul’da açılmıştır. Okulun açılışından sonra dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, okulun şeref defterine şunları yazmıştır:

(27)

Ülkemizin ilk Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ni İstanbul’da bugün hizmete sunmaktan, eğitim ve öğretime başlatmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Sanat eğitiminden yoksun bir milli eğitim özsüz duygusuz ve ruhsuzdur. Çünkü, sadece sanatta öz ve biçim, soyut ve somut, duygu ve düşünce birbirinden ayrılmaz bir özellik, güzellik ve uyum içindedir. Sanat eğitimi yetersiz olan bir eğitim de noksandır, yeni ve çağdaş eğitim anlayışına uygun değildir.

Milletimizin kültürüne, gerçeklerine, ihtiyaçlarına; gelişme amaç, özlem ve ideallerine; insanımızın ilgi ve eğilimlerine yer, değer ve önem vermeyen, bunlara dayanmayan bir tutum ve uygulama ile de sanatta ileri, medeni, çağdaş, milli, kimlikli, karakterli olunamaz. Evrensel alanda ve uygarlıkta onur ve gurur verici bir yer kazanılamaz.

Bana göre, gerçek sanat, yaratıcı ve üretici olan; kalıcı değerleri, özellikleri ve nitelikleri taşıyan ürünleri bulunan sanattır. İnsanı sosyal hayata, kültüre, pratiğe, topluma bağlayan, sürekli olarak kendini aşmaya, kendisiyle yarışmaya yönelten, kendini adayan ve paylaşan sanat,

gerçek sanattır

(http://www.istanbulagsl.k12.tr/c/ho.asp?id=5722, 2011). 1989’dan bu güne eğitim-öğretime devam eden anadolu güzel sanatlar liselerinin sayıları artarak devam etmiş ve 2010-2011 eğitim-öğretim yılı itibariyle, resim bölümü bulunan GSSL sayısı 60’a çıkmıştır (Ek 2).

2.1.2.1. Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Amaçları

GSSL’lerin en temel amacı, ilgi ve yetenekleri sayesinde bu okula gelen öğrencilere sanatı tanıtmak, sevdirmek ve öğrencileri sanatla eğitmek olmalıdır. Bir diğer amaç ise; öğrencinin kendine olan güveni ve özsaygısıyla, yeteneklerini harmanlayıp, ayakları yere sağlam basan, yüksek benlik sahibi, bu işleri yapmaktan zevk duyan ve en önemlisi bu işi gönülden seven öğrencilerin yetiştirilmesini sağlamaktır.

(28)

Öğrencilerin; güzel sanatlar alanında ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim- öğretim görmelerini, özel yetenek gerektiren yüksek öğretim programlarına hazırlanmalarını, yabancı dil öğrenmelerini, alanlarında araştırıcılığa yönelmelerini, yetenekleri doğrultusunda yorum ve uygulamalar yapabilen, yaratıcı ve üretken kişiler olarak yetişmelerini, milli ve milletlerarası sanat eserlerini tanımalarını ve yorumlamalarını sağlamaktır (M.E.B. Tebliğler Dergisi, 1999, Cerit, 2008: 23).

GSSL’lerin 2009 yılında yayınlanan yönetmeliğinde GSSL’lerin amacı şöyle belirtilmiştir:

Öğrencilerin Türk Millî Eğitiminin genel ve özel amaçları yanı sıra güzel sanatlar ve spor alanlarında;

a) İlgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda güzel sanatlar ve spor eğitimi ile ilgili temel bilgi ve beceriler kazanmalarına yönelik eğitim-öğretim görmelerini ve alanlarında başarılı bireyler olarak yetişmelerini,

b) Güzel sanatlar ve sporla ilgili yükseköğretim programlarına hazırlanmalarını,

c) Türk sanat, kültür ve sporuna katkıda bulunan ve başarıyla temsil eden bireyler olarak yetişmelerini,

ç) İş birliği içinde çalışma ve dayanışma alışkanlığı kazanarak takım ruhu ile hareket etmelerini,

d) Alanlarıyla ilgili araştırma yaparak yorum ve uygulama yetkinliğine ulaşabilmelerini,

e) Millî ve milletlerarası sanatsal ve sportif faaliyetleri takip ederek bilgi ve kültürlerini geliştirmelerini,

f) Spor disiplini ve centilmenliği ile sanatçı duyarlığını benimseyen bireyler olarak yetişmelerini sağlamaktır. (Resmi Gazete, 2009).

Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri açıldıktan sonra Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda Güzel Sanatlar Lisesi Proje çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada amaçlar, gerekçeler, öğrenci alımı, bu liselerde çalışacak öğretmenleri alma şartları ve okutulacak dersler belirlenmiştir.

(29)

Proje’nin amaçları en genel çizgileriyle şöyle belirlenmiştir:

1- Atatürk ilkelerine bağlı, ülkeyi ileri götürecek sanat ve kültür adamlarını yetiştirmek,

2- Gençlerin ilgi ve yeteneklerinin gelişmesini sağlamak, 3- Ülkenin sanat değerlerini kavrayan, bilen ve koruyan gençler yetiştirmek,

4- Atatürk ilkelerinde yer alan çağcıl şartlara yönelik bir kültürü öğretmek ve bu kültürlenme sürecini hızlandırmak,

5- Türkiye kültürü, teknolojik imkânları, endüstri ve ekonomisi içinde sanatın rolü ve değerini kavratmak, 6- Evrensel sanat değerlerini aktarmak ve kavratmak (Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Güzel Sanatlar Lisesi Proje Çalışması, Acil, 2008: 38).

2.1.2.2 Güzel Sanatlar ve Spor Liselerinin Önemi

GSSL’lerin Türkiye’deki önemi üzerinde duracak olursak şu başlıklar altında inceleyebiliriz:

2.1.2.2.1. Meslek Edindirme

Eğitim sistemimiz, öğrencileri daha çok pozitif bilimler etrafında şekillendirmektedir. Ve öğrenciler bir üst eğitim kurumuna bu türden sınavlar sonucunda alınmaktadır. Fakat bu sınavlarda başarı gösteremeyen öğrenciler yönlendirme olmadığı takdirde meslek edinme konusunda çeşitli sıkıntılar yaşamaktadırlar. Öğrencilerin yetenekleri göz önünde tutularak, bu türden okullara yönlendirilmesiyle bu sıkıntılar giderilebilir.

(30)

GSSL’lerde resim, müzik ve spor alanlarına yetenekli öğrencilerin yetiştirilmesi ve mezun olan öğrencilerin bu alanlarda meslek sahibi olmaları hedeflenmektedir. İlköğretimi bitirerek GSSL’lere gelen öğrencilerin, resim alanında genel anlamda iki şıkkı bulunmaktadır. Bunlardan ilki; üniversitelerin eğitim fakültelerinin resim öğretmenliği bölümleri, ikincisi ise; güzel sanatlar fakülteleridir. Güzel sanatlar fakültelerinde ise öğrencinin ilgileri ve yetenekleri dahilinde, bir çok branş seçebilme imkanı vardır.

İşte, eğitim sistemimizdeki bu eksikliği gidermede GSLL’ler resim, müzik ve spor alanında yetenekli öğrencilere, bu yeteneklerini geliştirme ve bu sayede meslek sahibi olarak hayatta matematik ve fen alanlarının dışında da başarılı olunabileceğini göstermektedir.

2.1.2.2.2. Estetik Bilinç Kazandırma

Sanatın etkileşim içinde olduğu birçok alan bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de estetiktir. “Estetik sanatın felsefesidir, sanatın ve güzelliğin doğasını inceler (Boydaş, 2007: 10).

Estetikle ilgili Ergün “… güzelliğin tanımı oldukça zordur. Güzelliğin yanı sıra bir sanat eserinde yüce olma, haz ve hoşa gitme duygusu uyandırma, doğru ve iyi olma, faydalı olma, bir amaca hizmet etme, insanın orada kendi ruhundan, heyecanlarından bir şeyler bulması gibi özellikler de aranmaktadır” (s.2) sözleriyle bir sanat eserinde bulunması gereken özelliklerden bahsetmektedir.

GSSL’lerin üzerinde durduğu ve önemli saydığı bu özellikler arasından, en önemlisi ise bu güzelliklerin gözle nasıl görülebileceğinin öğretilmesidir. Bu konuda Mevlana Celalettin Rumi’nin “güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır” sözü, bu öğretinin ana felsefesini açıklamaktadır. Temelde güzel görmek yer almaktadır.

GSSL’lerde verilen kuramsal dersler bu bilincin kazandırılmasında etkili olmaktadır. Estetiğin üzerinde durduğu bu özelliklerin lise yıllarında öğretilerek öğrencilerin bu bilinci kazanmaları ise, hem kendi yaşantılarını düzenlemelerinde hem

(31)

de içinde bulundukları toplumun düzene girmesinde önemli görülmektedir. Çünkü bunu genele yaymadan sınırlar içinde tutmak, sınırlı sayıda bireye nüfuz edecek ve asıl hedef olan topluma yansıması gecikecektir.

“Toplum olarak estetik duyarlılığımızı gerçekleştirmek için bu eğitimi yalnızca Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri çerçevesinde görmek yeterli değildir ve sanat eğitiminin olanaklarından tüm okulların yararlanması toplumumuzda daha duyarlı bireylerin sayısının artması anlamına gelecektir” (Çiçek, 2008: 55).

2.1.2.2.3. ÇağdaĢlaĢma

“Bilim, teknik ve sanat insan yaşamının vazgeçilemez üç öğesidir. Bu alanlardan hiçbiri tek başına var olamaz. Birinin veya ikisinin eksikliğinin çağdaş insanın yaşamında büyük eksiklikler doğuracağına kesin gözüyle bakılabilir”(İlhan, 1994: 1).

Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözü milletler üzerinde sanatın ne kadar önemli bir alan olduğunu göstermektedir.

Sanat, çağdaşlaşma yolunda, milletlere hız kazandırmaktadır. Bu sayede milletlerin gelişmesi daha çabuk gerçekleşmektedir. Sanattan yoksun, geri kalmış ülkelerin toplumlarındaki sıkıntılar, huzursuzluklar ve gerilimler günümüzde devam etmektedir.

İlersini düşünen, soran, sorgulayan ve bu sayede gelişen, çağdaş bireyleri yetiştirmek, sanat kurumlarının önemli gördüğü ödevleri arasındadır. Bu anlamda GSSL’ler Türkiye’deki çağdaşlaşma hareketine, kuruldukları tarihten itibaren hem bireysel hem de toplumsal olarak katkı sağlamış, güzide kurumlardır.

(32)

2.1.2.2.4. Yaratıcı Bireyler YetiĢtirme

Yaratıcı düşünce; insanoğluna yaşamı boyunca fayda sağlayan, hayatını kolaylaştıran, problemlerin çözümünde alternatif yollar sunan, bazen anlık bazense sabırla beklenerek ortaya çıkan düşünce sistemidir.

Yaratıcı bireylere hayatın her alanında ihtiyaç vardır. Bu alanlardan bir tanesi olan sanat ise yaratıcılığa ayrı bir önem verir. Çünkü yaratıcılık sanatın temel öğesidir. “Sanat eğitimi diğer alanlardan farklı olarak yaratıcılığı kendine temel almaktadır. Öğrenciyi daha önce düşünülmeyene yöneltmek ve herhangi bir sorun karşısında birçok çözüm yollarının olduğu anlayışını öğrenciye kazandırmayı sağlayan sanat eğitimi, doğası gereği kalıpların dışına çıkmayı öğrenciye sunmaktadır” ( Çiçek, 2008: 38).

Bu özgürlüklerin, zincirleri kırmanın ve yaratıcı düşünmenin filizlendiği okullar ise GSSL’lerdir. İlköğretimde sürekli testlerle uğraşan, oyun oynamaya bile zaman bulamayan, okul, dershane ve ev üçgeninde ring yapan öğrencilerin, sadece bir ders saati görsel sanatlar dersi işletilerek, yaratıcı düşüncelerinin ilköğretimde, bu şekilde bastırıldığı düşünüldüğünde, GSSL’lere gelen öğrenciler bu eksikliği kapatmak için doğru bir tercih yaptıklarının farkına çok geçmeden varacaklardır.

İşte “eğitim sistemimizde karşılaşılan güçlüklerin üstesinden gelebilmek, sanat eğitiminin kazanımlarını öğrencilere sunabilmekle ilişkilidir. AGSL bunu gerçekleştirebilme olanağının en fazla olduğu okullardır” (Çiçek, 2008: 56).

2.1.2.3. Resim Bölümü

Resim bölümlerinin genel amaçları arasında şunlar bulunmaktadır: “ Resim alanında öğrencilerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim öğretim görmelerini; özel yetenek gerektiren yüksek öğretim programlarına hazırlanmalarını … yetenekleri doğrultusunda yorum ve uygulamalar yapabilen, yaratıcı ve üretken kişiler olarak yetişmelerini; milli ve milletlerarası sanat eserlerini tanımalarını sağlamaktır” (http://zekimuren.k12.tr/sayfa.php?sayfa_id=150, 2011).

(33)

Öğrencilerin 3 gruba ayrılarak on kişilik guruplar şeklinde aldıkları alan dersleri ve bütün halinde gördükleri kültür dersleri bulunmaktadır. Resim alanında eğitim-öğretim görmek isteyen öğrencilerin yükümlü olduğu derslere ek 3’de yer verilmiştir.

2.1.2.4. Kütahya Ahmet Yakupoğlu GSSL

1990-1991 eğitim-öğretim yılında Ankara, İzmir, Eskişehir, Bursa ile beraber Kütahya’da da Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi açılmıştır. Kütahya AGSL, 1990-1991 eğitim-öğretim yılında kurucu müdür Halil SARI’nın uğraşlarıyla Kılıçaslan Lisesi bünyesinde yalnız resim bölümü olarak eğitim-öğretim hayatına başlamıştır.

Kütahya AGSL, 1991-1992 eğitim-öğretim yılında Endüstri Meslek Lisesi’nin kullanmadığı boş binaya, 1992-1993 eğitim-öğretim yılında Dumlupınar Üniversitesi için yapılan bir binaya ve oradan da Dumlupınar İlköğretim Okulu’na taşınmıştır. 6 yıl Dumlupınar İlköğretim Okulu’nda eğitim-öğretime devam edilmiştir. 1999-2000 eğitim-öğretim yılında tekrar yer değiştirerek Fatih Lisesi’ne taşınmıştır.

2000-2001 eğitim-öğretim yılında müzik bölümü açılmış ve okul 2001 yılının başlarında nihayet kendi binasına kavuşmuş, 2002-2003 eğitim-öğretim yılında ise kendi binasında öğrencilerine pansiyon hizmeti vermeye başlamıştır.

Yapılan değişiklikle isimleri Güzel Sanatlar ve Spor Lisesine dönüştürülen Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinden Kütahya’da etkilenerek, Kütahya Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi adını almıştır. 2010-2011 eğitim-öğretim yılında ise Kütahyalı ünlü ressamlardan Ahmet Yakupoğlu’nun adı Kütahya GSSL’sine verilerek, Kütahya Ahmet Yakupoğlu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi adını almıştır. Kütahya Ahmet Yakupoğlu GSSL, halen kendi binasında eğitim-öğretime devam etmektedir.

2010-2011 eğitim öğretim yılı itibariyle okulun müdürü, 2001 yılından beri Gülten Kovancı, müdür başyardımcısı ise okulun açıldığı ilk zamanlardan bu güne büyük bir özveriyle görevini yerine getiren ve getirmeye devam eden Akif Uzunçarşılı’dır.

(34)

Kütahya Ahmet Yakupoğlu GSSL’nin vizyonu: “Sanata ve sanatçıya değer veren, bilinçli ve üretken bir toplum yetiştirmektir. Misyonu ise: şeffaflığı, dürüstlüğü, kaliteli hizmet vermeyi ve hoşgörülü olmayı ilke edinmiş idaremizle; takım ruhu, çalışkanlık ve bilimsellik özelliklerini barındıran eğitim kadromuzla; öz kültürüne bağlı ve üretken bireyler yetiştirmektir. Değerleri ise: Şeffaflık, takım ruhu, çalışkanlık dürüstlük, üretkenlik, hoşgörülü olma, öz kültüre bağlılık, bilimsellik, kaliteli hizmettir ” (http://www.kutahyaagsl.meb.k12.tr/).

2.1.2.5. UĢak GSSL

1999 yılında kurulan Uşak Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi ilk mezunlarını 2004 yılında vermiştir. Okulun ilk müdürü Lütfü Tüzün’dür.

Uşak Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi kurulduğu tarihten itibaren Uşak Orhan Dengiz Anadolu Lisesi Pansiyon Binasında eğitim-öğretime devam etmektedir. 2009 yılındaki değişiklikle okulun ismi Uşak Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi adını almıştır. Okulun 8 dersliği bulunmaktadır. Dördü resim bölümünün, diğer dördü müzik bölümünün kullanımına sunulmuştur.

Uşak GSSL’nin bu gün itibariyle kendine ait bir binası bulunmamaktadır. Resmi başvuruların hiçbirinden olumlu yanıt alamayan okul yöneticileri, bu konu hakkında çalışmalarını sürdürmektedirler. Bu anlamda Uşak GSSL’nin en büyük eksikliğinin; fazlasıyla bireysel çalışma gerektiren bu alanlarda daha rahat ve etkili bir şekilde eğitim-öğretim verilebilmesi için gerekli olan müstakil bir okul binası olduğu görülmektedir.

(35)

2.2. Sanat Eğitimi

Sanat; insanları geçicide olsa gerçek dünyadan, hayaller dünyasına taşıyan ve bu sayede insanların stresten arınmasını kolaylaştıran, en zararsız rahatlama şeklidir.

Günümüzde insanların mutluluğu, sevinci, hüznü, beraberlikleri, ayrılıkları bir arada buldukları dizileri, filmleri vardır. Bu sayede insanlar, buradaki karakterlerle kendilerini özdeşleştirmekte ve bir-iki saatliğine de olsa yaşadığı andan ayrılıp bir başkası olabilmekte, günün stresini bu sayede üzerinden atmakta hayal ederek rahatlamaktadırlar. Einstein “Hayal gücü kuru bilgiden daha değerlidir” diyerek hayal etmenin ne kadar önemli olduğunu bizlere söylemektedir.

Hayatın her alanında yer alması gereken hayal gücü, sanatta da olmazsa olmazlardandır. Çünkü her şey hayal etmekle başlar. Boş sayfalar, sevgilinin hayaliyle, dizelerle dolar taşar, bembeyaz tuvaller, mutluluğun hayaliyle renklerle, çizgilerle bezenir.

Hayal gücü, yaratıcı düşüncenin gücüyle birleştiğinde sanat eseri daha da bir anlam kazanır; çünkü yaratıcı düşünce sanat eğitiminin titizlikle üzerinde durduğu bir alandır. “Küçük yaştan başlayarak çocukları yaratıcı kılmaya en uygun alan, sanatsal alandır ve bu açıdan sanat eğitimi genel ve tümel eğitim ve öğrenim içinde genişlikle yaygınlıkla yer alması gerekli bir düzence (disiplin)’dir” (San, 2008: 25).

Sanat eğitimi çeşitli şekillerde tanımlanmaktadır. Bu tanımlardan bazıları şöyledir: "Sanat eğitimi insanın duygu, düşünce, yeti ve yeteneklerini bir bütün olarak geliştirmeye yönelik yapıcı ve yaratıcı etkinlikleri kapsar" ( Etike 1995, Akoğuz, 1998: 16).

“Kişinin duygu, düşünce ve izlenimlerini anlatabilmek, yetenek ve yaratıcılığını estetik bir seviyeye ulaştırmak amacıyla yapılan eğitim faaliyetlerinin tümüdür” (Türkdoğan, 1981, Yerlikaya. 2006: 8).

“Sanat eğitimi, bireyin tüm ruhsal ve bedensel eğitimi bütünlüğü içinde estetik kaygı, düşünce ve görüşlerinin geliştirilmesini yetenek ve yaratıcılık gücünün olgunlaştırılmasını, sanatsal değerlere hoşgörü ile yaklaşma çabasını esas alır” (Artut, 2009: 104).

(36)

Sanat eğitiminin çeşitli tanımlarından anlaşılacağı üzere; sanat eğitimi genelde estetik, yaratıcılık, duygu, düşünce aktarımı üzerinde yoğunlaşan bir eğitimdir. Burada sanat eğitiminin amaçları da önem kazanmaktadır. Bu amaçları sınıflandıracak olursak:

Bireysel ve toplumsal amaçlar;

- Öğrenciye seçme, ayıklama, birleştirme, yeniden organize etme becerileri kazandırmak; analiz, sentez yeteneği ile eleştirel bakış açısını geliştirmek,

- Öğrencinin her alanda kullanabileceği yaratıcı davranışları geliştirmesini sağlamak.

- Öğrenciye aklını, duygularını, zevklerini sorgulama bilinci kazandırmak.

Algısal amaçlar;

- Öğrencinin algı birikimini ve hayal gücünü geliştirmek,

- Yeni durumlar karşısında özgün çözümler geliştirme becerisi kazandırmak,

Estetik amaçlar;

- Öğrenciye kendini ifade edebilme estetik değerlerden yararlanma yeteneği kazandırmaktır (Peşkersor ve Yıldırım, 2008, Kayahan, 2010: 12-13).

Şeklinde sınıflandırabiliriz. Bu amaçlara ulaşmada ne kadar erken davranılırsa birey için o kadar iyidir. Okul öncesi eğitimden yüksek öğretime kadar geçen süre, bu anlamda çok değerlidir.

Türkiye’de sanat eğitiminin verildiği GSSL’ler bu amaçların kazanılması için uğraş veren okullardır. Buraya gelen öğrencilerde, bu özelliklerin geliştirilmesi önceliklidir. Bu özelliklerin geliştirilmesinde ise öğrencinin bireysel özellikleri ve çevresi ön plana çıkmaktadır.

(37)

2.2.1. Günümüz Örgün Eğitiminde Sanat Eğitimine Verilen Değer

“Türkiye’de bugün sanat (resim-iş) eğitimi, farklı düzey ve niteliklerde de olsa örgün eğitim sisteminin her kademesinde uygulanmakta olduğu bilinmektedir” (Alakuş, 2003). Sayıları bu günlerde 60’ı bulan GSSL’lerle ve her gün gelişme gösteren üniversitelerin güzel sanatlar fakültesi ve eğitim fakültesi resim öğretmenliği bölümleriyle sanata daha duyarlı bir toplum olma yolunda hızla ilerlenmektedir. Bu tür güzel gelişmelerin yanında, ilköğretim kademesinde sanat eğitimine verilen değer ise daha istenilen seviyeye gelmiş değildir.

İlköğretim birinci kademede sadece 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin derslerine girebilen görsel sanatlar öğretmenleri henüz sınav kaygısı yaşamayan bu öğrencilerle gayet güzel, etkili çalışmalar yapmaktadırlar. Öğrencinin kendini ifade etmesinde onlara yardımcı olmakta bir yandan da yaratıcı güçlerini ve hayal dünyalarını geliştirmek için çaba sarf etmektedirler. Fakat durum ilköğretim ikinci kademede böyle değildir.

İlköğretim okullarının ikinci kademesindeki öğrencilerin ortaöğretim kurumlarına hazırlanmaları sebebiyle girdikleri seviye belirleme sınavında görsel sanatlar alanından hiçbir sorunun sorulmaması, ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin bu derse karşı mesafeli kalmasına sebep olmaktadır. 21. yy’da daha 11-13 yaş aralığındaki çocukların, hiçbir yaratıcı düşünce gerektirmeyen bu tür sınavlarda sadece bilgiye yönelik olarak sorulan sorular karşısındaki durumu, eğitim sistemimizin görsel sanatlar alanına verdiği değerin bir göstergesidir. Zaten bu değeri görsel sanatlar dersinin haftalık ders saatini 1 saatle sınırlı tutmasıyla da göstermektedir. Bu konuya Altınkurt (2007) şu sözlerle değinmiştir: “… politik değişikliklerin etkisiyle sanat eğitiminde özellikle ilköğretim ve ortaöğretim sürecinde ders sürelerinin artırılmaması ve sanat eğitimi alanına yeterli ilginin gösterilmeyişi, estetik duyarlılıktan yoksun bireylerin gün geçtikçe çoğalmasına neden olmuştur.” (s. 32-33)

Sanat eğitiminin haftada sadece bir ders saati içinde öğretilmesi imkânsızdır. Hala bu dersi bir yetenek işi olarak gören zihniyet değişmedikçe de bu derse verilen önemde kayda değer bir artış olmayacaktır. Bunun bir diğer nedeni hakkında Özsoy (2007a) “okullarda öğretmenler ve veliler, dolayısıyla öğrenciler sanat derslerinin sadece yetenekleri olanlar için gerekli dersler olarak düzenlendiğini bu nedenle herkesi aynı

(38)

oranda ilgilendirmesinin düşünülemeyeceği inancına kapılmışlardır” (s.194) diyerek sanat eğitiminin sadece yetenekli bireyleri ilgilendirdiği yanlışını dile getirmiştir.

Bu tür eksikliklerin yanında görsel sanatlar öğretmenlerinin birçoğunun atölyesinin dahi olmadığı, sınıf sınıf gezerek bu kısıtlı zamanın büyük bölümünü öğrencinin ders hazırlıklarında yitirmesi de günümüz eğitim sistemine yakışmayan bir durumdur.

Tüm bunları bir kenara bırakırsak, ilköğretimi başarıyla tamamlayıp güzel sanatlar alanında eğitim görmek isteyen öğrenciler GSSL sınavlarına hazırlanmakta, bu hazırlık aşamasında da birçok öğrenci özel resim kursu almaktadır. GSSL giriş sınavlarında başarılı olan öğrenciler okula kayıtlarını yaptırmaktadır. Bu okullara girerek, sanatın kapısını aralayan bu öğrencilere okudukları süre zarfında sanatı sevdirecek ve tanıtacak etkinliklere yer veren, yeteneklerini ve hayal dünyalarını geliştirecek fırsatları sağlayan GSSL öğretmenleri bu öğrencileri sanat yoluyla eğitmek isteğinden hareket etmektedirler. “Amacımız her öğrenciyi sanatçı yapmak değildir. Ancak her öğrencinin var olan yaratıcılıklarını geliştirmek için eşsiz bir araç olarak sanatı kullanmaktır” (Murrey, Özsoy, 2007a: 192) diyen Murrey GSSL’nin uygulamak istediği eğitimi bu sözleriyle özetlemiştir.

Özel yetenek sınavı yaparak öğrenci alan GSSL’ler, çoğu zaman kontenjanlarını doldurmakta güçlük çekmektedir. Çünkü birçok öğrencinin bu liselerden haberi bulunmamaktadır. Bu yüzden sınava başvuran öğrenci sayısı da çok azdır. Bu kadar az olan başvuru sayısında nitelikli öğrencilerin seçilmesi de zorlaşmaktadır. Hatta birçok GSSL yaptıkları ilk sınav sonucunda kontenjanlarını dolduramamakta ve ikinci bir sınav yapmak zorunda kalmaktadır. Bunun sebebi de ilköğretimdeki öğrencilerin bu okullara yönlendirilmemesidir. Bu eksiklikte ancak bu alanı seven, bu alana ilgi duyan ve bu alanda yetenekli bireylerin GSSL’lere yönlendirilmesiyle aşılabilir.

Günümüz Türkiye’sinde bu okulların hala tanıtım sorunlarının olması ve bu okulları tercih eden öğrencilerin azlığı ilköğretim döneminde öğrencilere uygulanan eğitimin bir sonucudur. Bu anlamda, ilköğretim okullarında görsel sanatlar dersine verilen değer artmadıkça, bu durum böyle devam edecektir.

Şekil

Tablo 1: Öğrencilerin Okudukları Okullara Göre Dağılımları ve Oranları
Tablo 2: Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Dağılımları ve Oranları  f  %
Tablo 4: Öğrenci Anne ve Babalarının Beraberlik Durumları Dağılımı ve Oranları
Tablo 6: Öğrencilerin Evinde Kendine Ait Bir ÇalıĢma Odası Olup Olmadığının  Dağılımı ve Oranları  f  %  Evet  42  70,0  Hayır  18  30,0  Toplam  60  100,0
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Yerleştirmeye esas olan puan (Yerleştirme Puanı = YP) aşağıdaki formül kullanılarak hesaplanacaktır. a) Aday aynı alandan geliyorsa (30.03.2012 tarihi itibarıyla

Yine deney grubu katılımcıları Pop Sanatın Grafik Tasarım derslerinde kullanıldığını kontrol grubu katılımcılarına göre daha çok ileri

Öğretmenin transpoze edilecek olan fa majör tonunun başlangıç sesini belirtmesi ve sağ elinin beşinci parmağını la tuşunun, sol elini de uygun akorun (fa-la- do)

Özellikle renk konsantrasyonu yüksek, pahalı boyalarda daha fazla miktarda boya elde etmek için kullanılır.. Resim macunu birde yoğun ve kalın boya kullanımlarında

Bu kılavuzun amacı; Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı tarafından yapılacak 2016-2017 eğitim öğretim yılı Özel Yetenek Sınavında, ön kayıt

a) Sınava başlamadan önce gözetmenler tarafından adayların sınav kimlik belgelerinin ve özel kimlik belgelerinin kontrolleri yapılır. Bu belgeleri gösteremeyen

Bu anket, “Farklı Güzel Sanatlar Ve Spor Lisesi Mezunu Öğrencilerin Müzik Öğretmenliği Anabilim Dallarında Okutulmakta Olan Müziksel İşitme Okuma ve Yazma

Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi ve Erzincan Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Anabilim Dallarına öğrenci seçimi