• Sonuç bulunamadı

Harvard Üniversitesi Houghton kütüphanesi Ms. Arab 225 numaralı şiir mecmuasının metni ve Mestap'a göre tablosu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Harvard Üniversitesi Houghton kütüphanesi Ms. Arab 225 numaralı şiir mecmuasının metni ve Mestap'a göre tablosu"

Copied!
372
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

HARVARD ÜNİVERSİTESİ HOUGHTON KÜTÜPHANESİ

MS. ARAB 225 NUMARALI ŞİİR MECMUASININ METNİ

VE MESTAP’A GÖRE TABLOSU

Musa Kazım TIĞLIOĞLU

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

PROF. DR. SEMRA TUNÇ

(2)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

HARVARD ÜNİVERSİTESİ HOUGHTON KÜTÜPHANESİ

MS. ARAB 225 NUMARALI ŞİİR MECMUASININ METNİ

VE MESTAP’A GÖRE TABLOSU

Musa Kazım TIĞLIOĞLU

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

PROF. DR. SEMRA TUNÇ

(3)

İÇİNDEKİLER

Sayfa Nu

Bilimsel Etik Sayfası ... v

Tez Kabul Formu ... vi

Ön Söz ... vii

Özet ... ix

Summary ... x

Kısaltmalar ... xi

Transkripsiyon Alfabesi ... xii

Şekiller Listesi ... xiii

Tablolar Listesi ... xiv

Ekler Listesi ... xv

Giriş ... xix

Mecmualar Hakkında Genel Bilgi ... xix

BİRİNCİ BÖLÜM : Harvard Üniversitesi MS Arab 225’de Kayıtlı Yazmanın İncelenmesi ... 1

1.1 Nüsha tavsifi ... 1

1.2. Yazmanın Orijinal Fihristi ve Yazmada Mevcut Olan Diğer Eserler ... 2

1.2.1. Et-Ta arruf Li-Meẕhebi Ehli’t-Taṣavvuf ... 3

1.2.2. Fevā idu Şerḥi't-Ta arruf ... 3

1.2.3. Vaṣīyāt İmām A ẓam Ebā Ḥanīfe ... 4

1.2.4. Ḥikāyātü’l-Enbiyā ... 4

1.2.5. Erba ūn Ḥadīẟān Fī-Faḍli’l-Fuḳarā ve’ṣ-Ṣūfīye ... 5 1.2.6. Erba ūnḤadīẟenMa aŞerḥihā Alā MuḳteżāMeşrebi’s-Ṣūfiyye6

(4)

1.2.7. Şaḳā iḳu’d-Daḳā iḳ Ḥadāiḳu’l-Ḥaḳā iḳ ... 6

1.2.8. Iṣṭılāhāt-ı Ṣūfiyye ... 6

1.2.9. Ravżatü’l-Menāẓīr Fī-Aḫbāri’l-Evāi li ve’l-Evāḫir ... 7

1.2.10. Şerḥu’l-Elfāẓ Elletī Tedāvelethe’s-Ṣūfīyeh ... 7

1.2.11. Ḥilyetü’l-Ebdāl... 7

1.2.12. Risale-i Tamāmī-i Esāmī... 8

1.2.13. Risāle-i Azīz B. Muḥammed Nesefī ... 8

1.2.14. Üsküdarî Mahmud Efendi’nin Vasiyetidir ... 8

1.2.15. Eş ār-ı Türkī ... 8

1.2.16. Risāle Der İlm-i Ḫaṭṭ ... 8

1.2.17. Der Beyân-ı Şengerf-i Rûmî ... 9

1.2.18. Ney-nāme-i Ḥaẓret-i Monlā Cāmī ... 9

1.2.19. În Risâle-yi Dīger Der Beyân-ı Ehl-i Cem ve Erbāb-ı Tercīh ... 9

1.2.20. Risāle-i Sırr-ı Noḳṭa ... 10

1.2.21. Rumūzāt-ı Aḥmedī ... 10

1.2.22. Risāle-i Şārih-i Füsūs Abdī Efendi ... 11

1.2.23. Mir ātü’l-Avālim ... 12

1.2.24. Manzum Yüz Hadis Tercümesi ... 12

1.2.25. Esmā -i Kütüb-i Ḥażret-i Şeyḫ ... 12

1.2.26. E’r-Risāletü’l- Aşḳiyye ... 13

1.2.27. Noktatü’l-Beyân ... 14

1.2.28. Risāle-i Yigitbaşı Fi’ṭ-Ṭaṣavvuf ... 14

1.2.29. Risāle-i Şerīfe ... 15

1.2.30. Kitāb-ı Mir ātü’l-Muḥaḳḳıkīn ... 15

1.2.31. Risāle-i Ḥaḳḳa’l-Yaḳīn ... 15

(5)

1.3. Şiir Mecmuasının İncelenmesi ... 16

1.3.1. Şiir Mecmuasının İstinsah Tarihi ve Kapsadığı Edebî Dönem ... 16

1.3.2. Mecmuanın Mürettibi ... 17

1.3.3. Şiirlerde Kullanılan Başlıklar ... 18

1.3.4. Mecmuadaki Şairler ve Şiirlerin Nazım Şekillerine Göre Dağılımı... ... 18

İKİNCİ BÖLÜM : MECMUA’NIN MESTAP’A GÖRE MUHTEVA TABLOSU ... 29

2.1. Mestap Projesi Hakkında ... 30

2.2. Mecmuanın MESTAP’a Göre Muhteva Tablosu ... 30

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: TRANSKRİPSYONLU METiN ... 65

Metnin Kurulmasında Tutulan Yol ... 66

Transkripsiyonlu Metin ... 69

Sonuç ... 223

Kaynakça ... 226

Ekler ... 235

Şiir Mecmuasının Orijinal Metni ... 295

(6)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı MUSA KAZIM TIĞLIOĞLU

Numarası 124201001007

Ana Bilim / Bilim Dalı TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI/ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı

HARVARD ÜNİVERSİTESİ HOUGHTON KÜTÜPHANESİ MS. ARAB 225 NUMARALI ŞİİR MECMUASININ METNİ VE MESTAP’A GÖRE TABLOSU

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(7)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı MUSA KAZIM TIĞLIOĞLU Numarası 124201001007

Ana Bilim / Bilim Dalı TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI/ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Semra Tunç

Tezin Adı

HARVARD ÜNİVERSİTESİ HOUGHTON KÜTÜPHANESİ MS. ARAB 225 NUMARALI ŞİİR MECMUASININ METNİ VE MESTAP’A GÖRE TABLOSU

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Harvard Üniversitesi Houghton Kütüphanesi Ms. Arab 225 Numarada Kayıtlı Şiir Mecmuası (İncleme-Metin) başlıklı bu çalışma 27/06/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(8)

ÖN SÖZ

Eski Türk edebiyatının en önemli kaynaklarından olan şiir mecmuaları edebiyat tarihimiz açısından çok büyük bir değer ifade eder. Derleyicisinin kendi beğendiği şiirleri ihtiva eden bir antoloji niteliğinde olan bu eserler; tertip edildiği devrin edebi zevki ve umumi görünüşünü gözler önüne serer. Hangi şairin kimlere nazire yazdığını, kimin kimden etkilendiğini bu kaynaklardan tespit etmek mümkündür.

Mecmualar, hiç divan tertip etmemiş yahut tertip ettiği divanı günümüze ulaşamamış şairlerin şiirleri yanında, varlığından bile haberdar olmadığımız nice şairin şiirlerini bulabileceğimiz mühim kaynaklardır. Bu şiirler arasında kimi zaman çok büyük ve meşhur şairlerin de eldeki divan nüshalarında bulunmayan şiirlerine tesadüf ediyoruz. Divan edebiyatı sahasında yapılan çalışmalar genelde divan, tezkire, mesnevi gibi eserler üzerinde yoğunlaştığından son yıllara kadar hak ettiği ölçüde ehemmiyet gösterilmemiş olan şiir mecmuaları üzerine yapılan çalışmalar arttıkça tarihin tozlu raflarında sıkışmış kalmış pek çok yeni bilgi ortaya çıkacak, edebi literatürümüz zenginleşecektir. Mecmualar amatör bir zevkin mahsulü olabileceği gibi edebi zevki yüksek, kültürel çevresi geniş aydınların, hatta bizatihi şair ve yazar sınıfından münevverlerin elinden çıkmış olabilir. Dolayısıyla bu eserlerde tezkirelerde yer bulamamış şairlerin şiirlerine rastlamak mümkündür.

Şiir mecmualarına bugün hemen her kütüphanede rastlamak mümkündür fakat bu eserler maalesef kütüphane kataloglarına çoğunlukla ciddi bir tasnife tabi tutulmadan, sadece mecmua diye kaydedilmektedir. Bu meyanda öncelikle kütüphanecilere çok iş düşmektedir. Bu mecmualarda hangi şairlere yer verildiği, yazmanın dönemi ciddi ve disiplinli bir çalışma neticesinde kataloglarda yer almalıdır. Kanaatimizce bu mecmuaları günümüz alfabesine çevirip gerekli tenkit ve incelemeye tabi tutarak günümüz okuyucusunun istifadesine sunmak noktasında edebiyat sahası uzmanlarına da ciddi görev düşmektedir.

Biz de bu gayret çerçevesinde Harvard Üniversitesi, Houghton Kütüphanesini tararken tezimize konu olan şiir mecmuasına rastladık. Gerek yazmanın içindeki eserlerin tasavvufi divan şiirimizin en nadide örneklerinden olması gerekse yazmanın

(9)

başında Fenni Mehmed Dede’ye ait olabileceğini düşündüğümüz bir mühür bulunmasından dolayı bu eseri günümüz okuyucusunun istifadesine sunmak istedik. Çalışmamıza konu olan şiir mecmuası Harvard Üniversitesi, Houghton Kütüphanesi, MS. ARAB bölümünde 225 numarada ‘A collection of Turkish and Persian Poetry’ adıyla kayıtlıdır. İçinde tespit edebildiğimiz kadarıyla 70 şaire ait, 148’i Türkçe biri Farsça Türkçe mülemma olmak üzere 174 manzume bulunmaktadır.

Bu çalışmada ilgili şiir mecmuasını transkripsiyon alfabesine aktardık ve metodolojik olarak inceledik.

Çalışmamda benden hiçbir yardımını esirgemeyen, gece, gündüz, tatil demeden kıymetli vaktini ayıran değerli hocam sayın Prof. Dr. Semra Tunç’a ve başta Sayın Prof. Dr. Ahmet Sevgi, Dr. Öğr. Üyesi Erol Çöm ve Dr. Öğr. Üyesi Nurgül Sucu olmak üzere üzerimde emeği olan bütün hocalarıma teşekkürü bir borç bilirim.

(10)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Musa Kazım Tığlıoğlu Numarası 124201001007

Ana Bilim / Bilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı/ Türk Dili ve Edebiyatı Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof Dr. Semra Tunç

Tezin Adı HARVARD ÜNİVERSİTESİ HOUGHTON KÜTÜPHANESİ MS. ARAB 225 NUMARALI ŞİİR MECMUASININ METNİ VE MESTAP’A GÖRE TABLOSU

ÖZET

Bu tezin konusu Harvard Üniversitesi Houghton Kütüphanesi Ms. Arab 225 Numarada Kayıtlı yazmanın incelemesi ve yazmanın içinde bulunan bir şiir mecmuasının transkripsiyonlu metnidir. Mecmua XVII. Yüzyılda derlenmiştir. Yazmada, incelenen şiir mecmuası dışında on ila on yedinci yüzyıl aralığında telif edilmiş 31 eser veya eserden parçalar bulunmaktadır. Çoğunluğu Tasavvuf ilmiyle alakalı olan bu eserler hakkında kısaca bilgi verilerek yazmanın muhtevası ortaya konmaya çalışılmıştır. Söz konusu eserler şunlardır:

Et-Ta arruf li-Meẕhebi Ehli’t-Taṣavvuf, Fevā idi Şerḥ al-Ta arruf, Vaṣīyāt İmām A ẓam Ebā Ḥanīfe,Ḥikāyātü’l-Enbiyā , Erba ūn Ḥadīẟān fī faḍli’l-fuḳarā ve’ṣ-Ṣūfīye, Erba ūn Ḥadīẟen ma a Şerḥihā alā muḳteżā meşrebi’s-Ṣūfiyye, Şaḳā iḳu’d-Daḳā iḳ Ḥadāiḳu’l-Ḥaḳā iḳ, Iṣṭılāhāt-ı Ṣūfiyye, Ravżatü’l-menāẓīr fī aḫbāri’l-evāi li ve’l-evāḫir, Ḥilyetü’l-Ebdāl, Risale-i Tamāmī-i Esāmī, Risāle-i Azīz B. Muḥammed Nesefī, Üsküdarî Mahmud Efendi’nin vasiyetidir, Eş ār-ı Türkī, Risāle der İlm-i Ḫaṭṭ, Der Beyân-ı Şengerf-i Rûmî, Ney-nāme-i Ḥaẓret-i Monlā Cāmī, În Risâle-yi Dīger Der Beyân-ı Ehl-i Cem ve Erbāb-ı Tercīh, Risāle-i Sırr-ı Noḳṭa, Rumūzāt-ı Aḥmedī, Risāle-i Şārih-i Füsūs Abdī Efendi, Mir ātü’l-Avālim,
Manzum Yüz Hadis Tercümesi, Esmā -i Kütüb-i Ḥażret-i Şeyḫ, E’r-Risāletü’l- Aşḳiyye, Noktatü’l-Beyân, Risāle-i Yigitbaşı fi’ṭ-Ṭaṣavvuf, Risāle-i Şerīfe, Kitāb-ı Mir ātü’l-Muḥaḳḳıkīn, Risāle-i Ḥaḳḳa’l-Yaḳīn, Risāle-i Nūrbaḫş-ı Cāmī der-Beyān-ı Ḥaḳīḳat ü Mecāz.

Tezimizin esasını teşkil eden şiir mecmuası 230’a-258b varakları arasında yazmada 15. sırada kayıtlıdır. Mecmuada tespit edebildiğimiz kadarıyla 70 farklı şaire ait, 148’i Türkçe, 25’i Farsça biri Farsça Türkçe mülemma olmak üzere 175 manzume bulunmaktadır. Bu manzumelerin çoğunluğu musammat ve gazellerden oluşmaktadır. Mecmuanın muhtevası Mecmuaların Sistematik Tasnifi Projesi (MESTAP)’a göre tablo halinde verilmiş, şiirlerin tamamı transkripsiyon alfabesine aktarılmış, yayımlanmış divanlarda ve sair kaynaklarda tespit edilen şiirler karşılaştırılarak farkları gösterilmiştir.

(11)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n Adı Soyadı Numarası Musa Kazım Tığlıoğlu 124201001007

Ana Bilim / Bilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı/ Türk Dili ve Edebiyatı Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Prof Dr. Semra Tunç

Tezin İngilizce Adı THE TEXT OF THE POETRY JOURNAL FOUND AT HARVARD UNIVERSITY HOUGHTON LIBRARY MS. ARAB 225 AND A TABLE OF CONTENTS OF WHICH IN ACCORDANCE WITH MESTAP

SUMMARY

This thesis entails an analysis of a manuscript which is found in Harvard University, Houghton Library, record number Ms. Arab 225. Throughout this thesis is a transcribed text of the poetry journal found within the manuscript- which dates back to the 17th Century. The manuscript contains 31 other works or parts of works

from the 10th to 17th century, excluding the poetry journal, many of which focuses on

Islamic Sufism. While providing brief descriptions about of the works, the subject aims to present a summary of the full content of the manuscript. The following are the works in the manuscript:

Kitāb al-Taʻarruf li-madhhab ahl al-taṣawwuf, Fawāʼid Sharḥ al-Taʻarruf, Waṣīyat Imām Aʻẓam Abā Ḥanīfah, Ḥikāyāt anbiyāʼ, Arbaʻūn ḥadīthan fī faḍl fuqarāʼ wa-ṣūfīyah, Arbaʻūn ḥadīthan maʻa sharḥihā ʻalá muqtaḍá mashrab Ṣūfīyah, Shaqāʼiq daqāʼiq wa-ḥadāʼiq ḥaqāʼiq, Iṣṭilāḥāt ṣūfīyah, Rawḍat al-manāẓir fī akhbār al-awāʼil wa-al-awākhir, Sharḥ al-alfāẓ allatī tadāwalathā al-ṣūfīyah, Ḥilyat al-abdāl, Risalah-ʼi Tamāmī-ʼi asāmī, Risālah-ʼi ʻAzīz al-Dīn ibn Muḥammad Nasafī, Üsküdarî Mahmud Efendi’nin vasiyetidir, A collection of Turkish and Persian poetry, Risālah dar ʻilm-i khaṭṭ, Der beyân-ı şengerf-i rûmî, Nayʹnāmah-ʼi Ḥaẓrat-i Munlā Jāmī, În risâle-yi diger der beyân-ı ehl-i cem’ ve erbâb-ı tercih, Risâle-yi sırr-ı nokta, Rumûzât-ı Ahmedî, Risâle-yi şârih-i Fusûs Abdî Efendi, Mir’âtu’l-avâlim, Manzum yüz hadis tercümesi, Asmāʼ kutub Ḥaḍrat al-Shaykh Ibn al-ʻArabi, al-Risālah al-ʻashqīyah, Noktatü’l-beyân, Risâle-yi Yiğitbaşı fi’t-tasavvuf, Risālah-ʼi sharīfah, Kitāb-i Mirʼāt al-muḥaqqiqīn, Risālah-ʼi Ḥaqq al-yaqīn, Risālah-ʼi nūrbakhsh-i Jāmī dar bayān-i ḥaqīqat-i majāz.

The poetry journal; the main subject of this thesis; is 15th among the other 31 works in the manuscript and is placed between the foils 230a-258b. To this extent, it has been revealed that there are 175 poems written by 61 different poets 149 of which is in Turkish, 25 of which is Persian and one of which is a mix of Turkish and Persian. The poems consisted mostly of Ghazal’s and Musammat’s. Content of the poetry journal is provided as table format in accordance to (MESTAP) the Systematic Classification Project of poetry Journals, all of the poems are transcribed and the differences are indicated in comparison with published versions and other works

(12)

KISALTMALAR

AKM : Atatürk Kültür Merkezi bk. : Bakınız

Dk. : Derkenar

D. : Divan

DİA : Diyanet İslam Ansiklopedisi çev. : Çeviren g. : Gazel h. : Hicri İÜ : İstanbul Üniversitesi k. : Kaside m. : Miladi

MEB : Milli Eğitim Bakanlığı

MESTAP: Mecmuaların Sistematik Tasnifi Projesi

nu : Numara

s. : Sayfa

TDK : Türk Dil Kurumu TTK : Türk Tarih Kurumu ty. : Tarihi yok

(13)

TRANSKRİPSİYON ALFABESİ آ,ا ā,a ش ş أ,ا a,e ص ṣ ء ض ż, ḍ ب b ط ṭ پ p ظ ẓ ت t ع ث ẟ غ ġ ج c ف f چ ç ق ḳ ح ḥ ك k,g,ñ خ ḫ ل l د d م m ذ ẕ ن n ر r و v,o,ö,u,ü,ū,ˇ ز z ه h,a,e ژ j ى ı,i,ī,ā س s

(14)

Şekiller Listesi

Şekil 1 Yazmanın Baş Tarafında Bulunan Mühür ... 17 Şekil 2 Şairlerin Yüzyıllara Göre Dağılımı ... 22 Şekil 3 Mecmuadaki Şiirlerin Nazım Şekillerine Göre Dağılımı ... 27

(15)

Tablolar Listesi

Tablo 1 Mecmuada Şiiri Bulunan Şairlerin Yüzyıllara Göre Dağılımı ... 21

Tablo 2 Mecmuadaki Şiirlerin Şairlere Göre Dağılımı ... 23

Tablo 3 Mecmuadaki Şiirlerin Vezinlere Göre Dağılımı ... 28

(16)

Ekler Listesi

EK 1 Yazmanın Orijinal Fihristi A ... 235

EK 2 Yazmanın Orijinal Fihristi B ... 236

EK 3 Et-Ta arruf li-Meẕhebi Ehli’t-Taṣavvuf, (baş) ... 237

EK 4 Et-Ta arruf li-Meẕhebi Ehli’t-Taṣavvuf (son) ... 238

EK 5 Fevā idu Şerḥi-t-Ta arruf (baş) ... 239

EK 6 Fevā idu Şerḥi-t-Ta arruf (son) ... 240

EK 7 Vaṣīyāt İmām A ẓam Ebā Ḥanīfe (baş) ... 241

EK 8 Vaṣīyāt İmām A ẓam Ebā Ḥanīfe (son) ... 242

EK 9 Ḥikāyātü’l-Enbiyā (baş) ... 243

EK 10 Ḥikāyātü’l-Enbiyā (son) ... 244

EK 11 Erba ūn Ḥadīẟān Fī Faḍli’l-Fuḳarā ve’ṣ-Ṣūfīye (baş) ... 245

EK 12 Erba ūn Ḥadīẟān Fī Faḍli’l-Fuḳarā ve’ṣ-Ṣūfīye (son) ... 246

EK 13 Erba ūn Ḥadīẟen ma a Şerḥihā Alā Muḳteżā Meşrebi’s-Ṣūfiyye (baş) ... 247

EK 14 Erba ūn Ḥadīẟen Ma a Şerḥihā Alā Muḳteżā Meşrebi’s-Ṣūfiyye (son) ... 248

EK 15 Şaḳā iḳu’d-Daḳā iḳ Ḥadāiḳu’l-Ḥaḳā iḳ (baş) ... 249

EK 16 Şaḳā iḳu’d-Daḳā iḳ Ḥadāiḳu’l-Ḥaḳā iḳ (son) ... 250

EK 17 Iṣṭılāhāt-ı Ṣūfiyye (baş) ... 251

(17)

EK 19 Ravżatü’l-Menāẓīr Fī Aḫbāri’l-Evāi li ve’l-Evāḫir (baş) ... 253

EK 20 Ravżatü’l-Menāẓīr Fī Aḫbāri’l-Evāi li ve’l-Evāḫir (son) ... 254

EK 21 Ḥilyetü’l-Ebdāl (baş) ... 255

EK 22 Risale-i Tamāmī-i Esāmī (baş) ... 257

EK 23 Risāle-i Azīz B. Muḥammed Nesefī (baş) ... 258

EK 24 Üsküdarî Mahmud Efendi’nin Vasiyetidir ... 259

EK 25 Der Beyân-ı Şengerf-i Rûmî (baş) ... 260

EK 26 Der Beyân-ı Şengerf-i Rûmî (son) ... 261

EK 27 Risāle Der İlm-i Ḫaṭṭ (baş) ... 262

EK 28 Risāle Der İlm-i Ḫaṭṭ (son) ... 263

EK 29 Ney-nāme-i Ḥaẓret-i Monlā Cāmī (baş) ... 264

EK 30 Ney-nāme-i Ḥaẓret-i Monlā Cāmī (son) ... 265

EK 31 În Risâle-yi Dīger Der Beyân-ı Ehl-i Cem ve Erbāb-ı Tercīh (baş) . 266 EK 32 În Risâle-yi Dīger Der Beyân-ı Ehl-i Cem ve Erbāb-ı Tercīh (son) . 267 EK 33 Risāle-i Sırr-ı Noḳṭa (baş) ... 268

EK 34 Risāle-i Sırr-ı Noḳṭa (son) ... 269

EK 35 Rumūzāt-ı Aḥmedī (baş) ... 270

EK 36 Rumūzāt-ı Aḥmedī (son) ... 271

EK 37 Risāle-i Şārih-i Füsūs Abdī Efendi (baş) ... 272

(18)

EK 39 Mir ātü’l-Avālim (baş) ... 274

EK 40 Mir ātü’l-Avālim (son) ... 275

EK 41 Manzum Yüz Hadis Tercümesi (baş) ... 276

EK 42 Manzum Yüz Hadis Tercümesi (son) ... 277

EK 43 Esmā -i Kütüb-i Ḥażret-i Şeyḫ (baş) ... 278

EK 44 Esmā -i Kütüb-i Ḥażret-i Şeyḫ (son) ... 279

EK 45 E’r-Risāletü’l- Aşḳiyye (baş) ... 280

EK 46 E’r-Risāletü’l- Aşḳiyye (son) ... 281

EK 47 Noktatü’l-Beyân (baş) ... 282

EK 48 Noktatü’l-Beyân (son) ... 283

EK 49 Risāle-i Yigitbaşı Fi’ṭ-Ṭaṣavvuf (baş) ... 284

EK 50 Risāle-i Yigitbaşı Fi’ṭ-Ṭaṣavvuf (son) ... 285

EK 51 Risāle-i Şerīfe (baş) ... 286

EK 52 Risāle-i Şerīfe (son) ... 287

EK 53 Kitāb-ı Mir ātü’l-Muḥaḳḳıkīn (baş) ... 288

EK 54 Kitāb-ı Mir ātü’l-Muḥaḳḳıkīn (son) ... 289

EK 55 Risāle-i Ḥaḳḳa’l-Yaḳīn (baş) ... 290

EK 56 Risāle-i Ḥaḳḳa’l-Yaḳīn (son) ... 291

EK 57 Risāle-i Nūrbaḫş-ı Cāmī der-Beyān-ı Ḥaḳīḳat ü Mecāz (baş) ... 292

(19)
(20)

GİRİŞ

Mecmualar Hakkında Genel Bilgi

Arapça cem kökünden türemiş olan mecmū kelimesinin müennesi olan mecmū a; toplanıp biriktirilmiş, tertip ve tanzim edilmiş şeylerin hepsine verilen genel addır (Devellioğlu, 2004: 596).

Kütüphanecilik terimi olarak mecmua; genellikle bir biriyle ilgili küçük hacimli risalelerin bir kitapta toplanmasıyla oluşturulan eserlerin genel adıdır. Aralarında konu birliği olmayan küçük çaplı risalelerin derlendiği mecmualara “mecmua-i resā il”, sanatlı nesir inşâlarını içeren mecmualara münşe āt mecmu ası yahut mecmū a-i münşe āt denir. Bir araya getirilen eserlerin konu birliği varsa mecmua konularına göre isimlendirilir. Söz gelimi çeşitli fetvaların derlendiği mecmualara “mecmu a-i fetavā”, muhtelif ilahileri içeren mecmualara “mecmū a-i ilāhiyyāt” fıkıh risalelerini içeren mecmualara “mecmū a fi’l-fıkıh” çeşitli duaları içeren mecmualara mecmū atü’l-evrad veya mecmū a-i evrad denmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Çalışmamıza konu olan eser bir şiir mecmuası olduğundan biz sadece şiir mecmuaları üzerinde duracağız.

Şiir mecmuaları muhtelif şiirleri ihtiva eden antoloji niteliğindeki eserlerin genel adıdır. Mecmuaya alınan şiirler arasında konu, tür, vezin veya şair bakımından ortak noktalar olabileceği gibi; şiirler hiçbir tasnife tabi tutulmadan derleyicinin tamamen şahsi beğenisine göre seçilmiş olabilir. Aralarında ortak nokta bulunan şiirlerden müteşekkil mecmualar bu ortak noktaya atfen isimlendirilirler. Söz gelimi, kasideleri içeren mecmualara mecmū atü’l-ḳaṣā id, gazelleri muhtevi mecmualara mecmū a-i ġazeliyyāt, rubailerden oluşan mecmualara mecmū a-i rubā iyyāt, naatları ihtiva eden mecmualara mecmū atnu ūt, nazirelerin toplandığı mecmualara mecma ü’n-nezā ir veya mecmū atü’n-ü’n-nezā ir, muhtelif şairlerin divanlarının toplandığı mecmualara mecmū a-i devāvin, çeşitli seçme beyitlerden oluşan mecmualara mecmū a-i ebyāt denmektedir. Derleyeni belli olan mecmualar derleyicisinin ismiyle anılır: Pervāne Bey Mecmuası, Livā ī Bey Mecmu ası gibi.

Kütüphane kayıtlarında mecmu a-i eş ār, mecmū atü’l-eş ār, şiir mecmū ası yahut yazıldığı dile göre eş ār-i Türkī, eş ār-i Fārisi adları altında kayıtlı olan bu

(21)

eserler eski Türk edebiyatının en önemli kaynaklarındandır. Şiir mecmuaları edebiyat tarihimiz açısından çok büyük bir değer ifade eder. Derleyicisinin kendi beğendiği şiirleri ihtiva eden bir antoloji niteliğinde olan bu eserler; tertip edildiği devrin edebi zevkini ve umumi görünüşünü gözler önüne serer. Hangi şairin kimlere nazire yazdığını, kimin kimden etkilendiğini bu kaynaklardan tespit edebiliriz.

Mecmualar, hiç divan tertip etmemiş yahut tertip ettiği divanı günümüze ulaşamamış şairlerin şiirleri yanında, varlığından bile haberdar olmadığımız nice şairin şiirlerini bulabileceğimiz mühim kaynaklardır. Bu şiirler arasında kimi zaman çok büyük ve meşhur şairlerin de eldeki divan nüshalarında bulunmayan şiirlerine tesadüf ediyoruz.

(22)

BİRİNCİ BÖLÜM : Harvard Üniversitesi MS Arab 225’de Kayıtlı Yazmanın İncelenmesi

1.1 Nüsha Tavsifi

İncelediğimiz şiir mecmuası Harvard Üniversitesi MS Arab 225’de kayıtlı yazmanın içinde 231a-258b arasında bulunmaktadır. Yazma 20x14.5 (cm) ebadında olup krem rengi aharlı batı tipi filigranlı kâğıda yazılmıştır.

Yazmada şiir mecmuası dışında 31 eser bulunmakta ve şiir mecmuası 15. sırada yer almaktadır. Eserlerin tamamı aynı hatla yazılmamıştır. Eserlerin bazılarında ferağ kaydı mevcut olup tarihler birbirini takip etmektedir. Bu tarih kayıtlarının ilki hicri 1013 yılının safer ayını, sonuncusu hicri 1090 yılının ramazan ayını göstermektedir. Buna göre ilk ferağ kaydıyla sonuncusu arasında arasında 77 kameri yıl bulunmaktadır ki bu fark güneş takvimine göre 74 yıla tekabül etmektedir.

Mecmuanın hattı incelendiğinde yazmanın birden çok elden çıktığı anlaşılmaktadır. İlk 9 eser aynı kalemden çıkmıştır ve sonlarındaki ferağ kayıtlarına bakılırsa 1605-1608 tarihleri arasında istinsah edilmiştir. Kitapların tarihleri ve yazmadaki sıraları uyuşmaktadır. İlk 9 eserden sonra hat değişmekte ve sonraki 22 eser her ne kadar yer yer iki farklı hat cinsi kullanılsa da aynı kişi tarafından istinsah edilmiş gibi gözükmektedir. Şiir mecmuası bu ikinci grubun içindedir. Şiir mecmuasından 11 eser sonra gelen ve mecmuayla aynı kalemden çıktığı anlaşılan Noḳṭatü’l-Beyān adlı eserin sonunda bir ferağ kaydı bulunmakta ve 1679 yılını göstermektedir. Bu bilgiler ışığında şiir mecmuasının 1608-1679 yılları arasında bir tarihte derlendiği anlaşılmaktadır.

Yazmanın bir aile veya tekke içinde elden ele geçip farklı kişiler tarafından ekleme yapılarak oluştuğu kanaati ağır basmaktadır. Ayrıca muhtemelen mecmua tamamlandıktan sonra tekrar gözden geçirilmiş ve yazmanın başına bir fihrist eklenmiştir. Fihristin hattıyla şiir mecmuası ve şiir mecmuasından sonra gelen eserlerin hattı aynıdır. Eserin mevcut halinde başlığı bulunmayan eserlere iptidai bir hatla tek bir kalemden başlıklar ilave edilmiştir. Bu başlıkların sonradan belki bir kütüphaneci tarafından eklendiği söylenebilir.

(23)

Ayrıca şiir mecmuasından önceki 230b sayfasında Nihavend Kanto başlığıyla Ûdî Âfet Mısırlıyan’a (1847-1922) ait Nāle-i cāngāhımı cānān duymuyor adlı şarkının güftesi vardır. Yazmadaki eserler 16 ve 17. yüzyıllarda yazılmış olduklarından bu şarkı güftesinin sonradan kaydedildiği açıktır. Ayrıca bu yazı tipi yukarıda zikrettiğimiz sonradan ilave edilmiş olan başlıkların hattıyla benzerlik arz etmektedir.

1.2. Yazmanın Orijinal Fihristi ve Yazmada Mevcut Olan Diğer Eserler

454 varaklı yazmanın 2a ve 2b sayfalarında “Fihrist-i Hāẕe’l Mecmū a” başlıklığıyla içindekiler kısmı yer almaktadır. Burada 38 eserin adı ve varak numaraları verilmiş, 38. eserden sonra aynı kalemle “ve ġayruhum” kaydı düşülerek başka eserlerin de bulunduğu bildirilmiştir. Bununla beraber yazmanın mevcut halinde fihristte zikredildiği halde mecmuanın içinde yer almayan veya mecmuada bulunup fihristte zikredilmeyen bazı eserler mevcuttur. Yazmada bulunmayan eserlerin üstü fihristte kurşun kalemle çizilmiştir. Buradan hareketle fihrist düzenlendikten sonra da yazmaya ilaveler olduğu veya eksiklik olabileceğini söyleyebiliriz, zira yazmanın mevcut halinde bazı varaklar eksiktir. Bu varaklar kopmuş veya çıkarılmış olabilir. Ayrıca fihristte mevcut olup yazmada bulunmayan eserlerin üstünün kurşun kalemle çizilmesi mecmuanın bir plan dahilinde tertip edilmeye başlandığı, yazmaya alınamayan eserlerin yazma tamamlandıktan sonra çizilmiş olabileceği ihtimalini de düşündürmektedir. Fihristte çizili eserler şunlardır:

Risāle-i Tevḥīd, Meslekü’t-Ṭālibīn, Fev id fī İlmi Kimyā, Sāmur Hindī, Aḳlām-ı Ḥukemā, Risāle fī İlmi’n-Nücūm, Risāle fī İlmi’l-Ḫaṭṭ (arada 3 eser mevcuttur: çalıştığımız eser olan Eş ār-i Türki, Şerḥ-i Dībāce-i Meẟnevī, Risāle Der İlm-i Ḫaṭṭ), Ḥilyetü’n-Nebī Ṣallalāhu Aleyhi ve Sellem ve Ḥilye-i Çār Yār-i Güzīn, Terşīḥāt-ı Sarı Abdullah Efendi

Ayrıca yazmada bulunan bazı eserler fihristte bulunmamaktadır. Her ne kadar bu eserlerin yazmaya sonradan ilave edildiği ihtimali akla gelse de bu eserlerle şiir mecmuasının aynı hatla yazılmış olması bu ihtimali zayıflatmaktadır. Bu ilaveler de şiir mecmuasındaki gibi yer yer kırık nesih ve talik hattıyla yazılmıştır. Bu eserler ve varak numaraları şöyledir:

(24)

Üsküdarī Maḥmud Efendi’nin Vaṣiyyetidir (150b-151a), Neynāme-i Ḥaẓret-i Monlā Cāmī Aleyhi’r-raḥmeh (283b-286b), Manzum Yüz Ḥadis Tercümesi (338a-341a), Risāle-i Nur-baḫş-ı Cāmī der-Beyān-ı Ḥaḳīḳat-i Mecāz (448b-451a).

Bu eserlerden bazılarının sonunda ferağ kaydı mevcuttur. Yazmadaki eserlerin bazılarının ferağ kayıtlarında yıl rakamla gösterilmişken birkaçında metnin içine Arapça olarak yazıldığından ilk bakışta dikkat çekmemektedir. Bu ferağ kayıtlarını aşağıdaki listede ilgili eserlerin sonunda aktardık. Listeyi oluştururken bu tarihleri miladi tarihe çevirerek köşeli ayraçla eser isimlerinin yanına ayrıca yazmayı uygun gördük. Tarih bilgisi verilmemiş eserlerde ferağ kaydı bulunmamaktadır.

1.2.1. Et-Ta arruf li-Meẕhebi Ehli’t-Taṣavvuf [1604] (1b-57b)

Arapçadır. Ebû Bekr Tâcülislâm Muhammed Kelâbâzî’ye (ö. 380/990) aittir. Et-Ta arruf li-Meẕhebi Ehli’t-Et-Tasavvuf, tasavvuf konusunda yazılan ilk eserlerdendir (Uludağ, 2013:9). Bu kitap hakkında; “Taarruf olmasaydı tasavvuf bilinmezdi” denilmiştir (Uludağ, 2002: 192). Kitapta Tasavvuf ve sûfîler hakkında muhtasar bilgilerin yanında sûfîlerin itikadi konulardaki kanaatleri anlatılmaktadır. Eser Doğuş Devrinde Tasavvuf Ta’arruf adıyla Süleyman Uludağ tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir.

İncelediğimiz nüshanın sonunda 57a numaralı varakta bulunan ferağ kaydından eserin hicri 1013 yılının Safer ayının başında Edirne’de istinsah edilmiş olduğunu anlıyoruz. Ferağ kaydı şöyledir:

“ةيمحملا هنردا ةدلبيف )١٠١٣( هنس روهش ىف كرابملا رفص رهش لهتسم ىفغارفلا عقو”

“Vaḳa a’l-ferāġ fī-müstehilli şehri ṣaferi’l-mübārek fī-şühūri sene 1013 fī beldeti Edirne el-maḥmiyye” (m. 1604 Haziran)

1.2.2. Fevā idu Şerḥi’t-Ta arruf [1605] (58a-67a)

Arapçadır. Et-Ta arruf li-Meẕhebi Ehli’t-Taṣavvuf isimli eserin şerhidir.

Kaynaklarda Ta aruf’un bu isimde bir şerhine rastlanmamakla birlikte kitabın adı ve içeriği Kadı Alaeddin Ali b. İsmail et-Tebrizi el-Konevi (ö.729/1328) tarafından

(25)

kaleme alınan Hüsnü’t-Taṣarruf fi şerhi’t-Ta arruf isimli eserle büyük oranda benzerlik arz etmektedir (Göktaş, 2008:140-142).

1.2.3. Vaṣīyāt İmām A ẓam Ebā Ḥanīfe [1605] (144-149)

Arapçadır. Ebû Hanîfe (ö. 150/767) tarafından iman esasları hakkında kaleme alınan bir risaledir. Eserin asıl adı Vaṣiyyetü’l-İmām Ebī Ḥanīfe’dir. Eserde imanın unsurları, cennet-cehennem ehli, dört halifenin fazileti ile ilgili bilgiler verildikten sonra iman-amel ilişkisi, kader meseleleri ve bir kısım ahiret halleri anlatılmaktadır. Eser Mustafa Öz tafarından Türkçe’ye çevrilmiş ve yayımlanmıştır (Öz, 2012).

Bu risalenin sonundaki ferağ kaydında da eserin hicri 1013 yılının Cemaziyülevvel ayında istinsah edildiği belirtilmektedir:

هنس ىلولأا ىدامج رهش ىف ررح (

١٠١٣

“) ”

“ḥurrira fi şehri cumāde’l- ūlā sene 1013” (m. Ekim-Kasım 1604) 1.2.4. Ḥikāyātü’l-Enbiyā [1605] (v. 150-161)

Arapçadır. Araştırdığımız kaynaklarda bu eser ve müellifi hakkında bir bilgiye rastlayamadık. Eser peygamber kıssalarından daha ziyade Hazret-i Muhammed’in diğer peygamberlerden üstünlüğü hakkındadır. Eserin baş taraflarında sırasıyla Âdem, Şît, Nûh, Hûd, Sâlih, İbrahim, Lût, İshâk, İsmâil, Ya’kûb, Yusûf, Eyyûb, Zekeriyyâ, Yahyâ, İlyâs, Dâvûd, Süleymân, Şu’ayb, Mûsâ, Hârûn, Yûşâ’, Üzeyr, Zülkifl, Eremyâ, Hızır, Zülkarneyn, Lokmân, Hezekiel, Uşmuyel1, Dânyâl ve Îsâ Peygamberlerin ismi

zikredilmiş akabinde Hz. Muhammed’in diğer peygamberlere olan üstünlüğü anlatılmıştır. Eserin son kısımlarında sahabilerin efdaliyeti hakkında bilgi verilmektedir.

1 Kelime metinde bu şekilde harkelenmiştir. İsmin daha doğru ve yaygın olan telaffuzu İşmûyil

(26)

1.2.5. Erba ūn Ḥadīẟān fī faḍli’l-fuḳarā ve’ṣ-Ṣūfīye [1605] (76a-80b)

Arapçadır. Kitabın adı Türkçe’ye Dervişler ve Sufilerin Faziletleri Hakkında Kırk Hadis olarak çevrilebilir. İncelediğimiz nüshada bu eserin müellifiyle ilgili bir bilgi bulunmamakla beraber eserin Library of Congress’te KBP310.J35 numaralı nüshasında şu kayıt mevcuttur:

مامإ هيلع الله ةمحر يسوطلا نسحلا نب دمحأ ديعس وبأ مارحلا خيش ماملإا خيشلا ةكم

“… e’ş-şeyḫ e’l- imām şeyḫu’l-ḥarām ebū-sa īd Aḥmed bin Ebi’l-Ḥasen E’t-Tūsī raḥmetu’llāhi aleyh imāmu Mekke”2

Buradan müellifinin Mekkede Mescid-i Haramın imamı olup ve üst düzey bir ilmî otoriteye sahip olduğu ayrıca halifenin Mekke ve Medine’deki temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır. Zira şeyḫu’l-ḥarem payesi ancak üst düzey ilmi otoriteye sahip alimler arasından (Küçükaşçı, 2010:90-91) halife tarafından Mekke ve Medine’de temsilci olarak görevlendirilen (Pakalın, 1993: 350) kimselere veriliyordu.

Müellifi ilgili nüshanın 83a numaralı sayfasında dervişler ve sufilerin fazileti hakkındaki bu kırk hadisi kendi şeyhlerinden ve tasavvuf büyüklerinden işittiğini söylemektedir.

Yazmanın sonundaki ferağ kaydına göre eser, h. 1013 yılının Zilhicce ayının başında istinsah edilmiştir. (m. Nisan 1605)

” ف ى ةرغ ذ ةجحلا ى ةفىرشلا هثلث روهش نم رشعو فلأو “

“fī ġurreti Zi’l-ḥicceti’ş-şerīfe min şühūri ẟelāẟe ve aşara ve elf”

2https://catalog.loc.gov/vwebv/search?searchCode=LCCN&searchArg=2015377614&searchType=1&

(27)

1.2.6. Erba ūn Ḥadīẟen Ma a Şerḥihā alā Muḳteżā Meşrebi’s-Ṣūfiyye [1608] (80b-89a)

Arapçadır. Eserin müellifini tespit edemedik. Tasavvuf ve güzel ahlaka dair 40 Hadis şerh edilmiştir. Risalenin sonunda h.1017 yılını gösteren bir ferağ kaydı bulunmaktadır: ررح هنس ىف ( ١٠١٧ “) ”, Ḥurrira fī sene 1017 (m. 1608)

1.2.7. Şaḳā iḳu’d-Daḳā iḳ Ḥadāiḳu’l-Ḥaḳā iḳ (89b-94a)

Arapçadır. Arap dili alimi ve müfessir olan Türk asıllı Muḥammed b. Ebī Bekr e’r-Rāzī (ö. 1268 sonrası) tarafından kaleme alınmıştır. Tasavvufa dair olan bu eser, Saîd Abdülfettâh tarafından 2002 yılında Kahire’de yayımlamıştır (Elmalı, 2007:487).

1.2.8. Iṣṭılāhāt-ı Ṣūfiyye [1608] (94b-124a)

Arapçadır. İbn Arābī tarafından kaleme alınmıştır. Tasavvuf terimleri sözlüğü olan eser, Kitābu Iṣṭılāhātı’ṣ-Ṣūfiyye adıyla Bessam Abdü’l-Vahhab el-Cābī tarafından 1990 yılında neşredilmiştir.3 Müellifin bir yakın dostunun talebi üzerine

yazdığını söylediği bu eser 199 tasavvufi terimin izahını içermekte olup 1218 yılında Malatya’da kaleme alınmıştır (Hırtenstein, 2016:374).

Eserin sonundaki ferağ kaydında eserin h. 1017 yılının Rebî’ul-evvel ayında, Edirne’de istinsah edildiği belirtilmektedir. (m. Temmuz 1608)

( ةنس رخلأا عيبر رهش ىف ررح ١٠١٧

هنردأ ةدلب يف )

“ḥurrira fī- şehri Rabī u’l-āḫir sene 1017 fī beldei Edirne el-maḥmiyye”

3 Bessam Abdülvehhab el-Câbî, Iṣṭılāḥātu’ş-Şeyḫ Muḥyiddīn İbn Arabī Mu cemu

(28)

1.2.9. Ravżatü’l-Menāẓīr Fī Aḫbāri’l-Evāi Li ve’l-Evāḫir, (125b-130a)

Arapçadır. Türk asıllı olan Ebü’l-Velîd Muhibbüddîn Muhammed (ö. 815/1412) tarafından kaleme alınmıştır. Eserde Ebü’l-Fidâ’nın 729 (1329) yılına kadar gelen el-Muḫtaṣar fī-Tārīḫi’l-Beşer adlı umumi tarihi özetlenerek 806 (1403) yılına kadar meydana gelen olayları ilave edilmiştir (Özen, 2000:221).

1.2.10. Şerḥu’l-Elfāẓ Elletī Tedāvelethe’s-Ṣūfīyeh (130b-133b)


Arapçadır. Eser İbn Arabî’ye nispet edilmektedir. Eserin bir diğer yazma nüshası Milli Kütüphane yazmalar koleksiyonu 06 Mil Yz A 571/2 numarada kayıtlıdır. 4

1.2.11. Ḥilyetü’l-Ebdāl, (134a-136a)


Eserin tam adı Ḥilyetü’l-Ebdāl Vemā Yeẓheru Anhā Mine’l-Ma ārif ve’l-Aḥvāl’dir. Arapçadır. Muḥyiddin İbn ‘Arabî tarafından yazılmıştır. Kitabın başlığı Türkçe’ye “seçkin sufilerin özellikleri ve onlarda görülen bilgelik ve haller” olarak çevrilebilir.

Kütüphane katalogunda Ḥilyetü’l-Ebdāl olarak geçen bu eserin başına sonradan yazıldığı anlaşılan bir kayıtla Ḳavāyid-i Ṣūfiyye başlığı konulmuştur. Bu yüzden eseri başka kütüphanelerdeki nüshalarıyla karşılaştırma gereği duyduk. Tokyo Üniversitesi Dr. Daiber yazmaları 1114 numarada kayıtlı yazmayla mukayese ettik ve eserin İbn Arabî’nin Hilyetü’l-Ebdāl isimli eseri olduğunu gördük. Ḳavāyid-i Ṣūfiyye başlığının eserin muhtevasından hareketle konulması muhtemeldir.

Bu eseri İbn Arabî müridi Bedr El-Habeşî için 1203 yılında yazmıştır. Eserde halvet, sükût, riyazat ve uyanıklık hallerinden bahsetmektedir (Hırtenstein, 2016:374). Eser İbn Arabî’nin Risaleleri başlığıyla Türkçe’ye çevrilmiş ve yayımlanmıştır.5

4 Bir diğer yazma nüsha Milli Kütüphane yazmalar koleksiyonu 06 Mil Yz A 571/2 numarada kayıtlıdır.

http://www.yazmalar.gov.tr/eser/serhul-elfazil-istilahatis-sufiye/140088 14.05.2019

(29)

1.2.12. Risale-i Tamāmī-i Esāmī (136b-142b)


Farsçadır. Tasavvuf terimleri sözlüğü niteliğindeki eserle ilgili herhangi bir bilgiye ulaşamadık.

1.2.13. Risāle-i Azīz B. Muḥammed Nesefī (143a-150a)


Farsçadır. Aziz B. Muhammed Nesefi (vefatı h.700?) tarafından kaleme alınmıştır. Diyanet İslam Ansiklopedisi, “Aziz Nesefî” maddesinde Muhammed Nesefī’ye ait 8 adet eserin adı ve konularıyla ilgili kısa bilgiler verilmektedir (Düzen, 1991: 344-346). Bu eserlerin arasında Risale isimli bir esere rastlanmamaktadır.

1.2.14. Üsküdarî Mahmud Efendi’nin Vasiyetidir (150b-152b)


Arapçadır. Aziz Mahmud Hüdai’nin vasiyetidir. Halk arasında menkıbe olarak anlatılagelen bir Aziz Mahmud Hüdai vasiyeti olmakla beraber bu o vasiyetten farklıdır. Vasiyet “yā eyyühe’l-veledü’l- āşıḳ ve’ṭ-ṭālibü’ṣ-ṣādık” (ey aşık evlat ve sadık talip) sözleriyle başlayıp edep, istiğna ve nefis tezkiyesini öğütlemektedir.

Eser, Aziz Mahmud Hüdâî’nin Arapça olarak kaleme aldığı Miftāḥu’ṣ-Ṣalāh ve Mirḳātü’n-Necāh isimli eserinin sonundaki nasihatin (Gülşen, 1951:167) bir kısmıdır.

1.2.15. Eş ār-ı Türkī (230a-258b)


Çalışmamıza konu olan şiir mecmuasıdır. İnceleme kısmında şekil ve muhteva yönüyle detaylı olarak ele alınmıştır. Mecmuayı takip eden 17 varak eksiktir. (259-276)

1.2.16. Risāle Der İlm-i Ḫaṭṭ (277a-282a)


Farsçadır. Yazmada eser sahibi belirtilmemekte ve “Hat ilmi hakkında risale” anlamına gelen bu başlık bulunmaktadır. Eser Sultan Ali Meşhedī’ye (ö.1520) ait Risāle-i Ṣırātu’ṣ-Ṣuṭūr isimli mesnevidir. Eserle ilgili Mahmud Ali Recebi’nin Farsça makalesi bulunmaktadır.6

(30)

1.2.17. Der Beyân-ı Şengerf-i Rûmî (282b-283a)


Farsçadır. Kim tarafından yazıldığı belirtilmemektedir. Kırmızı renkli cıva sülfür maddesi, zincifre, (Atılgan, 2006: 309) ve zincifreyle başka malzemelerin karışımından elde edilen kırmızı mürekkep (Derman, 2006:46) hakkındadır.

1.2.18. Ney-nāme-i Ḥaẓret-i Monlā Cāmī (283b-287b)


Farsçadır. Molla Cāmī7 tarafından yazılan manzum mensur karışık bir eserdir.

Mesnevi’nin ilk iki beytinin şerhidir. Süleyman Neş’et Tarafından h. 1263 yılında Tercüme-i Dü-beyt-i Meẟnevī adıyla basılmıştır (Okumuş, 1993:94).

Bu eserden sonra gelen 31 varak kopuktur.

1.2.19. În Risâle-yi Dīger Der Beyân-ı Ehl-i Cem ve Erbāb-ı Tercīh (320a-322a) Türkçe, mensur, iki varaklık kısa bir risaledir. Müellifine dair bir bilgi bulunamadı. Konusu genelde tasavvuf özelde Vahdet-i vücud olan risalede Dede Ömer Ruşeni’ye ait olduğu belirtilen iki beyit bulunmaktadır. Birincisinin başında “Ḥażret-i Şeyḫ Rūşenī Ḳuddise Sırruhu buyurmuşlar ki” kaydı mevcuttur. İkinci beytin başında ise, “Ḥażret-i Şeyḫ Rūşenī bu beytinde daḫı rūşen etmişler.” denilmektedir.

Beyitler şöyledir:

Ḥaricīyem sevmesem damadını Peyġamberüñ Rāfiżīyem farḳ idersem Ḥayderi Fārūḳdan8

Hem ān ẕātdur ki bīçün ġayrı yoḳdur Muvaḥḥid ġayrı görse ḫayrı yokdur9

Türkçe bilgi için bkz: Muhittin Serin, Ali Meşhedi Sultan, DİA, EK-1, 2016, 79

7 Câmî ve eserleri hakkında geniş bilgi için bkz. Tahirü’l-Mevlevî, Vücûd ve Vahdet-i Vücûda Dâir

Şerh-i Rubâiyyât. A. Acer (Ed.), İstanbul, Litera Yayıncılık, 2014, s. 7-40.

8 Semra Aydemir (Tunç), Dede Ömer Rûşenî Hayatı Eserleri ve Dîvânının Tenkîdli Metni,

Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, Selçuk Üniversitesi, 1990, s.187

(31)

Risale kime ait olduğunu tespit edemediğimiz şu iki beyitle biter: Ḳıdem baḥrüñ ẟübūtıdur

Ḥudūẟ anuñ zuhūrıdur Vücūdınuñ şühūdıdur Gerek mü’mīn gerek kāfir

1.2.20. Risāle-i Sırr-ı Noḳṭa (322b-323a)


Türkçe, manzum mensur karışık, tek varaklık kısa bir risaledir. Müellifine dair bir bilgi bulamadık. Risale Hazret-i Ali’ye ait “Kur’an’ın sırrı Fatiha’dadır. Fatiha’nın sırrı besmelede vardır. Besmelenin sırrı başındaki ب harfindedir. ب harfinin sırrı ise altındaki noktada gizlidir, o nokta benim (Nur, 2000:51) ” sözünün şerhidir. Eserin başında Hz. Ali’ye ait bu sözün son kısmı:

ءابلا تحت ةطقنلا انأ"

" (Bursevi, h.1330, c1:7)

“Ene’n-noḳṭa taḥte’l-bā”

şeklinde kaydedildikten sonra kime ait olduğunu tespit edemediğimiz şu beyit yer almaktadır:

Ma rifet bābından eylerseñ heves Bā vü sīnüñ remzi dā im saña bes 1.2.21. Rumūzāt-ı Aḥmedī (323b-324a)


Türkçe, manzum mensur karışık, tek varaklık kısa bir risaledir. Eser kim olduğunu tesbit edemediğimiz Ahmed mahlaslı bir şairin tasavvufi remizler içeren 7 beyitlik bir gazeli ve bu gazelin şerhidir. Gazelin matla ve makta beyitleri şöyledir:

(32)

Diñler isen aydayum ey nev-civān10

Līk benüm müşkilümdür eyleyüvir gel ayān Sözlerüñi Aḥmedā ṭoġruya ṭoġru söylegil Doġru sözüñden senüñ ṭopṭolu olsun bu cihan

Risale, Hz. Ali’ye ait “Allah her şeyle beraberdir, yakınlaşmaksızın; her şeyin dışındadır, ayrılmaksızın” anlamında sözüyle biter:

‘ ةليازمب لا ءيش لك ريغو ةنراقمب لا ءيش لك عم ]وه["

“ma a külli şey in lā bi-muḳārenetin ve ġayru külli şey in lā bi-müzāyeletin (E’r-Rażī, ty.,c1:16 ; Ali, Hz.,2007:30) ”

1.2.22. Risāle-i Şārih-i Füsūs Abdī Efendi (324b-326a)


Türkçe, manzum mensur karışık, iki varaklık kısa bir risaledir. Hayatının bir döneminde Bursa’da da bulunmuş olan Bosnalı Sarı Abdullah Efendi’ye aittir. Risalenin sonuna “Bursalı merḥūm şārīḥ-i füṣūṣ Abdullah Efendi ḥażretlerinüñdür” kaydı düşülmüştür. Risale:

İkilik olmayınca ortadan dūr Görünmez gözüñe nūrun- alā-nūr

beytiyle başlar ve Hz. Ali’ye ait “öncesinde ve sonrasında Allah’ın içinde olmadığı hiçbir şey görmedim.” anlamında şu sözle biter:

"11 هيف هدعبو هلبق الله تيأر لاإ أيش تيأر ام"

“Mā ra eytü şey en illā ra eytu’llāhe ḳablehū ve ba dehū fīhi” (E’t-Tebrīzī, h.1418: 169; Bursevî, h.1330: 7)

10 Mısra vezne göre eksiktir

11 E’t-Tebrīzī, E’l-Ensārī, E’l-Lüm atü E’l-Beyżā, Beyrut. h.1418, s169. ; Bursevi, İsmail Hakkı,

(33)

1.2.23. Mir ātü’l-Avālim (326b-337b)


Gelibolulu Mustafa Ālī Efendiye āit mensur bir eserdir. Dünyanın ve mahlukatın yaratılışına dair inanışları içerir. Eserin Hicri 1287 yılında Çemberlitaş’ta Ahmed Efendi tarafından yapılmış bir neşri mevcuttur.12

1.2.24. Manzum Yüz Hadis Tercümesi (338a-341a)


Yazmada eser ve müellifiyle ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. Eser Latīfī’nin Ṣubḥatü’l- Uşşāḳ isimli eserinin eksik bir nüshasıdır. Eserin giriş kısmını teşkil eden 22 beyitlik mesnevi, ikinci kısım olan Der-Na t-i Nebiyy-i Izām başlıklı 16 beyitlik na t, 45 beyitlik sebeb-i te līf-i risāle kısmı ve 14 beyitlik Hāzā fī-vaṣf-ı Pādişāh-ı İslām ve son olarak kitabın orijinalinde son kısımda bulunan 33 beyitlik münacat ve 18 beyitlik tazarru bölümleri yazmada eksiktir. Hadisler bölümünde ise 66 hadis mevcut olup 34 hadis eksiktir.13 Eser bu haliyle Latifi’nin eserinden yapılan bir seçki

gibi gözükmektedir.

1.2.25. Esmā -i Kütüb-i Ḥażret-i Şeyḫ (341b-347a)


Arapçadır. Eserin orijinal adı Fihristü’l-Müellefât’tır (Hırtenstein, 2016:375). İbn Arabî tarafından kaleme alınmıştır. Bu eser İbn Arabî’nin bu eseri yazdığı 1229 tarihinden önce telif etmiş olduğu eserlerin bir listesidir ve Sadreddin-i Konevî için Şam’da yazılmıştır (Hırtenstein, 2016:375).

Bu risaleyi gün yüzüne çıkaran ve neşreden Korkis Awwād neşrine yazdığı önsözde yayında kullandığı yazmanın müellif hattından istinsah edilmiş olan bir nüsha olduğunu; eserin orijinaline ulaşamadığını söylemekte ve eserin başka bir nüshasına rastlamadığını belirtmektedir (Awwād, 1954:527). Korkis Awwād’ın bu çalışması Suriye Arap Dil Akademisinin çıkardığı dergide iki bölümde neşredilmiştir.14

12Bekir Kütükoğlu, Ālī Mustafa Efendi, DİA, c.II, s416.; http://isamveri.org/pdfrisaleosm/RE15779.pdf

12.05.2019

13 Hadisler ve açıklamaları için bkz: Nihat Öztoprak, Klasik Türk Edebiyatında Manzum 100 Hadisler,

(Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul. 1993, s388-432

14 Korkis Awwad, Fefresetü Müellifāti Muhyiddīn İbn Arābī, Mecelletü mecma

i’l-Lüġati’l-Arabiyye bi-Dımaşk, c29, sayı 3, Suriye 1954, s345; Korkis Awwad, Fefresetü Müellifāti Muhyiddīn İbn Arābī, Mecelletü mecma i’l-Lüġati’l- Arabiyye bi-Dımaşk, c29, sayı 4, Suriye 1954, s527.

(34)

1.2.26. E’r-Risāletü’l- Aşḳiyye (347b-350b)

Arapçadır. Eser İbn Arabî’nin El-Fütūḥātü’l-Mekkiyye isimli eserinde geçen: مسجو حور هرمأ نم انل

مسلط ءايشلأا رهوج نم انل

matla lı kasidenin şerhidir. 4 varaklık kısa bir risale olan bu eserin başında iki başlık vardır: Ḳaṣīde-i Ḥażret-i Şeyḫ ve Risāletü’l- Aşḳiyye Yazmada eserin müellifi zikredilmemektedir. Bununla beraber bu kasidenin Atpazârî Osman Fazlı Efendi (ö.1102/1691) tarafından Tecelliyāt-ı Berḳiyye adıyla yapılan şerhi dışında bir şerhine rastlayamadık. Kaynaklar bu kasideye yapılmış yegâne şerhin Osman Fazlı Atpazârî tarafından kaleme alınmış olduğu konusunda mutabıktır. “Lenâ min emrihî rûhun ve cismün” ibaresiyle başlayan beyti Tecelliyât-ı Berḳıyye adıyla Osman Fazlı Atpazârî … tarafından şerhedilmiştir” (Kılıç, 1996: 251; Kılıç, 2018:39) Osman Fazlı Atpazârî Celvetî şeyhi olup İstanbul Fatih’deki Atpazârî tekkesinin kurucusudur (Yılmaz, 2018: 70).

Eserin müellif hattı nüshası Süleymaniye Kütüphanesi Reisülküttab 511 numaradadır. Bu şerhle ilgili yazılmış pek çok akademik çalışma mevcuttur.15

Yazmada bu risaleden sonra gelen Noḳṭatü’l-Beyān isimli eserin sonunda hicri 1090 yılını gösteren ferağ kaydı bulunmaktadır. İki risale aynı kalemden çıkmıştır. Fazlı Efendi’nin h.1102 de vefat ettiği düşünülürse risalenin bu nüshasının Fazlı Efendi henüz hayattayken istinsah edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.


15 Detaylı bilgi için bkz. Sakıb Yıldız, Atpazarî Osman Fazlı. DİA, 1991, cilt 4 83-85 ; Muhammed

Bedirhan, Osman Fazlı Atpazarî: Hayatı Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri. Yüksek Lisans Tezi, MÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul,2006. ; Bin Rifat, Bursalı Mehmed Tahir, Terâcim-i Ahvâl Atpazâri Osman Fazlı, Sebîlürreşad, C.9 58. ; Bedrettin Çetiner, Atpazarî Osman Fazlı ve El-Lâihâtü’l-Berkiyye Adlı Tasavvufî Tefsir Risalesi, MÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 16-17, 1998, s.11

(35)

1.2.27. Noktatü’l-Beyân [1679] (351a-373a)


Türkçe mensur bir eserdir. Hz. Ali’ye ait: ءابلا تحت ةطقنلا انأ"" (Nur, 2000:51; Bursevi, h.1330, c1:7) sözünün şerhidir.

Yazmada bu şerhin müellifi zikredilmemekle birlikte TBMM Arşivi, Nadir Eserler Bölümü MM-444/11 numarada bulunan yazmayla mukayese edildiğinde iki eserin aynı olduğu görülmektedir.

Eser Şeyhzade Muhyiddin Kocevî tarafından kaleme alınmıştır (Maden, 2015: 131). Eserin birçok yazma nüshası bulunmaktadır (Bursalı, c1, h.1333: 334).

Yazmada bulunan ferağ kaydında eserin h.1090 Ramazan’ının sonlarında bittiği belirtilmektedir. (Ekim 1679)

اوأ يف باهولا كلملا الله نوعب باتكلا مت ةنس ناضمر رهش رخ

١٠٩٠

“temme’l kitāb bi- avni’llāhi’l-meliki’l vehhāb fī evāhiri şehri ramażān sene 1090”

1.2.28. Risāle-i Yigitbaşı fi’ṭ-Ṭaṣavvuf (373b-382b)


18 varaklık Türkçe bir eserdir. Kitabın adı yazmada Risāle-i Yigitbaşı Fi’ṭ-Ṭaṣavvuf olarak geçmektedir. Ancak Yiğitbaşı’nın eserlerini araştırdığımızda tespit edilen 14 eseri arasında Risāle fi’ṭ-Ṭaṣavvuf adlı bir eser bulunmadığını gördük. Müellifin kütüphanelerde yazma olarak 18 kadar eseri bulunmaktadır (Akkuş, 1988:33).

Bu eserin Yiğitbaşı’ya ait çoğu nüshada “Cāmi u’l-Esrār fī-Ṭarīḳi’ṭ-Ṭaṣavvuf ve’l- İ tiḳādi’l-Ḫāliṣa” adıyla kayıtlı olan “Mukaddimetü’ṣ-Ṣāliḥa” isimli eser olduğu anlaşılmaktadır.16 Bu eser “Türk Edebiyatında Tasavvufi Rüya Tabirnameleri” adlı

eserin içinde neşredilmiştir17.

16 Ahmet Ögke, Yiğitbaşı Veli Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî Hayatı Eserleri ve Tasavvufi Görüşleri,

Basılmamış Doktora Tezi, MÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2000, s.95.

17 Halil Çeltik, Mustafa Tatçı, Türk Edebiyatında Tasavvufi Rüya Tabirnameleri, Ankara, Akçağ

(36)

1.2.29. Risāle-i Şerīfe (383a-413a)


27 varaklık Farsça bir eserdir. Müellifini tespit edemedik. Eserde yer yer Arapça ibareler, Ayet-i Kerimeler ve Farsça şiirler de mevcuttur. Eserdeki konu başlıkları ve varak numaraları şöyledir:

• Faṣlun fi’t-Tevḥīd (385a)

• Faṣlun fī-Beyāni’l-Mekān İmdād-ı Luṭf-i İlāhī ve İ dād-i Aṭf-ı Pādişāhī (390a)

• Faṣlun fi’z-Zemāni ve Ma rifet-i Kün feyekūn (403b)

Eserde inanç, ahiret cennet ve Allah’ın sıfatları gibi konular soru cevap şeklinde işlenmektedir. Eser veya müellifi ile ilgili gerek Türkçe gerekse Arapça ve Farsça kaynaklarda bir bilgiye rastlayamadık. Bununla beraber Yazmada bu kitaptan sonraki 2 eser Şebüsterî’ye son eser de Şebüsterî’nin Gülşen-i Rāz isimli eserine şerh yazan Nûrbahşî’ye aittir. Bu dört kitabın birbirini takip etmesi ve Şebüsterî’nin, bu kitapla konuları büyük ölçüde örtüşen ve müellifi meçhul bir şerhi de bulunan Ḥaḳḳa’l-Yaḳīn isimli eserinin (Karaismailoğlu, 2010: 400-401) bu kitaptan hemen sonra gelmesi yazmada Risāle-i Şerīfe adıyla geçen bu eserin Ḥaḳḳa’l-Yaḳīn’in bir şerhi olma ihtimalini akla getirmektedir.

1.2.30. Kitāb-ı Mir ātü’l-Muḥaḳḳıkīn (413b-428a)


Şebüsterî’ye ait Farsça bir eserdir. Yazmada müellifin adı Cebüsterī olarak geçmektedir. Eser 15 varak olup 8 bölümden oluşmaktadır. İnsan-alem ilişkisi, Tanrının nasıl kavranılabileceği gibi felsefi konular üzerinedir (Karaismailoğlu, 2010: 400-401).

1.2.31. Risāle-i Ḥaḳḳa’l-Yaḳīn, (428b-448a)


Şebüsterī’ye ait Farsça bir eserdir. Eser 21 varak olup 8 bölümden oluşmaktadır. 428b ve 429a sayfalarında kitabın bölümleri kırmızı hatla belirtilmiştir.

(37)

Farsçadır. 3 varaklık kısa bir eser olup Seyyid Muhammed Nurbahş tarafından kaleme alınmıştır. Eserin müellifi ayrıca Şebüsterī’nin Gülşen-i Rāz isimli eserine de bir şerh yazmıştır. (Tosun, 2007:248-249)

1.3. Şiir Mecmuasının İncelenmesi

Şiir mecmuası, yazmanın içinde 15. sırada bulunmaktadır. Şiirler 5 sütun hâlinde her sayfada ortalama 25 beyit olacak şekilde tertip edilmiştir. Mecmuanın içinde tespit edebildiğimiz 70 şaire ait, 148’i Türkçe, 25’i Farsça, biri Farsça-Türkçe mülemma olmak üzere 174 manzume vardır.

1.3.1. Şiir Mecmuasının İstinsah Tarihi ve Kapsadığı Edebî Dönem

Şiir mecmuasına ait bir ferağ kaydı olmadığından mecmuanın ne zaman tertip edildiğini tam olarak tespit edemedik. Ancak yazmadaki sekiz eserin sonunda ferağ kaydı bulunmaktadır. Bunlardan ilk yedisi 1605-1608 yıllarını sonuncusu 1679 yılını göstermektedir Bununla beraber 27. sırada Noḳṭatü’l-Beyān adlı eserin sonunda bulunan ve şiir mecmuasıyla aynı kalemden çıktığı anlaşılan “temme’l kitāb

bi-avni’llāhi’l-meliki’l vehhāb fī evāhiri şehri ramażān sene 1090” (m. 1679 Ekim-Kasım) ibaresinden hareketle bu tarihten önce tertip edilmiş olabileceğini söyleyebiliriz. Mecmuanın ilk şiiri olan Fehîm-i Kadîm’e ait bir kasidenin başlığında “Ḳaṣīde-i Fehīm Çelebi raḥmetu’llāhi-aleyh” yazmaktadır. Bu ifadenin sadece Fehîm Çelebi için kullanılması mürettibin Fehîm’i şahsen tanımış olabileceği intibaını uyandırıyor, fakat bu konuda kesin kanaate sahip olmak mümkün görünmüyor. Fehîm’in vefat yılı kaynaklarda 1647 (h. 1057) olarak verilmektedir. (Üzgör,1991: 9) Bu bilgiler ışığında şiir mecmuasının 1647 -1679 yılları arasında tertip edilmiş olabileceği söylenebilir

(38)

1.3.2. Mecmuanın Mürettibi

Mecmuanın mürettibi bilinmemektedir. Fakat yazmanın baş tarafında Mehmed Fennî’ye ait olduğunu düşündüğümüz bir mühür bulunması mecmuanın Fennî Mehmed Dede tarafından tertip edilmiş olabileceğini akla getirmektedir. Şiir mecmuasının içinde Hazret-i Mevlana’ya ait olan şiirlerin başında bulunan “min kelām-ı Ḥażret-i Pīr” ifadesinden ve Farsça şiirlerin bazılarının Mevlevi Âyini güftesi olmasından hareketle mürettibin bir Mevlevi olabileceği ihtimali vardır.

Mecmuanın derleyicisi veya derleyicileri için şunları söyleyebiliriz: Yazmadaki eserlerin konularıyla şiir mecmuasının arasında tam bir konu ve meşrep bütünlüğü vardır. Vahdet-i vücud felsefesi ekseninde tasavvufi anlayışla bir araya getirildiği açık olan bu eserler arasında en geniş yer Muhyiddin İbn Arabî’nin eserlerine ayrılmıştır. Şiir mecmuasında da buna mütenasip olarak vahdet-i vücud felsefesini işleyen şiirler ağırlıktadır. Bunun yanında masiva, tecelli, uzlet, kesret-vahdet, vuslat-firkat, fakr-kanaat, terk, nefis tezkiyesi, istiğna, sır-raz gibi tasavvufi konuları işleyen şiirler mecmuanın çoğunluğunu teşkil etmektedir.

(39)

1.3.3. Şiirlerde Kullanılan Başlıklar

Mecmuada şiirlerin bir kısmında başlık bulunurken bazılarında başlık bulunmamaktadır. Başlıklar kırmızı mürekkeple yazılmıştır. Bu başlıklardan bir kısmında sadece şairin adı, bazılarında sadece nazım türü belirtilirken bazılarında mürettip şaire hürmet ifade eden ve şiirlerle ilgili hüküm bildiren başlıklar kullanmıştır. Mürettip sadece Hz. Mevlānā ve Semā ī (Dīvāne Mehmed Çelebi) için “Ḥażret” ifadesini kullanıştır. Bunun dışında Hz. Mevlâna için “ḥażret-i pīr, Ḳuddise Sırruhu, ḳuddisesirrahü’l azīz” ifadelerini kullanmıştır. Bazı şiirlerin başında Taḫmīs-i Merġūb, Taḫmīs-i bī-nazīr gibi beğeni ifade eden başlıklar kullanılmıştır. Bunlara örnek olarak Ġubārī’nin gazeline Fevrī’nin yaptığı tahmîs, Necātīnin gazeline Raḥmī’nin yaptığı tahmîs, Cinānī’nin tahmîsi ve Nev īnin tahmîsini gösterebiliriz. Bu şekilde beğeni ve hürmet ifade eden başlık 174 manzumenin 18’inde bulunmaktadır. Bunlar mecmuanın muhteva tablosunda “Başlık” sütununda verilmiştir.

1.3.4. Mecmuadaki Şairler ve Şiirlerin Nazım Şekillerine Göre Dağılımı

Şiir mecmuasında tespit edebildiğimiz kadarıyla Aḥmedī, Alī, Aṭīḳī, Azmī, Bahāyī, Bāḳī, Beḳāyī, Beyānī, Celīlī, Cevrī, Cinānī, Dānişī, Dervīş Ṣādıḳ, Enverī, Fehīm, Fevrī, Firāḳī, Firdevsī, Fużūlī, Ġazālī, Ġubārī, Günāhī, Güvāhī, Ḥāfıẓ-ı Sirozī, Ḥakīm Senāyī, Hāşimī, Ḫaylī, Ḥażret-i Mevlānā, Helākī, Hüdāyī, İlmī, Kemāl Paşa-zāde, La lī, Livāyī, Mehmed IV, Meşāmī, Müderris, Molla Cāmī, Necātī, Nef ī, Nev ī, Nūşī, Raḥmī, Recāyī, Rıżāyī, Rūhī, Ṣabirī, Ṣadrī, Ṣā ib-i Tebrīzī, Semā ī, ẞenāyī, Ṣubḥī, Sulṭan Veled, Sūzī, Şāmī, Şāvūr, Şeyhî, Şemmī, Şīrī, Ṭālib-i Āmulī, Turābī, Ulvī, Uṣūlī, Vaḥdetī, Veysī, Veznī, Yaḥyā, Yetīm, Ẕātī, ve Ża fī’ye ait şiirler bulunmaktadır.

Bu şairlerden Ahmedî, Azmî, Derviş Sadık, İlmî ve Subhî’nin, tezkirelerde hem 16. hem de 17. Yüzyıllarda aynı mahlasları kullanan farklı şairler bulunduğu için, hangi yüzyılda yaşadığı tam olarak tespit edilemedi. Mecmuada bir şiiri bulunan Şemmî hakkında ise tezkirelerde herhangi bir bilgiye rastlanmadı.

(40)

Metinde Müderris’in

Ḥammām içinde dellāk bir iş getürdi başa Başdan çıkardı beni āl eyledi tırāşa (244a)

Matlalı gazeli ile Cinânî’nin

Dilā bāḳī degüldür şevket-i dünyāyı n’eylersin Libās-ı āriyetdür aṭlas-ı dībāyı n’eylersin

Ġam-ı azline degmez manṣıb-ı a lāyı n’eylersin Çün āḫir ḳor gidersin devlet-i dünyāyı n’eylersin Riyāset add idüp bu ḫalḳ ile ġavġāyı n’eylersin (238b)

Bendi ile başlayan tahmisi Hayâlî mahlası ile kaydedilmiştir. İki şiire de Hayâlî Divanında rastlanmamaktadır. Her iki şiir de ilgili Divanlarda bulundu ve dipnotta gösterildi. Dolayısla mecmuada Hayâlî adına kayıtlı bu iki şiirin de Hayâlî’ye ait olmadığı anlaşılmaktadır

Ayrıca Beyânî’nin bir tahmisinin zemin şiiri Gelibolulu ‘Âlî’nin divanında bulunmakta fakat aynı zamanda Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevlevî’de Sâfî’ye ait gözükmektedir (Genç, 2018:187). Şiir mecmuası hem Tezkireyi hem Divanı destekler görünmektedir. Zira mahlas beyti mecmuada:

Maḫlaṣuñ Ṣāfī ise terk idegör ġıll u ġışı

İrgürür himmet-i Ālī daḫı [iḥsāna] seni (239b) İken Divanda

Rif at isterseñ eger maṭlabuñ a lā eyle İrgürür himmet-i Ālī daḫı iḥsāna seni

(41)

Maḫlaṣuñ Ṣāfī ise terk idegör ġıll u ġışı Aġlama dīde gülünç itmeye aḳrāna seni

Görüldüğü gibi mecmuada beşinci ve altıncı beyitlerin ilk mısraları yer değiştirmiş ve tahmisin son bendinde şu şekilde yer almıştır. 18

Diñle pendini Beyānīnüñ ilet başa işi İtmese kendüye himmet ḳalur ayaḳda kişi Gitse jeng āyineden rūşen olur gösterişi Maḫlaṣuñ Ṣāfī ise terk idegör ġıll u ġışı İrgürür himmet-i Ālī daḫı [iḥsāna] seni Yine Şeyhî’nin

Māhest ne-mī-dānem ḫurşīd-i ruḫat yā ne Bu ayrılıḳ odına cānum niçe bir yana

Matlalı gazeli mecmuada Mevlânâ Celâleddin Rûmî adına kaydedilmiştir. Şeyhî’nin Farsça-Türkçe mülemması dışında mecmuadaki Türkçe şiirlerin tamamı 16. ve 17. yüzyıl şairlerine aittir. Mecmuadaki Farsça şiirlerin sahipleri olan Hakim Senayi XII. yüzyıl, Hz. Mevlana XIII. yüzyıl, Sultan Veled XIV. yüzyıl ve Molla Cami XV. yüzyıl, Sâib-i Tebrîzî ve Tâlib-i Âmulî 17. yüzyıl şairidir. Şairlerin çoğunluğunu 16. yüzyıl şairleri oluşturmaktadır. Mecmuada 16. yüzyıldan 44, 17. yüzyıldan 15 şair bulunmaktadır.

Aşağıdaki tabloda mecmuada hangi yüzyıldan kaç şairin bulunduğu gösterilmektedir.

18 Kaynaklarda bu konu hakkında ihtilaf bulunmasından ve mecmuanın her iki kaynağı da destekler

görünmesinden dolayı Metinde mahlas olarak anlaşılabilecek her iki kelime de kalın harflerle yazıldı.

(42)

Tablo 1 Mecmuada Şiiri Bulunan Şairlerin Yüzyıllara Göre Dağılımı

Yüzyıl Mahlas Şair Sayısı

? Şemmī 1

12. yüzyıl Ḥakīm Senāyī 1

13. yüzyıl Ḥażret-i Mevlānā 1

14. yüzyıl Sulṭan Veled 1

15. yüzyıl Molla Cāmī, Şeyhî 1

16. yüzyıl Alī, Aṭīḳī, Bāḳī, Beḳāyī, Celīlī, Cinānī, Dānişī, Enverī, Fevrī, Firāḳī, Firdevsī, Fużūlī, Ġazālī, Ġubārī, Güvāhī, Ḥāfıẓ-ı Sirozī, Helākī, Hüdāyī, Kemāl Paşa-zāde, La lī, Livāyī, Meşāmī, Müderris, Necātī, Nev ī, Raḥmī, Recāyī, Rūhī, Ṣabirī, Ṣadrī, Semā ī, ẞenāyī, Şāmī, Şāvūr, Şīrī, Turābī,

Ulvī, Uṣūlī, Vaḥdetī, Veznī, Yaḥyā, Yetīm, Ża fī, Ẕātī

44

16. veya 17. yüzyıl Aḥmedī, Azmī, Dervīş Ṣādıḳ, İlmī, Ṣubḥī

5

17. yüzyıl Bahāyī, Beyānī, Cevrī, Fehīm,

Günāhī, Hāşimī, Ḫaylī, Mehmed IV, Nef ī, Nūşī, Rıżāyī, Ṣā ib-i Tebrīzī, Sūzī, Ṭālib-i Āmulī, Veysī

15

Toplam 70 Şair 2 tahmîs, 1 kıt’a ve 28 müfred’in şairi tespit edilememiştir.

(43)

Şekil 2 Şairlerin Yüzyıllara Göre Dağılımı

Grafikte görüleceği üzere şairlerin çoğunluğunu 16. yüzyıl şairleri oluşturmaktadır. Görüleceği üzere mecmuadaki şairlerin %64’ü 16. yüzyıldan %22 si 17. yüzyıldandır. Şairlerin %7’si 16. ve 17. tezkirelerinde yer almakla birlikte aynı mahlasta farklı şairler de bulunduğundan tam olarak tepit edilememiştir.

Toplamda 16. yüzyıla kadarki şairlerin oranı %7 iken, 16. ve 17. yüzyıl şairlerinin oranı %93’tür.

Aşağıdaki tabloda hangi şairin kaç şiiri bulunduğu, şiirin türü ve bulundukları varak numaraları ve metnin içindeki şiir numaraları gösterilmiştir.

15. yüzyıl öncesi 7% 16. veya 17. yüzyıl 7% 16. yüzyıl 64% 17. yüzyıl 22%

Şairlerin Yüzyıllara Göre Dağılımı

15. yüzyıl ve öncesi 16. veya 17. yüzyıl 16. yüzyıl

(44)

Tablo 2 Mecmuadaki Şiirlerin Şairlere Göre Dağılımı

Mahlas Nazım

şekli/birimi Varak Şiir Sırası

4. Mehmed Gazel 244b 52

Aḥmedī Tesdîs 245b-246a 68

Ālī Kasîde 232b 4

Tahmîs 242b 40

Aṭīḳī Müfred 258b 141

Bahāyī Gazel 246b DK. 74

Bāḳī 9 Müfred 244b, 245a, 258a 48, 49, 50, 51, 59, 65, 135, 150,

164 Beḳāyī Müfred 258b 171 Beyānī Tahmîs 239b 31 Cevrī Tahmîs 231b 2 Celīlī Müfred 258b 157 Cinānī 1 Tahmîs 238b 28 2 Müfred 258a 128, 145 1 Tazmin 242a 38

Dānişī Rubâ’î 256a 108

Kıt’a 256a 109

Dervīş Ṣādıḳ Tahmîs 237a 22

Enverī Müfred 258a 130

Fehīm

Kasîde 231a 1

Terkîb-i Bend 255a

256a 104 Kıt’a 257a 120 Fevrī Müsemmen 235a 15 Tahmîs 243b 42 Müfred 245a 53

(45)

Firdevsī Müfred 245a 62

Fużūlī 4 Müfred 258b, 245a, 245a 54, 55, 130, 163

Ġazālī Gazel 246a DK. 72

Ġubārī Tercî’-i bend 241a, 241b 36

Günāhī Tesdîs 237a 21

Güvāhī Tahmîs 240b 34

Ḥāfıẓ-ı Sirozī Müfred 243b 10

Ḥakīm Senāyī Gazel 250a, 250b 92

Hāşimī Tahmîs 239a 29

Ḫaylī Müfred 258b 171

Hazret-i Mevlānā

18 Gazel 248b, 249a, 249b, 250a, 250b, 251b 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 93, 94, 97 1 Kıt’a 251b 99 1 Müstezad 254b 103

Helākī 1 Gazel 233a 5

1 Müfred 244b 47

Hüdāyī 3 Müfred 245a, 256b 58, 117, 118

Kemāl Paşa-zāde Müseddes 233b 7 Rubâ’î 247a 74 Tahmîs 237b 24 Kıt’a 256a 107 La lī Müfred 258b 145 Livāyī Müfred 258b 154 Meşāmī Tahmîs 244b 45 Müfred 245a 67 Molla Cāmī Gazel 251b 100 Müfred 245a 63

Müderris Gazel 244a 44

Necātī Gazel 251a 96

(46)

2 Müfred 258b 173, 174

Nev ī Muhammes 242a 37

Nūşī Tahmîs 234b 9

Raḥmī 2 Tahmîs 233a, 236a 6, 18

1 Müfred 258b 167

Recāyī Tesdîs 236a 17

Rıżāyī Tahmîs 240b 35

Rūhī

6 Gazel 257a, 257b, 257b, 257b,

257b, 235a 16, 121, 123, 124, 125

3 Tahmîs 238a, 238a, 238b 25, 26, 27

Terkîb-i Bend 251b, 252a, 252b, 253a

253b, 253b, 254a 101

1 Rubâ’î 256a 111

Ṣabirī Müfred 245a 61

Ṣadrī Müfred 258b 155

Ṣā ib 2 Gazel 256b 114, 115

Semā ī Kasîde 251a 95

ẞenāyī Tesmin 236b 19

Ṣubḥī Tesdîs 235a 13

Sulṭan Veled Kıt’a 251b 98

Sūzī Müfred 256a 112

Şāmī Müfred 258a 133

Şāvūr Müfred 258b 149

Şemmī Gazel 245a 56

Şīrī Müsemmen 242a 39

Ṭālib Gazel 256b 116

Turābī Müfred 256a 110

Uṣūlī Müfred 258a 142

Vaḥdetī Tahmîs 231b 3

Veysī

Tahmîs 237b 23

(47)

2 Gazel 245b, 247a. DK. 69, 75 Terkîb-i bend 246a, 246b, 247a 71

Müfred 256a 105

Veznī Müfred 244b 46

Yaḥyā Gazel 256b 119

Yetīm Müfred 258b 142

Ẕātī Müfred 234b 11

Ża fī Kasîde 244a 43

Tahmîs 240a 33

Alī Müfred 245a 58

Tahmîs 242b 40

Azmī Tesdîs 235a 14

İlmī Rubâ’î 245a 64

Ulvī Kasîde 243a/243b 41

Müfred 258a 127 Bilinmiyor 2Tahmis 1 Rubâ’î 1 Kıt’a 28 Müfred 234b, 236b, 239b, 240a, 244b ,244b, 245a, 245a ,246a ,247a ,256a, 256a, 256b, 258a, 258b 12, 20, 30, 32, 57, 66, 70, 106, 113, 126, 132, 137, 138, 139, 140, 144, 147, 148, 152, 153, 155, 158, 159, 160, 161, 163, 165, 166, 168, 169, 170, 173 TOPLAM 39 Gazel, 37 Musammat, 79 Müfred, 7 Kasîde, 7 Kıta 4 Rubâ’î 174

(48)

Şekil 3 Mecmuadaki Şiirlerin Nazım Şekillerine Göre Dağılımı

Mecmuadaki Şiirlerin Vezinlere Göre Dağılımı

Şiir mecmuasında 19 farklı vezinden şiirler bulunmaktadır. Mecmuada en çok kullanılan 5 vezin kalıbı şunlardır:

fe’ilâtün fe’ilâtün fe’ilâtün fe’ilün mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün mef’ûlü/mefâ’îlü/mefâ’îlü/fe’ûlün mef’ûlü/fâ’ilâtü/mefâ’îlü/fâ’ilün 7 Kaside 3% 39 Gazel 22% 38 Musammat 22% 4 Rubāī 2% 7 Ḳıṭa 4% 79 Müfred 47%

Mecmuadaki Şiirlerin Nazım

Şekillerine Göre Dağılımı

7 Kaside 39 Gazel 38 Musammat 4 Rubāī 7 Ḳıṭa 79 Müfred

Şekil

Şekil 1 Yazmanın Baş Tarafında Bulunan Mühür ..........................................
Tablo 1 Mecmuada Şiiri Bulunan Şairlerin Yüzyıllara Göre Dağılımı
Şekil 2 Şairlerin Yüzyıllara Göre Dağılımı
Tablo 2 Mecmuadaki Şiirlerin Şairlere Göre Dağılımı
+4

Referanslar

Benzer Belgeler

Malva, Ranthambor ve Çitor'un güneyinde, G~~cerat'~ n do~usunda ve Dekken'in kuzeyinde yer almaktad~ r. Malva ve civar~~ ilk defa 1199 y~l~ nda Kutbeddin Aybeg taraf~ ndan yap~

Korkmaz, birleĢik fiillerin bir isim ile bir yardımcı fiilin, iki farklı fiil Ģeklinin yahut isim soylu bir veya birden fazla kelime ile bir esas fiilin birleĢmesinden oluĢan ve tek

Üzerinde çalışılan eser Endülüs'te doğmuş, yaşamış ve tasavvuf yoluna yine burada intisâb etmiş olan mutasavvıf Muhyiddîn Đbn Arabî'nin Ahmed Avnî

Eski Sovyet Birliği Ülkeleri ile Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin ağırlıksız ortalamaları değerlendirildiğinde gerek GSYİH’nın yüzdesi olarak kayıtdışı ekonomi

Nitekim on yedinci meselenin girişinde Gazâlî, alış- kanlık sonucu sebep ve sebepli arasında var olduğuna inanılan ilişkinin zorunlu olmadığını; bu

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra şiirleri ile daha fazla ön plana çıkan Yurdakul`un aksine Abdullah Şaik, Azerbaycan topraklarında Sovyet Devleti

Nitekim 1970’li yıllarda ekonomilerde yüksek enflasyon ile birlikte işsizliğin artması yani stagflasyon sorunun yaşanması bir yandan 1970’li yıllara kadar

Dolayısıyla FrameNet sözlüksel kaynağındaki dilsel açıdan eksik olan anlamsal roller, biçimsel olarak tanımlanan SUMO sınıfları ile anlamlı hale gelir.. Fakat