• Sonuç bulunamadı

Delhi Türk Sultanı Alâeddîn Muhammed-Şâh Halacî'nin Hindistan'daki Seferleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Delhi Türk Sultanı Alâeddîn Muhammed-Şâh Halacî'nin Hindistan'daki Seferleri"

Copied!
40
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DELH~~ TÜRK SULTAN! ALAEDD~N MUHAMMED-SAFI

HALAC~'N~N H~ND~STAN'DAK~~ SEFERLER~~

S. HALÜK KORTEL

Türkler'in tarih boyunca kurdu~u önemli devletlerden birisi de ~slâm dininin Hindistan'da yay~lmas~nda büyük rolü olan Delhi Sultanl~~~~ (1206-1526)d~r. Milâdi 1414 tarihine kadar Delhi Sultanl~~~, Türk kökenli hâne-danlar taraf~ndan idare edilmi~tir. Bunlar; Muizziler (1206-1290), Halaciler (1290-1320), Tu~luklular (1321-1413)'d~r. Sultanl~~~n kurucusu Kutbeddin Aybeg (1206-1210), Gazneliler'in çökü~ünden sonra Afganistan'da hüküm süren Gurlu hükümdarlar~ndan Muizzeddin (~ihâbeddin) Muhammed (1173-1206)'in gulâm~~ ve önde gelen kumandanlar~ndan birisi idi. Gurlular'~n 1192'de müttefik Hindü racalar~na kar~~~ kazand~~~~ Tarain (Triori) zaferi, Müslüman Türkler'in Hindistan'a yapt~klar~~ ak~nlara h~z ka-zand~rm~~~ ve kuzey Hindistan'da Türk idaresinin kurulmas~n~n ilk ad~m~n~~ olu~turmu~tur. Muizzeddin Muhammed'in Horasan'da bulunmak zorunda oldu~u zamanlarda, Hindistan fütuhâun~~ Kutbeddin Aybeg idare etmek-teydi'. Aybeg, Ganj ve Cumne nehirleri aras~nda kalan ~ehirler ile kaleleri ardarda fethetmi~~ ve kuzey Hindistan'da Hindü nüfuzunu büyük ölçüde k~rmay~~ ba~arm~~t~. Gurlu hükümdan Muizzeddin Muhammed'in 1206'da bir suikaste kurban gitmesi üzerine, Gurlular Devleti'nin güney bölümü onun kumadanlar~~ aras~nda payla~~ld~. Bunlardan Tâceddin Y~ld~z Gazne'de, Nâs~reddin Kabaca Multân ve Uça (Uccha)'da, Muhammed Bahtiyâr Halaci Bihâr ve Bengâl'de ba~~ms~z birer devlet kurdular2. O s~rada Gurlular'~n Hindistan veli'ahd~~ (velPal~d-i Hinc(~stân) bulunan Aybeg ise, Lâhor'da "Sultan Kutbeddin" unvamyla tahta ç~kt~~ (18 Zilkâde 602/26 Haziran 1206). Böylece Delhi Türk Sultanl~~~'n~n temelleri at~lm~~~ oluyordu'. Kutbeddin

Erdo~an Merçil, Müslüman Türk De~lederi Tarihi, Ankara 1993, s. 322; M. Fuat Köprülii, "Aybeg" ~nad., ~A

2 Minhâceddin Ebü Ömer Osman b. Sirâceddin Cüzcâni, TabalJt-1 ~d, I. (nsr. Abdülhayy Habibl), Tahran 1984, s. 406-407.

3 Fahreddin Milbâreksâh Merverrüdi, Fahreddin Mübirek~ ih. (ed. E. Denison Ross), London 1927, s. 28; Ciacâni, TabalJt-i ~d, I, s. 417; Ayr~ca bk.f. Burton-Page, "Hind", mad., EP.

(2)

748 S. HALÜK KORTEL

Aybeg'in kurmu~~ oldu~u "Selâtin-i Muizziye" veya "Muizziler" adlar~yla da an~lan bu hanedan, 1290 y~l~na kadar devam etmi~tir. Aybeg'in haleflerinden ~ltutmu~~ devri (1211-1236), Delhi Türk Sultanl~~~~ için bir geli~me dönemi oldu. ~ltutmu~, Tâceddin Y~ld~z ve Nâs~reddin Kabaca'y~~ bertaraf ettikten sonra kuzey Hindistan'da Türk-~slam hâkimiyetini yeniden kurup sa~lamla~-t~rd~. Kuzeydeki Mo~ol tehlikesini, Sultan Celâleddin Hârezm~âh'~n Hindistan'a s~~~nma iste~ini geri çevirerek (1224), uzakla~uran ~ltutmu~, öte yandan Hind gazâlar~na devam etmi~~ ve 1232'de Gvalyor, 1234'te Bhilsa ve Ucceyn'i fethetrnek suretiyle Vindhya s~rada~lann~n kuzeyindeki bölgeye hâ-kim olmu~tu. Sultan ~ltutmu~~ ayr~ca Abbâsi halifesi Mustans~r Billâh taraf~n-dan, "en-Nâs~ru emirü'l-mü'minin" unvan~n~~ alarak tan~nan ilk Delhi Sultan~d~r 4.

~ltutmu~'un 1236'da ölümünden sonra devletin idaresi, onun k~rk Türk memlük emirinin (Çihilgân) eline geçti. Emirler, nüfuzlar~n~~ devam ettir-mek için zay~f hükümdarlar~~ tahta ç~kartular. Bu nedenle de 1236-1246 dev-resi, Delhi Sultanl~~~~ için bir kar~~~kl~k devri oldu. Sultanl~~~n birli~ini ancak yetenekli bir devlet adam~~ olan Balaban'~n önce nâ'ibli~i, sonra da ba~~ms~z idaresi temin etti. Aslen ~ltutmu~'un k~rk Türk gulâm~ndan biri olan Balaban, yapt~~~~ reformlarla sultanl~~~~ sa~lam bir askeri ve idari temel üze-rine oturtmu~, Hind gazâlar~~ yeüze-rine kuzeyden sultanl~~~~ tehdid eden Mo~ollar ile mücadeleyi ön plânda tutmu~tur". Balaban'~n 1287'de ölümü üzerine emirler, onun torunlar~ndan Keykubâd'~~ "Sultan Muizzeddin" unva-n~yla tahta ç~kartular. Zay~f karakterli Muizzeddin, Balaban'~n koymu~~ ol-du~u kurallar~~ kald~r~p zevk ve sefahat hayat~n~~ tercih etti. Neticede a~~r has-talan~nca, tahttan uzakla~t~r~l~p yerine küçük ya~taki o~lu Keyümers geçirildi. Ancak onun nâ'ibi Halaç emirlefinden Melik Firüz, sultanl~~~n idaresini ele geçirerek "Sultan Celâleddin" unvarnyla tahta ç~kt~~ ve Muizziler'e son verdi (1290) 6. Muizziler'in yerini alan Halaç ailesi, asl~nda eski bir Türk kabilesi olan ve kesin olarak tesbit edilmeyen bir tarihte Türkistan'dan göç edip do~u Afganistan ve Hindistan'~n kuzey hududlar~nda yerle~mi~~ bulunan Halaç Türkleri'ne mensupdular7. Gurlular'~n 1192'den itibaren Hindistan'a yapt~k-

4 Cfaca'nf, Tabakk-1 Nâsni, I, s. 440-444.

5 Ziyaeddli~~ Beren, Ta-rih-i (n~r. Seyyid Ahmed Han), Osnabrück 1981 2 s. 25 vd.; Köprülii, "Balaban" mad., ~A.

6 Bereni, s, 172-173; Ayr~ca bk. S. Moinul Haq, "mad., E/2. 7 Halaçlar'~n ya~ad~klar~~ yerler hakk~nda bk. Hudüd lam, The Regions of the World,

(3)

TÜRK SULTAN! ALAEDD~N MUHAMMED-~AH HALAC~~ 749 lar~~ ak~nlarda, Halaç emirleri ve Halaç Türkleri önemli rol oynam~~lard~. 1290-1320 y~llar~~ aras~nda Delhi Sultanl~~~'n~~ idare eden Halaciler hanedan~-n~n en göze çarpan ~ahsiyeti, kendisini ikinci bir ~skender (Sikenderü's-sani)8 olarak gören Alâeddin Muhammed-~ah Halaci (1296-1316), o devre kadar hiçbir müslüman hükümdar~n te~ebbüs etmedi~i bir dizi sefer düzenleyerek, ~slam dinini Hindistan'~n en güney ucuna kadar götürmü~~ ve bütün Hindi\ racalar~n~~ kaat alt~na almay~~ ba~arm~~t~. ~imdi onun meliklik ve sultanl~k de-virlerinde izledi~i fetih siyasetini aç~klamaya çal~~al~m:

Alâeddin Muhammed-~ah Halaci, melikli~i s~ras~nda Hindistan üzerine iki sefer tertiplemi~tir. Bunlardan özellikle ikincisi yani Devagiri (bugünkü Devletabad) seferi, Müslüman Türkler'in Hindistan içlerine yapt~klar~~ ilk se-fer olmas~~ bak~m~ndan büyük bir önem ta~~r. ilki olan Bhilsa (Vidi~a) sese-feri ise, bir ya~ma ak~n~~ niteli~inde fakat, Devagiri seferi için bir haz~rl~k ve ke~if harekat~~ olmu~tur.

Bhilsa Seferi

Melik Alâeddin Halaci, 691 (1292) y~l~n~n sonlar~na do~ru amcas~~ Sultan Celâleddin Ediz-~ah Halaanin iznini alarak Bhilsa üzerine sefere ç~kt~. Betva nehri k~y~s~nda bir kasaba olan Bhilsa, o s~rada Hindülar'~n idaresin-deydi. Melik Alaeddin Halaci emrindeki kuvvetlerle ikta`~~ olan Karra'dan ha-rekete geçti. Önce Ucceyn'e giden yolu Hindülar'dan temizleyen Alâeddin, daha sonra aniden Bhilsa'y~~ ele geçirdi ve ~ehri ya~malad~. Bu ak~nda Hindular'~n Betva nehrinin yata~~na saklad~klar~~ bronz putlar ortaya ç~kar-t~ld~~ ve tap~naklar tahrip edildi. Bhilsa'dan ele geçirilen ganimet ile putlar se-fer dönü~ü Sultan Celâleddin Firüz-~ah'a takdim edildi. Putlar sultan~n em-riyle, Müslüman halk~n çi~nemesi için Delhi'nin Bedkin Kap~s~" önünde yere at~ld~. Melik Alâeddin'in kazand~~~~ bu zafer ve kendisine sundu~u hediyeler den çok memnun olan Sultan Celaleddin, onu `Âr~z-~~ metnalik t° Emel Esin, "Biltan-~~ Halaç (M. VII-X. Yüzy~llarda Halaç Kültürünün Sanat Eserlerinde Akisleri)", Tdrkiyat Mecmuast, XVII, s. 52 vd.

8 Bu ibareyi Alaeddin Muhammed-~ah Halacrnin paralar~nda da görmek mümkündür. Bunun için bk. ~brahim Artuk-Cevriye Artuk (Haz.), ~stanbul Arkeoloji Mdzeleri Teshirdeki ~slâmi Sikkeler Katalo~u, II, ~stanbul 1974, s. 881; H. Nelson Wright, The Coinage and

Metrology of the Sultiâns of Dehli, New Delhi 1974, s. 88.

9 XIV. yüzy~l~n ilk yar~s~nda Hindistan'~~ gezen seyyâh ~ bn Battüta (121111e, II, M~s~r 1938, s. 17), Bedaf~n Kap~s~ n~n Delhi ~ehrinin en büyük kap~larm birisi oldu~unu kaydetmektedir.

I° 'Arz-~~ memâlik veya 'Ariz-i•vara ad~yla da an~lan 'Ar~z-~~ memâlik, askeri i~lerle u~ra~an Divan-~~ 'arz-~~ memâlik'in ba~~~ idi. Görevi, ordudaki askerleri, teçhizatlarm~~ ve hayvanlar~n~~ tefti~~

(4)

750 S. 1-IALI:1K KORTEL

tayin etmekle kalmam~~, Karra'ya ilâve olarak Avadh (Oudh) vilâyetinin idaresini de vermi~ti. Di~er yandan Melik Alâeddin, Bhilsa'da iken Devagiri racas~n~n muazzam bir servete sahip oldu~unu ve fillerinin çoklu~unu duymu~tu. Buray~~ ele geçirmek için planlar yapan Alâeddin, sultan~n haberi olmadan Devagiri üzerine yürümek istiyordu".

H~rsl~~ ve kurnaz mizacdaki Melik Alâeddin'in as~l niyetinin Sultan Celâleddin Firüz-~âh'~~ ortadan kald~r~p Delhi Sultanl~~~~ tahuna oturmak ol-du~u rivâyet edilir. O, Devagiri'den yüklü bir ganimet elde etti~i takdirde ileri gelen emir ve devlet adamlar~n~~ kendi taraf~na çekerek plan~n~~ uygula-may~~ dü~ünmekteydi. Nitekim Bhilsa seferi dönü~ünde, Sultan Celâleddin'den Çanderiu ve civar~na bir sefer tertiplemek ve iktâ'~~ olan Karra ve Avadh vilâyederinin vergisini bir defaya mahsus Delhi'ye gönderme-yip düzenlenecek sefer için bir ordu kurmak hususlar~nda izin kopartmay~~ ba~arcl~ 1". Daha sonra Karra'ya geri dönen Alâeddin, sultana söyledi~inin ak-sine Çanderi'ye de~il, önceden planlad~~~~ gibi Devagiri Racal~~~~ üzerine ya-paca~~~ seferin haz~rl~klar~~ ile me~gul oldu (693/1294) ".

Devagiri Seferi

Devagiri bölgesi, kuzey Hindistan ile Dekken yar~madas~~ aras~nda yer almaktayd~~ ve mildi VIII. yüzy~ldan XIII. yüzy~la kadar kuzeyden gelen hiç bir aluna maruz kalmam~~t~. Önceleri Çalukya Hânedân~'n~n idaresindeki bu bölge, onlara ba~l~~ olan Yadava hükümdarlann~n eline geçtikten sonra bü-yük ve zengin bir devlet haline gelmi~ti. Bu hânedândan Alâeddin Halaanin ça~da~' Ramaçandra Deva (Râm Div)'n~n 25 y~ll~k hükümdarl~~~~ çok parlak geçmi~, Mâlva ve Mysore (Meysor)'u i~gal eden Ramaçandra, Hindistan'~n en kudredi racas~~ olmu~tu. Ayr~ca onun veziri Hemadpant sâyesinde Devagiri hazinesi dolmu~, ülke refaha kavu~mu~~ ve ticâret geli~mi~ti

etmek, say~mm~~ yapmak gerekti~inde yeni asker yazmak ve askerlerin maa~lar~n~~ ödemekti (Bk. Ishtiaq Husain Qureshi, Administration of the Sultanate of Dehli. Karachi 1958, s. 85).

It Emir Husrev Dihlevi, Mifta'hul-füttih, Süleymaniye Küt., Hekimo~lu Ali Pa~a Kit., nr. 651, T. 468'; Ziyâeddin Bereni, s. 220.

12 Çanderi, 1293-95 y~llar~~ aras~nda bugün Cansi bölgesindeki Lilitpür'un 32 km. bat~s~nda yer alan Çanderi köyünün çok yak~~~~~~dayd~. 1304-1307 y~llar~~ aras~nda ise ~imdiki yeri~~e gelmi~tir (Bk. Kishori Saran Lal, Histoly of the Khaljis, 1290-1320, London 1967, s. 40).

13 Bereni, Tat' -ih-i Firüz-~ahi, s. 220-221; Eike Nizâmeddin Ahmed, Tabakt-1 Ekberi, I, Kalkilta 1913, s. 128-129.

14 Muhammed Kâs~m Hindü~âh F~ri~te, Gül~en-i ~brahim'i, I, Kanpür 1884, s. 94-95. 13 k~l. a.g.e., s. 38-39.

(5)

TÜRK SULTAN! ALAEDD~N MUHAMMED-~AH HALAC~~ 751 Alâeddin Halaci, 7-8 bin süvariyle '" Karra'dan Devagiri'ye do~ru yürüdü (19 Rebiülâh~r 695/25 ~ubat 1296) '7. Fakat as~l maksad~n~~ ~izlemeye gayret gösterdi ve Çanderi seferine ç~luyormu~~ gibi davrand~ . Yoldu~unda Karra ve Avadh'~n idaresine yak~n arkada~~~ Melik Alaillmülk" bakacakt~. Melik Alaeddin'in gizli planlar~n~~ bilen Alaülmülkeiln di~er bir görevi ise, Alâeddin seferde iken, onun hakk~nda Sultan Celâieddin Fil-Cu-~ah'a yalan haberler ula~urmaku'".

Alaeddin, en k~sa zamanda hedefe ula~~p ba~ar~yla geri dönmek zorun-dayd~. Bu nedenle Dekken'deki güçlü Hindû racalar~n~n dü~manl~~~n' uyan-d~ rmamaya, Delhi'deki melik ve emirlerin ~üphesini çekmemeye ve Çanderi'ye yap~lacak sefer için gerekli süreden fazlas~n~~ kaybetmemeye özen gösterdi. Önce Çanderi ve Bhilsa'y~~ geçti, V~ndhya s~rada~lar~n~~ ve yolu üze-rindeki nehirleri a~~p iki ay süren yolculuktan sonra Berar bölgesindeki

~liçpür'a" ula~t~ . Burada ordusunun dinlenmesi için iki gün konaklayarak

kuvvetlerini düzene soktu2'. Alaeddin, ~liçpür'da iken durumlar~n~~ ~üpheli gördü~ü yerel idarecileri ve halk~~ sâkinle~tirmek maksad~yla, kendisinin Sultan Celaleddin'in saray~nda sevilmeyen bir ki~i oldu~u için Devagiri raca-l~~~na ba~l~~ olan Telingana bölgesindeki Racamundri (Racmundri) racas~~ ile ittifak yapmaya gelmi~~ oldu~una dair bir söylenti yaym~~t~ 22. Bundan sonra ordusuyla ~liçpür'dan ayr~lan Melik Alâeddin, Devagiri'nin yakla~~k 20 km. bat~s~ndaki Ghati Lacura geçidinden geçti ve Devagiri racas~~ Ramaçandra'ya tabi bir Hindû reisi olan Kanha'n~n hakimiyet sahas~na girdi. Kanha, Alâeddin ile sava~mak üzere adamlar~n~~ toplad~. Ba~lang~çta Kanha'n~n kuv-vetleri üstünlük sa~lad~larsa da, Alâeddin'in ordusu kar~~s~nda a~~r kay~plar vererek geri çekilmeye mecbur oldular.

16 Bereni (Târih-i s. 222), Melik Alâeddin'in 3-4 bin silvari ve 2 bin yaya asker ile, Firi~te (Gül~en, I, s. 95)ise, 7-8 bin siivariyle yola ç~kt~~~n~~ kaydetmektedir. Ancak o zaman~n

~artlar~ nda Devagiri gibi uzak bir yere yaya askerle gidilmi~~ olmas~~ pek muhtemel gözükmüyor.

Bu nedenle Firi~te' •erdi~i rakam bizce daha akla yak~nd~r.

17 Emir Husrev Dihlevi, Hazâ'indl-fdd~k (Khazam-ul-Futull), (~ng. trc. Wahid Mirza), Lahore 1975, s. 5.

18 Melik Alkümülk, tarihçi Ziyâeddin Berenrnin amcas~~ olup, Alâeddin Halaanin sultanl~~~~ zaman~nda uzun bir süre Delhi kutvalli~i yapm~~t~~ (Bk. Bere~~i, ayn~~ yer).

19 Bereni, ayn~~ yer; Kr~. Lal, a.g.e.. s. 40.

20 ~liçpür, o s~ralarda yerel Hindi' hânedanlar~ndan Yadavalar'~n bir ileri karakolu idi (Bk. Lal, ayn~~ yer).

21 Bereni, ayn~~ yer,. K~~. Lal, a.g.e., s. 41.

22 Firi~te, Gül~en, I, s. 95; Ayr~ca bk. Cambridge Histo~y of India, III, Turks and Afghans, (ed. Wolseley Haig), Cambridge 1928, s. 96.

(6)

752 S. HALÜK KORTEL

Alâeddin Halaci sava~~~ kazanm~~~ ama, Dekken halk~n~n dö~ü~ken tab-iatta olduklar~n~~ görmü~tü. Bu sebeple as~l hedefi olan Devagiri üzerine ha-rekete geçmeden önce, kumandanlar~~ ve askerleriyle görü~erek, onlar~~ tehli-kelere kar~~~ uyard~~ ve kazanacaklar~~ serveti gözlerinde canland~rmak suretiyle te~vik etti23. Alâeddin'in ordusu Devagiri önlerine ula~t~~~nda, Raca Ramaçandra ~ehirde bulunuyordu. Ancak Devagiri ordusu, Ramaçandra'n~n büyük o~lu Singhana Deva'n~n kumandas~~ alt~ nda uzak bir yere -muhtemelen güneydeki Hoysala racalarm~n ülkesine- gitmi~ti. Deh~ete kap~-lan Ramaçandra, ~ehir halk~~ ve hizmetkârlar~~ aras~ndan aceleyle toplad~~~~ 2-3 bin ki~ilik bir kuvveti Alâeddin'i kar~~lamak için Ghati Lacura'ya gönderdi2'. ~ehirden birkaç kilometre uzakl~ kta yap~ lan sava~ta Hindü kuvvetleri boz-guna u~rat~ld~. Ordusunun ma~lup edildi~ini ö~renen Ramaçandra, Devagiri kalesine kapan~p elindeki cüz'î kuvvette savunma yapmaya haz~r-land~~ ve d~~ar~dan yard~m beklemeye ba~lad~. Alâeddin ise, Devagiri ~ehrini tamamen ya~malad~~ ve Ramaçandra'ya ait ah~rlardan 30-40 fil ve birkaç bin at ele geçirdi. ~ehrin ileri gelenleri, Brahmanlar ve tüccarlar Alâeddin'in as-kerleri taraf~ndan esir almm~~lard~~ 25.

~ehrin ya~malanmas~ ndan sonra Alâeddin, 195 metre yükseklikteki sarp bir tepede bulunan, suru, tabyalar~~ ve 15 metre derinli~indeki hende~i ile Ortaça~~ Hindistan~'n~n en müstahkem kalelerinden birisi olan Devagiri kale-sini ku~atma alt~na ald~ 26. Alâeddin, bir yandan ku~atmaya devam ederken, di~er yandan da kendi kuvvetlerinin, arkas~ndan Devagiri'ye gelmekte olan sultan~n 20 bin ki~ilik ordusunun sadece öncü birlikleri oldu~u hakk~nda bir söylenti yaym~~u. Bu söylenti, bütün Dekken'e korku sald~~

Herhangi bir yard~m~n gelmedi~ini gören ve zâten silah, asker ve erzak bak~m~ndan kötü durumda olan Ramaçandra, Delhi Sultan~'n~n bütün Dekken'i fethetmek niyetinde olmas~ndan korkarak, ba~ka kuvvetler gelme-den önce bir bar~~~ antla~mas~~ yapmak için elçilerini Alâeddin'e gönderdi. Ramaçandra elçileriyle gönderdi~i mektupta, Alâeddin'in Devagiri'ye hücu-mum~n âni oldu~unu, ~ehri korumas~z buldu~u için serbestçe ilerleyebildi-~i~~ i, bununla birlikte say~s~ z ordulara kumanda eden Dekken racalar~ n~ n

23 Lal, ag.e., s. 42.

21 Firi~te ( Gü/~en, I, s. 95), ve Nizâmeddin Ahmed ( Tabakk, I, s. 130), Ramaçandra'n~n bizzât toplad~~~~ kuvvetlerin ba~~nda Melik Alâeddin Halaci ile sava~u~~n~~ yazmaktad~rlar.

25 Bereni, s. 222-223; Nizâmeddin Ahmed, ayn~~ yer; F~ri~te, ayn~~ yer. 26 Lal, a.g.e., s. 43.

(7)

TÜRK SULTANI ALAEDD~N MUHAMMED-~AH HALAC~~ 753 onu hili ku~atabileceklerini, uygun miktarda bir sava~~ tazminit~n~~ (nal-bahâ) 28 kabul edip ele geçirdi~i ganimetlerle, vaktinde Devagiri'den sessizce çekilip gitmedi~i takdirde, dönü~~ yolu üzerinde bulunan 40 bin ki~ilik or-duya sahip olan Mâlva ve çok say~da süvari ve piyâdesi bulunan Hânde~~ ve Gondvana racalar~n~n, onun geri dönmesine göz yummayacaklar~n~~ yaz~ -yordu?).

Alieddin, bir an önce Karra'ya dönmek istedi~inden, racan~n teklifini kabul etti. Yap~lan antla~maya göre, Alâeddin ele geçirdi~i ganimeder, filler ve atlar~n yan~s~ra Ramaçandra'dan sava~~ tazminat~~ olarak 50 menn" alt~n, birkaç menn inci ve k~ymetli kuma~lar alacaku. Bunun üzerine Alieddin ~ehre giri~inin onbe~inci günü sabah~nda, ald~~~~ esirleri serbest b~ rak~p geri dönmeye karar vermi~ti. Fakat Ramaçandra'n~n o~lu Singhana Deva'n~n Devagiri ordusu ile ~ehre dönmesi üzerine geli~en olaylar yüzünden antla~-man~n ~artlar~~ yerine getirilemedim.

~ehrin dü~tü~ünü ve kalenin de ku~atma alt~ nda oldu~unu ö~renen Singhana Deva, Müslümanlar ile sava~mak için haz~rl~k yapt~. Bu s~rada Melik Alieddin'in ordusu Devagiri önlerinden geri çekilmekteydi. Müslüman kuv-vetleri ~ehirden yakla~~k 2,5 km. kadar uzakla~uklar~nda Raca Ramaçandra, Singhana'ya gönderdi~i mesajda, "Her ne olduysa oldu, çok ~ükür bize bir zarar gelmedi. E~er halk bir eziyet gördüyse, bunu en iyi biçimde telifi ede-bilirim. Fakat gördüm ki, Türkler yani Müslümanlar acayip bir tiifedirlen onlarla sava~mamak gerekir" diyerek o~lunu uyarm~~ t~ . Ancak Ramaçandra'n~n anda.~man~n bozulmamas~~ için gösterdi~i bu ihtimam i~e yaramad~. Singhana Deva babas~n~n uyar~lanna kulak asmayarak sava~makta ~srar etti ve Melik Alieddin'e tehdit dolu bir mektup yollad~ . Bu mektupta, Melik Alieddin'e e~er can~n~~ biraz olsun seviyor ve bu tehlikeli durumdan kurtulmak istiyorsa, Devagiri'den ele geçirdi~i her~eyi geri vermesini ve kur-tulu~u ganimet bilip ülkesine geri dönmesini bildirmekteydi. Singhana'n~n kendisine meydan okumas~na k~zan Alieddin, mektubu getiren elçilerin yüz-

28 Nal-bahâ hakk~nda ayr~nt~l~~ bilgi için bk. E. Merçil, "Nal-Baha ve Kullan~l~~ma Dair Örnekler". Belleten, LX, Say~~ 227, Ankara 1996, s. 21-32.

29 Firi~te, ayn~~ yer.

34) XIV. yüzy~lda Hindistadda bir metn~~ 11 il â 12 kg.'l~k bir a~~rl~ k ölçüsü birimiydi (Bk.

Walther Hinz, "Islam'da ölçü Sistemleri", (Çev. Acar Sevim) Marmara Clni~r~sitesi Fen-Ed.. Fak.

Türklük Ara~t~rmalar~~ De~gisi, Say~~ 5, ~stanbul 1990, s. 27-28.

31 Firi~te, Gül~en, I, s. 95-96; K~~. Yusuf Hikmet Bayur. Hindistan Tarihi, I, Ankara 1987, s. 303; M. Fuat Köprülii, "Alâeddin Halaci" mad., IA.

(8)

754 S. HALÜK KORTEL

lerini siyaha boyayarak geri gönderdi ve sava~mak için askerlerini düzene soktu. Melik Nusret Caliserryi32 de muhtemel bir hurüc harekat~na kar~~~ bin ki~ilik bir kuvvetle kale ku~atmas~nda b~rakt~~ ve ordusunun geri kalan k~sm~~ ile Singhana'ya do~ru ilerledi 33.

Yap~lan sava~ta Hindü kuvvetleri say~ca kalabal~k oldu~undan, ba~lan-g~çta Melik Alâeddin'in ordusunu geri çekilmeye mecbur ettiler. Fakat tam o s~rada kale ku~atmas~ndaki Melik Nusret Caliserrnin emrindeki bin süvari ile mücadeleye kat~lmas~, sava~~n kaderini de~i~tirdi. Melik Nusret kumandas~n-daki birli~in kald~rd~~~~ toz bulutu, Hindü askerlerini yan~ltm~~~ ve onlarda Delhi Sultan~'n~n ordusunun gelmi~~ oldu~u zann~n~~ uyand~rm~~t~. Bunun üzerine pani~e kap~lan Hindfflar, bozgun halinde kaçmaya ba~lad~lar. Sava~~~ kazand~~~n~~ anlayan Melik Alâeddin, ku~atmaya geri dönerek kaleyi s~k~~t~r-maya devam etti. Ayr~ca sava~ta esir al~nan birçok asker ve Brahman'~~ öl-dürttü ve Raca Ramaçandra'n~n yak~n akrabalar~~ ile ileri gelen adamlar~n~~ zincir ve boyunduruldara vurulmu~~ halde Devagiri kalesi önünde te~hir etti 34.

Deh~ete kap~lan Ramaçandra, yak~n adamlar~~ ile durumu müzakere etti ve Gulbarga, Telingana, Mâlva ve Hande§ racalarmdan yard~m istenmesi için emir verdi. Ancak Raca'n~n en büyük s~k~nt~s~~ yiyecek lutl~~~~ idi. Bu sebeple Melik Alaedd~n Halacirye bir mektup gönderdi. Mektubunda anla~may~~ bozmu~~ oldu~unu, son yap~lan sava~tan kendisinin sorumlu tutulmamas~~ ge-rekti~ini yazmaktayd~".

Melik Alaeddin, Ramaçandra'n~n s~k~nt~s~n~n sebebini sezdi~inden, elçi-ler, kaleyi savunanlar~n açl~~~n e~i~inde olduklar~n~~ do~rulaymcaya kadar gö-rü~meleri bir bahane ile erteledi. Nihayet Ramaçandra'n~n yollad~~~~ elçilerin ~iddetli ~srarlar~~ kar~~s~nda bir anda.~ma yapmaya raz~~ oldu. Onun bu defa öngördü~ü ~artlar çok daha a~~r olmu~tu. Buna göre, Raca Ramaçandra, ~liçpür bölgesinin gelirlerini her y~l Melik Alaeddin'e göndermeyi taahhüt etmekteydi. Melik Alâeddin buna ilave olarak Raca'dan yüklü bir sava~~ taz- 32 Melik Nusret Caliscri, Alaeddin'in en yak~n adamlar~ndan biri olup, onun Delhi Sultanl~~~~ tahtma oturmasmdan sonra "Nusret Han" III1Va alm~~t~. Kaynaklarda daha ziyade bu unvanla amlmaktad~r.

33 Firi~te, Gül~en, I, s. 95-96; Ayr~ca bk. Lal, a.g.e., s. 44-45; Bayur,a.g.e., I, s. 303-304. 31 Firi~te, ayn~~ yer; K~~. Bayur, a.g.e., s. 304.

(9)

TÜRK SULTANI ALAEDD~N MUHAMMED-~AH HALAC~~ 755 minau alacakt~. Tarihçi Firi~te3", bu sava~~ tazminat~n~ n 600 menn alt~ n, 7 menn inci, 2 menn çe~itli mücevherler, bin menn gümü~, 4 bin parça ipekli kuma~~ ve daha birçok de~erli e~yadan olu~tu~unu kaydetmektedir. Raca Ramaçandra, sava~~ tazminat~ n~~ ödedikten sonra k~zlar~ ndan birini de Melik Alaeddin ile evlendirdi. Emir Husrev'in ifadesine bak~ l~ rsa", Melik Alaeddin Devagiriede kald~~~~ süre zarf~ nda, Hindi.' tap~naklar~m camiye çevirip içlerine hutbe okunmas~~ maksad~yla minberler ve mihrablar yapt~rm~~t~. Ald~~~~ bütün esirleri serbest b~ rakan Alaeddin, 25 gün sonra Devagiri'den ayr~ ld~. Dönü~~ yolu üzerinde bulunan Çavhan Racputlar~'n~ n idaresindeki Asirgarh 38 kale-sini ele geçirdi ve uzun bir yolculuktan sonra iktac~~ olan Karra'ya ula~t~39 (28 Receb 695/1 Haziran 1296) °°. Devagiri seferinin en mühim sonucu, Müslümanlar'a Dekken'deki yerli devletin zaaf~n~~ göstermesi olmu~; güney Hindistan'~n Türk hakimiyetine girmesinde ilk ad~m bu suretle at~lm~~t~r.

Karra'da durumunu kuvvetlendiren Melik Alaeddin, k~sa süre içinde merkezdeki emir ve melikleri, devlet ileri gelenlerini ve halk~~ kendi taraf~na çektikten sonra Delhi üzerine yürüdü ve burada "Sultan Alaeddin Muhammed-~ah" ad~yla tahta oturdu (22 Zilhicce 695/21 Ekim 1296) 41. Devlet kademelerine gerekli tayinleri yapt~ktan ve siyasi iktidar~n~~ sa~lamla~-urd~ ktan hemen sonra, vakit kaybetmeksizin en büyük gayesi olan bütün Hindistan'~ n fethi dü~üncesini uygulamaya koydu. Alaeddin Muhammed-Sah'~ n ilk hedefi Baghela Racputlar~'n~n idaresindeki Gucerat oldu.

Gucerat Seferi

Gucerat Racal~~~, ortaça~larda Hindistan'~n en zengin bölgelerinden biri idi. En ba~ta gelen liman ~ehri Kambay (Kenbayet), Arabistan ve ~ran gibi ülkelerle çok s~ k~~ ticari münasebetlerde bulunmaktayd~. Araplar'~n kuzey Hindistan'a girmelerinden sonra (milacli VIII. yüzy~ l ba~~), Müslüman tüccar- 6 Lal (a.g.e., s. 46), bu listenin Bereni ve Emir Husrev'in eserlerinde bulunmad~~~ n~~ belirterek Firiste'nin hayal üdiniinden ba~ka bir~ey olmad~~~n~~ ifade etmektedir.

37 Bk. Miftihul-fütt~h, ST. 4681 .

38 Asirgarh, ~liçpür'un bat~s~ nda ve Tapti nehrinin kuzeyindedir. " kal, a.g.e., s. 46; J. Burton-Page, "W~. nde~h"matl., F.72. Emir Husrev, Haza-in, s. 5; Ayr~ca bk. kal, a.g.e., s. 50-51. 41 Emir Husrev, Haza"in, s. 6; Yahya b. Ahmed b. Abdullah Serhindi,

(10)

756 S. HALUK KORTEL

lar da bu bölgeye yerle~mi~ler, ticaretin daha fazla geli~mesini ve Gucerat'~n zenginle~mesini sa~lam~~lard~".

Gucerat'~~ idare eden Çalukya Hanedân~'ndan son raca, bir erkek velrahd b~rakmadan ölünce, hükümdarl~k onlarla evlilik yoluyla akrabal~~~~ bulunan Baghela Racputlanen~n eline geçti. Baghela Racputlan, Türkler ta-raf~ndan fethine kadar yani yar~m yüzy~ldan fazla bir süre Gucerat'~~ idare etti-ler. Gucerat'~n Hindistan hâkimiyeti bak~m~ndan önemini çok iyi bilen Sultan Alkddin Muhammed-~âh, bölgeyi ~slâm hâkimiyeti alt~na almaya ka-rar verdi ve iki büyük emin Ulu~~ Han 43 ve Nusret Hân'~~ Gucerat'~n fethiyle görevlendirdi.

Ulu~~ Han ve Nusret Hân'~n kumandas~ndaki Halac~~ ordusu 20 Cemâziülevvel 698 (23 ~ubat 1299) tarihinde Delhi'den Gucerat'a hareket etti". Ordunun bir k~sm~~ Ulu~~ Han'~n idaresinde Cayselmir'i" ele geçirmeye ve sonra Nusret Han'~n kuvvetlerine kat~lmaya memur edilmi~ti. Ulu~~ Han emrindeki kuvvetlerle Sind'e do~ru ilerledi ve Cayselmir'e bir ak~n yapt~. Birçok Hindü öldürüldükten sonra, Cayselmir kalesi zaptedildi. Ulu~~ Han 200 ki~ilik bir garnizonu Cayselmir'de b~rakarak Çitor yak~nlar~nda Nusret Han'~n kuvvetlerine kat~ld~. Delhi'den Gucerat'a giden en k~sa yol Calor" üzerinden geçmekteydi. Bu sebeple Sultan Alâeddin Muhammed-~âh, Calor racas~~ Kanhar Deva'dan ordusunun ülkesinden geçmesine müsaade etmesini istemi~ti. Ancak Kanhar Deva bunu reddedince, Halaci ordusu Çitor bölge-sinden ilerlemek zorunda kald~~ ve Banas nehrini geçtikten sonra Radosa ka-lesine sahip oldu47. Bir süre sonra Gucerat bölgesine giren ordu, ba~kent Anhilvara'ya" hücum etti. Gucerat racas~~ Karan Baghela, emrinde 30 bin sü-

Lal. a.g.e., s. 67.

43 Ulu~~ Han, Alaeddin Muhammed-Sah'~n karde~i Elmas Beg olup, onun tahta ç~kmas~ndan sonra kendisine bu unvan verilmi~ti.

44 Emir H~~srev, Hazâ'in, s. 25.

45 Cayselmir, Sind'in kuzeydo~usunda etraf~~ çöllerle çevrilmi~~ verimli bir vaha idi (Bk. Lal, a.g.e., s. 81).

46 Calor, Hindistan'~n kuzeybat~s~nda Küç batakl~~~na dökülen Luni nehrinin bat~s~nda Hindü egemenli~indeki bir kaleydi.

'Lal, a.g.e., s. 68-69.

48 Müslüman Hindistan tarihçilerinin "Nehrvala" diye zikrettikleri Anhilvara bugünkü Patan ~ehridir.

(11)

TÜRK SULTAN! ALAEDD~ N MUHAMMED-~AH HALAC~~ 757 var, 80 bin piyâde ve 30 fil'" bulunmas~ na ra~men, Delhi Sultanl~~~~ ordusu-nun âni hücumuna kar~~~ koymay~p, Anhilvara'y~~ terketti ve Devagiri racas~~ Ramaçandra'ya s~~~nd~ . Raca Karan'~ n bütün kad~nlar~, filleri" ve hazinesi ele geçirdi. Ulu~~ Hn ordusunun bir k~sm~n~~ Raca Karan'~~ takip etmekle gö-revlendirdi ve di~er bir k~sm~yla bizzât Somnât üzerine yürüdü. Somnât'daki bütün tap~naklar ve putlar tahrip olundu. Ulu~~ Hn bölgede ~slâm dininin yay~lmas~~ için bir de mescid yapt~rd152. Somnât'daki putlar~n en büyü~ü ise, te~hir için Delhi'ye gönderildi.

Di~er taraftan Nusret Hn, emrindeki kuvvetlerle deniz k~y~s~ ndaki Kambay ~ehrine gitmi~~ ve buray~~ ya~malayarak de~erli e~yalar ve mücevherler ele geçirmi~ti. Ayr~ca Kambay'da bulundu~u s~rada, Küfür ad~nda bir köle sat~n alm~~t~. Bu köle, ileride Sultan Alâeddin'in en seçkin adam~~ olacak, hattâ hükümdar nâibli~ine kadar yükselerek Dekken ve güney Hindistan'~ n Müslüman Türkler taraf~ndan fethinde ba~rolü oynayacaku. Bin d'inâra sat~n al~nd~~~ndan ona "Hezârdinâri" ad~~ verilmi~ti53.

Sultan Alâeddin Muhammed-~ah, yeni fethedilen Gucerat'~n idaresine karnbirâderi Sencer Beg yani Alp Hân'15' tayin etti. Bölgede i~i biten Ulu~~ Hân ve Nusret Hân'~n kumandas~ndaki Halaci ordusu ise, Delhi'ye dönmek üzere yola ç~kt~.

Ranthambor Seferi

Sultan Alâeddin Muhammed-~âh, Gucerat seferinden sonra, Racputana bölgesinin zaptedilmesine karar verdi. Bu bölgeye yap~ lacak seferin as~l he-defi, Hindistan'~ n en müstahkem kalelerinden biri olan Ranthambor55 idi. Gucerat seferi dönü~ü Calor yak~ n~nda orduda isyan ç~ karan eleba~~lardan Serhindi, Mübârek-~.ild, s. 74; Abdülkadir Bedaimi, Minehâbü't-te~*il~, I, (~ ng.

trc. G.A. Ranking), Delhi 1986, s. 255.

5()Emir Husrev (Deva.1 Rani ve H~zl~- ffin, n~r. Muhammed Vefa Bakayef, Du~anbe 1975, s. 90), Raca Karan'~ n Devagiri racas~~ Ramaçandra'n~ n o~lu Singhan (Singhana) Deva'ya iltica etmek için kaçt~~~n~~ kaydetmektedir.

51 Serhindi s. 75), Ulu~~ Han'~n 20 fil ele geçirdi~ini belirtmektedir. 52 Serhindi, ayn~~ yer.

53 Bereni, Fir~lz-0 s. 251-252; Nizâmeddin Ahmed, Tabakt, I, s. 141. Bedaiini, Mü ntehb, I, s. 256.

51 Alp Han Sencer Beg, Sultan Alâeddin Muhammed-~ah'~ n ikinci hamm~ n~n karde~idir ve Gucerât valili~i s~ras~ nda Anhilvara (Nehrvala)'da "Adine Cam~~ ~~ ad~ nda 1305 y~l~ na tarihlenen bir cami yapurm~~t~r (Bk. Encyclopaedia of India , XXX, Gujarat, ed. N. Prabha Chopra, New Delhi 1992, s. 251).

55 Ranthambor, o zaman~ n ~artlar~ na göre Delhi'den iki haftal~ k mesafede olup surlar~~ yakla~~ k 18 km. uzunluktaych (Bk. Emir Husrev, Deva! Rani, s. 70-71).

(12)

758 S. HALÜK KORTEL

Muhammed-~ah ve karde~i Kebrffnun Ranthambor racas~ na ilticâ etmeleri de Sultan Alâeddin'e buraya sefer düzenlemesi için bir bahane haz~rlam~~t~.

Sultan Alâeddin, Bayâna vâlisi Ulu~~ Hân'~~ emrindeki kuwetlerle Ranthambor üzerine gönderirken, Nusret Hân'a da iktâ'~~ olan Karra ve civa-r~ndaki bütün askerlerini toplay~p Ulu~~ Hân'a yard~ m etmek üzere yola ç~ k-mas~n~~ emretti. Ulu~~ Hân ve Nusret Hân'~n kumandas~ndaki Delhi Sultanl~~~~ ordusu 5'', yolu üzerindeki Châin57 kalesini âni bir hücumla zaptetti's. Ordunun Ranthambor'a ula~mas~ ndan önce, Ulu~~ Hân, Raca Hammir Deva'ya bir mesaj göndererek Sultan Alâeddin'in Raca'ya kar~~~ bir garaz~~ ol-mad~~~n~~ ve e~er kendisine iltica eden âsileri öldürür ya da sultana teslim ederse, Delhi Sultanl~~~~ ordusunun Delhi'ye geri dönece~ini, bu ~artlara uyulmad~~~~ takdirde ise, sonuçlar~ na kar~~~ haz~ rl~ kl~~ olunmas~n~~ bildirdi. Fakat Ulu~~ Hân'~ n bu mesaj~~ Hammir Deva'y~~ hiç korkutmad~. Yak~n adam-lar~, ona sultamn ordusunun Ranthambor'u ku~atmas~~ halinde halk~n çok ac~~ ve zorluk çekece~ini aç~klayarak mülteci âsileri Sultan Alâeddin'e gönderme-sini tavsiye ettilerse de, Raca bunu ~iddetle reddetti. Bu sebeple Ulu~~ Hân'a haber göndererek Sultan Alâeddin'in dü~manl~~~n~~ kazanmak istemedi~ini, fakat ondan korkmad~~~m da bildirdi"'.

Ulu~~ Hân, Raca Hammir Deva'n~n bu cevab~~ üzerine, ordunun ba~~nda Ranthambor'a yürüyerek kalenin yak~n~ nda ordugâh~n~~ kurdu ve ku~atma için gerekli haz~ rl~klarm yap~lmas~n~, emretti (Receb 700/Mart-Nisan 1301). Kale çok müstahkem oldu~undan çarp~~malar iki taraf~n birbirleri üzerine manc~ n~ klarla ta~~ gülleler ya~d~ rmas~~ ile ba~lad~". Bu s~ rada kaleden f~rlat~lan bir ta~~ Nusret Hân'a isâbet etti. Nusret Hn ald~~~~ yarar~n etkisiyle 51' Hindfi kayna~~~ Hammir Kalya 'ya göre, Halaci ordusu 80 bin sfivari ve çok say~da piyade den meydana gelmekteydi (Naklen Lal, a.g.e., s. 84).

57 Beclaiini (Müntehâb, I, s. 257), Chain'in "Nev-~ehr (Yeni~ehir)" ad~yla me~hur oldu~unu kaydetmektedir. Lal (ayn~~ ye~ )'e göre, Chain, Beclafinrnin Nev-~ehr ad~yla zikretti~i ve Ranthambor'un do~usunda yer alan Naigaon'dur.

58 Bereni, s. 272.

Lal, a.g.e., s. 84-85.

Raca Hammir Deva'n~ n sahip oldu~u kuvvetlerin say~s~~ hakk~nda kaynaklar de~i~ik rakamlar vermektedirler. Emir Husrev (Deva] Ra~~i, s. 70)'in kayd~ na göre, Raca Hammir'in 10 bin adet h~zl~~ ko~an arap au, s~ rtlar~ nda tahurevanlar~~ olan sava~~ filleri ve say~s~z asker ve kumandan~~ vard~. Serhindi ( Mühârek-~âhf, s. 76), Raca'n~ n 12 bin süvari, say~s~z piyade askeri ve me~hur filleri oldu~unu yazarken, Firi~te (Gül~en, I, s. 106) mfibala~aya kaçarak 200 bin ki~ilik bir orduya sahip oldu~unu belirtmektedir.

(13)

TÜRK SULTAN! ALAEDD~N MUHAMMED-SAF! HALAC~~ 759 birkaç gün sonra öldü 11 . Bu durum askerlerin mâneviyatlar~ n~~ bozdu ve bir sessizlik ba~lad~. Kaledeki Hind~.~lar ise, Halaci ordusundaki sessizli~in bir ma~lubiyet alâmeti oldu~unu dü~ünerek ~iddetli bir hurtic harekât~ nda bulundular. Ulu~~ Hâ~l, buna kar~~~ koyamad~~ ve emrindeki kuvvetlerle Châin'e çekildi"2. Daha sonra da Sultan Alâeddin Muhammed-~âh'a bir mektup yazarak, durumun ciddiyetini bildirdi. Bu haber üzerine Sultan Alâeddin, ordunun ba~~ nda bizzat Ranthambor ku~atmas~n~~ idare etmek maksad~yla Delhi'den ayr~ld~ ". Fakat Tilpat'da"4 konaklad~~~~ s~ rada ye~eni Vekil-i der" E~it (Yi~it) Hân'~ n tertipledi~i bir suikast te~ebbüsü ve ard~ ndan patlak veren isyan hareketini basurmakla bir süre u~ra~mak zorunda kald~ . Âsilerin cezaland~ r~lmas~ ndan sonra Ranthambor'a do~ru yiirilyii~iine devam ederek ordugâh~ n~~ kalenin kar~~s~ ndaki Ran ad~~ verilen tepede kurdu. Sultan~n geli~iyle, yar~ m kalan ku~atma harekât~~ yeniden ba~lad~; güç, moral ve teçhizât bak~ m~ ndan takviye edilen askerler, ku~atrnaya dört elle sar~ld~lar. ~stihkâmlar kurulmas~~ için dikilen torbalara kum dolduruldu ve bunlar üst üste kondu. Bu istihkâmlar~ n üzerine yerle~tirilen manc~ n~ klar ile kalenin içine ta~~ gülleler at~ lmaya ba~land~ . Kaledeki Hindfflar da buna manc~ n~ klar~ yla yanan gülleler atarak kar~~~ kl~ k veriyorlard~. Bu çarp~~malarda her iki taraf da çok kay~p verdi. Sultan Alâeddin ise bir yandan ku~atma harekat~~ ile ilgilenirken, di~er yandan Châiri civar~ na ak~ nlar drizenlemi~~ ve güneyde Dhâr ~ehrine kadar olan yerler fethedilmi~ti 17.

Ancak ku~atman~ n uzamas~~ Halaci ordusunda gerginli~i arturm~~t~ . Memleketlerinden uzakta kalmak, askerleri kaderlerinin Ranthambor surlar~~ önünde ölmek oldu~una inand~ rm~~~ ve hepsini ümitsizlik kaplam~~u. Sultan Alâeddin ise, so~ukkanl~l~~~ n~~ koruyarak hiçbir ~eyden endi~e etmiyormu~~ 61 Nusret Han, kalenin Navlakhi ad~~ verilen ana kap~s~ n~ n önünde sehid dü~mü~tü (Bk. Lal, a.g.e., s. 85).

62 Firi~te, ayn~~ yel-. 63 Bereni, ayn~~ yel-.

hi Tilpat, eski Delhi do~usunda ve Kilukheri'nin güneyinde yer alan bir menzildir (Bk.

Lal, a.g.e., s. 87).

Saray kap~lar~ n~ n anal~tarlar~ n~ n muhaf~z' olan Vekil-i der, bütün saray~ n idaresine bakar, saray personelinin maa~lar~ n~~ da~~ t~ r ve sulta~~~~~~ çocuklar~ n~ n e~itimlerini düzenlerdi. Saray mutfa~~, sultan~ n elbiseleri ve saray ah~ rlarm~ n hepsi onun denetimindeydi. Bu a~~r görevinde ona vekili Vekil-i der yard~ mc~~ olurdu (Daha fazla bilgi için bk. Qureshi, a.g.e., s. 59-60; Lal, a.g.e., s. 160).

Egit (Yi~it) Han isyan~~ ve Ranthambor ku~atmas~~ s~ ras~ nda ç~ kan di~er isyanlar hakk~nda ayr~nt~l~~ bilgi için bk. Lal, a.g.e., s. 86-92.

(14)

760 S. HALÜK KORTEL

gibi davranmakta fakat pe~pe~e ç~kan isyanlann sebepleri ve ku~atmadaki son durum hakk~nda, yak~n adamlar~yla müzâkerelerde bulunmaktayd~. Yorgun olmalar~ na ra~men ku~atman~n zorluklar~na gö~üs geren askerler, Ranthambor surlar~na yakla~mak için, kalenin önündeki hende~i a~aç kü-tilideriyle doldurmaya çal~~ularsa da, Hindülar~n att~klar~~ yanan odunlar~n kütükleri tutu~turmas~~ buna engel oldu. Fakat bu s~rada harekete geçen Sultan Alâeddin'in süvarileri kalenin önündeki hende~in bir bölümünü dol-durmay~~ ba~ard~lar. Bundan sonra kum dolu torbalann yetmemesi üzerine askerler pantolonlar~n' torba haline getirip içlerine kum doldurdular ve so-nuçta kalenin burçlar~na ula~an yüksek bir istihkâm yapt~lar. Ancak Hindülar~n yeniden ba~latt~~~~ yo~un manc~n~k at~~~, Halaci kuvvetlerinin iki veya üç haftadan daha fazla bir süre boyunca kalenin burçlanna yakla~mala-r~na mâni oldu68. Bununla beraber kalede erzak azalm~~~ ve Hindûlar yiyecek s~k~nt~s~~ çekmeye ba~lam~~lard~. Emir Husrev Dihlev~", Ranthambor'daki er-zak lutl~~~n~n ne kadar yüksek boyutta oldu~unu "bir pirinç tanesi 10 alt~na saul~r oldu" sözleriyle aç~klamaktad~r.

D~~ar~dan Halaci ordusunun yapt~~~~ bask~~ ve içeriden yiyecek azl~~~n~n yaratt~~~~ gerginlik, Raca Hammir Deva'y~~ tamamen umutsuzlu~a dü~ürmü~tü. Ranthambor'un Müslümanlar'~n eline geçece~ini anlayan Hammir Deva, ka-lenin bulundu~u sarp tepenin üzerinde büyük bir ate~~ yak~lmas~n~~ istedi ve Hindû geleneklerine uygun olarak bütün kad~nlann~~ ve çocuklar~n~~ alevlerin içine att~rd~. Daha sonra birkaç sâd~k adam~" ve kalan askerleri ile birlikte son bir hücumda bulundu. Raca ve yan~ndakilerin hemen hepsi bu son çar-p~~mada öldürüldüler ve Ranthambor kalesi fethedildi (3 Zilkâde 700/10 Temmuz 1301) 71. Sultan Alâeddin Muhammed-~ah, Ranthambordaki bütün Hindû tap~naklann~~ tahrip etti ve ku~atma s~ras~nda kendi taraf~na geçmi~~

68 Lal, a.g.e., s. 93.

6° Emir Husrev, s. 28. Lal, (ayn~~ yer) ise, Hindi' kaynaklar~ndan Hammir Kavya'ya dayanarak, Raca Hammir Deva'ya dü~manl~k besleyen Sercan-~âh ad~ndaki bir Hindü'nun Sultan Alâeddin'in taraf~na geçti~ini ve gizlice kaledeki erzak depolanna girip, hayvan postu koyarak yiyecekleri pisletti~ini zikretmektedir.

70 Lal (a.g.e., s. 94), bunlar~ n 9 ki~i olduklar~n~~ yazrnakta ve adlar~n~~ ~öyle s~ralamaktad~r: Raca Hammir'in karde~i Viram, Tak Gangadhar, Ranthambor'a ilncâ eden dört âsi emir, K~etra Singh Parmar ve ad~~ bilinmeyen iki ki~i (Kr~. Cambridge Hist. of Ind., III, s. 517).

71 The Campaigns of Affu'd-din Eh~lji being the ILhaz'inul Futüh Hazrat Amir Kbusrau of Delhi, (~ng. trc. Muhammad Habib), Madras 1931, s. 41; Ayr~ca bk. Lal, a.g.e., s. 94.

(15)

TÜRK SULTAN! ALAEDD~N MUHAMMED-~AH HALACi 761

olan Hindülar~, velinimederi olan Raca Hammir Deva'ya ba~l~~ kalmad~klar~~ gerekçesiyle öldürttü".

Sultan Alaeddin, Ranthambor ve Chain'in idaresini karde~i Ulu~~ Han'a verdikten sonra, Delhi'ye geri döndü. Bundan 4-5 ay sonra Ulu~~ Han, Telingana ve Ma`bar bölgeleri üzerine sefere ç~kmaya memur edildi. Ancak sefer tedarikini görmek için Delhi'ye do~ru yola ç~kt~~~~ s~rada aniden öldü. Sultan Alaeddin karde~inin ölümü nedeniyle bir süre yas tuttu ve sonra yeni-den Hindistan seferlerine devam etti".

Çitor'un Zapt~~

Sultan Alaeddin Muhammed-~ah, Ranthambor'un fethinden iki y~l sonra (702/1302-1303), Beren valisi Dadbeg" Melik Fahreddin Cavna" ve Karra Valisi Melik Çahcü'nun" kumandas~ndaki bir orduyu Bengal ve Orissa üzerinden Telingana racal~~~n~n merkezi Varangare göndermi~; ancak bu se-fer, ya~mur mevsiminin ba~lamas~~ sebebiyle neticesiz kal~nca ordu Delhi'ye geri dönmü~tü". Hemen hemen ayn~~ tarihlerde Sultan Alaeddin de Racputana bölgesinin en sa~lam kalelerinden biri olan Çitor (Çitorgarh)'a bir sefer düzenledi. Malva'n~n kuzeyinde Banas nehrinin güney k~y~s~nda bu-lunan Çitor, o s~ralarda Guhila Racputlar~'ndan Raca Ratan Singh'in hakimi-yetinde idi.

Sultan Alâeddin, 8 Cemaziüliah~r 702 (28 Ocak 1303) günü, kalabal~k bir ordunun ba~~nda Çitor'a hareket etti. Müstahkem Çitor kalesi sultan~n kuv-

" Kalenin al~nmas~~ s~ras~ndaki çat~~malarda yaral~~ olarak ele geçirilen ün Mo~ol emini Muhammed-~âh ise, Sultan Alâeddin'in huzüruna ç~karulm~~u. Sultan Alâedctin, ona ac~yarak "Seni tedavi ettirirsem ve bu kötü durumdan kurtanrsam bundan sonra ne ~ekilde hareket edeceksin?" diye sordu. Muhammed-~âh, "iyile~irsem seni öldilriip Hammir Deva.n~n o~lunu hilk~7~mdar yapar~m" cevab~n~~ verince çok öfkelenen sultan, onun bir filin ayaklar~~ alt~na at~lman~n emretti. Fakat Muhammed-~üh'~n Raca'ya olan sadükatini takdir etti~inden buna uygun bir cenaze töreniyle gömülmesini istedi (Bk. Nizâmeddin Ahmed, TabakSt, I, s. 151; Bedüûni, Müntehâb, I, s. 263; Firi~te, Gül~en, I, s. 108).

73 Bereni, Tâ~ih-i FirtizOld, s. 283.

71 K5d~-y~~ memâlik (ba~-kad~) re ba~l~~ olan Dâdbeg (Emir-i dâd)'in görevi, yüksek dereceli memurlar~n mahkemeye ç~kar~lmas~n~~ sa~lamak ve mahkeme kararlar~n~~ yünnmekti (Bk. Qureshi, a.g.e., s. 161-162; M. Aziz Ahmed, a.g.e., s. 360).

75 Melik Fahreddin Cavna, Melik Tu~luk•un o~lu olup, "Sultan Muhammed Tu~luk-~âh" unvamyla 1325-1351 >inan aras~nda Delhi sultanl~~~~ yapm~~t~r.

76 Nusret Hün'~n ye~eni olan Melik Çahcü, onun Ranthambor ku~atmas~~ s~ras~nda ölümünden sonra Karra vâlisi tayin edilmi~~ olmal~d~r.

(16)

762 S. HALÜK KORTEL

vetleri taraf~ndan 8 ay boyunca ku~atma alt~ nda tutuldu. Daha fazla direne-meyece~ini anlayan Raca Ratan Singh, kad~ nlar~ n' ve çocuklar~ n~~ ate~e atarak öldürdükten sonra kaçt~. Sultan Alaeddin, Çitor'u ele geçirerek ~ehirdeki Hinclülarin öldürülmesini emretti (11 Muharrem 703/25 A~ustos 1303). Ratan Singh ise, bir süre sonra teslim oldu ve Sultan Alaeddin taraf~ ndan ba-~~~ land~ . Bu arada Çitor'da bulunan Hinclii tap~ naklar~~ ve putlar~ n tamam~~ imha edildi 78.

Sultan Alaeddin, Çitor'un idaresini o~lu H~z~r Han'a verdi ve ona atfen Çitor'un ismini "H~z~r-abad" olarak de~i~tirdi. Sultan, H~z~ r Hada ayr~ca ha-kimiyet alameti olarak k~rm~z~~ bir çeu-, alt~n i~lemeli bir elbise ve biri ye~il di-~eri siyah renkte iki adet sancak verdi ve Çitor'dan ele geçirilen ganimeti de ona b~rakarak Delhi'ye geri döndü.

H~z~ r Han, Çitor'u birkaç y~l idare etti. Fakat Racputlar, ülkelerini bir Türk valinin idare etmesinden hiç memnun de~illerdi. Bu sebeple de sürekli kar~~~kl~k ç~ kararak kaledeki garnizonu rahats~z ediyorlard~. Hatta i~i, kale-deki Müslümanlar~~ burçlardan a~a~~~ atacak kadar ileri götürmii~lerdi. Bu kar~~~ kl~klar üzerine Sultan Alaeddin, Çitor'un idaresini o~lu H~z~ r Han'dan alarak Çavhan Racputlar~'ndan Kanhar Deva'n~ n karde~i Calor'lu Mal Deva'ya vermek zorunda kald~~ (yakla~~ k 711/1311-1312 y~llar~ )*'. Mal Deva, Sultan Alaeddin ölünceye kadar ona ba~l~~ kald~~ ve her y~l Delhi'ye muntaza-man eyaletinin harac~ n~~ ve de~erli hediyeler gönderdi. Nitekim Firi~te81, Mal Deva'n~n sultan~n ordusuna sefer zaman~nda 5 bin süvari ve 10 bin piyade ile kat~ld~~~ n~~ belirt~nektedir.

Mâlva'nut Fethi

Malva, Ranthambor ve Çitor'un güneyinde, G~~cerat'~ n do~usunda ve Dekken'in kuzeyinde yer almaktad~ r. Malva ve civar~~ ilk defa 1199 y~l~ nda Kutbeddin Aybeg taraf~ ndan yap~ lan bir ak~ nla zaptedilmi~ti. Daha sonra Sultan ~ltutmu~, 1234'te Raca Devapala (1216-1240) '= hakimiyetindeki Malva'y~~ i~gal etmi~, Ucceyn'i ya~malayarak buradaki bütün tap~ naklar~~ orta-

Emir Husrev, Haza-in, 5. 33.

79 Emir HUSreV (Haz'in, s. 33-34; De~wl Rani, s. 72) Çitor seferinde bizzat bulunmas~ na ra~men, ku~atma ayr~ nular~~ hakk~ nda ne yaz~ k ki daha fazla bilgi vermemektedir.

8() Bu olay~ n meydana geldi~i tarihin münaka~as~~ için bk. Lal, a.g.e., s. 110-111. 81 Gül~en, I, s. 115.

(17)

TÜRK SULTAN! ALAEDD~N MUHAMMED-~AH HALAC~~ 763

dan kald~rm~~t~. Nâs~reddin Mahmüd-~âh (1246-1266) devrinde ise, Balaban Ulu~~ Hn, 1251 y~l~ nda Mâlva'ya kadar uzanan ba~ar~ l~' bir ak~n yap~ p Nervar'~~ alm~~t~. Fakat bütün bu seferlerin birer ya~ma ak~ n~~ niteli~ini ta~~-malar~, Mâlva'n~n kesin olarak itaat alt~na al~nmas~na engel olmu~, Hind~llar kaybettikleri yerleri k~sa süre içinde geri alm~~lard~82.

Sultan Alâeddin Muhammed-~âh, Ranthambor ve Çitor'un fethinden sonra Mo~ol ak~nlar~~ ve bunlara kar~~~ çe~itli önlemlerin al~nmas~~ ile me~gul oldu~undan bir müddet Hindistan seferlerine ara vermi~ti. Ancak, onun bu konuyu tamam~yla ihmâl etmemi~~ oldu~u, 1305 y~l~ nda tertipledi~i Mâlva se-ferinden anla~~l~yor.

Mâlva bölgesi o s~ralarda, Raca Mahlak Deva'n~n idaresindeydi. Mahlak Deva 30-40 bin süvari ve çok say~da piyadeden olu~an kalabal~ k bir orduya sahipti83. Bu büyük ordunun ba~kumandan~~ ve ayn~~ zamanda Raca Mahlak'~n süt karde~i olan Vezir Hara Nand, Hinclülar aras~nda Koka Pradhana81 ad~yla tan~nan cesur bir asker ve tecrübeli bir devlet adam~~ idi. Mâlva racas~~ Mahlak Deva ve veziri Koka Pradhana "güçlerinden kibire kap~ larak" Sultan Alâeddin Muhammed-~âh'a itaati reddetmi~lerdi. Bunun üzerine Sultan Alâeddin, Hâss-hâcib Melik Aynülmülk ~ihâb Multâni'yi85 10 bin ki~ilik bir ordunun ba~~nda Mâlva üzerine gönderdi. Aynülmülk, kumandas~~ alt~ ndaki kuvvederle Koka Pradhana'n~n ordusunu büyük bir bozguna u~ratt~. Vezir Koka ve Hinclidar'~n ço~u sava~ta öldürüldüler. Koka Pradl~ana'n~n kesik ba~~~ Delhi'ye gönderildi. Bu arada Koka'n~n öldü~ünü ö~renen Raca Mahlak Deva, Mand~Tya8" kaçm~~t~. Sultan Alâeddin, Mâlva'n~ n idaresini Aynülmülk Multâni'ye vererek onu Mahlak Deva'y~~ Mandifclan koyup bölgeyi kâfirler-den temizlemekle görevlendirdi. Aynülmülk emrindeki kuwetlerle hiç vakit kaybetmeden Mandifya yürüdü. Raca Mahlak Deva ise, ona kar~~~ o~lunun

82 M. Aziz Ahmed, a.g.e., s. 141, 175, 233; Bayur, a.g.e., I, s. 281-292.

83 Emir Husrev, Haz —in, s. 29. Buna kar~~l~k Serhindi Müt~a-rek-~âhi, s. 77), Bedâüni (Müntehâb, I, s. 264) ve Firi~te (Gül~en, I, s. 115), Mâlva racas~~~~~~~ 40 bin siivari ve 100 bin piyadeye sahip oldu~unu yazma'.tachr.

8 Firi~te (ayn~~ yer), yanl ~~~ olarak KC„,a Prpdl~ana'~l~n MIlv~~ racas~~ oldu~unu

kaydetmektedir.

85

Ca~n. Hist. of Ind. (Il!, s. 110)'da Aynülmülk'un Multan valisi oldu~u belirtil~nektedir. Fakat kaynaklarda böyle bir kay~ t mevcut de~ildir. Bu, büyük ihtimalle "Multâni" kelimesi~~i~~~ yanl~~~ tercüme edilmesinden do~mu~~ bir hatâd~r.

86 Manda, Mâlva'n~n güneyinde, Narmada nehrinin kuzey k~y~s~~ yak~nlar~ndad~r. Emir Husrev (De~wl Rani,s. 73), Manclu'nun yakla~~k 24 km. uzunlukta ve çok yüksek bir sura sahip, oldu~unu belirtmektedir.

(18)

764 S. HALÜK KORTEL

kumandas~nda bir ordu gönderdi, fakat yenilgiye u~rauld~. Raca'mn o~lu da sava~ta ölenler aras~ndayd~. Yenilgi üzerine deh~ete kap~lan Mahlak Deva, Mandû kalesine kapand~. Bu s~rada bir casus Aynülmülk Multâni'ye kalenin içine giden gizli bir yol tarif etti. O ve adamlar~~ bu gizli yol vas~tas~yla kaleye girmeyi ba~ard~lar. Raca Mahlak Deva civar~ndaki da~lara kaçmak istediyse de yakalanarak öldürüldü (5 Cemaziülah~r 705/23 Aral~k 1305). Aynülmülk, sultan ad~na hutbe okuttu ve güvenilir bir adam~n~~ bu zaferi Alâeddin Muhammed-~ah'a müjdelemesi için Delhi'ye gönderdi. Bu haberden son de-rece memnun olan Sultan, Mandü'nun idaresini de Melik Aynülmülk'e verdi.

Bundan sonra s~ ras~yla Ucceyn, Dhâr Nagari ve Çanderi kaleleri de Mâlva ve Mandû'nun ilk müslüman valisi Aynülmülk'ün gayretleri netice-sinde fethedildi87. Firi~te'ye göre, Mâlva ve civar~n~n fethi dolay~s~yla Sultan Alâeddin Muhammed-~ah, Delhi'de yedi gün yedi gece ~enlik ilin ederek za-feri kutlam~~t~.

Calor'un Zapt~~

Malva'n~n k~sa süre içinde zapt ve ya~ma edildi~ini duyan ve ayn~~ ak~bete u~ramaktan korkan Calor racas~~ Kanhar Deva, bir amannâme yazd~rarak adamlar~yla Delhi'ye gönderdi ve Sultan Alâeddin'e itaatini arzetti (705/1305) 8'). Sultan Alâeddin, büyük ihtimalle ayn~~ s~ralarda meydana gelen bir Mo~ol ak~n~na kar~~~ bütün ordulann~~ kuzey s~n~ rlar~na sevketmek isteye-rek, ~imdilik Calor racas~~ Kanhar Deva ile mücadeleye girmeyi do~ru bul-mam~~~ ve ona aman verip ba~l~l~~~n~~ kabul etmeyi tercih etmi~ti. Ancak Kanhar Deva'n~ n, birkaç y~l sonra Delhi sultan~na tabi olmaktan vazgeçip ba-~~ ms~z hareket etmeye ba~lamasba-~~ üzerine Sultan Alaeddin Muhammed-~ah, Melik Kemâleddin Gurg'u"° seçme bir ordu ile Calor'a gönderdi. Kemâleddin G~~rg, Calor kalesini ku~atu ve ~iddetli hücumlarla s~k~~t~rmaya ba~lad~. Bu arada bir Hindû, müslüman kuvvetlerine kalenin içine giden gizli bir geçit göstermi~ti. Fakat, tam o esnada Melik Kemaleddin'in gerçekle~tir-di~i ~iddetli bir sald~ r~~ neticesinde, sultanl~k kuvvetleri Calor'a girmeyi ba~ar-

87 Emir Husrev, Hazâ'in, s. 32; Ayr~ca bk. Lal, a.g.e., s. 114. 88 Bk. Gül~en, I, s. 115.

89 Firi~te, ayn~~ yer; Ayr~ca bk. Cam. Hist. of Ind., 111. s. 111.

90 "Gurg" farsça "kurt" manasma gelmektedir (Bk. F. Steingass, A Comprehensive Persian

(19)

TÜRK SULTAN! ALAEDD~N MUHAMMED-~AH HALAC~~ 765 d~lar ve kaleyi fethettiler (710/1311)". Raca Kanhar Deva, karde~i Vikram Deva ve birçok Hindü, kaleye yap~lan bu ~iddetli hücumda

Böylece Hindülar'~ n önemli kalelerinden birisi daha Delhi Sultanl~~~'n~n hakimiyetine girmi~~ oluyordu.

Devagirinin Fethi

Sultan Alâeddin Muhammed-~ah, daha melikli~i zaman~ nda Dekken'in merkezi durumundaki Devagiri'ye kar~~~ bir sefer düzenleyerek Raca Ramaçandra'y~~ her y~ l Delhi'ye haraç göndermeye mecbur etmi~ ti (695/1296). Fakat Ramacandra, bir süre sonra Sultan Alaeddin'in Mo~ol ak~nlar~yla me~gul olmas~ndan yararlanarak ba~~ms~zl~~~n~~ ilan etmi~ti ve bir kaç y~ldan beri harac~n~~ Delhi'ye göndermiyordu. Ayr~ca kendisine s~~~nan Gucerat racas~~ Karan Baghela'y~~ Sultan Alaeddin'e teslim etmeyip, himaye-sine alarak kendihimaye-sine Nandurbar'da oturma izni vermi~ti.

Bu sebeplerden ötürü Sultan Alâeddin, Devagiri üzerine yeni bir sefer tertiplemeye karar verdi. Mo~ol taarruzlar~na kar~~~ kuzey hududlar~ nda bu-lunan birkaç tümenini geri çekti ve 30 bin ki~ilik" bir ordu olu~turarak Bârbeg Melik Nâ'ib Kâfür Hezardinari kumandas~~ alt~nda Devagiri üzerine gönderdi. Na'ib-i Ar~z-~~ memâlik Hâce Haci (Sirâceddin) ise, sultan taraf~n-dan ordunun levaz~matm~n temin edilmesi ve ele geçirilecek filler ile gani-metin korunmas~ na memur edildi"'. Mâlva valisi Ayniilmülk Multâni ve Gucerat valisi Alp Han da emirlerindeki kuvvetlerle Devagiri'ye gönderilen orduya kat~lmakla görevlendirilmi~lerdi95. Melik Nâ'ib Küfür, gece gündüz durmadan ilerleyerek yakla~~ k 700 km.'lik bir askeri yürüyü~ten sonra Devagiri'ye ula~t~~ (19 Ramazan 706/24 Mart 1307) ve etraf~~ ya~malamaya ba~lad~. Haz~rl~ks~z yakalanan Raca Ramaçandra, aceleyle toplad~~~~ küçük bir orduyu, o~lu Singhana Deva kumandasmda, Halaci ordusunu kar~~lamaya 91 Firi~te, (Gül~en, I, s. 118), bu ikinci Calor seferinin 1308de yap~ld~~~ n~~ belirterek, hiçbir ça~da~~ kaynakta bulunmayan, Sultan Alaeddin'in Bihi~t ad~ ndaki bir cariyesi taraf~ ndan kumanda edilen bir orduyu Calor'a gönderdi~ine dair inan~ lmas~~ güç bir hikaye anlatmaktad~r.

92 Bu sefer hakk~nda Hindü kaynaklar~ ndaki farkl~~ hikayeler için bk. Lal, a.g.e., s. 116-119. 93 Emir Husrev (Hazâ'in, s. 36), bu rakam~~ verirken, Firi~te (Gül~en, I, s. 116) bir rivayete dayanarak bu ordunun 100 bin silvariden meydana geldi~ini yazmaktaysa da, bu rakam~ n mübala~al~~ oldu~u anla~~l~yor.

91 Bereni, ~ih-i s. 326. 111" Firi~te, ayn~~ yer.

(20)

766 S. HALÜK KORTEL

gönderdi. Fakat Singhana Deva'n~ n idaresindeki Hind~'l kuvvetleri, Melik Nâ'ib Kâfür taraf~ ndan bozguna u~rat~ld~~ ve tamam~na yak~n~~ imha edildi. Singl~ana Deva ise, güçlükle can~ n~~ kurtarabilmi~ti. Daha fazla kar~~~ koyama-yaca~~n~~ anlayan Ramaçandra da teslim olmay~~ kabul etti ve çocuklar~, kad~n-lar~~ ve bütün taraftarlanyla beraber esir al~nd~ ". Bu arada Halaci ordusu, Devagiri'yi ya~malamaya koyulmu~~ ve hazinelerin yan~s~ ra 17 fil ele geçiril-mi~ti.

Melik Nâ'ib Küfür, Raca Ramaçadra ile çocuklar~, kad~ nlar~~ ve yak~ n adamlar~n~~ beraberinde Delhi'ye götürdü. Sultan Alâeddin Muhammed-~âh, Ramaçandra'y~~ iyi kar~~lad~~ ve güleryüz gösterdi. Ramaçandra ve yan~ndakiler alt~~ ay boyunca Delhi'de al~ konuldular. Sultan Alâeddin daha sonra racay~~ serbest b~rakt~~ ve ona bir çetr, 100 bin tenge (alt~n) ve "Rây-~~ Râyân" yani "Racalarm Racas~" unvân~ m vererek, Navasari bölgesini de hâkimiyet sâhas~~ Devagiri'ye ilâve etti. Eski itibar~~ kendisine i~de edilen Ramaçandra çocuk-lar~, kad~nlar~~ ve maiyyetindekilerle birlikte Devagiri'ye geri döndü ve ülke-sini Sultan Alâeddin Muhammed-~âh ad~na idare etmeye ba~lad~".

Sivâna'~un Zapt~~

Racputlar'dan Raca Satal Deva'n~~~~ hâkimiyeti alt~ ndaki Sivâna"8, Delhi'den 330 km. mesafede bulunan ve etraf~, geçimini e~k~yâl~kla sa~layan-lar~ n bar~ nd~~~~ bir ormanla çevrili müstahkem bir da~~ kalesiydi. Çok yak~-n~ndaki Ranthambor ve Çitor'un ~iddetle zaptedilmesine ra~men,, Sivâna ra-cas~~ Satal Deva, Sultan Alâeddin Muhammed-~âh'a itaati reddetmi~ti.

Sultan Alâeddin bu müstahkem kaleyi ele geçirmek maksad~yla bizzât se-fere ç~ kt~~ (13 Muharrem 708/3 Temmuz 1308). Sultan, Sivâna'ya ula~t~~~~ zaman, Raca Satal Deva birkaç bin ki~ilik bir kuvvetle kaleye kapanm~~, sa- Emir Husrev (Demi Rani, s. 91), Gucerat seferinden bir süre sonra Ulu~~ Han ~n Raca Karan'~n küçük k~z~~ Deval Devi'yi Devagiri'ye gelin olarak giderken esir ald~~~ n~~ kaydetmektedir. Deval Devi, Gucerat seferi (1299) s~ ras~nda alt~~ ayl~k ve esir al~nd~~~nda ise 8 ya~~nda oldu~una göre, bu Devagiri seferinde ele geçirilmi~tir. Ancak Ulu~~ Elân'~n Ranthambor seferinden hemen sonra 1301de öldü~ü dü~ünülürse, onu esir alan emirin Alp Hân (Sencer Beg) olmas~~ gerekir. Bu, büyük ihtimalle Deva! Rani ve H~z~r Ha'n'~n yazma nüshalar~nda yap~lan bir istinsah hatâs~~ olmal~d~r.

97 Emir Husrev, Hazâ'in, s. 36-37; Bereni, ayn~~ yer; Ayr~ca bk. R.J. Majumdar, H.C. Raychaudhuri and Kalikinkar Datta, An Ad~anced Histo~y of India, London 1960, s. 304.

98

(21)

TÜRK SULTANI ALÂEDD~N MUHA/viMED-~AH HALAC~~ 767 vunma haz~rl~~~ndayd~. Sultan Alâeddin, ordusunun sa~~ kanad~n~~ kale duvar-lar~n~n do~u ve bat~s~na, sol kanad~n~~ kuzeyine yerle~tirdi. Merkezde bulu-nan Melik Kemâleddin Gurg ise, askerlere kalenin etraf~na manc~n~klar yer-le~tirilerek surlar~n dö~-ülmesi emrini verdi. Fakat Hindülar, kaleyi büyük bir harâretle savunuyorlar ve yapt~klar~~ yo~un manc~n~k au~lanyla sultan~n ordu-sunun ~iddetli hücumlann~~ geri püskürtmede ba~ar~l~~ oluyorlard~. Sultan Alâeddin Muhammed-~ah'~n kumandanlar~~ birçok sava~~ takti~i denedilerse de, bunlar kalenin al~nmas~n~~ sa~layamad~ ". Hiçbir ~eyin i~e yaramad~~~n~~ gören Halaci kuvvetleri, bir hileye ba~vurdular ve Bhaile ad~ndaki bir Hindü'nun tavsiyesi üzerine, bir ine~in kesik ba~~n~~ manc~n~kla kaledekilerin su temin ettikleri göle f~rlatular. Hindülar, ine~i kutsal sayd~klar~~ için göldeki suyu içemediler ve bir süre sonra susuz kalarak direnme güçlerini yitirdi-ler". Sultan Alaeddin'in askerleri ~iddetli çarp~~malar~n ard~ndan, kale du-varlann~~ a~~p içeriye girdiler. Kalenin fethedilmesinin an meselesi oldu~unu anlayan Hindülar, kaçmak istedilerse de, Halaci kuvvetleri taraf~ ndan takip edilerek imhâ olundular. Raca Satal Deva, Calor'a kaçmay~~ denedi ancak yolda Sultan Alâeddin'in adamlar~~ taraf~ndan yakalan~p öldürüldü (23 Rebiülevvel 708/10 Eylül 1308)101. Böylece Sivâna kalesi yakla~~k iki buçuk ayl~k bir ku~atma neticesinde ele geçirilmi~~ oluyordu. Sultan Alâeddin ise, Sivâna'n~n idaresini Melik Kemâleddin Gurg'a b~rakarak Delhi'ye döndü.

Varangal Seferi

Bir y~l kadar sonra Sultan Alaeddin Muhammed-~ah, Melik Nâ'ib Kafür Hezardinari'yi Dekken'in do~usunda yer alan ve orta Hindistan hâkimiyeti-nin devam~~ aç~s~ ndan önemli mevkideki Telingana Racal~~~'n~n ba~kenti Varangal" üzerine bir sefer yapmaya memur etti. Sultan, sefere ç~kmadan önce Melik Küfür ile görü~erek, Varangal kalesini zaptetmek için bütün gay-retini ortaya koymas~n~, ancak Varangal racas~~ Pratap Rudra Deva, ~slam di-nini kabul etmek yerine hazinesini, mücevherlerini ve fillerini teslime ve her y~l haraç göndermeye raz~~ olursa, Raca'n~n ümitsizce bir direni~e kalk~~ma-

11° Emir Husrev, Hazâ in, s. 38-39; Ayr~ca kr~. Ca~npaigns of 'AU'u'd-clin JQpJji. s. 54. Lal, a.g.e., s. 115.

m~~ Firi~te (ayn~~ yer), Raca Satal Devdn~ n Sultan Alâeddide de~erli hediyeler gönderip af diledi~ini ve Sultan Alâeddidin de huzi.s~runa getirilen Satal Devay~~ bir süre al~koyduktan sonra geri gönderdi~ini kaydetmekteyse de, ça~da~~ müellif Emir Husrev (Hazin, s. 40), Satal Deva'n~n öldürüldü~ünü kesin olarak belirtmektedir. Ayr~ca bk. Lal, a.g.e., s. 116.

102 Firi~te (Gül~en, I, s. 119) hâricindeki bütün müslüman Hindistan tarihçileri (msl. Bereni, Emir Husrev), buray~~ "Arangal" ismiyle anarlar.

(22)

768 S. HALÜK KORTEL

s~na engel olmak için anla~ma yoluna gitmesini istedi. Sefer için görevlendi-rilen di~er bir kumandan Nâ'ib-i Ar~z-~~ memâlik Hâce Hâci ile de bir mü~â-vere yap~ld~~ ve askerler ile kumandanlara küçük suçlar yüzünden a~~r cezâlar verilerek gücendirilmemeleri, i~lerin yürütülmesinde dalkavuklu~a göz yu-mulmamas~, ele geçirilen ganimetten kumandanlar~n pay~na dü~en k~sm~n bol tutulmas~~ ve ordudan birinin at~n~n ölmesi, çal~nmas~~ ya da sakatlanmas~~ halinde yerine daha iyisinin verilmesi tenbihlendi".

Melik Nâ'ib Küfür ve Hâce Hâci , Delhi'den ayr~ld~lar (25 Cemâzlülevvel 709/31 Ekim 1309) ve bir müddet sonra Melik Kiff~r'un iktâ`~na dâhil olan Rabari (Revâri) köyüne geldiler. Halaci ordusu burada topland~~ ve Devagiri yönünde ilerledi". K~sa zaman sonra Mesüdpür'a ula~~ld~~ ve burada iki gün konaklanarak tekrar yola ç~ k~ld~~ (6 Cemâzfillâh~r 709/11 Kas~m 1309). Sultanl~k kuvvetleri bir süre sonra Çanderi'ye ula~t~lar. Melik Kâfûr burada askerleri tefti~~ etti ve yeniden hareket emri vererek Sultanpûr ad~yla da bili-nen ~ricpûr'a" geldi. Burada da dört. gün kald~ktan sonra ordu, Khandâr'a vâs~l oldu (1 Receb 709/5 Aral~k 1309). Melik Kâfür, burada 14 gün konak-lad~~ ve askerin üç ayl~k maa~lar~~ (mevâcib) ödendikten sonra tekrar yola ç~kt~. Narmada ~rma~~n~n geçilmesinden 8 gün sonra, Devagiri s~n~r~nda bu-lunan Nilkanth'a ula.~~ld~. Sultan Alâeddin Muhammed-~âh, daha önceden Devagiri racas~~ Ramaçandra'ya bir mektup göndererek, Melik Kâffir'un ku-madas~ndaki ordunun Devagiri'yi ya~malamamas~~ için gerekli önlemleri ala-rak ordunun bütün ihtiyaçlar~n~~ kar~~lamas~n~~ emretrni~ti".

Ramaçandra yakla~makta olan Halaci kuvvetlerini Devagiri önlerinde kar~~layarak, Sultan Alâeddin için kurbanlar kestirdi ve ordudaki kumandan-lara çe~idi hediyeler takdim etti. Bunun yan~s~ ra, Devagiri varo~lar~nda ko-naklamas~~ ~art~yla ordunun erzak, techizat vs. bak~m~ndan her türlü ihtiyaç-lar~ n~n kar~~lanmas~~ için gereken yard~m~~ yapt~~ ve her gün ordugâha gelip askerin gereksinimlerinin teminiyle yak~ndan ilgilendi. Ayr~ca Halaci ordu-sundaki askerlerin ihtiyaçlar~~ olan her~eyi rahatça ve ucuza sat~n almalar~~ için Devagiri'nin çar~~~ esnaf~~ da seferber edilmi~tiw7 Halacl ordusu, Devagiri önle-rinde birkaç gün konaklad~ktan sonra 26 Receb 709 (30 Aral~k 1309)'da ye-

103 Beren''. Tarih-i s. 327; Nizâmeddin Ahmed, Tabak.,W, I, s. 165. 1°1 Emir Husrev, Hazâ'in, s. 40; Bereni, s. 328.

1°5 lricpür, Gvalyor'un yakla~~k 105 km. giineydo~usundad~r (Bk. Lal. a.g.e., s. 238). Emir Husrev, Hazâ'in, s. 4142.

(23)

TÜRK SULTAN! ALAEDD~N MUHAMMED-~AH HALAC~~ 769 niden yürüyü~e geçti. Raca Ramaçandra ise, Telingana s~n~nna kadar ordu-nun yolu üzerinde bulunan bütün köylere adamlar göndererek yiyecek top-lanmas~~ ve ordunun ihtiyaçlar~n~n gere~i gibi kar~~top-lanmas~~ hususunda emir-ler vermi~; atl~~ ve yaya askeremir-lerden olu~an bir birli~i de Halaci ordusuna kat-m~~u. Askeri yürüyü~e birkaç menzil boyunca bizzat e~lik eden Raca, sonra Devagiri'ye geri döndü. Sultanl~k ordusu, uzun bir yürüyü~ten sonra Ya~âr ve Bhoci ~rmaklan aras~ndaki bir elmas madeninin bulundu~u Basiragarh I°8 ya-k~nlar~nda bir yere ula~t~. Oradan da hareketle k~sa süre içinde Telingana Racal~~~'na ba~l~~ ~ehirlerden biri olan Sarbar (Sirpf~r) önlerine geldi. Melik Kâfür, vakit kaybedilmeksizin Sirpüs kalesinin ku~at~lmas~n~~ emretti. Ku~atma s~ras~nda Halaciler'in att~~~~ yanan oklar, kaledeki evlerin yanmas~na sebep oldu ve kalenin Müslümanlar~n eline geçece~inden deh~ete kap~lan Hindfdar, kad~nlar~~ ve çocuklar~yla birlikte alevlerin içine atlay~p intihar etti-ler. Kalenin dü~mesinin yak~n oldu~unu anlayan Nâ'ib-i Ar~z-~~ memâlik Hâce Hâci, kaç~p civardaki tarlalara saklanm~~~ olan kale kumandan~n~n (mukaddem) karde~i Anal~k. (Anardz)'in yakalanmas~~ için adamlar~na emir verdi. Yakalanan Anardr, muhtemelen hâzinelerini teslim ederek hayat~n~~ kurtarmay~~ ba~ard~. Hâlâ hayatta olan kale müdâfileri ise, korku içinde Varangarin yolunu tutmu~lard~~

Kalenin zapt~ndan sonra Halaci kuvvetleri Sirpfir.dan ayr~ld~lar (10 ~aban 709/13 Ocak 1310) ve Künarpâl'e geldiler (14 ~aban 709/17 Ocak 1310) Melik Kâfür burada, bin ki~ilik bir birli~i ke~if yapmak ve dü~man~n durumu hakk~nda bilgi edinilebilecek baz~~ esirler yakalamak için ileri gön-derdi"°. Varangare kadar yol üzerinde bulunan ~ehirler ve köyler terkedil-mi~ti ve bu yerlerin yöneticileri, kalabal~k Halaci ordusuna kar~~~ koyamaya-caldann~~ anlay~p Varangal racas~~ Pratap Rudra Deva'ya s~~~nm~~lard~~ ~~~~

Melik Nâ'ib Kâfûr, daha sonra iki kumandamn~~ 40 ki~ilik bir kuvvede, Varangal'in bütün bahçe ve binalanmn görülebildi~i müstahkem bir yer olan Hanumakonda (Anamkonda) tepesini ele geçirmeleri için önceden yola ç~-kard~~ ve kendisi de birkaç gün sonra bu tepede ordugâh kurdu. Ayn~~ günün gecesi Hâce Hâci askerleri Varangal kalesinin etraf~na yerle~tirdi ve ku~atma

108 Lal (a.g.e., s. 239), Prof. Hodivala'n~n iddias~na dayanarak Basiragarh'~n ~imdiki Vairagarh oldu~unu belirunektedir.

109 Emir Husrev, Hazi in, s. 43-45. Il° Emir Husrev, Haza-in, s. 46. 111 Bereni, Tkih-i Ffniz.~ih~. s. 329.

(24)

770 S. HALÜK KORTEL

ba~lad~~ (~aban 709/Ocak 1310) 112. Melik Kâfür'un çad~r~~ kaleden 1,5 km. kadar uzakta bulunuyordu. Kale çevresindeki çad~rlar~~ Hindûlar'~n manc~-n~klarla att~klar~~ ta~lardan korumak maksad~yla tahtadan siperler yap~ld~. Bu s~ rada Telingana bölgesindeki kale kumandanlar~ndan biri olan Manak (Vinayak) Deva, kumandas~~ alt~ndaki süvari birli~i ile Halaci ordugâh~na bir gece bask~n~~ yapmak istediyse de, ba~anl~~ olamad~~ ve kuvvetlerinin hemen hemen tamam~~ imhâ edildi. Bu çarp~~mada ele geçirilen esirlerden, Varangal'den yakla~~k 36 km. mesâfedeki Dadhûm kasabas~nda üç tane güçlü sava~~ fili bulundu~u ö~renildi. Bunun üzerine Melik Küfür, bu filleri ele ge-çirmek için kumadanlanndan Kara Beg Meysere'yi bin ki~ilik bir süva~i birli-~inin ba~~ nda Dadhûm'a gönderdi. Oradan ele geçirilen filler sultana takdim edilmek üzere ayr~ld~lar 113.

Di~er taraftan Varangal ku~atmas~~ ~iddetle devam ediyor, iki taraf da manc~ n~ klarla birbirleri üzerine ta~~ gülleler ya~d~ nyordu. Halaci askerleri, kalenin etraf~ndaki hende~i toprakla doldurduktan sonra, burçlara

t~rman-mak ve surlar~~ dövmek için merdivenler ve tabyalar kurdular. Tabyalar~ n

üze-rinde kurulan manc~n~klardan at~lan ta~~ gülleler kalenin 4,5 metre yüksekli-~indeki ön duvar~ n~~ y~ km~~~ ve kalenin di~er yüzünde de büyük gedikler aç-m~~t~. Gerek Halaciler'in att~ klar~~ toprak ve gerekse surlardan kopan parça-lar, kalenin hende~ini iyice doldurmu~tu. Bu s~rada Melik Kâfür, aç~lan ge-di~e ç~kmay~~ sa~layacak ve yüz adam~n ayn~~ anda ilerleyebilece~i bir istihkâm (pâ.~ib) yap~lmas~n~~ emretmi~ti. Ancak bu istihkâm~n in~âs~~ birkaç gün alacak gibi görünüyordu ve h~zl~~ hareket edilmezse, aç~lan gedik kaledeki Hinclülar

taraf~ndan tamir edilebilirdi. Melik Kâfür kumandanlanyla bir toplant~~ yapt~~

ve neticede, kale duvar~nda aç~lan gedi~e ç~kmay~~ sa~layacak bir istihkâm~n kurulmas~ ndan önce, kaleye ~iddetli bir hücumda bulunulmas~~ kararla~t~-r~ld~~ i".

Melik Kâfûr, 11 Ramazan 709 (12 ~ubat 1310) gecesi, ertesi gün yap~la-cak hücum için ku~atma merdivenlerinin gece yar~s~ndan haz~r edilmesi, ha-

Lal (a.g.e., s. 240), Varangal kalesinin 15 ~aban 709 (18 Ocak 1309) tarihinde ku~aulmaya ba~land~~~ n~~ yazmaktaysa da, sefer hakk~nda en ayr~nt~l~~ bilgiyi veren Emir Husrev (Haza'in, s. 47), böyle bir tarih vermeyip Halaci ordusunun 14 ~aban 709 (17 Ocak 1309)'da Künkpal'e van~indan birkaç gün sonra Melik Nâ'ib K.ifür*un Hanumakonda tepesinde ordugMi kurdu~unu belirtmektedir. Buna göre, kale ku~atmas~~ Lal'in verdi~i tarihten sonraki bir tarihte ba~lam~~~ olmal~d~r.

113 Emir Husrev, Haza'in, s. 49. 114 Emir Husrev, Haza'in, s. 50-51.

(25)

TÜRK SULTAN! ALAEDD~N MUHAMMED-~AH HALAC~~ 771 reket i~aretini veren davullar ne zaman çal~n~rsa, bütün askerlerin siperler-den ç~k~p ilerlemesi ve ku~atma merdivenlerinin kaleye do~ru h~zla ta~~nmas~~ için talimat verdi. Ertesi gün (13 ~ubat 1310) Halaci ordusunun ~iddetli hü-cumu s~ras~nda manc~n~klar durmadan çal~~t~~ ve kale duvarlar~~ dö~üldü. Hücum, 13 Ramazan 709 (17 ~ubat 1310) günü tekrarland~~ ve Halaci asker-leri kalenin burçlar~na ç~karak Hindi-dar ile çarp~~maya devam ettiler. Sonunda d~~-kale tamam~yla ele geçirildi (16 Ramazan 709/17 ~ubat 1310) ve hemen sonra Raca Pratap Rudra'n~n kapand~~~~ iç-kaleye kar~~~ taarruza ge-çildi "". Korkuya kap~lan Varangal racas~~ Pratap Rudra Deva, elçilerini Melik Kâfûr'a gönderdi ve Sultan Alâeddin Muhammed-~âh'a kaat etmeye ve y~ll~k haraç göndermeye söz vererek amân diledi. Melik Küfür, Raca'n~n elçilerinin getirdikleri hediyeleri kabul ederek, kaleye kar~~~ yürütülen harekâun durdu-rulmas~n~~ emretti n". Raca'ya verdi~i cevapta o, Telingana'da üretilen her~ey-den (maher~ey-denler, sebzeler, hayvanlar vs.) kendisine verilmesini istedi. Pratap Rudra, bir gece içinde bütün hazinesini toplad~~ ve bunu ertesi gün 100 fil "7, 7 bin at, birçok de~erli mücevherler ve e~yalarla birlikte ordugâha gönderdi. Melik Küfür, Raca'n~n kendisi için ay~rd~~~~ herhangi bir de~erli e~ya bulun-du~u takdirde, Varangal'de genel bir katliâm yapmakla tehdit etti ve ondan her y~l haraç olarak filler ve hazine gönderece~ini tasdik eden yaz~l~~ bir belge aklins.

Melik Nâ'ib Küfür, ele geçirilen bütün ganimederle birlikte Varangal ön-lerinden ayr~ld~~ (16 ~evvâl 709/19 Mart 1310); Devagiri, Dhâr ve Châin'den geçerek Delhi'ye ula~t~~ (11 Muharrem 710/10 Haziran 1310). Varangal'den ele geçirilen ganimetler, bütün kumandanlar, emirler ve meliklerin kat~ld~~~~ bir merâsimle Bedâün Kap~s~~ önündeki Çavtara-i Nâs~ti ad~~ verilen mey-danda Sultan Alâeddin'e takdim edildi (24 Muharrem 710/23 Haziran 1310). Ba~ta Melik Küfür olmak üzere, bütün kumandanlar sultan~n takdir ve teveccühüne mazhar oldular ve çe~itli hediyelerle ödüllendirildiler tw.

115 Emir Husrev, Hazâ in, s. 51-54

in Emir Husrev, Hazâin, s. 55; A.rr~lf., Demi Rani, s. 75.

117 Emir Husrev (Demi Rani, s. 75), Bereni ( Ta^rih-i FirC~z-~âhi, s. 330) ve Nizâmeddin Ahmed ( Tat~aLit, I, s. 165) bu rakam~~ verirken; Firi~te (Gül~en, 1, s. 119), 300 adet fil ele geçirildi~ini kaydetmektedir.

118 Emir Husrev, Hazâ'in, s. 58; Bereni, ayn~~ yel-.

119 Emir Husrev, Hazâ"in, s. 62; Ayr~ca bk. Enver Konukçu, "Kalaç Sultan, Alâeddin Muhammed-~ah ve Onun Hind Siyaseti", VIII. Türk Tarih Kongresi, II. cilt, Ankara 1981, s. 795-796.

(26)

772 S. HALÜK KORTEL

Telingana Racal~~~'n~ n Delhi Sultanl~~~'na ba~lanmas~yla, Dekken ta-mamen Müslüman Türkler'in hâkimiyeti alt~ na girmi~~ dluyordu, Sultan Alâeddin Muhammed-~âh'~ n bir sonraki hedefi güney Hindistan'daki Hindü devletleri olacakt~.

Dvâr' asamudra ve Mallar Seferleri

Melik Kâfür Hezârdinâri, Varangal dönii~ü, Sultan Alâeddin Muhammed-~âh'a, Ma`bar'2" k~y~lar~ nda Telingana'dan ele geçirilenlerden daha güçlü 500 fil bulundu~unu ve bunlar~~ bizzât ele geçirmeyi dü~ündü-~ünü söylemi~ti. Sultan Alâeddin, Melik Kâfur'un böyle büyük bir giri~imde bulunmak istemesine memnun oldu ve onu Ma`bar'~ n fethiyle

Ma`bar'a giden yol, o s~ralarda Hoysala Racalar~'n~ n hâkimiyetindeki Dvârasamudra (Dhürsamundar)'clanm geçmekteydi. Bu sebeple Melik Kâfûr, öncelikle bu bölgenin zapuyla me~gul oldu.

Melik Kâfür'un kumadas~ndaki Halaci ordusu, Delhi'den hareket etti (24 Cemâziülâh~r 710/18 Kas~m 1310) ve Cumne nehri boyunca ilerleyerek Tankal'e geldim. Burada 14 gün konaklad~ ktan sonra 21 gün süren h~zl~~ yü-rüyü~lerle Kay~un (Kanhün)'a124 ula~t~. Gat da~lar~~ ve üç büyük ~rma~~n a~~lmas~ ndan sonra, Telingana racas~~ Pratap Rudra Deva'n~ n Sultan Alâeddin'e gönderdi~i 23 adet filin orduya kat~lmas~~ için 20 gün beklendi ve bu arada askerler yeniden tefti~~ edildi. On yedi günlük bir yürüyü~ten sonra ordu, Gurganü (Gurgaom)'ya geldi. Daha sonra Tapti nehri geçildi ve Devagiri'ye ula~~ld~~ (13 Ramazan 710/4 ~ubat 1311). Melik Kâfür burada 120 Hindistan'~ n en güney ucunda yer alan Pandya Racalarl'~l~ n ülkesine müslüman tarihçiler Ma'bar ad~ n~~ vermi~lerdir. Vassâf ( Târih-i Vassâf, Bombay 1269/1852, s. 301)'a göre Ma`bar, kuzeyde Penner Irma~~~ k~y~s~ ndaki Nilâvar (Nellore)'dan güneyde Kilon (Quillon)'a kadar deniz k~y~s~~ boyunca 300 fersah (yakla~~ k 1800 km.) uzanmaktayd~. A.D.W. Forbes ("Ma' bar" mad., E/2), ise bu mesafenin asl~ nda 1200 km. oldu~unu belirtmektedir.

121 Emir Husrev, Hazâ'in, s. 63-64; Ayr~ca bk. Lal, a.g.e., s. 244.

122 Dvârasamudra, bugünkü Halebid ~ehrine tekabiil etmektedir (Bk. Adi. Hist. of Ind., s 304).

123 Emir Husrev, Hazâ'in, s. 65. Buna kar~~ l~ k Bereni (Târih-i Fh-nz-sâhi, s. 333), Melik Nâ'ib Kâfür ve Hâce Hâci'nin Delhi'den ayr~ ld~ ktan sonra, ordunun topland~~~~ Rabari (Revâri)'ye geldiklerini yazmaktad~r.

124 Kay~un (Kanhün), Racputana'da Ucceydden Delhi'ye giden yol üzerinde küçük bir menzildir (Bk. S. Krishnaswami Aiyangar, South India and Her Muhanunadan Invaders, Madras 1921, s. 198).

Referanslar

Benzer Belgeler

TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI 2002 OCAK-ARALIK GİDER BÜTÇESİ (GENEL MERKEZ VE ŞUBELER) GEN... TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI 2003 OCAK-ARALIK

Otizmli bireyler anlık düşündükleri için ve istedikleri şeyleri elde etmek için anlamsız bağırmalar,ağlamalar,öfke nöbetleri vb durumlarda olabilirler.Bu gibi

MATEMATİK.. Aşağıda renkleri dışında özdeş olan mavi, sarı ve kırmızı renkli kartlar verilmiştir. Her renkten eşit sayıda kart bulunmaktadır.. Dizilen bu kartların

Türk Ticaret Bankası, Emeklilik Sandığının, geçen sene aç';ığı, Adana'da bir banka şube binası müsabakasında 1 - 3 üncüye kadar derece alan projeleri bu

[r]

Aşağıda aynı ortamda bulunan, başlangıç hacimleri aynı ve uçlarına ağırlık bağlı balonların çeşitli sıvılar içinde batması sırasında oluşan

1. gün satılan dürüm sayısı, aynı gün satılan pizza sayısından 75 tane fazla olmuş ve 2.. Beraber sinemaya gitmek isteyen Ece ve İpek, uygun oldukları zaman

Metabolik sendrom olarak da bi- linen bu de¤ifliklikler, kalp hastal›¤›, tip 2 diyabet ve kanser dahil pek çok hastal›k ris- kini art›r›yor.. Araflt›rmac›lar