T7~ SJOZ LiO
Edebî ve ebedî bir matem
Bazı büyük simalar vardır ki onlarda nuru irfan ile lıalei asalet müvazi şulelerle ruha nü fuz ederek vicdanda müşaşa bir mehtabı hür met ve perestiş ibda ederler., t)fulile ufku ede biyatı bifer bırakan üstat Ekrem , bu büyük ve mübarek si m alann’en güzidelerin ¿Tefi' İd i. Ekrem Beyin dehanın nevvar kanatları titreşen kibar ve pür vekar simasında öyle ncip, öyle rakik ve İnsanî bir nıanayi şefkat ve nezahet vardı ki yalnız şıı mümtaziyeti hali bile mensup olduğu ırkı mağrur ve ve m üftelıir edebilirdi.
Hazin bir şiiri sükûn içinde dağdağai hayata veda eden bu büyük kalpli şair, muhiti edebi mizde o kadar elim ve telâfisi güç bir boşluk bırakm ıştır ki tesiri zaman ile daha derin his- sedilecektir!.
Zemzeme
şairi muazzamı öyle ulvî bir hükümdardı ki şeriri saltanatı ruhu beşer, ruhu şebap idi.Lâkin Ricaî zade vefat etm ekle gençlik yalnız muhteşem bir şehriyarı şiirii edep kay
176—
betmiş olmadı; belki en namnslu, en faziletkâr, en hayrıhah bir pederden, bir hamiden de mahrum kaldı.
Filhakika büyük bir gair olduğu kadar bü yük bir insan olalan üstat, Türk edebiyatında yaptığı mes ut inkilâbı sade dehayi şiirine değil, ayni zamanda o büyük insanlığına da medyundur.. Fazilete perestig, marifeti teşvik, şebabı himaye, teceddüdü müdafaa, münakaşatı edebiyede gıl- zete nezalıet ile m ukabele... Bütün bu asaleti ruh nişaneleri Ekrem beyi cidden yükselten pek kıymettar am iller ve meziyetlerdi.
H akikî insanlık ile, necabet ve nezalıet ile hem ahenk olmayan şairlik hazan füsunu feyzinden öyle şuleler ve şükûfeler kaybeder, öyle maııazırı süfliyet gösterir ki maaliperver kalpleri şedit bir raşei nefret ile titiretir; hatta şiirden iğrendirir.. Benim , bilmem neden, gönlüm ister ki şairlerin ve ediplerin simayi maueviyetlerinde daima te miz ve feciramiz bir gayenin endişeleri, tehev- yüçleri dalgalansın. Onların yalnız terennüm leri değil, ruhları da saf ve şeffaf, ulvî ve samimî olsun!. İşte böyle hem san’atı edebiye, hem fazi leti ruhiye sahibi ediplerin ve şairlerin sefirazı olduğu içindir ki muazzez üstada kargı mabedi vicdanımda hissettiğim lıörm et ve perestig ateşin bir manayi kutsiyet almıştır.
Ah, B u üfulün o mabede biraktığı karanlığı ve boşluğu nasıl derin bir elem le hissediyorum, yarabbi?... Samimiyet ve hararet ile itiraf
ede-rim ki şimdiye kadar hiç bir ölüm beni bu de rece m üteessir ve mütehassis etmemiş, ruhumda böyle edebî olduğu kadar ebedî bir matem bırakmam ıştır.
Nejadın babası Göksuda şah eser ve şah ele mine kavuştu.. Fakat semayi edebimiz pek bifer ve bikes kaldı!..
...17^
Ziga. ve seoda,
1914
12
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a Toros Arşivi