• Sonuç bulunamadı

Yüreğimiz Piyer Loti'de atarken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yüreğimiz Piyer Loti'de atarken"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA CUM HURİYET

TT-

Ç 3-i

14

KULTUR

Yüreğimiz Piyer Loti’de atarken

ATİLLA BİRKİYE________________

Yılın ilk günü, Eyüp sırtlarından İstan­ bul, eski kimliğiyle görünüyor; ayağımı­ zın altındaki adacıklar, tarihin doğal tanık­ lan. Haliç’in koyu gri suları Pera’ya doğ­ ru uzanıyor...

Köprülerin altından geçerek... Doğudan batıya akan birnehirgibi. Bü­ yük bir kentin küçük bir semtinden, mer­ kezine doğru uzanan bir hayret çizgisi. Belki de, bu doğal bir şaşkınlık.

İçimizde bir burukluk, geçen yıl oldu­ ğu gibi. 1996’nın ilk saatleriydi; Eyüp sırtlannda, Piyer Loti kahvesinde zama­ na ve Haliç’e birlikte bakıyorduk.

Ve hepimizin yüreğinde kardelen imge­ si vardı.

Yeni yılın ilk saatlerini zamana dönük bir hayranlıkla geçirmek değildi bizi, bu sultanlar semtine getiren.

Bir vasiyeti, kutsal bir vasiyet olarak bellediğimiz bir dileği; unutulması güç bir dostun dileğini yerine getirmek, onu anmak, ondan sevgiyle, saygıyla söz et­ mekti.

Bizim kuşak, ki hiç sevgisini, yardımı- tiı eksik etmezdi üzerimizden; oraday­ dık...

Geçen yıl, yılın ilk günü, Onat’sız iç­ tik sade kahvelerimizi. Onat’tan ve ede­ biyattan söz ettik. Haliç ayaklarımızın al­ tında bir hüzün ırmağıydı. Bir kenarında sanki, Sadi, Gülistan’dan Onat için dize­ ler okuyordu: “Bana keskin kılıçla vursan

da eteğinden el çekemem. Senden gayn yerim yurdum yok; kaçsam bile tekrar sa­ na kaçarım!”

İstanbul, Piyer Loti’den başka görünür. Bu görünüş bambaşka anlamları içerir. Haliç’e bakarken, geçmişe doğru da bir yol- culuğa soyunursunuz ister istemez.

Yeni yılın ilk günü Onat, Piyer Loti’ye

gelip sade kahvesini yudumlayacaktı. 1994’ün son günleriydi. Katilin biri, biri- leri, onu yaşamdan aldılar!

Yeni yılın ilk gününde Eyüp sırtlannda Haliç’e bakarak, bir sevinci yaşamak is­ temişti. Yaşama sevincini. Ökurlanyla, dostlanyla, arkadaşlanyla paylaşmak is­ tediği; yazılannda Ve sözlerinde hep be- timleyegeldiği, o yaşama sevincini...

O sevinci hep yazageldi; hep yaşayagel- di; hep de başkalanyla paylaşmak istedi...

Onat’sız geçen iki yıl...

Hüzün içinde olmamak elde mi? Onat’ı ve öteki dostlan anımsarken. Belki de gü­ lümseyerek ammsamalı oıılan; onlar ki yaşamımızın vazgeçilmez renkleriydi; an­ lamlarıydı... Ama bir cinayet sonrası gel de öfkeni gemle, gel de hüzünden kurtul!

Bugün, yılın ilk günü, puslu, yağmur­ lu belki de hafiften karlı bir günde, Piyer Loti’de Onat’ın vasiyet bildiğimiz dileği­ ni geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yerine getirelim.

Günün bir saatinde, Eyüp’e gelip,

Pi-eni yılın ilk

gününde Eyüp

sırtlarında Haliç’e

bakarak, bir sevinci

paylaşmak istemişti.

Yaşama sevincini.

Okurlanyla, dostlanyla,

arkadaşlanyla

paylaşmak istediği;

yazılarında ve

sözlerinde hep

betimleyegeldiği, o

yaşama sevincini... O

sevinci hep yazageldi;

hep yaşayageldi; hep de

başkalanyla paylaşmak

istedi. Onat’sız geçen iki

yıl... Bugün Piyer

Loti’de Onat’ın vasiyet

bildiğimiz dileğini

geçen yıl olduğu gibi bu

yıl da yerine getirelim.

yer Loti’ye çıkalım; yeni yıla, kahvemizi içerken Onat adına merhaba diyelim.

Onat adına ve ötekiler adına.

Bugün, Piyer Loti’den, dilim varmıyor ama, hayatın diyalektiği bu galiba, biz kaybedenler, onun için bir merhaba diye­ lim.

Her yıl olduğu gibi umudumuzu yitir­ meden! Öte yandan, acısı hiçbirimizinki- ne benzemeyen ve betimlenmesi olanak­ sız birine; bir anneye, Onat’ı doğurup ye­ tiştirdiği için, Onat’ın bir anneler günün­

de yazdığı şu satırlarıyla bir kez daha te­ şekkür ede 1 i m : “Seksen yıla yaklaşan öm­

ründen kısa, küçük ayrıntılar sunabildiğim

Asiye Meliha benim anamdir. Bütün ana­

lar gibi olağanüstüdür. Onun yaşamı da bü­ tün analannki gibi büyük bir destandır. Bu küçük yazı, Anneler Günü’nde, tüm ana­ lar için, tüm çocuklar adına bir tutam kır çiçeği olarak, anamın elini öperken veril­ mek üzere yazıldı.”

Piyer Loti kahvesinde, geçen yıl oldu­ ğu gibi bu yıl da onunla birlikteyiz. Her yıl, yaşadığımız sürece, katillere ve bozuk düzene yenilmediğimiz sürece, nefes alıp verdiğimiz sürece; onu ve ötekileri hep anımsayacağız.

Yanı başımızda, kasketini masanın üze­ rine koymuş; sade kahvesini yudumlarken bize Sadi’den dizeler okuyacak, belki Bos­ tan’dan; belki Gülistan’dan: “Gönlümde

bir susuzluk var ki, sulan sormak şöyle dur­ sun, denizleri içsem gidecek değil.”

Gün giderek akşama doğru yol alacak; gitme zamanı gelip çatacak; seneye diye­ rek el sıkışacağız; her birimiz görünme­ yen biriyle.

Gülümseyeceğiz ama, hüzün de yüre­ ğimizin içinde olacak.

Belki de eve gelip, bir şiir kitabının, sayfalarında dolaşacağız. Geçen yıl oldu­ ğu gibi; çoğu zaman aklımıza düştüğün­ de okuduğumuz dizeleri, bir kez daha oku­ yacağız:

Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir dü­ şüncenin

unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz

ölü balıklar geçiyor kınşık bir deniz sof­ rasından

ve ellerinde fenerlerle benim arkadaş­ larım

durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

[r]

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya İl Kültür Müdürlüğü ve Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yapmış olduğu etkin işbirliği sayesinde kütüphanelere her

Bu suretle de, hâlâ I bugün Cumhuriyet tarihinin dörtte birini kaplayan i Dışişleri Bakanlığı zamanında Cumhuriyetimizin dış ı âlemde, hamleci olduğu

Artaki efendinin a- sıl adı Terziyan olmasına rşğmen, halk tarafından faz- lasiyle sevildiğinden Candan diye anılmaktadır.. 1885 senesinde Selanik’te Dünyaya

1959 yılında Cumhurbaşkan­ lığı Senfoni Orkestrası yönetici yardımcılığına atanan Şimşek, ay­ nı zamanda Devlet Konservatuva- rı’nda koro, orkestra ve bando

Peyami Safa, daha önce de belirttiğimiz gibi sayıları pek az olan ve kendi kendini yetiştiren (oto-didakt) aydınlarımızdan biri olarak üzerinde eğilmeye değer

Aktif akci¤er tüberküloz tan›s› alan hastan›n kolonoskopik biyopsi preperatlar› tekrar de¤erlendirildi ve intestinal tüberküloz ile uyumlu bulundu (Resim 2 ve