• Sonuç bulunamadı

ÖĞRETMENLERİN İLETİŞİM BECERİLERİ İLE MORALLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÖĞRETMENLERİN İLETİŞİM BECERİLERİ İLE MORALLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ"

Copied!
144
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

KASTAMONU ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠM DALI

ÖĞRETMENLERĠN ĠLETĠġĠM BECERĠLERĠ

ĠLE MORALLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠNĠN

ĠNCELENMESĠ

(YÜKSEK LĠSANS TEZĠ)

ESRA AVANOĞLU

DANIġMAN

Doç. Dr. Ergün RECEPOĞLU

(2)

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠM DALI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

ÖĞRETMENLERĠN ĠLETĠġĠM BECERĠLERĠ ĠLE MORALLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠNĠN ĠNCELENMESĠ

Esra AVANOĞLU

DanıĢman Doç. Dr. Ergün RECEPOĞLU Jüri Üyesi Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ Jüri Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Hasan KAVGACI

(3)
(4)
(5)

ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa ĠÇĠNDEKĠLER ... IV ÖZET ... VI ABSTRACT ... VII ÖNSÖZ ... VIII ġEKĠLLER DĠZĠNĠ ... IX TABLOLAR DĠZĠNĠ ... X SĠMGE VE KISALTMALAR DĠZĠNĠ ... XI GĠRĠġ ... 1 Problem Durumu ... 1 AraĢtırmanın Amacı ... 6 AraĢtırmanın Önemi ... 7 AraĢtırmanın Kapsam ve Sınırlığı ... 8 1. KURAMSAL ÇERÇEVE ... 9 1.1. ĠletiĢim Kavramı ... 9

1.1.1. ĠletiĢim Süreci ve Unsurları ... 12

1.1.2. ĠletiĢim Türleri ... 18

1.1.3. Örgütsel ĠletiĢim Modelleri (Ağları) ... 33

1.1.4. Örgütlerde ĠletiĢim Engelleri ... 35

1.1.5. Örgütlerde ĠletiĢimin ĠyileĢtirilmesi... 37

1.1.6. Eğitim Örgütlerinde ĠletiĢim ... 40

1.2. Moral Kavramı ... 48

1.2.1. ĠĢgören Moralini Etkileyen Faktörler ... 49

(6)

1.2.3. Öğretmen Morali... 55

2. YÖNTEM ... 64

2.1. AraĢtırma Modeli ... 64

2.2. ÇalıĢma grubu ... 64

2.3. Veri Toplama Araçları ... 66

2.3.1.ĠletiĢim Becerileri Envanteri (ĠBE): ... 66

2.3.2. Öğretmen Moral Ölçeği ... 67

2.4. Verilerin Analizi ... 68

3. BULGULAR ... 71

3.1 AraĢtırma DeğiĢkenlerine ĠliĢkin Betimsel Ġstatistiklere Yönelik Bulgular ... 71

3.2. Öğretmenlerin ĠletiĢim Becerileri ile Cinsiyet, YaĢ, Görev, Mesleki Kıdem ve Eğitim Düzeyi arasındaki iliĢki ... 72

3.3. Ġlk ve Ortaokullardaki Öğretmenlerin Moral Algı Düzeyleri... 78

3.4. Öğretmenlerin Morali ile Cinsiyet, YaĢ, Görev, Mesleki Kıdem ve Eğitim Düzeyi Arasındaki ĠliĢki ... 79

3.5. Öğretmenlerin ĠletiĢim Becerileri ve Moralleri Arasındaki ĠliĢkinin Ġncelenmesi 82 3.6. ĠletiĢim Becerilerinin Moral DeğiĢkenini Yordamasına Yönelik Regresyon Analizi Bulguları ... 83 TARTIġMA VE SONUÇ ... 86 ÖNERĠLER ... 99 KAYNAKLAR ... 101 EKLER ... 122 EK A. AraĢtırma Ġzinleri ... 122 EK B. Anket ... 126 ÖZGEÇMĠġ ... 132

(7)

ÖZET Yüksek Lisans Tezi

ÖĞRETMENLERĠN ĠLETĠġĠM BECERĠLERĠ ĠLE MORALLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠNĠN ĠNCELENMESĠ

Esra AVANOĞLU Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı DanıĢman: Doç. Dr. Ergün RECEPOĞLU

Bu araĢtırmanın temel amacı, ilk ve ortaokul öğretmenlerinin iletiĢim becerileri ile moralleri arasındaki iliĢkiyi incelemektir. Nicel araĢtırma yönteminde kurgulanan çalıĢmada iliĢkisel tarama yöntemi kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın çalıĢma grubunu 2017-2018 eğitim öğretim yılında Kastamonu il ve ilçelerindeki Milli Eğitim Bakanlığı‟na bağlı ilk ve ortaokullarda görev yapan 364 öğretmen oluĢturmaktadır. AraĢtırmada veri toplama aracı olarak; kiĢisel bilgi formu, iletiĢim becerileri envanteri ve öğretmen moral ölçeği kullanılmıĢtır. Ele alınan amaçlar doğrultusunda SPSS 21 paket programı kullanılarak betimleyici istatistikler yapılmıĢtır. ĠletiĢim becerileri ve moral düzeylerinin cinsiyet ve görev değiĢkenine göre farklılaĢıp farklılaĢmadığı t testi; yaĢ, mesleki kıdem ve eğitim düzeyine göre farklılaĢıp farklılaĢmadığı ise tek yönlü ANOVA ile incelenmiĢtir. AraĢtırmada iletiĢim becerileri ve moral arasındaki iliĢkiyi belirlemek amacıyla Pearson Momentler Korelasyon Katsayıları hesaplanmıĢ, iletiĢim becerileri moral algılarının anlamlı yordayıcısı olup olmadığını belirlemek amacıyla çoklu regresyon analizi yapılmıĢtır.

AraĢtırma bulguları değerlendirildiğinde öğretmenlerin iletiĢim becerilerinin cinsiyet, yaĢ, görev, mesleki kıdem ve eğitim düzeyi değiĢkenlerine göre herhangi bir farklılaĢmaya sebep olmadığı görülmüĢtür. Öğretmenlerin moral algılarının ise cinsiyet, yaĢ, eğitim düzeyi ve görev değiĢkenlerine göre farklılaĢmadığı bulunurken, mesleki kıdem değiĢkenine göre ise anlamlı farklılığa sebep olduğu görülmüĢtür. ĠletiĢim becerileri ile moral arasında orta düzeyde pozitif yönde anlamlı bir iliĢki bulunmuĢtur. ĠletiĢim becerileri morali anlamlı bir Ģekilde yordayıp, iletiĢim becerilerine iliĢkin toplam varyansın %17‟sini açıkladığını ve iletiĢim becerilerinin morale olan katkısının anlamlı olduğunu göstermiĢtir.

Anahtar kelimeler: Öğretmen, ĠletiĢim Becerileri, Moral

(8)

ABSTRACT

Master Thesis

ANALYZING THE RELATIONSHIP BETWEEN TEACHERS‟ COMMUNICATION SKILLS AND THEIR MORALES

Esra AVANOĞLU Kastamonu University Institute of Social Sciences Department of Educational Sciences

Supervisor: Associate Prof. Dr. Ergün RECEPOĞLU

The aim of this study is to analyze the relationship between teachers‟ communication skills and morales of primary and secondary school students. This is a descriptive research in the relational survey model. The study group is 364 teachers who work in the primary and secondary schools in Kastamonu province in 2017-2018 Education-Training year. As a data collection instrument “Communivation skills Inventory” and “Teacher Morale Questionnaire” were used. The SPSS 21 package was used for data analysis. T test was done whether communication skills and morale levels differ according to gender and task, one-way ANOVA was done whether communication skills and morale levels differ according to age, occupational seniority and level of education. In order to determine the relationship between communication skills and morale in the research, Pearson Moment Correlation Coefficients were calculated and multiple regression analysis was performed to determine whether communication skills were significant predictors of morale.

When research findings were evaluated, it was seen that the communication skills of teachers did not cause any differentiation according to the variables of gender, age, occupation, vocational seniority and education level. The moral perceptions of the teachers did not differ according to gender, age, education level and duty variables, but it was found that it caused the significant difference according to the occupational seniority variable. When research findings were evaluated, a significant positive correlation was found between communication skills and morale, and communication skills predicted morale significantly and predicted 17% of total variance in communication skills and the contribution of communication skills to morale is significant.

Key Words: Teacher, Communication Skills, Morale

(9)

ÖNSÖZ

ĠletiĢim bir örgüt için oldukça önemlidir. Özellikle eğitim örgütlerinde öğretmenler arasında kurulan iletiĢim tüm kurumun iĢleyiĢini etkileyebilmektedir. Okulun en temel öğesi olarak kabul edilen öğretmenlerin, gerek okul içerisinde gerekse okul dıĢında

meslektaĢları ile etkili iletiĢim kurması öğretmenin moralini yükselteceği

düĢünülmektedir. Dolayısıyla bu araĢtırmanın amacını, ilk ve ortaokul öğretmenlerin iletiĢim becerileri ile moralleri arasındaki iliĢkinin incelenmesi oluĢturmaktadır.

Lisansüstü eğitimim ve araĢtırmam sürecinde güvenini ve rehberliğini benden esirgemeyen ve akademik ahlakını örnek almaya çalıĢtığım değerli hocam ve tez danıĢmanım Doç. Dr. Ergün RECEPOĞLU‟na sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

Eğitimimde ve çalıĢmalarımda bilgi ve önerileriyle bana destek olan hocam Dr. Öğr. Üyesi Hasan KAVGACI‟ya içten teĢekkürlerimi sunuyorum.

Eğitimim sırasında kendilerinden ders aldığım ve birçok Ģey öğrendiğim Kastamonu Üniversitesi Eğitim Yönetimi TeftiĢi Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalındaki değerli hocalarıma da çok teĢekkür ederim.

Son olarak, bu noktaya gelmemde üzerimde çok emeği olan annem ġerife YANAZ‟a, bana güvenip beni destekleyen, cesaretlendiren ve varlıklarıyla bana güç veren eĢim Serkan AVANOĞLU ve kardeĢim Özge YABUL‟a, araĢtırmamın hemen hemen her aĢamasında kendisini sorularımla rahatsız ettiğim ve fazlasıyla yardımını gördüğüm arkadaĢım Hediye SAĞLAM‟a da çok teĢekkür ederim.

Esra AVANOĞLU

(10)

ġEKĠLLER DĠZĠNĠ

Sayfa

ġekil 1.1. ĠletiĢim süreci………. 13

ġekil 1.2. Genel olarak iletiĢim türleri……… 19

ġekil 1.3. Örgütsel iletiĢimin sınıflandırılması……… 27

ġekil 1.4. Örgütsel iletiĢim modelleri………... 33

(11)

TABLOLAR DĠZĠNĠ

Sayfa

Tablo 2.1. AraĢtırma örneklemindeki öğretmenlerin çeĢitli değiĢkenlere

göre dağılımı………... 65 Tablo 3.1. DeğiĢkenlere iliĢkin betimsel istatistikler……….. 71 Tablo 3.2. ĠletiĢim becerilerinin cinsiyet değiĢkenine göre t-testi sonuçları……… 72 Tablo 3.3. ĠletiĢim becerilerinin yaĢ değiĢkenine göre tek yönlü anova sonuçları... 74

Tablo 3.4. Öğretmenlerin iletiĢim beceri düzeylerinin görev değiĢkenine göre

tek yönlü t-testi sonuçları………...……… 75 Tablo 3.5. Öğretmenlerin iletiĢim becerilerinin mesleki kıdem değiĢkenine göre

tek yönlü anova sonuçları……….………. 76 Tablo 3.6. Öğretmenlerin iletiĢim becerilerinin eğitim düzeyi değiĢkenine göre

tek yönlü anova sonuçları……….. 77 Tablo 3.7. Ġlk ve ortaokullardaki öğretmenlerin moral algılarına iliĢkin betimsel

analiz sonuçları………... 78 Tablo 3.8. Öğretmen morali ile cinsiyet değiĢkeni arasındaki iliĢki……… 79 Tablo 3.9. Öğretmen morali ile yaĢ değiĢkenine göre tek yönlü anova sonuçları... 80 Tablo 3.10. Öğretmenlerin morallerinin görev değiĢkenine göre t-testi sonuçları….. 80 Tablo 3.11. Öğretmenlerin morallerinin mesleki kıdem değiĢkenine göre tek

yönlü anova sonuçları……….... 81 Tablo 3.12. Öğretmenlerin morallerinin eğitim düzeyi değiĢkenine göre tek

yönlü anova sonuçları……… 81 Tablo 3.13. DeğiĢkenler arası iliĢkilere yönelik pearson momentler çarpımı

korelasyon katsayıları……….... 82 Tablo 3.14. ĠletiĢim becerilerinin moral algılarını yordamasına yönelik çoklu

regresyon analizi sonuçları……… 84 Tablo 3.15. ĠletiĢim becerileri ve Duygusal alt boyutun moral algısını yordamasına

(12)

SĠMGE VE KISALTMALAR DĠZĠNĠ

ĠBE ĠletiĢim Becerileri Envanteri

MEB Milli Eğitim Bakanlığı

TED Türk Eğitim Derneği

TUBITAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik AraĢtırma Kurumu

YÖK Yüksek Öğretim Kurulu

(13)

GĠRĠġ

Bu bölümde tez konusunun yer aldığı alan yazın içerisinde ele alınan problem durumu açıklanmıĢ; araĢtırmanın amacı, önemi, sayıltıları ve ilgili kavramların yer aldığı tanımlara yer verilmiĢtir.

Problem Durumu

ĠletiĢim, toplumsal bir varlık olan insan hayatında vazgeçilmez bir unsurdur (Tayfun, 2011). Belirli bir sosyal çevre içinde yaĢayan insanlar, farkında olsun veya olmasınlar birbirleriye iletiĢim içerisindedirler (Çağlar, 2017). Toplum içinde yaĢayan insanlar, birbirleri ile iletiĢim kurarak amaçlarına ulaĢabilirler. ĠletiĢim aynı zamanda bireylerin birbirlerini anlayabilmeleri için gerekli olan bir köprü görevini de üstlenmiĢtir (Geçikli, Serçeoğlu ve Üst, 2011).

ĠletiĢim yaĢamın kendisi gibi dinamik bir süreçtir (Cansu, 2006). Yani; hayat boyu devam eden bir süreçtir. Ġnsan da sosyal bir varlıktır, sosyalliğini ise iletiĢim sayesinde devam ettirebilir (Metin, 2011). Ġnsanlar arasındaki iliĢkilerin temeli iletiĢime dayanmaktadır. ĠletiĢim sayesinde insanlar fikirlerini paylaĢabilir, baĢkalarını etkileyebilir ya da baĢkalarından etkilenebilir (AkbaĢlı, 2012). Aynı zamanda insanlar, sağlıklı ve mutlu bir yaĢam sürebilmek, ruhsal ve bedensel ihtiyaçlarını giderebilmek için iletiĢim kurarlar. Kısaca iletiĢim, bir insanı yakın ve uzak çevresine bağlayan halkadır (Çağlar, 2017). Çevremizdekilerle anlamlı iliĢkiler kurmanın, ruh sağlığımızı korumanın en önemli yolu etkili iletiĢimden geçmektedir. ĠletiĢim bilinci geliĢmiĢ insanlar, uygar ve medeni toplumun vazgeçilmez unsurudur (Kırmızı, 2003). Montague ve Floyd Matsonun da dediği gibi “iletiĢim, diğer insanlarla iliĢki kurma ihtiyacıdır. Ġster açık seçik ister belirsiz olsun, ister gürültülü, ister sakin olsun, ister kibar ister kaba olsun, insanlar arasındaki iletiĢim, bir toplumun temelidir. Kısacası iletiĢim çok önemlidir” (Kırmızı, 2003).

(14)

Toplumsal bir varlık olan insan örgütler kurarak yaĢamlarını devam ettirmeye çalıĢır ve bu örgütlerin hedeflerine ulaĢabilmeleri için personellerin etkili iletiĢim kurmaları gerekmektedir (Efeoğlu ve Çetin, 2012). Örgütsel iletiĢimin kurulması ve devam ettirilmesinde personellerin önemli bir yeri vardır (Eroğluer, 2008). Örgütler en önemli unsurlarının “insan” olduğunu sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçerken fark etmiĢlerdir ve insanların ihtiyaçlarını karĢılayabilecek bir ortam oluĢturmak için örgütsel iletiĢimin gerekliliğine her zamankinden daha çok inanmıĢlardır (UlukuĢ, 2010).

ĠletiĢim bir örgüt için oldukça önemlidir. Eğitim kurumları diğer kurumlardan farklı olarak iletiĢimin daha yoğun olarak gerçekleĢtiği bir örgüttür. Özellikle öğretmenler arasına kurulan etkili iletiĢim tüm kurumu etkileyebilmektedir (Gökçe ve Atanur Baskan, 2012). Eğitim kurumlarında amaçlanan eğitim öğretimin sağlıklı bir biçimde gerçekleĢebilmesi (Bolat, 1996), eğitim sisteminin hedeflerine yakıĢır nesiller yetiĢtirmesi, kendisini kiĢisel ve mesleki anlamda geliĢtiren öğretmenlere bağlıdır. Bunun yanı sıra öğretmenlere çeĢitli görevler de düĢmektedir (Özden, 2003). Bu roller, öğretmen ile öğretmenler, öğretmen ile yöneticiler ve öğretmen ile öğrenciler arasındaki etkili iletiĢime dayanmaktadır (Oğuzkan, 1988).

Devlet okulları ya da özel okullarda olsun, iletiĢim (Efeoğlu ve Çetin, 2012) eğitim alanında üzerinde durulması gereken alanlardan birisini oluĢturmaktadır. Öğretmenlerin de eğitim sürecindeki rolü ve etkililiği göz önüne alındığında iletiĢim kavramının öğretmen iletiĢimindeki önemi daha da anlaĢılır hale gelmektedir. Dolayısıyla eğitim sisteminde önemli bir yeri olan iletiĢim kavramı, üzerinde en fazla durulması gereken bir çalıĢma alanıdır. Öğretmen iletiĢimi ile ilgili yapılmıĢ olan çalıĢmalar incelendiğinde öğretmenlerin iletiĢim becerilerinin; mesleki kıdem (Doğan, 2017; Kayhan, 2014; Nacar ve Tümkaya, 2011), cinsiyet (Fırat ve Kiraz, 2012; Nacar ve Tümkaya, 2011), kiĢilerarası problem çözme becerilerinin, yaĢ, mezun olunan okul, görev yapılan okulun sosyo-ekonomik düzeyi (Nacar ve Tümkaya, 2011), okuldaki öğretmen sayısı, öğretmenlerin öğrenim durumları, yaĢ (Uygun Takmaz, 2009) lise türü (Doğan, 2017) ve eğitim kademesi (Kayhan, 2014) gibi demografik değiĢkenlerle iliĢkili olduğu

(15)

görülmüĢtür. Bununla birlikte öğretmenlerin iletiĢimi, çalıĢma ortamlarındaki memnuniyet düzeyine göre anlamlı farklılık oluĢturmaktadır (Bozkurt Bulut, 2004). Öğretmenlerin iletiĢimleriyle ilgili yapılan bir diğer çalıĢmada ise öğretmenlerin karara katılma durumlarının ve örgütsel iletiĢim algılarının örgütsel iletiĢim düzeylerini etkilediği görülmektedir (Uygun Takmaz, 2009).

Alan yazındaki iletiĢim konusu incelendiğinde öğretmenler kadar öğretmen adaylarına da yer verildiği görülmüĢtür. Öğretmen adaylarının iletiĢim becerileri ile ilgili yapılmıĢ olan çalıĢmalar incelendiğinde; öğretmen adaylarının iletiĢim becerilerinin oldukça yüksek olduğu görülmüĢtür. Adayların iletiĢim becerisi algılarına sınıf düzeyleri (Baykara Pehlivan, 2005) cinsiyet (Çetinkaya, 2011; Milli ve Yağcı, 2016), sınıf değiĢkenleri (Çetinkaya, 2011), öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlar (Tunçeli, 2013), üniversite öğrencilerinin okuduğu bölümler (Dilekmen, BaĢcı ve BektaĢ, 2008) açısından bakıldığında anlamlı bir farklılık elde edildiği görülmüĢtür.

Hoy ve Miskel (2012), okul ortamında sağlıklı bir Ģekilde kurulan iletiĢimin; çalıĢan tüm personelin kendilerine olan güvenlerini ve kiĢiler arası iliĢkileri artırdığını aynı zamanda bireysel hedeflerini okulun amaçları ile iliĢkilendirerek personellerin morallerini etkilediğini belirtmiĢtir. Örgütler ve eğitim kurumları için önemli olduğu yazarlarca belirtilen diğer bir kavram ise moraldir (Aksay, 2005). Bireylerin ve kurumların belirlediği hedeflere ulaĢmak için sergiledikleri davranıĢlar sonucu oluĢan mutluluk atmosferi ve istekli olma durumu olan moral kavramı toplu davranıĢlardan, insana değer vermeden sorumluluk sahibi olmadan, kendine güvenden, bilgi sahibi olmaktan, ruh ve beden sağlığından kaynaklanan psikolojik bir enerjidir (Güney ve Güney, 2008). AraĢtırmalar, öğretmenin değerlendirilmesinde moralinin de etkili olabileceğini ortaya koymuĢtur (Bursalıoğlu, 2013).

ÇağdaĢ yönetim yaklaĢımları, örgütte özellikle insan faktörünün üzerinde durmaktadırlar. Bu durum eğitim örgütlerinde daha da belirgin bir Ģekilde göze çarpmaktadır (Aksay, 2005). Pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de öğretmenler zor Ģartlar altında

(16)

çalıĢmaktadır. Öğretmenlere, çalıĢma hayatlarında yeterli fırsat ve olanak tanındığı söylenemez. Öğretmenlerin kalabalık sınıflarda çok farklı özellik ve probleme sahip olan öğrencilerle bireysel olarak ilgilenmeleri istenmekte, kendilerine yeterince kaynak sağlanmamakta, çoğu kez karĢılaĢılan sorunlarda yönetim tarafından desteklenmemekte, toplumun eleĢtirilerine maruz kalmakta ve her geçen gün daha uzun saatler çalıĢmaları istenmektedir (Akduman Yetim, 2007). Bunların yanı sıra öğretmenlerin kendilerini tatmin edecek maaĢ alamamaları, öğretmenlerin mesleklerinde yeterince doyum sağlayamamalarına ve morallerinin düĢmesine sebep olmaktadır.

Öğretmen morali ile ilgili yapılmıĢ olan çalıĢmalar incelendiğinde; öğretmenlerin okul müdürü ile olan iletiĢimi, mesleğini severek yapması, öğretmenin diğer öğretmenlerle olan iletiĢimi, öğretmen maaĢları, müfredat sorunları, toplumun eğitime verdiği önem, okulun imkânları, toplumsal baskı gibi boyutlar öğretmen moralini etkileyen etkenler olarak görülebilir (Tanrıöğen, 2003). MemiĢoğlu ve Aydın (2014), öğretmenlerin moralinin, okulun amaçlarını gerçekleĢtirebilmek için önemli bir faktör olduğunu belirtmiĢlerdir. Toplumumuz için büyük öneme sahip olan öğretmenleri yaptıkları iĢten memnun etmek ve mutlu bir Ģekilde çalıĢmalarını sağlamak da oldukça önemlidir (Akduman Yetim, 2007).

Okulların en önemli temsilcileri olarak nitelendirilen öğretmenlerin moral düzeylerinin çalıĢtıkları okullarda var olan atmosferden etkileneceği düĢünülmektedir. Okulda, öğretmenlerin mesleklerini severek ve isteyerek yapmaları, öğretmenlerin meslektaĢları ile sağlıklı iletiĢim kurması, geliĢtirmesi ve meslektaĢları ile iĢ birliği içinde olmaları, okullarda karar verme sürecinde öğretmenlerin de yer alması, veli-yönetim desteğinin sağlanması, öğrenciler ile sağlıklı iletiĢim kurulması ve geliĢtirilmesi, okulun iĢlevlerine, komitelerine ve örgütlenmesine aktif olarak katılmaları, öğretmene duyulan saygının artması, okulun fiziksel imkânlarının artırılması ve kendisini tatmin edecek maaĢın alınması öğretmenlerin verimli ve etkili olarak çalıĢmasını sağlayacak ve buna bağlı olarak da öğretmenlerin moralinin yükseleceği düĢünülmektedir.

(17)

Öğretmen morali ile ilgili yapılmıĢ olan çalıĢmalar incelendiğinde; cinsiyet, mesleki kıdem, branĢ grubu (Akduman Yetim, 2007; Aksay, 2005; Ermeç, 2007; Lüleci, 2017) gibi demografik değiĢkenlerle iliĢkili olduğu görülmüĢtür. Bununla birlikte bazı araĢtırmalar; moral algılarının öğretmenlerin; eğitim durumu, okulun bulunduğu sosyo-ekonomik çevre, öğretmenin haftalık ders yükü, sınıflardaki öğrenci sayısı, öğretmenlerin konut durumu, evlerinin iĢ yerlerine olan uzaklığı, okul müdürünün sergilediği genel yönetim biçimi (Akduman Yetim, 2007), çalıĢılan okul türü (Aksay, 2005; Ermeç, 2007), olumsuz öğrenci davranıĢı ve yönetimin desteğinin olmayıĢı (Jarnagin, 2004), iĢ doyum düzeyleri (Lüleci, 2017) gibi değiĢkenlerle de iliĢkili olduğunu ortaya koymuĢtur.

Alan yazın incelendiğinde öğretmenlerin iletiĢim becerileri ile moralleri arasındaki iliĢkiyi inceleyen doğrudan bir çalıĢmaya rastlanmamıĢtır. Dolayısıyla iletiĢim becerileri ve moral ile yakın iliĢkili olduğu düĢünülen araĢtırma bulguları incelenmiĢtir. Bu bulgulara göre; iĢ tatmini (Bakan ve BüyükbeĢe, 2004; Eroğluer, 2008; Eroğluer, 2011; Esmer, 2009; Karcıoğlu, Timuroğlu ve Çınar, 2009; Kaya, 2016; Kaynar, 2018, Yerlikaya, 2017; Yıldırım, 2016; Yüksel, 2005,) motivasyon (BektaĢ, 2010; Doğan ve Koçak, 2014; Koçak, 2013; Maçin, 2010; Özgan ve Aslan, 2008; Yerlikaya, 2017), örgütsel bağlılık (Ekinci, 2006; Kaynar, 2018; Mart, 2014; Saltık, Ünsar ve Oğuzhan, 2015; Özenir, 2015), duygusal zeka (Avcı, 2016; Barut, 2015; Gül, 2017; Karabulut, 2015; Sü Eröz, 2011; Tuncer, 2013; Tuna, 2008), verimlilik (Candar, 2015; Ġbicioğlu ve Çağlar, 1999; Üstün, 2007; YumuĢak, 2008) yaĢam doyumu (ġimĢek, 2011), mutluluk (Sönmez, 2016), iĢ doyumu (Evcimen Selçuk, 1998; Ülker, 2014) kavramlar bulunmaktadır. Örneğin, Esmer (2009) çalıĢmasında iletiĢim ile iĢ tatmini arasında anlamlı bir iliĢkinin olduğunu, iletiĢimin çalıĢanların iĢ tatminini arttırdığını; ancak iletiĢimin kısıtlı kaldığı, çalıĢanın mekanikleĢtirildiği iĢ yerleri ise çalıĢan tatminin azalmasına sebep olduğunu belirtmiĢtir. Diğer bir çalıĢmada ise Gül (2017), duygusal zekâ ve iletiĢim arasında anlamlı bir iliĢkinin olduğu sonucuna ulaĢmıĢtır. Duygusal zekâ düzeyi arttıkça iletiĢim becerilerinin de artacağı söylenebilir.

(18)

Okulun en temel öğesi olarak kabul edilen öğretmenlerin, gerek okul içerisinde gerekse okul dıĢında meslektaĢları ve diğer okul personelleri ile sağlıklı iletiĢim kurması öğretmenin moralini yükselteceği ve okulun var olan atmosferini etkileyebileceği düĢünülebilir. Ġlgili alan yazın iletiĢim ile moral kavramları arasında bir iliĢki olabileceği varsayımını desteklemektedir. Alan yazında iletiĢim kavramının daha çok iĢletme ve iletiĢim bölümlerinin araĢtırma konusu olduğu görülmektedir. ĠletiĢim kavramına eğitim alanında da önem verilmesi gerektiği alan yazın çalıĢmalarında mevcuttur. Bununla birlikte Akduman Yetim‟e (2007) göre son yıllarda moral üzerine fazla araĢtırma ve yorum yapılmadığı böylece zaten karmaĢık olan moral kavramının daha da yoksullaĢıp yüzeysel kaldığı söylenebilir.

Alan yazın incelendiğinde genellikle yöneticilerin ve aday öğretmenlerin iletiĢim becerileri ile ilgili çalıĢmalara öğretmen iletiĢim becerilerinden daha çok yer verildiği görülmüĢtür. Moralle ilgili ise pek fazla çalıĢma olmamasına rağmen yapılan çalıĢmaların farklı değiĢkenlerle ortaya koyulduğu görülmektedir. Öğretmenlerle ilgili yapılan çalıĢmalarda ise iletiĢim becerileri ve öğretmen moralleri ile ilgili farklı değiĢkenlerle yapılmıĢ çalıĢmalar olduğu tespit edilmiĢtir. Ancak bu iki değiĢkeni doğrudan konu edinen çalıĢmalara rastlanmamıĢtır. Bu yönüyle araĢtırma, bu iki değiĢkeni bir model içinde inceleyerek iletiĢim becerisini destekleyen değiĢkenleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. AraĢtırmanın bu bağlamda öncelikle ilgili alan yazına önemli katkı sağlayarak baĢka çalıĢmaların da yolunu açacağı düĢünülmektedir.

AraĢtırmanın Amacı

Bu araĢtırmanın temel amacını ilk ve ortaokul öğretmenlerinin iletiĢim becerileri ile moralleri arasındaki iliĢkilerin incelenmesi oluĢturmaktadır.

Bununla birlikte araĢtırmanın alt problemleri olarak aĢağıdaki sorulara yanıt aranmaktadır.

(19)

1. Öğretmenlerin iletiĢim becerileri ne düzeydedir?

2. Öğretmenlerin iletiĢim becerileri cinsiyetlerine, yaĢlarına, görevlerine, mesleki kıdemlerine ve eğitim düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır?

3. Öğretmenlerin moral algıları ne düzeydedir?

4. Öğretmenlerin moral algıları cinsiyetlerine, yaĢlarına, görevlerine, mesleki kıdemlerine ve eğitim düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılaĢmakta mıdır? 5. Öğretmenlerin iletiĢim becerileri ve moral algıları arasında anlamlı iliĢki var mıdır? 6. Öğretmenlerin iletiĢim becerileri moral algılarının anlamlı yordayıcısı mıdır?

AraĢtırmanın Önemi

ĠletiĢim becerileri eğitim örgütlerinde üzerinde en çok durulması gereken alanlardan birisini oluĢturmaktadır. Öğretmenlerin de eğitim sürecindeki rolü ve etkililiği göz önüne alındığında iletiĢim kavramının öğretmen iletiĢimindeki önemi daha da anlaĢılır hale gelmektedir. Bu bağlamda iletiĢim becerilerini destekleyen değiĢkenler belirlenmelidir. Ġlk ve ortaokul öğretmenlerinin iletiĢim becerileri ve öğretmen moralleri ile ilgili farklı değiĢkenlerle yapılmıĢ çalıĢmalar olduğu tespit edilmiĢtir. Ancak bu iki değiĢkeni doğrudan konu edinen çalıĢmalara rastlanmamıĢtır.

Bu çalıĢmada ilk ve ortaokul öğretmenlerinin iletiĢim becerileri ile morallerinin ne düzeyde olduğunun betimlenmesi istenmiĢ, cinsiyet, yaĢ, mesleki kıdem, bulunduğu görev ve eğitim durumu gibi etkenlerin öğretmenlerin iletiĢim becerileri ve moralleri açısından avantaj ya da dezavantaj oluĢturup oluĢturmadığı incelenmektedir. Öğretmenlerinin iletiĢim becerileri ile morallerinin arasındaki iliĢki, iletiĢim becerilerinin morali ne düzeyde yordadığının saptanması alan yazına önemli katkı sağlayacağı düĢünülmektedir. Yapılan mevcut araĢtırmanın iletiĢim becerileri ve moral konusunda çalıĢan araĢtırmacılara önemli veriler sunabileceği ve baĢka araĢtırmaların da yolunu açabileceği düĢünülmektedir. Böylece bu araĢtırmanın sonuçları iletiĢim becerileri ve moral ile ilgili yapılacak araĢtırmalara kaynaklık etmesi beklenmektedir.

(20)

Elde edilen bulgu ve sonuçlarla iletiĢim becerilerinin moral ile olan iliĢkisinin öneminin arz edilmesi açısından uygulamacılara; yönetici ve öğretmenlere farklı bir bakıĢ açısı kazandıracaktır. Yapılan araĢtırmanın eğitim alanında görev yapan uzmanlara ve eğitim politikacılarına da katkı sağlaması beklenmektedir.

AraĢtırmanın Kapsam ve Sınırlığı

AraĢtırmanın kapsamını, Kastamonu ilinde yaĢayan, ilk ve ortaokul öğretmenleri oluĢturmaktadır. Yapılan çalıĢma Kastamonu ili Milli Eğitim Müdürlüğü‟ne bağlı devlet okullarında çalıĢan öğretmenlerle sınırlıdır.

(21)

1. KURAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde kavramsal çerçeve dâhilinde, iletiĢim, moral kavramlarına ve bu kavramlara bağlı diğer önemli unsurlara alt baĢlıklar Ģeklinde yer verilmiĢtir.

1.1. ĠletiĢim Kavramı

ĠletiĢim, insanların hayatında vazgeçilmez bir unsurdur (Tayfun, 2011). ĠletiĢim (communication) insanlığın varoluĢu ile ortaya çıkan bir gereksinimdir (Aziz, 2012). Ġnsanlar, doğduğu andan itibaren çevresi ile iletiĢim halindedir. Hatta doğum öncesinde 10. haftadan itibaren, yani embriyonun “fetüs” özelliğini kazandığı sırada insanlar çevresi ile iletiĢime baĢlamaktadırlar (Tayfun, 2011). Ġlkel insanların, ihtiyaçlarını karĢılamak için kullandıkları ilkel yöntemleri, iletiĢim ihtiyaçlarını karĢılamak ve gidermek için de kullanılmıĢlardır. ĠletiĢim aslında, ilkel insanların mağara duvarlarına çizdiği resimler, Afrika yerlilerinin tam sesleri ile yapmak istedikleri, kızıl derililerin ateĢ yakarak çıkardıkları dumanlardan baĢka bir Ģey değildir (Aziz, 2012).

Tarihsel süreç içerisinde ilk önce iĢaretlerle baĢlayan iletiĢim, dilin/dillerin, resim ve yazı gibi unsurların geliĢmesi ile bu günkü halini almıĢtır ( Koçak, 2010). Günümüzde, iletiĢim gereksinimini, mektup, telefon, fotoğraf, faks, gazete, dergi, kitap, televizyon, film, video, teyp, plak, haberleĢme uyduları, bilgisayar ağları gibi araçlar sağlamaktadır (Aziz, 2012). Günümüzde kullanılan birçok araç gerecin temelini geçmiĢte edinilen bilgiler oluĢturmaktadır. Bu bilgi birikimin giderek artması ve bu günkü Ģeklini alması insanlığa büyük faydalar sağlamaktadır. Bu birikimi sağlamada iletiĢimin önemi büyüktür (Gürses, 2006).

Ġnsanın sosyal bir varlık olması ve yaĢamını sürdürebilmesi için diğer insanlarla iletiĢim kurmasını zorunludur (Gürüz ve Temel Eğinli, 2015). Yazmak, konuĢmak, dinlemek, vücut dilini kullanmak, telefonlara cevap vermek, hatta susmak bile iletiĢimdir. Yapılan

(22)

araĢtırmalara bakıldığı zaman yetiĢkin bir insan günlük olarak ortalama 3800 kelime kullanmaktadır (Aytürk, 2015).

Klasik yaklaĢım iletiĢimi, toplumsallığının bir aynası olarak ifade eder. ĠletiĢim kelimesi dilimize Latince communis kelimesinden türetilmiĢtir (Ġnceoğlu, 2010). ĠletiĢim, sözcük anlamı olarak “iletmek” sözcüğünden türetilmiĢtir. 25- 30 yıl öncesine kadar “iletiĢim” kelimesinin yerine Arapça kökenli olan “haber” kelimesinden türetilen “haberleĢme” sözcüğü kullanılıyordu; fakat bu kelimenin giderek anlamının daralması ve olay niteliğinde olan mesajları kapsaması, gibi nedenlerden dolayı daha kapsamlı olan “iletiĢim” sözcüğü kullanılmaya baĢlanmıĢtır (Aziz, 2012).

GeçmiĢten günümüze kadar iletiĢimle ilgi çeĢitli çalıĢmalar yapılmıĢ ve farklı tanımlara yer verilmiĢtir. Aziz (2012), iletiĢimle ilgili yapılan tanımların sayısının 200 civarında olduğunu belirtmiĢtir. 1970‟li yıllarda E.X Dance ve Cari E.Larson, iletiĢimle ilgili yapılmıĢ olan tüm tanımlamaları tarayarak 126 farklı tanım bulmuĢlardır. Bulunan tanımlamalardan çıkarılabilecek ortak noktalar tespit edilerek iletiĢimle ilgili Ģu genel tanım yapılabilir: “Belirli araçlar/ortamlar kullanılarak bilgi, düĢünce ve tutumların (iletilerin) insan(lar)dan insan(lar)a karĢılıklı olarak aktarılmasıdır” (Aziz, 2012). Ayrıca alan yazın incelendiğinde iletiĢimle ilgili farklı tanımlamaların da yapıldığı görülmektedir. Bu tanımlardan bazıları Ģunlardır:

Mısırlı‟ya (2013) göre iletiĢim, kiĢiler arası iliĢkilerde gönderilen mesajların hem alınıp verildiği hem de yorumlanıp sonuca varıldığı bir süreçtir. Çetinkanat‟a (1998) göre iletiĢim, davranıĢ değiĢikliği oluĢturmak amacıyla gönderici ve alıcı arasında gerçekleĢen etkileĢim sürecidir. Eren‟e (2015) göre ise iletiĢim, bilgilerin, duyguların ve düĢüncelerin bir kimseden diğerine geçme sürecidir.

Dökmen (2015) iletiĢimi; bilgiyi oluĢturma, aktarma ve anlam kazandırma süreci olarak tanımlarken; Aytürk (2015) iletiĢimi, iki veya daha fazla birey arasındaki mesaj alıĢveriĢidir Ģeklinde tanımlamıĢtır. Can‟a (1992) göre ise iletiĢim bireyler arasında

(23)

istenen sonuçları elde edebilmek ve davranıĢları etkilemek amacıyla yazılı veya sözlü bir Ģekilde anlayıĢ sağlanmasıdır.

Kaya (2007) ise iletiĢimi, insanlığın yaratılıĢından baĢlayıp sonsuza kadar devam eden ve insanları birbirine bağlayıp onların sosyal bir grup içinde denge ve uyum içinde anlaĢmalarını sağlayan bir etkileĢim sürecidir Ģeklinde tanımlamıĢtır. Sabuncuoğlu ve GümüĢ (2008) fikirlerin, duyguların ve değerlerin bir taraftan diğer tarafa taĢınmasıyla bireylerce, gruplarca veya örgütlerce anlaĢımın paylaĢımıdır Ģeklinde ifade ederken Ertürk (2013) insanlar arasında bilginin ve anlayıĢın paylaĢılma sürecidir Ģeklinde ifade etmiĢtir. Yapılan tüm tanımlardan yola çıkarsak iletiĢim, duygu, düĢünce ve bilgilerin çeĢitli simge ve semboller kullanılarak yazılı veya sözlü bir Ģekilde karĢı tarafa iletilme sürecidir.

ĠletiĢim, kiĢiler arasında iliĢkilerin kurulması ve devam ettirilmesinde etkili olan bir kavramdır. (Saltık, Ünsar ve Oğuzhan, 2015) Örgütsel ve bireysel alanda da her faaliyetin temelini oluĢturmaktadır (Eroğluer, 2011).Toplumsal ve örgütsel hayatta iletiĢimin temeli, anlamak, anlaĢılmak ve uzlaĢmak oluĢturmaktadır. Bundan dolayı; iletiĢim, öğrenilebilen ve geliĢtirilebilen önemli bir davranıĢ biçimidir (Aytürk, 2015). Aynı zamanda ĠletiĢim, birey ve örgüt yaĢantısının önemli bir boyutunu oluĢturur. KiĢiler arası iliĢkilerin baĢlatması, değiĢtirilmesi ve geliĢtirilmesi hatta sona erdirilmesi ancak bireylerin birbirleri ile iletiĢim içinde olmaları sonucu oluĢmaktadır. Diğer yandan örgütsel hedeflere ulaĢabilmek için gerekli etkinliklerin baĢarılması, örgüt üyelerinin çabalarının hedefler doğrultusunda yönlendirilmesi gibi hususlar da ancak iletiĢim ile mümkündür (Ergun ve Polatoğlu, 1984). Herkes yeryüzünü bir sahne, kendisini de oyuncu olarak kabul etmiĢtir. Herkes rolünü oynamakta, rolünün gerektirdiği replikleri konuĢmakta, birbirlerine vermeleri gereken mesajları verip almaktadır. Dünya sahnesindeki bu oyun bir iletiĢim oyunudur. Hiç kimsenin bu oyuna katılmama, oyundan kaçma hakkı ve yoktur. Herkes bu oyuna katılmak, rolünü oynamak, iletiĢim kurmak zorundadır (Cereci, 2002). ĠletiĢim alanında yapılan çalıĢmalar, iletiĢimin üç temel özelliğinden bahsetmektedir (Megep, 2007):

(24)

 ĠletiĢim insanları gerektirir: ĠletiĢim insanların birbirlerini anlaması ve ihtiyaçlarını gidermesi için kurulabilir.

 ĠletiĢim, paylaĢmayı gerektirir; ĠletiĢimde kaynak ve alıcı, mesajın anlamı

üzerinde fikir birliğine varmalıdır.

 ĠletiĢim semboliktir. Semboller ise; mimiklerden, jestlerden, seslerden, harflerden

ve rakamlardan oluĢur.

KiĢilerarası iliĢkilerinde birey beĢ temel gereksinmesini karĢılamak ister. Bu gereksinmeler; kabul edilme, önemsenme, değerli görünme ve sevilmedir. Kimin, kime, neyi ve nasıl söylediği iletiĢim sürecini oluĢturmaktadır (Selimhocaoğlu, 2004).

1.1.1. ĠletiĢim Süreci ve Unsurları

Bir olayın geliĢmesi ve baĢka bir olaya dönüĢmesine süreç denir. YaĢamın kendisi gibi iletiĢim de bir süreçtir (Sökmen, 2013). Bir mesajın kaynaktan hedefe, hedeften tekrar kaynağa gönderilmesine ise iletiĢim süreci denir (Demirkaya, 2012). Bu süreci sadece konuĢma olarak değerlendirmek yanlıĢtır. ĠletiĢim konuĢmanın yanı sıra, dinleme, yazma, sözsüz ve sembolik iletimler dâhil her türlü mesajı karĢı tarafa aktarmak ve bu süreç içerisinde ne söylediğimizi, nasıl söylediğimizi, ne zaman ve nerede söylediğimizi, en iyi nasıl söyleyeceğimizi, gönderdiğimiz mesajın alınıp alınmadığını ve istediğimiz etkiyi bırakıp bırakmadığını fark edebilmeyi gerektiren bir süreçtir (Terzi, 2005). ĠletiĢim süreci ile personeller ve yöneticiler birbirlerinin duygu, düĢünce ve isteklerini anlayabilirler. Etkili bir iletiĢim süreci personellerin moral ve motivasyonunun artırırken, anlaĢmazlık ve çatıĢmaların da önüne geçebilir (Saltık vd. 2015). ĠletiĢim süreci yedi temel unsurdan oluĢmaktadır. Bu unsurlar; kaynak (gönderici), kodlama, mesaj, kanal, kod çözme, alıcı ve geribildirimdir. Bu öğeler Ģematik olarak Ģöyle gösterilir:

(25)

Mesaj Mesaj Mesaj Mesaj

ÇEVRE

ġekil 1.1. ĠletiĢim süreci (Bahar, 2012, s.8).

ĠletiĢimin sağlıklı bir Ģekilde kurulabilmesi ve devam ettirilebilmesi için ilk önce kaynağın, mesajı sembollere dönüĢtürerek uygun bir kanal aracılığı ile alıcıya göndermesi gerekmektedir. Benzer Ģekilde alıcının da mesajın kodunu açması, algılaması ve geri bildirimde bulunarak iletiĢim sürecini sonlandırması gerekir( Bahar, 2012).

1.1.1.1. Kaynak (gönderici)

ĠletiĢim sürecinde iki önemli öğe vardır. Bu öğeler; bilgiyi aktaran ve alandır. Fakat iletiĢime yön verip iletiĢimi baĢlatan asıl öğe bilgiyi aktaran yani, kaynaktır (Celep, 1992). Kaynak, iletiĢimi baĢlatan, iletmek istediği duygu, düĢünce ve fikirleri olan kiĢi ya da kiĢilerdir (Gürüz ve Temel Eğinli, 2015).

ĠletiĢimin baĢarılı ve etkili Ģekilde devam edebilmesi, kaynağın özelliklerine bağlıdır. ĠletiĢim öncelikle kaynağın zihninde baĢlar. Kaynak, iletmek istediği düĢüncelerini önce zihninde oluĢturur daha sonra bu düĢüncelerini sembollere dönüĢtürür (Eren, 2015). Gönderici hazırlamıĢ olduğu mesajı bir kanal yardımı ile hedefi olarak belirlediği alıcıya gönderir (Sökmen, 2013). Algılama (Kod Çözme) Kodlama Kaynak İletişim Kanalı Alıcı Geribildirim

(26)

ĠletiĢimin etkili bir Ģekilde gerçekleĢebilmesi iletiĢimi baĢlatan kiĢiye yani kaynağa bağlıdır. Bundan dolayı kaynağın sahip olduğu özellikler büyük önem taĢımaktadır. Kaynağın taĢıması gereken bazı özellikler Ģunlardır (Gürüz ve Temel Eğinli, 2015): 1. Kaynak bilgi sahibi olmalıdır.

2. Kaynağın kodlama özelliği olmalıdır. 3. Kaynak, durumuna uygun hareket etmelidir. 4. Kaynak bilinmelidir.

1.1.1.2. Kodlama

Kaynak, bir düĢünce veya davranıĢa herhangi bir anlam yükler ve bunu çeĢitli sembolleri de kullanarak mesaja dönüĢtürür. Bu mesaj oluĢması iĢlemine kodlama adı verilir. Kaynak tarafından kodlanan mesajlar bir araç veya yöntem vasıtasıyla alıcının duyu organlarından en az birine gönderilir (Mısırlı, 2013). ĠletiĢimin netleĢmesi ve etkinlik kazanması için, mesajın kodlanması gerekmektedir. Kodlama verilmek istenen mesajları anlaĢılır bir biçime getirerek ve alıcının zihnindeki belirsizliği ortadan kaldırmaya yardımcı olur (Tayfun, 2011).

1.1.1.3. Mesaj (ileti)

Sözlü veya yazılı bir Ģekilde gönderilen, belli bir anlam taĢıyan haber ya da bildirime mesaj adı verilir (Tayfun, 2011). Mesaj, kaynak kodlayıcısının fiziksel ürünüdür. Kaynak kullandığı kavramları bir mesaj Ģeklinde kodlar. Grafik ve çizimler, kelimeler, jest ve mimikler, kolun bir hareketi alıcıya gönderilecek bir mesajı oluĢturabilir (Eren, 2015). Mesajda iĢitme, görme, dokunma ve hatta koku ile ilgili etmenlerin yer alması mesajın etkililiğini artıracaktır yani; mesajın alıcının ne kadar fazla duyu organına hitap ederse iletiĢim o derece baĢarılı olacaktır (Mısırlı, 2013).

ĠletiĢim sürecinin etkinli olabilmesi için; iletinin anlaĢılır olması ve alıcının kültürel özelliklerini dikkate alarak hazırlanması gerekir (Ertürk, 2013). ĠletiĢimin değerleriyle ve

(27)

inançlarıyla çeliĢmesi durumlarında sağlıklı bir iletiĢim kurulamaz (Bolat, 1996). Ġleti göndericiden alıcıya ulaĢıncaya kadar geçtiği kademelerde iyi kavranıp anlaĢılmalı, gereksiz ilave ve değiĢikliğe uğramamalıdır (Ertürk, 2013).

1.1.1.4. Kanal / araç

Kanal, mesajın göndericiden alıcıya ulaĢmak amacıyla izlediği yol veya örgütte iletiĢim sürecinin sürekli ve düzenli bir Ģekilde takip ettiği yoldur (Ertürk, 2013). Kısacası kanal, gönderici ve alıcı arasındaki bağdır (Eren, 2015: 359).

Ġnsanların mesajı alması ve anlamlandırması duyuları (iĢitme, dokunma, tatma, görme, koklama) sayesinde olmaktadır. Duyular kiĢilerarası iletiĢimde oldukça önemli bir yere sahiptir (Sü Eröz, 2011). Ġnsanların algıladığı mesajlarda iletiĢim kanalı duyu organları iken, yüz yüze görüĢmede mesaj bulunulan ortam içerisinde hedefe ulaĢır, telefon konuĢmalarında ise iletiĢim kanalı telefon hatlarıdır. Günümüzde, özellikle mobil telefonlar, bilgisayarlar, internet ağları sosyal ve örgütsel iletiĢimi anında gerçekleĢtiren kanallardır (Bahar, 2012). ĠletiĢimin etkili ve sağlıklı bir Ģekilde gerçekleĢmesinde kanal seçiminin büyük önemi vardır. ĠletiĢim kanalına karar vermeden önce iletiĢimde ulaĢılmak istenen hedefler, alıcının özellikleri, zaman ve mekân sınırları ya da olanakları dikkate alınmalıdır. Mesajların aktarıldığı kanalların açık olması ve herhangi bir gürültünün olmaması da iletiĢimin önemli noktalarındandır (Mısırlı, 2013).

1.1.1.5. Algılama (kod çözme)

Algılama, kiĢilerin duygu ve düĢünce ve bilgileri değerleme biçimleri ile ilgili olan bir kavramdır (Eren, 2015). Kaynak, mesajı kodlarken kendi değer yargılarına ve inançlarına göre yorumluyorsa, alıcı da mesajı kendi değer yargılarına, inançlarına göre yorumlayacaktır (Mısırlı, 2013). KiĢilerin değer yargılarından, yetiĢtikleri kültürel ortamdan, bilgileri ve hislerinden, geçmiĢteki tecrübelerinden ve hatta bunlar gibi birçok unsur tarafından algılama süreci etkilenmektedir (Eren, 2015).

(28)

1.1.1.6. Alıcı ( hedef )

Alıcı, kaynaktan gönderilen iletileri alıp yorumlayan ve bunlara yazılı ya da sözlü bir Ģekilde tepkide bulunan birey veya gruplardır (Mısırlı, 2013). Alıcı aynı zamanda kodu alıp çözümleyen birimdir (ġaĢı, 2008). Her iletiĢim sürecinde göndericinin, mesajın hedefi olarak belirlediği bir alıcı taraf vardır. Alıcı tek birey olabileceği gibi, küme, bir topluluk ya da kurum ve kuruluĢlar olabilir. Alıcı olmadan iletiĢimden söz etmek imkânsızdır (Aziz, 2012).

Alıcının sembollere dönüĢmüĢ olan mesajları algılayıp; duygu, düĢünce ve davranıĢa dönüĢtürerek olumlu ya da olumsuz bir tepkide bulunması beklenir. Alıcı aynı zamanda mesajın alındığını ya da alınmadığını, anlaĢıldığını ya da anlaĢılmadığını açıklığa kavuĢturan kiĢidir (Gürüz ve Temel Eğinli, 2015). Alıcı tarafından mesajların alınarak kodun çözüldüğü ve ona bir anlam yüklendiği zaman baĢarılı bir iletiĢim süreci gerçekleĢmektedir (Eren, 2015). Alıcının önceki yaĢantısından edindiği bilgiler, içinde bulunduğu ortam ve kültür düzeyi mesajı doğru olarak algılamasında etkili bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda iletiĢim etkili bir Ģekilde devam edebilmesi için alıcının iyi bir dinleyici olması da gereklidir (Mısırlı, 2013). ĠletiĢimin baĢarılı bir Ģekilde gerçekleĢebilmesi için alıcıda bulunması gereken bazı özellikler Ģunlardır (Güney, 2009):

 Alıcı mesajı almak için gönüllü olmalıdır.

 Alıcı bilgili olmalı ve geri beslenme sistemine sahip olmalıdır.

 Alıcı mesajı alma konusunda seçici olmamalıdır.

 ĠletiĢim sürecinde alıcı bulunduğu düzeyi fark edebilmelidir.

 Alıcı kaynak olma özelliğine de sahip olmalıdır.

1.1.1.7. Geribildirim

Alıcının, aldığı mesaja cevap verebilmek için gönderici olarak bir mesaj hazırlayıp bunu bir kanal aracılığıyla tekrar eski göndericiye iletmesi süreci geribildirim olarak

(29)

adlandırılır (Eren, 2015). ĠletiĢim sürecinde, bireyin mesajı kodlayarak göndermesi, diğer kiĢi tarafından kodun doğru olarak çözümlenerek iletinin alınmasını gerektirir (Tomul, 2015). ĠletiĢim aynı zamanda karĢılıklı bir etkileĢim sürecidir. Bu etkileĢim sürecinde iletiĢim tek düze bir yapıdan, dinamik bir sürece; tek yönlü bir monologdan, dönüĢümlü bir karĢılıklı diyaloga; dönüĢecektir (Tayfun, 2011). Geribildirim aynı zamanda iki yönlü iletiĢimin zorunlu bir sonucudur (Tunçer, 2012). Geribildirim, mesajımızı baĢarılı bir Ģekilde iletip iletmediğimizi tespit etmemizi sağlayan kontrol sürecidir (Robbins ve Judge, 2013). ĠletiĢim süreci geribildirim öğesinin bulunması ile son bulur (Aziz, 2012).

Geribildirim, olumlu geribildirim ve olumsuz geribildirim olmak üzere ikiye ayrılır. Olumlu geribildirim; ilerlemekte olduğu yönde davranıĢı destekler ve davranıĢı pekiĢtiriken; olumsuz geri bildirim, mesajın alıcı tarafından anlaĢılamaması ya da eksik anlaĢılıyor ve iletiliyor olmasıdır. Kaynağa mesajın amaçlanan Ģekilde ulaĢamadığını bildirir ve mesajı düzeltici bir iĢlev görür (Tunçer, 2012). Etkili bir iletiĢim için geribildirimde bulunması gereken bazı özellikler Ģunlardır (Yüksel, 2006, s. 223-224);

 Alıcı, kaynağı tam olarak dinlemeli ve kendisini iletiĢim kurmaya hazır

hissetmelidir.

 Kelimelerin sözlük anlamı dıĢında kaynak tarafından ne anlama geldiğini

bilmelidir.

 Ana konu kaçırılmama, gerekirse özetlemeler yapılmalıdır.

 ĠletiĢim, önyargı ve dirençlerle engellenmemelidir.

 Göndericinin duygularını anlayabilmeli, konuya farklı bakıĢ açılarından

bakabilmelidir.

 AnlaĢılamayan konular gündeme geldiğinde kelimeler ve beden kontrol

edilebilmeli, gerginliğin bedene ve ses tonuna yansımasına engel olunmalıdır.

 Karar anında bile iletiĢimi sonlandırmadan düzgün Ģekilde dinlemeli ve sağlıklı

(30)

1.1.1.8. Gürültü

Ġletinin kaynaktan, alıcıya gelirken anlamının bozulmasına yol açan etkenlere gürültü denir (Torbacıoğlu, 2007). Mesajın muhatapları tarafından anlaĢamamasına neden olan her türlü etkenler gürültü olarak adlandırılır (Ġbicioğlu ve Çağlar, 1999). Bu etkenler, anlambilim sorunları, alıcıdan geri bildirim alınamaması, iletiye uygun kanalın seçilememesi, bireysel ve kültürel farklılıklar olabilir (Torbacıoğlu, 2007). Hatta konuĢmacının dilinin sürçmesi, sesinin kısık olması, güneĢ gözlüğü takması, yazılı iletiĢimde metinde gramer hatalarının olması, kâğıdın buruĢması veya yırtılması, yazı karakterlerinin okunmayı güçleĢtirecek bir özellikte olması, telefonda cızırtı olması iletiĢim sürecinde gürültüye örnek olarak verilebilir (Gürüz ve Temel Eğinli, 2015). Gürültü, iletiĢimin doğruluğunu veya güvenirliğini etkileyen bir unsurdur. Sistem üzerinde bir Ģemsiye gibi durur ve haberleĢmenin diğer bütün unsurlarının içinde yer alabilir (Eren, 2015). ĠletiĢimde üç tür gürültüden bahsedilebilir (Mısırlı, 2013). Bunlar; çevre koĢullarından kaynaklanan gürültü, kanaldan kaynaklanan gürültü ve semantik gürültüdür. ĠletiĢim sürecinde dikkati dağıtabilecek ani bir ses duyulması, çevre koĢullarından kaynaklanan bir gürültüye örnek gösterilebilir. Ses düzenindeki bir arıza, yazılı mesajın kâğıttan ya da mürekkepten kaynaklanan hatalar nedeniyle okunamaması, kanaldan kaynaklanan gürültüye örnekken sözcüklerin yanlıĢ telaffuz edilmesi semantik gürültüye örnek olarak verilebilir. ĠletiĢim sürecinde gürültünün mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Gürültünün kurum içindeki görünümünü huzursuzluk olarak ifade etmek mümkündür (Ġbicioğlu ve Çağlar, 1999).

1.1.2. ĠletiĢim Türleri

Bilgi, duygu ve düĢüncelerin bir kimseden diğerine geçme sürecine iletiĢim denir. Diğer yandan bireyin kendisiyle ya da bir baĢka kiĢiyle iletiĢim kurması süreçleri aynı değildir. ĠletiĢimin örgütsel düzeyde gerçekleĢtirilebilmesi ise iletiĢime farklı bir boyut ve anlam katmaktadır (Tunçer, 2012). ĠletiĢim türleri; sözlü iletiĢim, sözsüz iletiĢim ve yazılı

(31)

iletiĢim olmak üzere üç grupta incelendiği gibi (Mısırlı, 2008, s.13), kiĢisel, kiĢilerarası, kitlesel ve örgütsel iletiĢim olarak da sınıflandırılabilir (Erdoğan, 2011). Farklı iletiĢim türleri birbiri ile bağlantılıdır. AĢağıdaki tabloda tüm iletiĢim türleri bir arada verilmiĢtir (Sökmen, 2013).

ġekil 1.2. Genel olarak iletiĢim türleri (Sökmen, 2013, s.190).

1.1.2.1. Kişisel iletişim

Bireyin kendisi ile kurduğu, mesajların kaynağının ve alıcısının kendisi olduğu ifade eden iletiĢim Ģekline kiĢisel iletiĢim denir (Gürüz ve Temel Eğinli, 2015). Bireylerin, kiĢisel iletiĢimde bulunabilmeleri için; kendi içlerinde mesajlar oluĢturmaları ve bunları yorumlamaları gerekmektedir. Bir araya gelen iki bireyin arasında meydana gelen iletiĢimin benzeri, tek bir birey için de geçerlidir (Dökmen, 2015). KiĢisel iletiĢim Ģekli genellikle zihinsel bir süreci kapsar. KiĢi kendisiyle iletiĢim kurarken, düĢünmek, tartıĢmak, konuĢmak, sinirlenmek, gülmek, sevmek, problem çözmek, karar vermek gibi birçok iletiĢim odaklı faaliyet gerçekleĢtirir (Sökmen, 2013). KiĢisel iletiĢim uyku anı dıĢında sürekli olarak devam ettiği için bireylerin en fazla kullandığı iletiĢim türüdür. KiĢisel iletiĢim sayesinde bireyler, diğer bireylerle kuracağı iletiĢimin alt yapısını oluĢtururlar. Bireyler kiĢisel iletiĢim sayesinde iç dünyalarına yönelir ve kendisini tanır. Ġnsan vücudunun biyolojik ihtiyaçları için gerekli olan hava ve su ne kadar önemliyse bireyin psikolojik yapısı için de kiĢisel iletiĢim o kadar önemlidir (Mısırlı, 2013).

Genel olarak ĠletiĢim Türleri KiĢisel ĠletiĢim Sözlü ĠletiĢim Sözsüz ĠletiĢim KiĢilerarası ĠletiĢim Örgütsel ĠletiĢim Yazılı ĠletiĢim

(32)

1.1.2.2. Kişilerarası iletişim

Bilgilerin, duygu ve düĢüncelerin bir bireyden diğerine geçme sürecine kiĢilerarası iletiĢim denir (Orta, 2009). Genel olarak, kaynak ve hedefin bireylerden oluĢtuğu iletiĢim Ģekli kiĢiler arası iletiĢimdir. KarĢılıklı iletiĢimde bireyler, bilgi ya da sembolleri birbirlerine aktarıp yorumlayarak iletiĢimlerini sürdürürler (Dökmen, 2015). Bireylerin dünyaya gelmesinden sonra aile içinde kiĢilerarası iletiĢim baĢlamakta, daha sonra bu durum komĢular ve okullar aracılığıyla geniĢleyerek devam etmektedir (Sökmen, 2013). KiĢilerarası iletiĢimle insanlar çeĢitli iliĢkiler kurar, yürütür, geliĢtirir ve sonlandırır; sorun çözer, görevlerini yerine getirir, kendi ihtiyaçlarını ve toplumda diğer bireylerin ihtiyaçlarını karĢılar. KiĢilerarası iletiĢim bireylerin kendini ve toplumsal olanı kurması ve yürütmesi için zorunludur (Erdoğan, 2011). KiĢilerarası iletiĢim; bireylerarasında yüz yüze olabileceği gibi mektup, telefon, bilgisayar gibi kiĢisel iletiĢim araçlarıyla da olabilir. Günlük hayatta bireylerin baĢarı ve mutluluğu için iletiĢim kanallarının açık ve geliĢmiĢ olması gerekmektedir (Tutar ve Yılmaz, 2002). KiĢiler arası iletiĢimde; bireyler arası mesafenin, jest ve mimiklerin, beden duruĢunun, giysilerin, konuĢma tarzının, ses tonunun, vurgulamaların, sessizliliğin ve iletiĢimde bulunulan ortamının verdiği mesajlar vardır. Bunlar, sözlü iletiĢimi pekiĢtirmek, kuvvetlendirmek ve geliĢtirmek için kullanılabileceği gibi birer iletiĢim olarak da ortaya çıkabilmektedir (ġaĢı, 2008).

Örgütsel iletiĢimin temelini kiĢiler arası iletiĢim oluĢturmaktadır. Bu tür iletiĢimin etkili olmayıĢının sebepleri arasında bireylerin birbirini sevmemeleri, güven duymamaları ve birbirleriyle anlaĢamamaları gelmektedir. Bireyler arası iletiĢimin açık ve anlaĢılır olması örgütlerin geliĢmelerinde olumlu katkılarda bulunacaktır (Mısırlı, 2013). Bir iletiĢimin kiĢilerarası iletiĢim olarak kabul edilebilmesi için üç temel özelliğin bulunması gerekir (Tubbs ve Moss, 1974‟ten aktaran Dökmen, 2015: 42). Bu ölçütlerden ilki, kiĢilerarası iletiĢime katılan bireyler yüz yüze ve belirli mesafede olmalıdır, diğeri, katılımcılar arasında karĢılıklı mesaj alıĢ veriĢi olmalıdır ve son olarak mesajlar sözlü ve sözsüz Ģekilde olmalıdır. Sözlü ve sözsüz iletiĢim dıĢında kalan yazıĢmalar kiĢilerarası iletiĢim sayılmaz.

(33)

1.1.2.3. Sözlü iletişim

Duygu ve düĢüncelerin sözlerle aktarıldığı en eski ve en etkili iletiĢim türüne sözlü iletiĢim denir (Aziz, 2013, s.51). Sese ve kulağa dayanan iletiĢim Ģeklidir (Erdoğan, 2011). Sözel iletiĢim, insanların hayatlarında uyku dıĢında kalan sürenin yaklaĢık dörtte üçünü kapsamaktadır. Yani, insanlar yaklaĢık olarak günün yarısını konuĢarak ve dinleyerek geçirmektedirler. Günün her anında yaptığımız sohbetlerden, iĢ toplantılarına, katıldığımız konferanslardan, seminerlere kadar birçok anlamda sözel iletiĢimden faydalanılır (Mısırlı, 2013). Sözlü iletiĢimin en önemli üstünlüğü mesajı hızlı aktarması ve buna bağlı olarak hızlı geribildirim sağlanmasıdır (Yüksel, 2006).

Sözlü iletiĢim, iletiĢimin en yaygın kullanılan biçimidir. GeliĢen iletiĢim teknolojileri sayesinde, coğrafi mesafeler azalmıĢ ve dünyanın her tarafıyla iletiĢim kurma olanakları artmıĢtır. Bundan dolayı insanların iletiĢim kurmak için bir araya gelme ihtiyaçları da ortadan kalkmıĢtır. Görüntülü telefonların ve internetin ortaya çıkması, sözlü iletiĢimin alanını oldukça geniĢletmiĢtir (Tutar ve Yılmaz, 2002). Sözel iletiĢim ister doğrudan, isterse televizyon, sinema, kitap, dergi gibi iletiĢim araçlarıyla gerçekleĢsin “dil” ile gerçekleĢtirilir. Sözel iletiĢimin temel öğesi konuĢulan dildir (Mısırlı, 2013).

“Dil” ve “dil ötesi” olmak üzere sözlü iletiĢim iki gruba ayrılmaktadır. Bireylerin konuĢmalarını, mektuplaĢmalarını “dille iletiĢim” olarak ifade edilirken; sesin tonu, hızı, Ģiddeti, duraklamalar dil ötesi iletiĢim olarak ifade edilir. KiĢilerin ne söyledikleri dille iletiĢimde önemli iken, nasıl söyledikleri dil ötesi iletiĢimde önem kazanmaktadır (Dökmen, 2015).

1.1.2.4. Sözsüz iletişim

Sözsüz iletiĢim, jestler, mimikler, göz teması gibi faktörlerle kurulan söz veya sözcük gerektirmeyen, iletiĢimdir (Tutar ve Yılmaz, 2002). Sözsüz iletiĢim, kiĢilerin hareketlerinin ve sözsüz davranıĢlarının doğrudan bir anlam ifade ettiği görüĢüne dayanmaktadır (Gürüz ve Temel Eğinli, 2015).

(34)

KiĢilerarası iletiĢim tarihinin konuĢma ile baĢladığı düĢünülmektedir. Sözsüz iletiĢimin tarihçesinin sözlü iletiĢimden daha eskiye; insanın varoluĢunun baĢlangıcına dayandığını böylelikle kiĢilerarası iletiĢimin de sözsüz iletiĢimle baĢladığını söyleyebiliriz (Ergünay, 2013).

Sözsüz iletiĢim, sözlü iletiĢim sürecini zenginleĢtirir ve berraklaĢtırır. Sözlü iletiĢim kelimelerden oluĢurken; sözsüz iletiĢim kelimelerin ifade ediliĢ biçimlerinden oluĢur (Tayfun, 2011). Sözcükleri ifade etme Ģeklimiz kadar bakıĢımız, duruĢumuz, hareketlerimiz ve kıyafetimizle de daima mesajlar gönderdiğimizden dolayı iletiĢimin sözel olmayan öğeleri bazen sözel öğelerinden daha etkili olabilir (Önsal, 2012). Gönderici sözsüz bir mesajı hiç düĢünmeden gönderebilir ve alıcı da bilinçsiz bir Ģekilde mesajı algılayabilir böylelikle sözsüz iletiĢim hem gönderici hem de alıcıda etkilidir (Geçikli, 2013). Sözsüz iletiĢimi oluĢturan belli baĢlı öğeler vardır. Bu öğeleri Ģu Ģekilde özetleyebiliriz;

a) Yüz ifadeleri ve gözler: ĠletiĢim esnasında insan bedeninin en dikkat çeken yeri yüzü ve

gözleridir. Duyguların iletiminde sözlerden sonraki en önemli iletiĢim kanalı yüz ifadeleridir. Memnuniyet, sevinç veya kızgınlık ifadesi için yüzdeki kaslarımızı hareket ettiririz. Yüz kaslarının mesaj gönderme amacına uygu olarak kullanılmasına mimik denir. BaĢ, el, kol, ayak, bacak ve bedenin kullanılması ise jestlerdir. ĠletiĢim göz kontağı ile baĢlatılabilir, devam ettirilebilir ya da sona erdirilebilir Sözsüz iletiĢimde gözler en sık kullanılan ve en etkili olan kanaldır (Mısırlı, 2013).

b) Bedenin dili: BaltaĢ ve BaltaĢ (2014), bedenimizi iç dünyamızı saran bir eldivene benzetmektedir. Bu eldiven varlığımızın dünyaya açılıĢı gibidir. Duygu ve düĢünceleri aktarırken kullanılan jestler, mimikler ve vücut duruĢundan oluĢan değerler bütünü beden dili olarak ifade edilir (Tayfun, 2011). AraĢtırmalar göstermiĢtir ki; yüz yüze iletiĢimlerde sözcüklerin %10, ses tonunun %30 ve beden dilinin %60 oranında etkisi vardır. Bu oranlar da bizlere beden dili iletiĢim kurarken önemli bir boyutta önem arz ettiğini göstermektedir (Sönmez, 2016).

(35)

c) Mekânın Kullanımı: Bireylerin iliĢki düzeylerini, iletiĢimde bulundukları bireyler arasında oluĢan alan belirler (Mısırlı, 2013). ĠletiĢim sürecinde bireyler arasındaki fiziksel mesafe önemlidir. Dört tür iletiĢim mesafesi vardır: Bunlar; 0-25 cm arasındaki fiziksel mesafe mahrem alanlar, 25-80 cm arasındaki mesafe kiĢisel alanlar, sosyal alanın dıĢında kalan mesafeler de genel alanlardır (Sökmen, 2013). Samimi olduğumuz kiĢilerle iletiĢim kurarken daha çok kiĢisel alanı kullanırken, samimi olmadığımız kiĢilerle olan iletiĢimimizde sosyal alanları tercih ederiz (Mısırlı, 2013).

d) Zamanın dili: Zaman, sözsüz iletiĢimin önemli bir unsurudur. Zamanın yaĢamımızdaki yerini “ Ölüm zamanı”, “ zaman kullanımı”, “harcanan zaman”, “vakit nakittir” gibi ifadelerle gösteririz. Zaman aslında güç ve itibara benzetilebilir. Size ne kadar fazla zaman ayrılıyorsa, kendinizi değerli, güç ve itibar sahibi hissedebilirsiniz (Tutar ve Yılmaz, 2002). Aynı zamanda iletiĢim sürecinde insanlara zaman ayırmak veya ayırmamak o insana verilen değeri göstermektedir (Mısırlı, 2013).

e) Renk Dili: ĠletiĢimde renklere farklı anlamlar yüklenmiĢtir. Buna verilecek en güzel örnek farklı gül renklerine verilen anlamlardır. Renklerin kendilerine özgü dilleri vardır ve ifade ettikleri anlamlar toplumdan topluma ve kültürden kültüre farklılık gösterebilir (Sökmen, 2013). Örneğin; beyaz güller saflığı, masumiyeti ifade ederken, kırmızı güller aĢk ve sevginin göstergesidir, sarı güller ise arkadaĢlığı, neĢeyi ifade eder. Alman kültüründe ise sarı güller ihanetin ve ölen aĢkın sembolüdür. Mısırlı‟ya (2013) göre L.B. Wexner renklerin insan psikolojisi üzerindeki etkileri konusunda araĢtırmalar yapmıĢ ve mavinin rahatlık, Ģefkat ve güven; turuncunun keder, hüzün ve düĢmanlığı ifade ettiğini, morun olgunluk, vakar, azamet; kırmızının, meydan okuma, uyarıcı, heyecan verici; yeĢilin huzur, sakinlik; sarının sevinç, neĢe, hoĢgörü; siyahın kasvet, hüzün, mutsuzluk ve kahverenginin keder, melankoli, hüznü ifade ettiğini belirtmiĢtir

f) Giyim Dili: KiĢilerin dıĢ görünüĢlerine yani giyim tarzına bakarak onların; eğitim düzeyleri, ekonomik durumları, sosyal konumu, baĢarısı, kültürel temeli, ahlaki değerleri vb. özellikleri hakkında fikir sahibi olmamızı sağlayacak iletiĢim sinyalleri

(36)

alabiliriz (Bahar, 2012). KiĢinin giyim tarzı, hangi grup içinde yer aldığını ve gruptaki rolünü bizlere yansıtır aynı zamanda kiĢiliğimiz, zevklerimiz ve tutumumuz hakkında da bilgiler verir (James, 1999‟dan aktaran ÇalıĢkan ve YeĢil, 2005: 204). KiĢilerin dıĢ görünüĢlerinden hangi statüye ait olduğunu da anlayabiliriz ve iletiĢimimizi ona göre kurmaya çalıĢırız (Bahar, 2012).

1.1.2.4.1. Sözlü ve sözsüz iletişim ilişkisi

Sözsüz iletiĢim, sözlü iletiĢimin destekleyicisi ve tamamlayıcısıdır. Sözcüklerle kurulan sözlü iletiĢim, vücut ile yapılan her türlü sözsüz iletiĢimle güçlendirilir. Fakat vücut dilinin ölçülü bir Ģekilde kullanılması, vücut dilinin sözlü iletiĢimin yerine geçmemesi gerekmektedir (Aziz, 2013).

1.1.2.5. Yazılı iletişim

Yazı, iletiĢimde ve kiĢiler arası iliĢkilerde bağlayıcı ve güven sağlayıcı özelliğe sahiptir. Söz, yazıya geçirilip baĢka kiĢilere ulaĢtığında gerçeklik halini alır. Yazı aynı zamanda insanoğlunun belleğinin yükünü hafifletir ve bu sayede kiĢiler enerjilerini baĢka iĢlere yöneltebilir (Tunçer, 2012). Yazılı iletiĢim açık ve doğrulanabilir özelliğe sahiptir. Mesaj yazılı halde olduğu için gönderici ve alıcı tarafından kaydedilebilmekte ve uzun süre saklanabilmektedir (Yalçın, 2015). Yazılı iletiĢim, bilgi ve deneyimlerin korunması, gelecek nesillere aktarılması ve elde edilen birikimlerin sayesinde geliĢmiĢ uygarlıkların oluĢturulması amacıyla kullanılan en etkili araçlardan birisidir (Tayfun, 2011).

Yazılı iletiĢimde temel amaç, anlatmak istediklerimizi en anlaĢılır Ģekilde yazıya aktarmaktır. Yazılı iletiĢim, yaĢamın her alanında kullanılmasına rağmen özellikle iĢ yaĢamında ve devlet ile olan iliĢkilerde daha sık tercih edilmektedir (Mısırlı, 2013). Yazılı iletiĢim; mektup, kart, davetiye, telgraf, faks, kısa mesaj, kitap, dergi, e-posta gibi; iĢ yaĢamının gerektirdiği kurum içi yazılı iletiĢim biçimleri de olabilir (Aziz, 2013, s.54). Öğretmenlerin, velileri bilgilendirmek amacıyla velilere yolladıkları kısa mesajlar, sınıfta yapılan etkinlikleri göstermek amacıyla hazırlanan bültenler, okul veya sınıf içi

(37)

hazırlanan gazete ve dergiler, Öğretmen ve veli arasında tutulan iletiĢim defterleri, veli toplantıları için velilere gönderilen toplantı davetleri yazılı iletiĢime örnek olarak verilebilir. Yazılı iletiĢim, iletiĢimin bütün alanlarında tercih edilmektedir. Sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik alanda da belirleyicidir (Geçikli, 2013).

1.1.2.6. Örgütsel iletişim

Örgüt üyelerinin örgütsel amaçlarla, örgütün içinde ve dıĢında kurdukları iletiĢim biçimine örgütsel iletiĢim denir (Tunçer, 2012). Örgütün tüm iletiĢim faaliyetlerini kapsayan bir yönetim fonksiyonu olan örgütsel iletiĢim, örgüt içerisinde ve örgütün dıĢında iliĢkilerin kurulması ve devam ettirilmesine yönelik iletiĢim biçimidir (Christensen vd, 2008‟den aktaran ÇetintaĢ, 2016: 176). Örgütsel iletiĢim insan vücudunu saran sinir sistemine benzetilebilir. Nasıl ki sinir sistemi sayesinde insanlar sağlıklı bir Ģekilde hayatlarına devam ediyorlarsa; örgütsel iletiĢim sayesinde de iĢletmeler daha baĢarılı ve sağlıklı bir Ģekilde yaĢamlarını sürdürebilir (Saltık vd., 2015).

Örgütler farklı amaçları gerçekleĢtirmek için bir araya gelmiĢ bireylerden oluĢmuĢtur. Özellikle klasik kurama göre örgütler, iĢ bölümü ve hiyerarĢik yapı içinde var olabilirler. Etkilerini günümüze kadar devam ettiren, klasik kuram anlayıĢıyla kendini yapılandıran örgütlerde, iĢbölümünün artması örgüt üyelerinin birbirlerine olan bağımlılıklarını artırmıĢtır. Bireyler arasındaki bu bağımlılık bir arada çalıĢma zorunluluğunu baĢka bir ifadeyle örgüt içi iletiĢim uygulamalarını da beraberinde getirmektedir. Çünkü iletiĢim olmadan, örgüt üyelerinin belirli bir amaca yönelik, bir arada çalıĢmaları mümkün gözükmemektedir (Cansu, 2006).

Örgüt içi iletiĢim, hızlı ve etkin bir Ģekilde kaliteli üretim yapmayı, katılımı, moral ve motivasyonu artırır. ÇalıĢanlar arasındaki uyum ve birlikte çalıĢabilme yeteneği de etkili iletiĢim becerilerine sahip çalıĢanları gerektirmektedir. ĠletiĢim becerisi yeterli düzeyde olmayan çalıĢanların bulunduğu örgütlerde verimli bir iĢ ortamının kurulması ve devam ettirilmesi olanaksızdır (Mısırlı, 2013). Etkili ve yeterli bir iletiĢimden yoksun örgütler,

(38)

örgütsel enerjilerini örgüt amaçları doğrultusunda kullanamazlar (Tunçer, 2012). Eksik ve yanlıĢ iletiĢim, kiĢisel, toplumsal ve örgütsel birçok soruna sebep olmaktadır. Bir iĢletmede doğru kararlar alınması ya da sorumlulukların titizlikle belirlenmesi iĢletme için yeterli değildir. Eğer iĢletmede yanlıĢ ve eksik bir iletiĢim söz konusu ise bu durum örgütün hedeflerini gerçekleĢmesine engel olacaktır. Foltz, örgütsel iletiĢimi bir makinenin aksamadan çalıĢmasını sağlayan yağına benzetmektedir (Foltz, 1973‟ten aktaran Bolat, 1996: 75).

Örgütsel iletiĢim için söylenenler, eğitim örgütleri için de geçerlidir. Fakat eğitim örgütlerinin girdisi ve çıktısı insan olduğu için, iletiĢim okullarda daha önemli hale gelmektedir (Bolat, 1996). Örgüt üyeleri iletiĢimde bulunarak (Mead, 1990‟dan aktaran Çetinkaya, 2011: 19); tecrübelerini paylaĢırlar, ortak ilgilerini fark ederler, amaçları üzerinde anlaĢırlar, hedeflerin gerçekleĢtirilmesi için stratejiler belirler ve belirlenen stratejileri uygular ve denetler. Aynı zamanda örgütsel iletiĢim faaliyetleri sonucunda örgütlerin hedef kitlesinin tutum ve davranıĢlarında olumlu değiĢiklikler meydana gelir (Benligiray, 2014).

Örgütleri daha verimli hale getirebilmek için yapılan çalıĢmalar her ne kadar kâğıt üzerinde baĢarı gösterse de, bu yöntemleri uygulayacak olan çalıĢanlardır. ÇalıĢanların iĢbirliği içinde olmaları, örgütsel iletiĢimi güçlendirecek ve üretimi de arttıracaktır. ÇalıĢanları cezalandırmak yerine davranıĢlarının sebeplerini anlamaya çalıĢmak, eksikliklerini gidermek, yanlıĢlarını düzeltmelerine yardımcı olmak, hem kiĢisel hem de örgütsel iletiĢimin geliĢtirilmesi açısından önemlidir (Toros ve Ündey Kalpaklıoğlu, 2011).

Bir örgüt eğer sağlıklı bir iletiĢimden yoksun ise bu durum örgütsel hedeflerin gerçekleĢmesine engel olacaktır. Toplumsal, kiĢisel ve örgütsel alanda pek çok yetersiz iletiĢimden kaynaklanmaktadır. Çözümlenmesi zor olarak görünen sorunlar aslında sağlıklı iletiĢim kurularak çözülebilir (Kösterelioğlu ve Argon, 2010). Örgütsel iletiĢim; sağlıklı ve iĢlevsel bir örgüt yapısı oluĢturmayı, hedef ve beklentilere uygun bir faaliyette

(39)

bulunmayı, yenilikçi olmayı, teknolojiye ayak uydurabilmeyi ve yeni yaklaĢımları yönetim süreçlerine adapte edebilmeyi amaçlamaktadır (Yıldız, 2015).

1.1.2.6.1. Örgütsel iletişim türleri (sistemleri)

ĠĢletmelerde bilgileri aktarmak amacıyla bir iletiĢim sistemi oluĢturulur. Bu sistem, birbirlerine iletiĢim kanallarıyla bağlanmıĢ karar merkezleri Ģeklindedir. Merkezlerde alınan kararlar, uygulanmak amacıyla faaliyet birimlerine gönderilir. Kararların iletilmesinde iki tür iletiĢim kanalı kullanılır (Yüksel, 2006). Bu kanallar ġekil 1.3‟te gösterildiği gibi; biçimsel (formel) iletiĢim ve biçimsel olmayan (doğal) iletiĢim kanalıdır.

ġekil 1.3. Örgütsel iletiĢimin sınıflandırılması (Sökmen, 2010, s.214).

1.1.2.6.1.1. Biçimsel (formel) iletişim sistemi

Biçimsel iletiĢim, hiyerarĢik çizgiyi takip eden ve resmi kuralların gerektirdiği gibi belirli haberleri ilgili kiĢilere iletilmesini sağlayan iletiĢim sistemidir (UlukuĢ, 2010). Aynı zamanda biçimsel iletiĢim sistemi, örgüt ile çevre arasındaki bilgi akımını sağlayan

Örgütsel ĠletiĢim Türleri Biçimsel Olmayan ĠletiĢim Biçimsel ĠletiĢim Dikey ĠletiĢim

Yatay ĠletiĢim DıĢa Dönük

ĠletiĢim Çapraz ĠletiĢim Yukarıdan AĢağıya ĠletiĢim Aşağıdan Yukarıya İletişim

Şekil

ġekil 1.2. Genel olarak iletiĢim türleri (Sökmen, 2013, s.190).
ġekil 1.3. Örgütsel iletiĢimin sınıflandırılması (Sökmen, 2010, s.214).
ġekil 1.4. Örgütsel iletiĢim modelleri (Sökmen, 2013, s.200).
ġekil 1.5. Moralin bileĢenleri (Hoy ve Miskel, 1982, s. 69).
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Üst bilişsel kültürel zekâ, zihinsel iletişim becerilerini pozitif ve anlamlı bir şekilde yordayarak ‘’üniversite öğrencilerinin üst bilişsel kültürel zekâları,

Ancak, bizim olgumuzda oldu¤u gibi he- matojen lenf nodu metastaz› ile baflvuran hastalar- da prostat kanseri düflünüldü¤ü zaman lenf nodu biyopsisinde PSA boyamas› prostat

Kendi kendine : "Periler bana kuyruk vermediler daha" diye düşündü ,K İki ayağımı bağlayayım, her halde olur l".. Yere oturup cebinden mendilini

Bu çalışmamızda amacımız; kronik atriyal fibrilasyonu olan ve mitral kapak hastalığı nedeniyle açık kalp ameliyatına alınan hastalarda, uygulanan izole sol atrial

This study is made in order to understand related medical experiences of the public who have encountered disputes regarding medical treatment, and their opinions about the reasons

 Kişilerarası zeka alanının ve içsel zeka alanının sıralamasında sınıf öğretmeni adaylarının öğrenim gördükleri üniversiteye göre anlamlı farklılık

testis dokusu MDA düzeylerinin MetS grubunda, kontrol grubuna göre anlamlı artış gösterdiği, katalaz aktivitesinin ise metabolik sendrom grubunda azaldığı tespit

Sonuç olarak bu çalışmada yukarıda verilen örneklerle, daha önce bu konuda yapılmış çalışmalardan yapılan alıntılar- la, dedikodunun yeni bir iletim mekânı olan