• Sonuç bulunamadı

Nane türlerinin, sitophilus granarius L. ve sitophilus oryzae L.’nin insektiidal etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nane türlerinin, sitophilus granarius L. ve sitophilus oryzae L.’nin insektiidal etkileri"

Copied!
39
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tahıllar halkımızın temel besin kaynağını oluşturmaktadır. Ekim alanı ve üretim miktarı bakımından tahıllar içerisindeki en yüksek paya ise buğday sahiptir. Halkımızın besin zincirinde önemli yer tutan buğday, bölge özelliklerine göre kısa veya uzun vadeli olarak depolanmaktadır. Ülkemiz tahıl depolarının eksiklikleri ve yeterli koruma önlemlerinin uygulanmaması sebebiyle zararlılar depolanmış ürünlerde önemli kayıplara neden olmaktadırlar.

İnsektisitlerin çevreye, dolayısıyla insanlara olumsuz etkilerinden dolayı, alternatiflerinin aranması yoluna gidilmiştir ve bitkilerle yapılan çalışmalar hız kazanmış, etkili sonuçlar saptanmıştır. Uçucu yağların ekonomik öneme sahip olması nedeniyle nanenin birçok ülkede tarımı yapılmaktadır. Ülkemizde de geçmiş yıllardan beri yetiştiriciliği yapılan nane ilaç, gıda ve kozmetik sanayinde oldukça geniş bir kullanıma sahiptir. Bitki çeşitliliği ve çok sayıda endemik türün ülkemizde mevcut olduğu düşünülürse kimyasal ilaçlara alternatif olan bitkisel kaynaklı insektisitler ile yapılacak çalışmaların ne kadar önemli olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Bu tezin hazırlanmasında,yazım ve sayfa düzeninde özverili çalışmalar yapan saygıdeğer hocam Doç. Dr. Ayhan GÖKÇE’ye, Araş. Gör. Ömer Cem Karakoç’a ve Araş. Gör. Mustafa Alkan’a teşekkürü bir borç bilirim.

Mehmet Ali ŞAHİN

(2)

Yüksek Lisans Tezi

NANE TÜRLERİNİN, Sitophilus granarius L. ve Sitophilus oryzae L.’YE İNSEKTISİDAL ETKİLERİ

Mehmet Ali ŞAHİN Gaziosmanpaşa Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü Bitki Koruma Anabilimdalı

Danışman: Doç. Dr. Ayhan GÖKÇE Jüri: Doç. Dr. Ayhan GÖKÇE Jüri: Doç. Dr. Kenan KARA Jüri: Doç. Dr. İsa Telci

Bu çalışmada depolanmış tahıllarda önemli kayıplara neden olan Sitophilus granarius L. ve Sitophilus oryzae L.’nin mücadelesinde Mentha piperita L.ve Mentha spicata L’dan elde edilen uçucu yağların fumigant ve kontak toksisiteleri farklı sıcaklıklarda laboratuar koşullarında test edilmiştir.

Yürütülen fumigant etki tek doz tarama çalışmaları sonucunda M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağlar, S granarius’a karşı 30°C de % 98,9 ile en yüksek toksisiteyi göstermiştir. Sıcaklığın 15C’ye düşmesiyle beraber ölüm oranı % 1,7’ye kadar gerilemiştir. Uçucu yağların S. oryzae ile olan fumigant toksisite çalışmaları sonucunda, 30 °C de M. spicata % 99,7 Mentha piperita % 83,9 oranında ölüme neden olmuştur.Yapılan fumigant etki doz-ölüm denemelerinde S. granarius ve S. oryzae için M. spicata kullanılarak LC50 değerleri sırasıyla 30 °C’ de 4,59 ve 2,01 µl/ml olarak hesaplanmıştır.

M. spicata uçucu yağları, S. granarius üzerinde tek doz kontak etki denemelerinde sıcaklığa bağlı olarak % 84- % 97 arasında ölümlere neden olmuştur. M. spicata en yüksek kontak etkisini % 96,7 ile 15 ºC’de göstermiştir. M. piperita tüm test edilen sıcaklıklarda % 60 dan fazla ölümlere neden olmuştur. S. oryzae’de ise uçucu yağlardan kaynaklanan ölüm oranları tüm sıcaklık değerlerinde % 30 civarında saptanmıştır. Uçucu yağlarla S. granarius üzerinde yürütülen kontak etki doz-ölüm denemelerinde, M. spicata, S. granarius’a karşı en yüksek aktiviteyi 20 ºC’de göstermiş olup LD50 değeri 0,12 µl/böcek olarak saptanmıştır. 10C’deki LD50 değeri 0,15 µl/böcek olarak bulunmuştur.

2008, 38 sayfa

Anahtar kelimeler: Mentha piperita, Mentha spicata, uçucu yağ, fumigant toksisite, kontak toksisite

(3)

ABSTRACT

Master Thesis

INSECTICIDAL EFFECT OF Mentha species on Sitophilus granarius and Sitophilus oryzae

Mehmet Ali ŞAHİN Gaziosmanpaşa University

Graduate School of Natural and Applied Science Department of Plant Protection

Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Ayhan GÖKÇE Jury: Assoc. Prof. Dr. Ayhan GÖKÇE Jury: Assoc. Prof. Dr. Kenan KARA Jury: Assoc. Prof. Dr. İsa TELCİ

In this study, fumigant and contact toxicities of Mentha piperita L. and Mentha spicata L. essential oils were evaluated on two important stored product insects, Sitophilus granarius L and Sitophilus oryzae L. under laboratory conditions at different temperatures.

In single dose fumigant activity study, essential oils extracted from M. spicata, showed the highest toxicity and caused 98,9 % granary wevil mortality at 30 °C. Mortality rate dropped to 1,7 % when the temperature was decreased to 15C. M. spicata and M. piperita caused 99,7 % and 83,9 % S. oryzae mortality at 30 °C. LC50 values for S. granarius and S. oryzae were 4,59 and 2,01 µl/ml at 30 °C respectively.

In single dose contact toxicity study, M. spicata essential oil showed the high contact toxicity and caused 84- 97 % S. granarius mortality. M. piperita essential oil caused more than 60 % mortality at all tested temperatures. Howewer, mortalities observed on S. oryzae were around 30 %. In contact effect dose-mortality study, the LD50 value for M. spicata was 0.12 µl/insect at 20 oC and was 0,15 µl/insect at 10 oC.

2008, 38 page

(4)

ÖZET ABSTRACT ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER ŞEKİLLER DİZİNİ ÇİZELGELER DİZİNİ i ii iii iv vi vii 1. GİRİŞ 1 2. KAYNAK ÖZETLERİ 3 3. MATERYAL VE YÖNTEM 8

3.1. Kullanılan Bitkiler ve Tanımları 8

3.1.1. Mentha spicata L (Nane) (Labiatae) 8

3.1.2. Mentha piperita L. (Nane) (Labiatae) 8

3.2. Kullanılan Böcekler ve Tanımları 9

3.2.1. Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti) 9

3.2.2. Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti) 10

3.3. Böcek Kültürlerinin Yetiştirilmesi 11

3.4. Bitki Materyallerinden Uçucu Yağların Elde Edilmesi 11

3.5. Tek Doz Denemeleri 13

3.5.1. Tek Doz Fumigant Etki Denemeleri 13

3.5.2. Tek Doz Kontak Etki Denemeleri 13

3.6. Doz-Ölüm Denemeleri 14

3.6.1. Fumigant Etki için Doz-Ölüm Denemeleri 14

3.6.2. Kontak Etki için Doz-Ölüm Denemeleri 14

(5)

4.1.1. Uçucu Yağların Sitophilus granarius’a Fumigant Etkileri 16 4.1.2. Uçucu Yağların S. granarius’a Fumigant Etki Doz-Ölüm Denemeleri 17

4.1.3. Uçucu Yağların Sitophilus granarius’a Kontak Etkileri 18

4.1.4. Uçucu Yağların S. granarius’a Kontak Etki Doz-Ölüm Denemeleri 19 4.1.5. Uçucu Yağların Sitophilus oryzae’ye olan Fumigant Etkileri 20 4.1.6. Uçucu Yağların S. oryzae’ye Fumigant Etki Doz-Ölüm Denemeleri 21

4.1.7. Uçucu Yağların Sitophilus oryzae’ye Kontak Etkileri 22

4.1.8. Uçucu Yağların S. oryzae’ye Kontak Etki Doz-Ölüm Denemeleri 23

5. TARTIŞMA VE SONUÇ 25

6. KAYNAKLAR 28

(6)

Şekil Sayfa

Şekil 1. Mentha spicata L bitkisi 8

Şekil 2. Mentha piperita L. bitkisi 9

Şekil 3. Sitophilus granarius L. ergini 10

Şekil 4. Sitophilus oryzae L. ergini 10

(7)

Çizelge Sayfa

Çizelge 1. Uçucu yağı çıkarılacak bitkiler ve elde edileceği kısımlar 11 Çizelge 2. M. spicata ve M. piperita’dan elde edilen uçucu yağların farklı

sıcaklıklarda S. granarius’a olan fumigant toksisiteleri. 17 Çizelge 3. M. piperita ve M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağların farklı

sıcaklıklarda S. granarius’a fumigant etki doz ölüm denemesi sonuçları 18 Çizelge 4. M. spicata ve M. piperita’dan elde edilen uçucu yağların farklı

sıcaklıklarda S. granarius’a olan kontak toksisiteleri. 19 Çizelge 5. M. piperita ve M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağların farklı

sıcaklıklarda S. granarius’a kontak etki doz ölüm denemesi sonuçları.

20 Çizelge 6. M. spicata ve M. piperita’dan elde edilen uçucu yağların farklı

sıcaklıklarda S. oryzae’ya olan fumigant toksisiteleri.

21 Çizelge 7. M. piperita ve M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağların farklı

sıcaklıklarda S. oryzae’ya fumigant etki doz ölüm denemesi sonuçları

22 Çizelge 8. M. spicata ve M. piperita’dan elde edilen uçucu yağların farklı

sıcaklıklarda S. oryzae’ya olan kontak toksisiteleri. 23 Çizelge 9. M. piperita ve M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağların farklı

(8)

1. GİRİŞ

Tahıllar halkımızın temel besin kaynağını oluşturmaktadır. FAO (Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü)’nun 2004 yılı verilerine göre ülkemizde 13 995 950 ha alanda tahıl ekimi yapılmış ve bu alandan 33 966 680 ton ürün elde edilmiştir. FAO verilerine göre Türkiye’ de buğday ekim alanı 9 400 000 ha, üretim ise 21 000 000 tondur (Anonim, 2004). Besin zincirinde önemli yer tutan buğday, bölge özelliklerine göre kısa veya uzun vadeli olarak depolanmaktadır. Ülkemiz tahıl depolarının eksiklikler ve yeterli koruma önlemlerinin uygulanmaması nedeniyle, zararlılar depolanmış ürünlerde önemli kayıplara neden olmaktadırlar.

Depolanmış ürünlerde zarara neden olan kemirgenler ve böcekler önemli oranlarda ürün kayıpları meydana getirmektedir. Dünya üzerinde genel olarak depolanmış hububatlardaki böcek zararı, modern depolama tekniklerinin kullanılmadığı ülkelerde %10-40 civarındadır (Shayaa ve ark., 1997). Yıldırım ve ark. (2001) ülkemiz depolarındaki eksiklikler nedeniyle bu oranın % 100 oranına kadar ulaşabildiğini bildirmektedirler.

Depolanmış ürünleri zararlılardan korumak veya oluşan zararı azaltmak için kültürel, fiziko-mekanik ve kimyasal savaş yöntemleri kullanılmaktadır. Günümüzde bu savaşım yöntemlerinden en sık başvurulanı kimyasal savaşımdır. Bu nedenle depo zararlıları ile mücadelede yüksek oranda insektisit kullanılmaktadır. Kullanılan insektisitlerin neredeyse tamamı yurtdışından ithal edilmekte ve bu ülkemiz ekonomisine önemli seviyede mali yük getirmektedir. Bununla birlikte insektisitlerin çevre üzerinde büyük olumsuz etkileri vardır. Bahsedilen olumsuzluklardan daha da önemlisi böcekler kullanılan insektisitlere karşı zamanla dayanıklılık kazanmakta ve bunun bir sonucu olarakta mücadele güçleşmektedir.

İnsektisitler depolanmış ürün zararlısı böceklerle mücadelede önemli araçlar olup tahılların ve tahıl ürünlerinin depolanması sırasında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Günümüzde Organik-fosforlular, Pyretroidler ve Fumigantlar (Metil-bromid ve fosfin

(9)

gibi) depo zararlısı böceklerle mücadelede kullanılan insektisit gruplarıdır. Son on yılda depolanmış ürünlerde kayıplara neden olan zararlılar organik-fosforlu ilaçlara karşı dayanıklılık geliştirmiştir (Lee ve Lees, 2001). Bu sebeple bu zararlılara karşı alternatif mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi ve uygulamaya aktarılmasına günümüzde büyük ihtiyaç duyulmaktadır.

Bitkilerden elde edilen uçucu yağlar, bitki ekstratları ve bitkisel kökenli bileşikler zararlılarla mücadelede kullanılmasına yönelik yapılan çalışmalar günümüzde hız kazanmış ve etkili sonuçlar ortaya konulmuştur (Varma ve Dubey, 2001; Lee ve ark., 2001a,b;2004). Uçucu yağlar, zararlıların kontrolünde kullanılan Metil Bromide Alüminyum Fosfit gibi fumigantlara alternatif olabilecek potansiyel kaynaklar olarak görülmektedir (Varma ve Dubey, 2001). Bitki materyallerinden kolaylıkla distile edilebilen uçucu yağlar, memeliler için düşük toksisite gösterirken, depo zararlıları için yüksek oranda etki göstermektedirler (Shaaya ve ark., 1997).

Farklı familyalara ait birçok bitki türünden uçucu yağlar elde edilmektedir. Bu bitkiler içerisinde en çok kullanılanlar arasında kekik, reyhan, ve nane bulunmaktadır. Ülkemizde de geçmiş yıllardan beri yetiştiriciliği yapılan nane ilaç, gıda ve kozmetik sanayinde oldukça geniş bir kullanıma sahiptir. Aynı zamanda nane ve bileşenleri farklı takımlardan birçok bitki zararlısına karşı test edilmiştir (Pascual-Villalobos ve Robledo, 1998; Lamiri ve ark., 2001; Clemente ve ark., 2003).

Bu çalışmada depolanmış tahıllarda önemli kayıplara neden olan Sitophilus granarius L. ve Sitophilus oryzae L.’nin mücadelesinde farklı nane türlerinden elde edilen uçucu yağların fumigant ve kontak toksisiteleri farklı sıcaklıklarda test edilmiştir. Buna ek olarak uçucu yağlar ile bu zararlılar üzerinde doz-ölüm denemeleri yürütülmüştür.

(10)

2. KAYNAK ÖZETLERİ

Singh ve ark., (1989), 31 uçucu yağın, S. oryzae L.’ye karşı fumigant toksisitelerini, taneleri koruma gücünü ve üremeyi engelleyici etkisini laboratuar koşulları altında araştırmışlar Pinus longifolia Roxburgh.’ dan elde edilen uçucu yağın, uygulamadan 30, 60 ve 90 gün sonra kontroller ile kıyaslandığında, zararlı populasyonunda sırasıyla % 37,5; % 71,2 ve % 86,8 oranında azalmaya neden olduğunu bildirmişlerdir.

Yılmaz ve Kansu (1990), bazı bitkisel yağların (ayçiçeği, aspir, haşhaş ve kolza yağları) S. granarius’a karşı biyolojik etkinlikleri ve koruyucu olarak kullanım olanaklarının araştırıldığını; tüm yağların doğrudan ve buğday tanelerine uygulandıktan sonra buğday biti erginlerine karşı özellikle yüksek dozlarda (5 mg/petri’ de % 89.84 ölüm ve 7-10 ml/ kg tane dozunda ise % 90’ ın üzerinde ölüm) çok etkili bulunduğunu; yağ uygulanmış tanelere bırakılan erginlerin yeni döl veriminin, 7 ml yağ/kg tane dozunda % 100 önlediğini bildirmektedirler. Ayrıca yağ uygulamasından 60 gün sonra bu tanelere bırakılan ergin böceklere, öldürücü etkinin oldukça düşük düzeyde olduğunu ve F1 çıkışının ise özellikle kolza yağıyla önemli oranda (% 94,14) engellendiğini bildirmişlerdir.

Shaaya ve ark. (1991), çeşitli baharat ve şifalı bitkilerden elde edilen 28 uçucu yağın fumigant toksisitesinin ergin R. dominica, Oryzaephilus surinamensis (L.), Tribolium castaneum Herbst ve S. oryzae için tayin edildiğini, etkili maddelerin üç grup altında toplanıp: (1) Terpinen 4-ol, 1.8- cineole bileşikleri ve üç loblu adaçayı, defne ağacı, biberiye ve lavanta çiçeği uçucu yağlarının R. dominica’ ya karşı son derece etkili olduğunu, (2) Linalool, a-terpineol bileşikleri, carvacrol, fare kulağı, fesleğen ve kekik uçucu yağlarının O. surinamensis’ e karşı son derece etkili olduğunu; ve (3) 1.8- cineole bileşiği, anason ve karabiber uçucu yağlarının T. castaneum’ a karşı etkili olduğunu ortaya koymuşlardır.

Helen (1991), Chenepodium ambrosioides L. uçucu yağının C. maculatus, S. oryzae, Lasioderma serricorne (F.) ve T. confusum erginlerine uzaklaştırıcı etki ve

(11)

toksisitesinin incelendiğini, yağın topikal uygulamasının C. maculatus’a toksik olduğunu (40 µg/böcek te % 100 ölüm), L. serricorne (50 µl/böcek te % 92,5 ölüm)’ye oldukça toksik, S. oryzae’ye orta derecede toksik (50 µl/böcek te % 52,5 ölüm) ve 50 µl/böcek T. confusum’ a çok az toksik olduğunu bildirmektedir. Ayrıca yağın buğday yüzeyine uygulandığında S. oryzae’ye çok yüksek uzaklaştırıcı etkili olduğunu, buğday ve bezelyeye sırasıyla 2000 ve 1000 ppm dozlarında uygulandığında S. oryzae ve C. maculatus bulaşmalarını azalttığını saptamıştır.

Saraç ve Tunç (1995), yapmış oldukları çalışmada Pimpinella anisum L., Eucalyptus camaldulensis Dehnh., Thymbra spicata var. spicata L. ve Satureja thymbra L. bitkilerinden elde edilen uçucu yağların; T. confusum ve S. oryzae’nin erginlerine, Ephestia kuehniella Zeller’nın ise larvalarına karşı olan toksik etkilerini araştırmışlardır. Test edilen uçucu yağlardan yalnızca anasonun, T. confusum’a karşı 5 günlük maruz bırakma süresinden sonra % 95’ten fazla ölüme neden olduğunu, bütün uçucu yağların ise S. oryzae erginlerine karşı kaçırıcı özelliğe sahip olduğunu saptamışlardır.

Huang ve ark. (1997), buhar distilasyon yöntemi kullanarak küçük hindistan cevizi ağacı tohumlarından elde ettikleri uçucu yağların, depolanmış ürün zararlıları olan, T. castaneum ve Sitophilus zeamais Motsch.’a karşı kontak, fumigant ve beslenmeyi durdurucu etkilerini araştırmışlardır. Kontak etki çalışmalarında S. zeamais erginlerinin, T. castaneum erginlerinden yaklaşık 10 kat daha hassas olduğu tespit edilmiştir (LD50 değerleri sırasıyla 1,7 mg/cm² ve 18 mg/cm²). Ancak fumigant etki çalışmalarında S. oryzae erginlerinin T. castaneum erginlerinden sadece 1,7 kez daha hassas olduğu saptanmıştır (LD50 değerleri sırasıyla 4,5 mg/cm² ve 7,7 mg/cm²).

Huang ve ark. (2000), Elletaria cardamomum (L.)’dan elde ettikleri uçucu yağların kontak, fumigant ve beslenmeyi durdurucu etkilerini S. zeamais ve T. castaneum’da denemişlerdir. Kontak etki denemelerinde S. zeamais ve T. castaneum uçucu yağlara karşı eşit duyarlılık göstermişlerdir. S. zeamais için LD50 değerinin 56 µg/ mg böcek, T. castaneum için ise 52 µg/mg böcek olduğu bildirilmektedir. Fumigant etki çalışmalarında S. zeamais erginlerinin T. castaneum erginlerine oranla 2 kat daha fazla duyarlı olduğunu saptamışlardır. Cardomon yağının uygulanması sonucu T. castaneum

(12)

yumurtalarının açılma oranlarının önemli derecede düştüğü aynı zamanda ergin çıkışını da etkilediği bildirilmiştir.

Tripathi ve ark. (2000), Mentha arvensis, M. citrata, M. piperita ve M. spicata gibi nane türlerinden elde edilen uçucu yağların ve bunların içinde bulunan menthone, menthol, linalool, linalyl acetate, menthofuran, limonene ve l-carvone bileşiklerinin T. castaneum ve C. maculatus’a karşı fumigant etkisini araştırmışlardır. Test edilen aromatik kimyasalların hepsinin C. maculatus’a T. castaneum’dan daha etkili olduğunu ve sıvı menthol bileşiğinin en etkili fumigant olduğunu tespit etmişlerdir. M. arvensis ve M. piperita uçucu yağları ile menthone, linalyl acetate, menthofuran, l-carvone bileşiklerinin ise her iki zararlıya karşı fumigant etki gösterdiklerini bildirmişlerdir.

Bekele ve Hassanali (2001), Ocimum kilimandscharicum Baker ve O. kenyense Ayob’den elde ettikleri uçucu yağları S. zeamais ve R. dominica’ya karşı toksisitelerini araştırmışlardır. Yapılan bu çalışmada O. klimandscharicum’dan elde edilen yağların S. zeamais ve R. dominica’da %100 ölüme neden olduğu bildirilmiştir.

Varma ve Dubey (2001), Caesulia axillaris Roxb ve M. arvensis’den elde ettikleri uçucu yağları S. oryzae ve T. castaneum’da test etmişlerdir. 1300 ve 600 ppm. dozunda C. axillaris ve M. arvensis uçucu yağlarının uygulanması sonucunda S. oryzae ve T. castaneum’un yağlarla muamele edilmiş buğday örnekleriyle 12 ay boyunca beslenmediği tespit edilmiştir.

Lee ve ark. (2001a), farklı bitkilerden elde edilmiş 18 uçucu yağın toksisitelerini S. oryzae üzerinde denemişler, ökaliptus’dan elde edilen uçucu yağın yüksek derecede toksik ve LD50 değerinin 28,9 µl/l hava oranında olduğu tespit edilmişlerdir. Ökaliptus uçucu yağlarının içinde bulunan 1,8-cineole’ün en etkili kısım olduğu ve bununda LD50 değerinin 23,5 µl/l hava olduğunu bildirmişlerdir.

Lee ve ark. (2001b), Kore’de yetişen 16 baharat ve tıbbi bitki türünü S. oryzae’ye karşı denemişlerdir. En yüksek etkiye sahip olan M. arvensis var piperascens (L.) (LD50=45,5 µL litre ˉ¹ hava) olmuştur. Bitkiden elde edilen Menthol, Menthone, Limonene, Linanol,

(13)

ve -Pinene test edildiğinde en yüksek etkiye sahip yağ Menthone (LD50=12,7 µL/litre hava) bulunmuştur. Methone’yi Linalol (LD50=39,2 µL/litre hava) ve -Pinene (LD50=54,9 µL/litre hava)’nin takip ettiğini tespit etmişlerdir.

Tapondjou ve ark. (2002), yaptıkları çalışmada Chenopodium ambrosioides L. yapraklarından elde ettikleri uçucu yağı altı depolanmış ürün zararlısı (Prostephanus truncatus (Horn), C. chinensis L., C. maculatus, A. obtectus, S. granarius, ve S. zeamais)’na karşı denemişlerdir. C. maculatus ve S. oryzae dışındaki denemede kullanılan diğer böceklere 24 saat sonunda, 0,2 µl/cm²’lik dozda % 80’in üzerinde etkiye sahip olduğunu saptamışlardır. S. zeamais diğer tüm test edilen böceklerle karşılaştırıldığında 0,2 ve 0,8 µl/cm² dozlar, 24 saat sonra, sırasıyla % 5 ve % 20 etki göstermiş ve sonunda en hassas olanı bulunmuştur.

Kim ve ark. (2003), 5 uçucu yağın S. oryzae ve C. chinensis ’deki kontak ve fumigant etkileri araştırılmıştır. Cinnamonum cassia Presl., Cocholeria aroracia Linne ve Brassica juncea (L.) yağlarının insektisidal aktivite gösterdiği bildirilmektedir. S. oryzae erginlerinin uçucu yağların fumigant etkisinden diğer türle karşılaştırıldığında çok daha fazla etkilendiğini ortaya koymuşlardır.

Park ve ark., (2003), Chamaecyparis obtusa (Siebold & Zucc.)’dan elde ettikleri uçucu yağı ve bu yağın içerisinde bulunan yedi bileşeni, C. chinensis (L.) ve S. oryzae’da test etmişlerdir. C. obtusa yapraklarından elde edilen uçucu yağın kontak etkisine bakılmış ve C. chinensis’te 24 saat sonunda, 0,26 mg/cm² dozda % 97, S. oryzae’da 48 saat sonunda 0,26 mg/cm² dozda % 80 ölüm meydana getirmiştir. C. obtusa’dan elde edilen bileşenlerden Bornyl acetate, (+)-Limonene, -Phellondrene ve Terpinolene’nin kontak etkisine bakılmış ve 0,1 mg/cm² dozda sırasıyla % 97, % 60, %97 ve % 87 ölüm saptanmıştır. Bornyl acetate ve Terpinolene ile S. oryzae’ya karşı fumigant etki denemesi yapılmış ve 0,6 mg/cm² dozda, Terpinolene 2 gün sonunda %100 etki göstermiş, Bornyl acetate 3 gün sonunda % 100 ölüm meydana getirmiştir.

Lee ve ark. (2004), Myrtaceae familyasındaki bitkilerden elde ettikleri uçucu yağların fumigant etkilerini, S. oryzae, T. castaneum ve R. dominica’da test emişlerdir.

(14)

Eucalyptus nicholii Maiden & Blakely , E. codonocarpa Blakely & McKie , E. blakelyi Maiden, Callistemon sieberi DC., Melaleuca fulgens R.Br. ve M. armillaris Sm.’dan elde edilen uçucu yağların S. oryzae’ye karşı denenmesinin sonucunda LD50 değerinin 19,0-36,6 µl/l hava dozunda olduğu tespit edilmiştir.

Tapondjou ve ark. (2005), E. saligna Sm. ve Cupressus sempervirens L.’den elde edilen yağların S. zaemais ve T. confusum üzerindeki kontak etkilerine bakmışlardır. S. zeamais için LD50 değerleri karşılaştırıldığında Ökaliptus yağı (LD50=0,36 ml/cm²), Cupressus yağına oranla (LD50=0,84 ml/cm²) daha etkili olduğu saptanmıştır.

Kordali ve ark. (2006) yaptıkları çalışmada üç farklı Artemisia türünden su distilasyonu metodu ile elde ettikleri uçucu yağların fumigant etkilerini S. granarius üzerinde test etmişlerdir. S. granarius erginlerinin 9 µl/l hava dozunda 48 saat süreyle fumigant etkiye maruz bırakıldıklarında tüm yağların % 80-90 oranında etki gösterdiğini saptamışlardır. Bu bitkilerin izolasyonuyla elde edilen bileşenlerin S. granarius üzerindeki etkilerini test ettiklerinde 1,8-cineole ve terpinen-4-ol’ün % 100 oranında ölüm meydana getirdiğini gözlemlemişlerdir.

Nagehban ve ark. (2007) Artemia sieberi Besser’ den elde ettikleri uçucu yağın C. maculatus Fabricius, S. oryzae L. ve T. castaneum Herbst üzerindeki fumigant etkisini test etmişlerdir. Yapılan denemeler sonucunda böcekler 37 µL/L doza 24 saat süreyle maruz bırakıldıklarında % 100 ölümler meydana gelmiştir. C. maculatus’un S. oryzae ve T. castaneum a göre daha hassas olduğunu belirlemişlerdir. Yapılan doz-ölüm çalışmalarında LC50 değerleri sırasıyla C. maculatus için 1,45 µL/L, S. oryzae için 3,86 µL/L ve T. castaneum için 16,76 µL/L olarak saptanmıştır.

(15)

3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Kullanılan Bitkiler ve Tanımları

3.1.1. Mentha spicata L (Nane) (Labiatae)

Çok yıllık bir bitkidir ve morfolojik özellikler bakımından farklılıklar göstermektedir. Kokuları oldukça değişkendir ve güzel kokulu olanları baharat olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin boyu 44-102 cm arasında değişir ve rizomları toprak altında bulunur. Bitkiler genelde canlı yeşil renktedir. Uçucu yağında bol miktarda karvon içerir (Telci, 2004).

Şekil 1. Mentha spicata L. bitkisi (Anonim, 2008a)

3.1.2. Mentha piperita L. (Nane) (Labiatae)

İngiliz nanesi olarak tanınan bitki melez bir bitki olmakla beraber özellikle İngiltere ve Kuzey Amerika’da üretilmiş daha sonra tüm Avrupa’ya yayılmıştır.

Çok yıllık bir bitkidir. Toprak üstü ve toprak altında çok sayıda uzun sürgünleri yayılır. Normal şartlarda 40-70 cm çok iyi şartlarda 100 cm yükselebilir. 4 köşeli yan dallar çıplak veya çok ince tüylerle kaplıdır. Ana yapraklar 0,5 – 1,5 cm uzunluğunda saplara sahiptir. Yapraklar genellikle 2 - 7 cm uzunluk ve 1 – 3 cm genişliktedir. Yaprak kenarları hafif dişlidir. Yaprakların özellikle alt kısımlarında ve damar kenarlarında

(16)

tüyler bulunmaktadır. Uçucu yağında menthol ve menthone oranları yüksektir (Ceylan,

1987).

Şekil 2. Mentha piperita L. bitkisi (Anonim, 2008b)

3.2. Kullanılan Böcekler ve Tanımları

3.2.1. Sitophilus granarius (L.) (Buğday biti)

Ergin, parlak koyu kahve veya esmer renkli, baş ucunda bir çift kuvvetli mandibula bulunan hortumla sonlanır, pronotum ve elitra üzerinde oval, derin çukurcuklar, kısa, sık ve sarımsı tüyler bulunmakta, pronotum üzerindeki çukurcuklar dağınık, elitra üzerindeki çukurcuklar, ardı ardına gelerek çizgiler oluşturmakta, arka kanatlar bulunmadığı için uçma yeteneği bulunmamaktadır. Büyüklüğü 3-5 mm dir (Yıldırım ve ark, 2001).

(17)

Şekil 3. Sitophilus granarius L. (Anonim, 2008c)

3.2.2. Sitophilus oryzae (L.) (Pirinç biti)

Ergin, parlak koyu kahve veya esmer renkli, baş ucunda bir çift kuvvetli mandibula bulunan hortumla sonlanır. Her bir elitron üzerinde ikişer adet turuncu leke bulunmaktadır. Arka kanatların gelişmiş olmasından dolayı uçabilmektedir. Pronotum’un üzerindeki çukurcuklar yuvarlak ve muntazam sıralar halinde dizilmiştir ve 2.5-4 mm boyundadır (Yıldırım ve ark, 2001).

(18)

3.3. Böcek Kültürlerinin Yetiştirilmesi

Denemede kullanılan S. oryzae ve S. granarius erginleri Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü’ne ait stok kültürlerinden elde edilmiştir. S. granarius, ve S. oryzae erginlerinin yetiştirilmesinde 3 litrelik cam kavanozlar kullanılmış ve kavanozların ağızları paket lastiği yardımıyla tül ile kapatılmıştır. Hazırlanan böcekler kavanozlara alınarak 27±2 °C sıcaklıkta karanlık iklim odasında muhafaza edilmiştir.

S. granarius ve S. oryzae’ dan tek yaşta populasyonlar elde etmek için 3 litrelik kavanozlar 1/3 oranında temiz buğday ile doldurulmuştur. Ergin dişi ve erkekler 48 saat süreyle bu kavanozlar içine alınarak yumurtlamaya bırakılmıştır. 48 saat sonunda ergin bireyler kavanozlardan uzaklaştırılmış ve sadece yumurtaların kalması sağlanmıştır. Bu kültürler yukarda belirtilen şartlarda inkübe edilerek ergin çıkışları beklenmiştir. 45 gün içerisinde yeni nesil ergin bireyler çıkmıştır. Biyolojik testlerde yeni çıkan ergin bireyler kullanılmıştır.

3.4. Bitki Materyallerinden Uçucu Yağların Elde Edilmesi

Çizelge 1. Uçucu yağı çıkarılacak bitkiler ve elde edileceği kısımlar Sıra

no

Türkçe

ismi Latince ismi Familya

Uçucu yağ elde edilecek kısım

1 Nane Mentha piperita L. Labiatae Yeşil aksam

2 Nane M. spicata L. Labiatae Yeşil aksam

İki nane türünün de uçucu yağları 35 ˚C de kurutulmuş yapraklarından elde edilmiştir. Uçucu yağ elde etmek için bitkiler, çiçeklenme dönemlerinde hasat edilmiş ve etüv içerisinde 35˚C’de sabit ağırlığa gelinceye kadar kurutulmuştur. Kurutulmuş bitkilerde yapraklar ayrılarak destilasyona hazır hale getirilmiştir. Kuru örneklerden uçucu yağ, su destilasyonu ile belirlenmiştir (1:10 w/v). Bu amaçla Neo-clevenger aparatı kullanılmıştır (Bruneton, 1999).

(19)

Uçucu yağların destilasyonunda 20 gr kuru yaprak 500ml’lik şilifli balonlar içerisine alınmıştır. Üzerlerine 200 ml su ilave edilmiş ve 2 saat süreyle destilasyon işlemi gerçekleştirilmiştir.

Elde edilen uçucu yağlar, denemede kullanılıncaya kadar ağzı sıkıca kapatılmış cam tüpler içerisinde buzdolabında +4C’de saklanmıştır (Marotti ve ark., 1996).

(20)

3.5. Tek Doz Denemeleri

3.5.1. Tek Doz Fumigant Etki Denemeleri

Deneme için 65 ml hacimli ve sıkıştırmalı kapaklı cam tüpler kullanılmıştır. Whatman filtre kağıdından 20 mm lik diskler kesilmiştir. Bu diskler bir toplu iğne vasıtasıyla denemede kullanılan cam tüplerin kapaklarına sabitlenmiştir. Uçucu yağlar aseton ile % 10 luk uçucu yağ/aseton (v/v) karışımı olacak şekilde seyreltildikten sonra GilsonTM pipet yardımıyla 150µl olacak şekilde filtre kağıtlarına emdirilmiştir. Emdirme işlemi tamamlandıktan sonra kapaklar, çözücü olarak kullanılan asetonun uçması için 5 dakikalık bir süre bekletilmiş ve bu süre sonunda kapaklar tüplerin üzerine kapatılmıştır. Cam tüpler, kapaklar yerleştirmeden önce S.oryzae ve S. granariıus için daha önceden yıkanarak kurutulmuş olan 10 gr buğday ile doldurulmuş ve her bir cam tüpte 20 ergin böcek olacak şekilde hazırlanmıştır. Denemeler tesadüfi blok deneme desenine göre kurulmuş olup her bir muamele üç defa tekerrür edilmiştir. Kontrolde 150 µl/l dozunda aseton kullanılmıştır. Böcekler 24 saat boyunca 5, 10, 15, 20, 25 ve 30ºC olmak üzere 6 farklı sıcaklık değerinde inkube edilmişlerdir. Yirmi dört saat sonunda ilk ölüm sayımlar yapılmış, ölü böcekler uzaklaştırılarak diğer böcekler içersinde temiz buğday olan 65 ml cam tüplere aktarılarak yukarıda belirtilen koşullarda tutulmuşlardır. Ölüm oranları 24 saat aralıklarla 3 gün süreyle kayıt altına alınmıştır.

3.5.2. Tek Doz Kontak Etki Denemeleri

Bu çalışma için 65 ml hacmine sahip cam tüpler kullanılmıştır. Uçucu yağlar yukarıda belirtildiği gibi aseton ile % 10 uçucu yağ/aseton (v/v) karışımı olacak şekilde seyreltilmiştir ve uçucu yağ için 1 µl/böcek olacak şekilde micro-aplicator yardımıyla böceğin abdomeninin ventralinden uygulanmıştır. Her tekerrür için 20 adet böcek kullanılmış ve deneme 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Uygulama yapılan böcekler daha önceden yıkanarak kurutulmuş olan 10 gr buğday ile doldurularak 65 ml’lik tüplere transfer edilmişlerdir. Cam tüplerin ağızları tül ile kapatılarak böcekler; 5, 10, 15, 20, 25, ve 30ºC olmak üzere 6 farklı sıcaklık değerinde inkube edilmişlerdir. Muamele sonuçları 24 saat aralık ile 3 gün süreyle takip edilmiş ve ölü birey sayıları

(21)

kayıt altına alınmıştır. Deneme tesadüfi blok deneme deseninde kurulmuş olup her bir blokta muameleler ve kontrol bulunmaktadır. Kontrolde 1 µl/l dozunda aseton kullanılmıştır.

3.6. Doz-Ölüm Denemeleri

3.6.1 Fumigant Etki için Doz-Ölüm Denemeleri

Tek doz denemeleri sonunda elde edilen sonuçlara göre doz ölüm denemeleri yapılmıştır. Denemeler yukarıda ayrıntılı şekilde yazıldığı gibi yürütülmüştür. Bu çalışmada tek doz denemelerinde S. oryzae ve S. granarius’a karşı fumigant etki gösterdiği saptanan M. spicata ve M. piperita’dan elde edilen uçucu yağlar 10C, 20C ve 30C’de denenmiştir. Çalışmada S. oryzae için yapılan doz-ölüm çalışmalarında her iki bitki uçucu yağı içinde 154; 77; 15,4; 1,54; 0,77 µl/l’lik dozlar kullanılmıştır. M. spicata’nın S. granarius üzerindeki fumigant etkinliği için 154; 38,5; 15,4; 1,54; 0,77 µl/l, M. piperita’nın S. granarius üzerindeki etkinliği için ise 308; 77; 30,8; 3,08; 0,31µl/l uygulama dozları kullanılmıştır. Deneme tesadüf blokları deneme deseninde kurulmuş olup her bir blok test edilen tüm dozları ve kontrolü içermektedir. Böcekler kontrolde belirtilen dozlarda aseton ile muamele edilmiştir. Tüm deneme üç kez tekrarlanmıştır.

3.6.2 Kontak Etki için Doz-Ölüm Denemeleri

Tek doz denemeleri sonunda yüksek oranda etki gösterdiği saptanan bitkiler ile doz ölüm denemeleri yukarıda ayrıntılı biçimde yazıldığı gibi yürütülmüştür. Kontak etki doz-ölüm denemelerinde S. oryzae ve S. granarius’a karşı yüksek oranda kontak etki gösterdiği saptanan M. spicata ve M. piperita’dan elde edilen uçucu yağlar 10C, 20C ve 30C’de bu böcekler üzerinde test edilmiştir. Kontak etki çalışmaları 308; 154; 77; 30,8; 3,08 µl/l dozlarında uygulanmıştır. Yalızca M. spicata, S. granarius üzerinde test edilirken 308; 154; 38,5; 15,4; 1,54 µl/l dozları kullanılmıştır. Çalışma tesadüfi bloklar

(22)

deneme deseninde kurulmuş olup her bir blok test edilen tüm dozları ve kontrolü içermektedir. Böcekler kontrolde belirtilen dozlarda aseton ile muamele edilmiştir. Tüm deneme üç kez tekrarlanmıştır.

3.7. İstatistiksel Analizler

Tek-Doz tarama testlerinde alınan sonuçlar ilk önce % ölüm değerlerine çevrilmiş daha sonra arcsin transformasyonuna tabi tutulmuştur. Oluşan değerler varyans analizi ve bunu takip eden Tukey çoklu karşılaştırma testiyle analiz edilmiştir. Sıcaklığın bitki uçucu yağlarının toksisiteleri üzerindeki etkileri varyans analizi yöntemiyle test edilmiştir. Tüm istatistiksel analizler MİNİTAB Release 14 paket programı yardımıyla yürütülmüştür (McKenzie ve Goldman, 2005).

Doz-ölüm deneme sonuçları Polo-PC probit paket programı (LeOra, 1994) yardımıyla analiz edilerek, LC50, LC90 ve fudicial limitler belirlenmiştir.

(23)

4. BULGULAR

Bu çalışmada iki farklı nane türü (M. spicata ve M. piperita)’nden elde edilen uçucu yağların iki önemli depo zararlısı olan S. granarius ve S. oryzae üzerindeki kontak ve fumigant etkileri farklı sıcaklıklarda araştırılmış olup araştırma sonuçları aşağıdaki gibidir.

4.1.1. Uçucu Yağların Sitophilus granarius’a Fumigant Etkileri

S. granarius üzerinde fumigant etkileri test edilen uçucu yağlar farklı sıcaklık derecelerinde zararlı üzerinde ölümlere neden olmuştur. En yüksek aktivite 30C’de görülmüş olup bunlar istatistiksel olarak kontrolden farklıdırlar (F=56,89; sd=3,4; P<0,05). Test edilen uçucu yağlardan M. spicata 48 saat sonunda 30C’de % 98,9 ile en yüksek fumigant aktiviteyi göstermiştir. 30C’de M. piperita’da ise bu etki % 97,6 olarak tespit edilmiştir. M. spicata’nın etkinliği 25C’de % 66,3; 20C’de ise % 73,8 olarak saptanmıştır. Aynı uçucu yağ için, sıcaklığın 15C’ye düşmesiyle beraber ölüm oranı % 1,7’ye kadar gerilemiştir. M. piperita’dan elde edilen uçucu yağ 30C’nin dışındaki test edilen diğer sıcaklık değerlerinde düşük oranlarda fumigant toksisite göstermiştir (Çizelge 2). Yapılan çalışmada 5C’deki denemelerde kontrolde yüksek oranda ölümler görülmesi nedeniyle, veriler değerlendirmeye alınmamıştır.

Kimyasal standart olarak kullanılan DDVP, denemede kullanılan uçucu yağlarla karşılaştırıldığında 30C ’nin dışındaki diğer sıcaklık değerlerinde, istatistiksel olarak önemli derecede yüksek ölümlere neden olmuştur. 30C’de ise muameleler arasında istatistiksel olarak herhangi bir fark tespit edilmemiştir (Çizelge 2).

Sıcaklığın, M. spicata dan elde edilen uçucu yağın buğday bitine olan fumigant toksisitesi üzerinde etkisi olduğu saptanmış olup, % ölüm oranı 10 C % 0,4 den 30 C de % 98,9’a çıkmıştır ve sıcaklıklar arasında uçucu yağın toksisitesi bakımından istatiksel olarak önemli ölçüde fark bulunmaktadır (F=12,46; sd=4,5; P<0,05). Sıcaklık,

(24)

M. piperita’nın fumigant toksisitesi üzerinde de etkili bulunmuştur. Bu bitkiden elde edilen uçucu yağ 10-25C arasında düşük oranda ölümlere neden olurken , sıcaklık 30C’ye yükselttiğinde ölüm oranı aniden % 97,6’ya yükselmiştir.

Çizelge 2. M. spicata ve M. piperita den elde edilen uçucu yağların farklı sıcaklıklarda S.

granarius’a olan fumigant toksisiteleri.

Muamele

Kontrol Mentha spicata Mentha piperita DDVP

Sıcaklık % Ölüm±Standart hata % Ölüm±Standart hata % Ölüm±Standart hata % Ölüm±Standart hata 10 ºC 0,00±0,00 b1A2 0,41±2,05 b B 0,29±1,20 b B 100,00±0,00 a A 15 ºC 0,00±0,00 bA 1,70±4,25 b B 3,37±6,87 b B 100,00±0,00 a A 20 ºC 0,00±0,00 cA 73,80±1,62 b AB 1,65±5,43 c B 100,00±0,00 a A 25 ºC 0,00±0,00 cA 66,29±0,96 b AB 3,81±2,79 c B 100,00±0,00 a A 30 ºC 0,00±0,00 bA 98,85±2,72 a A 97,55±1,15 a A 100,00±0,00 a A

1Aynı satırdaki ortalamaları takip eden farklı harfler, ortalamaların istatistiksel olarak önemli

derecede farklı olduğunu gösterir (Anova P<0,05, Tukey test).

2Aynı sütündaki ortalamaları takip eden farklı harfler, ortalamaların istatistiksel olarak önemli

derecede farklı olduğunu gösterir (Anova P<0,05, Tukey test).

4.1.2. Uçucu Yağların S. granarius’a Fumigant Etki Doz-Ölüm Denemeleri

Uçucu yağlar ile S. granarius üzerinde farklı sıcaklıklarda yapılan doz ölüm denemelerinde, tek doz tarama çalışmalarında olduğu gibi en yüksek etki 30C’de M. spicata’da saptanmış olup LC50 değeri 4,6 µl/ml olarak tespit edilmiştir. Sıcaklığın 20C’ye düşürülmesi durumunda % 50 oranında buğday bitini öldürmek için gerekli olan doz 161,9 µl/ml’ye çıkmıştır.

M. piperita ile 30C’de yapılan doz ölüm denemelerinde LC50 ve LC90 değerleri sırasıyla 10,3 µl/ml ve 41,3 µl/ml olarak hesaplanmıştır 30C’deki iki uçucu yağın etkinlikleri karşılaştırıldığında, hem LC50 hem de LC90 değerleri arasında istatistiksel olarak önemli ölçüde fark olup M. spicata’nın daha etkin olduğu bulunmuştur (Çizelge 3).

(25)

Çizelge 3. M. piperita ve M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağların farklı sıcaklıklarda S.

granarius’a fumigant etki doz ölüm denemesi sonuçları

Muamele C Slope±StandartHata LC50 (µl/ml)

(Fudicidal Limit) LC90 (µl/ml) (Fuducidal Limit) 10 0,96±0,34 4×102 (79,4-1,6×106) 8,7×10 3 (515,52--) 20 1,10±0,28 1,1×102 (44-16,1×102) 1,6×102 (2,7×102-3,2×105) M. piperita 30 2,12±0,28 (8,12-13,59)10,3 (27,5-78,6)41,3 10 0,47±0,22 27,8 ( - ) 0,15 ( - ) 20 1,05±0,34 161,9 (42,7-4,1×102 27×102 (2,5×102-8,1×107) M. spicata 30 3,97±0,49 (3,78-5,69)4,59 (7,5-13,95)9,66

4.1.3. Uçucu Yağların Sitophilus granarius’a Kontak Etkileri

Uçucu yağların S. granarius’a olan kontak etkileri test edildiğinde M. spicata yüksek oranda ölüme neden olmuş olup, ölüm oranları sıcaklığa bağlı olarak % 83,3 ile % 96,7 oranlarında değişiklik göstermektedir. M. spicata’nın kontak toksisitesi tüm sıcaklıklarda kontrolden istatistiksel olarak farklı iken, M. piperita’da 20 ve 30C’de farklılık göstermiştir. M. spicata’nın kontak toksisitesinin sıcaklığa bağlı olarak değişmediği belirlenmiş olup, farklı sıcaklıklarda bu uçucu yağın toksisiteleri arasında istatistiksel olarak önemli bir fark yoktur.

M. spicata en yüksek kontak etkisini istatistiksel olarak kontrolden farklı olarak % 96,7 ile 15C’de göstermiştir (F=75,70; sd=2,3; P<0,05). Aynı bitkinin benzer şekildeki etkisi 25C’de % 95,6 ve 30C’de % 95,1 olarak gözlemlenmiştir. Bu değerleri takiben 20C’de % 93,3; 10C’de ise % 83,3 oranlarında kontak etki tespit edilmiştir (Çizelge 4).

M. piperita tüm test edilen sıcaklıklarda % 60 dan fazla ölümlere neden olmuş olup ilginç olarak en yüksek ölüm oranına 10C’de ulaşılmıştır (Çizelge 4). Sıcaklığın bu bitkiden elde edilen uçucu yağın toksisitesi üzerinde etkili olmadığı saptanmıştır.

(26)

Çizelge 4. M. spicata ve M. piperita’dan elde edilen uçucu yağların farklı sıcaklıklarda S.

granarius’a olan kontak toksisiteleri.

Muamele

Kontrol Mentha spicata Mentha piperita

Sıcaklık % Ölüm±Standart hata % Ölüm±Standart hata % Ölüm±Standart hata 10 ºC 0,00±0,00 b1A2 83,33±0,00 a A 77,47±2,89 a A 15 ºC 0,00±0,00 b A 96,67±0,00 a A 63,88±3,91 a A 20 ºC 0,00±0,00 c A 93,33±0,00 a A 58,58±2,83 b A 25 ºC 0,00±0,00 b A 95,64±0,37 a A 63,33±0,00 a A 30 ºC 0,00±0,00 c A 95,14±0,30 a A 68,35±0,06 b A 1

Aynı satırdaki ortalamaları takip eden farklı harfler, ortalamaların istatistiksel olarak önemli derecede farklı olduğunu gösterir (Anova P<0,05, Tukey test).

2Aynı sütündaki ortalamaları takip eden farklı harfler, ortalamaların istatistiksel olarak önemli

derecede farklı olduğunu gösterir (Anova P<0,05, Tukey test).

4.1.4. Uçucu Yağların S. granarius’a Kontak Etki Doz-Ölüm Denemeleri

Doz–ölüm kontak etki denemelerinde M. spicata ve M. piperita’dan elde edilen uçucu yağların etkinliği S. granarius’a karşı değerlendirilmiş ve 48 saat sonunda M. spicata S. granarius’a karşı en yüksek aktiviteyi 20C’de göstermiş olup LD50 ve LD90 değerleri sırasıyla 0,12 µl/böcek ve 0,29 µl/böcek olarak saptanmıştır. Bu sıcaklık değerini 10C’de ki aktivite takip etmiş ve LD50 değeri 0,15 µl/böcek olarak bulunmuştur. 30C’de ise değerlendirme yapılamamıştır (Çizelge 5).

M. piperita’nın S. granarius için en yüksek aktiviteyi 30C’de gösterdiği saptanmıştır. M. piperita’nın 30C’de LD50 değeri 0,11 µl/böcek ve LD90 değeri 0,33 µl/böcek olarak hesaplanmıştır. LD50 değeri 10C’de ise 0,17 µl/böcek olarak bulunmuştur. 20C’de ise değerlendirme yapılamamıştır.

(27)

Çizelge 5. M. piperita ve M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağların farklı sıcaklıklarda S.

granarius’a kontak etki doz ölüm denemesi sonuçları.

C Slope±StandartHata LC50 (µl/böcek)

(Fudicidal Limit) LC90 (µl/böcek) (Fuducidal Limit) 10 1,98±0,23 0,17 ( - ) 0,75 ( - ) 20 2,85±0,29 * * M. piperita 30 2,69±066 0,11 (0,08-0,15) 0,33 (0,22-0,76) 10 2,18±0,26 (0,13-0,20)0,15 (0,42-1,06)0,60 20 3,21±0,38 0,12 (0,10-0,13) 0,29 (0,24-0,40) M. spicata 30 2,53±0,20 * * *Hesaplanamamıştır.

4.1.5. Uçucu Yağların Sitophilus oryzae’ye olan Fumigant Etkileri

Uçucu yağların S. oryzae ile olan fumigant toksisite çalışmaları sonucunda, yağların etkinliğinin sıcaklığa paralele olarak artığı ve 30C de her iki uçucu yağında en yüksek aktiviteyi gösterdiği saptanmıştır. Muamelelerin tümü kontrolden istatiksel olarak önemli ölçüde farklı olup, M. spicata ve DDVP uygulamalarından kaynaklanan ölüm oranları M. piperita dan da önemli oranda farklıdır (F=200,16; sd=3,4; P<0,05). (Çizelge 6). Sıcaklığa bağlı olarak M. spicata toksisitesi artış göstermiş olup 20C’de yalnızca % 56,7 oranında ölüme neden olurken bu oran sıcaklığın 25C’ ye yükseltilmesi durumunda % 96.3 ve 30C de yükseldiğinde de % 99,7 olmuştur.

M. piperita’nın S. oryzae’ ye olan fumigant toksisitesi sıcaklığa bağlı olarak ilginç bir değişim göstermiştir. 10C’de bu bitkinin uçucu yağdan kaynaklanan ölüm oranı % 14,3 olarak bulunmuş olup. Bu değer 15C de % 7.3’e gerilemiş fakat sıcaklığın 25C ye yükseltilmesi durumunda de ölüm oranı % 44,8 daha da yükseltilerek 30C olması durumunda % 83,9 oranına çıkmıştır.

Kimyasal standart olarak test edilen DDVP’nin tüm sıcaklıklarda % 100 ölüme neden olduğu ve 25 ve 30C’de M. spicata uygulaması sonucu oluşan ölüm oranları hariç

(28)

denemede kullanılan diğer muamelelerden tüm sıcaklık değerlerinde istatistiksel olarak farklılık gösterdiği saptanmıştır (Çizelge 6).

Test böceği olarak kullanılan S. oryzae’de 5C’de denemelere tabi tutulmuş fakat kontrolde yüksek oranda ölüm gözlenmesi sebebiyle, bu sıcaklıktaki sonuçlar değerlendirmeye alınmamıştır.

Çizelge 6. M. spicata ve M. piperita’dan elde edilen uçucu yağların farklı sıcaklıklarda S.

oryzae’ya olan fumigant toksisiteleri

Muamele

Kontrol Mentha spicata Mentha piperita DDVP

Sıcaklık % Ölüm±Standart hata % Ölüm±Standart hata % Ölüm±Standart hata % Ölüm±Standart hata 10 ºC 0,00±0,00 c1A2 13,90±4,11 b B 14,34±1,20 b B 100,00±0,00 a A 15 ºC 0,00±0,00 c A 21,04±1,98 b B 7,27±6,88 b B 100,00±0,00 a A 20 ºC 0,00±0,00 c A 56,69±0,27 b B 6,11±5,43 bc B 100,00±0,00 a A 25 ºC 0,00±0,00 c A 96,31±8,70 a A 44,75±2,79 b B 100,00±0,00 a A 30 ºC 0,00±0,00 c A 99,71±1,72 a A 83,96±1,14 b A 100,00±0,00 a A 1Aynı satırdaki ortalamaları takip eden farklı harfler, ortalamaların istatistiksel olarak önemli

derecede farklı olduğunu gösterir (Anova P<0,05, Tukey test).

2Aynı sütündaki ortalamaları takip eden farklı harfler, ortalamaların istatistiksel olarak önemli

derecede farklı olduğunu gösterir (Anova P<0,05, Tukey test).

4.1.6. Uçucu Yağların S. oryzae’ye Fumigant Etki Doz-Ölüm Denemeleri

S. oryzae üzerinde M. spicata dan elde edilen uçucu yağlar ile 20 ve 30 C de M.

piperita’dan elde edilen uçucu yağ ile de yalnızca 30C de doz-ölüm çalışmaları

yürütülmüştür. Yapılan bu çalışmalar sonucunda 30C’de M. spicata için LC50 2,01 µl/ml ve M. piperita için LC50 37,7 µl/ml olarak hesaplanmıştır. LC50 değerlerine bakıldığında M. spicata’nın istatistiksel olarak M. piperita’ya göre farklı olduğu ve S. oryzae’ye bu sıcaklıkta daha toksik olduğu söylenebilir. 20C’de ise M. spicata LC50 değerlerinin yükseldiği, ve bu değerlerin 67,5 µl/ml olup 30C’de belirlenen LC50 değerinden istatistiksel olarak önemli ölçüde yüksek olduğu saptanmıştır (Çizelge 7).

(29)

Çizelge 7. M. piperita ve M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağların farklı sıcaklıklarda S.

oryzae’ya fumigant etki doz ölüm denemesi sonuçları

Muamele C Slope±StandartHata LC50 (µl/ml)

(Fudicidal Limit) LC90 (µl/ml) (Fuducidal Limit) 10 0,44±0,18 1,8×104 ( - ) 8,5×107 ( - ) 20 0,65±0,19 7,1×102 ( - ) 6,2×104 ( - ) M. piperita 30 0,92±0,15 (16,6-2,15×1037,7 3) 9,3×10 1 (1,8×102-5,2×104) 10 1,04±0,67 3,6×102 ( - ) 6,3×103 ( - ) 20 0,87±0,16 67,5 (23,3-11×102) 2,1×102 (2,5×102-9,98×104) M. spicata 30 2,11±0,20 (0,5-6,9)2,01 (3,03-2,5×108,10 2)

4.1.7. Uçucu Yağların Sitophilus oryzae’ye Kontak Etkileri

Genel olarak değerlendirildiğinde M. piperita’nın 30C’de göstermiş olduğu toksisite dışında, denemede kullanılan uçucu yağların S. oryzae’ye düşük oranda kontak toksisite gösterdiği görülmektedir (Çizelge 8). 10C’deki kontak etkileri çok düşük oranda gözlemlenmiş ve M. spicata’dan elde edilen uçucu yağ % 19,3 ve M. piperita den elde edilen yağ ise % 23,9 ölüme yol açmıştır. Bu iki muamele arasında istatistiksel olarak herhangi bir fark bulunmadığı fakat kontrolden farklı olduğu tespit edilmiştir. (F=96,31; sd=2,3; P<0,05). Buna benzer sonuçlar 15, 20 ve 25C’de de gözlenmiş olup, bu sıcaklılarda muameleler sonucunda oluşan ölüm oranları istatistiksel olarak kontrolden farklıdırlar fakat birbirleri arasında önemli bir fark tespit edilmemiştir (Çizelge 8). M. piperita uçucu yağı 30C de % 72,1 oranlarında ölüme neden olmuş olup bu oran hem M. spicata’ nın bu sıcaklıkta neden olduğu ölüm oranından hem de kontrolden istatistiksel olarak farklıdır (F=88,37; sd:2,3; P<0,05).

Yapılan çalışmalar sonucunda test edilen M. spicata uçucu yağı farklı sıcaklık değerlerinde S.oryzae üzerinde neden olduğu ölüm oranları arasında istatistiksel olarak fark görülmemiştir (F=0,95; sd:4,5; P=0,506). M. piperita’nın pirinç bitine olan kontak toksisitesi sıcaklığa bağlı olarak 10 – 25 C arasında sınırlı oranda değişim gösterirken, sıcaklığın 30C ye çıktığımda ölüm oranı % 73.0 değerine yükselmiş ve bu değer diğer

(30)

sıcaklıklarda görülen ölüm oranlarından istatistiksel olarak farklılık göstermiştir (F=20,94; sd:4,5; P<0,05).

Çizelge 8. M. spicata ve M .piperita’dan elde edilen uçucu yağların farklı sıcaklıklarda S.

oryzae’ya olan kontak toksisiteleri.

Muamele

Kontrol Mentha spicata Mentha piperita

Sıcaklık % Ölüm±Standart hata % Ölüm±Standart hata % Ölüm±Standart hata 10 ºC 0,00±0,00 b1A2 19,31±1,66 a A 23,93±2,30 a B 15 ºC 0,00±0,00 b A 29,68±0,98 a A 23,40±1,29 a B 20 ºC 0,00±0,00 b A 27,51±1,46 a A 11,77±0,40ab B 25 ºC 0,00±0,00 b A 22,46±1,76 a A 27,70±0,87 a B 30 ºC 0,00±0,00 c A 22,46±1,76 b A 73,02±3,15 a A

1Aynı satırdaki ortalamaları takip eden farklı harfler, ortalamaların istatistiksel olarak önemli derecede farklı olduğunu gösterir (Anova P<0,05, Tukey test).

2Aynı sütündaki ortalamaları takip eden farklı harfler, ortalamaların istatistiksel olarak önemli

derecede farklı olduğunu gösterir (Anova P<0,05, Tukey test).

4.1.8. Uçucu Yağların S. oryzae’ye Kontak Etki Doz-Ölüm Denemeleri

Doz–ölüm kontak etki denemelerinde, M. spicata ve M. piperita’dan elde edilen uçucu yağlar S. oryzae üzerinde farklı sıcaklıklarda test edilmiştir. Elde edilen sonuçlar M. spicata’nın 48 saat sonunda S. oryzae de en yüksek aktiviteyi 30C’de gösterdiği saptanmıştır. M. spicata’nın 30C de LD50 değeri 0,07 µl/böcek ve LD90 değeri 0,14ml/böcek olarak bulunmuştur. 20C’de ise LD50 değeri 0,11 µl/böcek olarak hesaplanmış ve 10C’de değerlendirme yapılamamıştır. M. piperita S. oryzae’ye karşı en yüksek aktiviteyi 30C’de göstermiş ve LD50 ve LD90 değerleri sırasıyla 0,07 µl/böcek ve 0,42 µl/böcek olarak saptanmıştır. Bunu 20C’de ki aktivite takip etmiş ve LD50 değeri 0,10µl/böcek olarak bulunmuştur (Çizelge 9).

(31)

Çizelge 9. M. piperita ve M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağların farklı sıcaklıklarda S.

oryzae’ya kontak etki doz ölüm denemesi sonuçları.

Muamele C Slope±StandartHata LC50 (µl/böcek)

(Fudicidal Limit) LC90 (µl/böcek) (Fuducidal Limit) 10 3,37±0,37 0,12 (0,10-0,15) 0,29 (0,22-0,46) 20 4,76±0,50 0,10 (0,09-0,13) 0,20 (0,16-0,29) M. piperita 30 1,66±0,16 (0,03-0,27)0,07 (0,15-54,70)0,42 10 2,59±0,24 * * 20 3,37±0,32 0,11 (0,09-0,12) 0,25 (0,21-0,33) M. spicata 30 3,73±0,32 (0,05-0,07)0,07 (0,12-0,19)0,14

(32)

5. TARTIŞMA VE SONUÇ

Denemeler sonucunda M. spicata’nın hem S. granarius’a hem de S. oryzae’ye özellikle sıcaklığın 20C üzerinde tutulduğunda yüksek oranda toksisite gösterdiği belirlenmiştir. İlginç olarak M. piperita her iki zararlı türe karşı yalnızca 30C’de yüksek oranda aktivite göstermiş olup düşük sıcaklıklarda bu bitkiden elde edilen uçucu yağın neden olduğu ölüm oranı düşük oranda gerçekleşmiştir. Uçucu yağların böceklere olan fumigant toksisiteleri test edilen bitkinin uçucu yağ kompozisyonu tarafından etkilendiği bilinmektedir. Ayni türe ait bitkiden elde dilen uçucu yağların kimyasal kompozisyonunun bitkinin nereden toplandığı, hangi mevsimde toplandığı, ekstraksiyon yöntemi, ekstraksiyon zamanı ve kullanılan bitki kısmı gibi faktörler tarafından etkilendiği bildirilmektedir (Don-Pedro 1996; Lee et al., 2001a,b). Bu nedenle aynı cinse ait olmalarına rağmen bu çalışmada kullanılan M. spicata ve M. piperita’ nın etkinlikleri arasında gözlenen farklılığın uçucu yağların içerikleriyle ile ilgili olduğu düşünülmektedir.

Depo zararlılarının uçucu yağlara karşı olan duyarlılıkları türlere göre değiştiği bilinmekle beraber , yürütülen bu çalışmada M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağlar S. granarius ve S. oryzae ye yüksek oranda toksisite gösterdiği saptanmıştır. Bu sonuçlar bu bitkinin içerdiği uçucu yağların geniş spektrumlu olduğunu ve bunların test edilen böcek türlerini etkilediğini göstermektedir. Benzer sonuçlar Saraç ve Tunç (1995), Shaaya et al. (1997), Lee et al. (2004) tarafından da bildirilmektedir. Özellikle Mentha cinsine ait türlerin içerdiği terpenoidlerin depo zararlısı türlere karşı yüksek oranda fumigant aktivite gösterdiği daha önce Rajendran and Sriranjini (2008) tarafından da bildirilmiştir.

Sıcaklığın uçucu yağların toksisiteleri üzerinde olan etkileri şimdiye kadar çok kısıtlı oranda araştırılmıştır. Genel olarak bu çalışmada sıcaklığın artırılması ile birlikte uçucucu yağların fumigant toksisiteleri artığı gözlemlenmiştir. Diğer bitkilerden elde edilen uçucu yağların depo zararlısı türlerin üzerinde test edilmesi sonucunda çalışmada elde edilen verilere benzer sonuçlar diğer araştırıcılar tarafından da bildirilmektedir( Lee ve ark., 2003; Rajendran and Sriranjini 2008). Bu etkinin sıcaklığın artmasıyla birlikte

(33)

böcek metabolizmasındaki artış ve buna bağlı olarak da kısa sürede etkin olacak maddenin bünyeye alınışı ile açıklanabilir (Nakakita ve Ikenaga, 1997). Chaudhry ve ark., (2004) farklı sıcaklıklarda Lasioderma serricorne’nin fumigant insektisitlerden olan magnezyum phosphine olan duyarlılıklarını ölçmüş ve sıcaklık 5C den 25 C’ye çıkarıldığında zararlının solunum düzeyinin artığını ve buna bağlı olarak da daha fazla miktarda phosphine maruz kalarak kısa bir sürede öldüğünü bildirmektedirler. Buna ilaveten uçucu yağların sıcaklık arttıkça daha hızlı bir şekilde gaz haline geçmesi ve test edilen atmosferde yüksek konsantrasyonlara ulaşması nedeniyle, böceklerdeki ölüm oranının artışı ile açıklanabilir.

Şimdiye kadar uçucu yağlar ile yapılan çalışmalarda genellikle uçucu yağların zararlılar üzerindeki fumigant aktiviteleri test edilmiştir. Bu çalışmada test edilen bitkilerden özellikle M. spicata’ nın S. granarius’ a olan kontak toksisitesi son derece ilginç sonuçlar ortaya koymuş olup uçucu yağların yalnızca fumigant etkiye değil aynı zamanda kontak etkiye de sahip olduğunu göstermiştir. Buna ek olarak fumigant etkiden farklı olarak kontak etkinin sıcaklıktan bağımsız olduğunu ve test edilen tüm sıcaklıklarda S. granarius’ da % 80 üzerinde ölümlere neden olduğu belirlenmiştir. Benzer sekile M. piperita da test edilen tüm sıcaklıklarda S. granarius’ da yaklaşık %60 ve üzerinde ölümlere neden olmuştur. Bu bilgiler uçucu yağların zararlılar ile mücadelede yalnızca fumigant etkilerinden faydalanma şeklinde değil diğer bazı farklı kullanım yollarıyla da olabileceğini ortaya koymaktadır.

Doz ölüm çalışmaları sonucunda S. granarius ve S. oryzae için M. spicata kullanılarak hesaplanan LC50 değerleri sırasıyla 30°C de 4,59 ve 2,01 µl/ml dir. Bu değerler literatürde S. oryzae için bildirilen farklı bitkilerden elde edilen uçucu yağlar da hesaplanan LC50 değerlerinden ( Origanum vulgare LC50= 15.4 µl/l, Salvia officinalis LC50= 11.7 µl/l) oldukça daha az miktardadır. (Shaaya et al., 1997). Bu sonuçlarda göstermektedir ki yapılan bu çalışmanın sonuçları son derece ümit var olup daha derinlemesine yürütülecek olan çalışmalar ile özellikle depo zararlılarına karşı kullanılabilecek nitelikte uçucu yağ orijinli kontrol ajanlarını geliştirilebileceğini ortaya koymaktadır.

(34)

Yapılan çalışma sonucunda özellikle M. spicata’nın her iki depo zararlısı türe karşı ortam sıcaklığının 20ºC nin üzerinde olduğu durumlarda yüksek aktivite gösterdiği ve hesaplanan LC50 değerlerinin daha önce bu zararlılar için belirtilen değerlerin çok altında olduğu saptanmıştır. Buna ek olarak M. spicata’ dan elde edilen uçucu yağların S. granarius’ a karşı yüksek oranda kontak aktivite gösterdiği de saptanmıştır. Bu sonuçlar bu çalışmanın sonuçlarının pratiğe artırılabilirliği bakımında önemli olduğunu ve daha derinlemesine yapılacak olan araştırmalar ile M. spicata dan elde edilen uçucu yağ veya aktif bileşen veya bileşenlerinin bu zararlılarla ile mücadelede kullanılabileceğini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte ileride bu uçucu yağları veya bileşenlerinin sinergist etki gösterecek kimyasal maddeler ile birlikte kullanılması halinde etkinliklerinin daha da artabileceği düşünülmektedir. Buna yönelik çalışmaların ileride yürütülmesi planlanmaktadır.

(35)

6. KAYNAKLAR

Anonymous, 2004. Faostat-Agriculture Data, http://faostat.fao.org/faostat

Anonymous, 2008a. Mentha spicata L.

www.britannica.com/ebc/art-7493/Spearmint

Anonymous, 2008b. Mentha piperita L.

www.uni-graz.at/~katzer/engl/Ment_pip.html

Anonymous, 2008c. Sitophilus granarius ,L.

http://www.ento.csiro.au/aicn/name_s/b_3756.htm

Anonymous, 2008d. Sitophilus oryzae L.

http://www.vurv.cz/index.php?key=section&id=44

Bekele, J., Hassanali, A., 2001. Blend Effects in The Toxicity of The Essential Oil Constituents of Ocimum kilimandscharicum and Ocimum kenyense (Labiateae) on Two Post-harvest Insect Pests. Phytochemistry, 57, 385-391.

Bruneton, J., 1999. Phasmacognosy, Phytochemistry Medicinal Plants (2nd Edition). Lavoisier Pub., 502, France.

Ceylan, A., 1987. Tıbbi bitkiler II. ( Uçucu Yağ İçerenler). Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayını, Bornova, İzmir.

Chaudhry, M.Q., Bell, H.A., Savvidou, H.A., Macnicoll, A.D., 2004. Effect of Low Temperatures on The Rate of Respiration and Uptake of Phosphine in Different Life Stages of The Cigarette Betle Lasioderma serricorne (F.). Journal of Stored Products Research, 40, 125-134.

Clemente, S., Mareggiani, G., Broussalis, A., Martino, V., Ferraro, G., 2003. Insecticidal Effects of Lamiaceae Species Against Stored Products Insects. Bol. San. Veg. Plagas, 29: 1-8.

Don-Pedro, K.N., 1996. Investigation of single and joint fumigant insecticidal action of citruspeel oil components. Pesticide Science. 46, 79-84

Helen, 1991. Toxicity and Repellency of Chenopodium Oil to Four Species of Stored Product Insects. Journal of Entomology, 26 (1), 178-182.

(36)

Huang, Y., Tan, J.M.W.L., Kini, R.M., Ho, S.H., 1997. Toxic and Antifeedant Action of Nutmeg Oil Against Tribolium castaneum (Herbst) and Sitophilus zeamais Motsch. Journal of Stored Products Research, 33 (4), 289-298.

Huang, Y., Lam, S.L. Ho, S.H., 2000. Bioactivity as of Essential Oil from Elletaria cardamomum (L.) Maton. to Sitophilus zeamais. Motschulsky and Tribolium casteneum (Herbst.). Journal of Stored Products Research, 36, 107-117.

Kim, S-Ii, Roh, J.Y., Kim, D.H., Lee, H.S., Ahn, Y.J., 2003. Insecticidal Activities of Aromatic Plant Extracts and Essential Oil Againts Sitophilus oryzae and Callosobruchus chinensis. Journal of Stored Products Research, 39, 293-303. Kordali, Ş., Aslan, İ., Çalmaşur Ö., Çakır, A., 2006. Toxicity of Essential Oils Isolated

from Three Artemisia Species and Some of Their Major Components to Granary Weevil, Sitophilus granarius (L.) (Coleoptera: Curculionidae). Industrial Crops and Products, 23, 162-170.

Lamiri, A., Lhaloui, S., Benjılali, B., Berrada, M., 2001. Insecticidal Effects of Essential Oils Against Hessian Fly, Mayetiola destructor (Say). Field Crops Research 71, 9-15.

Lee, B.H., Annis, P.C., Tumaalii, F., Choi, W.S., 2004. Fumigant Toxicity of Essential Oils from The Myrtaceae Family and 1,8-cineole Against 3 Major Stored-Grain Insects. Journal of Stored Products Research, 40, 553-564.

Lee, B.H., Choi, W.S., Lee, S.E., Park, B.S., 2001a. Fumigant Toxicity of Essential Oils and Their Constituent Compounds Towards the Rice weevil, Sitophilus oryzae (L.). Crop Protection, 20, 317-320.

Lee, S.E., Lee, B.H., Choi, W.S., Park, B.S., Kim, J.G., Campbell, B.C., 2001b. Fumigant Toxicity of Volatile Natural Products from Korean Spices and Medicinal Plants Towards The Rice Weevil, Sitophilus oryzae (L). Pest Management Science, 57, 548-553.

Lee, S. E. and Lees, E. M., 2001. Biochemical Mechanisms of Resistance in Strains of Oryzaephilus surinamensis (Coleoptera: Silvanidae) Resistant to Malathion and Chlorpyrifos-Methyl Journal of Economic Entomology, 94, 706-713.

(37)

Leora Software, 1994. Polo-PC a User’s Guide to Probit or Logit Analysis, 1119 Shattuck Avenue, Berkeley, CA, 94707.

Lee, S., Peterson, C.J., Coats, J.R., 2003. Fumigation Toxicity of Monoterpenoids to Several Stored Product Insects. Journal of Stored Products Research, 39, 77–85. Marotti, M., Piccaglia, R., Giovanelli, E., 1996. Differences in Essential Oil

Composition of Basil (Ocimum basilicum L.) Italian Culturas Related to Morphological Characteristics. Journal of Agricultural and Food Chemistry, 44, 3926-3929.

Mckenzie, J.D., and Goldman, R., 2005. The Student Guide to MINITAB Release 14 Manual. Pearson Education, Boston, MA.

Nagehban, M., Moharramipour, S., Sefidkon, F., 2007. Fumigant Toxicity of Essential Oil from Artemisia sieberi Besser Against Three Stored-Product Insects. Journal of Stored Products Research, 43, 123-128.

Nakakita, H., and Ikenaga, H., 1997. Action of Low Temperature on Physiology of Sitophilus zeamais Motschulsky and Sitophilus oryzae (L.) (Coleoptera: Curculionidae) in Rice Storage. Journal of Stored Products Research, 33 (1), 31-38.

Park, I.K., Lee, S.G., Choi, D.H., Park, J.D., Ahn, Y.J., 2003. Insecticidal Activities of Constituents Identified in The Essential Oil from Leaves of Chamaecyparis obtusa Against Callosobruchus maculatus (L.) and Sitophilus oryzae (L.). Journal of Stored Products Research, 39, 375-385.

Pascual-Villalobos, M.J., Robledo, A.,1998. Screening for Anti-Insect Activity in Mediterranean Plants. Induststrial Crops and Products 8, 183-194.

Rajendran, S. and Sriranjini, V., 2008. Plant Products as Fumigants for Stored-Product Insect Control. Journal of Stored Products Research. (In. Press).

Saraç, A., Tunç, İ., 1995. Toxicity of Essential Oil Vapours to Stored Product Insect. Z. Pflanzenkr. Pflanzenschutz, 102, 69-74.

Shaaya, E., Ravid, U., Paster, N., Juven, B., Zisman, U., Pissarev, V., 1991. Fumigant Toxicity of Essential Oils Against Four Major Stored-Product Insects. Journal of Chemical Ecology, 17, 499-504.

(38)

Shaaya, E., Kostjucovski, M., Eilberk, J. and Sukprakarn, C., 1997. Plant Oils as Fumigants and Contact Insecticides for the Control of Stored-Product Insects. Journal of Stored Products Research, 33, 7-15.

Singh, D., Siddıoui, M.S., Sharma, S., 1989. Reproduction Reterdant and Fumigant Properties in Essential Oils Against Rice Weevil (Col.: Curculionidae) in The Stored Wheat Journal of Economic Entomology, 82 (3), 727-733.

Tapondjou, L.A., Adler, C., Bouda, H., Fontem, D.A., 2002. Efficacy of Powder and Essential Oil from Chenopodium ambrosioides Leaves as Post-harvest Grain Protectants Against Six-Stored Product Beetles. Journal of Stored Products Research, 38, 395-402.

Tapondjou, L.A., Adler, C., Fontem, D.A., Bouda, H., Reichmuth, C., 2005. Bioactivities of Cymol and Essential Oil of Cupressus sempervirensis and Eucalyptus saligna Against Sitophilus zeamais Motschulsky and Tribolium confusum du Val. Journal of Stored Products Research, 41, 91-102.

Telci, İ, İncekara, Ş.N., Yılmaz, G., Tuğay, M.E., 2004. Agronomical and Chemical Characterization of Spearmint (M. spicata) Originating in Turkey. Economic Botany, 58 (4), 721-728.

Tripathi, A.K., Prajapati, V., Kumar, A.K., Kumar, S. 2000. Effect of Volatile Oil

Constituents of Mentha Species Against the Stored Grain Pests, Callosobruchus Maculatus and Tribolium Castaneum. Journal of Medicinal and

Aromatic Plant Sciences, 22:549–556

Yıldırım, E., Özbek, H., Aslan, İ., 2001. Depolanmış Ürün Zararlıları. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları, No:191, 117 S, Erzurum.

Yılmaz, D., Kansu I.A., 1990. Bazı Bitkisel Yağların Buğday biti (Sitophilus granarius L.)’ne Karşı Biyolojik Etkinlikleri. Türk Entomoloji Dergisi, 14 (4), 235-244. Varma, J., Dubey, N. K., 2001. Efficacy of Essential Oils of Caesulia axillaris and

Mentha arvensis Against Some Storage Pests Causing Biodeterioration of Food Commodities. International Journal of Food Microbiology, 68, 207-210.

(39)

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Adı Soyadı : Mehmet Ali ŞAHİN

Doğum Tarihi ve Yer : 26.09.1980 Medeni Hali : Bekar

Yabancı Dili : İngilizce

Telefon : 0544 7804476 e-mail : sahin_337@hotmail.com Eğitim İş Deneyimi Yayınlar 1. ……… 2. ……… Hobiler ……….…

Derece Eğitim Birimi Mezuniyet Tarihi

Yüksek Lisans G.O.P Üniversitesi

Lisans G.O.P Üniversitesi 2004

Lise Sandıklı Yabancı Dil Ağırlıklı Lise 1998

Yıl Yer Görev

2006-2007 Sılay Fidancılık Ltd. Şti Ziraat Mühendisi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalı şmamızda enerji çeşitleri ve özellikleri ele alınarak Türkiye enerji politikaları, dı şa bağımlılık oranı, enerji kaynakları potansiyeli ve

Radyoloji Teknikerliği Bölümü öğrencilerine ders geleneksel yöntemle (Öğretim Yöntemi-1) (Gl), Patoloji Teknikerliği Bölümü öğrencilerine geleneksel yöntemle

Sevsay, on yıl sü­ rekli öğrencisi olmuş, ölünceye dek onunla mektuplaşmış, tıp doktoru oldu­ ğu için biryönden de Cemal Bey’in has­ talıklarıyla ilgilenmiş,

Bu çal›flmada de¤erlendirilen 57 Parkinson hasta- s›nda psikiyatrik bozukluklar aras›nda en s›k majör depresif bozukluk bulundu¤u, klinik görüflmedeki depresyon

Tarkovskii National Research Nuclear University ‘Moscow Engineering Physics Institute’ (MEPhI), Moscow, Russia.. Lebedev Physical Institute,

tarafından yürütülecek, il meclisi karar organı olacaktır. Meclis tarafından seçi- lecek bir komisyon ise il özel idaresinin yürütme organı olarak görev yapacaktır.

Cansever’e göre tevhid ilkesiyle ilişkilendirilen, evrensel değerler sisteminin yerel şartlarına göre vücuda getirilen sivil mimari (Cansever, 2002, s. Sonuç itibariyle

Kur’ân, hayat, hürriyet ve mülkiyet gibi bu üç hakka ek olarak diğer birçok insan hakkına daha işaret etmektedir ki özetle bunlar: emniyet, sosyal güvenlik, iş/işçilik,