•Eskiden de Beykozdan Kavağa doğru Boğaziçi tenhalaşır ve daha ziyade tabyalariyle bir as keri mmtaka halini ahrdı. Bu geniş sahada Akbaba köyü, Yuşa tepesi, Sultaniye, Sütlüce ve Umuryeri Boğazın uzak me sire yelerlerindendi.
Eski İstanbullular koçolara binerek, hazırlanan yemeklerle, türlü takımlarla ve ev halkı ile beraber bir uzak sefere çıkar gibi yazın sıcak günlerinde bu tenezzüh yerlerine giderlerdi. Bu semtleri ,ulu çinarlar, hayır severler tarafından yapılmış çeşmeler ve güzel mescitler süs lerdi.
Akbaba köyünde I. Ahmedin harem dairesinden kethü da Cani eda Hatunun in şa ettirdiği bir cami var dır. Taşında tarih bulunma yan bir mezarın da Fatih devri gazilerinden birine ait olduğu söylenmektedir.
Beykoz çayırından yaya ola rak bir saatlik bir mesafede bulunan Yuşa tepesi, eskiden mesire olarak, ibadetgâh ola rak pek meşhurdu. Yüz doksan beş metre yüksekliğindeki bu tepenin Karadenizle Boğaza hâkim bir manzarası vardır. Tepenin eteğindeki memba su yu (Âbı hayat) diye anılmakta dır. Çeşmenin üstündeki kita bede (İç bu zîba çeşmeden âbı hayat bul şifa) mısraı okun maktadır.
IH. Osmanm Sadrazamların dan Mehmet Sait paşa bu te pede bir mescit inşa ettirmiş ve Yüşa adındaki zatın kabri et rafına da bir duvar çektirmişti. Halk arasında burada yatan zatın Yuşa aleyhisselâm olduğu rivayeti vardır. Din kitaplarının bildirdiğine göre Yuşa aley hisselâm Musa peygamberin kardeşinin çocuğudur. Doğduğu vakit Beşu ismini taşıyordu. Sonra Yuşa diye alnılmaya baş lanmıştı. Musa öldüğü vakit Yuşa yüz yaşında bulunuyor du. Ve yirmi yedi sene hilâfet te bulundu. İştanbul tarafla rına hiç gelmiyen Yuşa aley hisselâm milâddan 1850 sene evvel ölmüş ve bir rivayete göre Kudüs civarına gömül müştü.
Hadikatülcevami’e göre (Bu rada gömülü olan zat ya evli yayı kiramdan, yahut havari- yunöandır.)
Yuşa tepesindeki eami yan- miş ve Sultan Aziz tarafından tâmir ettirilmişti. Caminin elli adım ilerisinde bir tatlı su ku yusu ile, abdest almaya mah sus musluklu su hâzinesi var dır. Caminin yanındaki kapı nın taşı üstünde (Ziyaret eden ler fisebilûllah sulanmak üze re hayrattır 12801 ibaresi ve ta rihi yazılıdır.
Yuşa tepesinin şimali garbi eteğinde ve deniz kenarında Macar tabyası bulunmaktadır. Burası Maicari bahçesi ismiyle anılırken sonradan galat ola rak Macar bahçesi şeklinde söy lenmeye başlamıştır
' Yazan
Halûk Y.
Şehsuvaroğla
Macar kalesinin arkasında eskiden kışlalar, bazı binalar ve bir de eami vardı. Bir zat her sene bu camide nıevlût o - kurunasım vakfetmişti. Hadi- katülcevami’de deniliyor k i : (Ekseriya yaz günlerinde m ev- İût okunur ve bu vesile ile bir derecelerde cemiyet olurdu ki Hünkâr iskelesinden Yuşa’ya varınca rical ve nisadan gûya bir ordu çekilirdi ve mevlûdu şerife davet olunan şeyhler den Rufaiye ve Sadiye şeyhleri alemler çekerek ve cümle der vişler âyinler icra ederek ge lirlerdi. Seneden seneye bu ce miyet pek büyüdüğünden bir fesat çıkar endişesiyle Sultan Selim, saltanatının ortalarında menedildi. Ve mevlûdun giz lice okunmasına tembih olun du.)
Beykoz yakınlarındaki mesi relerden biri de Sultaniyedir. Bu tenezzüh yerinin memba suyu (Gümüşsüyü) ismiyle meş hurdur. Pir Mustafa paşa oğlu Mehmet bey 1763 tarihinde urada bir çeşme yaptırmıştır.
III. Selim zamanında bura ya bir nişan taşı dikilmiş ve sedlerle çeşme tâmir ettirilmiş ti. Macar tabyası ile Anadolu- kavağı arasındaki Sütlüce, B o- ğaziçinin mesirelerinden biri siydi. Burada da lezzetli bir memba suyu çeşmesi ve bazı taş ocakları vardır.
Anadolu yakasının îstanbul- dan son iskelesini Anadoluka- vağı teşkil etmektedir. Şehir den 17 mil uzakta bulunan bu semt muhtelif yalı ve evleriyle kalabalık bir köydür. Mirşah Mehmet efendi, Tulay, Ayaz ma, Taşlık. Çeşme isimli m a hallelere taksim olunmuştur.
Mirşah Mehmet efendi m a hallesinde 1829 senesinde ya pılmış bir mescit ile bir kız mektebi ve hamam vardı. Mi- dillili Hacı Ali reis de 1952 de bu mahallede bir cami yaptır
mıştı. Vefatında Ali Reis ca misinin bahçesine gömüldü.
Köyün Çeşme semtinde K ö sem Valide Sultanın yaptırdığı bir eami bulunmaktadır. 1853 senesinde de buraya bir çeşme bina olunmuştu
Anadolukavağı kalesi, Rume- likavağı kalesiyle beraber 1623 te inşa edildi. Burada da ha evvel Cenevizliler zamanın dan kalma bir de eski kale vardır. Bu mevkide II. Bayezit bir mescit yaptırmıştı.
Bu kaleye (Yürüz) kalesi derlerdi. Yıldırım Bayezit feth edip boş bırakmış, sonra Fa tih Sultan Mehmet zamanında
içine asker konulmuştu. Kale dört köşe şeklindeydi. Karade- nizden gelen gemiler karanlık ta Boğaz ağzı zanniyle karaya düşerler diye geceleri burada
■ ■ ■ ■ ■ ■ • ■ • ■ ■ ■ ■ ■ ■ • ■ ■ ■ a ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ {
ateş yakılmazdı. Onun yerine Rumeli tarafında şimdi Rumeli Feneri denilen yerde büyük bir fanus içinde Yunus balığı yağı yakılırdı.
Eskiden Yürüz kalesi içinde bir çeşme ve bir de hamam bu lunuyormuş, zamanla harap o - lup yıkılmışlar. Bu Ceneviz kalesi civarında (Hızır Taşı) denilen meşhur bir taş eskiden ziyaret edilirmiş. Bir insanın kucak- lıyamıyacağı genişlikte ve iki metre boyundaki taş dikili bir halde durmaktadır.
19. asırda tutulmuş bir Bos- tancıbaşı defteri Kavaktan Beykoza doğru olan binaları şu sıraya göre zikretmektedir:
(Anadolukavak kalesi pişgâ- hmda Top tabyası ve kethüda lara mahsus oda, Bostancılar kışlası yanında emlâki hüma yun bahçesi, eski kale ağası İbrahim ağanın kahve dükkâ nı, kale ağalarına mahsus ko nak, cami, mektep. Ellialtı Muştalanın kahvesi ve kayık hanesi, ekmek fırın:, eski kale ağasının kahvesi, çarşı iskelesi ve kahve, Yürüz kalesi, Emin kullarının hanesi, Yürüz kale si kapıcısı Mehmedin kayıkha nesi, imam efendinin hanesi, Ahmet Reisin yalısı, Ahmet' Alemdar kerimesi hanesi, Hacı- oğlu Ahmedin yalısı, Hüseyin Reisin kayıkhanesi, İbrahim a- ğa oğlu Ahmedin hanesi, K a rakaçan Ahmet bey hanesi, Debağzade Halil Haseki hane si, Macar bahçesi tâbir olunan bahçeler, Yuşa burnu tabya sı...)
Bir eski yazma eser Kavakta eski kalede oturanlar hakkın da şu malûmatı vermektedir: (Bu eski kalede sakin olanla ra âdettir ki kendi evlâtların dan, gerek erkeklerinden ve gerek kızlarından dışarı ver mezler ve dahi dışardan almaz lar. Lâkin mabeyinlerinde ev lenirler.)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi