Bir başarılı bankacı

Pı destekleyecek

29

6UNUN YAZISI

Bir başardı bankacı...

■ Birinci sayfadan devam

Engin Civan olayı hem dallandı, hem budaklandı. Herkes bir başkasının adını verdi. Bizlerin de bir dö­ nemin tüm çürümüşlük ve kokuşmuşluklarını temsil eden bu örnek sayesinde (Özal dönem i soygunlarının

bu olay binde biri değil. Bunu unutmayalım) pisliğin

nerelere kadar uzandığına ilişkin bir fikrim iz oldu. Hemen belirtelim , işin daha başındayız. İsmet Pa- şa'nın meşhur sözünde olduğu gibi "namus erbabının

en az namussuzlar kadar cesur olduğunu" ispat ede­

mezsek -ki bu konuda kim se politikacılara güvenme­

sin- tıpkı bir tarihte tüm dünyada açığa çıkan ve suç­

luları adalete teslim edilen Lockheed skandali gibi, al­ lem edilir kallem edilir, bu olayın da üstü başarıyla kapatılır.

Şemiler'e gelince:

Bu gencin mi yoksa kendisini hiç sevmeyen Engin Civan'ın mı dediği doğrudur, onu sonra yani adalet son sözünü söylediği zam an -inşallah- hep birlikte görürüz.

Ama ondan önce söylenecekler var:

Bu gencin yani Bülent Şemiler'in k ılıcı, Anadolu Bankası'nın genel müdürü olduğu 1986 yılında ila­ maşallah Hazreti A li'nin kılıcı gibi pek keskindi. G a­ zetelere demeçler veriyor, Amerika Birleşik Devletle- ri'nde yıllık geliri birkaç milyon dolar olabilecekken Anadolu Bankası'nda bir kuruş ücret almadan çalıştı­ ğını söylüyor, bunun nedenini de "Ben Turgut Beyin (Ö zal'ın) yanında en büyük tecrübeyi yaşadım. Onla­

rın bana değil, benim onlara para verm em la zım "

cüm leleriyle açıklıyordu. (30 Kasım 1986 M illiyet) Dahası, bankacılık hakkında âleme ders veriyor,

"İyi bir bankacının yaptığı işlerin neticesi altı ay son­ ra belli olur" diyor, "M üşteri listesini değiştireceği­

n i.... iyi, sağlam, memlekete, ekonom iye faydalı şir­ ketleri destekleyeceğini" açıklıyor, "Anadolu Banka- sı'n ı Türkiye'nin örnek b ir kamu bankası yapacağız. Bunda kesin kararlıyım. H er şey 'A'dan 'Z'ye değişe­ c e k " diye iddialı konuşuyordu.

O ysa daha beş ay bile dolmadan Bülent Şemiler "pes" ediyor, "Daha fazla tahsilat yapmayı ben de is­

terim. Bazı noktalarda tıkandığım ız doğrudur. Ama Türkiye'deki bu şartlarda ancak bu kadar yapılabili­ yor, inanın. (...) Hakkımda büyük kulis yapılıyor, git­ m em i istiyorlar"diyordu. (9 Nisan 1987 Tercüman)

Nitekim Bülent Şemiler daha sonra ilk günlerde dediklerinin tersini yaptığı izlenim ini veren işlere bu­ laştı. Örneğin mahkeme kararıyla hâzineye, oradan da Anadolu Bankası'na geçen 454 bin metrekare ara­ ziy i, bu arsanın mülkiyeti konusunda ihtilaflı olduğu kişilere, üstelik karşılıksız devretti. Ama bedava verdi­ ği bu arsanın 70 bin m etrekarelik bölümünü yani yaklaşık yedide birini, metrekaresine 193 bin TL öde­ yerek tam 13 m ilyar 550 milyon 418 bin T L. karşılı­ ğında aynı kişilerden satın aldı. Sebep basitti: Arsanın sahipleri satmak istemişler; namus, dürüstlük şampi­ yonu Şemiler de satın alm ıştı.

Büyük bankacı oğlum uz, önce bankanın m alını bağışlıyor, bağışladığı malın yedide birine 13.5 m ilyar T L. ödeyip geri alıyordu.

H aa... Türkiye'ye örnek olacak Anadolu Bankası mı?

Şemiler onu da gerçekten kârlı yapam ayınca, bir hesap oyunuyla kâğıt üzerinde kârlı yaptı. Yaptı ama Anadolu Bankası 1988'i bile göremeden, Şemiler'in elinde battı.

N ot: Güneş Taner telefon etti. Kendisi D evlet Ba­ kanı iken Engin Civan'la ilg ili soruşturma dosyalarını geciktirm eden Savcılığa aktardığını söyledi.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi