ANNELIESE PESCHLOW-BINDOKAT, Feldforschungen im Latmos,
Milet Band III, 6, 2005, 62 sayfa, 129 levha, 4 plan.
Milet dizisi 3. serisinin 6. cildi olarak yay~nlanan bu çal~~ma, ad~n~~ bölgedeki Be~parmak (Latmos) Da~~'ndan alan ve Hellenistik dönem kenti Herakleia'n~n öncülü olan Latmos yerle~imini konu almaktad~r.
Latmos bölgesindeki ilk arkeolojik incelemeler 1905 y~l~nda Theodor Wiegand taraf~ndan, Mi-let kaz~lar~~ kapsam~nda gerçekle~tirilmi~~ ve sonuçlar~~ yine MiMi-let dizisinde yay~nlanm~~t~r. I. Dünya Sava~~~ dolay~s~yla kesintiye u~rayan çal~~malara 1974 y~l~nda yeniden ba~lanm~~ur. Herhangi bir kaz~~ çal~~mas~~ gerçekle~tirmeden, sadece yüzeyde görünür halde bulunan kal~nt~lar~n belgelenmesi ve de~erlendirilmesinin amaçland~~~~ bu yeni dönem çal~~malar~~ 1976-1979 y~llar~~ aras~nda Alman Ara~-t~rma Kurumu (DFG) taraf~ndan finanse edilmi~~ olup 1984'den beri Alman Arkeoloji Enstitüsü (DA1) taraf~ndan desteklenmektedir. incelenen eser, Latmos yerle~mesini ke~feden mimar Fritz Krischen'e adanm~~t~r. Krischen, Herakleia surlar~~ hakk~ndaki çal~~mas~nda bu alanda Herakleia kentine ait erken dönem yerle~iminin olabilece~ini belirtmi~~ ve bu görü~ü son y~llarda gerçekle~tirilen arazi çal~~malar~~ s~ras~nda günümüz ara~t~rmac~lar~~ taraf~ndan do~rulanm~~t~r.
Eser, giri~~ bölümünü takiben Latmos kenti ve çevresi, Latmos kenti, Latmos evleri katalo~u ve Latmos sikkeleri olmak üzere dört ana bölümden olu~maktad~r.
Giri~~ bölümünde Latmos'ta gerçekle~tirilen çal~~malar~n ba~l~ca amaçlar~~ ~u ~ekilde s~ralanm~~-t~r: Arkeolojik olarak M.Ö. 6. - 4. yüzy~llar aras~nda yerle~im gördü~ü tespit edilen kentin daha erken dönemlerdeki olas~~ yerle~im tarihini ayd~nlatmak, Karia'n~n iç bölgelerindeki di~er kentlerde oldu~u gibi Latmos'ta da görülen "s~~~nma yerle~imi" özelli~inin sebebini tespit etmek ve kentin M.Ö. 4. yüzy~lda terkedilme sebep ve ~artlar~n~~ saptamak (s.1 vd.). Bu ba~lamda çal~~ma öncelikle Latmos ve yak~n çevresindeki buluntular~~ tespit ve analiz etmeyi ve elde edilen verilen i tarihi çerçeve içerisinde de~erlendirmeyi amaçlamaktad~r.
Latmos antik kenti ve çevresinin incelendi~i birinci bölümde bölgenin co~rafi özellikleri, kom-~u kentleri, antik ça~~ ve günümüzdeki yerüstü ve yeralt~~ zenginlikleri ile geçim kaynaklar~~ ele al~n-m~~t~r (s.3 vd.). Kent, ad~n~, yamac~nda bulundu~u Be~parmak (Latmos) Da~~'ndan alal~n-m~~t~r ve da~~n dik ve üst üste binmi~~ kaya kütlelerinden olu~an yap~s~~ tüm bölgeye hakimdir. Kentin, yerle~im gördü~ü tüm süre boyunca yine ayn~~ adl~~ körfezin k~y~s~nda yer ald~~~~ ve aç~k denizle ba~lant~s~= ancak Orta imparatorluk döneminde kesildi~i bilinmektedir. Geçim kaynaklar~~ aras~nda ise tar~m ürünleri ve tah~l ticareti, ar~~ yeti~tiricili~i, mermer ocaklar~~ ve olas~l~kla deniz ticareti ön plana ç~k-maktad~r.
Kitab~n ana k~sm~n~~ olu~turan ikinci bölümde Latmos kentinin tarihi, konumu ve kent planla-mas~, Latmos'a ula~an yollar, kentteki yap~~ kal~nt~lar~~ ve nekropolisleri incelenmi~tir.
Latmos kentinin kurulu~~ tarihi bilinmemektedir (s.4 vd.). Antik yazarlardan sadece Strabon, kentten Herakleia'n~n öncülü olarak bahseder. Yaz~l~~ kaynaklar ve epigrafik buluntulara göre ise Latmos'un en geç M.Ö. 6. yüzy~l itibariyle kurulmu~~ oldu~u anla~~lmaktad~r. M.Ö. 5. yüzy~lda Attika-Delos deniz birli~inin üyesi olan kent, M.Ö. 4. yüzy~lda Karla satrapli~~n~n hakimiyetine girmi~tir. Kentte bulunan yaz~tl~~ bir heykel kaidesi de Hekatomnidler'in Latmos'taki varl~~~n~~ kan~tlanmaktad~r. Latmos, M.Ö. 4. yüzy~l ortalar~nda di~er Kana kentleriyle bir koinon olu~turmu~, M.Ö. 323 ve 313 y~llar~nda ise kom~u kent Pidasa ile sympoliteia ve synoikismos anla~malar~~ yapm~~t~r. M.Ö. 300 dolaylarmda, olas~l~kla Pleistarkhos döneminde, eski yerle~imin terkedildi~i ve halk~n bunun hemen bat~s~nda kurulan yeni yerle~ime ta~~nd~~~~ anla~~lmaktad~r. Kentin ad~n~n Latmos'tan Herakleia'ya
de~i~tirilmesi de yine Pleistarkos döneminde, kentin yeni yerine ta~~nmas~ndan k~sa bir süre önce gerçekle~mi~~ olmal~d~r.
Latmos, Be~parmak (Latmos) Da~~' n~n yamac~nda, üst üste binmi~~ kaya küdelerinden olu~an bir arazide kurulmu~tur (s.5 vd.). Surla çevrili alan~n yüzölçümü yakla~~k 30-35 hektard~r ve bu alan içerisindeki seviye fark~~ oldukça fazlad~r. Bu durum hem kente giri~i ve kent içerisinde yön bulmay~~ hem de yap~~ in~a etmeyi zorla~unr. Kent do~u ve bat~~ yanlarda iki dere yata~~~ ile sm~rlamr. Kuzey-güney do~rultulu üçüncü bir dere ise kentin içinden geçer. Sur içerisindeki alan yukar~, orta ve a~a~~~ olmak üzere üç bölümde düzenlenmi~tir. Yukar~~ ve a~a~~~ kentler do~u, orta ve bat~~ olmak üzere birbirinden farkl~~ büyüklükte üç bölüme ayr~l~r. Orta kent ise Latmos'taki ender düz alanlardan biridir ve burada in~a edilen kamusal ve dini yap~lar dolay~s~yla kentin merkezi niteli~indedir.
Günümüzde Latmos kent surlarmda iki alanda kap~~ kalint~n korunagelmi~tir (s.6 vd.). Bun-lardan biri güney sur duvar~~ üzerinde, di~eri ise kentin do~usunda yer almaktad~r. Konumu ve büyüklü~ü bak~m~ndan güneydeki kap~n~n daha önemli oldu~u ve kentin ana giri~lerinden birini olu~turdu~u dü~ünülmektedir. Bunlar~n yan~~ s~ra günümüzde sit alan~na ula~~m~~ sa~layan, kentin güneyindeki düzlükte de antik dönemde bir kap~~ oldu~u tahmin edilmektedir. Korunagelmi~~ olan ve yerleri tahmin edilen kaplar~n hiçbirine araba ile ula~mak mümkün de~ildir. Ayn~~ durum kent içerisindeki sokaklar için de geçerlidir. Dolay~s~yla halk~n ihtiyaçlar~~ hayvan ya da insan gücü ile kente ta~~nm~~~ olmal~d~r.
Latmos'taki yap~~ kal~nt~lar~~ oldukça kötü durumda korunagehni~tir ve kentin terkedildi~i s~ra-da yap~~ malzemesinin yeniden kullan~lmak üzere söküldü~ü izlenimini verir (s.7 vd.). Bu durum yerle~imdeki yap~lar~n kesin tarih ve i~levlerinin saptanmasm~~ zorla~urmq olsa da eski yerle~imin neye benzedi~i hakk~nda baz~~ genel sonuçlara ula~mak mümkün olmu~tur. Yüzey ara~t~rmalar~~ s~ras~nda Latmos'ta tespit edilen yap~~ kal~nt~lar~~ savunma yap~lar~, kamusal ve dini yap~lar ve konut yap~lan olarak üç ana grupta toplanabilir.
Latmos surlar~~ araziye ayak uyduran surlar~n tipik bir örne~idir (s.8 vd.). Savunma sistemi, 14 kule ve 3 bastiyonla gözedenen surlar~n yan~s~ra çok say~da iç ve d~~~ savunma yap~s~ndan olu~ur. Bunlar~n kent içerisindeki en önemli bölümü tetrapyrgion ~eklindeki iç kaledir. Surlarda malzeme olarak ayn~~ alandaki kayalardan yararlan~lm~~t~r. Representatif özellikli Herakleia surlanndan farkl~~ olarak Latmos surlarmda yap~n~n kent için yeterli koruma sa~lamas~na yönelik stratejik kaygilarm yan~~ s~ra in~aat maliyederine yönelik ekonomik kayg~lar da gözlemlenmektedir. Buna göre arazinin do~al korunald~~ yap~s~ndan sonuna kadar yararlandm~~~ ve daha az tehlikeli alanlarda uzun bir hat boyunca hiç duvar in~a edilmemi~~ ya da duvar kahnl~~~~ en aza indirilmi~tir. Ayn~~ durum kule ve bastiyonlar için de geçerlidir. in~a tekni~i ve duvar örgüsü aç~s~ndan Latmos surlar~~ Hekatomnidler dönemi yap~lar~~ ile yak~n benzerlik gösterir. Kentin terk edildi~i M.Ö. 300 dolaylan sur duvarlar~~ için bir
terminus anl~~ quem
olu~turmaktad~r. Mausolos'un kente sald~rd~~~~ dönemde Latmos'un sur duvar-lar~~ ile çevrili oldu~u bilinmektedir. Buna göre mevcut kal~nt~lar M.Ö. 4. yüzy~l~n ikinci çeyre~ine ya da daha erkene tarihlenmektedir. Latmos surlar~n~n antik dönem savunma mimarisi aç~s~ndan iki önemli özelli~i bosajh kesme ta~lardan olu~an çift cepheli duvar tekni~i ve kulelerle çevrili bir kale olan tetrapyrgion'un Anadolu'da olas~l~kla ilk olarak kullan~ld~~~~ yap~lar aras~nda yer almas~d~r.Latmos'taki kamusal ve dini yap~lar kent merkezi ve yukar~~ kentin do~u bölümündeki düzlük alanlarda yo~unla~m~~t~r (s.19 vd.). Ayr~ca a~a~~~ kentin bat~~ bölümünde de kült alan~~ oldu~u tahmin edilen bir teras bulunmaktad~r.
Kent merkezindeki düzlük alanda agora yer al~r (s.21 vd.). Bu alan, bat~da kayalara oyulmu~~ bir oturma s~ras~~ ile sm~rlanm~~ur. Agoran~n güneydo~u kö~esinde bulunan ve son derece kaliteli bir duvar i~çili~i sergileyen dikdörtgen yap~n~n, Strabon taraf~ndan bahsedilen Endymion Heroon'u
KITAP TANITMA 255 oldu~u dü~ünülmektedir. Agoran~n kuzeydo~usunda, çevresinden yüksekte, k~smen düzlükten olu~an do~al bir kayal~k alan yer al~r. Çevre duvar~~ ve alanda ele geçen keramik buluntular~n kalitesi buran~n bir kutsal alan oldu~una i~aret eder. Merkezi konumu nedeniyle temenos, kentin ana tanr~-ças~~ Athena ya da Endymion'a atfedilmektedir. Alan, H~ristiyanhk döneminde de kullan~lm~~, Bizans döneminde buraya bir ~apel in~a edilmi~~ ve yine ayn~~ yerdeki ma~aran~n duvarlar~~ fresklerle bezen-mi~tir. Kutsal alan~n bulundu~u kayal~k düzlü~ün kuzey bölümünde, bu noktaya kadar yer alt~ndan giden derenin yer yüzüne ç~kt~~~~ yerde büyükçe dörtgen bir yap~~ bulunmaktad~r. Buras~~ olas~l~kla kentin en önemli su kayna~~d~r ve halka aç~k bir çe~me ve kutsal alan oldu~u dü~ünülmektedir.
Yukar~~ kentin do~u bölümü kentin di~er bölümlerinden daha uzak ve bunlara oranla daha korunakhd~r (s.25 vd.). Alan üç do~al terastan olu~ur ve teraslarm her birinde en az bir kutsal alan yer al~r. Söz konusu kutsal alanlar toplulu~unun merkezi ise orta terasta bunulan ve biri megaron planl~~ olmak üzere iki yap~dan olu~an kutsal aland~r. Büyüklü~ü, konumu ve düzenlenmesi, burada kentin ana tanr~ças~~ Athena'n~n tap~n~m görmü~~ olabilece~ine i~aret eder. Di~er teraslardaki kutsal alanlar~n hangi tanr~lara ait oldu~u saptanamam~~t~r. Alanda ele geçen keramik buluntular~~ M.Ö. 7. yüzy~la kadar uzan~r, orta teras~~ destekleyen amtsal destek duvar~~ ise kaliteli i~çili~i nedeniyle M.Ö. 4. yüzy~la tarihlenir ve alan~n bu tarihte bir düzenleme geçirdi~ine i~aret eder.
A~a~~~ kentin bat~~ bölümündeki terasta da küçük bir kutsal alan yer al~r (s.28 vd.). Burada, ka-yalar~n üzerinde, içine adak steli yerle~tirilebilecek büyüklükte oyuklar bulunmaktad~r ve alan~n bir Kybele kutsal alan~~ oldu~u dü~ünülmektedir.
Latmos genelinde yakla~~k 150 ev kalmos~~ oldu~u dü~ünülmelde birlikte çal~~ma kapsam~nda bunlardan nispeten iyi korunagelmi~~ olan 33'ü incelenerek de~erlendirilmi~tir (s.29 vd.). Tüm kent geneline yay~lan Latmos evleri, kaya üzerine ta~~ bloklardan in~a edilmi~~ olup ço~unlukla tek katl~~ ve avlulu, tekil yap~lardan olu~maktad~r. Toplam büyüklükleri genellikle 90m2 - 150m2 aras~ndad~r ve bu alan~n yakla~~k yar~s~~ avlu taraf~ndan kaplanmaktad~r. Yap~~ içerisinde, mekanlar~n i~levine i~aret eden bir farkl~l~k saptanamam~~t~r. Ancak birçok evde saptanan asma katlar~n yatak odas~~ ya da kiler olarak kullan~ld~~~~ dü~ünülmektedir. Evlerin içerisinde herhangi bir ocak kal~nt~s~~ bulunmamas~, günümüzde Anadolu'da oldu~u gibi yemek pi~irme vb. i~lerin avluda gerçelde~tirildi~ine i~aret eder. Latmos evlerinde 5 ana duvar tekni~i tespit edilmi~tir. Buna göre incelenen 33 evden 1 l'inin Arkaik dönem ya da öncesine, 10 tanesinin ise tümüyle ya da k~smen Geç Klasik döneme ait oldu~u dü~ü-nülmektedir. Erken dönem evlerinin belirgin bir özelli~i kentin zor ula~~hr ve korunald~~ alanlar~nda in~a edilmi~~ olmalar~d~r. Bu savunma kayg~s~~ surlar~n in~as~yla sona ermi~tir. Klasik ya da Geç Klasik dönemde a~a~~~ kentin düzlük bat~~ bölümünde çok say~da pastas planh ev in~a edilmi~tir. Bu durum, hem söz konusu alan~n bu dönemdeki öneminin hem de Anadolu'da pastas planh evlerin Hellenistik dönem öncesinde de var oldu~unun bir göstergesidir.
Kent surlar~~ d~~~nda, Latmos kent merkezinin güneybat~s~ndaki düzlük bir arazide, güney çev-re duvar~n~n sadece alt s~ralar~~ korunagelmi~~ olan bir kutsal alan bulunmaktad~r (s.38 vd.). Buradaki avlunun bir bölümünün ta~~ plakalarla kapl~~ oldu~u anla~~lmaktad~r. Bunun yan~~ s~ra alan~n do~u-sunda bir stoaya, kuzeyinde ise üst yap~s~n~n mermer oldu~u anla~~lan bir yap~ya ait mimari kal~nt~lar korunagelmi~tir. Ele geçen keramik buluntular M.Ö. 6. ve 5. yüzy~la kadar uzan~r. Alan~n hemen yak~n~nda bulunan bir heykel kaidesi ise burada Hekatomnidler'den bir çiftin (Maussolos ve Artemisia ya da Idreus ve Ada) bronz heykelinin dikilmi~~ oldu~unu göstermektedir. Gerek alandaki mimari kahnt~lar gerekse söz konusu adak heykeli kaidesi, kutsal alan~n M.Ö. 4. yüzy~lda yeniden düzenlendi~ine i~aret eder. Temenosun, Polyain'in Latmos'tan 7 stadia uzakl~kta oldu~unu yazd~~~~ Demeter kutsal alan~~ oldu~u dü~ünülmektedir.
Latmos kenti çevresinde yakla~~k 450 mezar saptanm~~~ olup bunlar~n büyük bölümü kentin güneyinde yer almaktad~r (s.39 vd.). Mezarlar kayaya oyulmu~, dörtgen biçimli oyuklar halindedir ve
üzerleri birer gneis blok ile kapaulm~~t~r. Herhangi bir mezar buluntusu ele geçmemi~tir. Hem inhumasyon hem de kremasyon gömülere rastlanmas~~ bu iki gömü türünün e~zamanl~~ olarak kulla-n~ld~~~n~~ göstererir. Bununla birlikte daha önce Latmos'a atfedilen nekropol alan~nda Hellenistik döneme ait mezarlann da saptanmas~, söz konusu alan~n önce Latmos, ard~ndan da Herakleia kent-lerinin nekropolü olarak kullan~ld~~~n~~ göstermektedir. S~rad~~~~ olarak Latmos'ta kent alan~~ içerisinde de gömüler saptanm~~t~r. Tüm kent geneline yay~lan bu basit kayaya gömülerin say~s~~ 200 dolay~nda-d~r. Prehistorik dönemden beri Karia'da ev içerisine gömü gelene~i olmad~~~ndan bu mezarlar~n kentin terk edilmesinden sonraki döneme ait oldu~u dü~ünülmektedir.
Latmos'taki yap~~ kal~nt~lar~~ genel olarak de~erlendirildi~inde do~al arazinin kentin hem d~~~ s~n~rlar~n~~ hem de sur içindeki alan~n düzenini belirledi~i görülür (s.40 vd.). Kentin bu denli zor, kayal~k bir arazide kurulmas~n~n sebebi de halk~n dü~manlardan korunma ihtiyac~~ olarak aç~klanabi-lir. En geç M.Ö. 6. yüzy~l itibariyle var oldu~u bilinen kentin kurulu~unun M.Ö. I. biny~l ba~~ndaki ~on kolonizasyonu ya da M.Ö. 7. yüzy~l ba~~ndaki Kimmer sald~r~lar~~ ile ili~kili oldu~u dü~ünülmek-tedir. Kurulu~undan sonraki ilk yüzy~llarda aç~k bir yerle~me halinde olan kent M.Ö. 4. yüzy~lda sur duvarlar~~ ile çevrelenmi~tir. Ayn~~ dönemde kentin birçok alan~nda görülen yo~un in~a faaliyetleri Latmos'un nüfusunun artt~~~na ve refah seviyesinin yükseldi~ine i~aret eder. Kent M.Ö. 300 dolayla-r~nda terk edilmi~, bu s~rada olas~l~kla eski yerde yeniden yerle~ilmesini engellemek amac~yla burada-ki yap~lar tahrip edilmi~~ ve malzemeleri dev~irme olarak kullanmak üzere sökülmü~tür. Tarihi olarak bu dönem Pleistarkhos'un Karia'mn büyük bir bölümünü hakimiyetinde bulundurdu~u dönem ile örtü~ür, Herakleia kentinin kurulmas~~ ve Latmos halk~n~n buraya ta~~nmak zorunda b~rak~lmas~~ da ara~t~rmac~lar taraf~ndan bu krala atfedilmektedir.
Kitab~n üçüncü bölümünde Latmos evlerinin katalo~u sunulmu~tur (s.45 vd.). Bir önceki bö-lümde genel özellikleri ile de~erlendirilen ve özet halinde sunulan 33 konut yap~s~~ tek mekanl~~ yap~-lar, çok mekanl~~ yap~lar ve yap~~ kompleksleri olmak üzere üç grup halinde incelenmi~~ ve teknik detaylar~~ belirtilmi~tir.
Kitab~n son k~sm~~ olan dördüncü bölümünde ise yay~n tarihi itibariyle bilinen Latmos kent sik-keleri K. Konuk taraf~ndan tamulm~~~ ve de~erlendirilmi~tir (s.55 vd.). Latmos'a atfedilen toplam 5 gümü~~ sikke bulunmakta olup bunlar çeyrek obol (tetartemoria) de~erindedir ve 3 farkl~~ bas~ma aittir. Konuk, söz konusu sikkeler için M.Ö. 400-380 tarihini teklif etmektedir. 1. gruptaki sikkelerin ön yüzünde profilden betimlenmi~, sakall~~ bir erkek ba~~, arka yüzünde ise kentin monogram~~ yer al~r. Sakall~~ erkek betiminin di~erlerine oranla daha az geli~mi~~ ve daha donuk olmas~ndan dolay~~ bu grubun en erken grup oldu~u tahmin edilmektedir. 2. grup sikkelerinde önde sa~~ profilden betim-lenmi~~ genç bir kad~n ba~~, arkada ise yine kentin monogram~~ yer almaktad~r. 3. gruba atfedilen tek sikkede ise sa~~ profilden betimlenmi~~ genç bir kad~n ba~~, arkada ise yine kentin monogram~~ yer al~r. Bu kez monogram daha kal~n ve dik agl~~ betimlenmi~tir.
Sikkelerin arka yüzlerindeki monogram LATM ~eklindedir. Klasik dönem sikkelerindeki kent monogramlan genelde kent ad~n~n sadece iki ya da üç harfinden olu~urken Latmos sikkelerindeki farkl~l~k burada Latmos kelimesinin genetiv halinin kullan~ld~~~n~~ dü~ündürmektedir. Bu durum yazar taraf~ndan sikkelerin Latmos halk~n~n de~il yerel ya da bölgesel bir yöneticinin inisiyatifiyle bas~ld~~~~ ~eklinde yorumlanm~~, bir di~er olas~l~k olarak da sikkelerdeki monogram~n Latmos da~~n~n ad~~ olabilece~i belirtilmi~tir. Sikkelerdeki erkek figürleri yine Latmos da~~~ ya da kentin herosu Endymios olarak yorumlanm~~ur. Erkek figürünün Endymion olmas~~ durumunda kad~n figürlerinin de Selene olarak tan~mlanmas~~ mümkündür.
Latmos bir Kana kenti olmas~na ra~men sikkelerinde Yunan harfleri kullan~lm~~t~r. Sikke a~~r-l~klar~~ aç~s~ndan de~erlendirildi~inde de a~~ra~~r-l~klar~~ 0,13 ile 0,17 aras~nda de~i~en Latmos sikkeleri için büyük olas~l~kla yine Attika ölçüsünün (0,18 gr) kullan~ld~~~~ tahmin edilmektedir.
KITAP TANITMA 257 Sonuç olarak çal~~ma, ard~h Herakleia'n~n gölgesinde kalm~~~ ve yak~n zamana kadar detayl~~ bir ~ekilde ara~ur~lmam~~~ olan Latmos yerle~mesinin titiz ve kapsaml~~ bir incelemesidir. Kal~nt~lar~n oldukça kötü durumda korunagelmi~~ olmas~~ sebebiyle incelenen yap~~ kal~nt~lar~~ için kesin tan~mlama ve tarihleme yap~lmas~ndan kagn~lm~~~ ancak kentin genel yap~s~~ hakk~nda güvenilir bir de~erlendir-me sunulmu~tur. Buna göre en geç M.Ö. 6. yüzy~ldan beri var olan Latmos yerle~de~erlendir-mesinin M.Ö. 4. yüzy~l itibariyle surlar~, yönetici saray~, politik ve dini merkezi bar~nd~ran agoras~, heroonu ve tap~-naklar~~ ile gerçek anlamda bir "kent" oldu~u anla~~lmaktad~r. Elde edilen arkeolojik verilerin, tarihi çerçeve içerisinde de~erlendirildi~i çal~~ma hem kentin hem de bölgenin Hellenistik dönem öncesi tarihine ~~~k tutmaktad~r.
I~'E R. ISIKLIKAYA