• Sonuç bulunamadı

Nazım'ın elişleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım'ın elişleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

3 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET

KÜLTÜR

Ölümünün 36. yılında ünlü ozanın eşyalarının sergilendiği anı odası bugün açılıyor

Nâzım H ikm et M üzesifne ilk adim

► Salonda ağırlıklı olarak 30’lu yıllarda

Piraye Hanım ve oğlu Memet Fuat’la

birlikte kullandığı ve Piraye Hanım’ın

titizlikle sakladığı eşyası yer alıyor.

► Anı odası, Samiye Yaltınm ve kızı Ayşe

Yaltırım, Vera, Galina, İlhan Selçuk ile

İsmail Hakkı Balamir’in ve Nâzım’ın

Moskova’daki dostlarının yaptığı

bağışlarla oluşturuldu.

Nâzım’ın elifleri

MEMET FUAT

Nâzını, Piraye’ye yazdığı bir şiirinde şöyle der:

Ne güzel şey hatırlamak seni.

Sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine: bir çekmece

bir yüzük, ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.

Uzakta kaldığı sevdiklerine, onlan düşünerek el işleri yapmak, salt şiirsel bir söz değil, gerçek bir olaydı Nâzım için.

Piraye’ye gönderdiği kendi elinden çıkma armağanlar pek çoktu.

Ben onun dokuduğu kumaştan annemin diktiği beyaz bir pantolonu birkaç yaz giymiştim.

Suzan için ceviz

ağacından oyduğu pudralığın ise, üstü­ ne bir atlı deseni çiz­ diği aynasını da

kendi dökmüştü. Cezaevlerinde bir yolunu bulup işliklere sokulur, ustalarla dostluk kurar, önce onlara çırak olup işi kavrar, geleneklerini, ola­ naklarını öğrenir, sonra yenilikler düşünmeye, öneriler getirmeye başlardı.

Oymalarında çeşitli ağaçlar kullanıyor, ama sanırım en çok ceviz ağacını seviyordu.

Bir gün bakıyordunuz, kıl testere kullanarak bir tepsi yapmış, bir gün bakıyordunuz bir yontucu gibi keskilerle çalışarak bir kutu ya da bir yüzük oymuş.

Bir ampulün içini çıkarıp çevresini boncukla kaplıyor, düz yerde dikine durabilmesi için gene boncuktan yuvar­ lak -bu taban işi iyor, üstüne de çe\ izden bir kapak,kondu­ ruyordu.

Boncukla yaptığı saatlikler bayağı usta işiydi.

Kültür Servisi - Nâzım Hikmet

Kültür ve Sanat Vakfı Anı Salonu, bugün açılıyor. Ölümünün 36. yı­ lında şairin anısına açılan salonda, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’na çeşitli dönemlerde ba­ ğışlanan Nâzım Hikmet eşyaları sergilenecek. Nâzım Hikmet Vak­ fı, Nâzım Hikmet’in 100. doğum yılı olan 2002’nin ‘Uluslararası

Nâzım Hikmet Yılı’ olması için bir

dizi çalışma başlattı. Uluslararası Nâzım Hikmet Yılı içjn UNES- CO’ya ilk başvuru 1992 yılında yapılmıştı.

Bugün ayrıca Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Sergi Salo- nu’nda Mustafa Aslıer, Aydın Ayan,

Sadık Altınok, Ferruh Başağa, İb­ rahim Çiftçioğlu, Devrim Erbil, Mengü Ertel, Veysel Günay. Ergin İnan, Gülseren Kayalı, Hayati Mis- man, Mustafa Pilevneli, Gürol Sö­ zen, Fahri Sümer, Süleyman Saim Tekcan ve Hanefi Yeter’in yapıt­

larından oluşan özgünbaskı sergi­ si açılacak.

Ankara Nâzım Kültürevi’nde ise ‘Nâzım Aramızda’ başlıklı et­ kinlikler gerçekleştirilecek. Etkin­ likler kapsamında Nâzım Kültüre- vi bünyesinde çalışmalarını yürü­ ten fotoğraf sanatçılarının ‘Baş­

larken..’ başlıklı fotoğraf sergisi

bugün açılacak. Ayrıca hafta bo­ yunca Emin İgüs’ün ‘Gelenekten

Ezgiler’ başlıklı söyleşi ve dinle­

tisi, Emin Karaca’nın katılacağı imza günü ve söyleşi, ‘Aydın ve

Sorumluluk’ başlıklı panel ve şi­

ir dinletileri izlenebilecek.

Çeşitli kişilerin bağışlan

Anı odasında Nâzım Hikmet’in hapishane yıllarında yaptığı masa­ sı, kız kardeşi Samiye Hanım’a hediye ettiği dikiş kutusu, Nâzım Hikmet’in kendi kütüphanesinde yer alan kitaplar yer alıyor. Nâzım Hikmet’in yatak başı, yemek ma­ sası ve evinde kullandığı perdeler ise Memet Fuat’ın tarifleri üzeri­ ne aslına uygun yapılarak sergile­ necek.

Anı odası, Memet Fuat, Sami­

ye Yaltınm ve kızı Ayşe Yaltınm, Vera, Galina, İlhan Selçuk ve bir

dönem Nâzım Hikmet’in avukat­ lığını yapan İsmail Hakkı Bala­

mir’in ve Nâzım’m Moskova’da­

ki dostlarının yaptığı bağışlarla oluşturuldu.

Nâzım’ın banyo izniyle çıkıp Piraye’nin kaldığı otele geldiği bir gün Bursa’da çekilmiş fotoğraf.

Anı Odası’nda ayrıca Rusya’dan gelen ve Samiye Hanım’ın hedi­ ye ettiği biblolar, tavla, Nâzım Hik­ met’in Cihangir’deki evde oturur­ ken taksitle satın aldıkları pembe yemek takımından geriye kalan çorba kasesi yer alıyor.

Abidin Dino, Avni Arbaş, Sadet­ tin Morel, A. İzaksan, Jak İhmal- yanve Celilc Hanım’ın yaptığı Nâ­

zım portreleri ve Nâzım’a hediye ettikleri diğer resimler de anı oda­ sında görülebilecek.

Nâzım Hikmet’in el yazısı not­ lan, mektuplan ve şiirleri ise pa­

nolar üzerinde sergilenecek. Rus bir ressamın yaptığı, Volga Nehri kıyısında bir kulübenin tas­ vir edildiği resim de anı odasında yer alacak. Bu resimde yer alan kulübe ise Nâzım Hikmet’in Rus­ ya’da kaldığı dönemde şiirlerini yazdığı kulübe. Vera, Türkiye’ye gelirken daha önce Nâzım Hik- met’e bu resmini satmayan ressa­ mı bulup bu tabloyu ondan alarak Nâzım Hikmet Vakfı’na bağışla­ mıştı.

Nâzım Hikmet’in açlık grevi yaptığı sırada, kendisine açlık gre­

vini bırakması istemiyle gönderi­ len çağrı da anı odasında yer alan ilginç parçalar arasında. Bu çağ­ rıda Halide Edip Adıvar, Sait Fa­

ik, Sabahattin Eyuboğlu, Oktay Rifat, Cahit Sıtkı Tarancı gibi bir-

( çok değerli ismin imzası bulunu­ yor.

Önce Pablo Neruda’nın Nâzım adına aldığı ve daha sonra 1951 yı­ lında Nâzım Hikmet’e verilen Ba­ rış Ödülü, ödül töreninde çekilen resimler, albümler ve Nâzım Hik­ met’in kendi resim çalışmaları da anı odasında sergilenecek.

Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Genel Sekreteri Kıymet Coş­

kun, Nâzım Anı Salonu’nun, kur­

mayı düşledikleri Nâzım Hikmet Müzesi’nin bir parçası olduğunu söylüyor.

Nâzım Hikmet’in kendi el yazı­ sı çalışmaları, mektuplan, kendi- sine gelen ve farklı dillerde yazı- j lan mektuplan ise önümüzdeki yıl-

P larda açılması planlanan bilgi mer-

t- kezinde araştırmacılara sunulacak, gj Ancak Kıymet Coşkun, bu çalış­ ça malann ağır ilerlediğini ve maddi ^ desteğe gereksinim duyduklannı <y vurgulayarak “Bu malzemeler el­

li, den geçirilerek onarılmak ve bilgi

S merkezi kurularak kuşaktan kü­ fe şağa aktarılmalı” dedi.

Kişisel Arşivlerde'itafıdflf

Referanslar

Benzer Belgeler

Tam da bu noktada Yapı Kredi Yayınları ve editörü Sayın Sabri Koz’a bir kana- atimizi (aslında arzumuzu) iletme fırsatı bulmuş sayılabiliriz: Ali Canip Yön- tem’in

An- cak yukarıdaki alıntı cümlelerde konumuzla doğrudan ilgili asıl nokta, Ömer Seyfettin’in, “Dünküler”e karşı kendilerini kabullendirme mücadelesi vermiş olan Fecr-i

İki yakın arkadaşının –hele hele “Bu arkadaşım; li- san-aşina [yabancı dil bilen], çok okumuş, yarım âlim, çok malûmatlı, mükemmel bir gençti.”

Bu çalışmada, doğuştan kalp hastalığı tanısı ile izlenen ve/veya tedavi edilen yetişkin hastaların; hastalıkları, hastalıklarının komplikasyonları ve tedavisi

Istanbulun rengin göğü altında bahar küme küme nemli yeşillikler içinde kokulu sarı fujerler, pembe, mor yabani güller, cazip kokulu zarif narin minimini bir yığın

Larenks skuamoz hücreli karsinomlu hastalarda p21 ekspresyonu ile prognostik faktörlerin ilişkisinin araştırılması amacıyla Larengeal karsinom nedeniyle Ocak 2002-Temmuz

Nâzım bey, tayyareden düş­ tüklerini, Moskovaya bilhassa Iran ve Hindistan tahrîkâtı için gittiklerini, tayyarenin altı de' fa düştüğünü, Moskovaya En­ ver

Ancak her devrin kendi çapında sanatçı çıkardığını unutmamak gerek.. Türkiye'de Türk