• Sonuç bulunamadı

Resim kendini ifade etmeli:Zekai Ormancı, doğadaki görüntünün izleyicideki yabancılaştırıcı etkisi üzerinde duruyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Resim kendini ifade etmeli:Zekai Ormancı, doğadaki görüntünün izleyicideki yabancılaştırıcı etkisi üzerinde duruyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

25 MART 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET

KULTUR

Zekai Ormancı, doğadaki görüntünün izleyicideki yabancılaştırın etkisi üzerinde duruyor

‘ R esim kendini ifade etm eli’

ESRA ALİÇAVUŞOĞLU_________

Basılı imgelerden yola çıkarak ekst­ ra baskı izlenimlerini tuvale aktaran Ze­

kai Ormancı’nın son çalışmaları 15 N i­

san tarihine dek Kare Sanat Galerisi’nde izleyicilere sunuluyor. Zekai Ormancı, doğadaki görüntülerin izleyici üzerinde­ ki yabancılaştın« etkisi üzerinde duru­ yor. Ormancı, her gün karşılaştığımız nesneleri parçalara bölerek tuvaline ak- tanyor ve bu aynntılar ait olduklan nes­ neleri çağnştırmadığı gibi, nesneyle olan tüm bağlan da kopanlıyor. Sanatçı bu sü­ reçte her aynntı gerçek yerini bulunca­ ya dek bilinçli bir ayıklama sürecinden geçiyor ve sonunda anlamı kendinde ka­ palı organik bir bütünlük oluşturuyor.

Zekai Ormancı ile resimlerinin içeri­ ği ve oluşum süreci üzerine görüştük.

- Resimlerinizin en önemli özelliklerin­ den biri, çok şiddetli renklerin bir araya geliyor olması. Rengin yapıtlarınız için ifade ettiği anlam nedir?

ZEKAİ ORMANCI - Şiddetli renk­

leri özellikle; resm in estetiğine katkı sağladığı ve sanatsal anlamda almak is­ tediğim sonuca çok büyük bir yarar sağ­ ladığı için kullanıyorum. İster şiddetli, ister pastel renkler olsun ofset tekniği ile basılmış, renk ayırımıyla yapılanmış bir etki yakalamak amacı güdüyorum. Do­ layısıyla pastel renklerin bile şiddetli ol­ masa da temiz ve pür olmasına dikkat ediyorum.

Nesnelerin ayrıntıları________

- Ofset tekniğinde üç beş rengin üst üs­ te basılmasıyla elde edüen sonuç, tuvali­ nize boyaların karılarak aktarılmasıyla yansıyor. Bu süreçten söz edebilir misi­ niz?

Resimlerimin ön aşamasında tasarım yapıyorum. M asa başında işin düşünsel boyutunu çözüyorum. Zaten kullandığım boya ve sürüş tekniği macera aramaya müsait değil. Tekniğin güç oluşu nede­ niyle yaratma eyleminin başka bir süreç­ te gerçekleşmesi gerekiyor. Bunu yara­ tının uygulama aşaması olarak kullanı­ yorum.

- Peki yaratının uygulama aşaması ne­ lere dayanıyor?

M asa başındaki çalışma yöntemim kolaja dayanıyor. Kolajda genellikle ba­

olan nesnelerin ayrıntıları. Mikrosko- pikten öte kadraj... Onu daha önce ait ol­ duğu nesneden ayırarak kadre ettiğimiz zaman artık o nesneden ayrılıyor ve plas­ tik bir eleman olmaya başlıyor. Dolayı­ sıyla daha önce ait olduğu nesneyle hiç­ bir bağı kalmıyor. Amacım, birbiriyle ay­ nı düzlemde buluşma şansı olmayan ya da doğada, güncel yaşamda yan yana gör­ me şansımız olmayan ayrıntıları yan yana getirmek. Herhangi bir fotoğraf makinesinin herhangi bir parçasını da plastik eleman olarak kullanabilirim. Ama bu fotoğraf makinesini çağrıştır­ m am ak Eğer çağrıştırırsa, amacından sa­ pıp bu kez kendinin dışında başka bir şey ifade etmeye doğru yol alır. Bunları salt plastik elem an olarak kullanıyorum . Plastik sorunsalla iç ¡çeliğim söz konu­ su. Resmi kendinin dışında başka bir şeyi ifade etme aracı olarak görmüyo­ rum. Resim bir olguysa, kendi plastik so­ runsalı ile baş başa bırakılıp kendini ifa­ de etmeli diye düşünüyorum. Sanatın kendi gerçekleriyle baş başa kalması, araç olmanın ötesinde am aç olmayı da beraberinde getiriyor.

‘Tekniğimi hiç değiştirmedim’

- Peki bu bir tekrara yol açıyor mu?

Tekrardan neyi kastettiğimize bağlı. Yapıtın, yapılanma ve kurgu yöntemin­ de bir tekrardan söz edebiliriz. Palet mantığının sürüp gitmesi de bir tekrar... Ya da bütün resimlerinizin soyut olu­ şu... Ama tekrar, konformist bir yakla­ şımın içine girerse kısır bir dairenin için­ de döner durur. Her rengi kullanıyorum, hiçbir rengi kendime yasaklamıyorum. Her türlü kompozisyon tarzını kullanı­ yorum. Değiştirmediğim tek Şey tekni­ ğim. Bu da benim icat ettiğim bir şey de­ ğil, yüzlerce yıldır süregelen yalama tekniği.

- Tekniğin öne çıktığını söyleyebilir miyiz?

Nesnenin fotoğrafik görüntüsünü el­ le yapmaya çalışarak tekniğin gücünü or­ taya çıkarmaya çalışıyorum. Kompozis­ yon tasaları gütmeme rağmen, teknik yaratının bir adım önüne geçiyorsa, ya­ nılgı var demektir. Ne olursa olsun ya­ ratı tekniğin önünde olmalıdır. Üsluba yaslanmanın zararlı olacağını düşünü­ yorum.

(Fotoğraf: KADER TUĞLA)

maçım, birbiriyle aynı düzlemde buluşma şansı olmayan ya da

doğada, güncel yaşamda yan yana görme şansımız olmayan

ayrıntıları yan yana getirmek. Plastik sorunsalla iç içeliğim söz

konusu. Resmi kendinin dışında başka bir şeyi ifade etme aracı

olarak görmüyorum. Sanatın kendi gerçekleriyle baş başa kalması,

araç olmanın ötesinde amaç olmayı da beraberinde getiriyor.

sili imgeler bir araya geliyor.. Ofset tek­ niğinde basılm ış m edyatik alıntılar... Basılı imgelerden yola çıktığım için ger­ çeğine de kaynağına da ters düşmüyor. Kaynağına gönderme yaparak geri dö­ nüyor. Yararlandığım malzemeye saygı­ mı da göstermiş oluyorum. Bunun için­ de başka etkenler de sayabilirsiniz. Flo- resan renklerin kullanılıyor olması tele­

vizyonlara kadar götürebilir bu işi. Ger­ çeği malzeme olarak kullanıyorsam işin aslına uygun yapmak durumundayım. Yaptığım eskizi, malzemeleri bir araç gibi kullanıyor görünüyorsam da aslın­ da onun etki gücüne sadık kalarak ve say­ gı duyarak bir anlamda amaç olarak da ele alıyorum. Bu biraz da medyaya say­ gıdan kaynaklanan bir olay.

- Bunun içinde yergi hiç yok mu?

Bu tamamen izleyicilerin hayal gücü­ ne bağlı...

- Yapıtlarınızda nesnelerin bütününü parçalayarak, ayrıntılarla farklı bir dil yaratıyorsunuz. Bunlara, nesnelerin mik- roskopik görüntüleri diyebilir miyiz?

Yapıtlarımda kullandığım formlar, gündelik yaşamda her an karşım ızda

Referanslar

Benzer Belgeler

uzaktır.Çünkü monarşiyle gerçekleşmesini istediği devlet modeli genel istence dayalı,bir ulusun içtenlikle yaşama geçirdiği bir model

• Alt ve üst çenede diş kavsi üzerinde sıralanmış Alt ve üst çenede diş kavsi üzerinde sıralanmış olan dişler, komşu proksimal yüzlerinin küçük bir olan

Yeni doğan çocuklarda zuhur etdiği vakit yeni doğan çocukların cerahatli göz zarı iltihabi adını alır. Çocuk bu hastalığı doğarken yahud doğ - dukdaıı

Anahtar Kelimeler: Enerji Tüketimi, Kentleşme, Finansal Gelişme, Büyüme THE IMPACT OF ENERGY CONSUMPTION ON ECONOMIC GROWTH, URBANIZATION AND FINANCIAL DEVELOPMENTS: CASE OF

İ lkel atalarımızdan bugüne kadar tüm çağlar bo- yunca insanoğlunu en çok etkileyen doğa olay- larının içerisinde deprem her zaman en çok kor- kulan felaket olarak

Spikülleri inceleyebilmemiz için kalkerli bir sünger ilmeğinden (Calcarea) lam üzerine jiletle kazıyıp üzerine bir damla su damlatmak ve lamel kapatarak yine önce en

Bölen sayı “?” soru işareti ile gösterilmiştir. Üslü ifade, bir sayının kendisi ile çarpımlarının kısa yoldan gösterimidir. Bir doğal sayıyı kendisiyle

<P>Geleneksel Tayland kedi türleri olan Siamese (Siyam), Korat ve Burmese türleri görünüm olarak çok fazla değişikliğe uğramamışlardır. (Bunlar, Tayland'da Wichien-