• Sonuç bulunamadı

Yüreğimizden Vurulduk

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yüreğimizden Vurulduk"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

18 Ekim 2006 günü Ankara Barosu, Türkiye Barolar Birliği ve Türk Hukuk Kurumu’nun önceki başkanlarından büyük hukukçu, güzel in-san, saygıdeğer, sevgili Teoman Evren ağabeyimizi kaybettik.

Tüm dostları için önemli ve vazgeçilmesi kolay olmayanş yeri doldurulması imkansız bir kişiliği olan Teoman Evren, benim için çok özel, örnek bir insandı. 1971-2006 yılları arasında yaşanan ve göz açıp kapayıncaya kadar geçen bu zaman dilimi içinde yaşadığım anıları sizlere aktarmak istesem ciltler dolusu kitaplar oluşturur. En verimli çağında kaybı ile beni yüreğimden vurdu.

Sosyal hareketliliği yanında zaman zaman gözlerden uzak, sade, sessiz, kendi dünyasında sanatla, düşünceyle, insan haklarıyla, özgür-lüklerle ve hukukla iç içe yaşayan çok zengin kişiydi ağabeyim Teo-man Evren.

Teoman Evren ağabeyi bu anlamda ortalıkta dolaşan aymaz ente-lektüeller yanında dünyayı, ülkesini ve tüm olayları bilgisi ve biriki-miyle sorgulayan sürekli olarak okuyan, araştıran ve kendisini yenile-yen aydın bir Cumhuriyet temsilcisi olarak unutmamız olanaksız.

Boşluğunun doldurulması mümkün olmayan bu meslek ustamı-za Tanrı’dan rahmet, ailesine, dostlarına, meslektaşlarına sabırlar di-lerim.

YÜREĞİMİZDEN VURULDUK

(2)

Bilindiği gibi, Avukatlık Kanunu’nun 82. maddesinde, barola-rın en yetkili organı olan baro genel kurullarıyla ilgili olarak şu dü-zenleme getirilmiştir. “Genel kurul iki yılda bir Ekim ayının ilk haftası

içinde baro başkanlarının daveti üzerine gündemindeki maddeleri görüş-mek üzere toplanır”.

Bu hüküm doğrultusunda barolarımızda Ekim ayı içinde tatlı bir heyecan ve demokratik bir yarış başlamış bugüne kadar birçok baromuzda yeni başkan ve yönetimler seçimle göreve getirilmiştir. Araya Şeker Bayramı’nın girmiş bulunması nedeniyle bazı barola-rımızda da seçimler Kasım ayına sarkmış bulunmaktadır. Kasım ayının ortalarında barolarımızda yeni seçilmiş veya güven tazele-miş kadrolar iş başı yapmış olacaklardır.

Yapılan seçimlerde, birkaç baro dışında hemen hemen tüm ba-rolarımızda ikinin üzerinde başkan adayı ve ekipleri yarışmıştır. Bu durum, barolarımızda yönetime daha çok meslektaşımızın ilgi duyduğunu gösteren ve barolarımızdaki demokratik yarışın daha yaygın hale geldiğini sergileyen, çok anlamlı bir gelişmedir. Çok uzun sayılamıyacak bir süre önce pek çok baromuzda başkanlık ve yönetim kurulu üyeliklerinin “ısrar” ve “ıkram” sonucu bulu-nabildiğini düşündüğümüzde bu gelişme mesleğimizin dinamizmi açısından mutluluk verici bir olay olarak değerlendirilmektedir.

Barolarımızda mesleğimize ve meslektaşlarımıza yakışan ol-gunlukla geçen bu demokratik yarışların, meslek sorunları yanında yurt sorunlarının çözümünde büyük dinamizm sağlayacağı inan-cındayım.

Yenilenmiş veya yeniden seçilmiş olan başkan ve kurul üyele-rinin genel kurullarından aldıkları güç ve yetkiyle işlere hızla sa-rılmak durumundadırlar. Çünkü mesleğimiz, meslektaşlarımız ve yargıyla ilgili bunca sorun orta yerde dururken, göreve talip ola-rak seçilen başkan ve yöneticileri çok karmaşık ve sıkıntılı görevler beklemektedir.

16. 10. 2006 günü itibariyle yapılan seçimler sonrasında, üç bü-yük ilimizdeki başkanlarımız Av. Kazım Kolcuoğlu, Av. Vedat Ah-sen Coşar ve Av. Nevzat Erdemir başta olmak üzere, Adıyaman’da

(3)

Av. Nazım Pektaş, Afyon’da Av. Celal Mümtaz Akıncı, Aksaray’da Av. Abdülkerim Elgin, Amasya’da Av. Adnan Hasip Yalçın, Antalya’da Av. Zeki Durmaz, Aydın’da Av. Sümer Germen, Bur-sa’da Av. Asude Şenol, Çankırı’da Av. Dilaver Erdoğan, Denizli’de Av. Adil Demir, Diyarbakır’da Av. Sezgin Tanrıkulu, Erzincan’da Av. Hamit Sekman, Gaziantep’te Av. Aziz Canatar, Iğdır’da Av. Musta-fa Buluş, Karabük’te Av. Tanju Korkut, Kastamonu’da Av. Abdülha-lik Oğuz, Kayseri’de Av. Ali Taşçı, Kütahya’da Av. Sabit Özdoğlar, Kahramanmaraş’ta Av. İsmail Kahveci, Malatya’da Av. Mehmet Gör-geç, Manisa’da Av. Remzi Demirkol, Mersin’de Av. İsa Gök, Muğla’da Av. Ayla Kara, Rize’de Av. Harun Mertoğlu, Samsun’da Av. Ahmet Gürel, Şanlıurfa’da Müslim Tekirdağ’da Av. Hasan Orta, Van’da Av. Ayhan Çabuk, Yalova’da Av. Cemal İnci, Zonguldak’ta Av. Erol Me-kik yeniden seçilmişlerdir.

Alınan sonuçlar ve genel kurullarında yaşanan mücadele ve tar-tışmalar objektif olarak değerlendirildiğinde, savunma mesleğinin temsilcileri avukatların büyük çoğunluğu tarafından, eksiksiz de-mokrasi başta olmak üzere, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve hu-kuk devleti ilke ve kavramları yanında, ulusal değerler, üniter yapı, Cumhuriyet’in kazanımlarının benimsenmiş ve desteklenmekte oldu-ğu sonucuna varmaktayız.

Bu tablo geleceğimiz açısından bize güven vermektedir.

Hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan sırf politik tercihlerle sayıları hızla artırılan hukuk fakültelerinden mezun olan genç mes-lektaşlarımızın staj başta olmak üzere, staj sonrası mesleki yaşamlarını insanca sürdürme talepleri yanında, yıllardır büyük zorluklar ve bin bir sıkıntı ve çileyle meslek yaşamlarını yürütmek durumunda olan özverili meslektaşlarımızın, gelecekle ilgili çok ciddi endişeleri vardır. Avukatlık Yasası’nda 2001 ve 2004 yıllarında yapılan değişiklik-lerle oldukça önemli kazanımlar elde edilmiş olmasına karşın, yaşanan somut olaylar karşısında bunların yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.

(4)

lerin tamamlanmasından sonra, yeni ve yeniden seçilen baro başkan-larımızla ilk toplantımızı yaparak, geleceğe ilişkin yol haritamızı çize-ceğiz.

Meslek ve meslektaşlarımızın yaşamsal sorunları yanında, kuşku-suz yurt sorunları da giderek içinden çıkılmaz, sorunlar sarmalı haline dönüşmektedir.

AB-Türkiye, ABD-Türkiye ilişkilerindeki çok kritik süreç yanın-da, yurt olarak üzerinde güvenle yaşadığımız vatan topraklarının bu-lunduğu coğrafya üzerinde ki toplumlar tarihin en sıkıntılı ve endişeli günlerini yaşamaktadırlar. Irak’ta müdahale öncesi umut veren sözler yerini, umutsuzluk ve karamsarlığa bırakmıştır. Tarih bir süre sonra, sanat, kültür ve uygarlıkların beşiği olan Mezopotamya’nın demokra-si, özgürlük ve insan hakları çığlıkları arasında çağcıl barbarlar tarafın-dan nasıl harap edildiğini yazacaktır.

Pek yakında, AB üyeliği adına, yıllar içinde benimsediğimiz ve özümsediğimiz bağımsızlık, egemenlik, üniter devlet, ulusal birlik ulusal bilinç, yurttaşlık gibi kavramların içlerinin nasıl boşaltıldığını daha net bir biçimde algılayacağız.

Tamamen tarihçilerin bilgi ve birikiminde olması gereken, geçmiş-ten günümüze Türk-Ermeni ilişkileri üzerinden oynanan politik oyun-lar Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini etkilemektedir. Bu konuda Fransa ve Hollanda’nın düşmanca tutum ve davranışlarını anlamak mümkün değildir. İnsan hakları, özgürlükler ve hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerlerin öncülüğü ve savunuculuğunu elden bırakma-yan bu ülkelerin, kimi küçük çıkar ve politika adına ülkemize, Anado-lu insanına ve ikili ilişkilerimize karşı takındıkları oAnado-lumsuz tavrı kabul etmeye olanak yoktur. Karşılaştığımız bu olumsuz tavır ve politikalar giderek yaygınlaşmaktadır. Bunlara karşı tarih, sanat, edebiyat, hu-kuk alanında üreteceklerimizle gerekli cevabı vermek aydınlarımızın onurudur. Bunun tek başına yetmeyeceği ise açıktır. Politik girişimler ve sağlanacak etkinlik de hükümetlerin, politikacıların takip edecek-leri yol ile ilgilidir. Bu konuda dikkat edilecek nokta, politikacıların tarihi olayların yorum ve görüş farklılıklarını ileri sürerek Türkiye

(5)

Cumhuriyeti’nin geleceği ile ilgili bu gibi hücumlara karşı bigane ka-labilmeleri olasılığıdır. Kuşkusuz bu konuda işin diğer acı veren yanı, bu ülkenin olanaklarıyla, bu ülkenin hoşgörüsüyle, bu ülkenin katkı ve destekleriyle yaşama tutunan bazı işbirlikçilerin aymazlığı ve iha-netidir.

Tam bu sırada Orhan Pamuk’a “Nobel Edebiyat Ödülü” verilme-si toplumda ciddi kafa karışıklıklarına neden olmuştur. Oysa ilk kez bir Türk yurttaşına verilen bu ödül, son derece saygın ve anlamlıdır. Toplum olarak büyük coşku yaşamamız gerekirken çeşitli kesimlerde burukluk yaşanmaktadır.

Tarihsel süreç içinde, Cumhuriyet dönemindeki tüm iktidarların ulusal bir politika olarak algıladığı, Kıbrıs başta olmak üzere dış iliş-kilerimizde çok önemli mevzii kayıpları yanında, son uygulamalarla çağdaş dünyanın bize karşı bakışında da önemli değişiklikler olmuş-tur. Ortadoğu ve Balkanların ilk ve tek lâiklik ilkesini birleştiren Av-rupalı Türkiye artık dışardan bu özellikleriyle değil, dinsel motifleri daha net algılanan bir ön Asya ülkesi olarak görülmek istenmektedir. Halbuki unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcı, tam bağımsızlık, laiklik, kayıtsız şartsız egemenlik, demokrasi, özgür-lük ve insan hakları yanı sıra çağdaş değerlerle karılmış ve bu temel değerler üzerine yükselmiştir.

Ülkemizin böylesi önemli iç ve dış sorunları yanında, mesleğimiz ve meslektaşlarımızın karşı karşıya olduğu kimi sıkıntıların çözümü için el ve gönül birliğiyle çalışmak ve yeni projeler üretmek durumun-da ve zorundurumun-dayız.

İşte yeni dönem bu nedenlerle daha fazla çalışmayı, daha fazla üretmeyi, daha fazla özveriyi gerektirmektedir. Türkiye Barolar Birliği yönetimi olarak belirtilen konularda yeni ve kalıcı çözümler üretmek adına, eskiden olduğu gibi, barolarımızın eski ve yeni yöneticileriyle sıkı işbirliği ve dayanışma içine girilecek, sorunların çözümü için kol kola, omuz omuza mücadele verilecektir.

(6)
(7)

Önceki başkanlarımızdan rahmetli Teoman Evren’in 1988 yılında çıkmaya başlayan Türkiye Barolar Birliği Dergisi’nin 1. sayısında yayımlanan

(8)
(9)
(10)
(11)
(12)
(13)
(14)
(15)
(16)
(17)
(18)

kitap reklamı

TTK kitabı

Referanslar

Benzer Belgeler

In this study, Naprox en was placed in a polar solvent, such as methanol, while it exposed to high pressure mercury l amp, it undergoes photodegradation. The photodecomposition

Yüz adım kadar uzunluğunda bir yeraltı yoluyla karaya bağlı bir adacığın üzerinde bulunan kule, şimdi deniz feneri olarak kullanılmaktadır.. Eskiden Üsküdar kıyısı

Grafik’7 de net bir şeklide görüldüğü üzere 2004 yılında, üniversite mezunu genç işsizlerin yüzde 56,5'i kadın iken, yüzde 43,5'i erkektir ki benzer şekilde

Sosyal Güvenlik Dergisi’nde Yayımlanan Makalelerin Bibliyometrik Analizi Makalelerde kullanılan kaynak türlerinin dağılımına oransal olarak bakıldığında % 47

This study retrospectively evaluated the clinical characteristics and the macroscopic, histopathological, and immunohistochemical features of the lesions in a total of

Tüketicilerin politik tüketim davranışları olan boykot ve teşvik edici satın alma eğilimlerinin tüketici etik değerleri ve politik etkililik inançları

Benzer şekilde, 2005 tarihli Fransız Savunma Kanunu’nun L4123-12-II maddesine göre Fransız askeri personeli şu durumlarda Fransa sınırları dışındaki

The Numerical solution of Boussinesq's equation using Spline method is very nearer to Exact Solution obtained by analytical method .It is surmise that