CUMHURİYET
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi
Tarihî Odalar: 16
Yazan: Halûk Y . Şehsuvaroğlu
Beylerbeyi Sarayında Abdiilhamidle
Grandük Nikola’nın görüştükleri salon
Ayastafanos muahedesinden son ra, Rus ordusu başkumandanı Grandük Nikola (Livadya) vapu- rile İstanbula gelerek Dolmabahçe sarayında II. Abdülhamıdi ziyaret etmişti.
Grandükün beraberinde Prens Lanehterberg, Prens Doldonborg, General Gorko İskoblov, Rus ordusunun erkânıharbiye reisi ve diğer bazı generaller bulunuyor du.
Livadya, Dolmabahçe önüne geldiği vakit Divanı Hümayun tercümanı Münir Efendi saray kayıklarile, vapura gitmiş Gran- diikle refakatindekileri alarak sa raya getirmişti. Devlet ricali v.e askerî ümera, resmî elbiseierile Grandükü binek taşında karşı lamışlardı. II. Abdülhamid, mi safirde sarayda mülâki olmuş, Grandük, maiyetindekileri, Padi şah da devlet erkânını ve paşa ları birbirlerine takdim etmişler di.
Bu takdim sırasmda Gazi Os
man
Paşayı gören Grandük Ni kola (Böyle bir gayretli kuman danla muharebe etmek, düşman ları için dahi şereftir) demiş ve diğer Rus generalleri de Gazi Os man Paşaya büyük bir hürmet e- seri göstermişlerdi.Bu merasimden sonra Grandük - le maiyeti, aynı merasimle uğur lanmışlar ve vapurla Beylerbeyi sarayına gitmişlerdi. Sarayın bah çesine bir bölük kadar Rus hassa süvari ve bahriye askerleri ve bir takım da Rus mızıkası çıkarılmış tı.
Bunu takiben II. Abdülhamid, beraberinde vükelâ ve Dolmabah çcdeki merasimde bulunan askeri ümera olduğu halde vapur ve kayıklarla Beylerbeyine geçmişti. Bu sırada Beylerbeyi sarayının Üsküdar tarafındaki merasim dai resinin bahçesinde Rus hassa ve bahriye askerleri mevki almış, İstnnbuldaki Rus kolonisine men- sub gayet şık tuvaletli kadınlar yer yer toplanmış bulunuyorlar dı.
Padişahın kayığı rıhtıma ya naşır yanaşmaz, Rus Prensi ve generalleri kendisini hürmetle karşılamışlardı. II. Abdülhamid, bahçeye rıhtım üstündeki salta
nat kapısından girmiş, bu esnada mızıka Padişahın marşını çalma ya başlamıştı.
Sultan Hamld, askerî ünifor malarını giymiş bulunuyor ve vükelâsının, vezirlerinin önünde çevik adımlarla taş merdivenlere doğru yürüyordu,
Grandük Nikola binanın alt kat sofasmda Padişahı selâmlamış ve Hükümdarla beraber üst kata
çıkmışlardı.
Mülâkat, sarayın havuzlu salo nunun üstündeki direkli büyük salonda yapılmıştı. Deniz cephe sinden, kara cephesine kadar u- zanan bu büyük salon yaldızlı, nakışlar içindeki tavan ve duvar ları, eşyasının güzelliği, köşeler deki ayaklı büyük avizeleri, ka pılarına asılmış çok ağır kumaş lardan perdelerde . göz alıcı bir
ihtişamdaydı.
Padişahla, Grandük salonun de niz tarafındaki sütunları altında üzerlerine keten örtüler geçiril miş, iki koltuğa karşı karşıya 0- turmuşlardl. Gerilerinde yüksek arkalıklı bir koltukla bir yazı masası duruyordu. Hemen yan larında da dört köşe arabesk bir masa vardı.
Grandük konuşurken, sol ko
lunu hafifçe bu masaya dayamış bulunuyordu. Dük serpuşunu sol eline almış ve kılıcını iki bacağı araşma yerleştirmişti. Söz söyler ken elile de tarifler yapıyordu.
II. Abdülhamidin kılıcı, sol ta rafından dışarı doğru sarkmış du ruyor ve Padişah sol kolunu ba cağına dayamış bir şekilde otu ruyordu. Hünkârın arkasında Baş vekil Vefik Paşa ve Grandükün arkasında da Rus Sefiri ayakta duruyorlardı. Vefik Paşa mülâ kat esnasında Dükü çok sert ba kışlarla süzüyordu.
II. Abdülhamidle, Rus başku mandanına stil gümüş takımlarla kahve getirilmişti. Takımlar yan daki masaya konmuş ve Padişahla Prens karşılıklı kahve içmişlerdi.
Kahveler içildikten ve görüşme bittikten sonra resmi kabul baş lamıştı. Aynı salonu Türk, Rus generallerinden, vezirlerinden mü rekkeb büyük bir kalabalık dol durmuştu. Bu kalabalık arasında Plevne kahramanına, Rauf Pa şaya, kumandanlardan Fuad Pa şaya rastlanıyordu.
Ruslardan bir kısmı askerî ü- niformalarile, bazıları da Kafkas kıyafetlerde gelmişlerdi. Bunlar arasında General İskoblov, mir alay Yokov göğüsleri fişeklerle dolu uzun etekli elbiseierile göze çarpıyorlardı.
Büyük salonda kâh âbus yüz ler, kâh mütebessim notalar gö rünüyordu. Görüşmeler ciddî biı hava içinde cereyan etmiş, mü lakatlardan, ikramlardan sonra Beylerbeyi sarayındaki resmi ka bul nihayete ermişti.
Daha evvel II. Abdülhamid, bü tün hazır bulunanların merdiven lerden rıhtıma kadar uzanan teş yi safları arasından geçerek v ü - kelâsile beraber saraydan ayrıl mıştı.
Ertesi akşam Padişah, Grandük- le maiyetindekilere Yıldız sara yında büyük ve resmî bir ziyafet vermişti.
Grandükün İstanbulda kalacağı günler ikameti için Beylerbeyi sarayı hazırlanmışsa da Rus or dusu başkumandanı gecelerini (Livadya) vapurunda geçirmeyi tercih etmişti.