o
1
I V I
ektuplardan
Osman Senemoğlu,
Abidin Dinodan Şükran Kurdakul’a
917 Temmuz 81
Şükran Kardeş
s
“ Yaş Alan Sanatçı” *yı yeni okudum, eline sağlık, ne güzel bir duygu,
ne güzel bir yazı. Ama burukluk duyma, yaşlanmış olmama -rağmen-,
çocukluktan vazgeçmedim daha, ihtiyarlamasını bilmiyorum (biraz
ayıp), ne yapayım, belki de bir sakatlık? Eskiden ne güzel yaşını başını
alırdı sanatçılar. Victor Hugo “ Büyükbaba olmanın sanatı” nı
yazmaktan başka, dillere destan bir beyaz sakal salmasını biliyordu,
ihtiyarlığın görkemini yaşıyordu. Rembrant’ın ihtiyarlık kendi
portreleri acı dolu filan. Nâzım da az yakınmadı ihtiyarlıktan,
ölümden, oysa sonuna dek filinta gibiydi. Herhal ömründen yılların
çalınmış olması, iştahmca Türkiye’yi yaşamamış olması onu
kederlendiriyordu, ihtiyarlık ve ölüm, o yokluğun gölgesi gibi bir şey.
O anlamda benim de yaşımdan yakınmam gerekir. Aslında ülkemde o
kadar az şey yaptım ki “ Kel” ** piyesim çıkar çıkmaz “ heyet-i vekile”
kararı ile yasaklandı, kitaplar toplatıldı. Toros Destanı adlı senaryo da
(sinema senaryosu), sansürde takıldı kaldı. Daha sonra “ Verese” ***
adlı bir piyes yazdım, birinci perdesi poliste kaldı, dönmedi. Bütün
sinema filmi deneylerim sonuçsuz kaldı. Resim, evet, biraz.
(Çiçeklerimi ne güzel yorumlamışsın!) Her ne ise, elimden geldiği
kadar Türkiye’ye resim gönderiyorum, biraz bir izim kalsın dostlarda.
68 yaş, siperden çıkıp ölümün kurşun yağmuruna tutulma yaşı. İnanır
mısın onun da bir keyfi var kendine göre, bir çeşit sevinci?
Hoşçakal, gözlerinden öperim.
Abidin A
(*) Şükran Kurdakul’un bu yazısı, Sanat Olayı dergisinin Temmuz 1981 (s. 62) sayısında çıkmıştır. ( * * ) 1941'de Adana’da yayımlandıktan sonra toplatılmıştır.
( * * * ) A.Dİno, V e re se ’yi 1947 yılında yazmıştır.
G
enellikle, sanatçılardan söz etmek çok güçtür. Bir sanatçıyı,
yapıtlarından soyutlayarak, salt yaşamöyküsel bilgilerle anlatmak,
onu sıradan yaşam süren on binlerce çağdaşıyla aynı düzeye indirgemek
olur. Bu nedenle, Paul Valéry ’nin de belirttiği gibi, sanatçının yaşamına
ilişkin tanıklık yapan kişiler, olaylara ne denli bağlı kalırlarsa o den’i de
yanıltıcı olurlar; çünkü bu tanıklıklar bizi sanatçının yapıtında gizlediği
bildiriden uzaklaştırarak, bakışlarımızı ikincil olgulara yöneltir. Oysa,
sanat bildirisini aydınlatacak gerçek bilgiler, yapıtların içindedir ve
üstünde durulması gereken de sanatçının çalışmalarıdır...
Abidin Dino
Yapıtlarıyla, sanatçı kişiliğiyle, davranış biçimleriyle, dünyaya bakış açısıyla, yaşadığı dönemde, geniş bir alanda önemli işlevler üstlenmiş sanatçılarımızdan biridir Abidin Dino. 1913 yılında İstanbul’da doğduğunu söylemek; ağabeyi A r if D ino’nun yüreklendirmesiyle resme yöneldiğini belirtmek, 1933’te, D G rubu’nun kurucuları arasında bulunduğunu anımsatmak; resmin yanı sıra seramik, heykel ve film çatışmaları da yaptığını vurgulamakla, belki yaşamındaki belli başlı etkinliklere değinmiş oluruz; ama gene de, sanatçı Abidin D ino’yu, tümüyle anlatmış sayılmayız. 1951 ’den beri Paris’te yaşadığından, “Ülkemde o kadar az şey yaptım k i ” diye hayıflanan sanatçı, bunun sorumluluğunu da, karşılaştığı olumsuz koşullara ve engellemelere (sürgün, yapıtlarının yasaklanması, vb.) yüklem ek yerine, kendi üstleniyor gibi. Kısacası, resim çalışmalarının ağırlık taşıdığı bir yaşamda, sinema, heykel, seramik ve yazarlık gibi alanlara da yönetmiş, çok boyuttu bir sanatçı Abidin Dino.
Şükran Kurdakul
Şiir ağırlıklı
sanat etkinliklerini; öykü, edebiyat tarihi, deneme dallarına yayarak sürdüren bir ozan ve yazarımız Şükran Kurdakul... ¡9 2 7 yılında İstanbul’da başlayan yaşamında, siyasal görüşleri nedeniyle genç yaşta cezaeviyle tanışmış, eğitimini sürdürmesi engellenmiş, karşılaştığı güçlüklere karşın, inandığı düşünce ve ilkeler doğrultusunda yürümekten yılmamış bir sanatçı.
Toplumcu gerçekçi yapıtlarına egemen olan şiirsellik, Kurdakul’un ustalığını kanıtlayan temel
göstergelerden biri sayılabilir. 1944’te yayımlanan Tomurcuk, giderek yeni
ve güzel çiçekler vererek ozanı günümüz şiirinin önde gelen adları arasına sokmuştur... Siyasal düşünceleri nedeniyle karşılaştıkları sorunlar, birden çok alanda yapılan çalışmalar, ülkemizdeki birçok aydın gibi, Dino ve Kurdakul'un yaşamları arasında da koşutluklar yaratmış.
Taha Toros Arşivi