• Sonuç bulunamadı

Operet besteleyen Nakşi şeyhi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Operet besteleyen Nakşi şeyhi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ramazan sofranıza

//d rrfuA

C jA w úfcí

s

rPTN

'THmat l&mdaâcc ’<mt

Z

51

_

UMARTESİ, 30 Kasım 2002

Operet esteleyen

Nakşi şeyhi

• stanbul'da, 19. asrın |

I

sonlarında bir 'operet' merakı başladı. O

zamanlarda da gümdemde olan

batılılaşma hevesinin etkisiyle popüler müzik batı etkisinde bir yola giriyor, yeni müzik biçimleri doğuyordu ve operet bunlardan biri ve Mehmed Baha Bey de operetlerin önemli bir ismi olduğu kadar, Türkiye'de müzik

yayıncılığının öncülerindendi. Bursalı olan Mehmed Baha Bey Nakşibendi şeyhi Ahmed Baba Efendi'nin torunuydu ve müzikle iç içe bir ortamda dünyaya gelmişti.

Bursa'da kökü Umurbey Köyü'ne dayanan Bedreddin Pars Bey sülalesinden gelen ve

1830'ların sonunda Bursa'ya yerleşen 'baba' Ahmed Baba Efendi, orada bir Nakşibendi tekkesi kurdu. Şimdi Bursa Hükümet Konağı'nın yerinde bulunan tekkede sadece ibadet değil, musiki âlemleri de yapılırdı.

Ahmed Baha'nın 1845'de vefat etmesinden sonra şeyh olan büyük oğlu Mehmed Said Efendi de müzikle uğraştı. Mehmed Said Efendi'nin 187l'deki vefatından sonra da posta Mehmed Bahaeddin Efendi geçti ve 1904'e kadar şeyhlik etti.

Mehmed Bahaeddin Efendi, iki kez evlenmiş ve ilk eşinden Mehmed Baha ile Hakkı Baha, o sırada Bursa kumandanı olan Hafız Mustafa Paşa'mn kızı Nakiye Hanım'dan da Muhiddin Baha ve Rukiye Hanım olmak üzere üç oğlu bir kızı dünyaya gelmişti.

1877'de dünyaya gelen Mehmed Baha Bey, İstanbul'da okuduktan sonra Bursa'ya döndü. Çeşitli okullarda tarih, müzik ve fransızca dersleri verdi. Bursa Vilayet Matbaası'nda birkaç yıl müdürlük

♦ V <r‘ » /• M í # ^ i 1 ■ ** V- o 4¡Á

ip

r A - * S * \ * i v*

Türkiye'de yayınlanan ilk müzik dergisi: Âlem-i Musiki.

Türkiye'de müzik yayıncılığının öncülüğünü, aynı zamanda operet bestekârı da olan Mehmed Baha Bey yaptı. Bursa'daki bir Nakşibendi tekkesinin şeyhi olan Mehmed Baha Bey meşhur bir operet bestecisi olmasının yanısıra ilk müzik dergimiz olan 'Âlem-i Musiki'nin de yayıncısıydı. yaptı ve yayın tarihimizdeki ilk müzik

mecmuası olan 'Âlem-i Musiki' adında bir dergi çıkardı. 15 günde bir çıkan ve toplam 18 sayı çıkan dergi, 1920'de kapandı.

Aynı zamanda operet besteciliği yapan Mehmed Baha Bey, birçoğu çok sesli olmak üzere marşlar ve şarkılar da besteledi. Abdülhak Hamid Tarhan'ın 'Nesteren' operetinin bestesi de ona aitti. Mehmed Baha, 1934'de dedesinin lakabı olan 'Pars' ismini soyadı olarak aldı. Aynı zamanda tekkenin de son şeyhiydi, 1953'te Bursa'da öldü ve Emir Sultan

Mezarlığı'na gömüldü.

1916'da, Halide Edip'in ablası ve Ceyb-i Hümayun İkinci Kâtibi Mehmed Edip Efendi'nin kızı Nilüfer Hanım ile yaptığı evlilikten dünyaya gelen oğlu Umur Baha Pars,

Milano'da batı müziği eğitimi gördü. Çok tanınmış bir tenor olan Umur Pars Ankara Devlet Konservatuarı'nda da hocalık yaptı.

Pars Ailesi, Bursa'nın Yunanlılar tarafından işgal edildiği günlerde ailenin hemen bütün üyeleri Kuva-y Milliye'de fiilen görev aldıkları için 500 yıllık

toprakları olan şehri terk etmek zorunda kaldılar.

Bursa'daki tekke, Ahmed Vefik Paşa Caddesi'nin genişletme çalışmaları sırasında yıkıldı, tekkenin kütüphanesinin bir kısmı da Bursa Nadir ve Yazma Eserler

Kütüphanesi'ne kaldırıldı. Tekke yıkılırken istimlak edilen mezarlar Muhiddin Baha Pars tarafından Emir Sultan Mezarlığı'nda ayrı bir mezarlığa nakledilerek orada gömüldü ama sonradan bu mezarlar da kayboldu.

■ Burak Çetintaş

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Cel ve tî ye’ye men sup bir çok flâ ir gi bi Azîz Mah mûd Hü dâ yî Haz ret le ri’nden bü - yük oran da et ki len mifl ve onun yo lun da iler le me ye ça l›fl m›fl bi ri

9 Kültür seviyesi yüksek bir aileye mensup olan Şerîf Efendi’nin daha eğitiminin ilk yıllarında ikiside birer şeyhülislam ve aynı zamanda da divan sahibi

Bir süre, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne giden Erbulak, okulu bırakarak karikatür çizmeye devam etmiştir.. Eserleri: Hergün, Hafta, Yirm inci Asır, Tef,

Memet Fuat, Nâzım Hikmet’in yaşa­ mında olup bitenlere yalnızca serinkanlılıkla bak­ mıyor; serinkanlılığı elden bırakmıyor olması yet­ mezmiş gibi, Nâzım

Öyleyken, Tazminat şairleri milletin uykusunu ölüm diye yazdılar, ve, milleti uyandır­ mak için, ona, «öldün» diye haykırdılar.. Vâkıa uyuyan milletleri ses

sonra bacanağı Yusuf Ziya Or- taç’la birlikte Akbaba adlı mi­ zah dergisini çıkarmaya başla­ dı. Kısa bir süre de Karagöz dergisini

Bir mizah gazetesi olarak çıkmaya başlayan Karagöz, geleneksel Türk tiyatrosunun en önde gelen sanatlarından biri olan gölge oyunun baş tipini temel almış, Karagöz’ü