• Sonuç bulunamadı

yem-maddeleri-ve-teknolojisi-ders-notlari

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "yem-maddeleri-ve-teknolojisi-ders-notlari"

Copied!
229
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

2

İÇİNDEKİLER

Yemlerin Tanımı, Sınıflandırılması ve Değerliliğini Etkileyen Faktörler : 3 - 26

Kaba Yemler : 27 - 38

Silaj : 39 - 52

Enerji Yemleri : 53 - 73

Protein Saplementleri : 74 - 96

Yemlerde Antinutrisyonel Faktörler : 97 - 133

Yem Değerlendirme Sistemleri : 134 - 154

Yem Hijyeni : 155 - 190

Yem Katkı Maddeleri : 191 - 205

(3)

3

Yemlerin Tanımı

Sınıflandırılması ve

(4)

4

Yem

Normal miktarda verildiğinde hayvan sağlığına

zararlı etki yapmayan

Hayvanların yaşama ve verim payı

gereksinimlerini karşılayabilen

Organik ve inorganik besin maddelerinden bir

veya birkaçını kapsayan

Bitkisel veya hayvansal kökenli yada doğada

serbest halde bulunan

maddelerdir.

Yaşama payı gereksinimi;

verim beklemeksizin

fizyolojik işlevlerin sürdürülmesi için gerekli

(kan dolaşımı, solunum, vücut ısısının sabit

tutulması,sindirim sistemi hareketleri gibi)

besin maddeleri veya yem miktarıdır.

(5)

5

Verim payı gereksinimi:

Hayvanlardan beklenen verimin

alınabilmesi için yaşama payına ilave

edilen besin maddeleri yada yem miktarıdır.

Toplam Besin Maddesi İhtiyacı:

(6)

6

Yemlerin Sınıflandırılması

(kaynaklarına göre)

1. İşletme yemleri (Kaba yemler)

2. Ticari yemler

İşletme (Kaba yemler) yemleri

Yeşil yemler Kök ve yumru yemler Dolgu maddesince zengin yemler Konserve yemler -Çayır ve meralar -Hasıl yemler -Kök ve yumru yaprakları -Kök yemler -Yumru yemler -Samanlar -Kavus ve kabuklar -Koçanlar -Kuru otlar -Silajlar

(7)

7

Ticari (Konsantre) yemler

Tane yemler Endüstri kalıntıları Hayvansal kökenli yemler Mineral yemler Yem katkı maddeleri -Buğdaygil tohumları -Baklagil tohumları -Yağlı tohumlar -Değirmencilik end kal -Şeker end kal -Yağ end kal -Nişasta end kal -Fermentasyon end kal -Süt ve süt ürünleri -Et unları -Et-kemik unları -Kadavra unları -Kan unu -Tüy unu -Balık unu -Tavuk mezbaha unu -Hayvansal yağ -Makro elementler -Mikro elementler -Karma mineral yemler -Anabolizanlar -Antifungaller -Antimikrobiyeller -Antioksidanlar -Antiparaziterler -Emülgatörler -Pelet bağlayıcılar -Boya mad -Fizyolojik denge koruyucu -Yem kalite düzenleyiciler -Enzimler -Probiyotikler -Asitlendiriciler

Doç. Dr. Gülcan DEMİREL

Kuru madde

Yem maddesinin belirli bir miktarının 105 C

de suyu uçurulduktan sonra sabit ağırlığa

ulaştığı anda kalan ağırlığı tanımlamada

kullanılır

(8)

8

Kaba Yem

Besin maddeleri yoğunluğu az

Sindirilebilirliği düşük

Kuru maddesinde %18 üzerinde ham

selüloz içeren

yem maddeleridir.

Kaba Yem (Örnek)

(9)

9

Kaba Yem (Örnek)

Çayır otu

Kaba yem (örnek)

(10)

10

Konsantre yem (kesif yem, yoğun

yem);

Besin maddeleri yoğunluğu fazla

Sindirilebilirliği yüksek,

Kuru maddesinde %18’in altında ham

selüloz içeren

yem maddeleridir.

Konsantre yem (örnek)

(11)

11

Konsantre yem (örnek)

Soya fasulyesi küspesi

Konsantre yem karması (karma yem,

sanayi yemi, fabrika yemi);

Rasyondaki besin maddeleri açığını

kapatmak üzere kullanılan

Birden fazla konsantre yem çeşidini içeren

(12)

12

Yemlerin sınıflandırılması

(Besin maddesi yoğunluğuna göre)

Protein bakımından zengin yemler

Enerji bakımından zengin yemler

Dolgu maddesince zengin yemler

Mineral bakımından zengin yemler

Vitamin bakımından zengin yemler

Protein bakımından zengin yemler

Kuru maddesinde %30 dan fazla ham

protein bulunan yemlerdir

Örnek olarak küspeler ve hayvansal kökenli

yemlerin birçoğu (hayvansal yağ ve kemik

unu hariç=

(13)

13

Enerji bakımından zengin yemler

Kuru maddesinde en az 9 MJ/kg ME içeren

yemlerdir.

Örnek olarak tahıl taneleri, bitkisel ve

hayvansal yağlar verilebilir

Dolgu maddesi bakımından zengin

yemler (Balast yemler)

Sindirim sisteminin mekanik olarak

dolumunda etkili olan ve hayvana tokluk

hissi veren, KM de %18 den fazla ham

seliloz bulunan yemlerdir

(14)

14

Mineral bakımından zengin yemler

Yapısında bir veya daha fazla mineral

maddeyi yüksek düzeyde bulunduran

yemlerdir.

Örnek olarak kemik unu ve mono kalsiyum

fosfat verilebilir

Vitamin bakımından zengin yemler

Yapısında bir ya ad daha fazla vitamini

yüksek düzeyde bulunduran yemler

(15)

15

Rasyon

Yaşama ve verim payı besin maddeleri

ihtiyacını karşılamak için hayvana verilen

bir günlük yem miktarıdır.

Yemlerin Yapısı

(Weende Analiz Metoduna göre)

Kuru Madde Ham Su Ham Kül (HK) Ham Protein (HP) Ham Yağ (HY) Azotsuz Öz Maddeler (Nsuz ÖM) Ham Selüloz (HS)

(16)

16

Yemlerin Yapısı

(Van Soest‟a göre)

Hücre İçi Elemanları Hücre Duvarı Elemanları (NDF)

Ham Su Ham Kül (HK) Ham Protein (HP) Ham Yağ (HY) Nişasta, Şeker, Organik Rezidü

Hemiselüloz Selüloz Lignin

ADF

Yemlerin Değerliliğini Etkileyen

Faktörler:

1. Yemlerin hazırlanış şekli

2. Yemler arasındaki ortak etkileşim 3. Beslenme alışkanlığı

4. Tüketilen yem miktarı 5. Yemin bileşimi

6. Yemlerdeki antinutrisyonel faktörler 7. Yemlerin saklanması ve depolanması 8. Yemlerin Üretildiği arazinin niteliği 9. Yem Maddelerinin hasat zamanı 10. Yemlerdeki bulaşıklık durumu 11. Kimyasal muameleler

(17)

17

1-Yemlerin Hazırlanış Şekli

a-

Kabuğun alınması

b-

Tanelerin bütünlüğünün bozulması

c-

Isıtma ve Buharlama

d- Peletleme

1a-Kabuğun alınması

Selüloz bakımından zengin olan kabuk

(arpa, ayçiçeği, pamuk tohumu vs) ksmının

alınması özellikle kanatlı hayvanlarda

sindirimi arttırır. Ayrıca kabuk çıkarıldıktan

sonra yemin besin madde ve enerji

(18)

18

1b-Tanelerin bütünlüğünün

bozulması

Tane yemler kabaca kırılarak, öğütülerek

veya ezilerek verilir. Bu şekilde besin mad

sindirimi artar (sığırlarda tahıllar ezilir veya

kabaca kırılırken kanatlılarda kırılır)

Kaba yemler doğrama, öğütme ve

parçalamaya tabi olur

1c-Isıtma ve buharlama

Bazı antinutrisyonollerin etkinliğinin

azaltılmasında etkilidir.

Ancak yüksek düzeyde ısı bazı amino

(19)

19

1d.Peletleme

Peletleme ile yemlerde homojenite artar ve

özellikle kanatlı hayvanlarda bu yemi

homojen ve dengeli bir şekilde tületmeleri

sağlanır

Ayrıca peletleme sırasında oluşan ısıya

bağlı olarak besşn maddde yararlanımları

da değişebilir

(20)

20

2. Yemler arası ortak etkileşim

Yemlerin kombine edilmesi tek tek

verilmesinedn daha olumlu sonuçlar verir

Örneğin atlara arpa ve buğdayın tek başına

verilmesi gaz sancılarına nededn

olabilirken kuru ot veya buğday kepeği ile

beraber verildiğinde bu olumsuzluk

önlenebilir

3. Beslenme alışkanlığı

Yemin hayvana verilme süresi uzadıkça,

sindirim sistemi yeme adapte olduğundan

sinidirim ve yararlılık da artar

(21)

21

4. Tüketilen yem miktarı

Yem tüketimi artıkça sindirm azalır

Bunun nedeni fazla tüketme ile yemin

pasajının artması ve buna bağlı olarak sind

enzimlerinin besin maddeleri ile etki

süresinin kısalmasıdır

5. Yemin bileşimi

HS içinde lignin miktarı artıkça yemin sind

derecesi azalır

Ruminantlarda rasyonda kolay eriyebilen

KHO artıkca rumende HP ve HS sindiren

MO sayısı azalır ve dolayısı ile de bu besin

maddelerinin sindirimş azalır

(22)

22

6. Yemlerde antinutrisyoneller

Yemlerde bulunan aninutrisyoneller bazı

besin maddelerinin sindirimini azaltma,

sağlığı olumsuz etkileme ve hatta

zehirlenmeye kadar varabilen

olumsuzluklara yol açarak yemşerin

değerliliğini etkiler

Yem maddelerindeki antinutrisyonel

maddeler:

Soya fasulyesinde

tripsin inhibitörü

pamuk toh küsp

gosipol

fiğ tanesinde

visin

tane yemlerde

fitin

şeker panc yapr

okzalik asit

yonca ve kolza

saponinler

(23)

23

7. Yemlerin saklanması ve

depolanması

Yeşil yemlerin kurutulması, balyalanması

ve taşınması kaba yemlerin en değerli

bölümü olan yaprakların dökülmesine

neden olur

Güneşte kurutma karoten miktarının hızla

azalmasına yol açar

Otlar yeterli kurutulmazsa depolama

sırasında küflenme ve çürümelere neden

olabilir

Kuru otun zamana bağlı karoten kaybı

Karoten mg/kg KM % Taze ot 213 100 Taze kuru ot 29 14 13 hafta depolanmış ot 14 7 20 hafta depolanmış ot 10 5 28 hafta depolanmış ot 4 2

(24)

24

8. Yemlerin üretildiği arazinin

niteliği

Arazinin besin madde içeriği

Gübrelenmesi

Sulanması

İyot, bakır, kobalt fakir toprakda yetişen

bitki de bu minerallerden fakir olur

9. Yem maddelerinin hasat zamanı

Erken biçilen otlar besin maddesi

(25)

25

Vejetasyonun değişik dönemlerindeki kuru

yoncanın besin madde içerikleri (%)

Vejetasyon Dönemi

Kuru Madde

Ham Protein Ham Selüloz Çiçeklenmeden önce 90.5 18.6 23.6 1/10-1/2 çiçekli 90.5 15.4 28.5 3/4 çiçekli 90.5 14.1 30.2 Çiçeklenmeden sonra 90.5 12.9 31.8

9. Yemlerdeki bulaşıklık durumu

Yabani ot, taş, toprak gibi yabancı

maddelerin yemde fazla bulunması

Yemlerde üreyebilen bakteri ve mantarlar

Mikotoksinler

(26)

26

10. Kimyasal muameleler

Saman gibi düşük kaliteli kaba yemlerin

yem değerini artırabilmek için sodyum

hidroksit, amonyak ve üre

kullanılabilmektedir.

Sodyum hidroksit ile muamele samanların

sindirilme derecesini ve tüketimine olumlu

etki yapmaktadır

(27)

27

(28)

28

KABA YEMLER

Havada kurutulmuş yemlerden veya onlarınkine eşdeğer kuru maddesinde ortalama %18 veya daha fazla ham selüloz kapsayan yemleri „kaba yem‟ olarak tanımlanır.

1.Kuru kaba yemler a)legüminöz (baklagil kuru otları) b)gramine (buğdaygil kuru otları)

c)samanlar, kavuz ve kabuk, koçan, kapçık 2.Mera otları ve diğer yeşil yemler a)çayır-mera

b) legüminöz (baklagil yeşil yemler) c) gramine (buğdaygil yeşil yemler)

d) diğer yeşil yemler (pancar yaprakları v.b.) 3.Silo yemleri olarak sınıflandırılır.

1.KURU KABA YEMLER

Yem bitkilerinin kurutulmasıyla elde edilen yemlerdir. Kuru kaba yemleri:

I. Kuru otlar

a)Legüminözler (baklagil kuru otları)

Yonca: En fazla üretilen kuru ot olup protein, Ca, beta-karoten bakımından zengindir.

Yonca, yağmur değmeden ve yapraklar dökülmeyecek şekilde kurutulursa besleyici değeri yüksek olur, çünkü yapraklar gövde ve saplardan iki defa fazla protein kapsar.

Süt sığırı ve koyunlar için en iyi kaba yemdir. Süt miktarını arttırır, tane yem-konsantre yem miktarını düşürür.

Atlarda toz ve küf bulunmayan kuru yonca iyi bir kaba yemdir. Erken biçilmiş yonca fazla lakzatif olduğundan az miktarlarda verilmelidir. Hayvanlar tarafından iştahla

(29)

29

yenildiğinden, eğer sınırlı verilmezse fazla yiyebilirler. Bu nedenle her 100 kg canlı ağırlık için 1 kg hesaplanarak verilmelidir.

Yonca unu: İyi kaliteli yapraklı kuru yoncadan yapılır. Ham selülozu %30, proteini

%16’dır. Tavuk ve genç hayvanların rasyonlarında %2-5 oranında kullanılır. Beta-karoten ve K vitaminince zengindir.

Yonca unu, tavuk rasyonlarına vitamin kaynağı olarak kullanılır. Ayrıca K vitamini kapsadığından hemarojik bozuklukları önler. Rasyona %2-5 arasında ilave edilebilir. %5’den fazlası civcivlerde büyüme hızını yavaşlatır.

Tırfıl: Yoncadan sonra çiftlik hayvanlarının beslenmesinde en önemli kuru kaba

yemdir. Yoncadan daha az protein kapsar.

Taş yoncası: Yonca ve tırfılın yetişmediği kurak ve çorak arazilerde yetişebilir, iyi bir

otlak mera otudur. İçerdiği kumarin, bitki küflenip bozulduğunda dikumarole çevrilerek Taş yoncası hastalığına (Sweet clover disease) neden olur. Bu hastalık danalarda kanın pıhtılaşmasını önleyerek iç kanamalara yol açar.

Soya fasulyesi: Tohum alındıktan sonra ve alt yaprakları kurumadan iyi kaliteli ot

değerindedir. Yemden yararlanmayı arttırdığı için doğranarak verilmesi önerilir.

Fasulye: İnsan yiyeceği olarak ekilir, kart veya renk değişikliği olduğunda hayvanlara

yedirilir.

Burçak: Gerek tohumu ve gerekse otu için en çok Orta Anadolu’da sonra Ege ve Doğu

Anadolu’da ekilir.

Yem bezelyesi: Besleyici değeri yonca’ nınkine eşittir.

Mürdümük: En çok Doğu, Akdeniz ve Orta Anadolu bölgelerinde ekilmektedir.

Tanelerinde alkoloid bulunduğundan hayvanların zehirlenmesine neden olabilir.

Korunga: Ot verimi kıraç ve fakir topraklarda yonca ve tırfıldan fazladır. Protein

(30)

30

Fiğ: Orta ve Doğu Anadolu’da ekilir. Tek yıllık bir bitki olup, yulaf ile birlikte ekilmesi

önerilir.

Sarmaşık: Senede iki defa biçilebilir iyi kaliteli bir kaba yemdir.

b)Gramineler (buğdaygil kuru otları).

Tahıl kuru otları: Mısır, arpa, yulaf, çavdar ve buğday dal ve yaprakları henüz yeşilken

biçilirse besleyici değeri yüksek kuru ot verirler. Baklagillerden daha az ot verir ve onlar kadar besleyici değildirler. Protein, Ca ve beta-karoten bakımından yetersizdirler. Yulaf kuru otu atlar için mükemmel bir kaba yem olup, sevilerek tüketilir.

Çayır kuru otları: Protein ve Ca yönünden yetersiz, selüloz miktarı yüksek olup

lezzetlidirler. Sudan otu ve darı yüksek verimlidir.

c)Samanlar

Samanlar hasat esnasında bitkinin sap ve yapraklarından elde edilir. Samanlar %88-90 kuru madde, %30-40 ham selüloz ve %3-4 ham protein kapsar. %28-50 nitrojensiz öz maddelerin %32’si lignin, %54’ü pentozanlar ve %14’ü ise diğer karbonhidratlardan oluşur.

Baklagil samanları buğdaygil samanlarına göre protein ve Ca bakımından zengindir. Mercimek ve bezelye samanları besin maddeleri bakımından kuru ota yakındır. Buğdaygil samanları içinde yulaf samanı en değerlisi olup, bunu buğday samanı, arpa samanı ve çavdar samanı izler.

Gelişmiş ülkelerde hayvan beslemede saman yerine kuru ot kullanılmaktadır. Ülkemizde ise sığır ve koyun beslemede yaygın olarak saman kullanılmaktadır. Yüksek verimli süt ineklerine ve genç hayvanlara verilmemelidir. Lezzetsiz oldukları için pancar posası veya melas serpiştirilerek tüketim arttırılabilir. Saman kullanılan rasyonlara protein, Ca, P ve A vitamini ilavesi gereklidir.

Samanlar taze ve doğal renginde olmalı, küflü ve kokulu olmamalı, zararlı otlar içermemeli, sap halinde olmamalıdır (sığırlar için 2.5-3.5 cm, koyunlar için 1.5-2.5 cm uzunlukta olmalı).

(31)

31

Samanlar içerdikleri selüloz, hemiselüloz, ligninin parçalanması için fiziksel ve kimyasal uygulamadan geçirilirler. Parçalama, öğütme, ısıtma, kaynatma ve buhara tutma fizilsel uygulamadır. Üre, NH3, NaOH gibi kimyasal maddelerle işlenmesi kimyasal

uygulamadır. NaOH uygulaması pahalı ve çevre kirliliğine yol açması nedeniyle uygun değildir. Üre ve NH3 uygulaması ile ham protein düzeyi %3’den %7-8’çıkabilir.

Kavuz ve kabuklar : Meyve ve tohumların üzerindeki kısımların hasat zamanı

çıkarılmasıyla elde edilir. Bakla, fiğ, bezelye, burçak, mercimek ve soya baklagillerden, yulaf, arpa kavuzları buğdaygillerdendir. Arpa kavuzunun kılçıksız olmasına dikkat edilmelidir.

Koçan: Mısır koçanı buğdaygil kavuzlarından daha besleyicidir. Rasyonun protein,

mineral ve vitamin eksikliği giderilerek verim beklenmeyen hayvanların yemlemesinde kullanılır.

Kapçık: Pamuk tohumundan yağ çıkarılırken elde edilir. %4-5 ham protein, %35-40

ham selüloz içerir mineral ve vitamin bakımından fakirdir. Süt ineklerine uzun süre tek başına verilmemelidir.

Ayçiçek kabuğu, kabak çekirdeği kabuğu, keten tohumu kavuzu, portakal ve diğer turunçgil kabukları verim beklenmeyen hayvanlara verilebilir.

Dolgu (balast) madde ve hayvan beslemede önemi

Yemin sindirilmeyen organik kısmına dolgu maddesi denir. Saman, kavuz ve kabuklar dolgu maddesince zengindir.

Rasyonda dolgu maddesi yetersizse hayvanlar yem olmayan şeyleri kemirirler (pika). Yemlerin sindirim kanalından geçişi hızlı olduğundan değerlendirilemezler. Dolgu maddesi fazla olduğunda ise çeşitli sindirim bozuklukları görülür. Yemler iyi değerlendirilemez ve fizyolojik açlık görülür.

(32)

32

2.MERA OTLARI VE DĠĞER YEġĠL YEMLER

Sap, yaprak ve çiçeklerden oluşan hayvanlara taze olarak yedirilen yemlere yeşil yem denir.

I. Çayır ve Meralar:

Otları biçilmeye elverişli alanlara çayır, hayvanları otlatmak amacıyla kullanılan alanlara mera adı verilir. Çayır ve meralarda buğdaygil ve baklagil bitkilerinin çoğunlukta olması istenir. Ekonomik ve hayvanın doğasına uygun hayvancılık kaliteli meralarla mümkündür.

Meraların besin maddeleri ve enerji kapsamı:

1.Su: Büyüme döneminde %75-85 olan su, bitki olgunlaştıkça %65’e düşer. 2.Protein: Büyüme döneminde %25-30 iken vejetasyonun sonunda %3-5 olur.

3.Sellüloz: Genç bitkilerde %20 iken bitki olgunlaştıkça %40 olur. Lignin vejetasyon dönemi ilerledikçe artar.

4.Lipid: Bitkide vejetasyon dönemi ile değişmez. En fazla %4 kadar bulunur.

5.Mineral maddeler: Kalsiyum genç bitkilerde fazla, olgunlaştıkça azalır. Magnezyum düzeyi ise bunun tersine vejetasyon ilerledikçe artar.

6.Vitaminler: Beta-karotenden zengindirler. Vejetasyon ilerledikçe düşer. 7.Net enerji değeri: Vejetasyon dönemi ilerledikçe azalır.

Meraların besleyici değerini etkileyen faktörler:

1.Vejetasyon dönemi: Bitkinin kimyasal bileşimi ve besleyici değeri vejetasyon döneminden etkilenmektedir. Organik maddenin sindirilme oranı genç bitkilerde %85 iken bitki olgunlaştıkça %50’dir.

(33)

33

2.Bitki türü: Doğal çayır ve meralarda her türlü bitkiye rastlanırken yapay meralarda bitki türünün sayısını saptamak mümkündür. Baklagil yeşil otları, buğdaygillerden daha kaliteli olduğundan bunların oranının fazla olması istenir.

3.İklim: Bitki türünü ve vejetasyon süresini etkiler. Ilıman iklimli ve yağışlı bölgelerde bitki yavaş büyür. Bu bitkinin besleyici değerinin artmasına ve uzun bir vejetasyon dönemine yol açar (Karadeniz Bölgesi). Sıcak iklimde bitkiler birden büyür, vejetasyon süresi kısadır. Bu nedenle bitkinin protein ve mineral düzeyleri düşük ham selüloz düzeyi yüksektir (Orta Anadolu Bölgesi). Kalsiyum kurak, fosfor sulak bölgelerdeki bitkilerde yüksektir.

4.Toprağın karakteri ve gübreleme: Toprağın mineral madde miktarı bitkinin büyümesini ve mineral içeriğini etkiler. Yüksek miktarda verilen gübrelerde bitkinin büyümesini ve besin maddelerini etkiler. Nitrojenli gübreler ham protein düzeyini artırır.

Mera idaresinde dikkat edilecek noktalar:

1.Kontrollü otlatma: Islah çalışması için ilk yıl otlatma yapılmamalıdır Tuzluk, suluk ve gölgelikler meranın her tarafına dağıtılmalıdır. İlkbaharda otların boyları en az 15 cm olmalıdır. Sonbaharda ise aşırı otlatılma yapılmamalıdır. Kışa girerken otların boyları 10 cm olmalıdır. Meraların yeterince otlatılmaması da kaliteyi bozar.

2.Zararlı otların uzaklaştırılması: Mera kalitesini bozmamak için zararlı otlar temizlenmelidir.

3.Gübreleme: Uygun zaman ve miktarda gübreleme yapılması yada çiftlik gübresi atılması meraların kalitesini yükseltir.

4.Farklı hayvan türleri ile otlatma: Farklı otlama özelliğine sahip hayvanlar rotasyona tabi tutulmalıdır. Koyunlar daha kısa ve ince otları diğer türlerden daha iyi değerlendirir.

(34)

34

5.Rotasyon uygulaması: Meraları bölgelere ayırarak kullanmak paraziter ve enfeksiyöz hastalıklarla mücadelede kolaylık sağlar.

Meraların hayvan beslemede yeri:

Mera orta ve iyi kaliteli ise damızlık inek ve genç hayvanlarda sadece mineral takviyesi yeterlidir. Kötü kaliteli ise enerji, protein ve mineral takviyesi gereklidir. Koyunlar meradan en iyi yararlanan hayvanlardır. Sadece mineral ilavesi yeterlidir. İş yapmayan atlara mineral, çalışanlara ise tane yem ilavesi uygundur.

Merada besleme programlarının avantajları:

1.Yem maliyeti düşer

2.Beslenme yetersizliğine bağlı bozuklukları azaltır 3.Salgın hastalıkların bulaşması daha azdır

4.Bina ve ekipman problemi yoktur, sadece gölgelik yeterlidir 5.Merada uygulanan besleme programı fazla beceri istemez

6.Meralar sezon boyunca değerliliği fazla değişmeyen yem sağlarlar 7.Damızlık hayvanlar için egzersiz yapma imkanı sağlar

8.İyi bir program yapılırsa mera alanından maksimum düzeyde yararlanılır

Dezavantajları:

1.Bir hayvanın beslenebilmesi için daha fazla alana ihtiyaç vardır 2.Besin değerini etkileyen faktörler vardır

3.Mera olarak kullanılan arazi başka şekilde değerlendirildiğinde daha fazla gelir getirebilir.

II. Baklagil Yeşil Yemler

(35)

35

b. Protein bakımından zengindirler, ilave protein yemlerinden tasarruf ve rasyonun ucuz olmasını sağlarlar

c. Ca bakımından zengindirler.

d. Vitamin A’nın ön maddesi beta-karoten bakımından zengindirler.

e. Yetiştikleri toprakların verimliliğini artırırlar, buğdaygillerle birlikte ekilirse onların ot verimini ve protein içeriğini iyileştirirler.

Yonca: Dünyada en çok yetiştirilen yem bitkisidir. Yılda 3-4 hatta 7 kez biçilebilir

Protein (%4), Ca, Mg, K ve beta-karoten bakımından zengindir. Biçim zamanı önemlidir. Çiçeklenmeden önce veya ilk çiçeklenmede iken biçilirse bitki zayıflar ömrü kısalır. Köklerdeki besin deposunun azalmasından ileri gelir çünkü köklerde besin çiçeklenme dönemi veya daha sonra gerçekleşir. Taze yonca hayvanlara alıştırılarak yedirilir. Çünkü ruminantlarda gaz ve şişkinliğe yol açan pektin metil esteraz enzimi körpe yoncada bulunur. Şeker pancarı posası, kepek, saman veya pamuk tohumu küspesi ile birlikte verilmelidir. Süt inekleri günde 40-50 kg tüketebilir.

Tırfıl(üçgül): Tırfılların en uygun biçim zamanı çiçeklenme başlangıcıdır. Yılda 2-3 defa biçilir. Protein (%3.4-3.8) yoncaya yakın, Ca ve Mg bakımından zengindir. Süt ineklerine 40-50 kg verilebilir. Beyaz üçgül siyanoglikozit içerdiği için tek başına verilmemelidir. Çayır üçgülü yoncaya eşdeğerdir. Geç biçilirse odunlaştığı için sancıya ve yavru atmaya yol açabilir.

Taş yoncası: Yonca ve tırfılın yetişmediği kurak arazilerde yetiştirilir. Yaprak

bakımından fakirdir. Sığırlara günde 15-20 kg verilebilir. Bitkide bulunan kumarin bitki küflenirse dikumarol’e çevrilir bunu tüketen hayvanlarda özellikle danalarda kanın pıhtılaşması önlenerek iç kanamalara yol açar. Bu hastalığa taş yoncası hastalığı (sweet clover disease) adı verilir. Tedavi için K vitamini verilir.

Korunga: Yonca kadar ot vermese de lezzetlidir. Ekonomik olarak 3 yıl verim elde

edilir. Çiçeklenmeden önce biçildiğinde besleyici değeri yüksektir. Ham protein içeriği %3.5-3.8 olup Ca bakımından zengindir. Sığırlara günde 50 kg verilebilir.

(36)

36

Fiğ: Tek yıllık bir bitki olup, çeşitli türleri vardır. Çiçeklenme devresine kadar biçilirse

çayır üçgülünün besin değeri ile aynıdır. Daha geç biçilirse acılaşır ve sütte acılık meydana getirir. Yulaf ile birlikte ekilirse acılık kaybolur. Çiçek başlangıcında %3.7 ham protein içerir.

Burçak: Besleyici değeri fiğe benzer, proteini düşüktür. Besi sığırı ve koyunlara verilir,

süt sığırlarına daha az verilmelidir.

Lupen: Beyaz, mavi ve sarı çiçekli türleri vardır. Ca ve Mg bakımından zengindir.

Alkoloid ve glikozit içerirler. Bu nedenle lezzetsiz olup hayvanlara alıştırılarak verilir. Islah edilerek tatlı türleri geliştirilmiştir. Süt ineklerine günde 45 kg, koyunlara 7 kg verilebilir.

Yemlik bezelye:Çiçeklenme başlangıcında %3.5 4.2 ham protein içerir. Ca, P ve Fe

bakımından zengindir. Süt ineklerine sağımdan sonra verilir.

Soya: Tohumların olgunlaşmasına yakın en yüksek besin değerine sahiptir. %3.5-4.7

ham protein içerir. Lezzetlidir, süt kokusunu bozmaz.

III.Buğdaygil Yeşil Yemler

a. Başaklanmadan önce biçildiklerinde besleyici değerleri yüksektir ve hayvanlar severek tüketirler.

b. Fazla miktarda yedirilirse gaz ve şişkinliğe neden olurlar. c. Protein ve karoten düzeyleri düşüktür.

d. Ca bakımından fakir P bakımından zengindirler. e. Baklagillerle birlikte yedirilmeleri uygundur.

Darı: Bol yapraklı olup lezzetlidir. Fazlası gaz ve şişkinliğe neden olur. Süpürge darısı

erken dönemde soğuk ve kuraklığa maruz kalırsa hidrosiyanik asit düzeyi hayvanları zehirleyebilir. Normal gelişende düzey düşüktür.

(37)

37

hasılı proteince fakir, şeker ve nişasta bakımından zengindir. Daha çok silolanmak için yetiştirilir. Besi sığırlarında ağırlık kazancını arttırır. Uygun miktarlarda verildiğinde süt miktarı ve kalitesi üzerine olumlu etkisi vardır.

Sudan otu: Kuraklığa dayanıklı yıllık bitkidir. Yılda dört kez biçilebilir. Bol

yapraklıdır. İçerdiği kamış şekerinden dolayı lezzetlidir. Süt inekleri için yaz ortasında yeşil yemlerin az olduğu dönemde lezzetli ve sulu kaba yemdir. Hidrosiyanik asit içerir, ancak darıdaki kadar yüksek değildir.

IV. Diğer Yeşil Yem Bitkileri

Ayçiçeği yeşili: Çok fazla ürün verir. Kaba yapraklı olduğundan besi sığırlarına

kullanılır. Süt sığırlarına tek başına verilmez.

Lahana: Süt ineklerine en çok günde 10 kg, besi sığırlarına ise 20 kg verilebilir.

Protein (%2.2-2.5) zengin sindirilme derecesi yüksektir.

Pancar yaprakları: Hayvan pancarı ve şeker pancarı yaprakları tüketilir. Ca oksalat ve

nitrat içerirler. Süt ineklerine sağımdan sonra 30-40 kg’a kadar verilebilir. Daha fazlası zararlıdır. Lakzatif etkisinin yanı sıra Ürolithiasis ( idrar yollarında Ca oksalat taşları oluşur) ve kronik nitrit zehirlenmesi sonucu yeşil yemlerdeki beta-karotenin A vitaminine dönüşü engellenir. Bunun sonucu bakar körlük ve abortus (yavru atma) görülür.

Havuç yaprakları: Pancar yapraklarından daha besleyici olup Ca bakımından

zengindir.

Repko: Çin lahanası ile kışlık yağ şalgamının çift melezlemesi ile elde edilir.

Ülkemizde yeni ekilmeye başlanan bu bitki bol yapraklıdır. Trakya, Marmara, Ege ve Güney Anadolu gibi ılıman bölgelerde ara ürün veya ikinci ürün olarak ekilmesi uygundur.

(38)

38

Yararlanılacak Kaynaklar:

1. Çoşkun, B., Şeker, E., İnal, F., (1994) Hayvan Besleme. Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Yayın Ünitesi-Konya

2. Ergün, A., Tuncer, Ş.D., Çolpan, İ.,Yalçın, S., Yıldız, G., Küçükersan, M.K., Küçükersan, S., Şehu, A., (2002) Yemler Yem Hijyeni ve Yem Teknolojisi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara 3. Şenel, H.S., (1993) Hayvan Besleme. Gür-ay matbaası, İstanbul

(39)

39

(40)

40

SĠLAJ

Silaj nedir?

Hayvan tarafından yeşil veya kuru olarak yenebilen her türlü bitki ve bitki artıklarının belirli şartlar, belirli şekiller ve belirli süreç içerisinde sıkıştırılarak depolanması suretiyle elde edilen fermente edilmiş yemlere silaj denir.

Silaj yapmanın amacı:

a) Yemin sindirilebilme özelliğini artırmak,

b) Yemi uzun süre ve kalitesi bozulmadan korumak, c) Ucuz, kaliteli ve bol kaba yem elde etmek.

Silaj yapılacak yemler: Silaj yapılacak yemleri silolama özelliğine göre 3 ana grup altında

toplamak mümkündür.

1. Kolay silolanan yemler: Bu gruptaki yem maddelerinden kaliteli silajlar elde edilir. Silolama sırasında her hangi bir katkı maddesine ihtiyaç duymazlar. Çünkü kolay sindirilebilir karbonhidratlarca zengin yemlerdir. Mısır hasılı, ayçiçeği (%30 çiçeklenmede biçilmiş), yerelmasının yeşil kısımları, darı hasılı, lahana yaprakları, şeker ve hayvan pancarlarının yaprakları bu gruba girer. Bunların içerisinde en önemlisi ve en fazla silajı yapılanı mısırdır. Mısır; sap, yaprak, daneleri ve somakları gibi tüm kısımlarından faydalanılabilen bir yem bitkisidir.

2. Orta derecede silolanabilen yemler: Bu gruptaki yemler nispeten daha güç silolanırlar. Silolanmaları esnasında katkı maddesi olarak % 0.5-1 şeker veya % 1-2 melas ilave edilebilir. Çavdar hasılı, bakla, baklagil ve bunların karışımları, lüpen çeşitleri, üçgüller (çiçeklenmeden sonra), yeşil hardal, körpe ayçiçeği, çayır otları bu gruptadır.

3. Güç silolanabilen yemler: Körpe mera otları, körpe üçgüller, yonca, fiğ ve bezelye, tatlı lüpen bu gruptadır ve bu yemlerle kaliteli bir silaj elde edebilmek oldukça zordur. En iyisi bu yemlere silolama dışında diğer konserve metotlarının uygulanmasıdır. Mutlaka silaj yapımı gerekiyorsa çeşitli katkı maddeleri ile silaj yapımı kolaylaştırılmalıdır. Çünkü bu bitkiler proteince zengindir. Bu nedenle ortamın karbonhidrat bakımından zenginleştirilmesi gerekir.

(41)

41

Silaj yapılırken dikkat edilecek noktalar:

1. Silajlık bitki en uygun zamanda biçilmelidir. Baklagil ve buğdaygil otlarının kuru ot

üretimi için en uygun biçim zamanı silaj üretimi için de geçerlidir. Mısır için danenin koçanla birleştiği yerde siyah bir tabakanın oluştuğu dönem biçim için en uygun olan zamandır. Silaj için en uygun biçim zamanını tespit etmek amacıyla yapılan bir araştırmada 4 farklı dönemde (süt daneli, hamur kıvamında, hamur kıvamının son döneminde ve dane tam sertleştikten sonra) biçim uygulanmış ve elde edilen silaj ile sığırların besi performansı ölçülmüştür. İlk üç grup arasında önemli bir farklılık bulunmazken en son biçilen olgulaşmış mısırdan yapılan silaj verilen grupta canlı ağırlık artışı düşük çıkmıştır. Çok erken dönemde biçilen mısır hasılında su düzeyi yüksek olduğu için silaj yapımı esnasında çok fazla asit oluşur ve lezzeti düşük bir yem elde edilir. Silajlık materyalin en uygun hasat zamanının öğleden sonra veya akşam saatlerinde olduğu bildirilmektedir. Çünkü günün bu saatlerinde bitkinin şeker içeriği biraz daha yüksektir.

2. Silajlık bitkinin parçalara ayrılması: Silaj yapılmadan önce bitkiler mümkün olduğunca

küçük parçalara ayrılarak sıkıştırma işlemi ve silodan boşaltma ve yedirme işlemleri kolaylaştırılır.

3. Silolamadan önce bitkinin nem oranının bilinmesi gerekir: Bu konuda yapılan

çalışmalarda çoğu bitkiler için en uygun nem oranının % 60-67 arasında değiştiği bildirilmektedir. Siloların mükemmel olması durumunda % 40-60 arasında neme sahip bitkiler ile de çok olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Nem oranın yüksek olması durumunda daha ağır bir yem elde edilir. Bunun yanısıra su miktarı arttıkça silajın kalitesinde de düşüş gözlenir. Bütirik asit ve diğer istenmeyen asitlerin varlığına bağlı olarak silajda küflenme, kokuşma ihtimali artar. Fazla sıvı sızıntı şeklinde akarken bazı besin maddelerinin de kaybına sebep olur. Asitliğin artmasına bağlı olarak silo duvarı tahrip olabilir, yine fazla basınç nedeniyle silo duvarına fazla basınç uygulanır. Bu nedenle fazla neme sahip bitkiler silaj yapılırken kuru madde miktarını artırmak için aşağıda belirtilen çeşitli metotlara başvurulur.

a. Soldurma: Özellikle çayır otu silajı yapılırken uygulanabilecek bir metottur. Güneşli havalarda 3-4 saatlik bir soldurma yeterli olabilmektedir.

b. Kuru ot veya saman ilave etme: Bitkiyi soldurmak mümkün olmaz ise nem oranını düşürmek için % 5-20 kadar saman ilave edilebilir.

(42)

42

c. Kuru katkı maddeleri ilave etmek: Bu amaçla kurutulmuş şeker pancarı posası, kuru melas, kuru narenciye posası öğütülmüş tane yemler kullanılabilir. Bitki hasat edildiği zaman fazla kuru ise veya soldurma süresi uzatılmışsa ya siloya su ilave edilir ya da çok taze ve yeşil otlar karıştırılır.

Tablo 1. Soldurma süresinin silajın kalitesine etkisi.

Soldurma süresi (saat)

0 1.5 3 4.5

Kuru madde, % 19.8 22.8 27.1 34.4

Süt asiti, % 0.1 0.7 2.4 2.2

Diğer asitler, % 8.2 6.6 4.2 1.4

KM kaybı, % 28.5 27.8 17.1 8.3

Silaj yapılacak bitkilerin nem içeriğini belirlemek için uygulanan bazı metotlar:

1. Bükme metodu: Bitkinin dalları kırılmadan bükülebilmeli, yapraklarda her hangi bir

kuruluk olmamalıdır.

2. Sıkıştırma metodu: Bitki avuç içinde 30 saniye kadar kuvvetli bir şekilde sıkıştırılır.

Parmaklar arasından su damlıyorsa ürün % 75-85 nem içeriyor demektir. Avuçta sıkıştırılan bitki aldığı şekli koruyorsa ve avuç içi ıslanmışsa nem oranı % 68-75 arasındadır. Bitkinin şekli yavaş yavaş bozuluyor ve avuç içinde ıslaklık gözlenmiyor ise % 60-67, avuç açıldığı zaman bitki şekli hemen bozuluyor ise % 60‟dan az nem içermektedir.

3. Fırında kurutma metodu: Belirli bir miktar ot alınıp bir tepsiye konur, tartılarak miktarı

tespit edilir ve 135 0C‟ye ısıtılmış fırında yaklaşık 1 saat veya sabit ağırlık elde edilene kadar kurutulur ve sonuçta nem miktarı belirlenir.

4. Diğer metotlar: Hava akımı ile kurutma makinaları, kaba yemlerin nem tayininde

kullanılan bazı elektronik aletler, mikro dalga fırınlar kullanılabilir. Silo çabuk doldurulmalıdır: Silo en geç iki gün içerisinde doldurularak üzeri kapatılmalıdır. Eğer bir karışımdan silaj yapılacaksa mümkün olduğunca homojen bir karışım olmalıdır. Silajın bozulmadan korunabilmesi için üstünün hava geçirmeyecek bir şekilde kapatılması gerekir.

(43)

43

Silaj Katkı Maddeleri: Silolama sırasında silo yemlerine aşağıdaki amaçlar doğrultusunda

çeşitli katkı maddeleri ilave edilebilir.

1. Silajı besin maddeleri yönünden zenginleĢtirmek:

a. Tane yemler ve diğer yem maddeleri: Bu amaçla öğütülmüş mısır, arpa ve yulaf silodaki nem oranına bağlı olarak % 4.5-9 arasında katılabilir. Bu şekilde hem fermentasyon kolaylaştırılmış olur, hem de silaj besin maddeleri yönünden zenginleştirilir. Yemin lezzeti artar. Amaç silajın nem oranını düşürmekse kuru şeker pancarı posası (% 2.5-3), kuru narenciye posası kullanılabilir. Bunların yanında samanlar, yulaf kapçıkları ve pamuk tohumu kapçığı gibi daha ucuz materyaller de kullanılabilir, ancak silajın kalitesini düşürdükleri unutulmamalıdır.

b. Melas: Melas içerisindeki kolay eriyebilir karbonhidratlar silaj oluşumuna katkıda bulunur. Yemin lezzetini artırır. Özellikle baklagil silajı yapılacağında melas ilavesi önemlidir. Yine kuru madde içeriği yüksek bazı yemlerin silolanmaları sırasında da melasdan iyi bir katkı maddesi olarak yararlanılabilir, silajlık materyalin özelliğine göre % 1-6 oranında kullanılabilir.

c. Üre: Silajın N içeriğini artırmak amacıyla maksimum % 0.5 düzeyinde üre kullanılabilir. Üre katmakla düşük proteinli silajların ham proteini % 8-12‟ye kadar çıkabilir. Oluşan amonyak nedeniyle silajın açılmasını takip eden dönemde ikinci bir olumsuz fermentasyonun oluşmasını önlemek gibi yararları vardır. Bunun yanında amonyak oluşumunun yem tüketimi ve üre-N‟nun kullanımı üzerinde olumsuz etkisi vardır.

d. Kireç taĢı: Silajlara % 0.5-1 arasında kireç taşı katarak hem silajı Ca yönünden zenginleştirilmiş hem de asit üretimini teşvik edilmiş olur. Kaba yem olarak sadece mısır silajı gibi Ca bakımından yetersiz yemler veriliyorsa silaja katılacak kireç taşı hayvanın ihtiyacını yeterince karşılar.

e. KurutulmuĢ peynir suyu: Kolay eriyebilir CHO kaynağı olması yanında protein ve mineral maddeler bakımından da silajı zenginleştirir, % 1-3 düzeyinde katılır ve sulandırılarak ilave edilir.

2. Fermentasyonu kolaylaĢtırmak: Bu amaçla silajlara laktik asit üreten bakterilerin kültürlerinden maya kültürü ve çeşitli enzimler ilave edilmesi gerektiği görüşü vardır. Bu konuda yapılan çalışmaların bazılarında bu görüş benimsenirken bir kısım araştırıcılarda silaj ortamına mikroorganizma kültürü katılmasının gereksiz olduğu zaten ortamda bu tür bakterilerin yaygın olarak bulunduğu görüşünü savunmaktadırlar.

(44)

44

3. Asit ortamı güçlendirmek: Bu amaçla çeşitli inorganik ve organik asitler kullanılmaktadır. İnorganik asitler pH üzerinde çok çabuk etki yaparak asiditenin yükselmesine sebep olurlarken organik asitlerde bu etki zayıftır. Her iki asit grubu da mikrobiyal faaliyetleri durdurarak silajın stabilitesine yardımcı olur. Sülfirik asit, hidroklorik asit ve fosforik asit gibi mineral asitler içerisinde en çok tavsiye edileni fosforik asittir. Asiditesi yanında hayvanların P ihtiyacının karşılanmasına da yardım eder. Buna rağmen genel düşünce bu asitlerin yararından çok zararının olduğudur. Probiyonik, asetik, laktik, sitrik ve formik asit gibi organik asitler daha az zararlıdır ve antifungal (küflenmeyi önleyici) olarak da görev yaparlar.

4. Prezervatif olarak: Na diasetat, Na meta bisülfit (4-6 kg/ton), Na benzoat, Na Nitrat ve Ca format gibi maddeler seçici olarak istenmeyen mikrobiyal aktiviteyi azaltır. Böylece karoten gibi bazı etkin maddelerin yıkılması engellenir. Silaj kokusunun düzelmesine yol açar. Tuz silolama esnasında meydana gelen bazı toksinleri yok etmekte, bakteriyel aktivite üzerinde olumlu etki yapmakta, silo içerisindeki drenajı artırmakta ve laktik asit fermantasyonunu hızlandırmaktadır. Silo yemlerine % 1-1.5 oranında tuz katılması yeterlidir.

Silo: Silajın yapıldığı yer.

İyi bir silonun özellikleri şunlardır. 1. İşletmenin yakınında olmalıdır.

2. Gübreliklerden uzak ve doğal gölgeliklerde kurulmalıdır. 3. İşletmenin gelecekteki politikası göz önünde tutulmalıdır.

4. Silonun büyüklüğü besleme periyodu boyunca mevcut hayvan sayısının günlük silaj tüketimini karşılayacak şekilde ve silaj yapılacak bitkilerin miktarına uygun olmadır. 5. Dışarıdan hava girişi olmamalıdır. Yan duvarları düz ve yüzeyi pürüzsüz olmalıdır. Bu

şekilde hava boşlukları önlenebilir.

6. Sıkıştırma ve kapatma işlemlerinin iyi yapılabilmesi için yeterli derinlikte olmalıdır. 7. Sağlam olmalıdır. Bu yüksek silolar ve çayır silajı yapımı için önemlidir. Çünkü çayır

silajları silo duvarı üzerinde mısır silajından 0.5-2.5 kat daha fazla basınç oluşturur. 8. Fazla suyun bir kanal ile veya zemine çakıl benzeri materyal döşenerek akışı

sağlanmalıdır.

9. Doldurma ve boşaltma işlemlerinin her türlü hava şartlarında yapılabilmesine uygun olmalıdır.

(45)

45 10. Maliyeti düşük olmalıdır.

11. Yapı materyali yemin suyunu emmemelidir, silajın suyundan etkilenmemelidir.

Tablo 2. ÇeĢitli silajların birim alandaki ağırlıkları, kg/m3

Çayır otu 680-800

Üçgül 680-800

Şeker pancarı 700-900

Şeker ve hayvan pancarı yaprakları 900

Patates 800-1000

Mısır hasılı 650-750

Yonca (% 25 KM) 650

Yonca (% 40 KM) 400

Silo Tipleri:

Silolar kullanım amacına, yapı materyaline, şekline göre değişik şekillerde gruplandırılır. Genel bir sınıflandırma yapmak gerekirse;

1. Yüksek silolar: Bunlara dikey silolar da denir. Çelik, saç, tahta, beton, tuğla gibi malzemelerden silindirik kule şeklinde yapılır. Metal, çelik, aliminyumdan yapılan tipleri gaz sızdırmaz. Fermentasyon riski çok azdır. Ancak pahalıya mal olur, doldurma ve boşaltma işlemleri ve özel ekipman gerektirir. Bu tür siloların yapımı sabit ve büyük işletmeler hariç gereksiz bir yatırımdır. Ülkemizde henüz böyle silolara rastlanılmamaktadır.

2. Çukur silolar: Daha çok betondan yapılır. Kuyu şeklinde silolardır. Yanma ve donma tehlikesi yoktur, doldurulurken fazla sıkıştırma gerektirmez, besin maddesi kaybı azdır, buna karşılık boşaltma işlemi zordur, ayrıca siloda CO2 gazı birikebilir.

3. Yatay silolar: Değişik tipleri vardır.

a. Çukur, hendek silolar: Toprak yüzeyinin altına yerleştirilir. Yapımı, doldurma ve boşaltma işlemleri kolaydır, maliyeti düşüktür. Ülkemizde en yaygın silo tipidir. İklimi müsait ve iyi drenaj yapılan bölgeler için uygundur. Ancak silonun üst kısmı geniştir, kapatma işlemi özel önem gerektirir. Yağmur sularının sızmasını önlemek için bu tip siloların bir yamaca inşa edilmesi tercih edilir. İmkanlar müsait ise silonun üzerine bir çatı yapılması yağmur sularından korumak için iyi bir yoldur. Silonun yan duvarlarına genelde 1/3 oranında eğim verilir. Kullanım şekline göre bir veya iki tarafı açık olabilir. Yan duvarlar beton, taş, tuğla, biriket veya katranlanmış ahşaptan olabilir. Kullanılan materyal ne olursa olsun yüzeyinin silo suyundan etkilenmeyecek ya da silajın özelliğini bozmayacak koruyucu materyal ile kaplanması gerekir. Silonun tabanı toprak, taş, çakıl ve

(46)

46

beton olabilir. Taban beton veya su geçirmeyen killi topraktan ibaret ise yan duvarlara yakın kısımda fazla suyun akması için oluklar bulunmalıdır. Taban taş, çakıl, kum gibi su sızdıran materyalden ise bu oluklara gerek yoktur. Fazla suyun akabilmesi için tabana belirli bir eğim verilir. Bu eğim % 1-5 arasında değişmektedir.

Silo büyüklüğünün tespit edilmesi: Bunun için önce hayvanlara yedirilecek silaj yemi

miktarı belirlenir. Örneğin elimizde 30 adet sığır var ve kışın 240 gün süreyle silaj yedirmeyi planlıyoruz. 30 hayvan besleme periyodu boyunca günde 15 kg silaj tüketirse günlük silaj yemi ihtiyacı 30 x 15 = 450 kg‟dır. O halde kış boyunca 240 x 450 = 108.000 ton silaj yemi gereklidir. Çukur silolardan her gün 10 cm‟lik bir dilim çıkarılır, yaz

aylarında biraz daha kalın dilim tercih edilir.

Tablo 3 mısır silajına göre düzenlenmiştir ve mısır silajının birim ağırlığı 567.5 kg/m3‟dür. Günlük silaj ihtiyacımız 450 kg olduğuna göre bu ihtiyacı karşılayacak silo ebatları ve eğimi Tablo 3‟den direkt olarak bulunur. Tabloda günde 10 cm‟lik bir dilim kesildiğinde 450 kg silaj elde dilebilecek silonun yüksekliği 3.1, taban uzunluğu 1.8, tavan uzunluğu 3.4 m ve alanı 7.9 m2‟ dir. Bu ölçülere göre yan duvarların eğimi ¼ veya

%25‟dir. Silonun uzunluğu ise 240 gün besleme yapılacağına ve günde 10 cm kalınlığında yem kullanılacağına göre 240/10 = 24 m olmalıdır. Silajdaki bozulma ihtimali göz önüne alınarak güvenlik payı olarak uzunluğun 25-27 metre olması gerekir.

Maliyet ve yedirme kolaylığı açısından en uygun silo derinliği 2.4 m olarak

bildirilmektedir. Silonun doldurulması esnasında yerleşme payı olarak bitkilerin silonun yüksekliğinin 0.9 m daha yukarısına kadar yığılması uygundur.

b. Sandık Ģeklinde silolar: Toprak seviyesinin üzerindedir. Tabanı betondan yapılır. Yan duvarlar tahta, beton veya başka bir maddeden olabilir. Bu tip silolar genelde sığırların direkt silodan yemesi için yapılır. Ön tarafa hayvanların başının girebileceği şekilde bölmeler yerleştirilir. Silo yemi belirli miktarlarda bu bölmelerin ön kısmına çıkarılır. 4. Geçici silolar: Bunlar yan tarafları kapalı veya açık yığın şeklinde silolar, plastik veya

polietilen torba şeklinde silolardır. Torba şeklindeki silolar ilk defa silaj yapan yetiştiricilere tavsiye edilebilir. Az miktarlarda silaj yapılabilir, taşınması kolaydır. Ancak tırnak, kuru dallar gibi keskin maddelerle çok kolay delinebilirler.

Tablo 3. Çukur siloların yan duvarlarının eğimi, ebatları, alanı ve silaj dilimlerinin ağırlıkları.

Eğim % Yükseklik, m Taban

Uz., m Tavan Uz., m Alan M2 10 cm dilim ağ., kg 30 cm dilim ağ., kg 1/4 25 1.2 1.5 2.1 2.2 127 381 1/3 33 1.2 1.8 2.4 2.7 153 460 ½.5 42 1.2 2.1 3.1 3.1 175 524 ¼ 25 1.8 1.8 2.8 4.2 238 715

(47)

47 1/3 33 1.8 2.1 3.4 5.0 286 858 ½.5 42 1.8 2.4 4.0 5.9 333 1001 ¼ 25 2.4 1.8 3.1 6.0 339 1017 1/3 33 2.4 2.1 3.7 7.2 408 1223 ½ 42 2.4 2.4 4.3 8.5 482 1446 ¼ 25 3.1 1.8 3.4 7.9 450 1351 1/3 33 3.1 2.4 4.3 10.5 598 1796 1/2 42 3.1 3.1 5.5 13.2 752 2256

Silajın YapılıĢı: Özel makinalarla mümkün olduğunca küçük parçalara ayrılmış yeşil yemler

mümkünse biraz soldurulduktan sonra silolara doldurulur. Silo tipine göre sıkıştırma metotları uygulanır. Örneğin ülkemiz için en uygun silo tipleri olan çukur ve düz silolarda siloya

doldurulan materyalin üzerinde traktör ya da benzer araçlarla gezinilerek olabildiğince sıkıştırılır ve yem parçaları arasında hava kalmaması temin edilir. Üzeri naylon ile örtülür. Naylonun tahrip olmaması için onun üzeri de sap ve toprakla örtülerek kapatılır. Yaklaşık bir aylık bir beklemeden sonra açılarak hayvanlara yedirilir.

Silaj yapımı esnasında faaliyet gösteren mikroorganizmalar:

1. Süt asiti (laktik asit) bakterileri, üremeleri istenir. 2. Tereyağ asiti (bütirik asit) bakterileri, üremeleri istenmez. 3. Sirke asiti (asetik asit) bakterileri üremeleri istenmez. 4. Kaliaerojen bakteriler üremeleri istenmez. 5. Çeşitli kokuşma bakterileri üremeleri istenmez. 6. Mayalar üremeleri istenmez.

Silolama Sırasında Meydana Gelen DeğiĢiklikler:

1. Aerob faz: Yemler ne kadar sıkıştırılmış olursa olsun içerisinde mutlaka bir miktar hava ya da oksijen kalacaktır bu nedenle silolama sırasında ilk önce bu oksijen tüketilir. Bu süre içerisinde siloda canlı bitki hücreleri solunuma devam eder ve enzimleri ve aerob bakteriler tarafından kolay eriyebilir.maddeler fermente edilerek ısı, CO2 ve su oluşur.

Sıkıştırma iyi olursa bu süre kısaltılır ki (optimum 5-7 saat) bu silajın kalitesi üzerinde etkili olan en önemli kriterdir. Bu safhada ortamda aerob maya ve küfler çoğalır.

2. Aneorob fazı : Bu dönemde başlıca asit oluşturan ve proteolitik bakterilerin oranı artar, aerob maya ve küfler ölür. Aneorobik bakterilerin etkisiyle kolay eriyebilir ve kısmen komplex karbonhidratlar büyük oranda laktik asit (% 8-10) ve daha az oranlarda asetik (%1.5-2) ve diğer asitlere ve alkollere çevrilir. Proteinler kısmen amonyak, aminoasit, amin ve amidlere dönüşür.

(48)

48

3. Sabit faz: Oluşan asitlerin birikimi sonucu ortamın pH sı bakterilerin yaşayamayacağı nokta olan 4 civarına iner. Usulüne uygun hazırlanmış bir silaj yeminin yapısı bu şekilde 10-15 yıl değişmeden kalabilir.

İyi bir silajda ortama hakim olan bakteriler laktik asit bakterileridir (homofermentatif bakteriler). Bazen heterofermantatif bakterilerin etkisi ile laktik asit yanında asetik asit, etanol ve sorbitol de oluşur. Ortamın pH sı 3.5-4.5 arasında olmalıdır. Silajın rutubeti % 40-60 arasında olmalıdır. Ancak yeterince soldurma uygulanmayan taze yeşil yemlerde bu oran % 75‟lere kadar çıkabilir.

Silolama sırasında eğer silolama tekniğine uygun çalışılmamış ise istenmeyen

fermentasyonlar oluşabilir. Bu durumda çoğunlukla bütirik asit üreten bakteriler çoğalır ve istenen pH‟ya bir türlü inilmez, silajın rengi kızışmalar nedeniyle koyulaşır, silajın

kendine has hoş kokusu kaybolarak yerine çok kötü bir koku hakim olur. Besin maddeleri, dolayısıyla kuru madde kaybı artar ve silajdan beklenen yararların hiç biri sağlanamaz ve bu tip silajların hayvanlar tarafından tüketilmesi zor ve zararlı olduğundan yem ziyan edilmiş olur.

Kaliteli silaj elde etmek için gerekli Ģartlar:

- Kolay sindirilebilir karbonhidrat bakımından zengin yemler - Bitkilerin parçalanması ve soldurulması

- Sıcaklık 8-30 0C - pH: 3.5-4.5 - Anaerob ortam

Ġyi bir silaj yeminin özellikleri:

1. Koku: İyi bir silajda taze ve hoş bir asit kokusu hissedilir. 2. Tat: Tadı güzeldir, acı ve keskin değildir.

3. Küflenme ve çürüme yoktur. Yapışkanlık ve kayganlık söz konusu değildir.

4. Bir örnek görünümdedir. Rutubet ve renk değişikliği yoktur. Genelde yeşil veya kahverengimsi renk hakimdir. Koyu kahve rengi aşırı ısınmanın göstergesidir. Siyah renkli silajlar çürümüştür. Böyle silajların hayvanlara yedirilmesi sakıncalıdır.

5. İyi bir silaj yemi hayvanlar tarafından sevilerek tüketilir.

Silodan yem alınması esnasında dikkat edilecek noktalar:

Silo çukurunun kapatılmasından 40-45 gün sonra silaj olgunlaşmış olur. Bu tarihten itibaren artık silaj hayvana yedirilebilir. Yedirme süresi doğal yeşil yemlerin bulunmadığı kış ve ilkbahar aylarında olmak üzere yılda ortalama 200 günü bulabilir. Silaj yemi açılmadan önce, silo çukurunun açılması uygun görülen tarafının üstü topraklarından iyice arındırılmalı ve sonra silajın örtüsü kaldırılmalıdır. Açılma işlemi dar alanda yapılmalıdır. Silaj yeminin bozulmasını engellemek için bir tarafından her gün yaklaşık 10 cm kalınlığında dilim şeklinde yukarıdan aşağıya diklemesine bir parça çıkarılır. Eskiden silaj dirgen, bel gibi aletler

(49)

49

ülkelerde silajın kesilerek alınması, taşınması ve hayvanlara yedirilmesi tamamen özel makinalar ve aletlerle yapılmaktadır. Önemli olan alınırken silaj arasına hava girişinin mümkün olduğunca önlenmesidir.

Silajın hayvan beslemede kullanımı:

Silajda nitrojenli maddeler ve proteinler bakteriyel olarak parçalandığı için protein tabiatında olmayan azotlu bileşikler halindedir. Oluşan organik asitlerden dolayı silajın ham yağ oranı ve ham yağın sindirilme derecesi artmıştır. Azotsuz öz maddeler kolay eriyebilir karbonhidratların kullanılması nedeniyle azalmıştır. Bundan dolayı ham selüloz miktarı artmıştır. Mineral madde içeriği eğer su kaybı, yağmur gibi etkilere maruz kalmışsa pek değişmez. Yine silaj yemi iyi hazırlanmışsa vitaminler bakımından da herhangi bir kayıp oluşmaz.

Silaj yemleri lezzetlidir, kısa bir alıştırma döneminden sonra hayvanlar tarafından iştahla tüketilir. Süt ineklerine sağımdan sonra 15-20 kg, kurudakilere daha az, düvelere 5-10 kg, besi sığırlarına 15-20 kg, danalara 10-15 kg, atlara 6-15 kg, koyunlara 2 kg/100 kg CA miktarında verilir.

Silajın avantajları:

1. Büyük işletmeler için düşük maliyetli bir yemdir.

2. Besin maddeleri kaybı daha azdır. Ör. Çayır silajları yem değerinin % 85‟ini korurken, en iyi şartlarda üretilmiş çayır kuru otunda bu oran % 80, uygun olmayan şartlarda üretilenlerde ise % 60‟dır. Silajlar kuru ota göre ham protein, bazı vitaminler özellikle karoten ve bilinmeyen faktörler bakımından daha zengindir. Besin maddeleri oranı değişmeksizin çok uzun süre saklanabilir.

3. Kötü hava şartlarında en iyi saklama metodudur. 4. Lezzetlidir, hayvanlar tarafından iştahla tüketilirler. 5. Yangın tehlikesi yoktur.

6. Sürekli yeşil yem kaynağıdır, kışın sulu yem elde etmenin en ucuz yoludur. 7. Silolama sırasında bazı toksik maddeler de toksifiye olur.

8. Depolamada fazla yer işgal etmez. Kuru madde baz alındığında birim alanda kuru ota göre daha fazla silaj yemi depolanabilir.

9. Hafif laksatif etkisi vardır, ahır temizliği kolaydır.

10. Bitkinin bütün kısımları silolandığı için hayvanlar tarafından bu kısımların hepsi tüketilir, dolayısıyla kaba ve saplı kısımların artırılması ve yem israfı önlenmiş olur.

11. Silajlık materyal erken hasat edildiği için arazi daha erken boşaltılır ve ikinci bir ürün elde etme imkanı doğar. Ayrıca mısır sapları ile birlikte hasat edildiği için mısır kurdu hastalığının yayılması önlenir, yine yabanı otların gelişmesi kontrol altına alınabilir. 12. Bazı yan ürünlerin bozulmadan saklanabilmesi için en uygun ve ekonomik yöntemdir.

(50)

50

Silaj yemi ile beslemenin, merada beslemeye göre bazı avantajları vardır. Bunlar; - bölme ve gölgelik gerektirmez,

- birim alandan daha fazla kaba yem elde edilir, - bitki optimum olgunlukta hasat edilir,

- bir örnek yem elde edilir,

- gaz ve şişkinlik olayları çok azdır,

- hayvan daha yakından kontrol edilir, tüketilen miktar bellidir,

- toprağın üst tabakasında hayvanların gezinmesine bağlı olarak ortaya çıkan kayıplar azalır.

Silajın dezavantajları:

1. Özel ekipman ve silo ister. Küçük çiftlikler için maliyeti artırır.

2. Kuru yemlere göre 2-3 kat daha ağır olması ekipman olmadığı taktirde işçiliğin artmasına sebep olur.

3. Vitamin D düzeyi kurutulmuş yemlere göre daha azdır. 4. Taşınması ve satılması oldukça zordur.

Mısır Silajı

Mısır silajı süt sığırcılığı ve besicilikte önemli bir kaba yemdir. Normal koşullara göre hazırlanmış mısır silajının 3.5 kg‟ı, besin maddeleri bakımından yaklaşık bir kg‟lık yemlik arpaya eşdeğer sayılır.

Mısır silajı sığır besiciliğinde protein ve mineral takviyesi ile tek başına kullanılabilir. En iyi silaj mısır bitkisinden elde edildiğinden, silaj yapmak amacıyla ekilen mısırın ayrı bir yeri vardır. Ancak mısır silajının tek dezavantajı protein oranının düşük olmasıdır. Silajlık mısır dane mısırın iki katı sıklıkta, iklim koşullarına ve arazi durumuna göre, ya sadece tek ürün, ya da arpa, buğday gibi tahıl hasadından sonra, ikinci ürün olarak ekilir. Silajlık mısırın hasat zamanının tespitinde dane durumu belirleyici kriterdir. Mısır danesinde süt olum devresinin bitip, sarı olum devresinin başladığı devre, hasat dönemidir. Bu devrede, danenin üst kabuğu biraz sertleşmiş olup, içi daha yumuşak ve sütlüdür. Ayrıca sürenin ilerlemesiyle bitkinin protein oranı azalırken selüloz oranı artacağından hasatda geç kalınmamalıdır. Hem silajın kaliteli olması, hem de dane kaybının olmaması amacıyla mısırın hasadında bitkiler tümüyle silaj makinasıyla alınıp parçalanmalıdır. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de çukurda yapılan silajın bir an önce tamamlanarak üzerinin kapatılmasına özen gösterilmesidir.

Mısır Sapı ve Kapçık Silajı

Dane hasadı için ekilen mısırın koçanları hasat edildikten sonra arta kalan sapların besin değeri çok düşüktür ve kuruma sırasında yapraklar döküldüğü için daha da düşer. Bu

(51)

51

sapları koçan hasadından hemen sonra (nem oranı %30 dolayında iken) biçip silaj makinasında parçaladıktan sonra, bir miktar tahıl kırması veya melas ilavesiyle kolay

fermente olabilir karbonhidrat miktarını artırarak ve su ilavesiyle nemini %60-65‟e çıkararak silaj çukuruna sıkıştırarak doldurduğumuzda çoğu kere ziyan olan bu tarım artığından iyi bir kaba yem elde edebiliriz. Kapçıklar da iyice parçalanarak silajlanabilir.

YeĢil ot ve Yabani ot Silajları

Çayır ve mera otları, yonca, korunga gibi yem bitkileri çiçeklenme devresinde iken biçilip kıyılmak ve iyice çiğnenerek sıkıştırmak suretiyle silaj çukurlarına doldurulup üzerinin kapatılması şarttır. Yeşil ot silajları içine arpa kırması (1 ton yeşil ot için 70 kg) veya mısır kırması eklendiğinde mısır silajına yakın besin değerlerine sahip bir silaj elde edilebilir.

Pancar yaprağı Silajı

Pancar yaprağının su oranı çok yüksek olduğu için, silaj yapılacak çukurun veya düzlüğün tabanında 20x20 ebadında ve ızgaralı bir akıntı kanalı bulunmalıdır. Aksi takdirde silaj su içinde kalarak bozulur. Dip suları hayvanların zehirlenmesine neden olabilir (pancar yaprakları nitrat ve nitrit içerir). Yaprakları parçalamaya gerek yoktur. Yapraklar kesik pancar başları ile birlikte olduğu gibi silajlanabilir. Yaprakların fazla topraklı ve çamurlu olmamasına dikkat edilmelidir. Silajı sıkıştırmaya, melas veya tahıl kırması eklemeye gerek yoktur.

Arpa+yulaf+Fiğ karıĢımı Silajı

%40 arpa, %30 yulaf ve %30 fiğ tohumundan ibaret karışım bölge için uygun olan bir mevsimde (genellikle sonbahar) ekilir. Danelerin süt olgunluğu devresinde biçilerek silaj makinasında 2-3 cm boyunda parçalanır ve aynen mısır silajında olduğu gibi silajlanır. İçine herhangi bir ilaveye gerek yoktur. Çok mükemmel bir silajdır. Sadece mineral ilavesiyle tek başına ineği beslemek mümkündür.

Bezelye kabuğu Silajı

Bezelye ve diğer bakliyatları işleyen konserve fabrikalarının artığı olan posaları silaj yaparken %3-6 oranında melas veya hububat kırması karıştırılmalıdır. Bezelye posasının silaj makinasında parçalamaya gerek yoktur.

Patates yaprağı Silajı

Patates yaprakları “solanin” isimli zehirli alkoloid içerdiğinden hayvanlar bu bitkinin sap ve yapraklarını fazla yemezler. Oysa hasattan çok kısa bir süre önce toplanacak olan sap ve yapraklar silaj makinasında parçalanarak silajlanacak olursa çok değerli ve zararsız bir yem maddesi elde edilir. Bu silajı doldururken %3-5 oranında melas eklenmesi gerekir.

Saman Silajı

Samanları silaj haline getirerek sindirilme oranlarını birkaç kat artırarak besin değerini yükseltmek mümkündür. 10 tonluk bir saman silajının bileşimi şöyledir:

Saman 6.000 kg (%60) Melas 3.000 kg (%30) Arpa kırması 250 kg (%2.5) Yemlik üre 50 kg (%0.5)

(52)

52 Su 700 litre (%7)

Silajı yapılacak samanın miktarına göre, belirtilen oranlar dahilinde bütün silaj

katkıları hazır edilir. Önce melas ılık su ile sulandırılarak akışkan hale getirilir. Saman kat kat serilerek, her defasında yukarıda bildirilen oranlara uygun miktarlardaki melas, arpa kırması ve üre serpilerek traktörle çiğnenir. Doldurma işlemi tamamlandığında naylon örtü ile örtülüp üzeri toprakla kapatılır. Saman silajının olgunlaşma süresi 3.5-4 aydır.

Kuru Madde Oranı Yüksek Silajlar (Haylaj):

Genellikle çayır veya baklagil otlarından yapılır. Silolamadan önce bitkiler soldurularak nem oranı % 40-55‟e düşürülür. Yapımı, depolanması ve hayvan beslemede kullanılması aynı silajdaki gibidir. Sadece kuru madde miktarı daha yüksektir. Uygun

şartlarda yapılmış haylaj hoş bir aromaya ve lezzete sahiptir. Kaliteli bir yemdir. Özellikle süt ineklerinde gittikçe artan bir kullanım alanına sahiptir. Besleyici değeri bitkinin hasat

zamanındaki büyüme dönemine ve kuru madde miktarına bağlıdır. Haylaj yapımında başarının temeli silodaki hava giriş çıkışının önlenmesidir. Bu nedenle gaz sızdırmayan siloların kullanılması daha uygundur.

Broyler DıĢkısı + Mısır Silajı

Günümüzde broyler dışkısının mısır tanesiyle karıştırılarak silajı yapılmaktadır. Bu şekilde dışkıda bulunan patojenler elimine edilmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

4. Bilal, T. ve Abaş, İ., (1994) Silaj yapımı ve silajın önemi. Marmara‟da Tarım. 68, 38-42 5. Çoşkun, B., Şeker, E., İnal, F., (1994) Hayvan Besleme. Selçuk Üniversitesi Veteriner

Fakültesi Yayın Ünitesi-Konya

6. Ergün, A., Tuncer, Ş.D., Çolpan, İ.,Yalçın, S., Yıldız, G., Küçükersan, M.K., Küçükersan, S., Şehu, A., (2002) Yemler Yem Hijyeni ve Yem Teknolojisi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara 7. Keser, O. ve Bilal, T., (2004) Hayvan beslemede broyler dışkısının kullanılması. 8. Şenel, H.S., (1993) Hayvan Besleme. Gür-ay matbaası, İstanbul

(53)
(54)
(55)
(56)
(57)
(58)
(59)
(60)
(61)
(62)
(63)
(64)
(65)
(66)
(67)
(68)
(69)
(70)
(71)
(72)
(73)
(74)
(75)
(76)
(77)
(78)
(79)
(80)
(81)
(82)
(83)
(84)
(85)
(86)
(87)
(88)
(89)
(90)
(91)
(92)
(93)
(94)
(95)
(96)
(97)
(98)
(99)
(100)
(101)
(102)
(103)
(104)
(105)
(106)
(107)

Referanslar

Benzer Belgeler

Miktarı fazla olanlar, sütün ana bileşen leri, eseri miktarda olanlar sütün minör bileşen leri olarak adlandırılır..

Evcil hayvanların yeşil ot, kuru ot, tane yem, yumru yem, silo yemi vs. ihtiyacını karşılamak amacıyla tarla topraklarında yetiştirilen bitkilere “YEM

Genelde bazı maddeler organik ürünlerde yüksek iken, azot ve protein içeriği ile C vitamini gibi önemli besin maddelerinin konvansiyonel ürünlerde daha yüksek

3) kazıkların zemine oturmasını üniform hale getirmek Su seviyesi yüksekse ızgaraların yapılabilmesi için ya su seviyesi düşürülür yada ızgara çevresi

Dönmez, Yusuf, Bitki Coğrafyası, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, No 3319, İstanbul 1985.. Dönmez, Yusuf, Trakya’nın Bitki Coğrafyası,

• su miktarı % 30-40 arasında iken balyalanan bitkide son kurutma vantilasyonla yapılırsa yaprak kaybına bağlı besin maddesi kayıpları en aza indirilebilir...

Bu gruba giren yabancı otlar 1 yıl içerisinde çimlenir, çiçek açar ve tohum bağlarlar. Bir başka ifadeyle tohumların çimlenmesiyle bitkinin ölmesi bir yıl

Saha tesis edilecek mahallin etrafı daha yüksek ise sahayı taş, tuğla gibi sağlam malze- me ile tesviye etmeli ve çok yabis arazide de su-.. ların cereyanını temin için