• Sonuç bulunamadı

Okumada Yolgöstericilik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Okumada Yolgöstericilik"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

O K U M A D A YO LG Ö STERİCİLİK

Sami N. ÖZERDİM*

I.

Çocukluğum uzda, ne bulursak okurduk. Üstelik, o zam anlar ki­ tapların sayısı bugünkünden çok azdı. Eski yazınım ızdan, yabancı d il­ lerden bugünkü denli kitap aktarılm am ıştı. Yol gösteren, yol g ö ste ­ rici yayınlar da yoktu. Yücel Dergisinden, M art-A ğusto s 1938 s a y ıla ­ rında W ill Durant'ın, se çilm iş yüz kitaplık dizelgesini anım sıyorum sadece. Ama. artık liseyi bitirmiş, üniversiteye geçm iştik.

Bu türde dizelgeler zam anla çoğaldı. Baha Dörder, bunları der­ gilerden toplayarak 1959'da O kunacak Rom anlar adını verdiği küçük bir kitapta bir araya getirdi. Bugün bu kitabı bulm ak güç, dahası olanaksızdır. A. Ü. S. B. F. Basın ve Yayın Y üksek Okulu Y ıllığ ı’nın 1974/1976 sayısında yayım lanan «Seçme Kitap Listeleri» başlıklı yazım da, bu konu üzerinde durmuş, b irkaç dizelge de verm iştim. Y a ­ zının tem elini, 1947'de Am erika B irleşik D e vle tle rin d e kurulan G reat Books Foundation adlı vakfın yayım ladığı kitaplar oluşturuyordu.

«Konuşm a Önderleri» yetiştirm e am acını güden bu kuruluş, her yıl on beş kadar kitabı gençlere okutuyor, bunlar üzerinde ta rtış­ m alarını sağlıyordu. Kitapları, ucuz b a skıla r halinde yayım lıyordu da. İlk beş yıllık yayınları gördüm; beşinci yıl kitaplarının sonun­ cusunda da. a ltı-se kizin ci yılların izlenm esini buldum. Bu dizelge- leri, sözü geçen yazım da verdim. Türkçeye çevrilm iş olanları da belirttim.

Yazım a, iki ek de koymuştum. Bunlardan biri, yine Am erika Birleşik D evletleri’nde, Com m ittes on C ollege Reading’in G ood R e a ­ ding adlı kitabın 1934 basım ı için h azırladığı «100 Seçkin Kitap» di-

zelgesiydi.* 1 Kom ite'nin danışm anları olan tanınm ış yazarların z a ­

manla bu dizelgeyi gözden geçirdikleri de adı verilen kitapta belirti­ liyordu. Bu dizelge, bugün yeniden değiştirilm iş olm alıdır.

İkinci Ek ise, Tahir A la n g u ’nun 1974'te M illiyet Yayınları a ra sın ­ da çıkm ış olan, iki büyük ciltlik 100 ünlü Türk Eseri'ndeki yapıtları içeriyordu.2

*S.B.F. Basın-Yayın Yüksek Okulu öğretim Görevlisi.

1, 2 Her iki dizelge de, sözü geçen yazımızda, düzelti sırasında birkaç eksiklik verilmiştir. Türk yazınında : Aşık Paşa, Ahmedi, Necati, Fereizci- zade; Dünya yazınında ise : Dante ile Hayyam atlanmıştır.

(2)

T. Alangu'nun d izelgesi üzerinde — öğrencilerim le— uygulamalı ders çerçevesin de durm aktayım . T. Alangu, Ö nsöz'ünde kitabını şöy­ le anlatıyo r :

«Edebiyatım ızın, yazılı ve sczlü kaynaklardan, kitaba geçerek ya­ yılan en seçkin örnekleri, ortaya çık tıkla rı çağdan başlayarak, zaman içinde sürekli yaşam a ve etkilem e fo nksiyonları da göz önüne alına­ rak, bu kitaba derlendi.»

T. Alangu'nun kitabı, Türk yazınının, yüzyıllar boyunca verdiği yapıtları saptam a am acın ı güdüyor. Ancak, bu yüz kitabın hepsinin, bugünkü oku yu cu la rca bilinm esi gerekirse de, tümünün okunacağı, hele baştan sona okunm asının zorunlu olduğu söylenem ez. H er şey­ den önce, karşım ıza dil öğesi çıkar. Büyük bir ozanın bütün divanın, — örneğin F u zu li’yi— baştan sona okum aya kaç kişi k a tla n a b ilir? Boy le bir okuma, s a lt uzm anların işidir. O zam an, genç okuyucu için, Di­ van şiirinden geniş b ir se çk iye gereksinm esi vardır. T. Alangu'nun ki­ tabındaki bütün divanlar, dahası, halk şiiri örnekleri, a n ca k seçkiler­ den izlenir; okuyucu, özel bir m eraka kapılırsa, bunların tümüne el uzatabilir. Günüm üzde bile, çok yazm ış ozanların bütün şiirle rin i oku­ maya vakit olm adığı da göz önünde tutulabilir.

T. Alangu, b irkaç O sm anlı tarihi de veriyor. Bir fik ir edinm ek için, tarihlerden p a rça la r okunabilir; ya da, herhangi bir dönem i inceleye­ cek olan kişi, tarihlere derinlem esine girer. S e çkile re bunlar da gire­ cektir. Hele, «şuara tezkireleri» diye bilinen kitapları, uzmanlarının bile baştan sona okum ası bir sorundur.3

T. A la n g u ’nun 19. yüzyıla değin verdiği örneklerden, seçkilerde değil, tüm olarak o ku n acakları şöyle sa ya b iliriz : Yuluğ Tekin Anıtı, K udatkubilig (Yusuf M a s Hacip). Yunus Em re Divanı, M evlit (Süley­ man C elebi : Vesiletün Necat), Dede Korkut, Terkib-i Bend (Bağdat­ lı Ruhi), bu arada, K âşg a rlı M ahm ud'un Divanü Lûgat-it T ü rk’ü Kâtip Ç elebi ile Ç elebi ile Evliya Ç e le b i’den seçm eler de söz konusu edil­ melidir.

G eride kalan yü zyılların yaratıları olan yapıtların, yalnız dil açısın d a n değil, b aşka bakım lardan da, a n ca k uzm anlarınca okuna­ bileceği gerçeğini yinelem ek zorundayız.

Türk yazınının, 19. yüzyılda başladığını öne sürm ek h a ksızlık olur Ne var ki, eski yazınım ızı bu yüzyıla değin özet ve se çk i olarak oku­ yucuya sunm aktan başka um arım ız yoktur. Yine de, T. Alangu'nun,

3 Hasan Çelebi Tezkiresi Üzerinde Çalışmış, her ikisini de yitirdiğimiz İbrahim Kutluk ile İbrahim Olgun, bunların ancak özetlerinin işe yaraya­ cağını söylemişlerdi.

(3)

yukarıda andıklarım ız dışında daha kim lere yer verdiğini an ıp ge­ çelim :

 şık Paşa. Ahmedi, Nesim i, Şeyhi (Harname, kısa bir öykü o ld u ­ ğu için baştan sona o kunabilecekler arasına katabiliriz),  şıkp aşaza- de, Ahm et Paşa, Kaygusuz Abdal. Ali Ş ir Nevai, N ecati, Babür Şah, Sehi Bey, Zati, Lâtifi, Fuzuli, H ayali Bey, F ir Sultan Abdal,  şık C e ­ lebi, T a şlıca lı Yahya Bey, K ınalızade Hasan Çelebi, Baki, N e fi, Peçe- vi. Şeyhülislam Yahya. N aili-i Kadim, K aracaoğlan, Naima, Köroğlu Destanı, Nabi, Nedim, Şeyh Galip. Burada, Pir Sultan, Karacaoğlan gibi, tümü ile okunacak, dil bakım ından da sa kın ca sı olm ayan ozan­ ları seçkilere kapaatm ayı haksız bulabilirsiniz. İşin bu yanını, okuyu­ cunun kendisine bırakm ak daha uygun olur. H alk ozanlarının, a ğ ız­ dan ağıza geçerken yinelem elerle dolan şiirlerini elem ek yine okuyu­ cunun çab asın a kalır.

II.

19. Yüzyılda, T. Alangu, dört halk ozanına yer verm iş : Bayburtlu Zihni, Erzurum lu Emrah, Seyrani, Dadaloğlu, Yukarıdaki sözlerim ize ek olarak, Alangu'nun da, halk ozanlarından «örnekler» okunacağını belirtm iş olduğunu analım . Bu Yüzyılda, dört, tane M o liere adap tecisi var. Yazın tarihim iz yönünden A la n g u ’yu haklı bulabilirsek de; Â li Bey, T eodor K asa p ve F eraizcizad e Ş a k ir’i uzm anlara bırakarak Ahm et Vefik Paşa ile yetinm ek isteriz. Ziya P aşa'nın Terkib-i Bend'ini, ç a ­ ğının bir ele ştirisi olarak (Ruhi’ninki gibi), dilini çözerek okum ak g e ­ rekir. N am ık Kem al'in, gününde o layla r Yaratan Vatan Yahut S ilistre ’ sı ile birlikte, özellikle çe şitli konularındaki yazılarından seçkilerde örnekler bulundurm alıdır. Ş in a s i’nin Ş a ir Evlenm esi bugün rahatça okunabilir; onun da yazılarından örneklere yer verilerek. Ahm et M it­ hat Efedi örneği bir halk ö ğreticisinin rom anlarından bugün zevk a l­ mak olaağı kalm am ışsa da, yazınım ızdaki yeri göz önüne alınarak bir yapıtı oku n abilir (Alangu, Eflatun Beyle Rakım Efendl'yi seçm iş). Cevdet P a ş a ’nın tarihini, yakın tarihim izi öğrenm ek isteyenler o k u ­ malı; seçkilere de örnekler alınm alıdır.

Abdülhak Hâm it T arh an ’ın M a k b e r’ini bugünün genci nasıl oku ­ yab ilir? Ama, bilinm esi gerekir; seçkilere örnekler alınabilir. Sam ipa- şazade S e za i’nin Sergüzeşt adlı, bugünkü dile de çevrilm iş olan kü­ çük romanı, R ecaizade Ekrem ’in, yine bugünkü dile aktarılm ışı bulu­ nan A raba Sevdası ile birlikte okunm alıdır; çünkü, g erçekçi nitelikte yapıtlardır.

Tevfik Fikre t’in Rübab-ı Ş ik e ste ’sinin dili ağırdır; Ahm et M uhip D ranas'ın Kırık Saz'ından, ya da A. K adir M eriçboyu'nun çe vrile rin ­

(4)

den, C evdet Kudret'in Son Ş iirle r adlı — çevirilerini de veren— kita­ bından izlenebilir. M uallim N a ci'yi genç kuşağa salık verebiiir m iyiz? Ama, yazınım ızdaki yerini bilm eleri gerekir. A slın d a Alangu da, onun, a n ıların ı içeren, dili sade Ö m er'in Ç ocukluğu'nu d izelgesine alm ıştır. M ehm et Emin Y u rd a ku l’un T ürkçe Şiirleri, o günkü ko şu lla r içinde; dili, toplum sal içeriği, Türklük b ilinci a çısın d an savsaklanam az. Halit Ziya U şa klıg il'in M ai ve S iyah ına A şk-ı M em nu’unu da katalım . Türk da katalım . Türk rom anının en ilginç kişisi Hüseyin Rahmi G ürp ın ar'ı A langu M ürebbiye ile tem sil etm iş. Oysa, bir tek rom anı ile kalm ak bir e ksiklik olur. Ş ıp sevd i, H akka Sığındık, G ulyabani, Utanm az Adam vb. eserleri de alınabilirdi.

20. yüzyılın başında, M ehm et Rauf'un Eylül'ü var. Bugünün g en­ ci, bu rom andaki a şk ı belki yadırgar; ancak, yazınım ızda bu yapıtın bir yeri vardır. Ahm et Şuayıp'ın Hayat ve K itap la r ı düşün tarihçilerini ilgilendirebilir. H üseyin C a h it Y a lçın 'ın H ayal İçinde rom anı mı, yoksa Edebi H atıraları mı daha ilg in çtir? Eşref'in yergileri, çe şitli seçm eler halinde yayım landı; C evdet Kudret'in kitabı salık verilebilir. Öm er S ey­ fettin’in salt Bom ba adlı öyküsü değil, hemen bütün öyküleri, ö ze l­ likle Efruz Bey d izisi okunm alıdır. Ebubekir Hazım T epeyran’ın Küçük P a şa adlı g e rçe kçi rom anı — nedense— b ir türlü bugünkü dile akta- rılam adı. Tarihi hakla indirm iş olan Ahm et Refik A ltın ay'ın küçük ki­ tabı Lale Devri'ni atlam am alıdır; daha geçen yıllarda yeniden basıldı. Ruşen E şre f Ü naydın’ın 1918'de yayım lanan D iyorlar k i’si, yazın a la ­ nında ilk konuşm aları içerdiği İçin, bugünkü yazıya da aktarılan ba­ sım ından okunabilir. Yahya Kem al Beyatlı'nın şiirleri; Ahm et Haşim 'in- kilerle ve bu İkincinin d üzyazıları da unutulm ayarak gözden g e ç iril­ melidir. Fuat Köprülü'nün Türk Edebiyatında İlk M u ta sa v v ıfla rın ı, ko­ nuya ilgi duyanlara, Y unus Em re’de derin leşeceklere sa lık verebiliriz Y a zın sa l değerini, İstanbul'dan sürüldüğü C o ru m ’daki izlenim lerine borçlu olan Refik H alit K aray'ın M em leket H ikâyelerinden vazgeçilm ez M ehm et A k if Ersoy'un şiirlerin deki toplum sal içerik — dinsel bakış a çısın a dayansa da— unutulam az. M u sahipzade C elal'in , O sm anlı d ö ­ nem inde kesitleri ele alan oyunları, yazın tarihlerinde pek Taslanm a­ yan Serm et M uhtar A lu s ’un, B irin ci Dünya S a v a ş ı’ndaki türedi var­ sılların şım arık yaşam larını anlatan Harp Z e n g in i’nln G elini adlı ro­ manı, bu arada, ikinci sırada bırakılan Osm an Cem al K a y g ılı’nın Çin- g eneler’ini de genç okuyucu okum ayı denem elidir. Yaşam anın d a ğ ı­ nıklığı nedeniyle d izgeli yazam am ış olm asından dolayı biraz sa v s a k ­ lanan M ahm ut Yesari'd en Alangu, Tipi Dindi adlı romanı alm ış. Ziya G ö k a lp ’ın Türkçülüğün E sasları, önyargılara kapılm adan, kesinlikle okunm alıdır. Mem duh Şevket E sen d al’ın tek öyküsünü alan A langu'ya karşı, iki cild e sığan bütün öykülerini, bir de tek rom anı A y a şlı ve K i­ 40

(5)

racıları'n ı (Cum huriyetin ilk yılları A n karasın ı yalın ve g e rçe kçi bir a n ­ latım la verdiği için) öne süreceğiz. R eşat Nuri G ü n tekin ’in Y e şil G e c e ’ si — bizce de— en iyi romanıdır; ancak. Ç alıkuşu, Y aprak Dökümü de unutulm am alıdır. Y azı yaşam ındaki eğri çizgilere karşın Peyam i S a ­ fa önem li bir kişidir; bir şiir gibi güzel olan küçük romanı Dokuzuncu H ariciye Koğuşu okunm adan geçilm em elidir. Falih Rıfkı Atay, Türkçe- nin en usta yazarıdır; Alangu, ilk yazılarından olan Zeytin D ağı'nı a l­ mış. H aklıd ır da. B izce E ski S a at'ta ki yazıları da ilginçtir, Kem alist ideolojinin ezanı Behçet Kemal Ç a ğ la r bugün unutuldu. S e çkile re gir­ mesi gerekir. Rıza Tevfik B ö lü kb a şı’nın bütün şiirleri mi, se çile ce k olan lar mı okunm alı, bunu da okuyucuya bırakalım . H alide Edib-Adı- var’ın S inekli B akkal'ı, 1908 sırala rı toplum una çeşitli etkileri bir kü­ çük kızda toplam ası açısın dan hem ilginç, hem de — kim ilerince— ya­ paydır. A ncak. Vurun Kahpeye ile birlikte, okunm ası zorunludur. S a ­ bahattin A li'yi bugünkü kuşak aslında tanıyor; roman ve öyküleri ile kendini kabul ettirm iş bir yazar olarak unutulmam alı. Orhan V eli K a­ nık ve arkadaşları, eski şiir anlayışını yıkm ayı başarm ış bir kuşak o la ­ rak, yazınım ızda yerlerini vurgulam ışlardır. Abdülhak Ş in asi Hisar, eski İstanbul konak ve yalılarının, üst katman insanlarının yaşam ını yansıtan bir yazardır; yadırgayan da bulunm uştur, ama yadsınam az. Fahim Bey ve Biz Dr. Adnan A d ıv a r’ın Tarih B oyunca İlim ve Din adlı büyük yapıtı B a tı’daki benzerlerinden hiç de aşağı değildir, okunm az­ sa okuyucu bir yanıyla eksik kalır. N urullah Ataç, bir zam anlar, her yazı yazanın «acaba ne diyecek?» diye çekindiği ilginç bir kişiliktir. Alangu onun G ünlerin G etirdiği adlı denem elerini almış; bizce iki c ilt­ lik G ü n ce ’sinden vazgeçilem ez. C a h it S ıtkı Taran cı'n ın Otuz Beş Yaş şiiri ile bu adı taşıyan kitabı ilgi dışında bırakılam azdı. Sait Faik Aba- sıy a n ık ’ın, verilen tek kitabı değil, hemen bütün öyküleri okunacaktır. Cevat Fehm i Başkut, g azeteci olarak, oyunlarında hep günceli s e ç ­ miş, ancak P aydos adlı öğretm en «dramı» unutulmamıştım. Ahm et Ham di Tam pınar, çok yönlü bir kişidir; yarım kalm ış 19. A s ır Türk Ede- biyatı’na şiirlerini, roman, öykü, denem e ve m ektuplarını da katalım. Neyzen T evfik'in Azab-ı M u k a d d e sin d e n biz se çk ile r öneriyoruz; yer­ gilerine lirik koşm alarını da katarak. Kemal T a h ir’i seven Alangu. Y a şa r K em al’i de dışarıda bırakarak salt Orhan Kem al'i alm ış : Bereketli T opraklar Üzerinde. Ve, d izelgesini A s a f H alet Çelebi a d ­ lı bugün unutulm uş ilginç ozanın : Om M ani Padm e Hum adlı kü­ çük kitabı ile bitirmiş.

Ç o k hızflı geçtiğim iz dizelge burada bitiyor. Ancak. Alangu, 100 sayı ile sınırladığı se çkisin e kimi önem li kişileri alm am ış, ya da alam am ıştır. Jön Türkler'den başlayarak Cum huriyet dönem i iç le ­ rine değin, yakın tarihim izi dizi halinde rom anlarıyla canlandıran 41

(6)

Yakup Kadri Karaosm anoğlu «Yaban ı K iralık K o n ak'ı ve başka y a ­ pıtlarıyla dizelge d ışı bırakılm ıştır, ideoloji yanı bir yana bırakılarak N azım Hikm et Ran anım sanm alıdır. Bugünkü anlayışından geriye gidilerek, Otel O daları ozanı N ecip Fazıl K ısa kü re k'e de yer v e rile ­

bilir. Ahm et M uhip D ranas'ı da gözden çıkaram ıyoruz, vb. Dizel- geyi uzatm adan, en son. A ta tü rk ’ün N U TU K 'unun (SÖ YLEV) kita­ ba alınm ayışını büyük bir unutkanlık saydığım ızı da söyleyelim .

Y azıyı uzatm am ak için kısa çizg ile rle verdiğim iz bu dizelgenin, genç okuyuculara — Türk yazını a çısın d a n — bir yol g österici o la c a ­ ğını sanıyoruz. Ancak, çok yenilere değinm edik. Bu. bizim eksiğim iz değildir; en yeniler için zam anın geçm esi gerekir. Fazıl Hüsnü D ağ ­ larca ve onun kuşağı bile, A la n g u ’nun dizelgesi dışında kalm ıştır. 100 kitap sınırlam asında kalacaksak; 19. Yüzyıla değin, se çk ile r yo ­ luyla sayıyı indirerek, a ğ ırlığ ı son iki yüz yıla verebiliriz.4

4 Dünya yazını için, iki yeni kitap : Abraham Lass : 100 Büyük Ro man. 1980. Robert B. Downs : Dünyayı Değiştiren Kitaplar, 1980.

Referanslar

Benzer Belgeler

Extra sell tiler Osmolorite degi~me leri, suyun intra ve extrasel- ililer komparbmanlar arasmda osmotik basmg farkma uygun olarak transferine sebep olur.. Boylece extra

Karaman Belediye Meclisce yapılan inceleme neticesinde; Karaman İli, Merkez İlçe, Üniversite Mahallesi(tapu kayıtlarında Kırbağı Mahallesi)nde, dava tarihi

Resmi Kurum olarak görülen alanın mülk sahibinin, aynı zamanda imar plan değişikliği teklifinde bulunan Vakıflar Müdürlüğü olduğundan İmar plan

Hasta çıkartılarının sıçraması Hastaya yanlıĢ ilaç verme. Hastayı bağlama sırasında yumuĢak

Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans/Doktora Öğrencisi Bülent MERTOĞLU’nun “Lisansüstü tez nasıl yazılır” başlıklı tez çalışması, 24

Spor zemin kaplama kısaca kapalı ve açık spor alanları için hem verimli kullanılabilir hem de hijyenik, estetik ve modern bir zemin sağlanabilmesinde tercih edilen zemin

Bir çok iş- lenmeğe müsait taş cinsleri mevcut olan b u yurt kö- şesinde ne için çimento ve iskelet binalar inşa edil- mesi icap etsin.. Döşemeler gayet tabiî ola-

Mimar Samih Akkaynağın projesine göre yapılan ve TJlııs meydanına bakan binanın haricî cephesi, nisbetli ve ölçülü hatlarla güzel bir tesir yapmaktadır.. Sıva açık