• Sonuç bulunamadı

Koyunlarda böbrek hemosiderozu üzerinde patolojik incelemeler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Koyunlarda böbrek hemosiderozu üzerinde patolojik incelemeler"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KOYUNLARDA BÖBREK HEMOsiDEROZU ÜZERiNDE

PATOLOJiK

iNCELEMELER

Hüdaverdi Erer ! S. SerapTürkütanıt2 Fatih Hatipoğlu1

Paıhologlcal luvcstnıations

on

Renalll cıııosidcrosis

in

Shccp

Summary: This study was undertakentodela rınine hemosid erosis in the kidneys ofsheep slaughtered at abattcrr.

Forthispurpose. the kidneys ol3012 sheepwere examined .and in52 (1.72%)was showed hemosideros is.In terme olpigmenıconcentrations.these caseswere classified as;mild.mcdereta and severe.Therewerehemosiderin pig. mentsin distaland medullar tubular epithelium,wil h particelarlccancnin proximaltubulus.

Kaywords:Hemosiderosis,kidne y.sheep.

Özet: Mezbahada kesime alinan koyunlardan 3012'sinin böbreklerihemcssoerozyönlinden makroskobik olarakmu· ayene edıldi vebunlardan 52 koyunda (% 1.72) hemosideroz belirlendi.Bu olgular pigment yo ğ u n l u ğu n a göre halil, orta veşid det l iolarak üç gruba ayrı ldı, Hemosiderin pigmenhnin özellikleproks ımaltubulepıtellennde, daha aıolarak

da distalve medullar tubuluslardabiri ktiğidikkatiçekti, Anahtar kelimeler:Hemcs ideroı,böbre k, koyun.

Giri,

Normal organizmada ömürlerin; dokturup yaş­ lanan eritrositler mononükleer fagosilik sisteme ait hücreler (özellikle dalaktaki fagosit hücreten ta -rafından fag osite edilirler. Hemoglobin bu hüc -relerdeparçalanır veherrosid enn ile bilirubin açığa çıkar. Hemosiderin aynı hücreler tarafından t er-riline ayrıhr ve dolaşıma geçen ferrinn, kırmızı kemikiliğinde gelişmekteola n eritrositlertarafından yeni hemoglobin yapımında kullanıl ır (Sağlam,

1984). Hemosid erin, hemolitik anemid e olduğu gibi dolaşım kanının şiddetli hemolizi sonucu da -laqm fagosıtik höcreterinde birikir. Ayrıça ka-raciğerdeki Kupffer hücreleri, hepatositl er, bö

b-reğin tubul epitel hücreleri ile intersitisyumda da birikebilir(Jo nes ve Hunt. 1985 ). Kronik hemolitik anemiler ve akut hemogl obinurinin sonucunda proksi mal tubul epitelierinde resorbe edilen h e-moglobin burada indirgenereksarı ms ı-kahverenkle hemosid erin ol uşmakla ve böbrek korteksinin kah -verenktegörülmesineneden olabilmekl ed ir (Maxie,

(;c1i~Ta r ih i:09 05.1997

1.

s

o

.

VeterinerFakültcsi. Palo1ojiAnalıihm Dalı. KONV A. ı. ADÜ. Veterinerl-akültcvi. Paıoloji Analıihm Dalı. AVDIN

1985). Buminantlarda hemosiderinbirikiminebakı r ve kobalt eksikliği nde de rasl lanabileceği be

-lirülrmşnr (Jones i/e Hunt, 1985 ). Böbrekerde he -mosiderin pigmentasy on una keçiterin "Cloisonne Böbrek" olayları nda rastlandığı belirtilmiş (G ross-man ve Ahman, 196 9: Kharole, 1967; Light. 1960), Türkiye'deise Elazı ğ'da koyu n i/e keçilerde saptanan "Clo isonne Böbrek" olg u la rı n da Prok

-simal Konvolut Tubul (PKT) epitel1erinin s itoptaz-malannda demir pozitif materyal gözlendiği ifade edilmiştir (Metin, 1980). Ko nya'da böb rek tezyan

-larının incelendiği araştırmalarda muayene edılen 10.080 koyundan 92'sinde (% O.91) (Hatipoğlu.

1996) ve 3643 sığırı n 23'ünde (% O. 63) (Yener,

1996)hemosiderozgözlencliği bel irtilmiştir.

Bu çal ışmada koyu nlarda böbrek he-masiderozu incelenmiş, makroskob ik ve mik -roskobikbulgularısunul muşt ur: Koyunlarda böbrek hemas iderozunda patolojik bulgular ile insidensi kapsayan yayınların sınırlı olması çalışmanın ama-cın ı oluşturmuştur

(2)

f-:IU-Jt.ı1JKKfiTANIT.HA111'OGı.U

mentin yerleşimyerlerindekifarklılıklarnedenıyle üç gnba aynlarak inc elendi. Hemosideroı lu 52 k o-yundan 18' inde (%34. 6)hafıf, 21'iOOe (%40. 6) orta ve 13'ünde (%25.O)ise şiddetli derecedepfg

-menlasyonsaptandı(Tab'" 1).

Şekıll. Hemosıderoz lu bobre gın (A) kesityuıunde kor

-teksin belirgin olarak koyu kahvr enkte ve me

-dullanın normal görünümü, normal böbreğin

(8 )kesityüzündekorteksind~alrengi.

Tablo1. Hernosiderczluböbreklerinpigmentasyond ere-celeriile makroskobik vemikroskobik özellikleri.

13(25.0) Koyu

·kahve

Hafif Kortekstebazı pro ks ımal kırmızımsı tubul vebazıepitelierde

az

mktarda

Böbrek PigmenıBırı kımYeri Rengi Mıkta rı

KJmıu:l m$1 Çoguproksimalıub uler kahve eteve epltellennçoğJnda

daha yogun ve aynca bazıg1omeru1uslarda Çoguproksıma ltubuller· de çokyoğJn. dıstalve medunar tw ullerdedaha azveayrıcaçoQu glo-merulusta t8(34,6) 21(40.4) Koyun Sayısı n (-".)

Ona

Şiddetl i Pigment. Derecesi Hafif

+

Elliiki koyundan alınan böbreklerin rengı ve mikroskobik incelemede pigmentin yogunlugu ile birikim yef1erlne göre hemosideroz, hafif, orta ve

ştddetliolmak üzere3 grubaayrıkJı (Tabıo1). Tüm

oıgulardaher iki böbrektederenkdegişikliklerigö z-lendi.

Makroskobik Bulgular: Renk değişikl)ği göz -lenen böbreklerin genellıkle normal büyüklükte, bazılarının ise hal if şişkin okJuğu gözlendi. Çoğu olguda (4 4 koyu nda) böbrek kapsülaları düzgün ve kolay soyulurken. 8koyund a böbrek yüzeyinde toplu iğne başından mercimek büyüklüğüne vara n baz-beyaz renkteodakla rve yeryerkap süta ile ya

-pışmaların olduğudikkati çekti.

Halıf derecede hemosideroz saptanan ol

gu-larda böbrek ytizeyi ve kesit ytizünde korteksin hafif krmuzrmst. orta derecedekoyu kırmızı-kahve.

şidde tli derecede ise koyu kahve renkte okjugu

gözlendi(Şekil 1). Ona derecede hemosideroz ol

-gularının2'siOOe ise böbreklerin üst yüzü ve kesit

yüzünde korteks hafif siyahı msı renkteydi.Tüm ol -gularda gerek medulla ve gerekse pelviste renk değişikliklerine rastlana madı.

Mikroskob ik Bulgular:Makroskobik olarak renk değişikliği gözlenen böbreklerin mikroskob ik in-celemeleri sonucunda pigment yoğunluğu ve

piq

-Çalışmamateryalini. Konet Mezbahasında ke-silen koyunların renk değışikliği gözlenen

böl:>-reklerioluşturdu. Buamaçla farklıırkıardankesilen 3012 baş koyunun böbrekleri makroskobik olarak muayene edikii ve 52 baş koyundan normakien daha koyu renkte g6n1len böbrekler alındı. Daha sonra lezyonlu böbrekleri n farkl ı bölgelerinden alı­

nan doku örnekleri % 10'lukformalınde tespited

rl-di Hazırlanan parafin bloklardan 5 1..1 kalınlığında kesitler alınarak tüm kesitler hematoksilen-eozinl e (H.E.), gerekli görülenler ise Turnbull blue m e-todu na göre bayanarak (Luna, 1968) ışı k mik

-roskobund a incelendi.

Materyalve Metot

(3)

Koyunlarda Böbrek Hemosiderozu Üzer inde...

Hafif derecede hemosideroz saptanan olgu

-larda bir kısım proksimal tubullerinbazı epitel hüc-relerinde az miktarda ve küçük granüler yapıda

he-mosiderin pigmentleri gözlendi (Şekil 2A). Orta

de-recedeki olgularda. korteksteki proksimal tubullerin

çoğunun etkilendiği ve bu tubullerdeki epitel hüc

-relerinin hemen hementamamınınpigmentle dolu ol-duğu ve pigmentmiktarının hafif derecedeki olgulara

göre dahayoğunolduğudikkatiçekti(Şekil2B).

Şeki l 2. Hafıf (A). orta(B) ve şıddetli (c) derecede n

e-mosiderozolgularında pigment birikimyerleri ve bi

-rikimyerlerindeki farklılıklar (H. E.x280) ve mavi renkte yoğun hemosiderin pigmenti (D) (Tumbull Bluex280).

Pigment birikiminin şiddetli olduğu olgularda ise korteksteki proksimal ve.distal tubuller ile me

-dullar tubulusların da etkilendiği görüldü. He-mosiderin proksimal tubullerin hemen tamamında ve tüm epitel hücrelerinde yoğun olarak birikmişti (Şekil 2C). Distal ve medullar tubullerdeki birikim ise daha azdı. Özellikle orta ve şiddetli derecede hemosideroz saptanan olgulardaglomeruluslarında etilendiği görüldü. Glomeruluslardaki pigment b

i-rikimine Bowman boşluğundave daha az olarakda Bowman kapsülünün paryetal epitel hücrelerinde

rastlandı.

Pigmentasyon saptanan böbreklere ait kesit

-Ierin Turnbull blue metoduna göre boyanmaları so-nucunda bu pigmentlerin parlak mavimsi renk al-dıklarıdikkati çekti (Şekil 20).

Orta derecede hemosideroz saptanan 21 ko

-yundan 2'sinde PKT epitelierindeki pigmentle bir

-likte bu tubullerin bazal membranıarının genellikle

kesintisiz bazen de segmentalolarak kalınlaştığıve koyu kahverenteolduğudikkati çekti.

Makroskobik olarak böbrek yüzeyinde boz-beyaz odakların bulunduğu (8 koyun) böbreklerle birlikte. bazı olgularda (4 koyun) mikroskobik in

-celemeler sonucunda kortekste fokal mononükleer

hücre infiltrasyonları gözlendi. Hücre infiltrasyonları bazı olgularda yoğun olmasına karşın(5 koyun), bir kısmında (7 koyun) kapsüla altında ve az m

ik-tardaydı.

Tartışma ve Sonuç

Arştırmadaböbrek hemosiderozu % 1.72 ora-nında saptanmış ve bu oran Hatipoğlu (1996)'nun koyunlardabildirdiği% O.91 oranındanyüksek bu -lunmuştur.

Böbreklerde hemosideroza kronik hemolitik anemiler ve akut hemoglobinüri sonucunda (Maxie.

1985), bakır ve kobalt eksikliğine bağlı olarak da (Jones ve Hunt,1983) rastlanabileceği belirtilmiştir. Ayrıca fazla miktarda demir ve bakırın gıdayla alın­ masının hemosideroza yol açabileceği öne sü-rülmüş, fakat bakır ve demir ilave edilmiş rasyonla beslenen keçileı::de bunun doğru olmadığı

(4)

l'I<IK 1't.'H.KUTANIT./IAl1l'(X'LU

vunulmuştur(Zahawi, 1957). Bununla birlikte pro-tein ve kobalttan fakir, demirden zengin yemlene beslenen keçilerde demir bileşiklerinin PKT epitel hücrelerinin sitoplazmalarında irreve rzibl olarak

bi-riktiği ve PKT bazal membranıarında hipertrofiye sebep olduğuönesürülmüştür(Zahawi,1957).

Keçilerdeki Cloisonne böbrek olaylarında PKT bazalmembranını kalınlaşmasıylabirlikteepitel hüc-relerinin sitoplaımalarında hemosiderin

piq-menıasyonuna rasllandığınıbildiren bazı araştırıcılar

(Grossman ve Altman, 1969;Altmanve ark,1970) hemesiderin birikimini ve PKT bazal memb-ranındaki bu kalınlaşmayı intravasküler hemolize

bağlamışlar, bununda keçilerdeki eritrosit

çap-larının küçük oluşu, düşük membran enzim

ak-tiviteleri nedeniyle ozmotik parçalanmanın artması

sonucunda topraktaki bakırve zehirlibitkilergibi

ha-ztrlayıcı faktörlerin etkisiyle oluştuğunu ileri

sür-müşlerdir.

Çalışmada böbrek hemosiderczu saptanan ko

-yunların beslenme şekilleri, beslendiğibölgelerdeki toprakyapısı ve bu hayvanların hastalık geçirip

ge-çirmediği hakkında bilgi edinilemediği gibi kan ve idraranalizleri yapılamadığı için de hemosiderozun sebebi konusunda bir sonuca varılamamıştır.

Hemosiderozlu böbreklerde korteksin belirgin olarak koyu kahve renkte, medullanın ise ge-nellikle normal renginde olduğu belirtilmiş (Zahawi, 1957; Kharole, 1967; Maxie, 1985; Hatipoğlu.

1996), çalışmada da böbreklerdeki renk d

e-ğişikliklerinin benzer olduğu gözlenmiştir. Kolemik nefrozlarda böbreklerin sarımsı-yeşil renkte (Jones ve Hunt, 1983; Maxie, 1985), işemik krc -moproteinemik netrezlarda kortekete birlikte me-dul1ada da koyukahve rengin görülmesi (Dahme ve Weiss,1983), Cloisonne böbreklerde korteksin be-lirgin olarak siyah renkte olması(light, 1960;Metin, 1980) nedeniyle makroskobik olarak bu pig -mentasyonlardan ayrılabilmiştir. Fakat orta de-recede hemosideroz saptanan olguların ikisinde böbrek korteksinin Cloisonne böbrekle rde ta -nımlanan (Light, 1960; Metin, 1980) siyahımısı renkteolduğudikkatiçekmiştir.

Mikroskob ik incelemelerde hemosiderinin

küçük kırmızımsı granül halinde görülen ve tubul lümenlerinde silindirler oluşturan hemoglobinden

(Maxie, 1985), şekilsiz olan ve sarımsı-yeşil r enk-teki safra pigmentinden (Jones ve Hunt, 1983) ve hemesiderine benzer yapıdakiIipofuksinden ayırımı doku kesitlerinin Turnbull metoduna göre

bo-yanmasıyla yapıımıştır(t una. 1968). Bu boyamada hemosiderin pigmenti parlak mavi renkt e ortaya

konmuştur.

Zahawi (1957) demir bileşiklerinin barsaklarda

değişikliğe uğramadan böbreklere fazla miktarda

geldiğini ve demirin glomeruluslardan geçerek PKT

epitel hücrelerinde biriktiçiniileri sürmüşt ür. Buça

-lışmadahemosiderin birikiminin qenellikleproksimal tubullerde olması araştırıcının görüşlerini destekler niteliktedir.

Pigment birikim miktarı veyerleşimyerine göre hernosidercz üç gruba ayrılarak incelenmiştir.

Diğerülkelerdehem böbrek hemosiderozu vehem de sınıflandırma ile ilgili bir çalışmaya ra

st-lanamamt~tlr. Ülkemizde ise Konııa'da Koııun böb -reklerinin incelendiği bir araştırmada (Hat ipoğlu. 1996) hemosideroza rastlandığı belirtilmiş ve 4 grupta sınıflandırılmıştır. Bu çalışmadaki ++, +++ ve ++++ derecede saptanan makroskobik ve m ik-roskobik bulgular, çalışmamızdaki hafif, orta ve

şiddetli derecedeki pigmentasyonla uygunluk

göstermiştir. Hatipoğlu (1996), + derecedeki pigmentasyonun makroskobik olarak belirgin olmadığını, fakat diğer lezyonların bulunduğubôb -reklerin mikroskobik incelemesinde hemo-siderin pigmenti gördüğünü belirtmiştir. Bu çal ışmada

diğer böbrek lezyonlarının bulunduğu böbrekler in -celemeye alınmadığından bu tıp pigmenla syona

rastlanamamıştır.

Çalışmada orta ve şiddetli derecede h erresi-deroz saptanan böbreklerde glomeruluslarda da pigmentasyona rastlandı. Hatipoğlu (1996) da ko -yunlarda +++ ve ++++ derecedeki hemosideroz olgularında Bowman boşluğu ve Bowman kapsülünün paryetal epitel hücrelerindebenzer pig-mentasyona rast lad ığ ın ı belirtmiştir. Ayrıca sı­ ğırlarda (Monaghan ve Hahnan, 1983) ve in-sanlarda "paroksismal nokturnal hemoglobinuri" hastalığında (Hutt ve ark., 1961) qlomeruluslarda hemosiderinpigmentigörüldüğüifadeedilmiştir.

Orta derecede hemosideroı saptanan2 olguda proksimal tubulfbrdeki pigmentle birlikte PKT bazal '36

(5)

Ko~unbırd.. K(ihn-kIIt'IIIl}!ıiidı'rIllUÜn·r inde...

membranıarınınkoyu kahve renklipigment birikimi

sonucu kalınlaştığı dikkali çekmiş ve bu olguların keçilerlebirlikte (l ight, 1960; Metin. 1980; Gro ss-man ve Ahman, 1969; Ahman ve ark., 1970) k

o-yunlarda (Metin, 1980; Oıyan ve ark., 1993: H a-lipoglu,1996)tanımlananCloisonneböbrekolduğu kanısına vanlmışnr.

Çalışmada hemosiderozla birlikle 12 koyunda

inlefsıtlSyumda fokal mononükleer hücre i

n-fihtasyonları gözlenmiş ve bu durum sığırlarda

(AmalradJo ve ark.. 1976; Hadicw ve Stoenner,

1955: Yener, 1996), koyunlarda (Hatipoğlu, 1996) ve keçilerde (Zahawi, 1957) bikjirilenlere benzer

bclunmuşıur.

Sonuç olarak, koyunlarda böbrek h

emosi-deroıu bu çalışmada ayrıntıl ı olarak irceıenmiş.

muhtemel sebepler sıralanarak bu konuda

karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne ve

s0n-rakiyapılacakçalışmalara ışık tutabileceği kanısına

vanimı şt ı r_

Kaynaklar

Alıman, N H., Grossman, i. W. and Jemigan, B.

(1970). Cap rıne eloisonne renal lesıon

Clinieo-palhologicalobseNa lions. Cornel vet.. 60,83·90.

Amatredie.A., Campell,R. S. F. and Trueman,K.F,

(1976). A study ol nephrllis ol beel cattıe in nonh Ou

-eensland. Aust.vet.J.,52,9,398-402.

Grossman. i. W. and Alı man, N.H. (1969). Caprine

cloisonne renal teston. Ullrastructure ol the thickened proxıma leonvultedtubulerbasamentmembrane. Areh.

Path..88.609-6 12.

Hadicw.W.J. andStoenner,H.G. (1955). Histopath

o-137

Icgical lındings ıncows naturally inlec ted withleptospıra

pomana. Am.J.vet.Res,te.45--46.

Hatıpogıu, F. (1996). Konya E.B.K. EtKorrtıınası ve

Konet Mezbah asında kesilen koyunlarda böbrek lez

-yonlan uzennde paı olojik incelemeler. Doktora Tezi. S.O. SaglıkBilirrie riEnstıtusu, Konya.

Jones,T.C. and Hun!, A.D.(1983). "VeıennaryPat

-hology·, 5lh Ed,82-86, lea andFebıger, Philadelphıa,

USA.

Kharole,M.U.(1967). Symrnetncal coetceı stoeeos ss.

Ind.Vet.J.•44,1030-1032.

Light. F.

w

.

(1960). Pigmented thickening of lhe ba

-sarrent membranes ol lhe renal lubules

ot

me goat

(· CIoisonneKimeyı. lab.bweeı..9.2,228·238.

luna,lo G. (1968). Manuel ol Histologic Staımng Mel

-hods ofthe Armed FcecesInstılu eol Pathology, 3rdEd.,

McGraw-HI Book Co"l)any, New York

MulS. M.G.(1985). TheUnnaıySystem In:Pathology

ol DomesticAnimals· Ed. K.V.F. Jubb,P.C. Kennedy

and N. Palmer. Vol. 2, 3rd Ed..343·400. kademe

Press, london.

Metın. N (1980). Koyunve eecnerde "Cloisonne Böb

-re~ olayları üzennde patolojik incelemeler. Doçentlik

Tezi, Elazıg.

Oryan. A., Hazavi. M. and Malaki. M. (1993). Db-servanonotlcloisonn'kidney ınsheep. NewZ. vet.J.,

41, 4. 210.

Saglam.M. (1984). "GenelHistoloji· 2. baskı, Ongun Karde, lerMat., Ankara.

Yener, Z. (1996). Konya Mazbahalannda kesilen 51

-gırlardaböbrek!ezyon l arı üzerindepatolojik incelemeler.

Doktora Tezi.

5.0

.

SagllkBilimleriEnstitusu, Konya.

Zahawi, S.(1957). Symmetrical ccrtc atsiderosisol the

Referanslar

Benzer Belgeler

Ahmad S ve ark.larının vakasında postviral dilate kardiomiyopatisi olan 43 yaşında, warfarin, amiodaron, furosemid, ramipril, bisoprolol, sipiranolakton, metazolon kullanan hastada

Halimeter ile yap›lan ölçümlerde VSC seviyeleri 125 ppb ve üstü, organoleptik ölçüm- leri de 0-5 skalas›na göre 2 ve üzeri olan bireyler halitozisli olarak

dürü uygulanan, Grup 2 (n=23) Quickert prosedürü uygulanan, Grup 3 (n=19) lateral tarsal strip (LTS), transvers blefarotomi ve eversiyon sütürü uygulanan hastalardan oluflmakta

Bilimsel iletişimde, deneyimlerin paylaşımında ve kayda geçirilmesinde en önemli rolü oynayan bilimsel dergilere katkı sunan hekimlerin, akademik çalışmaları ve rutin hekimlik

Çalýþmamýzda da benzer þekilde baþvuru süresi ile FBÖ kazanç ve FAS kazanç deðerleri arasýnda negatif bir korelasyon olduðu ve ilk 3 ay içinde rehabilitasyon programýna

The aim of this study was to examine the frequen- cy of the metabolic syndrome in OA patients and investigate the relationship between the metabolic syn- drome components and degree

Ayr›ca estrojenler b›rak›l›p metformin tek bafl›na kullan›lma- ya bafllan›rsa hastada hipoglisemi geliflebilece¤i için hasta yak›ndan takip edilmelidir..

rý süre zarfýnda, motor komple hastalarda (ASÝA A, B) ise 8-12 hafta olarak önerilmektedir. Bununla bir- likte, TSK Rehabilitasyon Merkezi DVT Proflaksi Protokolünde bu