zıımresı
vdası cok
PERŞEM BE,
2 Aralık 1999
Emin COLAŞAN
Yazanmız Emin Ç ölaşan’ın bugünkü yazısı elimize geçm e diğinden yaymlıyamıyoruz.
Gazetesinin
enkazından
kurşun
toplayan
patron
Kayınbiraderim Ayhan Cecan’la birlikte merhum Halil Lütfü Dördüncü’yle ortak olarak Yeni Gazete’yi çıkardık. Tan binasındaki çalışma masam Nazım Hikmet’in eski masasıydı. 0 gazetede fotoğrafa büyük önem veren de ilk ben oldum. Mesela rahmetli Menderes’in Yassıada resimlerini kadraj yaparak yayınladık, olay oldu.Aziz Nesin “Ne Sağcıyım, Ne Solcu” başlıklı uzun fıkralarım ilk defa Yeni Gazete’de yazdı. Çetin Altan da askerlik dönüşü ilk defa yine benimle başladı. Halil Lütfü’nün cimriliği malum. Bin lira olan maaşımdan her ay 250 lira keserdi, benim adıma zorunlu tasarruf yapmak için. Ortaklıktan aynldıktan sonra meydana gelen Tan Matbaası olayında binaya gittiğimde gördüm ki Halil Lütfü enkazın içinden kurşun topluyor. Daha cesetler çıkarılmamış, düşün. Kurşun o zaman çok para, linotipte dizgüer kurşunla yapılıyordu. Halil Lütfü böyle zavallı bir adamdı.
Setlerin anılarına yazık oldu
Z
EKERİYA Sertel kızıyla beraber Rusya’dan kaçtıktan sonra Fransa’ya geldi ve tek röportajı yapan ben oldum. Paris’e sadece bir ceketle gelmişti. O sıralardaCumhurbaşkanı Cevdet Sunay’m Rusya gezisine ben de Hürriyet adına katüacaktım. Sertel bana Bakü’deki evinin anahtarım verip, dolaplara sakladığı notlan, filmleri, fotoğraflanyla paltosunu getirmemi istedi. Dönüşte dediklerinin hepsini getirip İstanbul’da Erol Simavi’ye teslim ettim, paltosunu ise
kendisine götürdüm. Çünkü Sertel, Hürriyet’e Rusya
anılarını yazacaktı. Yazılarında yer alacak konulan anlatan çok ilginç bir sinopsis hazırlamıştı. Bunu da Erol Bey’e gönderdim. O şuada MIT’ten bazı adamlar geldi, sonunda bu anılar yazdırılmadı. Komünizmin gerçek yüzünü açıklayan bu anılar büyük olay yaratacaktı. Mesela; Sertel Bakü’de hastanede yatarken bakmış ki, yandaki hastaya tavuk geliyor, kendisine ise kuru konserveler veriyorlar. Neden böyle diye sorunca ‘Eline cebine atm an
lazım ’ cevabım almış. Sertel Türkiye’ye gitti, havaalanından çevirip geri gönderdiler. O zaman da Fransa’daki eski komünist arkadaşları çevresine toplanıp onunla alay ettiler. Sertel bana verdiği beyanatta; ‘Ben kom ünist değilim’ demişti. Karısı Sabiha Hanım ise komünistti. Bence Sertel’i Türkiye’ye sokmayan kafa KGB kafasıydı. Bu olaydan sadece komünistler ve Rusya faydalandı. Türkiye’de aşın solun yükselmesi o tarihten sonra başladı. Zavallı adamcağız burada gömülü kaldı.
Taha Toros Arşivi
* 0 0 1 5 1 5 8 7 7 0 0 6 *