■ri-vU&& b
OsmanlI imparatorluğunda 4 defa Sadrazam olan
Kıbrıslı Kâmil Paşa’nm
özel hayatı
Yazan :
(oğlu)
HİLMİ KÂMİL BAYUR
Bildiğim iz k ad arı ile bu konuda şim diye dek yeteri k ad a r doğru bilgi ya yınlanm am ıştır. Zam anı geldikçe, tarih âlem inde b u eksikliği giderm enin d a ha da zorlaşacağı akla gelm ektedir. (') Bu izlenimle, bu yazıda, biz onun K ıb rıs’da 14 K asım 1913’de ölüm ünden b ir kaç ay önce tan ık olduğum uz ya şantısını ve aile ilişkilerini gözönüne koym akta y a ra r gördük.
23 Ocak 1913 Babıâli baskınından so n ra Kâmil Paşa İsta n b u l’u terket- m ek zorunluğunda bırakılınca (burada olayın siyasî yönüne değinm iyorum ) başk a yere değil K ıbrıs’a çekildi. Ne den K ıb rıs’a? Çünkü kendisi orad an ayrılalı uzun yıllar geçmesine rağm en soyu sopu ile ilişkileri hiç kesilm em iş- ti. Ailesinden o rada kalanlardan m uh taç o lanlara para yardım ına devam e t m esi bu ilişkilerin b ir yönüdür. Kıbrıs- lı hem şerilerine ve bu a rad a anavatan o kullarında okum ak istiyen Kıbrıslıla- ra yardım ı hiç esirgem em işti. Dahası var: Paşa gerek Sultan H am id ve ge rek 2. M eşrutiyet dönem lerinde b ir kaç kez siyasî h ay attan çekilm ek iste ğini açıklam ış, h e r seferinde «vatan-ı
âcizi» sözü ile K ıb rıs’a çekilm ek iste
ğini b elirtm iştir. K ıbrıs’ın yeni yetişen kuşakları, bilmeyiz, bu olayları b ilirler
mi?... Dolayısıyla şim di K ıb rıs’a geli şimizi anlatacağım :
YILLARIN YIPRATAMADIĞI BİR BÜNYE
Kâmil Paşa, İs ta n b u l’dan ayrıldık tan sonra, M ısır’a gitm iş, o radan Lef- k o şa’ya çekilm işti. S onra bizi yanm a g etirtti. K ıb rıs’a giden aile grubunda şu kim seler vardı: Paşanın eşi Layika H anım , to ru n u Akile (K unduk) H anım , en küçük çocukları Hilm i ve Nazım ile evim izin personelinden lalam ız Yaver Ağa, M ürebbiyem iz m atm azel V iktorin Slâfçoviç ve m uhafızlıkla görevli Arna vut Ali ağa. L ârnaka lim anına yanaşın ca v apurdan bizi oran ın eşrafından Pa şanın b ir dostu karşıladı. Onun güzel evinde ailesi tara fın d an ağırlandık. Bir, iki saat dinlenm eden sonra oto m obillerle yola çıktık. İki, üç saa tte Lefkoşa’ya vardık. Lefkoşa’da Paşa d o stların d an Beliğ Paşanın H isar ö- nündeki büyük evini tu tm u ştu . Bizi balkonda saat elinde bek ler bulduk. Ona kavuşm am ızın geleneklere uygun vekar ölçüleri içindeki sahnesini şu sa tırları yazdığım sırad a da anım sarım .
B undan sonra Paşanın h e r vakit h e r kesten istediği d ü rü st ve intizam lı h a yat tarzı sü rü p gitti.
K âm il P aşanın «psikolojik portresi» ile ilgili «Tanzim at» gazetesinin 6 Ara lık 1912 tarih li nü sh asın d a çıkm ış b i linçli b ir yazıda bu konuda şöyle de niyordu: «Paşa husu si h ay atın d a in ti zam a son derece riay e tk ârd ır. Yemek v akitleri, uyku vakitleri belirlid ir. Sağ lık k u ra lla rın ı dikkatle izler. Ö m ründe içki içm em iştir. (Tabii gerekli olm a d ık
ça). Sigara da hem en içm em iştir. (En fiye kullanırdı). Suyun âlâsını arar. Yemen kahvesi ile nefis çayı sever. H er gece yem ekten sonra çay içm ek eski âd e ttir. (2) Bazan sofrada su yerine çay içtiği de olur. Y em eklerin lezzetli ve iyi yapılm ış olm asını arar.
Kâmil Paşa şefkatli b ir aile reisidir. 80 yaşını aşm ış olan bu ih tiy a r insa nın cism i ve fikri kuvvetini h âlâ iyi m uhafaza edebilm esi kuvvetli y arad ı lışının en açık b ir delilidir.»
YAKLAŞAN TEHLİKELER KARŞISINDA
K âmil Paşa.nın K ıb rıs’da hayatının son yedi ayında dikkati çeken m eşgu liyeti 2. M eşrutiyet dönem i siyasî olay ları ve İttih a t - T erakki ile ilişkileri ko n u su n d a yazdığı anıları idi. F akat ne yazık ki b u n ların büyük kısm ı o rta dan kaldırılm ıştır. K im ler ne sebeple kaldırdı? Anlatalım :
1 — Z iraat B ankası eski um um m ü d ü rü büyük kardeşim R ahm etli Şevket Beyin çok sonra b an a anlattığına gö re Kâmil Paşa b ir gün kendisine Sa ray Baş K âtipliği yolu ile Sultan Re ş a t’a sunulm ak üzere b ir «arîza» gön derm iştir. Paşa bu yazıda, 1. Dünya Savaşı şartların ın belirdiğini, yakında p atlak verince İttih a t - T erakki hükü m etinin yolunu şaşırm am ası için padi şahı uyarıyorm uş. F akat yazıda İtti h at - T erakki aleyhinde şiddetli eleştiri ler olduğundan b u nun kendisine ve di ğer aile efradına İttih atçıların tehlike li tepkisini davet edeceği endişesiyle
verem em iş ve keyfiyeti b ab a sın a bil d irm iştir. (N ot: Hatırlanacağı gibi K â
m il Paşanın 1911 yılı Aralık ayında y i ne M ısır’dan Sulta n Reşad'a aynı özel likte, B alkan H arbi ile ilgili bir arıza- sı vardır.)
2 — B una benzer öteki olay da şöy
le olm uştur. K âm il P aşanın 14 K asım 1913’de K ıb rıs’da vefatında başka oğ lu M ahm ut Bey, h a tıra t n o tları dola yısıyla İttih a tç ıla rın aleyhim ize b ir fe nalık yapabilecekleri endişesiyle b unla rı da y akarak o rtad a n kald ırm ıştır. İtti h a t - T erak k i’nin m uhaliflerine ezici baskısı, ortalığ a bu k ad a r k o rk u sal m ıştır. Bu olay H ikm et B ayur’u n «İn
kılap Tarihi»nde de zikredilir.
PASA’N’N ÇOCUKLARINA ÖZEL MEKTUPLARI
Kâmil P aşanın ölüm ünden b ir kaç h afta önce İsta n b u l’da K ıztaşı’ndaki konağında o tu ran kızı M akbule Naci (Eldeniz) ile b an a yazdığı son m ek tu p ları aile problem lerim iz k arşısın d a Kâ mil P aşanın duygu ve düşüncelerini b e lirttiğ i için aşağıda b u n ları da açıkla m ayı y ararlı gördüm :
1
«İki gözüm kızım M akbule
10/23 Ağustos 1913 tarih li m ektubu nuz alındı. Zaten bu n u bekliyorduk. Ziyadesiyle m em nun olduk. S alahattin
(Benden üç yaş büyü k oğlu) P aris’e va
ralı 12 gün olm uştur. Henüz ne kendi sinden, ne de M uzaffer’den (O sırada
Paris S efirim iz 3. K âtibi olan oğlu) hiç
b ir m ektup alınm adı. S alahattin 60 İngiliz lirası ile yola çıkarılm ıştı. (Kıb-
rıslt dostu Beliğ Bey refakatinde) da
ha parası olm ak lâzım gelirken gerek kendisinden ve gerek M uzaffer’den ge len telgraflarda tedavi için p ara isten miş olduğundan telgrafla elli (altın) li ra daha gönderildi. Eylül sonuna doğ ru avdetini m em ul ederim . F akat ne
Sadrazam Kıbrıslı Kâmil Paşa yaşlandığı yıllarda
ta ra fta tedavi olunacağına d air b ir şey yazm adılar. (Salahattin ağır bir rom a
tizm aya yakalanm ıştı. D oktorlar Fran sa'da D oks su şehrinde tedavi görm e sini tavsiye etm işlerdi. K âm il Paşanın o sırada para sıkın tısı vardı. İz m ir ’de sahibi olduğu Bilâl Ağa H anındaki his sesini sa ttırm ıştı. Öte yandan tekaüt maaşı tutarı 50 (altın) lira aylığını Kız- taşındaki konağın m asrafları ve idare si için kızı M akbule (E ldeniz)’in em ri ne bırakm ıştı.) Bugün M uzafferden m ek tu p üm it ederim . Hilm i, E sat Be yin refak atin d e bugün Magosa ve İs kenderiye yolu ile İsta n b u l’a yolcu e- dilm iştir. H akkında bildirdiğiniz şekil de m uam ele olunarak m ektebe (Gala
tasaray’a) devam ettirilm esi him m eti
nize havale olunm uştur.
İnşallah R am azan m aaşı gibi Bay ram m aaşını da alm ışsınızdır. Şevket Ağabeyinizin (Ziraat Bankası Um um M üdürü olan büyük oğlu) avdeti Bay
ra m teb rik in e d air gelen telgrafından an laşılm ıştır. B ugün kendisine yazılan m ek tu p d a enkaz bedelinden kalan 105 liran ın size verilm esi teyit olundu. Bu p a ra d a n işariniz m ucibince m üm kün olduğu k ad arı b o rç la ra verilip H ilm i’ nin m ektep p arası da ödenm ekle be ra b e r yine konağın idaresi için b ir ay lık zahire ve 15 liralık kışlık odun ile 5 liralık k ö m ü r alınır.
Nefise ile (büyük kızı) M ehm ed'e
(büyük oğullarından biri. O sırada iş sizdi.) b eşe r lira verilm esi evvelce ya
zılm ıştı. K ıb rıs’ın suyu, havası, ra h a tın a d air Hilm i size elbet tafsilât veril. Anneniz gözlerinizden öper. Vaad olu n an m ektubunuzu beklem ektedir. O ra da fehm-ü feraseti (anlayışı) a rtm a k ta olan F erihan m ıdır, P erihan m ıdır; oncağızın gözlerinden öperiz. Kâmil.»
(Not: Perihan (A rıburun) o yıl doğ
m uştu. Onun ism ini u n u tm u ş görüne rek K âm il Paşa lâtife etm iştir.)
I I
B ana gelen m ek tu p da şu idi: (Zarfın üstü: M ektebi S ultanide Oğ lum Hilm i Beye)
«Oğlum Hilm i
25.10.1329 (8 Kasım 1913) M ektubunu aldığım ızı sana b ild ir m iştik. H er h a fta ablana yazdığım ız m ek tu p lard a hepinizden bahsediyoruz. Sınıfı geçtiğine çok m em nun olduk. S ana bisiklet alm ak için vaktini bekle riz. B unun sebebine soğuk alıp h asta olduğunu istem eyiz. Vakti geldiğinde alınır. Sen onun için hiç m erak etm e.
Annenizin (K tbrıs’da idi) yazdığı na- sih atları dinle. Ablanın sözünden çık ma. D erslerine d ik k at et. İnşallah adam olursun.
B uradakiler hepsi sana çok selâm ve d u alar eder. Bobi (K ıbrıs’daki kü çü k
köpeğim ) ellerini yalar. B iraz büyükçe
oldu. T ürlü m ask aralık lar eder. Sen de daim a afiyette ol oğlum. Kâmil».
VEFATINDAN SONRA YAZILANLAR
14 Kasım 1913 K urban B ayram ının ikinci günü idi. İsta n b u l’dan k utlam a m ek tuplarım ız K ıb rıs’a yola çıkm ıştı. F akat ansızın aja n sla r h er ta ra fa şu h ab eri yaym ışlardı: «Londra 14 K asım
Paşa K ıbrıs’ta irtihal etm iştir.» Bu ka
ra h ab e r sizi yıkm ıştı. S onradan öğren miş.
Yazımı b itirirk e n K âmil P aşanın si yasî kişiliği ve yönü hakk ın d a daha faz la bilinçlenm ek isteyecek yeni k uşak larım ızın d ikkatine aşağıda iki belge daha arzetm ekte fayda görürüm :
1 — K âm il P aşanın vefatı dolayısıyla h e r ta ra fta gazetelerde m akaleler çık m ıştı. İsta n b u l’da tarafsız «İkdam» gazetesinin 16 Kasım 1913 tarih li n üs h asında im zasız yayınlanm ış olan m a kalede özetle şu görüşe yer verilm iştir:
«... K âm il Paşa m erhum un yasını, asır k ad a r uzayan siyasî hayatı tetk ik o lu n u rsa b u hayatın ib ret ile y ararlan m aya lâik olduğu görülür. Bizim do ğuda az görülen m anevî vasıfları Kâ mil P aşa’da bol bol vardı. Siyasî ka naati ve fikri m alum ve değişmez b ir devlet adam ı idi. Bizim Ş ark siyasî hay atın d a en ziyade m uh taç olduğu m uz böyle m etin b ir k arak teri biz, ö- teden beri K âm il P aşada gördüğüm üz için onu ta k d ir ediyorduk. K âm il Pa şa da, Ali ve F uat Paşa m erh u m lar gi bi B üyük R eşit Paşa siyasî okulu sa- liklerinden idi. V atanın h ayır ve selâ m etini İngiltere dostluğunda görüyor du. K endisinin Osm anlı saltanatı ha nedanına h ü rm et ve bağlılığı büyük ve kuvvetli olm akla b erab er eski padişa hın, şahsi m ü steb it idaresi k arşısında pek ziyade aleyhinde bulunuyordu. Bu yönden eski devirde h ü rriy e t sevenle rin teveccüh ve sevgisini kazanm ıştı...»
Not: Sulta n H am id devrinde, Paris’
de onun aleyhinde yayınlanan «Meşve ret» gazetesinde K âm il Paşayı öven ya zılara raslanır.)
O ta rih te İsta n b u l’da çıkan Osmani- şer Loyd, Levent H erald, E rm enice P azantion gazetelerinde de b u çeşit öv güler çıkm ıştı. A vrupa basın ın d a da öyle. B u n lar arasın d a en solcu (K om ü
nist) gazetesi «H üm anite» şu görüşü
açıklıyordu: «Kâmil P aşa ile T ürk yük sek siyasetinin ünlü b ir tem silcisi, b ir devlet adam ı göçm üştür. İçerde ve dı- şard a gitgide zayıflıyan b ir m em leket te bu, ne güç b ir rol. Teslim etm ek lâ zım dır ki o, uzun siyasî h ayatında ha kiki b ir id are adam ı ve diplom at me- zuzeti gösterm iştir.»
2 — Yıl 1955. A radan 42 yıl geçm iş tir. Ünlü tarihçim iz Prof. İsm ail H ak kı U zunçarşılı, S ultan İkinci Abdülha- m id dönem inde K âm il Paşanın d u ru m una tahsis ettiği uzun b ir incelem e yazısını (3) şu hüküm ile b itirm e k te dir:
«H ülâsa K âm il Paşa d ü rü s t k a ra k te ri, serb est m ütalâası ile A bdülham id’in fenalığını görm üş ve M eşrutiyet dev rindeki siyasî e n trik a la rla küçültülm ek istenm iş talihsiz (Not: M em leketin ta
lihsizliği) b ir vezir olarak, fak at ta rih
önünde ise; hadiseleri tahlildeki isa betli uzak görüşleri ile hizm etleri ve kıym etli vesikalarla sabit olm uş, b ü yük b ir devlet adam ı olarak görülm ek
tedir.» •
I1) Kâmil Paşanın 22 çocuğundan şimdi ha yatta 2 kişi kalmıştır.
(2) Paşa gençliğinde bir salgında, koleraya yakalanıp bu âdetinin o vakitten kaldığı nı anneme hikâye etmiştir.
(3) Türk Tarih Kurumu Belleten’i Nisan 1955 sayı 74.