• Sonuç bulunamadı

İbret

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İbret"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HESAPLAŞMA

B U R H A N A RPA D

Toplumları yönetenler ister totaliterci, ister demokrasiden ya­ na olsunlar, zorla başa gelmelerine engel olamamış, ya da gö­ nül isteğiyle (oylarıyla) onları işbaşına getirmiş yığınlara hep kuşkuyla bakmışlardır.

Politikacılar, yönetimi ele alır almaz çevrelerine ürkerek bak­ maya başlamışlardır. İş başına gelmek için büyük laflar edip pekçok şeye söz verenler, yığınların tepkisinden korkmuşlar­ dır. Yönetimi zorla ele geçirmiş politikacılar ise, kendilerinden daha zorbalarınca alaşağı edilmekten korkmuşlardır.

Ürküntüler ve korkular, politikacıları bir çizgide aynı durum­ lara itelemiştir Yığınların neler yaptığını gizlice izlemek, hal­ kın konuştuklarını gizli gizli dinlemek.

İki bininci yılın ilk çizgilerinin ufukta belirdiği 1985’te güçlü devletlerin başlıca dayanakları arasında gizli haber alma ser­ visleri ve örgütleri başta gelir.

Gizli haber alma örgütünün değişmez görevi vardır. Toplu­ mu oluşturan bireylerin “soluk alışını bile” izlemek ve yöneti­ me gizli raporlar sunmak.

OsmanlI İmparatorluğu’nun son on yıllarını ve yirminci yüz­ yıl başlarını yönetmiş olan Sultan Hamit, bu alanda öylesine ileri gitmiştir ki, jurnalcilik bir çeşit meslek olmuş ve binlerce hafiyenin geçimini sağlamıştır. Kimi tarihçiler, hastalık derece­ sinde vehimli Sultan Hamit’in her jurnali önemsediğini yazar­ lar. İmparatorluğun karanlık baskılar dönemini yaşamış olan emekli süvari binbaşısı Asaf Tugay, 1960’larda yayımladığı ki­ taba “İbret” adını vermiştir. Kitabın ikinci adı “Abdülhamit’e Ve­ rilen Jurnallar ve Jurnalcılar”dır. 1908 Meşrutiyetinden sonra Yıldız Sarayı’nda "binlerce çuval dolusu jurnal ele geçmiş ve bunları inceleyen komisyon, akla gelmez ünlü kişilerin jurnal- larını bulmuştur. Sonunda, jurnallar bir kurulun denetiminde yakılmıştır. O komisyonda çalışmış olan Asaf Tugay’ın kitabına aldığı jurnallardan birkaçını buraya aktarıyorum:

“İngiltere’den gelen kibrit kutularının kapakları kan rengi ve markası da kılıç şeklinde olduğu gibi ittifak manasına gelen Fransızca Union sözcüğü de yazılı bulunduğu cihetle, bunun bir fikr-i m ahsusa müstenid (dayalı) bulunduğu... (Müstecâbi zade İsmet).

Allah için merhamet buyrulmasını ve hiç olmaz da yaz gün­ leri evladiarımın tebdil-i havasına medar olmak üzere (hava de­ ğişimine yardım olmak üzere) Rumeli Hisarı’nda harabe halini almış olup enzârı ammeye (kamunun gözleri için) bir fena man­ zara teşkil eden yalımın inşası için hazine-i hassa-i şâhanele- rinden beher hafta yüzer lira ödenmek üzere beş bin liranın ihsan buyurulmasını istirham eylerim (Tophane müşiri, Mekâ- tibi askeriye nazırı Zeki.)

Ermeni erbabı fesadından Arpirar Arpiraryan’ın biraderi Dik- ran Arpiraryan’ın tahliyesi sebebi, burada olağanüstü kötü et­ ki bıraktı. Arpirar Arpiraryan şimdilerde Paris’te bulunmaktadır. Mersin olayı dolayısıyla tutuklanmış olanlar için af çıkarıldığı ve şimdi bile yirmi kadar Ermeni tutuklunun tahliye edildiği İs­ tanbul gazetelerinde okunarak buradaki Ermeniler arasında olumlu etki yapmıştır. (Dikran Kelekyan, Hazine-i Hassâ-yı Şa- hâne’ye mensup bendegândan).

Avrupa’da naşrolunup ahâlinin fikrini ifşâd edecek makalâtı havi gazeteler, Selanik’te umumi kahvelerde serbestçe okun­ makta bulunduğu halde polis dairesince katiyen yasaklanma­ sına gidilmemekte olduğu açıkça görülmektedir. Ezcümle dünkü gün Paris’te neşrolunan Matin gazetesinde Fransızca olarak “Sultan Hamit hafiyeleri tarafından ahâli-yi Osmaniye1 ye bir dâvet” başlığı altında ahaliyi ihtilale dâvet ve kaleme alı­ namayacak derece hilâf birçok saçmalıkları içeren bir makalenin Selanik’te Orfeon kıraathanesinde pekçok kişice okunmakta olduğu görülmüştür. Benzeri olayın sürmesinin sa­ kıncasız olamayacağı görüşüyle ve bağımlılığım dolayısıyla du­ rumu efendimize duyurma cesareti göze alındı. Ferman.. (Selanik dâva vekillerinden Em anue Karasu kulları.)”

Sayın Asaf Tugay'ın çok değerli belge kitabına “İB R E T ” adını seçmiş olması anlamlıdır. Ne var ki, bu anlamı kavrayanlar pek görülmedi. Jurnalciliği yüreklendirebilecek girişimler bile gö­ rüldü. İbret almak kolay olmuyor mu dersiniz?

AYSEL KIRIMLIOĞLU (ELİAÇIK)

ile

FİKRET KIRIMLIOĞLU

evlendiler.

23.9.1985 ÜSKÜDAR

Referanslar

Benzer Belgeler

rebilmek için gözlem koKullarnn iyi olmas, uf- kun açk olmas gerekiyor. Venüs, Mars ve Mer- kür'e göre çok daha parlak olduI undan, bu iki gezegen

Romanın kahramanı irfan böylece -roman boyunca peşinden koşacağı- çingene Nazlı ile tanışır.. Daha sonra iki arkadaş birkaç kez aynı çadırlara

Maamafih Türkler yalnız topu Tophanede dökmezlerdi.. Muhare­ be meydanına arabalarla bakır taşıtırlar, kuşattıkları kaleler önünde de top

Yukarıda, onu bir müddetten beri üzerinde çalışılan (Gönül Kaçanı K ovalar) piyesinde bir sahnenin provasında, yanda da Küçük Sahne'de (Y a z Bekârı) m

Hal­ buki hastanede telâş uyandıracağı zanne­ dilen bu haberi, ben, bir müjde gibi se­ vinçle karşıladım: Çünkü evvelâ, Tevfik Rüştü Araş, çok

Bu çalışma ile diyabetin tipi ve cinsiyete bağlı olmadan genelde diyabetlilerin mevcut sağlıklarını orta düzeyde yorumladıkları, diya- beti ciddi olarak algılamaları

Hastaların hastanede geçirdikleri sürenin az olması servise ameliyat günü kabul edilmeleri, ameliyat öncesi hazırlıkların evde kendileri tarafından yapılması gibi nedenlerle

bir Alman muallimin de dâhil olduğu yabancı bir heyet hu­ zurunda amelî ve nazari imtihanı icra edilerek Berlin Cim­ nastik Öğretmen Okulunda öğretmenlik