• Sonuç bulunamadı

“Akıllı Bomba” Nanoparçacıkları Yöntemi Metastazı Vuruyor.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "“Akıllı Bomba” Nanoparçacıkları Yöntemi Metastazı Vuruyor."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BiLiMveTEKNiK Ağustos 2008 11 B ‹ L ‹ M V E T E K N L O J ‹ H A B E R L E R ‹

“Akıllı Bomba”

Nanoparçacıkları

Yöntemi Metastazı

Vuruyor.

Kaliforniya Üniversitesi Moores Kanser Merkezi yöneticilerinden Dr. David Cheresh ve araştırma ekibi, tasarladıkları ‘nanoparçacık’ ilaç salım sistemiyle farelerde pankreas ve böbrek kanserindeki metastazda (hastalığın bedendeki başka doku ve organlara yayılması) etkili bir sonuç elde etmek için kemoterapiyi yönlendirecek bir yöntem buldu. Çalışmayı yürüten patoloji profesörü Cheresh nanoparçacıkların

kemoterapi yükünü “integrin” (ανβ3)

olarak adlandırılan bir protein işaretleyiciyi hedefleyerek taşıdığını belirledi. Sonra da bazı tümörlü kan hücrelerinin yüzeyinde bulunan integrinlerin bulundukları bölgede kan hücresi oluşumu ve habis tümör gelişimiyle ilişkilendiğini fark etti. Ekip, nanoparçacık/ilaç birleşiminin birincil tümörlerde çok etkili

olmadığını ama farelerde pankreas ve böbrek kanserlerinin metastazını durdurduğunu buldu. Araştırmacılar ilacın kanserli bölgeyi besleyen belirli kan hücrelerini seçtiğini ve bu hücreleri çevredeki dokulara zarar vermeden yok ettiği için

kemoterapinin önemli ölçüde

azaltılmış dozlarda da istenen etkiyi sağlayabileceğini gösterdi.

Kemoterapinin düzenli

uygulanmasının yol açtığı yan etki bedende çok miktarda toksinin dolaşımına neden olması ve sonuçta sağlıklı dokuların da kanserli hücrelerle birlikte yok edilmesidir. Cherish, ilacın düzenli

kullanıldığında normalden on beş kat daha az bir dozun verilmesiyle de kansere karşı istenen etkiyi elde edebildiklerini belirtti. Cherish’e göre işin ilginç yanı habis bölgelerin uygulanan tedaviye birincil tümörlerden daha çok duyarlılık göstermesiydi. Çalışma, Kaliforniya Üniversitesi Sağlık Bilimleri ve Jacobs Mühendislik Okulu araştırmacılarını bir araya getiren girişimin bir sonucu. Birlikte çalışan mühendis ve onkologlar kanserli hücreleri öldüren doxorubicin ilacını ve ανβ3 proteininin görüldüğü tümörleri besleyen kan hücrelerine taşıyan nanoparçacıkları -yaklaşık 100 nm boyutlarında parçacıklar-tasarladılar. Cheresh, doxorubicinin kansere karşı etkili bir ilaç olarak bilindiğini ancak uygun dozun hastalara zararlı yan etkilere yol açmadan verilmesinin zor olduğunu belirtti. Bunun yanında yeni yönteminse hastada aşırı kilo kaybı ya da etkisi gözle görülebilen zehirlenmeler gibi ikincil zararlar

olmadan sonuçlandığını vurguladı. Kanser metastazının tedavisi geleneksel olarak birincil tümörlerin tedavisinden daha zordur. Genellikle hastanın ölümüyle sonuçlanır. Metastaz yeni kan hücresi ya da kan damarı oluşumuna mevcut tümörlere göre daha çok bağlı olduğu için Cherish kansere karşı ilaçlarla yeni kan damarlarının oluştuğu bölgelerin hedeflenmesinin metastaz

bölgelerinde öncelikli etkileri olacağını düşünüyor. Ona göre geleneksel tedaviler çoğunlukla yetersiz ya da zamanla etkisiz oluyor. Bu yeni yöntemse metastaz

hastalıklarının tedavisinde önemli bir gelişme vaat ediyor.

T u n c a y B a y d e m i r

http://www.eurekalert.org/pub_releases/2008-07/uoc--bn070208.php

Prof. Nihat Berker

Humboldt Araştırma

Ödülü’nü Aldı

Prof. Nihat Berker, bilime yaptığı katkılardan ötürü, Almanya’nın en prestijli bilim ödüllerinden Humboldt Araştırma Ödülü ile onurlandırıldı. Ödülünü Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler’in de katıldığı Berlin’deki Bellevue Sarayı’nda düzenlenen bir toplantıda alan Prof. Berker, bu ödülü Türkiye’den alan ilk araştırmacı oldu. Ödül, Prof. Nihat Berker’e, temel bilimsel buluşları, geliştirdiği yeni kuramlar ve kendi alanında olduğu gibi alanının

ötesinde önemli etkileri olan katkılardan dolayı verildi. Tören sırasında Humboldt Vakfı Başkanı Dr. Helmut Schwarz, Humboldt Vakfı’nın

farklı ülkelerden araştırmacıları bilimin şemsiyesi altında biraraya getirdiğini belirterek, bütün bilim dallarını kapsayan bu yüksek ödülü ilk kez Türkiye’den bir bilim adamının almasından özellikle mutluluk duyduğunu kaydetti. Prof. Dr. Nihat Berker, 1999 yılından bu yana TÜBİTAK Feza Gürsey Araştırma Enstitüsü’nün Yönetim Kurulu Başkanı’dır. Fizik

çalışmalarını Koç Üniversitesi’nde yürüten Prof. Berker’in, faz geçişleri ve çok kritik sistemler, yüzey sistemleri, sıvı kristaller, manyetik ve camsı sistemler, süperakışkanlık ve süperiletkenlik, ölçeksiz ve küçük dünya ağları üzerine çalışmaları var.

http://www.gursey.gov.tr/

Opera Sarayında, Alexander von Humboldt Vakfının Başkanı Dr. Helmut Schwarz ve Prof. Dr. Nihat

Berker, Ödülün verilmesi sırasında

Referanslar

Benzer Belgeler

• Katetere bağlı nozokomiyal kan dolaşımı enfeksiyonlarının büyük bölümü (%65), giriş bölgesinin yüzeyel kolonizasyonu ve etken mikroorganizmaların kateter

Çok yazarlı ortak metin grubu olarak tanımladığımız gerçek ağ yazını örneklerini, aşağıda kaynakçada belirtilen Türkçe yazın sitelerinin hemen hepsinde

Bulgular: Hasta grubunda papiller ve retiküler dermiste D2-40 ile boyanan lenfatik damar sayısı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı oranda yüksek bulundu

Günümüzde tam kan, çok nadiren transfüzyon amaçlı kullanılmaktadır; daha çok kan ürünlerinin elde edildiği kaynak olarak kabul edilmektedir.. Tam kan

Andrew Connolly, kozmik mikro- dalga fondan ç›kan fotonlar›n birçok gökada ve karanl›k madde topa¤›n- dan geçti¤ini hat›rlatarak, mikrodal- ga fotonlar›n›n

Definitionsmängd Värdemängd Linjära funktioner Potensfunktioner Exponentialfunktioner Funktionsuttryck Tabeller och grafer Skillnad mellan ekvation, algebraiskt uttryck och

Ancak uzun süreli parenteral kul- lanım, toksisite, endemik bölgelerdeki yüksek maliyet, özellikle Hindistan ve Sudan’da görü- len dirençli olgular ve HIV’le

giin acil ve elektif kesi grubu- nun kan gazlan arasmda, sadece iist orta hat kesi grubu degerleri arasmda aciller aleyhine bir fark (p<O.Ol) gorilldiiyse de, geriye kalan