• Sonuç bulunamadı

[Paşabahçe]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Paşabahçe]"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1T| OĞDUKLARI evde ^ v a k t i y l e babaları da doğup büyümüş, evlât sahibi olup ihtiyar - ladıktan sonra ölmüş insanlar vardır. Hayatları­ nın vaktiyle doğmuş olduk. I lan evde nihayet bulaca-’

gından kat’iyyen emin bir halde, babalarından, dede­ lerinden kalmış evlerde ya şıyan ve ihtiyarlığı, ölümü bekliyen insanlar. Ben on- Jardacı degııs-m

sanları kâh kıskanırım, kâh hiç kıskanmam. Beşiktaş üzerindeki Ihlamur semtin de doğmuşum. Ondan sonra pek çok ev ve otelde yaşa­ dım. Kandilli sırtlarında iki yıla yadlaşan bir zaman- danberi oturduğum köşkte ecel beni birdenbire yakala yıp götürmezse ve ölümüm yakın değilse, kimbilir daha ne kadar yer dolaştıktan sonra ölürüm.

Şairi;; dediği gibi ölü­ mümde de belki belediyeye haber gidecektir. İhtiyar ve kimsesiz bekârlar için öyle oluyor.

Bütün bu şeyleri hâlâ se­ rin, fakat güzel ve âdeta şeffaf bir ilkbahar günü­ nün akşamında, içinde ya- I şamış blunduğum en g ü ze l.

evlerden birini ziyarete te­ şebbüs ederek fakat sadece merdivenlerini çıkıp inebil- dikten sonra dönüşümde ya zıyorum. Bu ev, Boğaziçi- nin (Paşabahçe) isimli kö yünde ve iskelenin pek ya­ kınında bulunan beyaz ve 3 katlı bir güzel yalıydı. Hele üst katındaki yedi pencere­ li ve fevkalâde büyük

(2)

oda-- — r oda-- f j ... H

nın harikulade nezareti var dı. Tüccardan Hacı Evliya efendi isimli birinden kira ile tutmuş, 1908 yazını ora da geçirmiştik. Ve bir cuma sabahı, herşeyden habersiz gitmiş olduğumuz Yuşa te­ pesinden yorgun argın dön müştük te hürriyetin ilân edildiğini, bütün bir devrin yıkılıp yeni bir devrin baş ladığını ancak ertesi günün sabahında öğrenebilmiştik.

Ben o zaman on iki yaşın da idim, ve babamın gaze- ! teyi okurken duyduğu hay­

retin sebeplerini pek kavn yamamakla beraber, yine pek büyük birşey olduğunu yahut olacağını sezmiştim.

Beyaz yalı, orta kattaki balkonunun kapatılmış bu­ lunmasından ve beyaz ren­ ginin hayli kararmış olma smdan sarfınazar fazla de­ ğişmemiş: Herhalde benim kadar değişmemiş. Sade deniz eskiden tâ önüne ka­ dar geldiği ve altında bir kayıkhane bulunduğu halde şimdi bina kötü renkte ve kirli bir toprağın merisinde kalmış. Bir rakı fabrikası­ nın istihlâf ettiği eski Cam fabrikasiyle arasındaki iki 1

yalı, Muhtar Beyin ve bir Musevi ailesinin yalıları da ortadan kalkarak bu rakı fabrikası genişleyip ilerle­ miş, hemhudut olmuş. Muh tar Bey kimdi hatırlamıyo rum, sade önümüzden dur­ madan geçen yetişkin oğlu gözümün önüne geliyor. Musevilerin yalısında da çil li, şişman, fakat kaşı gözü hayli güzel ve gayetle şen bir matmazel vardı. Bir gün erkek kardeşinin elbiseleri ni giyip bize, merhum ab­ lamla şakalaşmağa geldiği sırada babam kendisini bi­ zim farkedemiyeceğimizi zannederek biraz sıkıştır­ mış, matmazel de anlama­ mış gibi yapıp müsaadekâr davranmıştı, çünkü baba­ mın mevkii büyücekti.

Kapıyı açık bulup içinde aylarca yaşadığım ve çocuk Iuktan çıkıp ilk gençliğe i- einde girmiş olduğumu san dığım yalının ilk katma tam kırk dört yıl sonra a- yak attım. Mutlak bir ses­ sizlik. Bu katın iki tarafı ayrı birer apartıman haline çevrilmiş ve kapıları kapa­ lı. Sofada gerilmiş ipler ü- zerinde kuruyan birkaç par ça çamaşır var. Merdiven, lerden en üst kata, o

(3)

hari-kulâde nezaretli odanın bü­ tün ön kısmım işgal ettiği kata kadar çıktım. Fakat her katın önünde tavana ka dar yükselen tahta perdeler le üst katların ikisi de birer müstakil apartıman dairesi olmuş. İçlerinde de kimse | bulunmadığı için ne alt kat ta, ne üst katlarda kapıla­ rı açtıraraadım.

Burasım bir daha ziya, ret etmek ve belki daha ta lihli çıkmak, odalarını dola şıp pencerelerinden ufukla­ rı seyretmek için kırk dört yıl daha beklemek mi lâ­ zım? Paşabahçedekl çocuk­ luğumun bu o zamanki bem beyaz yalısını artık bir da­ ha ziyaret edemiyeceğim muhakkak gibi. Fakat her katı kapayan tahta perde­ lerle ıtrisin e öyle zavallı bir hal gelmiş ki, bilmem hangi Fransız şairinin böy le bir ziyaret sonunda duy I muş olduğu “ Evim bana ba kıyor da beni tanımıyor!,, mısraını mırıldanmak hazzı m, bu acı haz ve teselliyi bile bulamadım.

Hayır, zavallı yalı bana bakmıyordu; O tahtaperde lerden gözleri adetâ oyul-, muşa, hiç değilse kör olmu şa benziyordu!

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu sorunun yan›t›n› vermeye çal›flan Zürich Üniversitesi araflt›rmac›lar›, ihanete u¤rasak bile baflkalar›na güven duymaya devam etme e¤ilimimizde

Yazar lisans derecesini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölü- mü’nde, yüksek lisans derecesini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler

Bizde yirminci yüzyılın başlarında beliren sosyoloji hareketlerinin İki büyük temsilcisi vardır: Prena Saba­ haddin.. Prens

Kapitalizmin, Marx’ın 160 y ıl önce yazmış olduğu kaderinden kurtulamayıp tökezledikçe hâlâ bir hortlaktan korkar gibi Marx’tan korkması Manifesto’nun hâlâ

kurtlarımı ağaçkakanlar deşti güzü gördüm harlı yazlardan sonra kâh muvafık kâh muhalif bir rüzgâr her biri bir yanda yapraklarımın hangi yüzle varacaksın kapıya

Üstün sertlik ve tokluğu bir araya getiren Hardox ® aşınma plakası, en zorlu ortamlarda her türlü ekipman, parça ve yapının servis ömrünü uzatmak için tercih

PREMIUM Yüksek standartları ile sürüş konforu ve zevkinizi en üst seviyede yaşatacak olan Premium donanım, görsel destekli arka park sensörü, Suedia - Kumaş koltuk

Terlik sistemlerine yönelik tüm ihtiyaç ve proseslere özel onlarca farklı çözüm sunan Kimpur, Ar-Ge çalışmaları ile sert ve yumuşak terlik sistemleri için yeni