• Sonuç bulunamadı

İzmir Kitap Fuarı'nın üç yılı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İzmir Kitap Fuarı'nın üç yılı"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 2 M A R T 1 9 9 □ Deniz Kavukçuoğlu, İzmir Kitap Fu-arı’ntn üç yılını değerlendirdi...3. sayfada

□ İzmir Kitap Fuarı’nda bu yıl ellinin üze­ rinde etkinlik gerçekleştiriliyor 4.sayfada □ Alpay Kabacalı, gezginlerimizin gözüy­ le dünyayı aktarıyor...8.sayfada □ Tüm kitaplarıyla üm it O ta n 10.sayfada □ Ege sevgisinden, Atatürk Sevgisine Yaşar Aksoy... ...11. sayfada

J J

Cumhuriyet

(2)

Medyanın tarihi ve eleştirisi

1 Batianjioncl.w» Gunumöı« MED YA TA R İH İ featwerwy

Başlangıcından

Günümüze Medya Tarihi

Jean-Noël Jeanneney

Çeviren: Esra Atuk İletişim, 363 sayfa, 2. hamur, ISBN 975-363-625-3 Fiyatı: 1.600.000 TL TE L E V İZY O N Ü ZERİNE Pierre BourdieuÇ*rtt*K T iáio

Televizyon Üzerine

Pierre Bourdieu

Çeviren: Turhan İlgaz İletişim, 105 sayfa, 2. hamur, ISBN 975-363-743-8 Fiyatı: 650.000 TL

İletişim Dizisi’nin Diğer Kitapları:________________________ _ _ _ _ _ _ _ _ ________________________

Reklamcılık Yaşantım ve Bilimsel Reklamcılık Claude C. Hopkins, Radyo Dersleri Michael Kaye - Andrew Popperweil, Televizyon Yazarlığı Gerald Kelsey Televizyon Haberciliğinde Etik Marilyn J. Matelski, Yeni İkonalar- Televizyonda Reklam Sanatı Paul Rutherford, Yerküresel Köy Marshall McLuhan

ocao

Y A P I

K R E D İ Y A Y I N L A R I

İstanbul: 212-293 08 24, İzmir: 232-463 82 90, Ankara: 312-435 85 94

Yeni bir dünya, yeni bir dil...

Siberuzay Sözlüğü /

Bob Cotton -

Richard Oliver

Çevirenler: Özden Arıkan - Ömer Çendeoğlu, İletişim, 224 sayfa, kuşe kağıt, ISBN 975-363-605-9, Fiyatı: 5.000.000 TL

0 C 3 0

Y A P I

K R E D İ Y A Y I N L A R I

İstanbul: 212-293 08 24, İzmir: 232-463 82 90, Ankara: 312-435 85 94

« E-* <

(3)

O K U R L A R A

TÜ YAP İzm ir Kitap

Fuarı üçüncü yılına

f

,

iriyor. Ege’nin bu en

üyük kitap

etkinliğinin bu yılki

ana teması "Deniz, A şk

ve Özgürlük”olarak be­

lirlendi.

TÜ YA P İzmir Kitap

Fuarı, etkinlikleri,

fuara katılan yazarlar

ve yayınevleri

açısından bir hayli zen­

gin.

Ana tema çerçevesinde

fuara katılan iki ya­

bancı yazar bir komşu

ülkeden, Yunanistan-

dan geliyorlar: Yorgo

Anareadis ve Menis

Kounıandareas. Eler iki

yazar da

"

Mübadele”

ile ilgili bir panele

katılacaklar.

Yüzün üzerinde

yayınevinin katılımıyla

düzenlenen fuara

Türkiye Yazarlar

Sendikası, Pen Yazarlar

Derneği, Edebiyatçılar

Derneği gibi yazar

örgütlerinin yanı sıra

çok sayıda sivil toplum

kuruluşu da katılıyor.

Bu kuruluşların /düzen­

lediği etkinlikler de

izleyenlerin ilgisini

çekecek konulardan

oluşuyor.

Fuarın en ilginç bölüm­

lerinden biri şüphe yok

k i "Deniz, A şk ve

Özgürlük Karikatürleri

Sergisi”. Semih Poroy,

Kam il Masaracı, Piyale

Madra, M ahm ut

Karatoprak, Turgay

Karadağ, Eray Özbek

ve Tan Oral’ın

karikatürlerinden

oluşuyor sergi.

İzleyenler ağsından her

y ıl büyük gelişmeler

gösteren fuarı geçen yıl

yüz kırk dört bin kişi

dolaşmıştı. Bu yıl bu

sayının ik i yüz bini

aşması bekleniyor.

Ege’li kitapseverlerin

keyifli bir fuar

geçirmeleri en büyük

dileğimiz.

T U R H A N G Ü N A Y

K İ T A P

imtiyaz Sahibi: Berin Nadi

O Basan ve Yayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.$. o Genel Yayın Yönetmeni: Orhan

Erinç o Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet çetinkaya Yazıi$leri Müdürleri: İbrahim

Yıldız o sorumlu Müdür: Fikret İlkiz Yayın Yönetmeni: Turhan Cünay o Grafik Yönetmen: Dilek ilkorur o Reklam: Medya C

T Ü Y A P 3. İZ M İR K İT A P F U A R I

İlki 1996 yılında düzenlenen

TÜYAP İzmir Kitap Fuarı, üç

yaşına bastı. İzmir ve

çevresindeki kitap okurlarını

yayınevleri ve yazarlarla

buluşturan fuar bu yıl 14-22

Mart 1998 tarihleri arasında

İzmir Kültürpark Fuar Alanı

içerisinde etkinlik gösterecek.

TÜYAP İzmir Kitap Fuarı’nın

üç yılını TÜYAP Genel

Koordinatörü Deniz

Kavukçuoğlu ile konuştuk.

T

ÜYAP İzmir Kitap Fuarı’uda ilk iki yılda neler oldu? - Sorunuzun yanıtına geçme­ den önce, eğer izin verirseniz, ka­ muoyuna yanlış aktarılan bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Biz geçmiş yıllarda da birkaç kez açıkladığımız gibi üç yıl önce İz­ mir’deki İZFAŞ şirketi ile İzmir Kitap Fu- arı’na ilişkin olarak fuar tarihleri başından belirlenerek 5 yıllık bir anlaşma imzaladık Bu nedenle fuarın “iptali” gibi bir konu hi bir zaman gündeme gelmedi. TÜYAP bu yi olduğu gibi gelecek yıllarda da İzmir Kitap

g , - ■

İzmirli ve Egeli kitapseverin ilgisini gören, İzmir’in kültür ve edebiyat yaşamına her yıl Fuarı düzenleyecek. Ayrıca geçen yıl 144 bin

~ ' * tapseı edebi'

-belirli bir zaman dilimi içinde de olsa- renk katan bu büyük kitap şenliğinin “iptali” ni­ çin düşünülmüş olsun?

Türkiye'nin aydınlık yüzü

Sorunuza gelince... İzmir tarihsel gelişi­ mi, toplumsal yapısı, insanlarının gelenek ve görenekleri, okuma alışkanlıkları, genel bilgi donanımının yoğunluğu, eğitim ve öğ­ renim kurumlanmn sayısı ile Türkiye’nin en “ileri” kentlerinden biri. Birçok dostum u­ zun dile getirdiği gibi Türkiye’nin “aydınlık yüzü.” Ayrıca kentsel nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu geniş bir hinterland’a sahip. Özetle söylemek gerekirse İzmir, bir “Kitap Fuarı” için elverişli öznel ve nesnel koşulla­ rı içeren bir kent. Tüm bunların yanısıra ge­ rekli tüm alt yapıya ve teknik olanaklara sa­ hip fuar alanının kent merkezinde oluşu, Kültür Park’m sunduğu olanaklar ve İZFÂŞ yöneticilerinin bizim çabalarımıza içten ve sıcak yaklaşımları yayıncı dostlarımızın “İz­ mir’de bir kitap fuarı” isteklerini yaşama ge­ çirmemizi kolaylaştıran etkenlerdi.

İlk yıl hepimiz için bir denemeydi. Bu pro­ jeyi başından itibaren birlikte tasarladığımız yayıncı arkadaşlarımız, bize destek veren ya­ zar meslek kuruluşları, İzmirli yazar ve ga­ zeteci dostlarımız ve İZFAŞ yöneticileri ilk fuarı ortaklaşa gözlemleyip, değerlendirdik. Fuar kitapseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaş­ tı. Yayınevleri katılımının görece düşük ol­ duğu ilk fuarı yaklaşık 120 bin kişinin gez­ mesi bize güç verdi. Geçen yılki fuarı ilk yı­ lın deneyimlerini, gözlemlerini, bize iletilen eleştirileri değerlendirerek düzenledik. Ko­ nu olarak belirlediğimiz, “Ege Kültürü” b ü ­ yük ilgi gördü. Konak, Foça, Bergama bele-zenlediler. Yine Ege’nin birçok yöresinden belediye başkanlar) bu etkinliklere konuş-diyeleri fuar süresince çeşitli etkinlikler dü-

ı biı başkanları bu

maçı olarak katıldılar. Türkiye Yazarlar Sen­ dikası, Edebiyatçılar Derneği ve PEN Ya­ zarlar Derneği fuara daha yoğun bir biçim­ de sahip çıktılar. Fuara katılan yayınevleri ve yazarların sayısı yükseldi. Ege basınının ve yerel televizyonların büyük desteğini gör­ dük.

- Bıı yıl neler olacak?

- İlk iki yıl fuara katılmamış ya da İzmir temsilcileri ile dolaylı yoldan katılmış birçok büyük yayınevi 3. İzmir Kitap Fuarı’na ka­ tılıyor. Ülkemiz yayıncılığı İzmir’de ilk kez bu kadar kapsamlı ve geniş bir biçimde tem ­ sil ediliyor. Fuara 100’ün üzerinde yayınevi, yayını bulunan sivil toplum kuruluşu ve 249

İzmir Kitap

Fuanı'nın üc yılı

İlk iki yıl fuara katılmamış ya da İzmir temsilcileri ile dolaylı yoldan katılmış birçok büyük yayınevi 3. İz­ mir Kitap Fuan’na katılıyor.

yazar katılıyor. Edebiyatımızın birçok ünlü ismi fuar süresince Türkiye Yazarlar Sendi­ kası, Edebiyatçılar Derneği, PEN Yazarlar Derneği, yayınevleri, sivil toplum kuruluş­ ları, yerel yönetimler ve TÜYAP’m düzen­ lediği 49 etkinlikte konuşmacı olarak ya da imza günlerinde okurlarıyla buluşacak. Okurlar, iki karikatür sergisinde T ürki­ ye’nin ünlü karikatüristlerinin yapıtlarını iz­ leyecekler. Kitap Fuan bu yıl Ege’nin “öte­ ki yakası”ndan Yorgo Anareadis ve Menis Koumandareas’ı konuk edecek. İzmir Mart ayında coşkulu, renkli, dolu kitap günleri yaşayacak.

- Bu yılki temanızın çıkış noktası... - Size yukarıda çok kısa da olsa İzmir’i an­ lattım. Böyle güzel ve aydınlık bir kentte

dü-öeniz Kavukçuoğlu, "İzmir Kitap Fuarı yalnızca bi­ zim değil, birçok dostumuzun da özverileriyle önümüzdeki yıllarda daha da gelişip güçlenecek" diyor.

zenlenen kitap fuarının konusu, “Deniz, Aşk ve Özgürlük”ten başka ne olabilirdi?

- Gelecek yıllarda neler planlanıyor? - Herhalde İzmir Kitap Fuarı bu yılla bir­ likte daha kurumsal bir hale gelecek ve İz­ mir kenti açısından giderek gelenekselleşe­ cek. Ziyaretçi yoğunluğunun belirleyici ol­ duğu bu tür etkinliklerde kurumsallaşma ve

Î

;elenekselleşme büyük önem taşıyor. Katı- ımcı yayınevleri fuan göz önijne alarak ki­ mi çalışmalarını planlıyorlar. Örneğin bu yıl birçok kitap ilk kez İzmir Kitap F uarında okurlara sunulacak. Aynı şey ziyaretçiler için de geçerli. Fuar bir gelenek haline geldikçe Ege’nin çeşitli yerleşim bölgelerinden İz­ m ir’e gelen insanlann gelişlerini fuar tarih­ lerine rastlattıklarına tanık oluyoruz...

Her şey insan için

- Tüm bunlar İzmir Kitap Fuarı m sürdür­ mek için yeterli mi?

- Birçok kez dile getirdiğimiz gibi TÜYAP olarak bizim İzmir Kitap Fuarı’ndan bir “kâr” beklentimiz yok. Stand bedelleri fuar alanının kirasını, fuar malzemelerinin nak­ liye harcamalarını, yayınevlerinin kitapları­ nın İzmir’e ulaşımını, personel, yol, konak­ lama giderlerini ancak karşıhyor. Ancak biz kuruluş olarak Türkiye’nin aydınlık gelece­ ğine elimizden geldiğince katkıda bulunmak istiyoruz. “Doğru bir iş” yaptığımıza inanı­ yoruz. 20 yıllık geçmişimizde bu anlayışımı­ zı sayısız örneklerle kanıtladık. “Para”nın her şeyi belirlememesi gerektiğini düşünü­ yoruz. Belki de bu nedenle zaman zaman kimi yaklaşımlara ters düşüyoruz. Ancak biz, “H er şey insan için!” ilkemize bundan sonra da bağlı kalacağız. İzmir Kitap Fuarı yalnızca bizim değil, birçok dostumuzun da özverileriyle önümüzdeki yıllarda daha da gelişip güçlenecek. Belki ilerde İzmir’de her yıl Akdenizli yazarların buluşacakları bir platform oluşturacağız. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerden yayınevlerinin de fuara ka­ tılmalarını sağlayacağız.

İzmir Kitap Fuarı’nı yayınevleri, yazarlar, yazar meslek kuruluşları, sivil toplum ö r­ gütleri, İzmirli meslektaşlarımız, dostları­ mız ile hep birlikte yarattık. Geleceği de yi­ ne hep birlikte planlayacağız. Ortaya m ut­ laka güzel şeyler çıkacak. ■

(4)

TÜYAP 3. İZMİR KİTAP FUAR!

14 Mart 1998 Cumartesi

13.00- 14.30 Şiir - Türkü Dinletisi: “Aşk Ö zgürlüktür”

Şiirler: Şükrü Erbaş Türküler: Ufuk Karakoç Düzenleyen: Ümit Yayıncılık

15.00- 16.00 Söyleşi: “Sait Faik’in Hikâyeciliğimizdeki Yeri”

Fethi Naci

Düzenleyen: TÜYAP

16.00- 17.00 Söyleşi: “Zaman G e­ çerken” Aydın Boysan Düzenleyen: TÜYAP 17.00- 18.00 Söyleşi: “Avukatımı İs­ tiyorum” Bekir Coşkun

Düzenleyen: Ümit Yayıncılık

18.00- 20.00 Panel: “Ö lüm ünün 50. Yılında Sabahattin Ali”

Konuşmacılar: K onur Ertop Alpay Kabacalı

Şükran Kurdakul Ö ner Yağcı

Düzenleyen: Pen Yazarlar Derneği

15 Mart 1998 Pazar

12.00- 13.30 Söyleşi: “Fernando Pessoa’nın Şiiri -1 Adam 4 Şair”

Cevat Çapan

Düzenleyen: TÜYAP

13.45- 14.45 Söyleşi: “Emile Zola ve Aydınların Yolsuzluklara Karşı Direni­ şi”

Hıtzı Topuz

Düzenleyen: TÜYAP

15.00- 16.30 Panel: “M arx’tan G ünü­ müze Sosyal Dem okrasi”

Yöneten: Nihat Dirim

Konuşmacılar: Deniz Kavukçuoğlu Ercan Karakaş

Düzenleyen: SODEV

16.45- 17.45 Söyleşi: “İzm ir’den Ti­ yatro Anıları”

Mücap Ofluoğlu Düzenleyen: TÜYAP

18.00- 20.00 Panel: “Şiirimizde A şk” Konuşmacılar: Sina Akyol

Enver Ercan Turgay Fişekçi Arife Kalender

Düzenleyen: Pen Yazarlar Derneği

Fuar etkinlikleri

TÜYAP 3. İzmir Kitap Fuarı çerçevesinde konferans,

söyleşi, açık oturum gibi, elliye yakın etkinlik yer

alıyor. Çok sayıda yazar, bilim adamı, sanatçı, gazeteci

ve politikacının katıldığı etkinlikler bir hayli ilginç.

Fethi Naci

16 Mart 1998 Pazartesi

12.30-13.30 Söyleşi: “Dünya, İslam ve Demokrasi”

Prof. Dr. Ahmet Arslan

Düzenleyen: İzmir Konak

Belediye-13.30- 15.00 Panel: “Almanya’daki Türklerin Kültürel Uyum Sorunları”

Açılış Konuşması: Manfred Unger Konuşmacılar: Prof. Dr. Faruk Şen

Hayati Önel Sedef Koray

Düzenleyen: Türkiye Araştırm alar Merkezi

15.00-16.00 Söyleşi ve Dia Gösterisi: “Arkeolojide Tanrısal A şklar”

Vecihi Özkaya

Düzenleyen: Arkeoloji ve Sanat Ya­ yınları

16.30- 17.30 Söyleşi: “Şu Bizim İz­ mir”

Kemal Bekir

Mustafa Şerif Qnaran Düzenleyen: TÜYAP

18.00-20.00 Panel: “Şiirimizde Ö z­ gürlük”

Konuşmacılar: Hidayet Karakuş Şükran Kurdakul

Hüseyin Peker Hüseyin Yurttaş

Düzenleyen: Pen Yazarlar Derneği

17 Mart 1998 Salı

12.00- 13.00 Kitap Tanıtımı: “Birinci Türk Neşriyat Kongresi”

Konuşmacılar: Canan Yücel Eronat Ali Cengizkan

Mümtaz İdil Erhan Bener

Mustafa Şerif O naran

Düzenleyen: Edebiyatçılar Derneği 13.00- 15.00 Panel: “Genç Şairler Şi­ iri Tartışıyor”

Yöneten: Selim Temo

Konuşmacılar: Ali H ikm et Eren Derya Çolpan

Devrim M urat Dirlikyapan Serap Erdoğan

Düzenleyen: Edebiyatçılar Derneği 15.00- 16.00 Söyleşi: “ 1997’de Şiiri­ miz”

M ehmet H. Doğan

Düzenleyen: Pen Yazarlar Derneği 16.00- 18.00 Panel: “Aşk, Şiir ve İz­ mir”

Yöneten: Faruk Şüyün

Konuşmacılar: Hidayet Karakuş Hüseyin Yurttaş

Turgay Gönenç Veysel Çolak Yusuf Alper

Düzenleyen: Dünya Kitap

18.00- 20.00 Panel: “Besim Akım- sar’a Saygı”

Konuşmacılar: Hüseyin Yurttaş Yaşar Aksoy

Şadan Gökovalı

Cevat Çapan

Demirtas Ceyhun Hüseyin Yurttaş

Sina Akyol

G üner Eliçin Ali Meşe

Düzenleyen: İzmir Konak Belediye­ si

18 Mart 1998 Çarşamba

12.00- 14.00 Panel: “Şiirlerde Ceza­ evi”

Yöneten: Dursun Özden

Konuşmacılar: Necati Özdem ir (Bayrampaşa Çezaevi Eski Savcısı-Şair)

Aydın Ö ztürk (Şair-Yazar) Düzenleyen: Berfin ve Kora Yayın­ lan

14.00- 16.00 Panel: “Bergama Ö r­ neği - Siyanürlü Altın”

Konuşmacılar: Av. Senih Özay Oktay Konyar

Düzenleyen: SÖS Akdeniz Derneği .. 16.00-17.00 Söyleşi: “ Deniz, Aşk, Özgürlük ve Halikarnas Balıkçısı”

Şadaıı Gökovalı

Düzenleyen: Arkeoloji ve Sanat Ya­ yınları

17.00- 18.30 Söyleşi: “Tarihten Aşk Şiirleri”

Hidayet Karakuş

Düzenleyen: İzmir Karşıyaka Bele­ diyesi

18.30-20.00 Söyleşi: “Bir Kentte Yaşamak”

Yaşar Aksoy Aydoğan Yavaşlı

Düzenleyen: İzmir Konak Belediye­ si

19 Mart 1998 Perşembe

12.00- 13.00 Söyleşi: “Altmışiki Tavşanından Baba Bana Bağırma”

Sunay Akın Akgün Akova

Düzenleyen: Çınar Yayınları 13.00- 15.00 Panel: “M übadelenin İki Yüzü”

Yöneten: Ertuğrul Aladağ Konuşmacılar: Yorgo Andreadis

Ahmet Yorulmaz

Düzenleyen: Belge Yayınları

15.00- 16.00 Söyleşi: “Türkiye’de Nükleer Enerji Çözüm mü?”

Prof. Dr. Tolga Yarman

Düzenleyen: SOS Akdeniz Derneği .. 16.00-18.00 Panel: ‘“ Deniz, Aşk ve Özgürlük’ Ustası Halikarnas Balıkçısı”

Konuşmacılar: İsmet Noonan (Balıkçının büyük kızı)

(5)

TÜYAP 3. İZMİR KİTAP FUARI

Şadan Gökovalı (Manevi oğlu, kitaplarını basıma hazırlayan) Dr. Musa Baran (Arkadaşı, Eski Efes Müzesi M üdürü

Turgay Gönenç (Dostu, şair-yazar) Düzenleyen: Bilgi Yayınevi

18.30-20.00 Panel: “Ceyhun A tuf K ansu’yıı Ölümünün 20. Yılında Anma G ünü”

Konuşmacılar: Ataol Behramoğlu Işık Kansu

Hüseyin Yurttaş Hidayet Karakuş

Düzenleyen: Türkiye Yazarlar Sen­ dikası

20 Mart 1998 Cuma

12.00- 14.00 Panel: “Vahdettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele” ..

Konuşmacılar: Yekta G üngör Ö z­ den

Turgut Ozakman Prof. Dr. Şerafettin Turan Düzenleyen: Bilgi Yayınevi

14.00- 15.00 Söyleşi: “Yarınımız, Geleceğimiz, Çocuk ve Kitap”

Canan Tan Savaş Ünlü

Düzenleyen: İnkılap Kitabevi 15.00- 17.00 Açıkoturum: “Deniz, Aşk, Özgürlük (Varşa) N erede?”

Yöneten: Sevgi Özel

Konuşmacılar: Mustafa Balbay Aydoğan Yavaşlı

Cihan Demirci

Düzenleyen: Ümit Yayıncılık - Ercan Kitabevi

17.00- 18.30 Panel: “İzmir ve Ede­ biyat”

Yöneten: Feyza Hepçilingirler

Konuşmacılar: M ehmet H. Doğan Melih Ergen

Sina Akyol

Şükran Plaketi Töreni: Berrin Taşan Abbas Sayar

Düzenleyen: Türkiye Yazarlar Sen­ dikası

18.30-20.00 Söyleşi: “Aydınlanma Savaşımında Basının İşlevi”

İlhan Selçuk

Düzenleyen: TÜYAP

21 Mart 1998 Cumartesi

12.00- 13.00 Söyleşi: “Ege’de Eski Aşklar, Eski Şölenler”

Şükrü Tül (Arkeolog)

Düzenleyen: Ege Yayınları

13.00- 15.00 Konferans: “Ailede ve İşyerinde İletişim Çatışmalarını Gider- meYolları, Empatik Becerinin Önemi ve Geliştirilmesi”

Prot. Dr. Üstün Dökmen Düzenleyen: Sistem Yayıncılık

15.00- 16.00 Söyleşi: “Politika, Cin­ sellik ve M izah”

Cihan Demirci Hüsnü Uçar

Düzenleyen: İnkılap Kitabevi

16.00- 17.00 Söyleşi. “Denizkızı Si­ ren”

Erkal Yavi

Düzenleyen: Arkeoloji ve Sanat Ya­ yınları

17.00- 18.30 Panel: “Mare Nostrum - Akdeniz Çevresinde Edebiyat”

Yöneten: Ahmet Yorulmaz

C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 4 2 1

ilhan Selçuk

Konuşmacılar: Menis Koumandareas

Mehmet Uzun

Düzenleyen: Belge Yayınları

18.30-20.00 Panel: “Şükran Kurda-

kul’a Saygı”

Konuşmacılar: Yaşar Aksoy

Şükrü Erbaş Sevgi Özel Öner Yağcı

Düzenleyen: Pen Yazarlar Derneği

Nedim Gürsel

22 Mart 1998 Pazar

12.00- 13.00 Cezmi Ersöz ile Söyle- Düzenleyen: Çınar Yayınları 13.00- 14.30 Söyleşi: “Türk Yazı­ nında Mavi Yolcu - H üm anist Kültür”

Yaşar Aksoy Bilge Umar Haşan Barışcan

Düzenleyen: İnkılap Kitabevi 14.30-15.30Söyleşi: “Roman ve Öy­ kücülüğün Serüveni”

Erhan Bener

Habib Bektaş Aydoğan Yavaşlı

Düzenleyen: İnkılap Kitabevi 15.30-16.30 Nedim Gürsel ile Söy­ leşi

Düzenleyen: Can Yayınları

17.00-19.00 Panel: “Çağımızda Ya­ zar Neden Toplumdan K optu”

Konuşmacılar: Akif Kurtuluş Haşan Bülent Kahraman Muhsin Şener

İsmail M ert Başat

Düzenleyen: Edebiyatçılar Derneği

YAZARLARLA BAŞBAŞA

14 Mart 1998 Cumartesi

17.00- 18.00 “Nazım Hikmet Şiirleri” M ustaf Alabora

21 Mart 1998 Cumartesi

17.00- 18.00 Bir Aydınlanmacı: Vedat Günyol Yüksel Pazarkaya

22 Mart 1998 Pazar

15.00- 16.00 Aşk Bir Boncuktur Sevgi Özel

16.00- 17.00 Osm anlı’dan Günüm üze Aydın Kavramı

Sunan: Yüksel Pazarkaya

Konuşmacı: Demirtaş Ceyhun

Yüksel Pazarkaya Sevgi Özel

SERGİLER

“Deniz, Aşk ve Özgürlük Karikatürleri”

Semih Poroy, Kamil Masaracı, Piya- le Madra, Mahmut Karatoprak, Turgay Karadağ, Eray Özbek, Tan Oral.

“Karikatürler: Yazarlar ve Kitaplar” Ferruh Doğan

“Sevgi ve Özlemle Anıyoruz” Ali Ulvi Karikatürleri Sergisi.

(6)

TÜYAP 3. İZMİR KİTAP FUARI

İmza

günleri

Fuarda bu vıl yayınevleri

standlarmda yapılıyor

imza günleri, işte

yayınevleri ve imza günleri.

Ümit Yayıncılık

14 Mart 1998 Cumartesi 14.00- 16.00 Bekir Coşkun 15.00- 17.00 Şükrü Erbaş 15 M art 1998 Pazar 14.00- 16.00 Şükrü Erbaş 16.00- 18.00 Şükran Kurdakul 17 Mart 1998 Salı 14.00- 16.00 Erhan Bener 16.00- 18.00 Ali Cengizkan 18 M art 1998 Çarşamba 14.00- 16.00 Sevgi Özel 14.00- 16.00 Deniz Kavukçuoğlu 19 M art 1998 Perşembe 14.00- 16.00 Deniz Kavukçuoğlu Ayla Kutlu Melih Ergen 20 M art 1998 Cuma 14.00- 16.00 Mustafa Balbay 16.00- 18.00 Şükran Kurdakul 21 M art 1998 Cumartesi 14.00- 18.00 Toktamış Ateş 22 M art 1998 Pazar 14.00- 16.00 Yavuz Donat

Bilgi Yayınevi

14 M art 1998 Cumartesi 13.00- 18.00 M uzaffer İzgü, Aydın Boysan, Hüseyin Yurttaş

Î5 M art 1998 Pazar

13.00- 18.00 M uzaffer İzgü, Aydın Boysan, Ahmet Yurdakul, Hidayet Ka­ rakuş

16 M art 1998 Pazartesi

1 3.00- 18.00 A hm et Uysal, B errin Nazlı, İsmail Sivri

17 M art 1998 Salı

13.00- 18.00 Hidayet Karakuş, Meh­ met Atilla, Yaşar Ak’soy

18 M art 1998 Çarşamba

13.00- 18.00 Hüseyin Yurttaş, Ahmet Yurdakul

19 M art 1998 Perşem be

13.00- 18.00 O rd. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Berrin Nazlı

20 M art 1998 Cuma

13.00- 18.00 Turgut Özakman,Yekta Güngör Özden, Prof.Dr.Şerafettin Turan

21 Mart 1998 Cumartesi

1 3 .0 0 - 18.00 Ayla K u tlu , E re n d iz Atasü, Turgut Özakman, Yekta G ü n ­ gör Özden, Prof. Dr. Şerafettin Turan

22 Mart 1998 Pazar

13.00- 18.00 O rd. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Erendiz Atasü, Muzaffer İz­ gü, Ayla Kutlu

Berfin - Kora Yayınları

14 Mart 1998 Cumartesi 12.00- 18.00 Cemşid Bender 15 M art 1998 Pazar 12.00- 18.00 Cemşid Bender 16 Mart 1998 Pazartesi 12.00- 18.00 Cemşid Bender 17 M art 1998 Sah

12.00- 18.00 Cemşid Bender, Aydın Öztürk

18 M art 1998 Çarşamba 12.00- 18.00 Aydın Öztürk 14.00- 18.00 Necati Özdemir 19 M art 1998 Perşembe

12.00- 18.00 Cemşid Bender, Aydın Öztürk

20 M art 1998 Cuma

12.00- 18.00 Cemşid Bender, Aydın Öztürk

21 M art 1998 Cumartesi

12.00- 18.00 Cemşid Bender, Aydın Öztürk

22 Mart 1998 Pazar

12.00- 18.00 Cemşid Bender, Aydın Öztürk

Can Yayınları

21 Mart 1998 Cumartesi 14.00 Cemil Kavukçu 16.00 İnci Aral 22 Mart 1998 Pazar 13.30 Melih Ergen 16.30 Nedim Gürsel

Türkiye Yazarlar Sendikası

14 M art 1998 Cumartesi

D in ç e r S ezgin, H ü se y in K ıvanç, Nevres Kırdar, Yusuf Alper

Katılan Yayınevleri

ABC Kitabevi 6. Sokak Ad Kitapçılık - Milliyet Yayınları 9 . Sokak

Ağaçkakan Dergisi 6. Sokak Akbank Yayınları 1. Sokak Akdeniz Ülkeleri Akademisi Vakfı 1. Sokak

Altın Kitaplar Yayınevi 8. Sokak Arkeoloji ve Sanat Yayınları 2. Sokak

Atatürk Araştırma Merkezi 6. Sokak Atatürk Vakfı 6. Sokak

Atatürkçü Düşünce Derneği 3. Sokak

Ayşe N ur Aksan Yayınları 7. Sokak B.M. M ülteciler Yüksek Komiserliği Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği 5. Sokak

Bağlam Yayıncılık 9. Sokak Baha A.Ş. 6. Sokak BDS Yayınları 8. Sokak Berfin Yayınları - Kora Yayınları 8. Sokak

Bilge Kitap Kulübü 6. Sokak Bilgi Yayınevi 9. Sokak Bilim ve Ütopya 1. Sokak

Birleşik - Yeni Boyut - İlahiyat - İnsan - İşaret - Denge 7. Sokak

Boyut Sanat 4. Sokak Boyut Yayıncılık 8. Sokak Bu Yayınları 8. Sokak

Bulunmaz Kültür Merkezi 9. Sokak

Can Yayınları 2. Sokak Can Yayınları - Adil Ali 10. Sokak Cartoon&Gülgeç 7. Sokak

C um huriyet K itap K ulübü - Çağdaş Yayınları 6. Sokak

Çağdaş Özürlüler Derneği 8. Sokak Çınar Yayınları 7. Sokak

Dergah Yayınları A.Ş. 8. Sokak Dokuz Eylül Yayınları 8. Sokak Edebiyatçılar Derneği 9. Sokak Ege Çağdaş Eğitim Vakfı 7. Sokak Ege Yayınları 7. Sokak

Engin Yayıncılık 9. Sokak Esin Yayınevi 8. Sokak Etki Yayınları 9. Sokak Fono 7 . Sokak

Gelbal 8. Sokak

Güldikeni Yayınları 8. Sokak Gündoğan Yayınları 6. Sokak H om er Kitabevi 7. Sokak

Işın Eğitim ve Organizasyon 3. Sokak İlke 9. Sokak

İmge Kitabevi Yayınları 8. Sokak İnkılâp Kitabevi 2. Sokak İnönü Vakfı 7. Sokak İnsancıl Yayınları 5. Sokak

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Ya­ yınları 7 . Sokak

Kardelen Basın Yayın 6. Sokak Kaynak Yayınları 9. Sokak Kitabı-ı Mukaddes - Sevgi Yayınları 9 . Sokak

Kitsan 8. Sokak Kök Yayıncılık 10. Sokak L. M. Basın Yayın 5. Sokak Liman 8. Sokak

Literatür Yayıncılık 3. Sokak Mavi Bulut 7. Sokak

M. E.B. Devlet Kitapları Müdürlüğü 4. Sokak

Milli Prodüktivite Merkezi 6. Sokak Müjde Yayıncılık 9. Sokak

Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı 9. Sokak

Nesil Basım Yayın 1. Sokak Nesin Vakfı Derneği 6. Sokak Newsweek International 7. Sokak O da Yayınları 8. Sokak

Oğlak Yayınları 9. Sokak O kur Kitapçılık 6. Sokak

Öğretmen Dünyası Dergisi 10. Sokak Önel Yayınevi 2. Sokak

Öteki 6.Sokak

Özden Gazetesi ve Yayınları 7 . Sokak

Özkaynak A.Ş. 3. Sokak Polycom Elektronik Sözlükler 7 . Sokak

Redhouse - Sev Yayıncılık 3. Sokak Sabah Kitapçılık San. - BBD 3 . Sokak

Sel Yayıncılık 9. Sokak Show Kitap - Aksoy Yayıncılık 1. Sokak

15 M art 1998 Pazar

Arife Kalender Önel, Veysel Çolak, Tuğrul Keskin

İ6 M art 1998 Pazartesi

Arife Kalender Önel, Zühal Tekka- nat, Emine Erbaş, Mehrizat Poyraz

17 M art 1998 Sah

Zuhal Tekkanat, Emine Erbaş, M eh­ rizat Poyraz, Dinçer Sezgin

18 M art 1998 Çarşamba

D u rs u n Ö z d e n , T u ğ ru l K esk in , Savaş Ünlü

19 Mart 1998 Perşembe

Dursun Özden, Ataol Behramoğlu, Dinçer Sezgin

20 M art 1998 Cuma

Abdullah Şanal, Şükran Yücel, Oğuz Özden

21 Mart 1998 Cumartesi

Tekin G ö n en ç, Nisa K adıbeşegil, Abdullah Şanal, Dinçer Sezgin

22 M art 1998 Pazar

Abdullah Şanal, Veysel Çolak, Yusuf Alper, Muhammet Güzel

Belge Yayınları

19 Mart 1998 Perşembe

Yorgo Andreadis, Ertuğrul Aladağ 20 Mart 1998 Cuma Ahmet Yorulmaz 21 M art 1998 Cumartesi Menis Koumandareas 22 Mart 1998 Pazar Mehmed Uzun Mustafa Balbay

Sistem Yayıncılık 9. Sokak SODEV YO. Sokak

Sokak Çocukları Derneği 6. Sokak Sol ve Ö nur Yayınları 7. Sokak Sorun Yayınları 8. Sokak

5 .0 . 5. Akdeniz Derneği 6. Sokak 5 .0 . 5. İstanbul 6. Sokak Sürat Yabancı Yayınlar 9. Sokak Şafak Pazarlama 5. Sokak

T.C. Kültür Bakanlığı 10. Sokak Tasarım 1. Sokak

Telos Yayıncılık 8. Sokak Tema Vakfı 6. Sokak Tudem Yayınları 1. Sokak Türk Dil Kurumu 1. Sokak Türk Tarih Kurumu 1. Sokak

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu - Bilim ve Teknik Dergisi 3. Sokak

Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı 9. Sokak

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 4 . Sokak

Türkiye Yazarlar Sendikası 9. Sokak Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı 7. Sokak

Uluslararası İzmir Araştırmaları M er­ kezi 4. Sokak

Ümit Yayıncılık 7. Sokak Vadi Yayıncılık 9. Sokak Yapı Endüstri Merkezi Kitabevi 9 . Sokak

Yılmaz Güney Kültür Vakfı Yayınları 9. Sokak

Yorum Sanat Yayıncılık 7. Sokak Zariflik Birliktir 8. Sokak

(7)

A Y R I N

N

M

I

D

I

' s / ' î U SVG

â f f i l

Robert M. Pirsig

Lila

Ahlâkın Sorgulanması

Edebiyat/Çev.: Süha Sertabiboğlu

İlk kitabı Zen ve Motosiklet Bakım Sanat)nda Robert Pirsig, ovalar ve bataklıklardan başlayıp dağların doruklarından aşarak denize kadar uzanan motosiklet yolculuğunu aklın, akılcılık geleneğinin ve bu geleneğe bağlı değerlerin sorgulandığı bir felsefi şölene dönüştürmüştü. Ula’da ise şölen kaldığı yerden, denizden devam ediyor. Yazar, bir başına denize yelken açıp yeni kitabını yazmayı umarken zoraki bir yol arkadaşı katılıyor yanına: Ula. Ve en akıl almaz dörtlü olan deniz, felsefe, cinsellik ve delilik üzerine bir yolculuk başlıyor... Lila, yine bir yalnızın, bir düşünce isyancısının kitabı; asırlık otoritelerin kibrinden de, akademik gösteriş ve sahtelikten de bıkmış, düşüncenin derinliklerine dalmayı seven, duyarlı, gözlemci bir ruhun yolculuk notları... Asıl ürkütücü olanın dağların doruklarına tırmanmak değil, vadilere sıkışıp kalmak olduğunu bilenler, Pirsig’in önümüze açtığı bu enginliğe, kutsal olan bir şeyler bulma umuduna hiç yüz vermeden açılmaktan da keyif alacaklar...

Zygmunt Bauman

POSTMODERN ETİK

İnceleme/Çev.: Alev Türker

Yıllardır modern sanayi uygarlığını tartışıyoruz. İlk günahı kimin işlediğini, insanın bir zamanlar doğayla barışık bir halde yaşadığı o güzel günlere kimin son verdiğini, bizi fırtınaların orta yerinde kimin çırılçıplak bıraktığını bulmak için daha çok tartışacağız. Çünkü “Tanrı(nın) öldü”ğünü bilmek, geleneğin zincirlerini parçalamak yetmedi; bu kez özgürlük ciğerlerimizi yakmaya başladı. Özgürlük kendinin, ayrıca ötekinin sorumluluğunu üstlenmek, belirsizliklerle, çözülmez çelişkilerle sarmaş dolaş yaşamak, yani, modern bireyler olmak demekti. Ama ağır geldi özgürlük. Taşıyamadık. O şenlikli devrim ve isyan uğrakları hariç yeni putlar icat ettik: “akıl” , “sözleşme”, “yasa"... gibi. Zygmunt Bauman büyük bir coşkuyla karşılanan bu çalışmasında, modernlik koşulları altında ahlâk sorunlarına zora dayalı normatif düzenlemelerle yanıt verme girişiminin yanında bu normatif düzenlemelerin bağlayıcı olmasını sağlamak için teorik düzeyde mutlak, evrensel ve temel olanın aranması gibi iki koldan eşgüdümlü gelişen projelerin iflasını ilan eden bir post-modern perspektifi temel alıyor. İnsanın ahlâki açıdan müphem olduğunu, ahlâki fenomenlerin doğaları gereği irrasyonel olduğunu, çözümsüz çelişkilerle her tikel durumun dayattığı ahlâk sorunlarıyla baş etmenin bireye düştüğünü, ahlâkın etik bir kod altında evrenselleştirilemeyeceğini, insan benliğinin ilk gerçekliğinin ahlâki sorumluluk olduğunu kabul ederek postmodern bir etiğin önünü açmayı amaçlayan bir araştırmaya girişiyor. Bauman, “yasa” , “toplum” , “gelenek” kılığındaki bekçilerin ahlâkın kaynağı ve koruyucusu olmak şöyle dursun, ahlâki benliği kuruttuğunu bu felsefe yoluyla sergiliyor. Yaşadığımız çağı, duygulanımların faziletine ve açıklanamayanın meşruiyetine yönelen dünyanın “yeniden kutsanması” olarak niteliyor. Postmodern Etik yasaları olmayan bir ahlâkı, tamamen ahlâki benliğin faaliyet halinde olduğu uğraklarda görünür hale gelen bir ahlâkı, kendi gerekçesini yine kendinde bulan bir ahlâkı, ahlâkın yol göstericiliğini kabul eden kişileri birer “aziz” mertebesine yükselten bir ahlâkın dış hatlarını tarif ediyor. Modernliğin yanılsamalarına kapılmayan insana etik açısından bir “şafak vakti”ni müjdeliyor.

Bu kitaptaki “azizler”e yaraşır etik söyleşisine yapılan davetin, yaşadığımız topraklarda, başka hiçbir gerekçe olmasa bile sırf “Enel Hak” diyen bir gelenek sayesinde bile yanıtsız kalmayacağını umuyoruz...

/ . y a m u n r ö a u m a n ,

SOSYOLOJİK DÜŞÜNMEK

İnceleme/Çev.: Abdullah Yılmaz*

Sosyolojik Düşünmek, sadece sosyoloji öğrenimi görenler için kaleme alınmış bir çalışma değil. Konuya ilgi ve merak duyan genel okurun da sosyolojinin anlamı ve işlevi, sosyolojide değişik tarzlar ve yaklaşımlar üzerine bilgilenmesini sağlayacak önemli bir kaynak kitap. Ama hepsinden önemlisi Bauman, gündelik ve toplumsal hayatımıza sosyolojik bir boyuttan bakmanın önemini; böyle bir bakışın kazandıracağı kavrayış zenginliğini; tektipliğin ve tamamlanarak donmuş görüşlerin değil, toplum yaşamında müphemliğin kabulüne dayalı bir düşünme tarzının, kısacası sosyolojik düşünmenin önemini ortaya koyuyor. Bauman, sosyolojinin -d a h a genel olarak düşünürsek insanı, toplumu konu alan hiçbir disiplinin- asla tamamlanmış, her türlü kesinliksizlik ve müphemlikten arınmış bir bakış kuramayacağını belirtiyor. Zaten sosyolojik düşünmenin kişiye kazandıracağı en önemli yetenek de, hayatın hiçbir noktasında böyle bir kesinliğin mümkün olamayacağını, her türlü kesinlik iddiasının bir “yalan” olmaktan öteye geçmeyeceğini görebilmektir. Dolayısıyla hiçbir bakış tek başına kusursuz ya da ayrıcalıklı olamaz; hayata ilişkin değişik yorumların her biri, olsa olsa kavrayış bütünlüğümüze kendi zenginliğini katacaktır. Sosyolojik düşünmek, kesinliğe varacak bir yol sağlamak şöyle dursun, her türlü müphemliği çoğaltacaktır. Ama müphemlikten korkmamak gerekir; dünyaya ilişkin gerçek bir kavrayış özgürlüğünün ve hoşgörünün temelinde bu müphemliğin, bakış zenginliğinin kabulü yatar; bu anlamda sosyoloji ve sosyolojik düşünmek, Bauman’ın sözleriyle ifade edecek olursak insanın “özgürlük davasına

hizmet eder.” .

Terry Eaglefon

AZİZLER VE ÂLİMLER

Edebiyat/Çev. : Osman Akınhay

u

AYRINTI

Piyer Loti Cad. 17/2 34400 Çemberlitaş/lstanbul Tel: (0 212) 518 76 19 Fax: ¡0 212) 516 45 77

(8)

Alpay Kabacalı dan yen i bir edebiyat çalışması “Yedi Deniz Beş Bucak”

Gezginlerimizin nözüvle Dünva

Alpay Kabacalı’nın yeni

kitabı, “Türk Gezginlerin

Gözüyle Yedi Deniz Beş

Bucak" adını taşıyor. Creative

Yayıncılık tarafından

hazırlanan ve Toprakbank

Yayını olarak çıkan büyük

boyutlu, bol resimli, kuşe

kâğıda basılmış olan kitap,

yılbaşında değişik

kuruluşlarca çıkarılan ve

sayıları bir düzineye yaklaşan

benzeri yayınlar arasında,

edebiyat alanında biricik

çalışma olmasıyla da dikkati

çekiyor. İlk Osmanlı gezgin-

yazarlarından günümüze

ellinin üzerinde yazarı tanıtan

ve yapıtlarından örnekler

veren bu geniş kapsamlı gezi

edebiyatı antolojisini

hazırlayan Alpay Kabacalı ile

yaptığımız konuşmayı

sunuyoruz.

AYŞE DİLEK

T

ürk Gezginlerin Gözüyle Yedi Deniz Beş Bucak’ın hazırlık aşamalarını anlatır mısınız? - O n yıl önce bir dergi, benden Türk gezginlerinden ve yolculuklarından söz eden yazılar istemişti. Kitaplığımın ola­ nakları çerçevesinde birkaç yazı yazdım. Konu, ilgi alanıma böyle girdi. Sonra ge­ zi kitapları toplamaya başladım. Kitap tarihi yazma çalışmasına giriştiğim yıllar­ dan beri eski kitaplara özel bir ilgim var, biliyorsunuz. Sahaflara sık sık giderim. Eski, yeni, pek çok gezi kitabı topladım. Bu arada edebiyat kitaplığımızın geniş kapsamlı bir gezi edebiyatı antolojisin­ den yoksun bulunduğunu görüyordum. En kapsamlı çalışma, T ürk D ili’nin Mart 1973 tarihli Gezi Özel Sayısı’ydı. Bugünden bakarsak, tam yirmi beş yıl önce yayımlanmış... Antoloji hazırlama kararına varınca, öncelikle gezi kitapla­ rı kaynakçası üzerinde çalıştım. Eski ya da yeni, pek bilinmeyen ilginç gezi kitap­ larına da ulaştım.

Bu arada şunu belirteyim: Antolojinin kapsamına yalnızca kitapları, kitaplaş- mış yazıları alma kararma vardım. D er­ gilerde, gazetelerde çıkmış, kitaplaşma- mış gezi yazıları kapsam dışında

kala-Pek bilinmeyen ilginç gezi kitap­

ları, dedim. Ö r­ nek vereyim. II. A b d ü lh a m it’in y a v e rle rin d e n , Miralay Sadık el- M ü e y y e d ’ in 1898 de basılan Bir Osmanlı Za­ bitinin Sahra-yı K ebir’de Seya­ hati başlıklı kita­ bı... Gözlerini yitir­ miş bir öğretmenin, M. O sm an’ın I932’de basılmış kitapçığı: Avustralya Seyahati...

Tabii, ele geçiremediğim kitaplar da oldu. Karçınzade Süleyman Şükrü nün 19Ü7’de Petersburg’da basılmış Seya­ caktı.

'E t i t i M / r t m u !

hat-i K übra’sı gi­ bi... Bunları da kitap kurdu d o s tla r ım d a n , s a h a f l a r d a n ödünç aldım. H a z ırlık la rın epeyce ilerlediği sıralarda, Creati­ ve Yayıncılıkla bir görüşmemiz oldu. Eski dos­ tum Şeref Ö z­ gendi ile yayın K o o r d in a tö r ü Serpil Teoman, bunun bol resim­ li bir kitap olarak yazılarda sözü edilen ülkelerin sözü geçen dö­ nemlerini yansı­ tan resim ve fo­ toğraflarla ya- yımianabileceği- ni söylediler. Creative Yayıncı­ lık bu tü r kitap­ larda uzmanlaş­ mış bir kuruluş. Bugüne kadar

birçok görkemli kitap hazırladı. Sonuç­ ta aramızda anlaşma sağlandı. Creative Yayıncılık, kitabı Toprakbank’a önerdi. Bankanın Genel M üdür Yardımcısı İs­ mail Kulacaoğlu bu tür yayınlara, tarihe meraklı bir aydın. O nun ilgisinden de söz etmek, hakbilirlik olur. Ardından, hazır­ lıkların tam am ­ lanması, resimle­ me ve baskı aşa­ ması... Bu arada kitabın İngilizce edisyonunun ya­ pılması da uygun görüldü, çeviri başlatıldı. Şu gün­ lerde İngilizcesi de çıktı.

- Biraz da kitabın içeriğinden söz ede­ lim. Hangi dönemleri, hangi yazarları kapsıyor?

- Kitap, üç bölümden oluşuyor. Birin­ ci bölüm, “Gezginlerimizin Piri” sıfatı­ nı fazlasıyla hak etmiş olan Evliya Çele- bi’ye ayrıldı. Yaşamı ve 17. yüzyılda yaz­ dığı on ciltlik ünlü Seyahatnamesi üze­ rine bir inceleme ve genişçe bir alıntı... İkinci bölümde Osmanlı gezginleri tanı­ tıldı, yapıtlarından örnekler verildi. Bu gezginlerden ilki, Evliya Çelebi’den de önce yaşamış olan Şeydi Ali Reis. Sonra “Sefaretname” yazarları geliyor. Bunlar­ dan ikisine, Yirmisekiz Mehmed Çelebi ile Ahmed Resmfye yer verdim. Yine bu bölümde 1865’te Brezilya’ya giden Abdurrahman ve Mühendis Faik Efen­ diler, Avrupa’ya giden Ahmed İhsan, İkinci M eşrutiyetin ilk yıllarında Ana­ dolu’yu dolaşan Ahmed Şerif gibi gez­ ginler var. Yirmi bir kesimde yirmi üç gezgin...

Alpay Kabacalı “Yazınsal değer taşıyan gezi yazılarının, gezi kitaplarının sayısında yakın bir gelecekte artış kaydedileceğini öngörebiliriz" diyor.

Üçüncü Bölüm, Cumhuriyet Dönemi gezi edebiyatına ayrıldı. Bu son bölüm, iki kesimden oluşuyor. “Anadolu’yu Ta­ nımak” başlıklı birinci altbölümde Sad- ri Ertem ’den, Reşat N uri’den, Yaşar Ke­ mal’e, Fikret Otyam ’a, Melih Cevdet’e, Haluk Şahin’e kadar dokuz yazarın Ana­ dolu izlenimleri yer alıyor. 1960’lardan sonra yol yapımı, ulaşım araçlarının ge­ lişmesi ve artışı, son olarak da televizyon başta olmak üzere kitle iletişim araçları, Anadolu’yu “bilinmeyen” bir diyar ol­ maktan çıkardı. Artık Anadolu gezi ya­ zılarına konu olmuyor pek.

“Dünvaya Açılmak” başlıklı ikinci alt­ bölümde, Cumhuriyet dönemi yazarla­ rının değişik ülkelerdeki gezileri var. Fa- lih Rıfkı, Ahmet Haşim, Selahattin Ba- tu, Attila İlhan, İlhan Selçuk, Abdi İpek­ çi, Haldun Taner... Daha yeni dönemden Zeynep Oral, Nadir Paksoy, Buket Uzu- ncr, Nedim Gürsel, Şavkar Altınel... Toplam yirmi üç yazar.

Böylece kitap elli dört kesimden olu­ şuyor. Kitabın sonunda gezi kitapları kaynakçası yer alıyor.

Şunu da söyleyeyim: Osmanlı dönemi yazarlarını ve yapıtlarını daha geniş ta­ nıttım. Cumhuriyet dönemi yazarlarının aynı ölçüde tanıtılmasına gerek yok. Pek

çoğu tanınıyor. B a ş la n g ıç t a yüz yazarlık, yüz Kesimlik bir plan h a z ırla m ıştım . Kitabın bol re­ simli olması ne­ deniyle, sayfa sa­ yısını daha da arttırmamak için yarıya yakının­ dan vazgeçmek zorunda kaldıım.

Yine de alınan ya­ zarların ve seçi­ len parçaların ge­ zi edebiyatımızı bütünsel açıdan yansıtmaya, ö r­ neklemeye yeter­ li olduğunu sanı­ yorum. - Sizce günü­ müzde gezi türün­ de, öteki türler öl­ çüsünde yapıt ya­ yımlanıyor mu?

- Önce gezi yazılarının bir edebiyat tü­ rü sayılıp sayılmayacağı tartışmasına dik­ katinizi çekmek isterim. Gezinin bir “tü r” sayılamayacağını öne sürenler var. Ö te yandan çağdaş edebiyatın türlere bağımlı kalmadığı, “anlatı” kavramının her çeşit edebi ürünü kapsadığı da öne sürülüyor. Bu konuyu kitabın “Giriş’’in­ de ele aldım: Batı’daki kıyı edebiyat (marginal literatüre) kavramına başvur­ duğumuzda, şu sonuca varırız: Edebi­ yatın tümüyle dışında kalmayan, ama bi­ linen ana türler (şiir, öykü, roman) kap­ samına da girmeyen anlatılar “kıyı ede­ biyat” sayılıyor. Peki, her anlatı bu kap­ sama girecek mi? Hiç kuşkusuz ki gir­ mez. Yazınsal ölçüt, ölçütler gerekir. So­ nuç olarak yazarının gözlem gücüne, kültürel edinimine, bunun yönlendirdi­ ği bakış açısına, üslubuna, üslubunun özellik ve değerine bakılarak edebi olup olmadığına karar verilecektir.

Bir de şu var: Az önce Anadolu için söylediğim durum bütün dünya için de geçerli. Hızlı taşıtlar, uçaklar, jetler me­ safeleri kısalttı. Bilimin gelişmesi, tele­ vizyon ve öteki kitle iletişim araçları “meçhul diyarlar”ı bilinir kıldı. Ama in­ sanoğlunun gezmek, görmek tutkusu or­ tadan kalkmış değil. Ülkeleri, mekânla­ rı, insanları ‘bizzat’ görüp tanımak baş­ ka şey...

Nitekim geziye çıkanlar arttı, gezi tu­ rizminin boyutları durmadan büyüyor... Günüm üzde pek çok gezi yazısı yayım­ lanıyor, artık ülkemizde de gezi dergile­ ri çıkıyor. Bugün bu yazılar arasında ya­ zınsal değer taşıyan­ lar az olabilir. Yi­ ne de edebiyatçı­ ların da gezilerini anlatacaklarını, yazınsal değer ta­ şıyan gezi yazıla­ rının, gezi kitap­ larının sayısında yakın bir gele­ cekte artış kayde­ dileceğini öngö­ rebiliriz.

- Son hir soru: “Gezginlerimizin Piri" olarak nitelenen Evliya Çelebi’den sonra hu alanda en çok eser vermiş yazar kim?

- Kitabın sonundaki kaynakçada 350 kadar kitap künyesi var. Tek tek yazar­ lara baktığımızda, kitap sayılarını, bun­ ların sayfa toplamlarını ve yazınsal de­ ğerlerini göz önüne aldığımızda, iki ad öne çıkıyor: Falih Rıfkı Atay ve Fikret Otyam. Falih Rıfkı, yalnızca dış gezileri-"ni yazmış. Ama bunları yaşadığı döne­ min Türkiye’sinin iç sorunlarıyla öylesi­ ne ilişkilendirmiş ki... Fikret Otyam’m “Röportaj” olarak da değerlendirilen ki­ taplarında ağırlık, Anadolu’dadır. “G e­ zi yazarı” olarak nitelenebilecek iki ad dana sayabilirim: İlki, 1907’de Peters- burg'da basılan kitabından, Seyahat’i Kübra’dan, Anadolu’yu, Asya ve Avru­ pa’da pek çok ülkeyi gezdiğini öğrendi­ ğimiz, kendisini “seyyah” olarak nitele­ yen Karçınzade Süleyman Şükrü, İkinci­ si, Selahattin Batu.

- Teşekkür ederiz. ■

Türk G ezginlerinin Gözüyle Yedi Deniz Beş Bucak /A lpay Kabacalı/ Cre­ ative Yayıncılık / 312 s.

(9)

15 yıl süren titiz çalışmalarıyla ortaya çıkarılan

ve Yapı-Endüstri Merkezi tarafından yayımlanan

Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi,

özel tasarlanmış kutusu içinde,

20.5 x 28.5 cm boyutlarında,

selofan şömiz kapaklı, üç bez cilt, 2044 sayfa.

Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi,

Sanat Dünyası’nı,

alfabetik biçimde biraraya getiriyor.

Yapıtlar, akımlar, sanatçılar...

Ansiklopedi, resim, heykel

ve mimarlık dallarının yanı sıra,

endüstri tasarımı, grafik, karikatür, fotoğrafçılık,

Geleneksel Türk Sanatları, seramik, tiyatro

gibi konuların da içinde olduğu 4400 maddelik

vazgeçilmez bir başvuru kaynağı niteliğini taşıyor.

Sanatseverler için, herkes için...

Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi ile

Sanat Dünyası’nın kapıları

sonuna dek açılacak.

ECZACIBAŞI SANAT ANSİKLOPEDİSİ

Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları

Cumhuriyet Cad. 329, Harbiye 80230 İstanbul Tel : (0212)247 41 85 (pbx)

YA YIN

Faks: (0212) 241 11 01

(10)

M EH M ET SARSMAZ

T lk iki kitabı “Bâbıtelli” ve “Çaynobil” “İzmir K itaplığından çıkan Ümit

JL

Otan, bu iki kitabı için “okura daha ucuz kitap” yaklaşımıyla “telif ücreti” al­ mamış. Gazeteci-yazanmız Ümit Otan, aynı zamanda bir “fotoğraf sanatçısı”. 1989’da kıyılarımızdaki çarpık yapılaşma­ yı konuedınen “İşte Kıyılarımız”, I991’de de “insanı” anlatan “ Yaşantımız” konulu iki fotoğraf sergisi de açmış ve çeşitli kar­ ma sergilere de katılmış. Gazeteciliği, Çağ­ daş Gazeteciler Derneği'nin haber dalın­ da birincilik ödülünü, fotoğrafçılığı da Doğa Severler Derneği’nin fotoğraf dalın­ da birincilik ödülünü kazandırmış ona.

BâbıteUi’nin “medya-devlet-sermaye” üçgeninde yapıtın “ilksöz”ünü yazan Can Dündar'ın söz konusu ilksözdeki “yayın­ cılığın, şimdi saygınlığı azaldıkça kârlılığı artan bir ticari girişime dönüştürülmüş” olduğuna ilişkin yargısı düşündürücü. “Devletin medya üzerindeki tekeli kınlı­ yor” derken, “sermayenin tekeline yaka­ lanmak” nasıl bir yazgı ki, bu “güven kri- zi"ni aşmak adına okura bir anlamda lo­ tarya adı altında “rüşvet” verme aşamala­ rına ulaşılabilmiş olması da acı.

Kendini dünyanın hakimi gören, haber- ı den çok tiraja önem veren “saygısız” ga- ! zeteci kuşağına bir tepki Ümit Otan, hem | de güçlü bir tepki. Yoz medyaya Ege’den, İzmir’den başlatılan bir kurtuluş savaşı- I nın “ilk kurşunu”; medyanın şimdiki Ha­ şan Tahsin’i... Medyaya eleştirel gözle bak- ; manın, demokraside basının yerini sorgu­ lamanın bir başlangıcı. Bâbıtelli’nin ilk ya- ; zısımn başlığı bile bu konuda yeterli bir ipucu sunuyor: “Haber ‘mal’ okur ‘müş­ teri’, gazete ‘süpermarket’ olunca...” Bu yazısında Erich Fromm’un “olmak” ya da “sahip olmak” ikileminde “olmayı” seçen insanca bir tavır görüyoruz Ümit O tan’da. “İşçi eylemlerini, memurun sendikal sava­ şımını, sendikasız, örgütsüz gazeteciler or­ dusu izlemeye başladı” tümcesinden her­ kes kendine göre bir hisse çıkaracaktır herhalde.

Gerçek gazeteci tipi

Ekonomi haberlerinin nasıl gazete pat­ ronlarının girdiği işlere göre şekillendiril- diğini; tartışmalarda genellikle okuyucu­ nun olmadığı, ancak “araba devrildikten sonra” ağırlığını koyabildiği, 5 Kasım 1991 'den sonra 15 gün içinde45 bin Cum­ huriyet okurunun tepkisini gazeteyi bıra­ karak gösterişini, kimi gazete genel yayın yönetmenlerinin öngördüğü gibi okurun müşteri olarak kalmaması, “araba devril­ meden önce” de varlığını kanıtlaması ge­ rektiğini... Bunları hep O tan’ın cesur ka­ leminin tanıklığıyla ayrımsıyoruz. Otan, Bâbıtelli’yle satılık olmayan, halkın aradı­ ğı gerçek gazeteci tipinin özlemi yanında, çeşitli uzlaşma deklarasyonlarına karşın içtenliksiz gazete patronlarının sahte mut­ luluklarını sergileyerek onları dameslek onuruna çağınyor adeta. “ İkitelli’ye kuru­ lan ‘Medya Plaza’, ‘Medya Çenter’ ve ‘Do­ ğan Çenter’ diye ünlenen ‘camdan kulele­ re’ öyle kolay girilmiyordu. Ama çıkış çok kolaydı. Tıpkı Mete Akyol’un başına gel­ diği gibi...” türü tümcelerinden; içi boş ve kalıcılıktan yoksun “sahte görkemlerin” yitirdiği gerçek değerlerin anımsatılması çabası yanında, “dost acı söyler” mantığıy­ la bakıldığında, içten bir çağnyı çıkarma­ mamız olası mı?

Otan, “Çaynobil” adlı yapıtıyla da, Bâ- bıteÛi’sinde gördüğümüz içten gazeteci tavrını somutluyor:

1986’nm Nisan ayında Ukrayna’da pat­ layan nükleer santral Çemobil’in ülkemiz­ de tonlarca radyasyonlu çaya yol açtığını bilmeyen kaldı mı? “Ver bir çaynobil dem­ li olsun...” demekten başka elimizden ne gelebilirdi ki? O tan’ın tümceleriyle akta­ rırsak: “Atom Savaşının Önlenmesi İçin Uluslararası Hekimler G ru b u n u n (IPP- NW) Çemobil olayından beş vıl sonra ya­ yımladığı bildirideki saptaması başımıza neler geleceğinin açık göstergesiydi:

‘Çer-îzmirli bir yazar Ümit Otan

Sevgisi yüreğinde bir ozan

Ümit Otan, “Bâbıtelli” ve “Çaynobil” adlı

yapıtlarında “gazetecbyazar” kimliğiyle

karşımıza çıkarken, “Öykünün Dışındaysan

Üşürsün” ve “Aşk Geri Dönene Kadar”ında,

mesajı olan, gazeteci-yazar kimliği içlerine

sinmiş yazınsal denemeleriyle okuru şaşırtıyor,

kimi yerlerde de şiir dilinin tuzağına düşerek

bizleri keyifli bir okuma deneyimine ulaştırıyor. ,

a v n m U :

m K İ M A ı> tş ı\ım s\\

I Ş I K M \

nobil faciasının uzun süre içinde tüm dünyada birkaç binle birkaç milyon arasında kanserden ölüme yol açabile­ ceği tahmin edilebi­ lir. Böyle bir tahmin de kahve falına bak­ mak gibidir. Kimse kaç insanın ne dere­ cede radyasyona maruz kaldığını bil­ miyor. Ayrıca yine nefes yoluyla ve be­ sin zinciriyle vücu­ da alınan radyoaktif parçacıkların etkisi­ nin sürekli olması­ nın nelere yol açaca­ ğını da kimse bilmi­ yor!”

Otan, başımıza gelen felaketin bo ­ yutunu ve gizli ra­ porların içeriğini ancak sekiz yıl son­ ra öğrenebildiğimizi belirtiyor. O gün­ lerde öğrenseydik, o yörelerden kaça­

Ümit Otan gazeteci ve fotoğraf sanatçısı kimliğinin ardında, bir deneme yazan olduğunu olağa­ nüstü bir alçakgönüllülükle gizlemeyi beceriyor.

bileceğimizi, o yörelerde yetişen hiçbir şe­ yi yemeyeceğimizi, kendimizle birlikte ge­ lecek kuşakları da radyasyon deposu ol­ maktan kurtarabileceğimizi dile getirir­ ken, “Ama olmadı. ” diyor ki, yetkililerimi­ zin bizi kandırmayı bir kez adet haline ge­ tirdiğinden de yakınıyor. Bir bilim adamı­ nın heyecanının insanı ürküttüğünü de belirtebiliyor.

Yoğunlaştırılmış gazetecilik yaklaşımıy­ la konuyu en ince ayrıntılarına kadar irde­ leyerek Ilhan Selçuk’tın deyimiyle “bir hiz­ met yapıyor.” Bizlere ve siyasetçilerimize de çıkan sonuçlardan en akılcı çözümleri üretmek ve “icrayı” yönlendirebilme şan­ sından başka bir şey kalmıyor... Konunun ulusal ve uluslararası boyutlarının kimi ay­ rıntılarını “Nobelsiz kafalara” adeta vuru- yor... ..

O, Ümit Otan. Gazeteci ve fotoğraf sa­ natçısı kimliğinin ardında, gerçek bir ya­ zınsal deneme yazarı olduğunu olağanüs­ tü bir alçakgönüllülükle gizlemeyi nasıl da beceriyor. Yazınsal türler arasında belki de son durak olarak kabul edebileceğimiz “deneme”nin, kendi içindeki türleri ara­ sına “yazınsal deneme”yi de katışımızın nedeni, O tan’da yakaladığımız “öykü” di­ li içinde, günceli de kucaklama eğilimi, gerçeklikten kopmama çabası, ama ger­ çeklikleri aktarırken iç dünyasına yaptığı anlamlı yolculuklar, ruhunun sağlamlığı, yıkılma/.lığı. Bu belirlemeleri yapmamıza Çağdaş Yayınlan’ndan çıkan son yapıtı “Aşk Geri Dönene Kadar” yol açıyor. Bu iki yapıtı O tan’ın yazınsal ağırlığı daha çok ayrımsanan yapıtları. Mesajı olan öyküler mi yoksa?

Öykünün Dışındaysan Üşürsün ün ilk yazısının başlığı “Başarılı Olmak İstemi- yordu’ nun mesajını ben şöyle algılıyorum: Günlük yaşamın hayhuyunda “başarılı ol­

ma güdüsüyle", en yakınımızdaki güzellik­ leri, değerleri unutuyoruz, ruhumuzu öl­ dürüyoruz.

Geriye bakınca

Sonuçta geriye baktığımızda bir hiç ol­ duğumuzu ayrımsıyoruz... Kuşkusuz ay­ rıntılarda bu mesajı daha somut bir biçim­ de bulmak okura düşüyor. Ama ben yazı­ nın son iki tümcesini paylaşmakla yetin­ mek istiyorum şimdilik:

“O sevgi istiyordu, aşk istiyordu, dost­ luk istiyordu hem de büyük bir ‘açgözlü­ lükle’ istiyordu.

‘Başarılı olmak’ istemiyordu...” Öyle korkunç bir gazetecinin yaptığı, böyle kor­ kunç belirlemeler okuru yerinden oynatı­ yor ve sarsıyor, “kendine döne” diyor ade­ ta.

“Konuşmalara hiç katılmayan biri daha vardı masada.

O yalnızca dinleyendi.

Tüm konuşmaların anason kokulan ara­ sında kaybolup gideceğini, masadakilerin sabah ‘ayıldıklarında’ yine her günkü ‘maskelerini’ takıp “işbaşı’ yapacaklarını biliyordu.” tümcelerinden sonra diğer bir yazıda; küçük bir ilçedeki küçük dereceli memurun, masasının iç bölümüne, gözler­ den ırak bir yere astığı “Düşle” şiirinin, Nâzım Hikmet, Adnan Menderes, Deniz Gezmiş fotoğraflarının birgün başına dert açacağını bilmemesini, on iki ay on beş gün hapis ve 54 bin 167 lira para cezasına çarptırılacağını bilmediğini de belirtirken, Beatles’tan John Lennon’un bestesi o gü­ zelim İmagine (Düşle) parçasının Türk­ çe’ye çevrilmiş şiirine gözünün takıldığı anlarda kimbilir ne verimli çalışmış oldu­ ğunu da aktarıyor Otan. Yargıtay hapisce- zasını uygun görüyor, para cezasını ise 54 bin 167 Gradan, 54 bin 166 liraya indiri­ yordu... Acaba Otan 657 sayılı yasanın

125’inci maddesinin E bendinin b) fıkrasın­ daki disiplin cezasını gerektirecek hüküm­ lerden “devlet memur­ luğundan çıkarmayı" gerektiren hükmün: “Yasaklanmış her tür­ lü yayını veya siyasi ve­ ya ideolojik amaçlı bil­ diri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini bas­ mak, çoğaltmak, dağıt­ mak ve bunları ku­ ruluların herhangi bir yerine asmak veya teş­ hir etmek,” olduğunu

biliyor muydu? Ya da Adnan Menderes ve Deniz Gezmiş’in fo­ toğrafları düşünüldüğünde, benim, “Başa­ rılı darbeler ‘halkın iradesiyle’dir, diğer bir deyişle halk onlara engel olmadığı için on­ lar başarılı olmuşlardır. Başarısızları halk ezer, asar, keser ... Halka inilmez, çıkılır ona.” (Eşik, Temmuz-Ağustos 1995, Sayı: 20, s. 25-26-27, Kayseri) dediğimden ha­ berli miydi? İş, şairlikle, duygusal olmak­ la bitmiyordu, işin içinde başka işler var­ dı, kimi taşları akılcı bir biçimde yerinden oynatma gereksinimi vardı...

“Akıl mı, duygu m u” ikileminde “duy- gu”dan yana tavrını koyan Ümit O tan’ı kuşkusuz anlıyoruz ve ona hak veriyoruz. Nietzsche’nin “nefret”i etkin, “sevgi”yi de edilgin sayması nedeniyle, “nefrete” daya­ lı etkin’liklere sıcak bakmasa da, Marksiz- min “sınıf savaşı” mantığıyla “nefret” pay­ lı etkinliğine katılmasak da; insancılığı­ mız, “sevginin” nasıl etkin kılınacağının araştırmasını yapmamızı önerse d e ... der­ dimiz kurulması gereken o sağlıklı den­ g e

-Otan, gerek Öykünün Dışındaysan Üşürsün’ünde, gerekse de Aşk Geri Dö­ nene Kadarında, gerçekte insanın söz et­ tiğimiz bu “ruhsal” yönlerini çözümleme çabasını deniyor, ama insan olarak, insan kalarak.

“Hey sen, Boğaz’ın en güzel yerinde ka­ çak villa kondurup sonra ‘beyaz camda’ çarpık kentleşmeyle ilgili ahkam kesen medya gezgini...” (...) “Sen, bir düşü bile arkadaşına çok gören gammazcı...”, “Se- bahattin öğretmeni delinenler...”, “İnsan yaşamının en önemli yıllarını çalanlar”, “Küçük bedenleri sömürenler...” (...) “Evet sizler hepiniz, size benzeyenler... Utanmayanlar... Öykünün dışındakiler.../ Üşüyorsunuz... Belli etmemeye çabalıyor­ sunuz. Başaramıyorsunuz. İçinizin ürper­ tisi buralardan hissediliyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ama bir kaç yaprak sonra &#34;sahibi izz ü celal olan saâdetmend bu bendelerine buyurdu kim bu memduh-i enam ve Mahmud-i hâs ü âm olunan düstur-i kerimü'~-~an~n dokuzyüz

Hisarın igüney 'batısında ve bir küçük tepe üzerinde bulunan silindir şeklindeki büyük kule ise Zağanos Paşa taralından yaptırılmıştır.. Kapısının

Evliya Çelebinin Rumca ve Lâtinceye âşinâ olduğu ve hurafelerin çoğunu o diller­ deki kitaplardan almış olduğu zannedilmekte­ dir.» Evliya Çelebi

Rüyasında bu cami ikmal edi­ lirse onun da hayata göz yumacağı söylenmiş Paşa ertesi gü­ nü ne kadar usta ve amele varsa, hepsini savmış, yalnız

Bu çal›flmada “slime” oluflturan KNS’de artan dozlardaki NANaz ile muamele sonucu “slime” oluflumunun azalmas›, NANaz’›n bu aktivitesinin bir farmakolojik blokan›

Ocak 2000-Ocak 2002 tarihleri aras›nda Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi polikliniklerinde veya hastaneye yat›r›larak izlenen üriner sistem infeksiyon

Dahiliye Vekili Ferid Bey,ermeni zenginlerinin İstanbulâSvdetleri hakkında Büyük ¿¿illet Meclisine izahat verirken m e s ' ele, «akik bir gezeteci ile sabık bir polis

Bu çalışmanın amacı derin dentin çürüklü süt dişlerinin fizyolojik düşme yaşlarına kadar ağızda idame ettirilmesi amacı ile uygulanan amputasyon tedavilerinde