• Sonuç bulunamadı

Adı, "Büyük Dost" kaldı:150. doğum yılını andığımız Loti, sadece harem öyküleriyle ilgilenmiyordu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Adı, "Büyük Dost" kaldı:150. doğum yılını andığımız Loti, sadece harem öyküleriyle ilgilenmiyordu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A

b

d

ü

lm

e

ci

d

'd

e

n

150. DOĞUM YILIN I AN DIĞ IM IZ LOTİ, SA D ECE HAREM Ö YK Ü LER İYLE İLGİLENM İYORDU

PIERRE LOTI

OU L E R E T R A I T E R É C A L C I T R A N T

Loti’nin Fransız Akademisi üyeliğine seçildiği zaman yayınlanmış bir karikatürü.

150. doğum yılını andığımız yazar Piyer Loti, Osmanlı

Devleti’nin parçalanm a döneminde ve Kurtuluş Savaşı

sırasında, Türk halkını cesaretle savunan tek yabancı olmuştu.

Fetvacı

Orhan Koloğlu

F

ransızlar için Piyer Loti (asıl adıyla Julien Viaud) Fransız Akademisi üyeliğine layık görülmüş, son derece değer­ li bir romancıdır. Romantik akımın son temsilcilerinden sayılır. Bir ö- zelliği de, 19. yüzyıldaki köklü de­ ğişmelere tepki gösteren, uygarlık adına yapılanları eleştirenler ara­ sında, kendisine özgü bir yol gös­ termesidir: Türk türü doğulu yaşa­ mı.

Fransa’nın Atlas Okyanusu sa­ hillerinde küçük bir liman şehrin­ de son derece basit ve içe kapalı bir aile yaşamından gelen Loti, Pa­ ris’in şımarık ve aşırı iddialı buldu­ ğu hayat tarzından hiç hoşlanmı­ yordu. Nitekim bu yüzden Türki­ ye’yi severken, Avrupa’yı taklit e- den “Beyoğlu - Pera”nın yabancı­ ları, turistleri ve levantenlerinden nefretini saklamıyordu. Bir bahri­ ye subayı olarak geldiği Türkiye’de fırsat buldukça başına fes, sırtına Türk elbiseleri geçirip sokaklarda dolaşmayı, kahvelerde nargile iç­ meyi, rastladığı sade insanlarla ko­ nuşmayı tercih ediyordu. Bu amaç­ la Türkçe bile öğrendi.

Türkseverliğin nedenleri

Fas’tan İran’a kadar bütün İs­ lam ülkelerini dolaşmış olan yaza­ rın Türkseverliği iki hususa daya­ nıyordu.

Birincisi: 1876’da Selanik’te başlayan ve bir yıl içinde İstan­ bul’da biten Aziyade’ye aşkıdır. İlk ve ona ününü kazandıran aynı i- simdeki romanının bu kahramanı ile harem atmosferi içinde geçirdi­ ği huzur dolu günleri asla unuta- mamıştır. Orada, Avrupa’da artık kalmadığına inandığı sükunet ve günlük endişelerden kopuşu bul­ manın zevkini kitaplarına yansıt­ mıştır. İlgisi asla Avrupalı bir ke­ simdeki gibi, haremde cinsellik a- rayışı değildi.

14 Ocak’ta 150. doğum yılını an­ dığımız Loti’nin Türkseverliğinin i- kinci sebebi, ev yaşamının dışında Türklerin, yönettikleri gayrimüs­ lim cemaatlere gösterdikleri hoş­ görüydü. Türkler aleyhinde bütün Batı’da yürütülen kötüleme kam­ panyasının gerçek olmadığına, ara­ larında yaşayarak tanık olmuştu. Bu sebeple, “Les Desenchentees = Mutsuz Kadınlar” romanında

Türkiye var oldukça

Birinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra barış pazarlıkları başladığı dönemde, Loti'nin Türkler lehine sürdürdüğü kampanya dolayısıyla

Veliaht Abdülmecid ona dokuz mektup yollamıştır. Sarayın ve BabIali'nin düşüncelerini yansıttığı için bunlarda rastlanan bazı önemli ifadeleri aynen aktarıyoruz:

17.3.1919: "Endişe dolu günlerimizde acılarımızı dindiren soylu duygularınızdan son derece etkilendik."

10.12.1919: "Bitkin insanlık sayenizde gerçekleri öğreniyor. Dehanız ve cesaretiniz karanlıkları dağıtıyor."

8.2.1920: "Yalancılığa dayalı karanlık perdesinin üzerine yüce bir ışık sütunu gibi yansıyorsunuz. Bütün Türklerin ve üç yüz milyon

Müslüman'ın kalpleri size yönelmiştir. Vatandaşlarımızın şükranını

anlatabilmek için aşk şiirlerinden oluşacak bir kitap yazmam gerekirdi."

10.4.1920: "Piyer Loti Derneği'nin konferansında bütün bir halk sizin eşsiz, soylu ve aralıksız

müdahalelerinizi teşekkürle selamladı. Insansever eseriniz sayesinde bütün dünyanın gerçekleri öğreneceğine inanıyoruz."

4.6.1920: "Ağır yaralıydık şimdi ise Barış Konseyi ölümümüze karar verdi. Savaştan hiçbir başka ülke bizim kadar ızdırap çekmiyor. Neden bize böyle bir ek işkence çektiriliyor?.. Hemen hemen Türk ulusunun bütün siyasi ve ekonomik özgürlüklerinin kaldırılmasına eşit barış koşullarının getirilmesi, adalet ve hak ilkeleriyle nasıl bağdaşabilir? Haklarımızın savunulmasını sizden bekliyoruz." (Sevr sırasında.)

23.1.1921: "Yeryüzünde bir Türkiye var oldukça Loti yıldönümü

kutlamalarının hep devam edeceğine inanıyorum."

Mart 1921: "Sevr anlaşmasının tashihinin planladığı bu aşamada,

katkınız dolayısıyla bütün bir halkın en samimi düşüncelerini

aktarıyorum."

20.5.1921: "Bizim için kıymetli olan sağlığınıza tekrar kavuşmanız için dua ediyoruz."

Ağustos 1922: "Sağlığınıza

kavuşmanız için saraydan kulübelere kadar her yerde dua ediliyor. Bozulmasının lehimizdeki soylu savaşımızdaki yorgunluktan ileri geldiğini biliyoruz. Eseriniz ürün verdi ve sayenizde ülkeniz gerçekleri öğrendi." Piyer Loti, Türkiye’ye yaptığı son ziyaretlerinden birinde, Mahmutpaşa’da nargile içerken.

olduğu gibi, kadınların eşlerini kendilerinin seçememeleri konu­ sunda eleştiriler yönelişe de, te­ melde Osmanh’ya toz kondurmu­ yordu.

Siyasi.etkinlikleri

Artık yeni roman üretemediği 1910’lu yıllarda, bütün gücünü Türklere yöneltilen aşağılamalar ve haksız suçlamalara karşı çıkma­ ya verdi. İtalya’nın Libya’ya saldırı­ sını (1911) gazetelere gönderdiği mektuplarla yerdiği gibi, onu izle­ yen Balkan Savaşı (1912 - 13) sıra­ sında da makaleleriyle bütün Av­ rupa’nın karşısına tek başına dikil­ di. Batıkların bildikleri halde yan­ sıtmaktan kaçındıkları bütün Hı­ ristiyan kötülüklerini açık açık or­ taya dökmekten kaçınmadı. O ka­ dar ki, 1913’te onun hakkında Ce­ mal Paşa, “Dünyanın bütün düş­ manlık şimşekleri üzerine yönelse kazınmayacak yüce karakterde bi­ ridir”; Falih Rıfkı, “Bence Türk ta­ rihi onun namını aziz Trakya’nın i- kinci fatihleri arasında sayacaktır”; Adnan Adıvar ise, “Türklerin Av­ rupa’daki az sayıdaki savunucuları­ nı manevi yaralarımızı saran bir Kızılay cemiyetine benzetiyor ve Loti’yi onların yüce başkanı sıfatıy­ la selamlıyorum,” demekten ken­ dilerini alamamışlardır. O yıl Lo­ ti’nin İstanbul’u ziyareti, çok ö- nemli bir siyasi olay olmuştu.

Fransız sansürüne karşı

Birinci Dünya Savaşı sırasında kendi hükümetini Türkiye’ye savaş

ilan ettiği için eleştirmekten geri kalmayan Loti, 1918 sonunda Os­ manlI ülkesinin paylaşılma pazar­ lıkları başlar başlamaz, Türklere haksızlık yapılmakta olduğunu ıs­ rarla tekrar etmeye koyuldu. Fran­ sa’da sansürün hala Türkler lehin­ de yazı yayınlanmasına izin verme­ diği bir dönemde, yüksek mevki- lerdeki - bazıları bakan - dostlarım kullanarak, açık mektuplarını ga­ zetelere sokturabildi. Yunanlıların, Ermenilerin yaydıkları yanlış ista­ tistikleri sürekli düzeltti. Fran­ sa’nın Ingiliz emperyalizminin pe­ şinden gitmesini hep eleştirdi.

Daha 1910’larda kökleşmeye başlayan “Büyük Dost” lakabı ar­ tık sadece onu belirtiyordu. Anka­ ra’da ulusal direnç başlamadan ön­ ce, İzmir’in Yunanlılarca işgali ü- zerine 74 Türk aydınının imzalaya­ rak gönderdikleri mektupta, “Ba­ rış koşullarını saptayanların insafa gelmesi için çağında bulunması” istenmiştir. Bu çabaları dolayısıyla büyük bir anma töreni yapılmış hatta Divanyolu’ndaki bir sokağa ismi, Klod Farrer’le birlikte veril­ miştir. Mustafa Kemal Paşa da gönderdiği mektubunda ondan, “ Hakların savunucusu ve civan­ mert yüce Fransız” diye bahseder.

Hastalığına rağmen sürdürdüğü kampanyasıyla Türklerin de “in­ sanlar arasında sayılması gerektiği­ ni” kabul ettiren Loti, Lozan’ı ve cumhuriyetin ilanını göremeden öldü; ama edebi yanından çok, bu insan hakları savunucusu niteliğiy­ le Türklerin kalbinde taht kurdu.

QJ

“ O

Yetim kızların halısı

Loti’nin anısına çıkarılmış bir Fransız posta pulu: Loti’nin portresinin arkasında, camileriyle İstanbul yer alıyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi de, Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın imzasıyla, 19 2 1 yılında gönderdiği bir mektupla, "Büyük Dost"a şükranlarını sunmuştu:

"Sevgili Mösyö Piyer Loti,

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Paris temsilcisinin

hareketinden yararlanarak, Türklerin büyük ve soylu dostuna duyduğu minnet ve şükranı bir kere daha beyan etmeyi kendine görev

saymıştır. Tarihin en karanlık günlerinde sihirli kalemiyle daima haklarını onaylamış ve savunmuş olan ünlü üstada karşı Türk milletinin duyduğu derin ve değişmez sevgiye, bağımsızlık savaşında şehit düşen

babaların yetim kalmış kızları tarafından gözyaşları arasında dokunan bu halı tanıklık edecektir. Basit değeri sadece hakların aşıkı, savunucusu ve civanmert büyük Fransız'a duyduğumuz şükran hissine tanıklık etmesinde bulunan ve hediyemizi kabul buyurmanızı rica ederiz."

17.12.1919 tarihli Yenigün’de “Türklerin Aziz Dostu” başlığı altındaki çerçevenin bir yanında Süleymaniye, diğer yanında Eyüp Sultan camileri bulunuyor.

+

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya İl Kültür Müdürlüğü ve Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yapmış olduğu etkin işbirliği sayesinde kütüphanelere her

Washington’daki Carnegie Enstitüsü ve Belfast’taki Queen’s Üniversitesi’nden bir grup araflt›rmac›, bu y›ld›z›n komflu gökada, Büyük Magellan Bulutu’na

Artaki efendinin a- sıl adı Terziyan olmasına rşğmen, halk tarafından faz- lasiyle sevildiğinden Candan diye anılmaktadır.. 1885 senesinde Selanik’te Dünyaya

Mşıseı arşivlerde ıstanouı ueııegı Taha

Peyami Safa, daha önce de belirttiğimiz gibi sayıları pek az olan ve kendi kendini yetiştiren (oto-didakt) aydınlarımızdan biri olarak üzerinde eğilmeye değer

Kutsal ve Bilge (2012) tarafından lise öğrencileri üzerinde tükenmişlik ve başarı algılarının (orta-yüksek) incelendiği araştırma sonucunda, başarı algısı

Şair aşağıdaki beyitte ise gönül ehlinin Allah’ın veli kullarına ikramı olan kerâmeti bir sır olarak telâkki ettiklerinden bunu orataya saçmayacaklarını

Halifenin huzurunda iki adil kişinin mektuptaki yazının Ebu Nasr Muhammed ait olduğu konusunda şehadette bulunması üzerine Halife Nâsır li-Dinillâh büyük